9 Nisan 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

9 Nisan 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 NİSAN — isi © Müferrih ve midevidir HABER-— MAZON MEYVA TUZU Aksam Pos İnkibez, hazımsızlık, mide bulanlı va bozuxluğunca, b:rsak tembelliğinda, mide ekşilik ve yanmalarında &mnivstle kullanılabir. MİDE ve BARSAKLARI temizler alıştırmaz ve yormaz. MAZON is'ın ve HOROS markasma dikleak, ide ee) Nakleden: BURHAN BURÇAK az iğ görme gireceksiniz, | — Ben de beyaz leyitklarla süs tn, beni kimse (bekleme | lü bir beyaz esvap.. Bün kaybettiğiniz şemsiye Bona da kaybedersiniz! Anahtar şemsiye gibi değil ılmaz ki. Hem Yol halısının altıma sak- Sıdıka dehşetle yerinden İ Yarar dua kitabı yere yur | / i : / 74 iy” ii il i 7 Ti ; / # ir li sinirlendirdir!z, içimi t ettiniz. Bönderiniz, teyzeciğim. eşİrsiniz. İçiniz açılır. Du Gözleri tıpkı bayıl vlan birine eter tavsiye söylemişti, Bayan Sıdıka kapadı ve şiddetle masa Vurarak? Biderseniz gidiniz te in, “ekkür ederim, iyi teyze beyaz atlas işile renkli * tarafa fırlattı ve oda" iselerinin arasında Sendiği ve sevdiği beya Bu kar renkli ipek- Şok yakışıyordu. Ke Püsküllerini düzelt ya baktı ve ken ederek: #takbel hayat ar i, 1 z 4 İLE 7 j1 j gi 7 gz 7 FİZ (i j j / i, h z i7! ii o akşar fakat evin intiza- Küzelliği Muallânn « Arkadaşı Jalenin bilmiven sözle Satuk geçti, O gü Vakası yakmda ve Ova her iki genç ke İlk balo, ne mühim be “e, PPİ HİR Büllerle süslenmiş Riyeceğim, —— Araba Muallâyı evinin (o kapısı önünde bıraktığı zaman ayakları gayrüihtiyari dansediyor, dudakla” rında neşeli bir valsin (nağmeleri dolaşıyordu. Biraz geç kalmıştı. Saat on iki- ye geliyordur Merdivenler (o zifiri karanlıktı. Apartman sahibi bir o tomatik merdiven yaptırmadıktar başka galiba elektrikleri de bozuk tu. Kapıcıdan kibrit aldılar. Ba- yan Handanın hizmetçisile kâh ay dınlıkta, kâh karanlıkta merdiven leri çıkmağa başladılar. o Mualiâ koşa koşa önden çıkıyordu. Gözle- ri birkaç gün sonraki balonun zi yaları ve eğlencelerile doluydu. Bi- tinci kata vardılar. “Daha iki ka tumız var,, dedi. o ve tekrar zihni dansetmeğe, gülmeğe ve eğlenmeğe dald. Merdivenlerden mütemadi” yen çıkıyorlardı. Karanlık merdi- veni çıkıncaya kadar sanki birkaç saat geçmiş ve bu zaman zarfında Muallâ mütemadiyen dansedip eğ" lenmişti, Hizmetçi bir kibrit daha yaktı. Kapının üzerinde anahtar parlıyordu. — Teyzem bir türlü anahtarı yol halısının altında bırakamamış.. Ah şu teyzem. dedi, Kapıyı açarak içeri girdi, Son ra tekrar kapıdan başmı uzatarak yavaşça hizmetçiye baktı: — Aşağıya inmeniz için size işik tutayım! diye seslendi. — Lüzumu yok canım. Kibritle inerim, Bayan arabada (bekliyor çabuk gideyim, Allah rahatlık VELBİN,.. — Size de teşekkür ederim- / Müallâ kapıyı kapadı, tekrar baloyu düşünmeğe daldı. Anahta- cın dışarda kaldığını bir saniye bi- le düşünmedi. 1g ri Üçüncü katta mnharir elân ça” lışıyor, ocakta mükemmel bir ateş * çıtırdıyarak yanıyordu. Odanın bir köşesinde iki kişilik bir sofra kurulmuştu. Bunu Selma gelecek diye hazırlatanıştı. Gelmiyeceğini haber aldıktan sonra bozdurmağı ihmal etmişti. Parlayan gümüşler ve billürlar arasında ince bir saksı içinde bir demet karanfil duruyor” du. Çiçeklerin vahşi ve keskin ko kassu bütün odayı kaplamıştı. Böy le güzel ve süslü bir sofranın boş kalması pek yazıktı. Fakat genç 2- dam bunu düşünmüyordu — bile Zihni çok uzaklarda, hattâ Selma dan da çok uzaklarda dolaşıyordu. Komşusu Vasıf Levend o saatte evine dönüyordu. Selma Perrinle Cemil Nadirin beraber olduklarma sm'n bulunduğu için son derece kıskançlık içindeydi. Biçare âşık maharririn bu saniyede ne düsün Tüklerini bilse müsterih olacak ve ahat rahat uyuyacaktı. (Devamı var) mali TEGRUBELIMARAN 30Z İŞÇİSİ ARANIYOR İnce tahta işlerinde ihtisas peyda etmiş tornacı ve oymacı isçilerine ihtiyaç vardır. İstek: lilerin Beyazıtta Dökmecilerde | Paşa caddesi 81 numara- ya müracantları, ii i Kiku yerlere kadar iğildi ve Ja | kediyi bulmak güç olacaktı. Fa ponların en büyük teşekkürü olan; | “Arigato gozalmasu!,, kelimeleri dudaklarmdan dua eder gibi çık” ie MAVİ KEDİ Hayır, Ishiğâ, bu meseleyi 80 nuna kadar takip edecekti. İshigu tıkıntısından son ozamanlarda o kadar cıgara içiyordu ki, parmak ları nikotinden sapsarı (olmuştu. Sıhhati de pek yerinde Odeğidi. Gözleri bile çukura kaçmıştı. Fakat bu işte muvailak olaca" fından pek emindi. Onun bu iti” mad: manevi veruhi İdi veona bu kuvveti veren eski âmiri Hide kichinin hayaliydi, İshiga 7 mart gecesi bizzat ken disi tarafından yazılan bu cinaye- te ait protokolu eline aldı. Belki burun içinde bir ipucu bulacağını ümit ediyordu. Öyle ya, bu protor kola yazdıklarımı bugüne (Okadar ikinci defa olarak hiç okumamıştı Kezalik o gece cesetle bulunan de iâili de önüne koydu. Bunlar kanlı kimoüo parçalarından, kedi kılla” rından.. kedi tüyleri? Eğer mesele şimdiye kadar yapıldığı gibi halle dilmezse işe yeniden başlamalıydı Belki o vakit nazarı itibara alma dığı başka bir nokta bulabilirdi. O bizant kendisinin birkaç (hafta evvel kapadığı ve mühürlediği zar hı açtı. Zarfın üstünde “Kedi tüy- İeri ve balık kılçıkları, yazılıydı. İçindekilerin hepsini bir beyaz kâ ğadın üstüne yığdı. Bunun içinde bir tutam uzun ve mavimsi Otüy vardı. Kedi. kedi tüyleri? Acaba bu kedi şimdi neredeydi? Eğer bu kediyi bulmak mümkün © olursa, cesedin de birkaç zaman (Omerede saklanıldığı meydana çıkardr. Fakat kediler tüylerinden tefrik edilebilinir miydi? İshiga bunu İ- yi bilmiyordu, fakat mademki in- sanları saçlarından tefrik (etmek lence miimkündür, kedileri de tüy“ lerinden tefrik etmek mümkün ol- malıydı. Ona göre bu uzün tüylü kedi de balık yerken Chibanm or sedi yanında bulunmuş olacaktı İshizaya göre bu kedi ( herhalde Hasegavarım pek uzağında değildi Fakat İshiza evvelâ Kanda mahal lesi yerine, ülümü tabiat müzesine gitti. O burada hayvanlardan am lar mütehassıs bir profesör (Otanr yordu. Bu adamlar ufacık bir diş par çasmdan bu kadar milyon seneler sonra koskocaman bir balina balr ğı gibi, İnsanların bile bugün hiç görmedikleri, hayvanları meydana çıkarıyorlar, hattâ bunlarm (tü yünden bir kediyi bu adam neden teşhis edemesin! ... Birkaç gün sonra İshigarım ma- sası üstünde bu profesörün rapo ru duruyordu. Bu raporda profe sör: “Bana verd'finiz kedi tüylerini muayene ettim. Bu tüyler “Felis Domestica,, cinsinden bir ev kedi sinin tüyleridir. Bu tüyleri taşıyan kedi garp memleketlerinde ve An kara kedisi namını taşıyan ve Ja” ponyada bulunmıyan bir cins ke dinindir. Bu tüvler bu kef'nin fev kalâde bir cinsten ve soydan oldu” Fonu gösteriyor... İshiça bu raporu okurken elleri titriyordu. Bu havadis o cinayetin meydana çıktığndanberi en İyi habezdi: Bir mavi tüylü ked!, Ankara ke tisi cinsinden ve (o Japonyada hiç Sulunmadığı bildirilen bu o ket Tokyonun ortasında vaşıyozdu. E- er bulunmamız olsaydı. oo kıy mestli tüylerini Tamonoi cinayeti" nin işlendiği yerde bırakamazdı. Adi bir kedi olmuş olsaydı, bu kat mavi tüylü bir Ankara kedisi ni Tokyoda bulmak büyük bir maharet değildi, İshiga Kanda mahallesinin po- His karakoluna telefon ederek, kara kol memurlarından birisine oralar da mavi ve uzun tüylü bir Ankara kedisinin bulunup bulunmadığını sordu. Ankara kedi ni bir saray köpeğinin tüyleri kadar w zun.. Telefonda bulunan Omemur böyle bir kediden hiç haberdar de- ğild. Fakat oda O arkadaşlarma sarmayı muvafık buldu. Fakat Kanda mahallesinin karakolunda» | ki polislerin ve memurların tüy“ leri bir saray köpeği gibi uzun ve | mavi renkte bir kediyi hiç birisi görmemişti. Herhalde bu İshiça # çin büyük bir bata bir yanlışlık olmuştu. Onun hesabınca bu mavi kedi Kanda mahallesindeki evin etrafında bulunacak ve bu cinaye- tin dairesi burada tamamlanacak ve kapanacaktı. Fakat bu keyi Kanda mahallesinde bulamazsa ne vede bulacaktı.? İshiga bütün Tokyo (polisleri ne emir vererek bütün Tokyo için de uzun ve mavi tüylü bir Ankara | kedisi görüp görmediklerini bildir: melerini bildirdi. Bu emir (gayet mahrem tutulacak ve kedi sahibi kalkıp da kediyi saklıyamıyacaktı. Bundan başka Tokyoda intişar eden büyük gazetelerin sütunların: da da aşağıdaki ilân çıkmıştı: MAVİ ANKARA KEDİSİ Kıymetli ve uzun tüylü bir An kara kedisi aranmaktadır. Bulan lar yüksek mükâfat alacaktır. Bu kediyi nerode gördüklerini bildiren lere de mükâfat verilecektir, Adres: Taro Kurumay, Nihonbaşı,,, (Devamı var) Cezzlandırılan fu.bolcu'ar Beden Terbivesi İstanbul böl | aesi başkanlığından: | Aşağıda adları, o soyadları, »ölse slell sayıları ve klüpleri vazılı bulman idmancılara işti- rak ettikleri müsebakalardaki suihareketlerinden dolayı genel Mirektör'üsüm'iz tarafmdan 11 ——1940 tarihinden İtibaren *İzalarmda vazılı müddetler işin »ecici müsabaka boykotu ceza- tarı verilmistir. Ceza milddeti le'nde klümleri. vin ve hakemlerin bu idmancı. | 'arı misabakalıra istirak ettir. | meleri Hizm tabii olunur. Anadolu klübünden 1887 Er- *Üment Konman İki av. Tonkanı Mermi 1351 Yunus Özgün | İr ay. 9-4 -940 Salı 12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,35 Ajans ve meteoroloji ha berleri, 12,50 Müzik; Çalanlar: Fabri Xopuz, Fahire Fersan, Refik Fersan, übtü Hardakoğlu, okuyan: Necmi Riza Ahıskan. 18,15 Müzik: Halk! türküleri, Malatyalı Necati ve Sadi Yaver Ataman. 13,50 , 14 Müzik: Haf? müzik (PL), 18 Program ve amleket sanat ayarı, 185 Müzik: Senfoafk müzik (PL), 18,40 Konuşma (Çiftçinin saati), 1858 Serbest saat, | 18,10 Memleket srat syarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 10,30 Müzik: #akara radyosu koro ve küme saz bayati, İdare eden: Mesud Cem'i, 20, 16 Konuşma (İktısat ve hukuk saati) | 2040 Müzik: Fami heyeti, 21,15 Mn. #ik: Küçük örkesten 22,15 Memleket sasi ayarı, Ajans haberleri; zirant. esham, tabvflit, kambiyo, mukut bor. sum (#iyat). 2235 Müzik; Cazband (PL). 23,28 , 28,50 Yarınki program İ ve kapamış, Suda Yazan: Guy de Maupassant Çeviren: Muzaffer E5&.N (Dünkü nüshadan devam) Birdenbire gandalının o bordazma bir gey çarptı, Sıçradım. Soğuk obir ter baştan aşağı beni dondurdu. Bu gürültüye, hiç şüphesiz akmtmın sü- rüklediği bir tahla purçası sebeb ol: muştu, o fakat bu ufacık (o gürültü sinirlerimi yeni baştan ayaklandırma ğa kâfi geldi. Zinciri yakaladım, ve bütün kuvvetimle kollarımın, bacak- larımın, bülün vücudumun &daleleri ni gerdim. Demir çok sağlam tutmuş- ti, Kuvvetten düşmüş bir halde tek- rar olürdum, Bu sırada ırmak yavaş yavaş çok kesif beyaz bir sis ile örtüldü, Sis su üzerinde © kadar alçaktan sürünüyor du ki artık ırmağı © göremiyordum. Ayaklarımı da, sandalımı da görmek mümkün değildi, Yalnız Okamışların uçlarını, sonra daha uznirta, aya ıyı- Hile sapsarı bir renk alan Ooyaylayı, kavak ağaçlarının göke doğru yükse. len siyah lekelerini farkediyordum.A- dota belime kadar, bembeyaz bir pa muk içerisine sarılmış gibiydim. Et rafım birtakım hayallerle (o doluydu sanki, Kim olduklarını farkedemedi- gm bir takım insanlarm (benimle uğraştıklarını, bu kesi? sis içerisinde saklanan ırmağm, etrafımda yüzen bir takım garip mahlüklarla dolu ol- duğunu düşünüyordum. Korkunç bir itırab İçindaydim. Çene kemiklerim killtlenmiş, kaltim ben! boğacak gibi çarpıyor, ve aklım başımdan gitmiş bir halde yüzerek kaçmayı düşünü yordum. Soura bu düşüncem (beni korkudan ürpertiyordu. Bu kesif sis Mçerisinda rastgele giderken, © Gira.! saran otlar ve kamuşlarla pençeleşir- kan, korkudan fırlıyarak kıyıyı gör mez ve sandölmi bulamazsam balim ve kamışsız, otları kaymıyan bir top- rak parçası buluncaya kadarecna zından akmtıya kargı beş yüz metre yüzmem (lâzımgeliyordu, (Halbuki çök Iyi bir yüzücü olmama rağmen bu sis içerisinde bu mesafeyi aşar ken boğulmam ibtimali onda dokur demden başka bir şey de vardı ve bu başka şey korkuyordu; kendi kendi we niçin korkudan ttrediğimi soru yordum; camur ban, korkak benliğim le alay ediyurlu, İçerimde birihirile çarpışan iki zıt varlığı bugüne kadar bu kadar kuvvetli | iarketmemiştim Bunlardan birisi istiyor, öleki muka vemet ediyor, vücudum bazan birisi. nin, bazan da ötekinin esiri oluyor du. Bu manasız ve inat mümkür olmu yan ürperme gittikçe (o büyüyor ve mlithiş bir korku balini alıyordu, Hn teketsiz duruyordum, gözlerim Açık kulağım kirişte heran yeni bir hâ diseyi bekliyordum. Ne oluyordu, bu- dim. Eğer bu sırada bir balığın #- dan dışarıya sıçraması (bu ber vaki olagan tir bidisedir) beni cansız bi: cisim olarak yere serecek mülhiş bi büdüse bslini alirdi. Bununla beraber, bütün © iradem bir sraya topüyarak, yavaş yavaş ta mamila kaybetmekte olduğum muha kememi tekrar toplıyabildim, o Rom şişesini aldım ve bolbol içtim O va kik akirma bir şey geldi ve ufkun her bir tarafına ayrı ayrı dönerek ötei- min bütün kuvvetle haykırdım. Bo gazımın purçalandığını — Bissettiğim anda etmi: dinledim. Çok uzaklarda bir köpek uluyordu. Bir doha içim ve kayığımn di be upuzun yattım. Böylece etrafım- da kübuslar dolaşırken, belki bir'sa- at, beli iki saat gözlerim açık, uyu madan dürdüm. Kalkmayı çok © isti yor, fakat bir türlü cesaret (o edemi yordum. Heran buna (hazırlanıyor. kendi kendime: — “Haydi, (diyor. dum, ayağa kaiki, fakat Oem ufak bir hareket yapmaktan korkuyordum Nihâyet sonsuz Ihtiyatlar içerisinde sanki hayatım yapacağım en ufak bir harekete bağtı imiş, titriye titriye kalktım. #andalm Üzerinden baktım. Gözlerim, »adiren rastgelinen muh- töçeim bir marzara De kamuştı. Tıpkı periler diyarmın sihirli bir MALZLArASI, upki uzaklardan gelen (seyyahların Aarlatlıkları hayniler âlemi. Tat tat 5 dinlediğimiz fakat bir türlü inan madığımız mansaralardan birl i Dd sat evvel su Üzerinde dalgalar oan sis yavaş yavaş çeklimiş ve yale Giz kıyılarda birikmişti, Nehri tama yamaçlar kurmuştu. Aym ışığı #lüme da tıpkı kardan değlar gibi parıl pas cil yanan sisten yamaçlar. İki beyaş dağ arasmda ateş gibi yanan bu EM, maktan başka bir şey gözükmüyor; yukarda başımı üzerinde, süt reğ- ginde bir semüda koskocaman bir ay. Bütün su hayvanları uyanmaşlnrdı kurbağalar öfkeli öfkeli ötüyor,yıldı lara yükselen bu bayaz sisin Oka, Bay ), O, C. Yazıyor; Ekseriya okuyoruz. Tedavi gö” #sn ilâçlar varmış fakat, ALI» COCK yakısından bahsedilince, kat'iyen mübalâğa değildir. Bir zat akşam tatbik ettiği bir ALLCOCKR yakısı. bir gece zaf“ lında tesirini görtererek ve de- vamlı sıcaklık tevlit ederek ağrı. yan mshalli teskin etmiştir. ALLCOCK. Romatizma, Lum- bago, Siyatik, delikli ALLCOCK sakılariyle şifayap olmuşlardır. ALLCOCK yakılarınn tevlit ettiği sıhhi sıcaklık, OTOMATİK BİR MASAJ gibi hemen ağrıyan verin etrafını kaplar. ALLCOCK vakılarındaki Kırmızı daire ve Kartal resimli markasına dikkat ediniz Eczanelerde 27 buçuk kuruştur

Bu sayıdan diğer sayfalar: