22 Nisan 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

22 Nisan 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tl | MAN — 1940 Bİ yy e Gok zeki ai bir » çok sevimli Ola, EN M j İ il k e, — Sonra Necip Na | j > İP mi? A Sm işitince Kerim ay, © Tiyatroda o veya A. birçok defa “ip Nadirin © genç Bekli derhal gözünün i Pürlay Bazik ve güzel liye g < birikları altında e Wi durgun su ” Bakar pek iyishatır- k İzan Sazan hâkim ve 4 Müdekkik, bâzan > Z Ed bile, o gözlerde İle birlikte korkunç mana- Nesip Nadirin © edebi ay iyor. Fakat “m, bazan da hr isler yazıları, kullandı” Padir kelimeler, be” ği Ye sonra son derece AŞ İfti ve kendisini aş üç Mİ, hayatı ve sana da sihhi ve daha *Yordu. Muharririn bildiği ve tah- lerde onu kendisine Şöhrete susayan Şairler o gibi 2x * sokulcan ve kem tavrı, hakikati ve Benç mühendise çir #rünüyordu, Kerim; Menfaat için hi- “etle düşmandı. zihninden geçen T aksini yüzünde etti; 4 İ liç ZE a fi g 7 em TT # # n lü 7 5 # 5 Dir insan değil mi? kadınlar için. İli manaya çekile sile (cevap gözü önünde miz hayalin, Refi- Sözlerie bir münase vğa bile ken ; Münasebetsiz ge a 7 Ss e 4 # # EE LE: Zi o, “edi. Fakat ham- #rkadaşım Feride Sayı'maz, ek ilâve et- Em Zi Büyü, insanlar ara- Serdim, Acaba eğe çalışıyor mu? Börürmaz, Daima Haş Bir geleni söy“ * eker yer, danse- Lw © düşündüğünü e ir. Bazan da Yapar. Meselâ ii AK Cetüretinde bu- i A lerin anlıyor Ya cay öyle geliyor ki, İŞ Mİ 77? İN düşünmeden İk, len üyiek birine kar N İN Ni Târnediyo- ği düşündükten an b VE Asübi ölür Hishi” | i i NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK Yer ii li eviyorum/ ha ra kah | Hiyorum., Eeiki size ba gibi şeyler çınlattı. | den bahsetmiştir. Beni üzüntüden kurtarabilir misiniz, vasiyetname” sini söylediğiniz şekilde yaptığın” dan emin misiniz? Bunu bana te- min edebilir misiniz? o Başka bir şey istemem. Yalnız bunu bili yim kâfi... Kerim mütebessim bir tavırla cevap verdi: — Anlaşılıyor. ğe zi düşünmüyörmuş gibi görüne tek menfaatiniz peşindesiniz. Teh- ilkesiz bir iş değil mi? Çok kurnaz" sınız, Refti! Bu dürüst bir hareket olmakla beraber, meşuni tasavvur” larınızı söylerken öyle sal görünü yorsunuz ki fazla kızamıyorum bir ie size. Refij ve söyliyeceğini (ve nasıl hareket edeceğini tamamile şaşır” muştı. Kerim devam etti: — İhtimal yerdiğiniz gibi Ba” yan Dürdane Bara bunlardan bal- setmiş dali bulunsaydı Size Ce vap vermezdim, Fakat şuru söyle mek isterim, Böyle bir şey yoksa da onun Feride Aytenin istikcalini düşüneceğine eminim. Şimdiye ka” dar Ferideyi varisi yaptığıma dâir bana bir şey söylemedi. Bende kendisine böyle bir sual sormağa tabit olarak cesaret O edemezdim. Size samimiyetle temin edebilirim ki daha fazla malâmatım yok.. Ayağa kalkmış:ve hesabı gör müştü. Şişman adam yerinden kı” mıldamıyor, mahcup ve üzülmüş bir halde başını sallıyordu, — Bu aramızda kalacak. değil imi Kerim? « Tabi değil mi? Merak etme: yinizi Allahayınyarladık; azizim a5” tık bana ihtiyacınız yok yal Refii küçük bir işaretle mühen- disi tekrar yanına çağırdı. Kulağr na şımu fısıldadı: —Siz Kerim iz... Feride Ayten" le evlenmek fikrinde misiniz? Kerim bu defa (kahkahalarla güldü: — Ben mi küçük Ferideyle ev leneceğim? dedi, Fakat biçare dos” tum, o Keridenin hemen. hemen doğduğunu görmüş biriyim. Sanır- sem bunu söylemiştim. Gözünüzü karartan aşkınız sizi şaşgtıyor.. Hem de ben hürriyetine âşık bir bekârım, evlenmek bana pe uzak. Relii genişçe bir nefes aldı. — Öyle ise Kerim, hürriyetini" zin adı ne söyler misiniz? — Bu o kadar çok değişen bir isimdir ki... k Şimdi artık oteller ve kahveha- nelerin ışıkları yanmaya başlamış” tr. Kerim uzaklaştı. Gözleri elân mütedessimdi Demin Refii, Fe- rideden bahsederken zihninde eski hatıralar uyanmıştı. Hâlâ bu ba- tıraların tesiri altındaydı. Küçük Feride kimdi? Daha dün kapı ça” İmar çalınmaz koşarak kendisine “bonjur Kerim!,, diyen kızcağız... Eteme söylediği gibi ona yalnız* ta Kerim der ve sen diye hitap © derdi. Sesinde bir âhenk © vardı. Hafif pelteklikle konuşurdu. Bu şekilde konuşmayı sanki annesinin kucağında öğrendiği ilk kelimeler” den berimsemişti, Feride ders odasının o kapımı âçıp penbe yüzünü gösterince E tem kızar, fakat Kerim müsama” ha gönterirdi. Çocukları bir genç baha şefkati ve ihtiyar bir büyük anne zaafı ile severdi. Feride ken” disine (kahraman dev) adını ver mişti, a (Devamı var) ZAYİ — Kuruçay askerlik gubesin. den aldığım sekerlik terkersmi gayi ettim, Yenisini çızarncağımdan eski- #inin hükmü yokbar. il köyünden 318 teevlütlü Mü verin oğlu Ahmet , 5 HABER — Akşam Postası TARAYDAN SarRemoja SanRemodlan MEZ Anlafan »Vühaedn"n Klüncubağın Karserk SÜKKU..... — Ne o. İtalyada şemuriyete girmele mi hazırlanıyorsun? —Efendimiz sağ olsun. mem& riyet benim neyime gerek.. — Sahi Şükrü, ben ölürsem ne yaparsınız? — Ne yapacağız, dileniriz. -- Yok canım, paşalardan biri- nin yanında çalışırsın. «- İlâhi efendim, dedim, onlar benden evvel keşkül açarlar. Sultan Vahidettin sustu ve dal dı. Sonra inler gibi mırıldandı: — Ya Nimet Sultan ne yapar? Sonra sustar,, z Otelde de odasına kapanan sul- tan Vahidettin. yemeğini bile oğlu Ertuğrulla birlikte orada (o yiyor, merak edip de şehri göreyim, diye olsun sokağa çıkmıyordu. Bu Miramar otelinde 6 gün kal- dık. Hareketimiz günü © padiaşh bana: — Git direktörü gör, hesabımız nevmiş anla da parasını verelim, dedi, Bereket versin, oraya vardığımız gün, türkçe bilen bir ermeni gar son İılmuşlardı. Onun o yardımı” le derdimi anlattım ve hesap pusu” lasmı alarak padişaha götürdüm. Hünkâr kâğıda şöyle bir baktı, üğünü düzditerek iyice bir da ha baktı: — Ne diyorsun Şükrü, diye si- nirlendi, bu herifler bizi soymak İstiyorlar. Altı günde yüz (yirmi Türk lirasr.. Günde ne eder bu? — Yirmi lira, — Çoktur. — Ama kaç kişiyiz efendimiz. «Çoktur dedik a. — Biz de çokluğuz da hani. — Sen bir bak, iskönto, tenzilât falan yaptırabilir misin. Durakladığımı görünce, fikrin den caydı: — Sahi, ayıp olur değil mi? Os manlı padişahı pazarlığa girişiyor derler.. Olmar, olmaz, vazgeç, al götür parayı. Yür yirmi lirayı avucuma say* dı. Sultan Vahidettin parasını kim: seve emanet etmezdi. (o Hesabını kendi görür, masrafını kendi ya" pardr. Hasis miydi hâl farkında değilim? Baran beş kuruşun hesa- bını arar ve bunun için kıyamet” leri koparırdı, baran olmadık ye re, bir hiç için gvuç dolusu para verirdi, San Remoda bile Gümük tüneli İsmaile böyle nice paralar vermişti, İtalyanlar bize husust bir tren hazırlamışlardı. Ona bindik ve als tı saat ötedeki San Remoya gittik. Damat Ferit ile Tahir bey de bi zimle birlikteydiler, San Remoda başta mutasarrıf ve belediye'reisi olmak üzere bir sürü İtalyan memurları tarafından karslandık. Oturacağımız köşkün kapısına da iki karabiner yerleştirilmişti ki, bunlar padişah ölünceye" kadar gece gündüz nöbetleşe beklediler durdular, Padişah köşkü pek beğendi ve hepimizin aynı binada ikamet et memizi münasip gördü. Orada ilk günlerimiz gayet sa kin geçti, Fransaya giden Damat Ferit paşa bise Paristen Bolulu İbrahim sta İsminde mükemmel (bir ahçı başı bulup göndermişti. Sultan Vahidettin buna da pek sevindi: — Ya siftah, bize hemen bir gü zel mahallebi yapsın bakalım de di, Zâten burada yapacak başka İş yoktu. Ben, (bahçede, iş olsun, vakit geçsin diye tavuk besliyeyim Pore - Kurtuluş 3- | Dün sabah Taksim oladında meal kupası maçt olarak yapdan bu kar. güaşmadı Peralrlar müsabakayı S1 kazanmışlardır. Bünunla beraber Kur tuluş oyunur ekseri samanı biktim ey | dedim. Padişah razı olmadı. — Horozların ötüşüyle sabah Karanlığı rahatsız oluruz, sonra da, tavukları aşırmak niyetile dadana* cak hırsızlar yarın eve, odalarımı za da musallat olabilirler, vazgeç böyle netameli işlerden, diyordu. Biz de sabah akşam deniz kena- rınâ iniyor, sokaklarda dolaşıyor, can sıknıtısını geçirmeğe çalışıyor” duk. Hünkâr gene kendi âleminde, düşüne düşüne bahçede dolaşmak” tan başka bir şey yaptığı yok. Bereket versin, birkaç gün ge çince Mrsrlı Aziz pasa (Oİsminde biri pey'da oldu. Hele; bu rat akrabalarından bi» rinin bahçesinde yetiştirilmiş bam- yalardan getirmeğe başlayınca pa- dişahla büsbütün dost oldu. He- men hemen hergün gelir, saatlerle otururdu. Padişah bir gün gülerek şöyle demişti: — Bamyayı da arayacağım, ve bulunca sevineceğimi (o hiç aklıma getirmemiştim. Bu frenkler de ha“ kikaten ağızlarının tadmi bim yorlar. Ne olur bol bol bamya ye tiştirseler.. Carzm İstanbulu nasl aramazsın.. i Gelgörki bâraya yemekle ve bol bol düşünmekle vakit kolay geçmi” yor. Nihayet padişah bunun far kına vardı galiba ki bir gün gene beni çağırdı: (Davar var) ZE Ni NASi Nakleden : Nafi çiçeklerini suladıklan © sorra teslu ellerini ovuşturdu. Nafi bahçesine düşkün bir adam- &. büyük bir ipa ie ber gün sabahlan akşama kadar tarblar arasında yorulmadan uğraşır akşam Gzeri işini bitirdikten sonra bu güzel manrarayı seyredecek yerde ya salo- bü cıgara içmeğe, yahut © eadielerde dolaşınağa çıkardı. Bu güzel mayıs akşamında bahçede mulatlan bir mat (fara kalmıştı. Evlerin kapılarındaki kadınlar, ilik, toslu kaldırımlar serin serin yatakda. rına tercih eden gesuklerla doluydu. Kari; — Hanım diye bağırdı. Ben biraz gkıyorum; Demir parmaklıklı kapıdan çikti. Ağır ağır yürümeğ: başladı. Bu sakin mayıs akşanımda penbe, sarı renklerle örtülen gök vwum 2m manlanberi yıldırsısniı. Fakat yer- yüründe ilmbalar birer birer yanma- ğa başlıyor! Bahçe © kanapelerinia, çakı) taşı döşeli kemeriyelerin üzerin de bülbüller ölüyordu. Nafi babçecinde derin bir sessizlik işinde uyuklıyan tek katlı bir evi bir dost bakışiyle süzdü. Pevcerelerinden yalnız bir tanesi kırmızı bir göz gibi parlıylrda. Birdenbire başı açık bir genç fırladı buradan; arkasından dâ kapı hırsla çarptı. Parlayan pencere» ye karanlık bir bakışla bakarak dür du. Bay Nafi gülümsedi, hadiiçe ©- murlarını silk: “İşte bir drâm daha! Dalın İlk ba- kışta me olduğu hemen anlaşilveri yor: On sekiz, va dokuz (o yaşmdası- Beden terbiyesi genel direktörü Cemil Taner diyorki ; “.— Ordu spor talimatnamesini esas tutarak yaptığımız bu talimatnameyi verimli bir şekilde (Baştarafı 5 incide) sr da askerlik mükellefiyeti fca. bı iktizasıdır. Ordu bu yaşda. hilinde her an vatanlaşlardan istifade edilmesi için onlerm sıhhntte olmasını ister, İste bu sıhhati de spor mükellefiyeti ka» nunu meydana getirecektir. larda keza 12 den 35 a kadar bu kanuna tabi. Mükellefiyet dahilinde 2 törlü pr yar: 1 — Mecburi, 2 — İk yari, Mecburfler: Jimnastik, atle, tizm, hendbol, voleybol, basket. bol, yüzme, izcilik, atıcılık, dağ, kayak. ül İhtiyariler: oOFutbol, güreş, boks, bisiklet, motör, tenis, es. krim, yelken, kürek, gülle, Bu mükeliefiyet içinde buhı- nân her vatandaş sıhhatçe sağ. lam olduğu her an mecburi spor ların hevesini, ihtiyari sporları da istediğini istersa yapacaktır. Bunun için teşkilât tıpkı as. kere alma gibi oisesktır. İtsiya ve Almanyada filvaki bövle bir teşkilât varsa da bizimkine hiç Onların başlarında asker vardır ve ordu okulda bu benzemez. teşkilât İçindedir, Halbuki bizde okul - ordu hariçtir. Memurlar spor mükellefiye - tinden vekâletlerin vereceği ce. vaba göre istifade edeceklerdir. Mese'k sabahları ise baslama » dan önce spor mütehassısları, hun nezareti altında serbest ca. hşabilirler. Veyahut devamlı bir çalışma sonu vazifeden sonra ber müersese civarma yapılacak #bor eğlence yerlerinde menler neztretinde, ilgili bulu. nanlar ve vilâketlerda spor klüp İeri yapneaklardır. Burada bis Ruslarm usulünü tercih ettik. Yani devami; ea'ımp erken tatil olub epor yanma, Bu kanun Üyerinde cok dura. cafız ve verimli bir sekil alma, sı icin de ben ve arkadaslarım mümkin olan her şeyi yapaca » . Spor mükellefiveti kanunu . Bum İcap ettirdiği snor talimat. namesi zikreğilmeye sayandır. Biz bu talimatnsmevi tamamen ordu #nor talimatnamesini esas tutarak vanacağız. Yani vatan, An“lar bilkassa genrler; 1) 12, 13, 14 yaslar 2) 14, 15, 16 yaşlar, ç 3) 17, 18, 19 yaşlar için. elurisf, Köyler de bu ise eğit. dir. tatbik edebilmek için mümkün olan her şeyi yapacağız.,, Ayrı talimatnamelerle yetiş » tirilin askerliklerinden sonra başka bir esasla çalıştırılacak. lardır, Bunun için her ne ka- dar kapalı selonlar bulunması icap ediyorsa da kapalı salon . lâr yapılıncaya kadar açık hava- da yapılabilecek Sporları yap madan bash ğın, Meselâ atletirm, yüzme gibi. Ben şahsen bu kanundan çok mamnunum, zira vatandaşların" hesabına bu mükellefiyet çok iyi bir teşebbüstür ki faydalı o- lacağına şimdiden eminim... General İstanbulda yapılmak. İs olan kanalı salon ve stadyom hakkında da gunları söyleği: "e Dolmabahcede yapılacak stat İcin maliyenin kıtarsiva de. rosu tahliye edilmiştir. M. M. V. hayvan hastanesi de tahliye edilince derhal inşaat başlıya. caktır. Kapalt salon İçin de tet- kikler bitmek üzeredir. Yakın . da İnsaat bitecektir. Salon kat. sız olactktır, Üç sey esaslı çalışma yerleri olacaktır: 1 — Kapalı eslon sporu ve mü sabakaları (için 5000 — 7400ki şilik bir yer. 2 — Kapalı vüzme havuzu, ting. Biz kapalı yüzme havurundan başka beynelmilel müsabakalar icin Adana, Balıkesir, Ankara, İzmirde de birer havuz yastır . dık. Balkan vüzme birinciliği i. çin de İnmir Fuarmda ayrıca bir yürme havuzu yapılacaktır, Bir Ba'kan olimpiyadı olması hu sene fikir halindedir. Kabili. yeti tatbikiyesi malim değil Porruh A. Kund Ankarada Atıcılık müsabakaları Ankara, 21 — Bir aydanberi atış polifonunda devam etmekte olan atıcılık teşvik müsabakaları, ara ikincisi bügün nihayetlenmiş- tir. Müsabakalara 80 bayan ve bay | | bulaşmış kemi iler gördü g H Baki BAŞAK sız, Hayatla tultuğunuzu koparmak, serbest yaşamak isliyorsunuz. Evde kavga eltiniz. İşittiğiniz çirkin söz- ierden sonra kapıdan fırladınız. Ve Bermen pişman oldunuz, geri dönmek istiyorsunuz. Fakst gururunuz berak- muyor ah! Gençlik", Bay Nafi yüksek sezle tekrarisdi; — Ab! gençlik! dedi, Genç adam topuklarının Üzerinde döndü. Karşınmdaki beysz saçlı ibi yara pek ds hoşlanmıyacağı bir bakış ia bakmıştı. Bey Nafi bir şahin aza- metile elini penceresi aydmlanımış eve uzatarak; — Sizin bulunacağınız yer burası deği, delikanlı ora! dedi. Genç adam titredi, bir adım kadar gerledi. Delgi» bir tavırlar — Oh! bayır. dedi. Bay Nafi esvap verdi! — Evet, evet. daha biran (evvel geri dönmek istediğinizi inkâr me e dacoksiniz ? İri yah gözleri, Üzeri kenliz tüy- Jenmemiş dudakları hayretle açüdı: Neden, Neden bülyorsunuz? Fay Nali ir peygamber tavrile eli» Bİ genç adamın omuzuna koydu. — Bus, delikanlı, dedi. Boz hslden anlarım. Geri dönmek argınnzu yeri ns getirememekle böyük bir bata işle yorsuzuz, Sapsarı kesilen genç yalvarır gibi: — imemiyorum, isteraiyorum... de“ di. Bay Nafi eli alaylı bir sesle: — Hayır, bunların bepei lâf! Zeval Xüz sim ötede sizi, gimdi na durduracak ve alize haykıracak: “Geri dön ben Balikatim! ben...,, diye, Delikanlı Bay Nafinin cümlesini Ü- mit dolu, tarif edilmez bir bakışla keserken deli gibi güldü, ve eve doğ- ru atddı, Biy Nafi arkasından memnun bir tavırla: “Bravo!,, diye bağırdı. Kapanan kapınm sesinden (sonra ince, kısa, sanki buse le boğulmuş bir ses işitti. Omuzlarmı hafifçe silk. 4. Uzaklaşmağa bazırlandı. Fakat kayi gene birdentire açildi, Genç adam nefeş nefese, ofhtiyarm kollarına atıldı. Bay Nafiye gayrilhtiyart görünen yem yeşil, mütekallis bir yüzü vardı. Ak- mayan yaşlarla dolu gözleri ufuktaki kızmıktan Bay Nafise, bay Naflden bübülerin konduğu dallara gidip ge- Viyordu. — Bizin sayenizde... Sirin sayeniz- de, - diye kekeledi, — Ben buna iâyık değilim, çocu” gum... Ellerini mkarak sözünü kesti: — Evet. Dvet., oldu. sizin sayenir- da oldu. Günlerden, OBaltalardanberi cesaret edemiyordum, Ona O kadar merbuttum ki her geye ( katiandım. Beri aldattığını, hem de ber gece al- dattığını biliyordum. Yalnız, cesaret sörmüyordum. Fakat size rastgöldim. Hızır gibi imdadıma yetiştiniz ve ba- na yol (gösterdiniz. o Öğrettiniz ki kuşmak hiçbir şeye yarsmıyacak”? Bu azap benimle beraber (o dslma yaşıyacak. Bana salittenız kt kurtu. lu, huzur.. oh! mibsyot busur! Bu »arekete bağlıydı. Teşekkür ederim. İstediğiniri yaptım. Teşekklir (ede- rim. Bay Nafisin ellerin! beraktı, Sapsa ri yüzüyle, kanaanmuş gibi, sessiz sadasız koşmağa başladı. Bay Nafi- zin kalbi durmuş gibiydi. Alımı, de- Mianlmm el srkışile nemlenen elleri- si kurutmak için mendilini çücandı; fakat yüzüne götürürken mendilin Ü- gerinde, Gelikanimm parmaklarmdan kimliğinden: Beyoğlu istiklâl caddesi İmara Ad- nan sokak 4 sumarada (Ziver oğlu İsmail Hakkı Hakver tarafmdan Bey- oğlunda (o Hüseyineğa mahallesinde Baksı #ozak No. 14 de Nikola OBs- yarinot kım Aleksandır «leyhine m- çönn 28/1759 mumaralı ihlar Odava- #nda merbure kooasile bidsyeli tesb- hülünde bir sene kadar beraber yaşa diztan sonra büüsebeb muhik Kanef zevolyeti terkeylemiş ve e tarihtenbe ri bir daha evine dönmemiş oldrğun- dan kanunu medesinin 192 inci mad- desi mucibince bir ay zarlında evine &vdet etmesi üzumunun meztreye Mhlarıns 72-11-99 tarihiade karar ve Mimiş gösterilen adresta yaplan tah- kikat neticesi böyle bir gahın olmadığı iştirak etmiş ve oturan puyanla | Anlasılmış olduğu beyamile inde edir. başta gelen Uç atıcı arasmda yapı lan firsi müssbakalarmds 52 pu. vanla Zeki Kuter birine, Nuri Vu- rsl iline gelerek mükâfatları po. İ eeig ise Ea evvelen gönderilen © dava #rzükaline verilen meşruhatia mez- kür iksmetgâhi terkettiği cihetle fiâ- nen tebilğine karar verilmiştir. İlin ligon binasında bulunan kalabalık | tarihinden bir uy zarfında müracanlia bir seyirci, kütle) huzurunda me- rasimle verilmiştir. Unu tebellüğ etmesi lrumu tebliğ olumar. (14683)

Bu sayıdan diğer sayfalar: