16 Mayıs 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

16 Mayıs 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Mek, Gİ mıyacak üstlerde m, Ki vız. kimsesiz yar | N ei deli bir DE a RR AŞ Yİ, “EY A, YA, NE oturdu. Eti ai tut i bu büyük bir cim mi SİNİZ, Kerim bı bi Kerim bu Sarı benizli esme kadındı. Yüzü oca Vi, De ölüm çehsesi- Parlıyan yeşil ve kü ne SNİr ve daima ha iş O yaşına kadar .NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK —— burada bulacağımı söylediler. Fs- kat buna inanmamıştım. Görüm le görmeden inanmamıştım. Kerim ayağa kalktı. İhtiyar ka dırun telâşlı haliyle büyük bir te zat teşkil eden bir soğukkanlılıkla şunları söyledi: — Affedersiniz bayan, her şey- den önce ziyaretinizin sebebini 80 tabilir miyiz. Kerim çok 8 — Bedoaht çocuk, dedi, sizi sakindi. erine ve kurdelesine baktı. Sonra birdenbire (o Kerime t ek meydan okurcasma; — Böyle bir ziyareti hiç bekleme diğinize eminim? an sokulgan bosma dayıyarak have ketsiz kaldı. — Bu sabah erkenden (Bayar Münire bana geldi verdiği nasihat» nleş telâkki ettiği ri ve geç vakit kendilerinden kaç tuğımı bildirdi. — İşte bu yalanl.. İhtiyar kadın, Kerimin bu sözü“ ne ehemmiyet bile vemmiyeyek de vara etki: — Bayan Münireye (kimsesiz İ bir genç kızım O saatte yalnız ba İ gtna sokağa çıkmasına müsaade et- tiği için daridım. Fakat bana çu cevabı verdi: “Küçük hanımın gidecek yen “| var. Şoföre tereddiit bile etmede İ bir adres verdi. O da zarınıma ka larsa âğıkınin adresi... Bunu Size Bayan Müniretin söylediği tarzda anlatmağa dilim varmıyor. Feride titriyordu. Kendisini mü 3afaa ve himaye eden biri olduğu için susmuştu; söze karışmadı. Kerim, kadmın sörünü kesti, — Böyle manasız bir o iftirayı tekrar etmediğiniz için pek İyi & diyorsunuz, dedi. Kalbinizde bına inanmasaydı daha İyi olurdu. Bizi dinliyen şu çocuğa hümme- tim olduğu için artık bunlardan bahsetmiyeceğim. Etrafa çarı saçanların çamurları, ancak ken dilerini kirletir. Bayan Münirsin bu öfkesine sebeb Feridenin saf ve mâsum hareketleri değil güzelliği. zaralet! ve gençliği. Çünkü Feriue vu haliyle daima kızlarına tefev vuk ediyordu. Fakir bir mürebbi yenin reddettiği evlenme tale zengin küçük hanım memnuniyet le kabul edecekti. İşte Ferideyi çe kememelerinin sebebi. Bunun çindir ki aleyhindeydiler, eridenin pek muvafık bir iz diyacı reddettiğini duydum. Bm dan dolayı da kendisini haksız bir liyorum. — YANINDA ODA HIZMETCIŞİ DIM —— ma ANLATAN: GİTLERİN ESKİ HİZMETÇİSİ İ PAULİNE KOHLER — İğ Berhtesgadende beş oda vardır ki, oraya şimdiye kadar hariçten ne bir fotoğrafçı girmiştir. mede gazeteci. Ben de ancak (bir kere şövle İzapmtarmdan bir baktım, küçük parlak göz | A karşi yapılacak askerf hareket ileri “Bee kapan Poğtaşı SARAYDAN Sela SanRemo'dan AAE ZARA —İDen KISIM: 2 “Vahideltinin Son Remoya kaç masını icap ettiren sebebleri, bir günün genci şüphe yok ki çok iyı biliyor. Fakat, o tarihte yani mü- tarekede olup bitenleri, tekrar ha- terlatmayı jaydah buheyoruz, Şim- di, yeniden saraya dönebilir, con veren Vakidettini, Damat Ferid: tekrar dirilterek koçmalarma — ta kaddüm eden zamanlarda yaptık lor canlandırmaya çalışabiliriz... ... İtilâf devletlerinin o (Mondros) mütavekenamesile başlıyan zulüm ve imha siyaseti, Türk (milletini inkıraza uğratmak gayesini isti daf ediyordu. Zahiren “Rusyaya sürülerek lüzumlu gördükleri sev- kulceyşi noktaları işgal bahanesile ve daha bazı desiselerle bir taraf tan İstanbuldan itibaren (tekmil Karadeniz DAM AR iskeleler ve İç vatmı cezleti ar Söke ve Antalya kava'isizi iş gal ederek Konyaya kadar, Fran surlar Adana ve Carlamep mınta kasmaa yerleşerek OPozanti, Bis taş ve Urlaya kadar (o yürüdüler. Musul mıntakasından da İngilizle şimalz doğru hareketlerini genişlet- meye ve mefsedete başlamışlardı. Aymı samanda şarktan Ermenileri şgal ediyorlardı kışkırtmağa kalkıştılar.Bundan son ra orduyu müdafaa vasıtalarımlan tecrit ameliyesi devam (ederkez kuvvetlerinin hâkim olduğu yerler- de namuskâr ve liyakatli kuman- danları birer suretile onefi verüt besi pe olursa olsun kayıtsız şert sız Türk zabitini her itilâi zabiti rs selim vermeye mecbur etmeğ: kadar ileriye vararak ordunun ru hunu karartmağa ve onu mapevi silâhından da tecride kalkıştılar Bu arada milletin ruhunda te *şettüt husule getirmek için bür riyet ve İtilaf fırkası mensuplarını körüklediler. Kendilerine istinat eden bu hizip vamtasile birçok va tanperver zeyatı İttihat ve Terak ki ile ve tehcir ve ketil ile alâka dar diye takip ve tazyik ettiler. Bu suretle milleti tefrikaya dü şürdükleri gibi ümitsizliğe uğrat” mak İstediler. İzzeti nefsimizi kır mak için kadın, erkek, büyük, kü çük her ferde ber türlü tahkir ve tecavüzü tatbik ettiler. o Muhtelif ve cazip vesilelerle mili! Ooahlâki kadınlığımızın bekâret, ve ismetini bozmağa kadar cüret gösterdiler. Diğer taraftan da bu tedhiş siya” inhisarlar | sarete razı kılan seti karşısında memleketin münew ver görünen zavallılarını da derece derece (manda) vesaire gibi kendi kendimizi aldatan ve bilinmeden & propagandaları yapmağa sevkettiler.,, İşte Böyle bir zamanda sarayıfı ve merkezi saltanatını ecnebi işcal ve orduları ile sarılmış görmekten kızarmayan Vahidettin bhasis men faatlerini her şeyin üstünde tutan ve İngiliz memur'arınm bir oyun cağı gibt irade ve idaresini onlara terkeden Ferit paşayı sadarete ge tirmiş, ondan iş bekliyordu. Par maltıdaki harbiye mektebini işgal eden İngiliz erkânı harbiyesi, Ferit paşarın gaflet ve beceriksizliğine daha ilk günlerde şahit olarak hü kümet İşlerine nüfuz etmenin ça relerini bulmağa başlamıştı. GH O. bu hususta azami gayret sarfe" erek Ferit paşaya mümkün oldu” iyar zevattan mürek irp bir heyeti vükelâ teşki lini tav iye ediyordu. Damat Ferit pastayı ikinc sada etinde bir vesile ile ziyaret eder İngiliz başkumandanlık yaveri Ba ta İimanında Demat paşaya hita ben; — Ekselânı (oOMilletiniz ve memleketiniz Jön Türklerin elim de felâkettan felâkete yuvarlanmıs tır. Messi arkadaşlarınızın tecrübe sahibi ve ihtiyar zevatta mürekkep olmasını çok temenni ederiz. de işti, Yaver, damat Ferit ile ( birkaç defa görüştüğü için fikirlerini ser 'bestçe söylemiyor o ve bilhassa bu mevzu üzerinde konuşmak ve Fe tit paşaya fikir ve direktif vermek için vesile arıyordu. (İngilizlerin bundaki maksalları aşikârdr, İngi- Bzler Türk gençliğinden korkuyor lardır. Resikârda gençleri görmek onların hesabına gelmiyorda. Ferit paşaya (tecrübe sahibi) arkadaş tâvsiye ederlerken, ihtiyar sazırların bu çetrefil yollarda sen- deleyip düşeceklerinden emin bu- unuyorlardı. Çünkü zaman çok nazik ve takip edilen siyaset çok hassas ve çetindi. Beyni sulanmış. beli tutulmuş bunak nazırların ya pacakları iş değildi. “İngilizler bi tiyorlardı ki, bir milleti inkıraza uğratmak ve onun cazip varlıklar nra tevarüs etmek için o vatanda her şeyden evvel zaafa uğratılacak iki kuvvet vardır: Biri o ordunun ruhu, diğeri bütün halk ruhu. (Devamı var) umum müdürlüğünden: Kiralık Garaj 1 — Feriköydeki bira fabrikamız “Eski Romonti, müştemilitmdan 450 M3 deki kâyir garaj kiraya verilecektir. 1 — İhalesi 31-V.940 cuma yürü cast 14 te Kabataşta levazım ve mü müdürtüğüne Bunlara "yıldız odaları, ismi veriliyor, İçeri girmeye ancak iki kişinin hakkı vardır: Hitler, ile mü meccimbaşısı. Bu beş oda, hakikaten, Rasatha re gihi bir yerdir. e Bunlardanen büyüğünün tavanı koyu mavi cam dandır. Bir düğmeye basınca yıl- dızların ve burçların göründüğü, dönmeye başladığı görülür, Bu © dayı yapmak için en büyük cam ve gözlük mütehassrları tam bir gene çalışmışlar. Ancak ondan 800" ra Hitlerin hoşuna gitmiş. Bu yıldız odalarından biri daha vardır. Orada her taraf o sımsıkı kapalıdır ve içeri hiçbir ( yerden bir ışık girmez. İçerisi gece, gün düz ocakta yanan odunlarla aydın Intılmıştır. Hitler buraya ara swra girer, kapanır, saatlerce o kalır.Bü esnada gözlerini ateşe diker ve on- larm âlevlerinderi istikbal hakkım» da haber almaya çalışirnış. Ben Baynat şubesindeki alım komlsyonunda Yapılacaktır. TI — Fazla tafsflât almak ve binayı görmek İstiyenler ikale (Devamiz var) evvel mezkör fabetkn gününden müracant etmeleri Hân olunur. (4052) orada ikeh bir keresinde Otamüç gün bu yıldızlı odalarda kaldığını bilirim. Hitlerin müncorimbaşısı Karl Oerictz nde obir adam. Ona Almanyanın Rasputini ismini de veriyorlar, Müneccimbaşı dediğime bekıp da bu adamı eliilik, altmaşlrk biri zannetmeyin. Kari Ossietz 95 ya: şında ancak var. Bilenler (o söylür yor: Bir gün Berthtesgadene bi! yahancı gelmiş, Hit'erle görüşmüş O gün buğün orada okalmış, bir daha dışari çıkmamış. Hitlerine na büyük bir itimat (beslediği ve yıldızlardan çıkardığı manaları ha” kikat gibi kabul ettiği muhakkak. Hitlerin husüsiyetlerinden biri ne dahâ geçeyim: Önün, ağzıma bir damla” alkol koymadığını Söylerler ve bunu het EVLİ KADINLARDAN SA SAKIKIN Nakleden : Baki BAŞAK Genç bir ailenin çok samimi dostu olmak tehlikeli birşey. Bakın, böyle bir dostluk, benim bu sene bütün tatil günlerimi na- sil burnumdan getirdi? Macitlerle tam beğ sönedenberi tanışıyorum. İlk defa. (1935) ee nesile deniz banyolarında tanış tık. Banyolarda ahbaplık ufak se beplerle tesis ediverir. Bizimki de öyle oldu ve dahailk günü kuvvetli bir dalga Macidin karısı Naciyeyi kollarımın arasına attı, ben de kocası Macidin ayaklarına dolaştım; © akşam aynı masada beraber yemek yedik; ertesi gün senli benli olmuştuk; daha erte- si gün Macit benden seksen lira borç istedi. Bir ay sonra ayrılma mtzimkânsız, bir çift dest olmuş tuk. Beş senedenberi dostluğumuz durmadan ilerledi. Kışın beraber sinemaya gidiyoruz, yazın ayn: liyede oturuyoruz; gezintileri W Naciye h EYOK, alir yanında otu rup izahat veriyor. Ben de arka larında bavullar ârasinda bakem varitesi görüyorum. Naciye, yirmi dokuz yaşında esmer güzeli bir kadın, kocası Macit de kırmızı, sarı renkli bir kırıklık, ben de otüz altı yaşında oldukça yakışıklı bir sarışın gen cim, Macit, (*) bankasının ikin ci direktörü, bense Karneci kadar zengin değilkem de hiç olmazsa © kadar derdim yok; daha doğru su bu aya kadar yoktu. Macitlerin deniz kenarındaki küçük köşklerini beraberce teksi me karar verdiğim gün cidden pek uğursuz bir günmüş. Oda ara duvarlarının hemen hemen Japon evlerininki kadar ince olması çok fena neticeler verdi. Zaten evde birkaç aydır vaziyet pek İyi değil, Naciye plâkbotüm öğreten bir Arjantinli İle bütün kış kur yaptı, Yine mev” suk bir yerden öğrendiğime gö” re Macit de. bar daneözlerinden biriyle münasebetteymiş, Nihayet geçen ayın on beşinde Naciye barut fıçısıma filin teşledi. O gün yemek sonuna doğtu karı koca biraz kaba lisan münakaşası yaptılar, Naciye bir- denbire sofradan kalkarak kocasr na ne diye bağırsa beğenirsiniz? — Eğer bir kelime daha söy lersen seni Kadirle aldatacağım. Her halde Kadirin kim olabilece ğini dır. Benim adım. Naciye bu ismi bana Kadriden daha çok yakışacağını söyliyerek takmıştı. Naciye kocasına karşı böyle bir tehdit savurması hiç de hoşuma gitmemişti, — Azizim Macit, dedim. Seni temin etmeğe zâten ihtiyaç yok... Lâkırdı mı bitirmeden Naciye hiddetle atıldı: — Demek hiç hoşunuza gitmi yorum? — Yok canım, dedim. Söyle mek istediğim bu değil, bilâkis çok hoşuma gidiyorsunuz, Macit gülerek sözümü kesti: — Ah? Karım çok hoşuna gi diyer öyle mi? . Sakın ha kılına dokunayım deme, yoksa... — Rica ederim. Macit, dedim. Karına karşı fena birşey düşüm kes bilir. Hakikaten de (öyledir: Fakat Hitler hiçbir içki içmez der yalan söylemiş oluruz. Çünkü *r hir şey içmez; ama orun bu Vi şeyin ne olduğunu (kimse bilmiyor. Bu esrarengiz içkiyi de köşkte, müneccimbaşı Karl Ossi ctz kendisi bâzırlar ve lâboratuva- rma kapanıp yaptığı bu içkinin neden mürekkep olduğunu kendi- sinden başka kimse bilmez, Hitle- rin yakınları yalnız'burna “Adolf kuvvet şurubu,, ismini (o vermekle iyorlar ve reğetesini eli s teşbbüs etmiyor! “Adolf kuvvet şurubu, söyle diğim gibi, Ossietz'in lâhoratuva- rında hazırlanıyor ve gene bizzat müneccimbaş: tarafndan © sırça camdan küçük küçük şişelerin içi- ne dolduruluyor. Hitler bunlardan günde üç tane içiyor. Hitlerin bu şuruptan ne gibi bir istifade ettiği- ni de bilen vok. /Deramne sm) meyeceğimi sen pekâlâ bilirsin... Naciye yine atıldı: — Aptal!, O akşamdan sonra Naciye iki defa daha kocasını benimle tehdit etti, Ben her seferinde protesto ediyordum. Yine bir gin şiddetle protesto ederken Macit beni bir köşeye çe” kerek: — Ne olursaolsun azizim, se nin bu protestoların benim hiç hoşuma şitmiyor.. Kendi kendi" me: “— Çok çirkin bir kadınla ey lendiğime hükmedeceğim. Geli” yor!” diyorum. Cevap verdim: — Ama artık fazla oluyorsun Macit, bu fikrini değiştirmek için ister misin seni karınla alda” tayım, — Yok âlây etme... Zaten ben de şıkı ediyorum, dostluğuna hakikâten çok itimadım var ve bunu isbat etmek için karımı se ma on İki gin kadar emanet eği" yorum, ben İzmire gideceğim, Macit hareket edeli yedi gün olmuştu, : bir akşam yemekten sonra Naciye ile konuşuyorduk? — Kadir, dedi. Kocam sefilin birisi. Tam salı günündenberi bir haber göndermedi, bu hareketin” den dolayı cezasını vermeli. Onu bu gece seninle aldatacağım. — Naciye! Naciyeye evli bir kadının takip etmesi icap eden tarzr bareketi beyhude yere anlatmağa çalış tim ve saat on da odama çekildim. Ertesi sabah kahvaltı ederken Naciye sinirli ve müteheyyiş göründü: — Siz çok garip bir horozsu nuz? dedi. — Niçin Naciye? — Odanın kapısını bu gece ki" Btlediğin için, — Nereden — Girmek — Fakat çok fena Naciye... Ya Macit,işitse... —Bu lâkırdıları bırak Kadir... Kocam İzmirde kimbilir ne ya” parken beni eğlenmekten men mi edeceksin? Yemin ederim ki kırk sekiz saat zarfında bu olacak. Görürsün!. İki gün sonra yemek salonun” da masanın üstünde duran yalnız bir kişilik takım dikkatimi çekti, Bu esnada Naciye içeri girdi ve: Bu akşam yalnız yemek yiye" ceksin, dedi, Ben hakiki bir cen- tilmene davetliyim. Yarm sabah €rkenden gelirim. Naciye, eğer bunu yaparsanız derhal İstanbula inerim. — Anneni göreceğin mi geldi? — Hayır, fakat çirkin bir hare" ketin şahidi elmak istemiyorum. — pek acıyorum. Kadir, ve bir takkeyle bir cübben el e İki gündenberi İstanbuldayım. Naciyenin fena hareketlerine işti" rak etmektense oradan uzaklaş- mağı tercih ettim. Bu sabah de niz kenarının güzel havasını dü” o Baraz olurken hiz- im bir mektup getirdi. Mek led irden geliyordu, zarfın üzerindeki yazılan Macitten oldu ğunu anladım, bakın ne yazmış: “Elendim. — Size itimadın vardı. Naciyenin çok şayan: te- üf kercailiklerine mani olabile" izi ümit ederek onu size € manet etmiştim. İzmirden ansızı3 döndüğüm raman karımı milliye- & meçhul bir serseriyle cürmü meşhut halinde yakaladın. Bu rezaleti öğr kalmadı, He men herkes benimle alây ediyor. Size karşı yaptıklarımıza mu- kabil, en iptidat şükran borcu ©“ larak, bu rezalete nani olmanız lâzımdı, bundan başka neler di yorlar biliyor musunuz? Naciye- Din zaten bir kocası ve bir de dostu vardı; acaba niçin başka yerlerde sergüzeştler aradı?” “Evimi yıktınız, namuslu bir kadmı sefahate sürüklediniz. Be" rada unuttuğunuz ustufanızla e) çantanızı gönderiyorum, sizi şe lâmlamağa bile lüzum görmiyedee- ğimi ilâveye hacet var mı? Macit” Mektubu üç defa okudum. Çok müteessirim, Siz benim yerimde olsaydınız, acaba ne yapardınız? Pek merak ediyorum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: