29 Ekim 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

29 Ekim 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m gg MM ŞAN ANN HABER — Alriem Pnstsm Ateşsiz ocakta pişen yağsız yemekler Fransada kömür, yağ, şeker ve dizer mahrumiyetlerin meydana Harpten mağlüp cıkan Pran- sana birçok otonhrumiyetlere katlanmaktı olduğu hatt; en *a. Di ihtiyaçlardan gıds maddele- rinin bile büyük zah sonra çok kü Tinde temin olunduğu malü; dahi, gelâmeti teşsiz pişen, yağı yapılan yemekler, z6y Li salatalar ve şekersiz içkiler, tatlılar yapmak guretile hallet- mekte aramaktadırlar. 1914 . 1918 harbinin tecriibe- sini geçirmiş olan bir Fransız tabahat mütalnssısı ateşsiz ve yağsız yemek pişirme usullerini gu şekilde anlatmaktadır: NORVEÇ TENCERESİ Norvez tencereleri 1914 sene- si nihayetinde bütün dünyudu büyük bir gürültü yapmıştı.. Ta- bahat'a ait bir çok müşkiller e. ermiş olduğu o günlerde bu Norveç tenocreleri hir çok Zor- Tukları yenerek büyük bir mu- vaffakıyet kazanmışlı. Bilâhare imkânlar genişleyip te harp w. Butulunca bu tencereler de der- hal modadan kalkmıştı. Halbu- ki bu tencereler sayesinde ye. mekleri ateşsiz pişirmek müm- , kündür. Bu teerilbeler nasıldır. Ve na- sil yapilır? Bu sualin cevabını biz verece. gız. Bu çok kolaydır, şimdi aşa- ğıdaki tarifimize göre herkes evinde bu pratik ve ekonomik tencerelerden yapabilir. TENCERE NASIL YAPILIR? Yemek Norveç temoöresine konmazdan evvel on beş dakika kadar ateş veyahut havagası i- zerinde kaynatılır. Bilâhare a. şağıdaki tarif edeceğimiz Nor- veç tenceresine konulur. Norveç tenceresini tarife ge- gerken evvelâ şunu söylemeli. yim ki böyle ateşsiz yemek pi- şirmek için en evvelâ harareti on çok muhafaza edebilecek va- ziyette olan bir madenden ya. pılmış tencereyi intihap etmek lâzımdır. Bu maden foht'tur. Font hârâreti mükemmelen mu- hafâza eder. Wont olmadığı takdirde bakır tencere de kulla- nılabilir. Bu malâmata sonra tendgrei boyunu ve genişliğini z. Gerek boy ve gerekse ende bu tencereden on alti genti ei tahta n her sekilde palı olmalıdır. Bu n altma vedört bir ş santim kalmir- nuz. Bu kâ- snr ıo)ğı her ta- rafta en «zon boş sanlimetre olmalı $e kâğtt hiç bir şekilde lik olduktan #'erden | hava geçmiyecek bir şekilde si- dur. | de tencere genişliğinde font ve- r vaziyette! ya bakırdan bir kutunun tahta | lekette ve her toprakta yetişir. çıkardığı usuller kıştırılmış olmalıdır. Bunun için kutunun ortasına yerleştirilmiş olması lâzımdır. Tahta kutunun kapak kısmına da aynı şekilde | kâğıt doldurulduktan sonra ü- erine bir keçe takılmıştır. Bu | sekilde mükemmel bir Norveç etnceresi elde olunur. Eğer bu üş hatasız yapmış iseniz tence- renize koyacağınız yemek ateg- siz olarak pisebilir. BU TENCERE NASIL KULLANILACAK Yemek, et, çorba, sebze her ne olursa olsun ateş Üzerine konmak üzere hazırlanır ve xuvvetli ateş üzerine koyulur. Yemek kaynamağa başlayınca | on, on beş dekika kadar o şe- xilde bırakılır ve bilâhare ocak- tan almarak evvelden güzelce hazırlanmış olan Norveç tence- vesine, yani kutunun ortasma »turtulur, Yemek saztinize göre , bü tencere iki, üç hattâ, dört beş saat orada kalabilir. Bu| müddet hitamında yemek çin xutuyu açtığmız zaman tencere- deki yemek hem pişmiş hem de o zamana kadar bsraretini mu- hefaza etmiştir. MÜHİM BİR TEDBİR Norveç tenceresinin her tara- fr tamamen kapalı olduğundan su buharı çıkmaz. Malüm oldu- tuzlamak, yeniden bir «ra pa. ğu Üzere bu buhar İle yemeğin suyu azalır. Halbuki Norveç tençerelerinden buhar çıkama. dığıma göre yemeklerin fazla su- Tu olmamalarını temin için, da- ha hazırlarken 13 #u koymuş ol. mak lâzımdır, Norveç tenceresi istima! ederken bilhassa bu nok- taya dikkat etmelidir. YAĞLI MADDELERİ KEŞİF İktısadi abluka ve diğer müc- bir sebeplerden dolayı Fransa, nm en büyük sıkımtısmı yağ töş- kil etmektedir. Yağ gıda mad- delermin başmda gelir. Pakat buna rağmen Fransanm bugün yağsızlık zorluğu ile karsı karşı. ya olduğunu anlayoruz. Yağ olmaymes ne yapmalı. dır). Yağsız yemek yapılamaz m1”. Yapılır! Pakst osulünü bilmelidir. amalıdır ki tabiatte bir ağlı maddeler vardır ve bunlardan vejeta''n denilen yağ lar çıkarılır. Bunların bir kısmı hemen cavırlarda ayaklarımızın sr. Bunlardan istifa. mek lâzımdır. Biz | tereyağ ve zeytin yerini £ vaziyette © | lan bu mebatların isimleri ve| bangi memleketlerde bulunduk- | larmı bildireceğiz. ' bügün için Fransada mebzul de. ğildir. Bu sebeple şu tavsiyede bulunulmaktadır. . Zeytinyağı bulunmadığı hal de, çok zengin olan tablatte el- yafında zeytinyağı bulunan bir ağaç vardır, Ağacın ismi kara. 1 — Kabakçık otu: Her iklim. de yetişir, 2 — Kuzukulağı: Her mem- 3 — Semizotu: Her memle- kette çıkar. 4 — Amerikan fıstığı: cak memleketlerde çıkâr. 5 — Hindibağ: Muteğii mem» leketlerde çıkar. 6 — Ebegümeci: memleketlerde çıkar, İşte bu nebatların yağlı ol. mak vasıflarından istifade et- mek suretile bir çok yemekler yağ, tereyağı ve zeytinyağı kul- lanılmadan yapılabilir. Bu arada ayçiçeği ve soya fasulyesini de unutmamak Jizmgelir. Şimdi size yağsız pişecek olan sebze yemekleri tarif edeceğiz. YAĞSIZ YEMEKLER Kuzukulağı ile patates, ağaçtır. Hatta karağaç toru da Evvelâ palalesleri toparlak | ecziharelerde bazı İlâçlara ilâve kesiniz. Sonra bunları fırma ko. ! olunmak için bulunur. İşte bu nacak bir kabın içine yerleştirir | tozdan almak ve adamakıllı e üzerlerine bir kaç sıra güzeler rittikten sonra bir mayi zeytin- yıkanmış kuzukulağı dizersiniz yağı yerine kulisnmak lâzımdır. Sı- Mutedil Zan, En Ter * “SİREN YERİNB” domates koyduktan sonra İzrma yoli Si Sirke yapmak için kirk gram asitasetiği bir kilo su İle karış. KABAKĞIK OYUNUN tırmak kâfidir. Bu sirke sert İSTİMALI olursa karamel ile sirke rengi Kabakçık otu ile patates Y-| verilir. parken bir kat patates bir kat SEMİZOTUNUN ROLÜ kabakçıkotu koymak, ve sonra Semizotu yağ cihetinden zen- gin olmakla büyük bir ehemmi- yeti haizdir. Kır otlardan ya. pılan bütün salatalara semizotu ilâve etmek suretile yağsızlık giderilmiş olur, ) tates ve bir sra kabakerkotu koymak ve yeniden tuzlamak ve bu şekilde sonuna kadar ha- reket ederek en üstte kabakçık otu bıraktıktan sonra rendelen- miş peynir serpip fırma vermek lâzımdır. | SOĞANL TPÜRE Soğana ikindi hattâ üçüncü derecede bir ehemiyet veririz. halbu ki soğanlarda yağ, kü. kürt, şeker ve asit fosforik vardır. Bu itibarla ehemmiyeti çoktur. İ Patates miktarında soğan kaynatıp hepsini aynı şekilde ezdiğiniz takdirde kiç yağ ko nulması lâzrimeetmiyen *rükem. mel bir püre elde etmiş olursu- nuz, çünkü soğandıki yağ ihti, ynct mükemmelen Varsılayacak | vaziyettedir. ZEYTİNYAĞI YERİNE Malüm olduğu & zeytin- ZAYİ — İstanbul Sümerbank yer MW mallar pazarları toplan satış depo” sundan aldığım perakende taabhütna- meyi kaybettim. Yenisini (o çıkaraca” Bımdan enkrisinin hükmü yoktur. unutmayın ki bımlarm hiç biri Agopyan hanmda Ahmet Eriş « Bir kız çocuğum bir de karım var, Kızım güzel ve on dokuz yaşındadır. Karım da gamanm- da güzeldi ve bugün otuz iki ya, şındadır. Bu rakamı tabii o söylüyor; hakiki yaşını — me- nettiği için — söyliyemem. Fa kat, söz arasluda, evlendiğimiz zaman yirmi beş yaşmdaydı. Yani o öyle diyordu. Eh artık, o zaman kaç yaşmda ve şimdi bu anda kaç yaşmda olduğunu katiyetle bilemem. Lâkin beni karım değil kızım Müzeyyen 2- lâkadar eder. Söylediğim gibi kım güzel; fakat güzelliği kulaklarımı sa. gırlaştırmaktan başka bir geye yaramaz. Anladım, hayret eği- yorsunuz: — Güzellik bir #sanm ku- tesir eder mi? > orsunuz. Evet, eder. m idin gelebilir. Mahalle. mizin hattâ diğer mahallelerin bir çok gencleri kızıma âşık ol muşlar. Onur dikkat nazarını çekmek için her aksam evimin önlünde toplanır, şarkı söylerler. Tenörler, baritorlar, bassolar, kitaraları, ve mücehhez olarak kapmmı önüne de orkestra Keder teşlerini yükseklere, makla müşerref olduğum ü Ikinel kata kadar notalar halin. de çıkarırlardı. Bu rezaletin, benim gibi sinirli ve en ufak bir gürültüden . müteessir olan bir adamı ne kadar rahatsız & deceğini tasavvur edebilirsiniz... En küçük bir patırtıdan ne ka» dar sinirlendiğimi anlamanız i. çin gunu ilâve edeyim ki, her İki günde bir evimin bütün kapı larını kontrol eder, gıcırdamala- rına mânl olmak için yağlar du. rurdum. Şimdi üstelik, safağa kadar bu sırnasıkların orkestra” İarını dinle! Derdimi ge Paşa” ya mı anlatayım Kaç defa o terbiyesizlerle kavga ettim. Bazan penceremi açar, gür sesimle onlara haykı- rırdım: — Ey, delikanlılar! Bu ne ke. pazelik yahu! Biraz aşağı gidin da uyuyalım! Onlar, kisa bir sessizlikten — Sokağa karışamazsın! — Rezalet Vallahi; sizi mi din liyeceğir? — Kulaklarına pamuk tıka! Bazan gecelikle sokağa iner, elime bir sopa alarak cin gibi onları kovalardım. Bazan da pencereden testilerle üzerlerine su dökmeğe mecbur oluyordum. Bu usul pek te müessir oluyor- du. Şemsiye ve muşambaları müdafaa silâh olarak kullan. mıya başladılar, Ben de bu va- siyet karşısında su ile birlikte testiyi de aşağı atmıya mecbur kaliyordum. Bu son silâhtan biraz istifade görüyordum. Fakat meli cihet- ten İşime gelmiyordu. Her gün yeni saksılar, testiler almak icabediyor, halbuki bu bana pa. halıya maloluyordu. Sonra, ma- neviyatımı altüst eden o sinirle- nişimi de Salonu, kış mevsimine memlekstimizin PEKCERENİ Ki ALTIKDA Nakleden: L. L- kence, yarabbim! Geceleri Wi” uyuyamıyordum, Diğer © kızım odasmda uyanmış Gi sını içerdi. (Cigara İ i nettiğim halde...) de Kurbanlarmm şarkıların. e künetle dinlerken göğsü kai yordu. Bir gün hırsımdan çattım. — Bey baba, benim kababi” tim ne? Ve hakikaten kızcağızın kob$ bati yoktu. Madaf zayist” rağmen saksı ve testimi ırmak” ta devam fikrindeydim. # bir gece dramatik bir büdisey? sebep oldum: Zikrs değer mette bir saksı doğrudan öi ya birinin başına düşmesin Adamcağız on gin hastsh yattı. İşin nahoş tarafı dâ vi masrafını ben ödemiye bur olmam. Ne yapacağımı bilmiyordum” Bir akşam onları insafa getir miye karar vererek pencerede? kısa bir nutuk irad ettm! — Yahu, evlâtlar, bana mıyor musunuz? İhtiyar gi mrm, beni rahat bırakın d4 raz uyuyayım. Merhamet his” lerinize hitap ederek bu 11“ vazgeçmenizi İCE ediyoru” Bundan başka, siz de görüyÖ” sunuz, bu garkılarınızdın bir 2** tice çıkmıyor. Aralarından bir terbiyesi * di mit talrverdi: — Kabahat bizde mi, zm güzelliğinde mi? Bu noktada hitabemi kestir cevap veremedim. & Yalnız, bu müşaheğe benii, şündürdü, Güzellikle söy Rakatımıza kavuşacak res bir çare bulmalı, Başka Task gınmak. Bu fena olmazâr: gel gelelim, bu evde dORD büyümüş olduğum için, brad bir adım bile uzaklaşmak gt” milyordum. Alâ, değin, bu kefe talar beni kendi evimden Öğ — Neden, bey baba? — Uyku ve rahata inty” dan başka çare bulamadım! a Kızım itiraz etmedi. asiye eşyalarımı toplayıp bir * Ni atladı. Nuriye teyzesine düzgüt ( dı. O akşam bir kâğıda ve büyük yazılarla bİr 3 yazarak sokak kapısına ai “Saym bay çalgıcılar$” Beni her gece Yütfunda bulunan s3y7 lara gunu bildirmekle Psht'L. run Ki, rahata ka İ yuşmak ru” mumi intizam ve say at mak maksadile kızımı paşa mahallesi, gelincik sevimli v0 4 Ban muhteşem sez heretile kaplarını açıyor, Kupmetli ve ©* san'atkârımız, SAFiIY iz , Bem Saz heyeti; Kanuni AHMET Piyanist ŞEFİK ORĞO. çe ALEKO, VEYDA, SANİYE, İHSAN, Okanpucu Baylar: AKYAAR, FARUK. 'emani İSMAİL, MAKSUT, Cümbüş Klarnet ŞEREF, Darbuka HASAN TAHSİN. Okuyucu Bayanlar; BUZAN, SEMİHA, Güzin, SÜ: ie ve 0 Ayrca: Büyük sürprizler, zengin vüruc orkenatrcı, BORAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: