yete, ) lr, kaş dota, k ye eken, Rus kruva - aden kurtulmuşlar Saldon, gemiyi kadar ucuz bir Ortaklığımıza ne a, Vitir, Şayet böyle A İshmin etsey. va Aizinle ortaklığa Wi Ztminin yegine i “iin içe Kuman” DE Bürel olacaktı. e rn kıza hak ay İÜ disündü k ii. <Ü Eehç kiza hiç a, YÜ Refia Mor iy hiç kimsenin ümit ÜS bü isi başa - a Lakland! Bön size kar, a elinden o - Ür baba vaziyetine vi baktı: Jan'ın * Bözleri nemle - Üşünzu , ğa, cukçağır sev. > malırum ettim. “. hem de kadın. ten bu çocuğu â a i sam a e daya” e Remiyi nekadar ha, * Martayı herhan $ Batmalsaydım başka olacaktı. artan! Bardan ben ih, ea mezar o. i an ben çi j 'nın kurtu. a, , Kebmişti, Marta di, ehanaydım Marta Suları üzerinde VİN bulmacası mn ndir Z—. #7 Aralık, Ab, 3 — yp 7 771177 <âpi Kİ dört. beş, zi m Yar, Al ba ş İN keselerini koy NE Zaman emredi” ağ ağ, SÜ sular ka İ arka kapı Yı sarar, i Ü örter, arayın bah” e ” Ayasofya ayaş era seni sakır <€mi? Maş — rafından sonsuz, 6 Ü ze London mağrurano yüzmiyecekti, Şimdi esatiri bir deniz kzt gibi #uları yarıp gidiyor, Six d ya, emsalsiz bir gemi; dümevin hafif bir hareketile derhal is! metini değişliriyor. O kadar ta. Pas... Uzun manavrulara ihtiyaç kelmas önn, bir tek yelken bile toplama. Myor: tıpkı bir ığımız zaman lerle ln dat kolâyen döne taym ge nasil dönerse! Hattâ maki mü:chhez bir vapur g'bi rü altmâr geri geri de gidebiliy Bir gün Punga . ga ma nmda mercanlar ar» gk mir U; © vak't tecrübe ettim, ve mu vaffak oldum. erine asri Billyorum Xi bu deniz isi pek alâkadar etmiyor. böraber emin olunuz ki çocuk ( min oyuncağı işin ağindıysa be son göz iz miyarlar diye nğlıyan çocu! zannettiğiniz kadar gülünç değil :l dir. O bu gemiyi istiyor, bem do a Jacaktır, Yalnız bu Kinros buda - last dnha evvel batırıp içinden çık mszsa, Şeldon da (Ooturduğu yerden kalkinış, genç kızın yarına sokul mügtu, Parmaklığın © Üzerine dayanan narin ele baktı; ve hemen gayri #wuri olarak elini Jan'm eline bi. raktı, Hafifçe genç kızm elini sikte: ve ayni hafif tazyiki kendi elinde de hissetti, Fakat bu ilk temasta şehevi hiç bir şey yoktu. Genç kızm biran içinde ken dinini kaptırdığı heyecanın menbat o değil, Marta idi, Evet Jan kay. bettiği oyuncak için heyecanları * yordu, Gönç kızm eli, o anda sa. dece bir dost elini sıkmıştı. Şeldon mütaheyyiş bir halde geriledi, Jan gözlerini tüzaklaşan gemi - den ayırmıyarak, öfkeyle bağırdı: — Size dememiş miydim: Bu sersem herif hiçbir şeyden anlamı. r. Gemisini ver | HAHSUK — ARSAM Mostası » İransa nasıl ve | o o niçin yıkıldı? Fransayı idare edenler silâhlarını, neden teslim etmek mecburiyetinde, kaldılar? Yazan: Pierre Lazareff ” H.srre Lazarefi Fransanın en çok satılan “Paris Solr,, gazetesinin buz sanane İ wubarririydi. Kendisi, #ransayı lerkeden diğer şahıslar gibi Vizi hükt ; j ms tarafından “kanun harici, #ddedilli, Buyün Amoriku Birleşik dey» ileride Yulunmaktadır. t İY mi İse Namur ve Ardennes'de iy w ek günü, şafak sökerkesi, Ge amelin, Pariş şehrinin buunan Chtesu da işleri ile meşgul biri müttefik ve Haollanr'2 ne dur raporu R “A A muharebe neredeyse başlı mak üzere, Gündelik tebliği val Jofire' nin asker kâtibi olan ve 1914 Marn muharebesinin lik tebliğini yazmış olan Ga" kendi tebii Şi, raporu oku, an yav * Birinci Tegrindenberi bek« taarruz, bu sabah beşladı nanlar bize karşı olan ölüm sa- vaşma giriştiler. Fransa ve mütte. fiklerine gündelik emir cesaret, i ve itimad'dır, Bu sakin, küçük Fransız gene rali sekiz aydanberi (O Almanyaya katiyyen taarruz taraftarı değildi. Kendisinde, ve herkeste olduğu gibi, Majinonun aşılmaz olduğuna dair kuvvetli bir kanaat mevcuttu. Almanya, Polonyada meşgulken, inşası hitam bulmamış olan Zig- fr hattıma taarruz etme plânmı kabul etmedi. Kânunusani, Şubat ve Mart ay. larında Finlândiyaya yardımcı bir ordu göndermedi ve o İronside ile Gortu kendi kanaatine iştirâk et- tirdi, 10, 11 ve 12 Mayısta, Hollanda, Belçika ve Lüksemburgun içine doğru ileriiyen müttefik orduları- İnn ileri tıkayan nın “harekâtı, mülteciler yüzünden, yavaşlamak mecburiyetinde kaldı. Maamafih, general Giravd'nun emri altında bulunan Ordu Ant werp'e vasıl olarak garbi Hollanda» yor! Hâlâ büyük yelkeni açmadı, | istikametini tuttu. (Devamı var) General Billotte'un ordusu İse “Meuse,, e yerleşti. Corap'in emri nm e AMMA: altında bulunan ordunun bir kis Sallan sağa: 1 — Beyoğlunda bir cadde, 3 — Gökyüzünün yeceştu'iği, önayak © lan, 3 — Baytar'ığm iptida! gekli, 4— Arapça du, arapça yer, mahal, sonunu (T) konuraa az manasına gelir. 5 — Yorgunluk ifade eden bir sex, bay ta » Bir kadın ismi, sonunu bir (A) konursa ebe manasına gelir, 7 — Farsça yarım, sanat, 8 — Minare külühlarının tepesi, hafifçe ka zan, P — Takat, başımızı sokup otur duğumuz yer. 10 — İtlalink. Yukurdan üşağıt 1 — Uydurma hikâye, eski masal, 2 — Avuç içi, felhket 3 — Nota, ve ram bhastolığı, 4 — Arapça, efendim pe emredersiniz. eşya, 5 — Mükem mel, ilâve, oğat, 6 — Ne sence ne de önce, 7 — Şersemleşme, $ - Bir cine kumaş, iğreti vermek, — Ziya, sor gu, 10 — İnkıbaz, eds, e ELİM İka NES İİ dad ml a la İLGİLİ zi ger Biel ik, .2. ei Ta —Peki sultanım! Emrettiğiniz gibi hareket ederim. Fakat, ayıp olmazsa, sorabilir miyim: Bu sikr lığın sebebi nedir? Eskiden hangi kapıdan olsa, dalar girerdim. Kim #e buna nereye gidiyorsun demezdi. — Her yiğitin bir ayran o içişi vardır, Yusul baba! oğlum Murat, da tahla çıktığı gündenberi, sara” ya yalnız yabancı kadın değil, ya” bancı hiç kimsenir: girmemesi için, icap edenlere şiddetli emirler ver di, Güya Venedikliler saraya (o bir casus sokacaklarmış. — Böyle bir casüsun saraya girdiğini biran için kabul edelim, Yollar mütisciler ve sultanım! Bu casus sarayda ne öğ” renebilir? Ve öğrendiğini kime, na sil bildirir? Buna imkân var mıdır? — Bu balli, olmez, Yusuf baba! Minareyi çalan, kılıfını önceden hazırlar, derler. İçimize girecek ca sus elbette dışardan da bir gizli el . Muradın fazla düşürme e hakkı vardır. Bu getireceğin kiz" dan sen eminsin değil mi? — Aman sultanım, kendimden şüpbe edebilirim, fakat ondan o ka" dar eminim ki. — Pekâlâ, O halde, biraz önce dediğim gibi, Lukreçyayı arka ka" pıdan getirirsin., ve Cafere tesiim edersin! Esirci Yusul baba saraydan 8€ vinçle çıkıp gitti, VENEDİK ELÇİSİNİN SAHILHANESİNDE Cibali sırasında, denize okarşı, yüksek iki kulesi olan Venedik el" çisinin yalısmda Yusuf baba, elçi" ye anlatıyordu: b ikinci mü- dafaa hittza yerleşinederi orman geçiyor. Belçikaya ihtiyat kuvvet. ler gönderilmeden, Almanlar 14 Mayısta Fransa hududuna gelmiş. lerdi. Alman ordusu, Fransa arâ- sisi üzerinde o kadar süratle ilerli- yordu ki, yollara dökülmüş olan maynlar o infilâk — ettirilemiyor, tanklara karşı mânlalar konulamı. yor, taburlar muhkem mevkiler içine almamıyordu. Öyle mevkiler ki, oralarda, ay” larca deyamabilmek için, kâli de recsde cephane ve gıda mevcuttu. Almanlar esir ölmek zahmetine katlanmıyarak ordunun karargâh istikametini tutuyorlar. Karargâh ele geçirildikten sonra sahte ric'at emirleri verilerek bütün irtibat hatlarını kesiyorlar, Ne yapacağını Şaşırmış. olan Fransız askerleri ise, çelik yağmuru altında eriyip gittiler, Bilhassa ih. tiyatlardan müteşekkil olan subay» İar idare edilemediklerini, idare e demediklerini böyle bir o anda an ladılar, , Ne yazık ki modern bir harbe hazırlanmamış oldukları gibi et- raflarında olup bitenleri de anla. yacak vaziyette değildiler, Erler gibi, onlar da başlarını kal dırdıkları yakit havada müttefik i “göreme mekten müteessirdiler. Kısa bir zaman sonra bir hale gelmiş olan bu ordu, düş- manlarının, yani Almanların emir. leri altına girmeğe mecbur kaldılar “Corap,, Ordustmun. Akibeti : Askerlerden biri “Aldatıldık, İ- hatele tğrağık, diye eze kamyonlarla dolup taşıyordu — Valide sultanla görüştüm, sin yör!Şimdilik yeni bir cariyet almak niyetinde değilmiş. Maamalih, si” 2e verdiğim sözü hatırlıyarak, val- de sultana: — Size bırakayım, & ğer memnun kalmazsanız, iade © dersiniz, O zamana kadar pata da istemem. Fakat, yazık o olacak bu kıza, Şimdiye kadar böyle güzel ve sevimli bir çiçeği padişahımız de; gil, dünyanm hiçbir o hükümdarı koldamamıştır! dedim. — Ne cevap verdi valde sultan? — Bu şartımı mülâyim bulmuş olacak ki, peki öyleyse - dedi * ge” tr bakalım. Oğlum beğenirse, pa” rasmı ben sonra veririm sana. Esirci Yusuf yalan söylüyordu. O, Mahpeyker sultandan beş yüz altını peşin almıştı. Şimdi de Ve nedik elçisinden para (koparmak istiyordu. Sinyör Greçyo: — Peki, dedi, ben sözümde dir — ıyorum.Sen hemen Lukreçyayı sa “İhanet, kelimesi, erden ere, bölükten bölüğe, taburdan tabura geçti. Askerler için, hezimetin sebebi ancak bu kelime ile ifade edilebi- lirdi. Büyük bir kargaşalık İ silâhlarını yere atarak mültecilerle dolmuş olan yolları taşırdılar. Almanlar ise, hiç mukavemet görmeden ve bir turist süretiyle, açılan bu kocaman gedikten, Fran sayı istilâya başladılar. Müstakil bazı Fransız grupları kahramanca dövüşmeğe devam et- tikleri halde müstevliye karşı ko- yamıyorlar. Almanlar 15 Mayısta, orijinal. plânları mucibince, Belçika Ordir” larını Fransada bulunan ordular- dan ayırmağa muvaflak oluyorlar. Hâdiselerin si Gamelini şa or. Efikânı harbiyesi, yapılan «nütendait e iş manların şivşek harbi bir şey yapmıyorlar, beş (günlük bir muharebeden sonra meşhur Fransız generali Gamelin'in plân Jarmdan eser kalmıyor. Çörçil, 17 Mayısta Parise gele- rek Reno, Daladye ve Gamelinle müzakereye giri olmak üzer gördereceğti vasıdediyor. Game inin bütün hatalarına rağmen mevkiini hâlâ işgal ettiğinden do- layı hayretini gizlemiyor, ayn günün akşamı, Gamelin bir tebliğ , Deştediyor: “Ya galer, ya ölüm. ” Galip ge'meliyiz.,, Remo, 18 Mayısta yeni Fransız kabinesini kurduktân sonra Peteni başvekil muavini intihap ediyor. Vaziyet o kadar ümitsiz ki, Re- no, dahili siyasi karışıklıklardan korkmadığı için, milli müdafaa ve. kili olan Daladyeyi (o hariciye ve kili ilân ediyor. Fransanm en sert, €n kalpsiz, lâkin en muktedi siyeti olan — Mandel ise di vekili oluyor. Başvekil ve aynı zamanda har. biye nazırı olan Reno, General Veygand'ı Gamelin'in yerine geçi- riyor. O tarihten itibaren, seneler. İenberi medeni dünyanın mukad. raya götür, valde sultana (teslim et Yusuf baba gözlerini açtı: Bunu yapmak güç bir iş de gil, Fakat ilk önce paramı almalr yım. Veresiye yapamam, sinyör Sinyör Greçyo gülerek dolabını açtı. Beş yüz alınlık bir kese çı kardı: — Ne kadar verecektim? — Bej yüz ai Elçi, altın kesesini esirciriin önü” ne attı Ordu, ilk hedefine varıyor, fakat — Al bakalım.. Yusuf keseyi aldı, koynuna yer leştirdi. Greçvo birdenbire ciddileşti: — Bu alış veriş aramızda üala cak.. anlıyor musun? — Merak etme, sinvör! Ben bu işlerin yabancısı değilim.. Yusuf kalktı: — Yarm akşam Lukteçyayı sa" raya götüreceğim. Kendisine bir il ai m Aİ AL Öam vat başka bir hava eser. tai e Ki deratını omuzlarında taşımış olan adamın İsmi matbu olarak Fran. sanm hiç bir yerinde gözülemüyor. Dolaşan rivayetlere göre, Gamelin kurşuna dizilmiş veya intihar et- miştir, Aradan sekiz gün geçince, Ga. melin'in, Parise yakın olan köşkü- nün bahjesinde, kemali dikkatle gül fidanları ile meşgul olduğu gö rülüyor. Veygand 1940 da Gamelin'in ye. i aldı. Gamelin ise Veygand'm ini 1935 te almıştı, Bu iki Fran sız generalinin birbirlerinden hoş- lanmadıklarını herkes bilir, Veygand daima bir İmar or- ; bu bü. yük general istihkâmlara (hiçbir zâmân itimad ememişti, Ken disine, muhteris, demokrasiyi bir tehlikeye düşürebilecek bir â- nazarı ile bakıyorlardr. Halbuki kendisinin, 21 Mayısta undan ayrılarak halde sıhhati ve mesuliyetlerden kork. yerinde mamakiadır. Vaziyetin kötü oldu- ğunu, bi sa'de orduyu yeniden organize edeceğini ümit ediyor. Lâkin vaziyet, zannettiğinden da ha feci, daha elim, tam müânasiyle bir felâket şeklindeydi. Reno, kendisine askeri vaziyeti izah etmeye çalışıyor. Vaziyet ise Şu: Almanlar Aisnei geçmişler. Arras ve Amlens'i işgal ederek İn- giliz kanalına vanmışlardı. Yegine iyi haberler ise, Almanların Sedan ve Montmedy önünde (ilerleme dikleriydi. Yegâne mesele, Belçikada bulu. nan müttefik ordularının, Arras delerek, Somme sahilinde bulunan diğer müttefik ordularla irtibatı temin etmekti, Veygand ZI Mayısta vaziyeti kendi gözü ile görmek istiyor, Yanında sadık ve ayrılmayan yaveri yüzbaşı Gasser olduğu bal de düşman hatlarının üzerinden uçuyor. Tayyaresi makinalı tüfek ateşine tutuluyor. Pilot fena halde korkuyor. (Devamı var) diyeceğiniz var mı? — Hayır, Ben, kendisile konuş tum. Tekrar söyliyecek bir sözüm yok, Haydi, uğurlar olsun. Esirci Yusuf, sahilhanenin rıht; mından bir kayıkla Azapkapıy: geçmişti. Yusuf, geceyi karsı va kada geçirecekti, 5 Ertesi gün, esirci Yumıf, esirle rini sakladığı eve döndü, Lwkreç yayı çağırdı: — Haydi, hazırlan bakalım! bur gün saraya gidiyorsun! Genç kızın yüzü güldü; — Sahi mi söylüyorsun, cusul baba? Padişshın sarayına mı my tn beni? — Evet. Valde sultana - sattım Galiba o da seni hünkâr elendimize hediye edecek. Aman, ( dikkat et yavrum! Türk sarayları şövalyele” rin konaklara benzemez. Orular- da binbir entrika döner., ve her sa” $ “Devami ver)