19 Aralık 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

19 Aralık 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a NE bnde, müteaddit poker sanuncusundan çıkı - Uzun bir koridorda ilerle - vakit kapıyı arkasm . ge kapadı, Prrdösüsünü e işgal eden, şık citi Mü, dolu, büyük kütüpha - Yanma, gitti, Elini bir nok- a kütüphane . kısmı bir mihver üzerinde içeriye girdi ve göçmesine milsait geniş. Yükseklikte bir geçit açıl - yarı karanfık bir kori- Beçti ve bir kapı önlinde Süyde kapıya beş defa vur. Svenin yazrhanesi sık ve zarif olmamak. T rahat ve konforlu bir yeği erkek ve bir ; bunların insana em - Sg ecek kimseler olmadığı i- 1 ata anlaşılıyordu. İ ile silâhların farkedildiği ş te, Çikarılıp yeni gelene u. İMO da birer birer bunları ; ye, Sven bundan sonra el. Mktielarmdan, mölon şapka. Atmış, sağımda yarım bir Sigara bulunan tam zabıta görülen Amerikan hay nde bir adamm önünde VE Ve zalim o bakışlı, yassı ortayı aşkın şişmanlıkta haydut Al Vud'dü. karşısında bir kol - mezleli gibi çikan 4g Li i ri # / # i geldin Sven, dedi. Seni V Tüzgür att buraya. Çoktan rd. vap, verdi; O Be, görüşmiyeli epey ol Klin yolunda giyer in - İN Ye deği siman hiçbir İs vor Kok güzel. Şimdi bu va - iretinin sebebini anlat rm. e derede gecirdi ve ni öğ olsam daha Gnvranmem, dedi. Elek İyeden bir kere kurtul- Sülkat gelecek seferinde kor A ki basma, sol) pi ei selâm verdi. emz hiç vaktim yoktu - di başladı. Refikam çok has Sarayına METE UN rad devrinde bir Ve Ma onun kabaca kosü: — Ukalâlık istemem ben! Geli, şinir sebebi huysa gitmen daha | iyi; hem de derhal! — Böyle inatçı olma Vud, Ben senin dostunum, Kardley işi başımıza felâket yapmanaslıydın. — Budala! Neden başımıza fe, sözünü bankası getirebilir; Biket gelecekmiş; bu işi Benim yapmadığımı biliyorsun. — Evet, sen yapmadın. Fakat hisse akyormun, Tekrar ediyorum, »tiyatlr ol, polis senden şüphe «© debilir. Zubutada tanıdıklarım ol - duğunu bilirsin, boşuna lâf söyle. miyorum, elbet bildiklerim var. — Bildiğin peymiş? Ellerinde delil var mı? — Hayır ams... — O halde mesele yok, Polis ler beni yakalıyamazlar, Sen nasi,. katlerini kendine sakla, Hem ben şimdi arkadaşlari ipe dair konu- nuşacağım, bu vaziyette #ana dü- gen İş nedir, bilirsin? — Pek âlA, Allahaısmarladık, — Güle güle Sven. Tekrar gö rüşelim, Kumarhaneci geldiği yoldan git ti, Al Vud onun arkasından müs- tohziyane bakarak söylendi: — Budala korkuyor, diye söy- lendi, Hakkı da yok değil, Vazi . yeti gok tehlikeli ve nazik... Neyse, biz kendi işlerimize Va, kalım, ,Büş dakikaya kadar Val - terin paraları getirmesi lâzım, Sö zünde durup durmadığını anlıya - sağın. Madik stmağa kalkarsa o . na Hanya ile Konyayı göstermek boynuma borç olsun! Para lâfmı (o ösitince hepsinin güzleri açılmıştı, Para bu haris damlar için hayatta her şeydi, © nun uğrunda katli ve hırsız olmuş- lardı, Para iein dünyada yapmı . yacakları fenalık yoktu, Al Vudun sözleri, arkadaşlarında böyle bü , yük bir alâka uyandırmış olduğu halde odada bulunan genç kadm tamamiyle lâkayt kalmıştı, O ke. malj sükünetle, (ötekilerin haline bakıyor, sesini çıkarmıyordu, İsmi Lavinya Makay olan bu ks” dm, kendisine aşktan bahsedecek kimselerin teklifini evvelinden red deder gibi soğuk tavırlı görünme, #ine rağmen hayatında karşılaştı . ğı erkeklerin kighirisi onu unot * mağa muvaffak olamamıştı, Gül - , düğü hiç görülmez, gülümsediği i. se vadir görülürdü, fakat cazibe, sine kapılsnlar çok olmuştu. Müstesna bir güzel değildi; lâ * kin vücudunun ahenktar tenasü * bü, cildinin güzelliği ve halinde sihirkâr bir cazibe vardı, Yaşı yir mi üç yirmi dörtten fazla değ'idi, fakat daha yaşlı görünüyorlu. Hal ve tavrı, erkeklerle müna. kaşa ederken ifade tara, onun hayat ve insanlar hakkında bü , yük bir tecrübe (sahibi olduğunu açığı vuruyordu, Fihakika ma - sisl onun metanetle karşıladığı bir gok tecrübelerle doluydu. (Devamı var) giren şövalyesinin k -32- Nİ çi mağrur bir tavırla müş kendisin Hekimler bakmıyor mu? — Evet. Şimdi hepsi başı ucun” Kainpederim: “Haydi oğ” Tam! mademki Venedik elçisile söz“ leştiniz. Devlet işlerinde elçiyi bek da idi. letmek, ona hakaret etmek demek” tir. Git, işini gör!,, dedi. OO ısrar # reyi gelemiyecektim doğru Vİ men e, Re al sözleri söy” *» birdev karşılığı yoktur. Inşallah yakmda Nakleden: Muzaffer Esen Uzun ve tatsız'geçen bireğ. İ lencenin sonunda Kenan arka, daşlarından izih aldı ve 'evine doğru yürümeğe başladı. Kenan içkiyi, kadını, zevki ve eğle. ceyi sevmez değildi. Fakat bu | gece inatçı bir Daşağrısı bu içki âlemini kendisine zehir etmist. Eve girerken Kenan iyice İ sarboştu. Vakıt geçti, kaplı kapıyı homurdanarik açtı we Kenanin merdivenleri çıkması- İ ni beklemeden elektrik düğmesi» İni çevirerek ortalığı karanlığa boğdu. Kenan elile etrafı yoklaya yoklaya, trabzanlara tutuna tu. tuna yukarıya çikti, Sinirli bir elle anahtarı kilidin içerisinde çevirdi, şapkasını ve eldivenle. rini kapı aralığında birakti. Başı dönüyordu, lâmbayı yak, mağa bile lüzum görmedi. EL disini yorgun çok yorgun his- sediyordu. Hemen yatağıma gir. di ve uyumağa çalıştı. Fakat etrafında görünmiyen bir mahlök dolaşıyor gibiydi. Sinirleri teneffüs ettiği hava içerisinde bir başkasmın dolaş. | tığmı seziyordu. Kapılar yava yavaş açılıp kapanıyor, etrafm, | da ayaklarmın ucuna basarak birisi dolaşıyor sanki, kulaklar? bir kumaş bışırtısile dolu... Kenan elini uzattı, yatağın yanrbaşmdaki masayı aradı, m& sadaki küçük elektrik ampulünü yokacaktı, fakat masa yerinde yoktu. Korku, Kenanm vilcudunda lerini açtı ve karanlığı delmeğe çalışarak baktı, Yatak odasmda, yatağının tam karşısında bir resim çer, çövesi olması İcabediyordu. Fa. kat şimdi bu çerçevenin yerin, de hafif bir ışrk veren bir dört köşe vardı. Ve bu dörtköşe içe, risinde bir kadın hayali vardı. Beyaz elbiseli, Kızıl saçlı bir ka, din hayali, Şimdi bu yarı aydmlık içeri, sinde bu kadmım bütün hareket. lerini görüyordu. Hayal hafif hafif kolunu kaldırdı, ellerini birleştirdi, birleşmiş ellerini ev, velâ kalbine, sonra alnma götür. dü. Kenan bilmediği bir sebepten dolayı hıçkımdı, neredeyse ağ, lJayacaktı. Kendisini zor tuttu, korku, heyecan ve daha isimsiz bir çok hislerin esiri olarak gözlerini kapadı. Gözlerini tekrar açtığı vakıt hayal kaybolmuştu. Etraf ka- ranlık, simsiyahtı. oradan çıktı. Koridorda boş yere elektrik düğmesini aradı, bula, madı, Şapkasını koyduğu yerden almak istedi. O da yoktu, yal. ruz eldivenlerini buldu, cebine tıktı, merdivenleri indi, sokağa fırladı, Kenan deli gibi olmuştu. Boş ve karanlık sokaklarda nefesi çük bir vazite mi sanıyorsunuz? Padişahın kainpetlerime büyük İti” madı vardır. Devletin hazinesine para dolduran ve padişahın yüzü nü güldüren odur. o Ö omâsaydı, hepimiz iflâs ederdik. Elçi gülmeğe başladı. Cemal Çe" lebiyi avlamanm sırası (ogemişti. Derhal cebinden bir küçük kese çı kardı: Ni — Mademki refikanız rahatsız" dır. Kendilerine yemiş almak üze re şu küçük hediyemi lütlen kabul eder misiniz Cemal Çelebi tereddütle — elini keseye uzattı; — Teşekkür ederim ama,. Zah' met ediyorsunuz, sinyor! Bu insa niyetinize karşı borçlu kalacağım dan korkuyorum. — Hayır. hayır. &insaniyetin “anız iyileşir de, şu bizim mu "sini müsait bir vaktinizde Seli bin de 00 Cad Perili apariman kesilipcesin« koşuyordu. Ne ka, dar yürüdü, nerelerden geçti, bunların farkmda bile değildi. Güneşin ilk ışıkları ufukları ay, dmlatırken Kenan kendini cad, dede ve hir harabenin Üzerinde uyumus buldu. Kenan geceyi düsündü ve ke. di kendine karar verdi: kendine karar verdi: “Gece sarhıoştum... Riya gör- müş olacağım, baska bir sey değil, Bu halden utanarak Kenan boynunu bükerek tekrar evinin yolunu tuttu. Kapıya gelince elini anahta, rını çikarmak için cebine soktu. Ve cebinden bir çift kadın eldi- veni çıkardı. Şaşılacak 'sey, bu kadm eldiv--' cebine nereden ve nasil girmişti. Keniin bu bayretini yüksek senle ifade citi: — Bu sanki Kendisine hitap eden kapisi onu bu düşüncâsinderi uyandır. di. — Bayım, dairenize çabuk çi- kınız. Bü gece apartmana hirsiz girmiş. Bakm sizden de bir gey aşırmış mi? Başını kaldırdı, kapic: yuka, riki kattan sarkmış bu sözleri söylüyor, bakm daha başkaları var,. Dairesine girmekten vazgeçen Kenan yukarıya çıktı, Oturduğu dairenin tam üzerine tesadüf eden (dairenin kapssı açık... Muhtelif dairelerin hiz, metçilerinden mürekkep bir grup hararetli hararetli konuşu, yor. Kenan sordu: — Ne var, ne olmuş... Kapıcı yeniden izahat verme- ğe koyuldu: — Demin söyledim ya, bir hırsızlık. Bu gece Neriman ba, nnom dairesine bir hırsız gir. miş... İsin en şaşılacık naktusı.. Fakat kapıcı kadm sözüne devam edemedi. Kapıda başka birisi görünmüştü. Kenan haykırarak geri çekil, eldivende ne oluyor Cemal Çelebi keseyi derhal koy” nuna koydu. — Hay hay, sinyor? o Siz hiç merak etmeyin. Ben müsajt bir zamanda size haber gönderirim. Teşril edersiniz. Veziriâzam haz retlerinden de mezuniyet — alırım. Meseleyi çarçabuk hem de istedi Kiniz şekilde bitiririz. Greçyo bunun üzerine sarayda fazla kalmadı. Cemal Çelebiye teşekkür ederek ayrıldı. Yeni divan kâtibi o gün ilk de, fa rüşvet almış değildi. O, kainpe derinin maiyetinde tahsil memuru bulunduğu günlerde de birçok rüş' vet almıştı, iy» O akşam Lukreçya haremkapr sında Cevher ağaya rastladı. — Bugün Bayram paşa gelme di mi? mekten kendini alamadı. Kapı, le gördüğü kadını u kadın gece gördü, 1 hayaletti, Kadın Kenanin bu halini gö. | rünce bir el işaretile içeriye girmeğe davet etti. Kenan Ne, rimant takip etti. Kapının önün, de meraklılar yine heyecanla konuşmağa başladılar, Neriman kapıyı açtı ve Kenan bir odaya girdi. Bu kendi ya, tak odasının Üstüne tekabül e, den oğaydı. Tamamiyle odasına #iyen bir oda, yalnız burada ya mın karşında çerçeveli bir resim değil, camlı bir kapı var, Kenanm beyninde bir şimşek çakar gibi oldu. Ve artık bu oda, da bir sandalye üzerinde kendi eldivenlerini görünce şaşmadı bile, Şimdi Neriman bir suç delili olarak sakladığı bu eldi- venlere dair izahat veriyordu! — Bunlar! koridorda buldum. Hirsiz karanlıkta kaçarken bun, lari alamamış, fakat benim el, divenlerim de meydanda yok. Ve titrek bir tebesilmle sözlü, ne devam etti: — Mırsız bu eldivenlerden başka bir sey aşırsmamış. Her, halde bu kapıyı açtığım vakıt elimde bir silâh var sanarak örkmüş olacak. — Fakat bu esnada elinizde hiç bir silâh olmadığını ben pek. *âlâ iyi biliyorum. Kenan bu sözleri tatlı bir ses, le söylemişti. Fekat bu tatlı cümle kadını olduğu yerde don- durmağa kâfi gelmişti. Şimdi Neriman korku ile Kenana bakı. yördu. Kenan artık her geyi söylemenin sırası geldiğini an, ladı ve yerinden kalkarak kadı. na hitap etti: — Neriman hanım, sizi kor, kutmak istediğimi sanmaymız. Dün akşam başından gülünç bir macera geçti, Vakıa ben bir hırsız değilim ama dün gece | 2045 bir sesle söylüyordu. Bu sözleri dinleyen gene kadının da yanak. lari kızarıyor, gözleri canlanı- yor. Kenan hararetle sözüne de, | vam etti: o» — Dün gece sizi korkuttuğum için çok müteessifim. Beni affe, dip etmemek elinizdedir. İster. seniz bir hırsız gibi polise teslim olmağa da razıyım, Neriman açık ve samimi bir gülüşle güldü: — Sizi affediyorum. Fakat a, lp götürdüğünüz eldivenlerimi geri vermek şartiyle... Bu mace, rayı korku ile atlattık... Fakat yalnız yaşayan bir dul kadının arada bir korku geçirmesi çok — Divan toplanmadı mı? — Hayır. — Cemal Çelebi de gelmedi mi? — Bir aralık geldi.. Venedik el çisİle biraz görüştükten sonra gitti. — Venedik elçisi geldi demek? — Evet, Verdiğiniz muzları da kendisine ikram ettim. — Çok muz seviyor diyorlar. yedi mi? — Birkaç tane yedi — Kalanları ne yaptın? “ — Onları da kulunuz (yedim. Size dua ettim. — Neden bana dua ettin? Muz sarayda bulunmaz bir yemiş değil yal — Çok bulunur ama, kulunuz şimdiye kadar muzu ağzıma koy mamıştım, Sayenizde (bugün ye dim. Çok nefis bir meyve imiş. — Hoşuna mı gitti? — Çok Gayet hafit Ünsüz MERLİN ekin nini szünkzi di eme inmez. 1 vi Nİ GAZETESİ Bir a tertip et, tiği veğ rağbet yüzün, den on defa tekrarladığı İkupon- lar savesinde okuyucularma de, ğerli birer kütüphane kazandır. miştir, i VAKIT gazetesi Büyük bir alâka ile karşıla, nan bu hizmetine yine okuyu” cularmı memnun edecek yeni bir gekil vererek tekrar devama karar vermiş, on birinci defa olarak hazırladığı kuponları neş- retmiye başlamıştır. Bu kuponları siz de mutlaka toplayınız (Tafsilât “VARTT” da) BORSA vüpanış Sterlin m e Dolar 131.20 100 Pre - 100 Lüret — 100 İsviçre Bre 30,6875 100 Florin —- 100 Rayişmark ri 100 Bejga 23 100 Denhmi ui 10 Lav 16278 100 Çek krogu pa 100 Peçete 12.15 100 Zet 100 Pengö 2.5328 109 le 0629 100 Diner 206 100 Yen 311374 100 Isveç kronu 31.008 100 Rubi -.0 Babam ve Tahvilit Ergani 10.79 Srras - Erzurum ? 01 Sıvas - Ersurüm 5 0s 20.12.940 403 18 Program #45 Yemek Het, 12.88 1250 18.05 13.20 aks 1.8 10.29 vi ii in İ 25,00 Dans münalı bir tebessümle gülüyor- du, Kenan da güldü ve elleri bir an içerisinde birleşti, — Bir daha ne zaman gelecek bu adam saraya? — Birkaç gün sonra, daha doğ rusu Cemal Çelebinin karısı iyileş" tikten sonra... — Ne 0? Cemal çelebinin karısı hasta mı? — Evet. Biraz o rahatsızmış. Çelebi, karısını çok seviyormuş; o hastalanınca çelebi iş göremezmiş!, Halbuki Hayrullah efendi saner dan inim inim inler de gene çalışır dı. — Ece.. sevgi derler buna, Cev her ağa! Sen evti olmadığın için, bu işlere aklın ermez. — Hakkınız var. Ben de akir

Bu sayıdan diğer sayfalar: