30 Mart 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

30 Mart 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i* Ve yapar Mahmut! Borcun fens bir sey olduğu mu. Bakkaktır. Fokat ramanm icapla İ, insanları değil, cn zengin mil- leri, devletleri bile, zaman va- Mân borç almaya mecbur etmiz Hr. Borçlanmak, borş almak ne isma olan da beşeriyetin bun» dan kurtulmasma imkân yoktur, Feti mena, kesemizde para kal vaymea, günün nafakasmı temin *İmek mümkün olamaymon, he Men başvuracağımız yezine çare, Me dosttan, bir arkadaştan ödünç Dura istemektir. o Vermi oda Mir meselei diğeri, Malüm 4, isti Yenin bir yüzü, vermiyenin iki yü Tİ kara!,. Borçalumayı fena sayanlardan şa, paranm, zenginliğin fen Mir sey olduğunu iddia edenler “e Yar, Bunlara göre “Bel para, Büyük servetler israfların anasıdır, Alkinn uğurlığı Me yorulan kollar r işe kâfi ciddetyetle surla Matlar. Kesenin ağırlığı kafanın doşluğunu örter, Büyük servetlerin Yanmda daima hasetler, kinler, hide “etler yeşerir.,, Be iddiaya ne buyralur?,. Bu- Süntin ekonomik darumlarma aye kir bir felsefe değil mi? Dir zümre de - Ki avağı yukarı bilin bir ekseriyot de diyebitiriz - a iddindadır. Para şıkırtısı, banknot hışırtısı, Bütün kederciri, dertleri, acıları Wutturur. Güzel bir bestenin, pak» Mn ve havali nağmeleri gibi gönle ferah ve neşe verri, Bu voktada da fikrimi sorarsa- Miz, isizrseniz tilki gibi cevap ves Yeyim: Güldürme beni! Hayatın her sahasında » ailevi, *İyasai, sosyal, ekonomik ve aske- Tİ » muvaffak olmak, hakkını ta. Milmak” için, kuvvetli olmuk kadar, Yenzin olmak da | lizimder, Millete «ler, kahramanlıkları, kuvvet ve kay» Metieri kadar zenginlikleri İle Je Büzarı dikkat çekmeli, baska ales İarı imrendirmelidir. Tie yalan söyliyeyim, gecenler» dc Amerikanın, harp bütçesine bik mem kaç milyar daha eklodiğini gözelelerde okuyunca imrendim, ağ zim suyu aktı, Amerikalılara bir kere daha im. renmiştim; Boş, altı yıl evvek; A- merika hükümeti, topladığı vergi- teri, bütçe fazlalığı doliayısile hal, ka inde ettiği raman... — Söyleyiniz, bu imrönilerek | sey değil mi?,, Yeniçeri uğularından biri mide hastalığına tutulmuş, Kocakarı lâşlariyle rahatsızlığı geçmemiş. Okutınuş fayda etmemiş, tüssüler yaptırmış nafile,., memek, yediğini çıkarmak, hazme- dememek azaplı bir ömür olmakla bernher, yapılacak bir şey kalma- dığı için “kadere rizadan başkan çare yoktur" tevekkülü ile günle. rini geçirmeğe başlamış, Bir gün, Tophaneden zeçerken, suncıya tutulmuş... Öyle bir saner | td, sanki karnına, milesine öven dire sökuyorlar,.. Utanmasa, attan atlayıp, bir dükkünn girecek, sar- dalyenin birine çökerek, sencınm geçmesini bekliyecek,.. Fakat bu isi nasıl yapabilir? Canı boğarma gelse tahammdi gerek, çünkü ser de yeniçeri ağalığı var. Ağa dislerini sıkmış dudakları- nı dişlerine geçirmiş, elleriyle a- İm yelesini tutara, yoluna de” vam etmiş, Biraz İlerledikten sonra gözüme bir duvar dibine çi- melmiş okkalık bir ekmeği iki üç baş soğanla midesine göçüren bir hamal ilismiş: Kıyafeti perişan, fakat güçlü kuvvetli, pürmhhai, tası sıksa suyunu çıkaracak bir hamal! Yeniçori ağası ağzımı şapırdatâ #apırdata soğan ekmek yiyen ha» mala baktıktan sonra, yarmdaki selüm uğasımı dönerek acı İçinde teesslir dolu bir sesle: — Sen ol da gel imrenme! Demiş! isi Lütfelmezse conabi mâbut, Elden ne gelir, ne yapsa Mahmut! LAEDRI | | Bugün TAKSIM Sinemasında 2 Büyük Film Birden 1 — TURKÇE SOZLU ve ŞARKILI Sıhırlı . BESTEKÂR FEVKALADE Türk sn ile özenilen; Türk musiklsile güzelleşen. En güzer Türk şarlalariyle süslenen bir ŞARK filmi Seanslar: TI, 2, 4445, 7,30 ve 10,15 te 2 — Arzu umumi Üzerine Acılmamış Konca Seanslar: 12 —5 45 ve 8.80 dn ÇEMBERLİTAŞ Sinemis YARIN AKŞAM Saat 2ide Türk musikisinin 50 senelik emektarı olan BiMEN ŞEN Memlekezimsein en güzide suzende ve okuyucularmdan müteşekkei! mühteşem bir heyet bu müstems inlenmeveye iştirak edecektir. DİKKAT: Koltuklar pumaralkdır. Büetler sinema gişesinde satrimakadır, Yüzük ŞEREFİNE ! İstediğini yiye- Kalbini gören adam Amerikada Kolumbia üniver. sitesinde tıp tahsil eden Mister Lovii Gabç isminde bir talebe kalbinden rahatsızdır. Kalb üze, rinde tehlikeli bir ameliyat yap- mak lâzım. Delikanlı bu ameli yata ancak bir şartla razı olur. Ameliyat yapdırken uyutulma, yacak, ameliyatın bütün safha, larmı takip ederek istifade ede- cektir, Bu mühim ameliyat geçen ikineikâmınun on dördünde ya ! pid. profesör neşteri tıpkı soğan doğrıyan bir aşçı mehare.. tile doktor namzedinin göğsünü açtı. Muvaffakıyesle biten ameli, yattan sonra Lolt'in etrafını gazeteciler aldı, hepsi delikanlı- nm ameliyat sırasında neler öğrenmek istiyor lardı, o duygularını kısaca anlattı: — Bistüri göğsü açarken bir parça gıdıklanır gibi oldum. Fakat doktorun elinde kalbimi nuz? Kalbim bana gok küçük göründü. 1941 in ipekli çorapları Amerikadan ilk gelen Nflon goraplar Avrupada satılığa çıka, rılmağa başlamıştır. Kömürden, sudan ve havadan yapılan sun'i ipek, kadar san'at tabif ipeğin yerini tamamen tutabile, cek bir sey yapamamiştı. Kırk senedenberi İpek böceğiyle Teke” bet yapmağa uğraşan fen bu hu. susta bir çok tecrübelerine rağ. men âciz kalmıştı. Medeniyet, ilk defa olarak çamdan sun'i ipek yapmayı dü- şündü. Çam ipek kiri sene evvel İ Şikago sergisinde teşhir olundu. Amerikalılar bu serginin kapan" a masından sonra İspanya Krali. ; çesine çam İpekten yapılmış bir rob beğiye etiler. 1937 Paris © da sun'i ipekten yapılmış men- * diller teşhir olundu, fakat gerek pamuktan, gerekse sefant ve | ebat çamlarmdan ve çamdan yapılan sun'i ipek, ipekböceğini tahtından indirememişti. Tabii | ipek daha güzel, daha dayanıklı, daha alâstiki idi. İ Fakat Amerikalılarm yaptık. , Jari ve Avrupaya gönderdikleri İ Nilon çoraplar tabif ipek kadar İ güzel, tabil ipek kadar daya, , mıklı, ve onun kadar alâstiki görünüyor, BUGUN TORKÇN BOLU ve ŞANK BGANELERININ HN GUMLA ve ihtişamlı 9 . e o İiPEK Binbirinci gece Müzik ve Yeni (o | © Yeni Şartaları BALIKÇI OSMAN © | Prenses ŞEHRAZADI Şarkılar Böyliyen am ii Yeni ği | SADETTİN MUNİR FERDİ MÜZEYYEN i KAYNAK NUREDDİN TAYFUR SENAR. ihbarı alan memurlar, nasii cürmümeşhut yapıyorlar ? Topu topu 170 kişiden ibaret olan Fiyat Mürakabe memurlarına bu gidişle mak- yaj yapmak düşecek galiba! Zabıtı imzalamamak için gele ne geçene küfreden muhtekir... Fiyat murakabe bürosuna bir ihbar yapakdı, değil mi? İhbarı yapan da, farzedelim ki sissiniz, netice ne olur? Evelâ, bir cürmümeşhut ter. tip edilir, sonra mesele muraka- be komisyonuna verilir, daha sonra da adliyeye. Ben, röportajımı tamamlamak üzerine böyle birkaç ihtikâr cür- mümeşhudunda bulundüm. Der hal söyliyeyim &i, ber cürmü, meşbutta olduğu gibi bunlarda da şaşkmlık, korku, dehşet, kin, infial, pişmanlık, telâş ha. vası çalkanım durur, fakat bir tek geye tesadüf edilmez: İtiraf. Evet, bir tek muhtekir yoktur ki ibtikâr teşebbüsünü açıkça i- tiraf etsin, Çünkü meticeden #mitvardır.. Suçta me diye itirafa sapsın da memurlarm ekmeğine yeğ sür. sün? Bereket versin ki adliye- miz, muhtekirlerin iâyık olduğu cezayı kendilerine giydirmekte bir an bile geç kalınıyor. Bine. tüccar burunları, iki defa muğa, zaya gelen müşterilerinden şüp- helenmeyorlar? Nitekim, bu sefer de öy'e ol. | du. Ekipte hir kişilik değişiklik yapıldıktan sonra mağazaya gi- ren muhbir müşterilerden dük- kân sahipleri asla şüphelenmeği. ler, Murakabe memurları bir ta, rafta, ben bir tarafta, oynanan oyunun sonunu merakla bekliyo. ruz. Nihayet çıktılar, Memurlar yetişti: — Fatura verdiler mi? — Hayır. © — Öyleyse beraber geliniz. Biraz evvel arkadaşını bu iş. ten caymağa - çağıran mahcup bayan: — imkânı yok. Ben tekrar içe- riye girmem. Utanırım dedi, Ayrıldı. Bayan önde, memurlar arkada, en arkada da ben, içeri, ye girdik. Bizim içeriye girmemizle me- ğaza sahibinde-— Amyane bir tabirle — şafak atir. naleyh muhtekir, ister suçunu Memurlar sordu: itiraf etsin, ister etmegi. '« ad- — Bu kumaş sizin mi? liyeye intikal ettikten sonra 14. — Evet. yık olduğu cezayı bihakkin bulu- — Küpon mu? yor. — Evet? Fiyat murakabe bürosunda, | — Fatura istediler mi? yım. Bir ihtikâr ihbarı vaki ol- — Evet? du. Büro şefi, derhel alâkadar — Verdiniz mi7 iki memur çağırdı, mevzuubahs — Hayır. ihtikârı bir cürmümeşhutla tes. | — Fakat, dikkat ediyordum, bit etmelerini bildirdi. Bir taraf- | mağaza sahibindeki asabiyet tez, tan da emniyet kaçakçılık şube. | gühtarlara bile sirayet etmişti. sinden sivil bir memur istendi. Bayam hali? O, dükkândak' “Ekip” tamamlanıp (çıktıktan | lerden hiç birinin yüzüne bakma, sonra büro şefine, gazeteme| Za adeti cesret edemiyor gi- yazmak üzere bir ihtikâr cür- biydi. mümeşhudundü hazır bulunmak istediğimi söyledim. Tam bu sırada da, büroya iki bayan müracaat etti. Bir tanesi, bir yerden kupon kumaş satın almak istediklerini, metrosunu 20 liradan pazarlık ettiklerini, fatura istediğini, vermediklerini anlattı ve dedi ki! — Madem ki fatura vermiyor. sunuz, ben de almıyorum deyince adam bir sevindi, bir sevind! ki. Kumaşı alsaydık, eminim ki, bu kadar sevinmezdi. A Sırası gelmişken söyliyeyim ki fiyat murak&be bürosunün çalışan memurların hiçbiri tec. rübeli, pişkin değildir. Hep genç çocuklara ekserisi lise mezunu, bir kaçı da üniversite, hepsinin dolayı gözlerini daldan budak- tan sakınmıyorlar, pişmmeiş ol. pe verdiği sera dob, ra konuşuyo: . Mağaza sahibi, hafif bir - mitle bize iltifatta o bulunuyor. Dükkândak!i müşterilerin nazarı dikkatini celbetmemek için m, yoksa “iltifat” m nişanesi olarak mı nedir, bizi patromun odasına kâr yapar mı hiç” Memurlardan biridik dik baktı amil yememeli, Murakabe mevrtasımn harf gittikçe nâzikleşiyor. isa, her gün piyasıda tetkikler yapan memurların şahsen tanınmama, sına-imkün > —. Sonra, İstanial da, fiyat murakabe işile biğfiii uğraşan memurlarm adedi dan fazla değiklir. Bu gidişle, murakabe memurlarına makyaj yapmak düşecek galiba! Muhbir bayan merakla soru, yordu: adliyeye beni Je çağıracaklar mı? — Tabii, Şahit olarak. — Bu olmadı işte. Artık işin yoksa mahkeme mahkeme dolaş. Halbuki kanunda sarahat var. İhbarı yapanm da adliyede gehit vwarak dinlenmesi lâzm, Bu, bir çok vatandaşları ikinei bi: ihbardan — ekseriya — alıkoy- maktadır. Gülme komşuna, gelir basına, derler, Bir nişadır muhtekirinin başıma gelen bir vaka, bana, bü darbimeseli hatırlattı. İsmini yazmıyacağım, Mah. mulpaşada nişadır satan bir ta- Girin ihtikâr yaptığını babera. lan fiyat murtkabe bürosu me- murları, bir cürmümeşhut ter. tip ediyorlar. Hiç bir şeyin far, kında olmıyan Musevi tacir, suç üstümde yakalandığını anlayınca feryadı basıyor, zabıt tutulma- ması için elinden geleni yapıyor. Evvelâ, memurlarm bulunduğu odadan kaçarak sokağa fırlayer ve gelene geçene çatmağa başla, yor. Bundan maksadı ikinci bir vaka çıkararak ihtikir cürüm, meşhudunu (Oo seveaklamakier. Memurlar işi anlayanen kendisi- ni içeriye alıyorlar. Bu sefer de muhtekir, penceyere koşuyer, camları açarak basıyor feryadı. Üstelik söyüp sayıyordu da. Fa, kat sürgün namzedi mulvtellir, bU işin çıkar yolu olmadığını erler yor ve hazırlanan zabıtvamala- smı imzalayor. Musevi nişadırcı hep göyle hayıflanıyordu: — Kabahat bende oldu. (....) £ ihtikâr suçundan ihbar ettim. şimdi o tevkifhanededir. Meğer etme bulma dünyası imiş bu! REŞAT MAHMUT Tepebaşı Dram kısmındı Akşam sant 20.30 g- Gündür 1530

Bu sayıdan diğer sayfalar: