4 Temmuz 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

4 Temmuz 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsti Ve güya sokaktan gelen yabancı bir adam gibi birazda sarhoş tak lidi yaparak geçtim, arbarın ka vısma dayandım. — Orrayt.. koman.. diye herif âttı nârayı dülm.. Bir kere daha bağırdı. Ben kinliğe vurdum. Fakat vay canına herifin şa - kast vok vallahi. Şakir. şukur me davrandığını görünce dur. m? 7 Hey,. hemgeri bana bak, dlyâ seslendim. Silâhı omuzuna aldı, Yanıma kadar geldi. Bu es rada da Hasan onbaşı kapıda Söründil. Nöbetçi onu görünce “Ülyle işaret etti, — Koman.. koman.. — Hasan onbaşı, yanımıza gel, di Bir zaman biribirimizi güya anlâmakla vakıt gecirdik. Yük - Sek sesle konuşuyorduk. Adam . Sağız da, mütemadiyen bizim /i- elan anlamamasna rağ . — Yeni, Yeni. Orayt, deyip duruyordu. Hasan onbaşı — Bizimkiler mı? — Biraz daha gayret. Nere, #eyse işi bitireceğiz. Nöbetçinin tihayet sabrı tükendi. Beri söyle Winek uzaklaştırmak İstedi. Derken araya Hasan onbaşı #irdi. BİZ. altakke “ver külün başladık, kavgaya. Ama me kava g8. Profesyonel boksörler bile bı, oyumu bu kadar falsomuz ya, pamazlar., | Fekat tuhaf değil ml Coni bi, zim gittikçe harâretlenen kavga, mıza kızacığı yerde âdetâ keyf. sordum: ? başladılar biras daha ciddi bir renk verme, liyiz. Onbaşı: — Ne yapalım diye sordu — Sen bana bir tokat sallar. san. Ben #ana bir yumruk indi. virim. İş daha çok kızışır. Anla. #iliyor ki herifçi oğlunda horoz sinsi var. Kavgadan hazzediyor fmsat bu fırsattır dedim. Vay ben öyle dememişiyim —— Sen gerile, gerile de ense kö, klâ ki ii iri i ke Büyük Milli Roman MAHMUT ATTİLA AYKUT — Ne haltettin başr diyebildim. — ie vi Bu sırada işbu silleden çokça p “miş bulman bizim ahbap â Pipo İçmekten sararmış çi. vük dişlerini eğstere, göstere gülmez mi?. Takatım çak oldu. Kan beyni, me Sıçradı, Ne olursa olsun dedim. Bu yum TUĞUN acısını şu pişmiş kelleden sıkartmazsam yaziklar (o olsun bana., vüya Hasan onbaşıya ım. Ona bağırdım: — Nöbetçinin arkasıma sakla. nir gibi yap. Gücümün, kuvvetimin yettiği kadar acının verdiği bir bızla ya. Settar diye nöbetçinin tma budur diye çaktım. Adamcağız reye uğradığını şaşırdı. Ben de | güya yaptığın hatayı anlamı, sun gibi: — Pardon Coni dedim... — Verilmiş sadakan varmış. Herif iyi kğ silâhı sana gevirip: — Al pardon öyle olmaz böyle olur dememiş. — Yok be Kemalciğim. Ne yaptığını imkânı tahmin edemez. #in. Hani vallahi o tokadt sen yesen boğa gibi üzerime saldı, rırdın. Ne yaptı biliyor musun? Silâhını Hasan onbaşıya uzat. 4 Beni yanma çekti. Sağ'yum. ruğiyle midem üzerine bir tane indi. Ben sallanırken arkasından da: — Gotu yapıştırdı. Meğerse bana yumruk tali. mi öğreliyormuş. Biz karsı, kli yumruk talimi yaparken İçeriden de tamam parolası ve. rildi. Hani “yorgan gitti. Deva bittİ., hikâyesi gibi biz de tokat > ime bir komedya bu.. — Evet iki yumrukla tere Yağdan ılı çektik ama benim de m ile midemden hayır kalma, ? Bü sirada teyze aşağıdan sesleniyordu. j — Ha kahv: gibi ydi çocuklar kahv Cay iterken hâlâ kendini € ini tuta. meyi gülen Kemal: eş Mm İhsan umruk hikâyesini bir kere ei anlat, sana diye şakalaşıyordu... altıya Dünkü hikâyemiz. bir tertip sehvi olarak, karıştırılmış ola» rak çılçmaşler. Bunun için oyu parçayı tekrar koyduk. Okuyu, eularımızdam özür dileriz. — Beni dinle; çocuk oluyor, sun. Eğer her'vakit böyle yapı. caksan çocuklarının yanında 0. tursan deha iyi olur. Bu kizla dansettim diye öfkelenmive li. zum yok. Bu benim halkım... İki aym altı haftası karısı taratın. dan terkedilen bir erkek istetiği, kadınla dansedebilir. — Seni ben mi terkediyorum ? — Öyle ya., Sadık bir kadın kocasına iş seyahatlerinde de ar. kadaşlık eder, halbuki sen çocuk lirrm diye çıldırıyorsun. Buna hangi erkek tahammül edebilir. Haksız ve sert olan bu hücum ümidimi kırdı. Ona maham mahzun baktım. — Artık iki piç kurusu uğrun- da her yokluğa Okatlanmaktan bıktım. Ya her yolculukta be. nimle beraber gelirsin, yahut öm. rünün sonuna kadar yüzümü görmeden çocuklarmm yanında kalırsın. Anlıyor mrusu? Gözlrine baktım, bu bekışlar sert, soğuk ve zalimdi, O daki, kamda kulaklarımda acı bir ses çınladı: “Bu işin fena biteceğini evlenirken imiyor muydun? Buna istiyerek katlandın. Cezanı çekeceksin... Odamıza (o çrktığımız zaman pencereden gökyüzüne uzun W un baktım. — Rahmi, diye hıçkırdım. bundan sonra her vakit yanında kalacağım. Döndü ve beni kucakladı. ## İş seyahati zevk için dolaşım ya benzemiyordu. Rahmi bütün gün uğraşıyor. Yemek zamanları bile otele uğramıyor, birçök ge, celer müşterilerinin yanında ka Ityordu. Vakit kazanmak için ge, eeleri seyahat ederek şebirden gehire dolaşıyorduk. Yolların ve şehirleri berifi İçin yalarz ismi değtetyorHepsi-biribirine öle benziyor ki, Örarüm otel odala. rında pencereden bakmak. yahut kitap okumakla geçiyor. Rahmi beni çok İeskanıyor, “erkeklere emniyet edilmez, 86, nin gibi güzel bir kadını yabancı bir şehirde yalnız başına sokak, lara bırakamam... Çocuklarımdan uzak çok siki Yyorum, aklım. fikrim hep on. kırda, Rahmi bir gece çok geç kaldı ve içeriye girince mazeret olarak bir iş arkasında koştuğunu söy. İedi. Artık dayanamadım: — Buna tahammül edilmez, diye haykırdım. Fakat o beni kucuğına doğru çekince osiadetimden titriyerek sustum. Ertesi gün yüz eli kilometre. den uzun bir yolculuktan sonra beş gün evvel ayrıldığımız Anka- raya geldik. otele girer girmez kapıcı elimize bir toigraf uzat; — Beş, gündenberi sizi belli, g Saadet yolu “Cavat hasta çabuk dönünüz. Mediha... Rahmi de omuzumun üzerin den okuyordu: — Garip gey, niçin hastalığa dnir tafsilât vermiyor. — Aman yarabbi.. Sakın yav, rum ölmüş olmasın. Ben İstan. bulda olsaydım çocuğun başma bu felâket gelmezdi. Ber hemen gidiyorum. — Biraz dur Şermin, hele bir İstanbula telefon edelim. Mükâleme açılmcaya kadar sabırsızlığımdan bir yerlerde daramadım. Yavrumun beşına ne gelmişii? o Ayrıldığımız gün mahzun mahzun büna bakan elâ gözlerini şimdi tekrar görür gibi oluyorum. Alnıma sarkmış saç- İarımr, kirli ve kemirilmiş tırnak. Isrımı hatrrlıyorum. Hasta, hasta, için Mediha daha fazla tafsilât vermiyor, yoksa... Nihayet telefon açıldı, Mediha Ankara ile konuşmarım heyecanı içerisinde. Cavadın çocuklarla oynadığını, terlediğini sonra 66 ketini çıkararak soğuk aldığını söyledi, Ateş birdenbire yükse, ince Mediha ne yapacağını şa- sırmıştı. Şimdi çocuk iyice idi. Telefon kapandıktan sonra Rahmi sordu: — Şimdi ne yapacaksın? — Tabi ilk trenle İstanbula dönüyorum. ei — Dinle beni, mademki çocuk iyileşmiş, bu dönüşe ne lürum im, Sen yokken çok üzülüyerum bütün işlerim bozuluyor. Bir defa daha mağlüp oldum. Hastz çocuğumu unuttum. sık beni yalnız birakiyorsun? Çocuğu buğrıma bast: Artık her zaman seninle kala. cağım. >... Rahmi evde neşesiz ve aksi suratlı bir adam oluyor. Çocuk, lar da ondan çök çekinirler. ben de sinirlenirim. Hele son ay. lar içerisinde Rahminin işleri bo. zulunca bu acaipliği bir kat daha arttı. Bir rün ona: : — Rahmi, dedim, Bir kızmız olsaydı bari ne meesut olacak tık. — Bir kızımız mı? > — Evit.., — Analıktan daha bıkmadm mı Şermin, Fakat ben baba ol. mek istemiyorum, Hattâ bu iki gocuk da olmasaydı, o vakit sen — İster iğren sister iğrenme hakıkaten vu, bu iki çocuk bizi mesut olmaktan menediyor. Ve bu konuşmadan sonra Rah mi tekrar seyahate çıkarken ara . mızda fırira koptu, — Bu sefter seninle berabe: gitmiyorum. — Sahi ini söylüyorsun? — Evet. - Sen bilirsin, fakat kararımı unutma, ya ben ya çocuklar. O dakikada ceva veremedim. Rahmi kapıyı çekti ve gitti, Artık Rahmi benim için kay. bolmuştu, Fakat onsuz nasıl ya, sıyacaktım. Ertesi sabah çocuklarımı ve ufak tefek eşyamı aldım, küçük bir odaya taşmdım. Tekrar çalışmıya başladım. Fakat birkaç gün sonra tekrar anne olmak üzere olduğumu his, settim. Şimdi çocuklarıma nasıl bakacaktım? Onları kime bira kacaktım? Ve sonra bir kızım oldu... Sefalet içerisinde günler gün. eri, aylar ayları kovaladı. Bir gün hasta olan kızıma ilâç alınak için eczahaneye gitmiştim. Orada Rahminin ve çalıştığı mües ile alâkadar değil. Epeyce zaman evvel ayrıldı. — Nerede? gığı su katınız, bunu şampuan gibi kullanmız. Saç köklerini par e Sabunla yıkar gibi İ yıkayınız. Sonra bir kaç defa bol sıcak su ile saçlarımızı çal . kalaymız. Nihayet bir kahve fmcani sir ke veya limon suyu karıştırıl. | miş bir tas su ile çalkaladıktan sonra sicak havlu ile başımızı ku rulayınız. * Altardan beş kuruşluk çö. parmak uçları ile masaj yaparak | 5 ha! * Rahmi hasta! Onun iztirap çektiğini hiç görmemiştim. Kal bim tekrür çarpıyor, olun sesini işitmek, onu görmek istiyorum. Derhal bastahaneye yollan. dım, Hastahanenin bitip tükenmek bilmiyen koridorunda rehberimin arkasından giderken hiç bir şey düşünmüyorum Hastabakıcı bir koğuş kapısını açtı ve seslendi: — Bay Rahmi! Uzun boylu bir adam kalktı ve yavaş yavas geldi. O bir İs kelet kadar hafifti. Hıçkırmak üzere olduğumu hissettim. Fe. kat ağlamağa hakkım yoktu. Sakin olmak icabediyordu; şim- di onun gözlerine bakarak: — Rahmi! dedim, — Şermin? — Ne kadar zımandanberi bu. radasın? Rahminin dudakları arasından ıslığa benzeyen bir cevap fırladı: — Çok oluyor. — Fakat sen ne sağlam adam- dm. — Zatürre bu, sağlamı, çürü, gü dinler mi? Bana O bakmıyordu. fakat hiç ehemmiyet vermeden sözüme de vam ettim: Sakız lekesi Yünlü kumaş üzerine yapt « şan sakızı kesin bir çeke (dikkat ederek) kazıyınız. K laca olan gölgeyi ispirto veya terebentiile siliniz. Beyoğlu Halk Sineyy 1 — Makine adamı. Seri “Tekmiti > balyöz indirir gibi olanca (Devamı var) | yor. dedi. Rahmi, sonra seden İ ven alıp bol su ile ateşe koyuruz. 3 — Miki Ayşenin sözleri de bölme halk içi, m PR barla pek deya ş içinde bile do. rindandı. Fakat, Alinin Mi dim., atımı sürdüm. Onu va rm Sl nm şk Kl Ve taktı, Zaten e, oynılamıya. şe ninenin tesiri altında ri Mübtedi Ah gözcülükle mü apaklarna İmana ven bir hükümdar hasbi se-. yak Rüstemi unutmağı çalış günkü bu havaliyi çok iyi tanı. yordu. yük zaferden Pa bğe, yordu. yordu » orduda xçalı i ordu. o — Amcamın Bizansa iltica İkter Büzmner iie Kn ea ek ilemilir Son zamanda bir hayli, yarar. ettiğini söylüyorlar. Bu işte bir ei Rüstem deg) e, ee uzun zamandanberi kalı Yazan: İskender F. SERTELLİ lıklarıda görülmüş, padişah ta.» yanlışlık olmasın?! İİ ek hana e Ke * .6i rafından taltif edilmişti. Dedi. Mühtei Ali kozmun- edecek K işi ay ve ort bir. sebeb . . yani yer. wuş dan yeşil taşlı ve kenar a Ma olan yokken ge İT Rüstemden ikinci bir haber © rica beyden de henüz bir haber İuğuma Kadar terfi enini bir yüzük çıkarıp Martaya w- A Rüstemle evlenirse, ii al ik Goğmikii dey gelinceye Ki m nine, gelmemişti. Bir gün Marta çadırında o.; Eattı: YE o e K e ç s8 Marlayriyi tu, ken, z .. —ilşte.bu, hü men Geli GİRL vimenin baar va ekl zama gelen deslki ka PRENS MİRÇE YAŞIYOR. Sang vape bir baş 2. in küçük parmağında tag ğ yalnızlık içinde geçe. tatmış, Rüstemi bütün tanıdı. “ çırma, e eli SENİ KURTARABİLİRİM! —P 1 bön vü le dığı yüzüktür. Bana parmağın. iğ deliği ğı ve hoslandığı erkeklerin fev tem, sana koca olmaz! demiş. o O günlerde Türk karargâ. gilim.. amcanızdan size dan çıkarıp verdi: Bunu Mar “diği m My ce ad kinde bl ti. kmde yararli görülenler. gerim ali “aya götür. O zaman sözleri, tere Maya. & akat o, kaç* © Rüstemin ii Re vardı; ,Edime sarayında kraliçeler , den biride mühtedi Aliydi. Ali © Marta birdenbire şaşaladı inanacaktır. Onu bu köyde sendep #işpa: “en, yurdum. Ici de birdi. Ve yurdunu teh. gibi yaşamak hülyası Martanım aslen bir Macar. asilzadesiydi, Ameasmdan selim getiren bekliyeecfim-. dedi, Bana hi; miş miydi; “everimi, deme. likede gördüğü zaman ve Ka. zihnini bulandırıyor, fakat, kal Yıldırımın şehzedeliği zamanın «İba adam da kimdi? mat ediniz, prensesim! amca- Marta bu & din, ne aile, ne çocuk... hiç bir. bindeki sevgiyi de bir türlü sö- da Tuna boylarmda Türklere & © Mühtedi Ali derhal kendi nız yaşıyor. SİZİ buradan kurta yor ve Aç, Sözleri de hatlı. şey düşünmezdi.. , — Küp stamıyordu. esir düşerek ihtida etmiş ve or. sini tanlttr: zabilirim. k Me eye üni Ba, başl milletlerde bir O Marta, ilk hareket edecek ü. du hizmetine alınmıştı. — Amcanızın eski arkadaşı. o Marta, bu haberi getiren A. — Hakk Si © — meziyet sayılırdı. Fakat, Mar. . sera kafilesile Edin eye gönde. o Ali, Martanın amcası olan yım. Geçen gün etrafı Mr liye söyliyecek söz bulamıyor. İŞİ diyordu o rağ Bineciğim! ta bunu Rüstemde bir kusur rilecekti. : prens Mirçeyi cok iyi tanırdı. mağa gittiğim zaman kendisi. du. İlk önce yüzüğü aldı: ni pi muhasarada (olarak görüyordu. Rüstemi aramağa giden Sa. Hattâ mug sadık arkadaşla. nin kaçtığı yeri köylülerden öğ ve ver) * 2 Yuka; iL MA AŞ e Çe 7 e li ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: