29 Eylül 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

29 Eylül 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VER ARE ERA ERE Ve Aİ Ve ERE “ « Artık 300) kis a ni İse yara» ihtimalin; der eler, ieole ne İ eğe tetebb is amcak vee ei ku. Kg sd düre, us A alm VE beton akıt Zira, beton rk eeakap” denite, Ayda gk tr 000 : nn mekte meri (Oi tabakasınm ei a e düşü. kı, petrole ii si, İelikek olacak . Sol mayi mah- bir hale ge. X Biç teerlihe * Pete Ya Hiyatlar Ni - Fiyatla DENİZCİLİK HABER. Akşam postası Fırtınalı havada seyreden bir Alman zırhlısı Sayı ve kuvvet İtibarile üstün zrhlı muharebe gemilerinin hicbir yerde faaliyete geçip muvafiakı » yetli harekâtta bulunmamış olduk. ları herkesin aklma haklı olarak ali getirir: Bu kadar büyük ıstaflarla vücude geler ve düş- tarafından hırpalanairlen mu» m deniz kulelerinin bugünkü modern harpteki kıymeti ve ehem. ti nedir? e mevcut tarihi misallere te mes ederek, yelken devrinden bu güne kadar geçen muharebelerde bu ehemmiyetin nasl tekemmü) ettiğini birkaç yazda kısaca anla. tacağım. Orta çağda, harp gemisi ile ti - caret gemisi arasında fark yoktu Denize ağılan her ticaret gemisi kendini korsanlara veya rekip & - carethanelerin gemilerine karşı silâhla korumak mecburiyetindey» di, Yani her ticaret gemisi müsel. Mâhtı. Avrupa devlellerinin kuv - veti, şahsi teşebbüslere kars koy. mak için kâfi derecede kuvvetli değildi ve zayıf olan donaumasmı bu gemilerle takviye etmekten vazgeçmezdi. Demek orta çağda, devletler donanmalarını kullandık. ları zaman şahsi ticaret gemilerin. den yardım görüyor, onlardan isti fade ediyorlardı, On yedinci asrın ortalarmda ise iş değişti, İngiltere Fransa, ve Holanda hükümetleri muharebeye mahsus gemi İnşası » Si na başladılar Bu gemiler mi vük taşımtyacak, 4 | yalnız ihtiyaç doleywmile sayıca ar» e mu MYdedil - — Beçmistir O » Yüzde 184 Yüzde 42 tür tan ağır topları taşıyacaktı, Gemi. ler kat kat inşa edilerek her katı- nn toplar yerleştirildi. Bu âüretle bir katlı, iki, üç ve battâ dört katlı ve 70 den 130 to pa kadar taşıyan gemiler meydana İ geldi. En ağır toplar, gemi muva. İ zenesinin bozulmaması için en alt İ katta yerlestirilmişti, Toplar lom- bar deliklerine benziyen mahreç » lerden ateş ediyorlardı; bu mah . reçler fırtınalı denizlerde kapakla kapatılırdı, Kapaklar denize doğru açılırdı. Toplar geminin yan târaf- larma © yerleştirildiğinden ancak yana doğru atçs edebilirlerdi. Öy » İe ki muharebe esnasında düşman la temas için yanmı vermek icap ediyordu. Gemiler ancsk bu şekil, de ateş edebildiklerinden arka ar- kaddes olan en büyük remizlerin - den biriydi, Bu mukaddes remiz Habeslilerin eski din kitaplarındaki dilince #w minaya geliyordu: “Semadan gelecek kurtarıcılara güveniniz!” Gariptir ki Habeş kâhinlerinin binlerce sene evvel haber verdik - leri bu müjde, Habeşistanın ebedi olarak çöküp batlığı zennedilen su günlerde tahakkuk ediyordu. Hakikaten semadan gelecek kur tarıcılar tokrar Habeşistanı ihya etmek için ciddi ve erici bir azim- le harekete geçmiş bulunuyorlar. dı, Habeş Kralı Hâlle Selâsi eski Habeş mukaddes remszlerinin > - ber verdiği bu muklzeye inanma arı için Habeş kabile roislerine ve kaya olmak zere bir hat üzerinde ilerlerlerdi. Bunlara “hat gemisi” dendi, Des mek eskiden ağır barp gemilerin» hat seklinde arka srkaya muhare- böye iştirik ettiklerinden bu isim verilmiş oluyor, Yazan: F. LUTZOW Kontr.Amiral i Hat gemileri üç filoya taksim e dilirdi; baş. arka ve orta filo. Do- nanma kumandan: ekseriya orla » inki filoda yer alırdı On yedinci asr ortalarında, İn- gili. ve Holanda donanmaları arü- suda geçen kanlı deniz muharebe. sinden başlıyalm, Bu iki devlet arasında vukubulan Üç harp, üs ch de etmek veya müstemleke zaptet mek, işgal veya ihraç hareketleri yapmak için değil, her iki devlet #endi ticaret gemilerinin denirler- de serbestçe seyrüsefer ölmesini istediğinden deniz hâkimiyetini el. de etmek için vukubuldu, Holanda Ye İngiltere arasındaki harpler 1651 de Kromvelin tatbik mevkiine koyduğu bir kanun vü - sümlen patlak verdi, Kanuna gö - re, İngiltereye ancak İngiliz müs lemleke ve müstemlekedo imal 6- dilen maller ithal edilecekti; it « balât ise yalnız İngiliz hükümeti . ne ve İngilizlere sit gemilerle ya- pılacaktı, Holanda gemi seyrüsele. rine böylece öldürücü bir darbe in dirilmiş oluyordu, zira İngiltere ithalâtmın onda dokuzunu Holar. da temin ederdi. Holanda, gemile. Ti sayesinde yaşıyordu, İngiltere - nin bu hareketi üzerine 1652 de kılıca davranmak mecburiyetinde kaldı, 1652 den 1654 deki ilk mu. harebo esnasında harp egmilerinin refakatinde olan 50 veya 100 tica- ret gemisinden mütçeekkil gemi kafilelerine karsı hârp edildi. Bu nevi muharebe usulü, kafileyi hi. mayesine asin harp gemilerinin & ieyhinde idi, zira kafile, hareket Serbestisine büyük bir mâni teşkil ediyordu, Burun üzerine harp ge- mileri ticaret gemilerinden evvel denize açılarak düşmanı arıyor ve onuhia muharebeye tutuşuyor, Ti- caret gemileri, muharebenin neti. rihin en mühim bir ânmda tekrar. hiyor ve onlara bu ananevi müjde- nin doğmakta olduğunu bildirerek maneviyatlarmnı artırıyordu. Filhakika bu mukaddes remiz â- deta sihirli olan tesirini yaptı, Kur tuhuş remxi bütün Habeşistanı tek rar dolaştı, Bütün imanlar tekrar dirilmeğe başlamıştı. Hâile Selâsi gayet zekice bulun duğuna şüphe olmıyan bu rem3i Habeşlilerin İngilizlere tam bir itimatla tâbi olmalar: ve kurtarıcı nazarile bakmaları için şüphesiz büyük bir âmil olmuştur. Yani, İtalyanların (Hum) zehirli gazi zannettikleri bu remae karşı his - #ettikleri büyük endişe pek de yer s2 olmamıştır. Stirling, belki de Habeş OKrr- unun mektubundaki bu remzin mâ. na ve mahiyetini bilmediği halde bu remzin kabile reisleri taratın - dan dini bir husü ve hürmetle, â- deta bir tılsım gibi yüksek sesiç mırıldanılarak tekrar olunduğunu gördüğü için, ezberlemiş bulunu yordu. Çöl kurdu olan ba İngiliz casusu erbest kalan denize veya limanda kalıyorisr - « İngiltere arasmdaki »rpte, izahat vermek isle büyük muharebede bu usul tatbik edildi. Mubarebenin galib deniz hökimiyetini ele nlacak ve böylece ticaret gezileri serbestçe“ dolaşabilecekti. Mağltip taraf ise deniz retini kendisi için kapal veya büyük mikyasta tahdid edil- miş görecekti O zamanm İngiliz amiralı ve fi- Monk, bu harpler münasebetiyle çekinmeden şu sert landı — Harp için ne diye uzun zadıya bir bahane art sadımız Holandalıların elde ötmek değil mi? İ 11 haziran 166ö KalesDover bo. ğazında sabahın ilk saatleri. Bir gün evvelki sis, cenup-cenubugar» | biden esen serin rüzgür tarafın » | öan dağıldı. Sisin dağılması üzeri &ş amiral Monk'n kum. İngiliz filosu ile amiral Mikael de Ruyterin idaresindeki Holanda fi losu biribirlerin: gördü, İngilizle » rin Sİ gemisine karşi Holandalla. rin 91 gemisi vardı; iki tarafın topları ve muharipleri 4500 top ve 21,000 muharip olmak suretiyle müsaviydi, İki filo, harbin netice - sini şiddetli bir deniz muharebesile | elde ettiler, Bütün Holanda Xu » mandanları Ruyteri hâmil sancak gemüsinde toplanmış filo kuman - danmın verdiği talimatları dinli - vorlardı, Ruyter sözlerini bitirir- ken muharebenin ehemmiyetini ve Holandayı imha etmek istiyen İn. giltererin tâsavvurlarından bah - | setti, Bu sirada İHolanda gemileri « | rin hepsinde mürettebat dua için yere çökmüşlü, Devrin en mukte. dir, en büyük ve mertebesine eri» silmiyen filo kumandanı Ruyter böylece müharebeye girdi, Muha - i bir hiza ile ilerliyen 35 yelkenlisi, amiral Tromp ku - mandası altındaki bag-file ile He. landalı amiralm gemilerine büyük wikınt: çektirdi, Lâkin aradan dört sani geçince, Menk Dünkerk kumluklarma fazla yaklaştığndan geriye ( çekilmek mecburiyetinde kaldı, Geriye çeki- ince ortâ filoyu idare eden Ruy- (Devamı 5 incide) tan yade manoviyatm hüküm sör düğünü gayet iyi biliyordu, Onun işin ilk görüştüğü kabile reisleri - ne #elâm yerine yüksek sçsl6 bu remzi söylüyor, onların evvelâ müthiş bir hayret duyduklarını, sonra kalın dudaklarının âdeta manyatize olmuş gibi titriyerek aynı remzi huşüla tekrariadiklari- »i görüyor, yıldırım gibi bir itimat üuygusile ketdisr oğlundıkları- n: görüyordu, Çocukları Adisababadaki gec” yarısı katliamında o mitralyözlerle #okağa #erilmiş bir Ras Stirlingin ağzından bu remzi işittiği zaman elleri titriyerek Hâile Selâsenin Habeş diliyle yazılmış mektubunu okudu ve âdeta cezbe haline geç miş gibi birdenbire çöle doğru bir kaç adım koşup kumlara diz çöker rek kuru ellerini havaya o kaldırdı — Ey Afrika! Sen intikam ülke #isin! diye bağırdı. Nohum-giosseri.Nohumu (tem bütün Habeşlsianı baştanbaşa tek rar ayağa kaldırın, şahlandıran *e mavi bir tsm giti Habeşistana yayıldı ve İngiliz gizi ordusuna zafer yolumu açtı, Raslarma aynı remgi, şilpbesiz ta. Afrika evlâd! üzerinde maddiya Hakikaten de Afrikada ix kur - Sinema mevsimi başlarken İpekfilm Stüdyosunda Bir film nasıl Türkçeleştirilir? Dublâj esnasında artistler neden kestane kehabı verler? Şimdiye kadar 64 f'lm türkçeleştirildi uydur, uydur söyle — 66: İpek Pilm Stüdyosunun, Ürerin. de (Girilemez) yazın küçük bir kapısının önündeyim, İçerden hir takım uğultularla beraber bir 66 sesidir geliyor! Burasının stüdyo olduğunu bil. meseydim içerde herhangi bir is kambil oyunu oynandığı zehabina kabpılabilirdim. Fakat değil! 66 fragman! Hayırdır inşallah! Biraz daha bekledir. Ferdi Tayfur, kimbilir, yine kimi Zırhlı ve Ehemmiyeti türkçe konuşuyor” 2 Dublüj stüdyosunda artistler. Bu sefer de, merakmı bilebitün kamçılayan garip bir konuşmanın âmarıya kadar sızan kelimelerini igitmeğe başlamıştım: — Bunu ben Yapmadım. Bana tuzak kurdular, ben de aldandım, — O bâlde bayrağı neden indir din? Bayrağı ben indirmedim, Ba. na tuzak kurdular, Ben de ab dandım, Ama bainleri meydana çı karscağım elbet, — 339 fragman! Artık sabırsızlanmağa başlamış. tm Xi kapı aşıldı: — Buyurunuz. Tavanları yüksek, küçük bir sa- lona girdim, Salon, ekserisini ta - nıdığun artistlerle doluydu, İhsan İpekçi beni onlara, onları da bana tanıttı, oturdum. Sordum — Bir 66 dır gidiyor, Nedir b alihaşkımıza ? Ihsan İpekçi güldü: — Bu, bir nümaradır! Duble et. tiğimiz sahnelere böyle numaralar koyuyoruz. İlk nazarda pek de birgeyan. lam değildim. Sesimi cikarma - dım, bekledim Işıklar söndü. pek yakınmız. daki beyaz perdede bir Arab pey. dalhılandı, onu başkaları takip etti — Lüyemkün en egadirili aleme * fi şephi hezel leyleti tarıcı göklerden gelmistir. Tik car pışma, görünmiyen ordu arasında, Föklerde oldu, Almera cenubi Habesistandan telâş ve heyecanla ve İngilizlerin hazmlıklarma alt gayet mühim £ berler ve mukabil projelerle yük! bir halde acele Trablusa tayyare Ve hareket ettiği gin yollarına bir denbire iki İngiliz Spitfayr tayya, | resi çıkıverdi ve İtalyan tayyare » | sine bir şahin gibi hücum etti Afrika çöllerinin kizem gökle - rinde ilk çarpışmayı açan bu iki ingiliz tavyaresi sekizer mitralyö. günü bir noktaya teksif ederek Al meranm tsyyaresin. korkunç bir yaylım oteşile saldırdılar ve bir | dakika sonra, onu altı mitralyöz bir anda Almerayı tayyaresile be. raber havada ikiye bölmüşlerdi, Tayyare parçalanarak kum çöl leri Üstüne parçalanmış bir akba- banın İngiliz tayyaselerinden Afrika güneşlerinder zenci gis kararmış çek ydrü göklerden parçalcnamık kumları saplanan bu tayyareye korkunç > masaffer gözlerle bakıyordu, (Hevarı var) Arapca değil mi rollerine — Levlemyekün lediha hatirül ma irselteni ileyk, — Burasi mı? — Evet. burna, — Ne diyor? Karanlıkta bir es; — Arabça diyor! Işıklar tekra İhsan İpekçini « geldiler filmin ellerindeki tercümesile bı #ahnenin türkçesinin ne olacağını kararlaştırdılar, tekrar o perdenin önüne ku uş kürsü gibi hir ye. te çıktılar, Işıklar söndü, perdede- ki Arabların sesi kesildi; onların Yerine bizimkiler kelâma lediler, Bu sahne de türküoleştirildikten sonra Uyan İpekçiye sordum Bir arapça filmi türkçeleştir. çalıştığınızı görüyorum, Nes &ie bu fileim ismi? Salâhaddini Eyyubi, Füm hir Arab filmidir, Senaryosunu da bi- 19 yolladılar, Ömer Rizaya tereü- me ettirdik. Fakat, Arablar bu fi. mi kendilerine göre yapmışlar, biz unun üzerinde biraz fazla çalış » mak mecburiyetinde kaldık, Sonra arapça İlç türkçeyi karş da zor oluyor. Ağ uydurmak iizm, Bunun iç irabına göre tercümeyi ya uzatı - yoruz, ya kmaltıyoruz Siz arabça biliyor — Hayır, var: Bay İhsan. Müşküllerimizi © | hallediyor, Manmafih, diğer diller- deki leri duble etinek daha kr. lay oluyor — Size ilk dublâj fikri nerede İ geldi? İhaan İpekçi, bu sualime, karde. çalışıyorlar... canri artistler Wi | si stüdyo mlidürü Osmu dublâj şefi Ferdi Tayfurus İştiri | kile su cevabı verdi - Bundan altı yedi sene kada | evvel Paramavnt şirketin müdürü Abuvaf buraya İze, bir eenebi film İ rilebileceğini ilk defa o hatıri Biz o vakte kadar böyle bir şeyir İ farkın, da bile değildik, Fikri ondar İ aldık Ferdi Metodları da biz u)- İ durduk. Yoksa başka stüdyola başka wsullerle de dubisj yapilı » yor, MM türkçeleştirdiğiniz. film” — arken, gün anl adar ng (esi trk iniz? Hieçim? Derdi daha iyi biler, Verdi! Enç Hi. duble ettik —— 53, &4. Yenme ben 50 filmde A ra akim etsin)

Bu sayıdan diğer sayfalar: