30 Eylül 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

30 Eylül 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEn eline ki. #ohra onları T Sehe niçin | Miş © — Türk ye VİF Mevi sa. amda yeti ler heyse Araştırmak den bu ge, ders yok aksaklığı se. Ve onu izale 2k bu kudar V veya Ve b niş, MÜCiŞ bir elinden Yermel, Türk milleti milli kudret ve vahdetini H.A BER — Akşam postası Hayattan parçalar Ebedi ve Milli Şeflerle Büyük Mareşal arasındaki sembolik işbirliği ve dostlukta bulmuştur. Arkadaşlık ve Dostluk Dostluk, arkadaşlıktan çok daha derin, devamlı ve beşer çünkü (muvakkat ş şartlarma, zamana ve tesadüflere bağlı değildir. Esasen hodi dayanan ve harem: maddi met lerden alan dostluk geçicidir guruluşunda riya ve cali muhab - m İ bet ve nezaket vardır. Bir rakı ma. sasındaki dostluğun kıymeti mihs. yet müşterek bir zevke müstenit- tir; bilhassa bu masanm masraf - larını deruhte eden arkadaş 0 ge- cenin en fazla medhüsena edi. len ve sevilen dostumuzdur, Bü - yilk Yunan filozofu Aristo, tesiri hayatımızın üç şekline tevafuk et- mek Üzere üç nevi dostluk tarji €- diyor: Menfaat, zevk, fazilet dost- lukları! Ancak şahsi faziletleri ile kaynaşan ve nefis feraşatlerini bütün tehlikelerinde düşünmeden pösteren insanlar dostturlar, Kuv vetli bulunduğumuz, ibaanlar ve a- tiyyelere müsait bir mevki işgal et. tiğimiz, muhitimizde rağbet ve İti- bar gördüğümüz zamanlar otrafı . | mızda dostlar çoğalır; fakat ah İlâk kitanları bunlara dest diye - mez, çünkü bunlar arkadaş dahi sayılamıyacak kadar fırsat düşkü- nü ve dalkavuk roblu insanlardır Halbuki “düşenin dostu olmaz!" darbımeseli ne kadar doğrudur! En doğru ve samimi dost, karagün dostudur; çünkü o anda dostluk tam mânasile bir diğer biyni, yar. dım ve merhamet ile mütezahirdir. Dostluk pek ez şabmlara nasip O isn çok çsarli ve tabii olduğu ka- dar şuuri bir duygudur, Hakiki rak ve hem de dü- tuğunu izhar eder. En kıymetli alâka ve yardım, şuur ve irade ile yapılanıdır. İnsan evvelâ sevkitabif nevinden bir sempati ile diğer İnsana bağ. lanır; fakat artık guri irade ile bu sempati kuvvötlenir, şuurlaşır ve bu suretle başeri münasebetle « de mutasavver olan en tatlı, en devamlı ve en kuvvetli bir ihsas vasfmı kazanır, Gerçi bazı şimşek- rolüne inden Teveeli 4, MENGHAM Çeviren: H. D. tslyan casusunu ortadan kaldiri - yordu, Stirlingin bu işte gösterdiği cü- ret son derece miithiş olmuştur. Gayet iyi bir pilot olan bu İngi- iz, hakikaten bu iş için tem mi, nasile Afrika kartallarını taklid ediyordu, Stirling çöl veys düzlük yörler den adam kaldırmak için bu kar - tallarm usullerine müracaat etmek teydi. « Kendisi gayet iyi tayyare kul. lanmasını bilen pek mahir bir pi» lot olduğu için tayyaresile Yere kadar alçalabiliyor ve şaşkmlık İ- Şindekj İtalyan — casusunu yerdne kapıyordu. Stirling tayyaresinin altını gü Tip bir cihaz ilâve etmişti, Bu cihaz büyük bir kuşun gaza. sma benzemekteydi, u0 dostluk tesisiçri de vardır bir mükâleme veya bir uasında ebedi bir dost ka- vari d'Öron Grey'in portresi" romanm. Yazan: Dr. R. Adasat| da bir baloda genç bir ressamia ani bir nazar teatisi ile dost ol « duklarmı anlatır. Fakat büyük e - dibin ba dostluğunda birz dü ma- razl cinsi aşk İzi mevcuttur; bun. «bu dostluklar birer ask mev » zuudur, Ahlâki minadaki dostluk. ta Froudisme yani pelkanalizmin cinsi kompiekeslerini karıştırmak istemiyorum; bu-büsbütün ayrı bir tezdir. Montsjgne “denemeler' ki- tabmın birinci faslında Fransr muharriri La Boğtic'ye karsı olar dostluğunu veciz bir tarzda anla tar. Lo Fontajne'in “İki güvercin ve “İki dos, manzum bhikây dostluğun birer müdafiidir, “Üç si. iâhgörler” romanında dostluk a - saletinin şövalyelik ruhunu okuyor ve bu dostlara biz de tün varlığımızla bağlanıyoruz. Dostlukta iki dostun biribirini anlaması, ikisinin d re temayti göstermesi, teri arasmda ve hayatın ayni me- selelöri etrafında fikir mutabaka- f lâzımdır, Münevver bir adamm bir mütefekkirin cahil bir arkada. İ0 Sene Evvel Bugün # EYLÜL 1931 ÇARSAMBA Nankin — Cemiyetiakyanm Man, Suri meselesi hakkında verdiği ka. rardan mennun kalamyas o yüksek tahsil talebesi Nankin hariciye nazı, ri M, Vaagayu ağır surette yarala. mnşlnrdar, fakat cahil dostu Ahlâki münada dostluk habazet» il beşeri hareket» | müstenittir. Bir köyü veyâ | tlarm mite - lere lere bankayı soyan & kal anlaşma ve yardımlarında | dostluktan ziyade muvakkat ve çabuk nizâlara ve hatta ölümlere cer olan muvakkat arkadaşlık | vaubahstır. Alhlâkm (zangster dostluğu) slâkası yoktur. Dostluğun adalet o mefhumuna aykırı bir taamülü de olmamalıdır. Dost hatırı için başkasının hakki yenmez, Vicdanlı bir hâkim en sevgili bir dostun suçu muvacahe- sinde masum aleyhine karar vere- mez, Hâkim dos u mahküm © ler; akahinde de höcresinde ziya» ret ederek hususi yardımlarda bü. M Dostluk için vazife sulisti * mali, hatır ve İlimas medeni İn - sanı ahlâkan düşürür, Fakat ne| de olza aynı d meziyetli iki insan karşısın san ister fetemez hislerinin Hcasi, eder ve kapılır. | kârdır; fakat fazilet de nibayet ilâhi bir haslet « Kıta veyn fikir ha; ) nimi ve şuuri atında baş * dostu n bir milletin içtimsi ve Siyü | si mukadderatına da hükmedecek kadar bir kıymet kazanır, ebedile- şir ve hariknlar yaratırlar, Türk »ti mili kudret ve vahdetini ii ve Milli Şeflerle büyük M şal arasındaki sen ve dostlukla bulmuştur li parola altında d en iyi dostu vata; güvenilir 'sk axuşunda bulur (Yy Bu makalenin birinci kısmı | 21 Eylâl 94) taril nüshamızda çıkmıştır. Bu gagu çelik mekanizması sa - yesinde bir makas gibj bir am açılıp yıldırım gisi kapaniyor ve arasına sıkışlırdığı adamı âdeta ka pıyordu , Sürling İtalyan işgali altındaki Habeş köylerinde bir İtalyan ca - susumu takip ettiğ; zaman gen bir adamm gelip gitme larını öğreniyor, ondan sonra İtal yan İşaretleri konulmuş tayyare - sile köyün üzerine gelerek birden. bire alçalıyor, bir İtalyan tayyn - resinin köy üstünde uçtuğunu gö- ren İtalyan casusunun merak ve hayretle durup bakmasından bilis. tifade yaldırim gibi alçalarak İtal yanm üzerinden #'ydlıp geçiyor, bu osnada da tayyaresinin altmı sarkmakta olan büyük gaga İtal: nı bir kukaç gibi kaparak havala- nfveriyorda, İtalyanların, casüslarınm yerli . ler tarafımdan öldürüldüğü baha - nesile yeriilere eziyet etmemeleri için ilk zamanlar Stirling bu usul le İtalyanları havadan geli: kapa. rak kuçırmaktaydı. İtalyanlar ilk zamanlarda bu ga rip tayyaronin mahiyetini kavrı - yamadılar, Fakat sonra bu ciiretkâr Afrika kartalın bizzat Stirlingin tayya- resi olduğumu öğrendikleri için pek tabii tedbirler almıya mecbur ol- dular, Zira Stirling, teşhis olunmaması için, ker seferinde tayyaresini de- gi yor, baska tip bir tayyare Her defasmda da tayyaresinde İtalyan isaretleri bulunduğu için baskın yaptığı yerleri kolayca al. tatabiliyondu, Halbuki İtalyanlar, bu gazlı: tayyareye birkaç casus kaptırdile tan sonra kendi tayyarelerinin her türlü hareket saat ve istikâ- metlerini bütün askeri garnizonlar ra daba evvel haber vermek süre. tile habersiz uçan İtalyan işareti tayynreyi yakalamıya çalıştılar. Fakat Stirling yerli casuslar: sayesinde bütün bu tedbirleri vak tinde haber aldığı için bir müddet İlalyanlar hareket edeceğini gür- nisonlara haber verdikleri tayyar tipindeki tayyarelerle (baskınları yaptı, Ondan sonra da usulünü değiş - dostluğu | BAYAN, BAY; ASIM, NAİM OLURSA | Tanımadığın: O birinden bir hizmet rica edeceksiniz. Once neye dikkat edersiniz - |dive sorsak cevabınız ne o - İlar? İsmini olsun doğru öğ- irenmeye değil mi? Düşün, inüz ki hizmet rica ettiğiniz izatın adı Veli iken Ali yaz. i mışsınız. Bu, mektubu alan i zat üzerinde nasıl bir tesir | bırakır? Müsbet mi? hayır, |. Herkesin adına karşı bü. yük bir hürmet duyduğu yar. Idım müesseselerımizden bi - iri, son günlerde, izaha bile lüzum olmadığı halde baş - i muharrirlere, fıkra muharrir lerine birer mektup yazarak kendilerinden bir hizmet ri . | z etmiş, güzel, Müessesenin w müracaat mektubunu a. İlanlar emir telâkki edecekler ve ayrıca hatırlatıldmış bu - landuğu için ellerinden gele. İni yapacaklardır. Mesele bu. rada değil. Şuradaki, bu mektuplardan elimize geçen Gütel ses tabiat vergisidir. Bu. nu teknik kucağında nemalandıra" rer, Halk bu yaradılış nedretinden musikiyi ekseriyetle bir vecd için. de dinler ve alır, Bunun içinde ken dine göre bir tercih yapar, Kim İ üstad Münir Nureddinin, kimisi de sanatkâr Safiyenin çektiğ; bir ah! karşında dertlerini unutur, zam larını avutur. Halkın tutmadığı sanatkârsa, ya sıra şarkıcısı di yebileccöimiz hir yol hayatmı kazanmağa çalışır, yahut da sahneden çekilerek kendini İ teknik ve taktik hazırlamak #ev. dasma düser... Bugün, sanatkâr olarak tamdı mız ve halkın bir çilgin arzu i- cinde zevkle alkışladığı ve hattâ kendinden göğerek Tanrı vergisi güzellik karşımda saatlerce ei çırptağı elddi körser profesyonelle. rinin imtihana çekilmesini belki İ de halk bile tereddiit ve şüpheyle i kartlar, | Musikişinasların | imtihanı Türk cak olursak güzellik şaheserle lâzamdir lavzif olunacak bir mutluluğa e. musikisi tutturarak O miyetinin bir ikisinde, hitap ettikleri şa - hıslar, zarf üstündeki gibi çağrılmamakla ve tanınma - maktadırlar, Meselâ: Asım Usa, “Naim Us,, bayan Suat Dervişe de “Bay Suat Der - viş,, denmiş Bundan ne çı! cı? deme - meli. Kendisine kıymet ver. diğini müracaatile anlatmak istediği şahısların hiç olmazsa adlarını bildiğini doğru yaz. mak suretile göstermeli. Asıma, “Nair,, ; Bayana “Bay,, diye hitar eden mek. tuplar ancak hitapları dere. cesinde faydalı olabilir. SAADET “Mesut bü evlenme,, “mesut bir nikâh ve,,.. Sa - adetin en bol bulunduğu ifa. deler ba terkiplerdedir. Saa. det denen şeyin bu evlenme ve nikâhta mevcut bulunma. sınt temenni etmiyecek kim- se yoktur. Fakat bunun daha nikâh ve evlenme gününde kendini göstereceğine sanı - rım ki kimse inanamaz. OR. Şehrin dertlerinden : A Musikişinasların imtihanları kadar zaruri yoklamalar ihtikârla mücadelede müşküller ve istekler.. nin daba uygun düşeceği muhur kaktır, Fakat şunu da hatırlamak ki, meyhane sazı, Türk Tus değildir ve garkm aheh . gini temsil etmekten çok uzaktır. ruhların gıdası olarak gösterilen Birkaç sanatkârı bu kazane vasi. asına ayak uydurmak mecburi » yetinde kalmış birçoklarına feda etmenin de bu yolda atılmiş ola, cak adıma hız vereceğini hiç de yemiyoruz .İntihan davasını ha dedebilmek, ber seyden evvel sınıf Tarkı gözeterek işe baslamak mec. buriyetini, vermelidir. Esnaflar ee y köşesinde hiğbir lark gözetmeden imtihana başla. mak ve bilhassa belediyenin bir de konservatuvarı ve bu mücssesenir de profesörleri varken hariçten bir mümeyyiz O heyeti seçmenin hangi kültürel esaslara bel bağ - tandığını düşündürecek hir vasiyet tir. Bazı sanatkârlarm imtihandan çekindiklerini ileri sürmenin baş Sebepleri arasında imtihan olunan mekânla, imtihan eden heyetin de rolü olsa gerektir, Hepimiz pek &” li takdir edebiliriz ki, bâlkm bir İ musikisini düşmekten kurtarmak sanatkâr hakkmda vereceği hü . İ ve ona lâzım olan hürmeti ve ih. timamı kazandırmaksa, müayyen | birkaç ses ve sanat erbabmdan daha çok meyhane havası yaratar İçkili yerlerde ulu orta ve gelişi İ güzel sanst yumurtlamak iddia . #mda bulhmanları sigaya çekme Bu müthiş İrgilizin en cüretki rane svlarından birisi | harikulüde denilerek bir şaheserdir, Denilebilir ki, Afrikanın bu bo. gucu kartalı bu hareketile casus küm, bir mümeyyiz heyetinin ne tundan çok daha (ziyade istikbal üzerinde müessir olur, Çünkü bu sanat diploma işi değildir, Npte - kim diplomaya vurulması gerekli daha rice yollar vardır. Gözümü” ze şöylece çarpan bir ki taneejn den bahsedeceğiz: Pazar günü bir sinemaya gittik Bu sinema memleketin en büyü sinemalarından biri olduğu £ sahibi de öz Türktür, Film başi» mıştı, Önümüze bir rehber düşlü. Derilerde kalmamak ve ön tarale darbesi vurmak hususunda emaaı, | Mİ bir yer bulabilmek düşünce” siz bir rekor kırmıştır. Stirling bir müddedtenberi Gap dar havalisinde faaliyette bulunu. | yordu, Fakat bu havaliye nezaret etmekte olan İtalyan istihbarat şebekesinin o umumi sefi olan bir İtalyan yüzbaşısı vardı ki, bu a. dam Habeşistanm seytan; denlle» bilecek kadar mahir ve kurmaz bi- risiydi, Stirling bu İtalyan yüzbagısnm Gondar etrafındaki teşkilâtm siyle rehberi ikaz etlik, Fakat ne | yazık ki rehberin türkçeden habe- İri yoktu, O söylediğimisi anlama. dı, biz de onun ne demek İstediğ- ni kavrıyamadık. Nihayet elinder lâmbayı çekerek kendimize bir İ yer bulmak zorunda kaldık, Bele” diyenin biraz da bu isle alâkadar olarak türkçe bilmiyenlerin bu g bi yerlerde bulunmamasını ve ber şeyden evvel sihhi muayenesi yü pılarak çırak, kalfa veya mta © timi yok | İarak çalmacakların bu memleket Isdıktan sonra hayret ve takdir | te türkçeden imtihan olmalarının duymaktan kendini alamamıştı, Zira bu mahir Halyan enmis şe. fi, bütün Gondarı Adeta demir bir none içine alıma gibiydi, Stirling bu adamm vücudu orta- dan kalkmadığı takdirde bu sahada hiçbir iş yapamıyacağmı anladı. Fakat Stirimg bu kadar uyanık, bu kadar kurnaz ve harikulâde ihtiyatkâr bir adam görmemişti. (Devamı var) A, SARKLI Devamı 5 inekle). EZMLY AVI?

Bu sayıdan diğer sayfalar: