6 Ekim 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

6 Ekim 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di pe seneyu yakm ri adr işitti, olduğunu anbulan 45. VE relal Dr. Kır : Tü yasa davetini hn *stekür; temali salındı. ios katı ta. anar, vekiller, mrtistler, ma . er münevver yn bu tabritik kam, i, e SÜZM ve doku im | - aklki bir ar *k5, kendinden | Pancu ay 08 Komserva. bir leri heye. a yg Yk mavi Map, een, tütün ag, Van, a ai, Mİ S0 olan Ki Kapma kıs Nİ üpy ina baktam da yaa, MAY dnim, Dömsele a, e tay, YASA kadar yal, A “ink kabi) gn "e derecesini ve “ da riekte, olduğu *windiriei bir Bir, i "si Kaş an eek, 0 ma, dn bulunma, VAİO Dedenin * kadın sanat, a hasıl edebilmi. zl » ekddiyetini © eldiiyetin *Enceğini tahmin Ha atm böstederi Yialci arika çal 4 Asir Türki a reterinden di. ai Mop iki teşek N a yin tanrmak, a ağı ge haya hakki | Ma * varile sayını. a IN ri ln batırın gel | Mi Mseeler Krupan.. e yeli olan bir ken. Ne ng i a EeYyen Senar VR A pe ka, | ve ; “tarur mz | ve | iy ” önay, May elendi mma dar Sr elağıman e LİN ve uma. in, Mallm dinlet Ayırt etmeğe Maya tı aş ya toplan. büşbaşa kalan birkaç #leilemin gibi “akla dudabil, İstanbulun KUTLUlUŞU: İtilâf devletleri samma Ankara ya gelen ve Mustafa Kemal ile Fransa, İngiltere ve İtalya dev. letleri namına konuşmalar yapan Franklen Buyon o Ankaradayken, tleri Hariciye Nazırları 23 eylül 1922 de Ankara e bir nola veriliyor, Bu olarak iki meseleys İçmas çdiyordu: 1 Askeri ha ğe Şarki Trakyayı almadan 1 tevkif edemezdik. yurdumuzun bu kısmından an kıtantı otkarıldığı taköir- fazla bir hareket o yapmağa diliğinden lüzum kalmıyscak. ak Ba , Venedik veya aair bir şehirde toplanacak olan İngiltere, Fransa, İtalya, Jsponya, Rom: , Sırp * Hır e Yunanisi bir konferansa edileceği ; kia beraber, mü, zakorat esnasında O Boğaslardak! bitarı? mmtakalara tarafımızdan asker gönderilmemesi şartiyle — Bdime dahil olmak üzere Me- rice kadar Trakyanın bize İadesi hakkındaki arzumuzun hüsnü na bildiriliyordu. Notaân Boğazlardan, ekalliyet- lerden, (Cemiyeti Akvam) a gire- bileceğimizden de bahsolunmak- taydı, Bunlar kabul eğildiği Lakdirde lsilâf devletleri başkumandanları , imaiyle âcil bir anlaşma ya- pwmlası için İzmit veya Mudanya - da bir içtimn akdi teklif ediliyor. Gazi diyor ki: “29 eyl 1922 tarihinde, bu notaya verdiğim kı- sa bir covapta Mudanya konfe- yansını kabul ettiğimi bildirdim, Fakat, Meriç nelirine kadar, Trak yanm derhal bize iadesini talep ettim, 3 tesrinievvelde toplarıması, münasip olacağmı söylediğim Mudanya konferansma, o Basku. mandanlık namma fevkalâde sa - yeti haiz olmak Üzere, gârp eğimiz sorulın. İ cephesi orduları kumandanı İsmet Paşanm murahhas tayin edildiği - si İMilâf devletlerine tebliğ et- tim... Bu notaya hükümetçe 4 Leşrimi evvelde mufassal bir cevap veril di ve Muğdanyada mütareke yapıi- ——o—— konf eransipın toplan dıktan sonra, sulh Venedikte değil, İzmirde ması ilâve edildi. Mudanynda, Milli Şefimiz İsmet İnönününün rivaseti altmda: İn- giltere murahbası general Haring ton, Fransa murahhas general ÜRE Yazan; “ Iskender F. SERTELLİ Sarpi, murahbasi Monpellilen mürekkep konferansı toplanmıştı. İşte, İstanbul ve Sarki Trukyu- bin kurtuluş temeli bu konferans x atıldı. 11 teşriniervelde Mudan- v& mütarekenamesi İmzalandı, Bu varetle Trakya anavatana iltihak etti, Büyük Anam tenkip, itilâr devletleri bizimle her sahada anlaşmak temayülünü gösteriyordu Bundan #onra, çok sürmedi; ii. lâf devletlerinin askeri işgal kuv vetleri İstanbulu da tahliye etti- ler, İğte İstanbul kurtulusunun yı dönümüne rastlayan bugün, İstan bul halkmın © ebediyyen unutmi- yacağı günlerden biridir Büyük harbin wihayet bulduğ 1918 yılr ile Mudanya mütarekesi, nin öktediidiği 1922 tarihi ars. sında geçen dört yıl, İstanbül hal kma, Asüriye tarihinde zikredilen Yahudilerin Babi! esaretinden da- ha acı, kara günler yasaimışt İstanbul tamam dört yıl itilaf devletlerinin işgali altında inledi. Mili kuvvetlere Htihak edip bu Sendere içinden kurtulabilenlere ne mutluydu. Çok ağır hayat şart lart içinde bunalıp kalan Türk unsurunun büyük bir kısmı İslan- buldan ayrılamıyarak, hakaretin, işkencenin, tirabın en ağırı, en tahammül edilmez şeklini gür- düler, Zaman oldu ki, Bey tinden fosle geçilemedi genern mütareke , binbir istihza ve hakaret Ie, her Türk vatandaşın başın dan fesi almıp yırtıldı. Türk ka dmlarına daddelerde tecavüzlerin, tasallutların en eşoaı yapıldı, çar- safları sırtlarından çekilip yirtil - dr, Namus ve haysiy nen t6ç edil Türk, Istanbulunokaramüta- reke günlerini nasıl unutur ki İşgal kuvvetlerinin birer mezbahası olan Arapyan hanları, Kroker otelleri, Abdülhamit devrinin kor- kunç zindanlarından dana müthiş bir şekil almıştı O kara günlerin sonsuz çılgınlıkları arasında bizim fes- lerimizi de yırtmışlardı. Beyoğlu caddesinde Türk varlığını hiçe sayan bir takım parazitler, şeref ve namusumuza saldırmayı da bir vazife bilirlerdi ! fetleri x mek Ok nsuz çulgın ikları ara a Türk varlığın; hi. çe sayan bir takım parazitler, cad delerde pusu kurup, Türke haku- t etmeyi âdeta bir va- çamurlanmak, kirletil Simdiki orduevi olun eski Har, biye Mektebi binaamm bodrumla- rı, Bizansın Yedikule veya daha yakm tarihte Abdülfamit istibda- dmm korkunç zindanlarından da- ha müthiş bir sekil almıştı. Buna benzer işkence mahalleri ında röluendaki Arapyan ha- , Tepebaşındaki Kroker oteli © kara işgu! günlerinin birer mez- bahasiydı. Bura; düşenlerin haysiyet Ve , iffet ve namusları kir. lir, insan hayatı, bu mezbaha- r koyun gihi pazara çıka M rasız olanlar şeref ve namuelarile beraber canlarını da ksybedeler- di Hiç unutmam: Bir akşam Trabzon polis mektebi olan aziz dostum Celâl ile birlik- te Tokatlıyanm kaps önünden geçiyorduk, Yukarıdan Amerikan riyelilerle birlikte o enddeden ge- cen feslilerin başlarına saldırıyor lar. vırttıkları fesleri yero Celâl tâbanca- Ne yapıyorsun? dedim, bu kalabalıkla mücadele &- dir mi? Bir kendra çekilmiştik. Fakat, başımızdaki feslerin © birdenbire uştuğunu ve yırtılıp yere ddr çiğnendiğini gördük. kanatan ata, ürle. hatırladıkça, arkadaşımın $i- lâha sarılışı, Amerikan bahriyeli - leri kadın, erkek bütün Türk- lere *5 bir tarla İâlesi manzarasını andıran kırmızı fes parçalariyle dolu Bey- tüyler ilmün önünde ara günleri idrük edenler, şüphe yok ki; bugün, hür lum sakin sine, sir asını teneffüs otlikleri için, çok dahs mesut ve bahtiyard 1, ESRARIN ORTASINDA (Sam Coys) yerde upuzun ya- tan cesede hir daha baktı... Tam bir sanat bu her tarafı kapal, 106 odada bir iz arayıp durmuştu. En ufak bir ipucu bile elde edemedi” ğini düşlinerek içini çekti, gözle- rini tekrar odada gezdirdi: Bura- sı gayet zengin ve kibar döşenmiş bir çalışma odasıydı. Yerdeki ko- yu halan, pencerelerdeki Ağır perdelerden, duvardaki (o meşhur tablolardan, eşyaların en ehem. miyetsizine kadar odadaki her şey olgun bir zevkin ve zengin bir bilginin gölgelerini taşımaktaydı. (Sam Coys) eşyanm srasma ustalıkla serpilmiş o biblolarn be- karken adeta bir cesedin basmda bulunduğunu unutacak kadar zevk aldı, Fakat o buraya zevk için de- gil, iş görmek için gelmisti. Gene essedin üzerine eğiki. Bu lâalettayin bir kimsenin değil- di. Yerde yatan İngiliz amirallık nezareinin “şifre servisi, şefi gi- bi çok mlihim bir şahsiyet olan (Sir Harri Vüyama) t. Öl (Sir Vilyams) tı ama öldüren kimdi? Nişin öldürülmüştü? Bunlar bep meçhuldü, Nasri öldürüldüğü (o âşikârdı; (Sir Vilyams), çalışma odasmda iken, sağ şakağından yediği bir kurşunla bir anda ölmüş, olduğu Askın gözyaşları!... Suvare başlımadan evvel Sümer sinemasmın hojüne girdim, İsmi nin yazimasını istemiyo Sicile nin en İuzla salâhi sahibile sas Bt dokuzda buluşacaktık, Kendisi ni gigenin yanmda, titiz bir ev sabi bi edasile tanıdık gedikli müşte * rlerini karşılarken buldum, — Ne o; teşrilstçnk mi? — Ne yaparsmız? Senelerder- beri hep ayni müşteriler, O kadar imi seyireilerimiz var Xi adelâ hasım akraba olmuş gibiyiz. — Bu nastl böyle olmuştur? — Efendim, sinememızda hep ayni janrda filmler gösteriyoruz. Binaenaleyh bu tipteki kordelilar dan hoşlananlar, bizim tabii müş. terilerimiz oluyor, — Siz daha ziyade hangi film. — Ya kovboy filmleri, macera filmleri? Hole doğru ilerlerken muhata- bem: Doğrusu, dedi, ben bu fim- lerin de lüzumuna Xanim, hatti birçok tanmmış kimseler biliyo - rum ki münbasman bü gibi filme leri görürler, — Kim meselâ? — Meselâ, mese lis müdürü Kâmran.. — Mesleki icabı, — Hayır, daha evvel de böyle idi, — Peki, siz ne diye salonları . wzda bu kordeliları çevirmiyor sunuz? e — Dediğim gibi, bu bir janr dir. Biz janrımızı bozamsyız, Fa kat diğer salonumuzda arada sı rada böyle kordelâlar gösteriyo Süvare başlamak üzereydi. Hol- deki koltuklara ot Ishalık, Bu kala ğa de dağıtan hafif bir zil sesi oldu İ Demek Xi saat dökur, sinema k şimdiki po. ingiliz ve Alman Casusları karşı karşıya 1 muydu? Yoksa! Gizli bir ©cnebi teşkilât namma çalışan bir casus mu? İşte bu ikincisi işi büsbütün vahimleştirindi. Zira o mühim bir adamm öldürülmesi göze alm- dığma göre, çalınan vesika (veya elde edilen değer başka bir şeyin değeri çok büyük olmalıydı, Bununla beraber bir adam öldü. rülmüştü, Biraz sonra bu haber ortalığa yayılacak ve herkesi u- sun uzun düşünmey; sevkedecek ti: Buna sebep, #adece milli müdü. İaanm en gizli vesikalarına sahip bulunan bir kimsenin öldürülmüş olması değil, aynı zamanda mak- tulün İngiliz ailelerinden on asil ve en eskilerinden birine mensup bulunmasıydı, (Sam Coys) daha ilk araştırmada katilin gayesinin İurraızlık olmadığını anlamıştı, Ce- sedin iç cebindeki cüzdanın için. de bir bayli pera bulunduğu hal- de bunlara dokunuknumıştı. Yazı masasmın çekmetelerindekj kıy» metli parçalara da el sürülmemiş- ti, Şu halde! sizi Nakleden: 0.F. K. İkinci mülühazaya göre milli müdafaaya sit vesikalar çalınma- sti, (Sam Coys) ürpererek bu- nu düşünüyor bütün dosyaları, gözlerde bulunan bütün sahsi ve resmi mektuplurt bir da. ha tetkik etli, Bin küçük bir ipu- cu göremiyor, bulamıyordu, Ne hafif bir parmak izi, ne de yerde bir ayak izi vardı, Katil işini en büyük bir. maharetle görmüstü İşin düşündüren ve hayret elti” ren başka tarafları da vardı! Ka- tl (Sir Vüyams) m evine nasıl glrebilmişti? Bu du olsa olsu ça- iışma odasını nasıl sokulabilmiş ti? Zira bu ov mühim miktarda in. #anla, (Sir Vilyams) m muhafa. xasmu memur iosanlarla doluydu Bundan böşka çalışma Odasmın önünde bir entişmnbr vardı, Ve ada dajma iki nöhetçi bekler i, Sir Vilyams bu evde yalnız ba. otururdu. İleride görüleceğ kaf ve çocukları kendisin. den ayrı bulunmaktaydı. Yalnız, /denni) isminde emektar bir ka- (Co Bennet) babriyo za ne vakıf ol teşkil ederdi isminde çaki maktulün her ak onun $ ! Vilyams) doğrudan doğruyu alükudar bu ül sinden başka, nöbetçilerin larm Ve hizmetkârlarm ( n bunlara rağmen hem ii görmemiş, hem d yet kâğıt Ye$ ilk olarak görmüş, de kese habar vermişti, Burun (Sam Coys) ta yanına ği alt: memuru alıp koşmu ima, calışma metodunun sağlam ığına, alâkadarları ustalıkla sor- zuya çekmesine rağmen, hik bir gey elde edememişti. Bu on kişinin bulunduğu ©ve Nadir bulunur bir resim; Üç ws artisti, sağdn Münir Nerettin, ortada Tino Kossi, solda Abriivehhap, Mesırdn Ni Üzerinde bir gezirti esınamda, (Orta. daki bayan, Tino Kossinin o zamanki nişanlı Mirsy Balen'dir) Sinema mevsimi başlarken BİZDE BİR FiLMİN TUTMASI, (GENÇLİĞİN TUTMASI DEMEKTİR Büyük bir sinemaam haftalık masrafı 2500 lira - Sinema- cılık zararlı bir iş mi? » Dünyanın en cileri İstanbulda! - Bizde rekor yapan film: Ahdülvehaban z sinema seyir. iyor, Halk, o kadar intisamin ge" lona giriyor ki gıpta etmemek mümkün değil, Ne de olma mublt meselesi, Muhatabıma sordum; -— Halkm zevkiselimini miyarı, vuruyorsun rusu balkm tutacağı anlıyorsunuz? — Bu, çek mühündir, uzun sö. Belerin tecrübelerine ihtiyaç his, #ettirir, Ben, 19 senelik sinemaçi- yım. Teeribelerimden snliyorum ki bizde bu “zevkiselim,, mesele. si, her iki üç senede bir değişir Bundan dolayı, sekiz on #ehe ev- vel getirtilmiş bazı filmlere rağ * bet güslerilmezken ayni #ilmlerin son zamanlardaki kopyaları mem. loketimizdö tutmuştur. Meselâ on sene evvel Riyorita isminde renk. li bir film getirtilmişli, Kimse yü rüne bakmadı. Sotiradan ayni si; İede filmler getirtildi, fevkalâör rağbet gördü, Fakat, bizde ? min tutması, onü heser,, ve bütün görmliş olmasma ir fi &ör yapan (Büyük vals) sair meat Jaketlerde pek Sönük geçmiştir İngilterede bir hâdise olan OValt Disney'in (Yedi cüce ve pamuk prens65) kordelâsı ise bizde sade” <e bir çocuk filmi aliknsr uyandır. miştir. — Miyar? Gençlik! Bizde bir filmi tat i ilmek İn mutlaka göne lâzımdır, AR taraf” , nelik deyinse, kop ei gençliğinden bahsetmiyorum, tabi — Bizde rekor yapan film? — Son sönelerde (Aşkın göz arı). Bü filmi, Türkiyede gür. miyon sinema möoraklar kalmağı Elbi birşey, REŞAT MAHMUT (Lütfen sayfayı çeviriniz) abancı giriyor, öldürüyor, is- gini alıp gidiyor ve kimse far, & olmuyor: Birinci imkânsiz- (Sir Viyams) gibi böyle hücum” lari kanıksamış bir kimse, en emi- miyette bulunduğu bir yerde kei- Gini müdafan edememiş ve cn U- ma odasının girilerek bir : Kapımı, antişambra a 141, Zira pencereler içer m. sürmelenmiş ve dışarıdsn kü Şu halde gizli bir kapr bulüma vaktı, bumu da (Sir Hami VE «) in ancak katili bileeekü a tamamen emin pi racafı x bulundurmayı imal edemez» (Sam Coys) bunlar: düsünü - yurdu ye gittikçe Aryorlu: “İsta fena başlayan bir mese. is e mırıldandı. Hem herkesin gürebileceğinden fasia tek bir sey göremiyorum, hem de göreceğime nklım kesmiyor, Çalmanm ne ol- duğunu bilsem, ona göre bir yol lirim, ama ne çalmadı gel (Devami var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: