11 Ekim 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

11 Ekim 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ei; Fi, 7 Yarattığı Celâket- Ve en mit. Sirasında, in *on zelzele Küsrsmda, bü- eaaasaan Kütahya adı ne zaşan EE bahs olan hemen Çini işlerimizi hatırlarım. Sonra zarif nükteli, hoşsohbet, zengin ruhlu daima gü- lümsiyen neşeli insanlarını düşü » nürüm, Kütahyalı Anadolunun bü- tün önceliklerini, hususiyetlerini benliğinde toplamıştır. Karin gider gitmez ilk isim Kütahya çinieliğini bugünkü va. ziyeti içinde tetkik etmek oldu Fakat bunu göstermeden 6wvel eski elniciliğ i ii ae ee ei hakkında birkaç söz söyleme) icap ediyor, Çünkü bunlar üzerin de bir parça durmadan bagünkü halini daha sarih bir surette göre- meyiz, ik defa çiniyi kimler icat etti. ei ; ilandılar? Çiniciliğin tarihile meşgul olanlar karışık Mü lümat veriyorlar.Cinini bulunduğu devirleri tesbit seümkün oluyor, 8- ma ası) o hangi millet, hangi ka - vim tarafından icat edilmiş, bu giâk kalıyor, MM Deniliiğine göre, milâttan üç bin sene çvveline ait Mısır hüküm. dnr mezarlarında çift süren, har - man döğen, harman #avuran, ekin biçen resimler fhtiva eden çinilere rastlanılmıştır. Sanat tarihi ise çininin mengoi « ni Çinde bulmaktadır. Orada Buda mezhebinin zmn şaşı meydana geldiğini yor, Nan » eğip a zamanlarda 100 metre irtifamda bir porslen kale. si vücnde getirildiğini, işarot edi - yor, Kalenin duvar ve tavan kı “ sımları çini işi tezyinatını havi bu. Tanuyormuş, Bizde bu sanata Veri. len “çini” admdan bunun €56$ gik- tığı yerin Çin olduğu açıkça anla » ıliyor. ii Bu tetkikten alman neticelere göre de çinl sanatini ihdas şerefini Ginlilerle Misırlılara. paylâştırmak Yüzumu karsısmdayız. Bir kanaat. zi a / Türk ciniciliği büyük bir tehlike gecirmektedir. Bir va. kitler bütün dünya sanatinde taklit edilmez eser olarak kaydedilen Türk cinilerinin bugünkü vaziyetten kurta. rılması icin derhal tedbir almak lâzımdır. Bu mühim sanayiimiz üzerinde arkadasımız Neriman Hikmet'in Kütahyada yaptığı büyük röportaj davanın ehemsiye. tini bütün hatlarile göstermektedir. Bu büyük röportajı, üç yazı halinde nesre baslıyoruz. eee Çiniciliğimiz ölüyOör mu? Türk cini sanatının geçirdiği safhalar ve tarihi eserlerimiz. Yazan Neriman Hikmet 7 le söyliyebiliriz ki: Çiniyi toprak. tan fik imal edenler, Mzırlrlardır, Onu işlemek, resimli, nakışlı bir ha le koymak, bunda bir desen sanati vücude getirmek de Çinlilere sit- tir, Çinsiler, çini işlerini kaba bir sanayi yümresinden kurtarıp, ince sanat şubesine ulaşlrmşlardır, Çini, Masırlılardan Asurilere e» ra ile Fenikelilere, Yunanlılara lılard, Araplara sonra Çinlile - re geçmiştir. Cinilerden de Japon. yaya ve garbe gitmiştir. Tekrar Iran, Arap yollarile geri dönerek de Selçuk Türklerine, Osmanlılara gelmiştir. Ve bizde bugünkü haliy- İp Kütahyada kıstlıp kalmıştır, Çini garkta doğdu, fakat çiniden istifâdeyi en fazla gurp bildi, Ja » ponya, Saksonya çiniciliği dünya Sini piyasalarında büyük mikyasta ehemmiyet kazanmıştır. Çini sansti Türklere İrandan geçti demiştik, Selçukiler buna pek çok şeyler ilâve ettiler, Bilhassa renklere altın, gümüş parlaklığını verdiler, Şark resim, tasvir gibi çigilerden ayrı bir sanat yolunu bulmuştu. Yazı, hettatlık, işleme, tezyin, tezhip osast üzerinden ks- lem ve fırça kullanıyorlardı. Çini tilikte de bunlar görüldü, koyu 4. çık mavi, beyaz, siyah o renklerle inkişaf etti, Osmanlı tezyinatmda isç tezhip vo yazı ile beraber bir de tabiat - ten modeller almmağa beşlanmış» ti, En ziyade çiçek ve yapınk ge killeri kaba taslak verilmekteydi. Osmanlı Ve Selçuk Türkleri çini. Yi mimari sahasında çok yükselt » tiler, Minarelende dış ve iş kubbe» leri, cami mçdrese, saray gibi âbi- — mea a mama. 'vema mevsimi başlarken amma A | .Sürtük nasıl filme alındı ? Üç dakikalık bir bar sahnesi için 7 saât mesai. - Şişlide Sürtüğü tramvay altında gören halk, bir anda sokağa uğramış, - Mahmut Yesari, eseri filme alınırken bir defa bile hazır bulunmamış... Zehra, Filoryda Sürtük rolünde Sürtük, hakikaten Sürtük... Ya. nımdaki arkadaş, yolda giderken bana su izahat: veriyordu — Şimdi göreceksiniz ya, bir bar sahnesi için sabahtanbörj uğra şilsyor, Fiğüranların ekserisi, fk defn kamera karşısıdda duruyor - lar, Bu vaziyette “Sürtük” ün “Sürtük,, olmamasına imkân var mı? Sürt! Allah kerim. Ve Reşat kulunuz, bu nasihate uyarak Turan barın kapısından cetiye daldı. Vur patlaam, çal oynasın... Dekor şuydu: Bir cazband, onun önünde dört ufak lâstik tekerleğin üzerinde müteharrik kamera, elin. de bir İzci düdüğü başında jokey kep'i rejisör, kolları sıvalı resim operatörü, localardan birinde ta » kım taklavatmı kurmuş 568 ope - ratörü, Amerikan barm yarında yarı üryan bir hatun, ve salorun ilersinde “sunre” elbiseli Tadınları la « vol icabı « kavalyeleri,. Meded Allah, Yanıma gelen Hajl Kâmil etüd. yosunun resim operatörü, Nocati "Tözüm : -—— Sürtüğün son sahnelerini ha- gırlıyoruz, dedi. Vaka bir barda İİ geçtiği ikin burasını tercih ettik, — Kütahya mamulâtından bir başk #ip birkaç vaz eri çini ile tezyin ediyorlardı. rde, köşk Ve yalılarda en fazla duvar nakışları görülür, Aynı 74 - manda Selçuklar mimari eserlerin- de harç, kaplama beyaz mermer renkli taşlarla işlenir, Fakat dahil yine çini sanatinin ince sanai rü» hile bezeni Gerçi yi Selçuk ve Osmanlı Türklerinden gok evvel Türkler yi ne kullanmışlardı, En eski devir - lerde 'Türkistanda, Moğolistanâs bu iş biliniyordu, Hatti İspanye ginilerinde Türk - Moğol üslübu * nun bütün incelikleri, husasiy' görülmektedir; Ancak buralardari İran yolile Anadoluya geçmiştir. Çelebi tan Mehmet zamani. iciliğe çok ehemmiyet veril da çök - çalışıldı, İznik Bursa, Kütahya, Edirne, Çorlu, İs» tanbul vilâyetlerinde yüzlerte ima lâthane tesis edildi. . Sanaikârier tegvik ve tâkdir , gördüler, Ama sparaları yine yüzüstü bırakıldı, sanat onun bunun elinde gözlerde gönüllerden uzuk kir bale düştü. Bu suretle de çinicilik Anadolu- (Devnmı 5 incide) Gördüklerinizin ekserisi bara men sap insanlar. Böyle bir sahneyi stüdyoda tertibe kalksaydık kim » bilir kaç para harcalacaklı ve bel, ki de bu hava temin edilemiye - cekti. — Film çekerken en fazla şikü- yat ettiğiniz soy? — Hare! sahneleri alırken hal. km tecessüsü, Meselâ, rol icabı Sürtükün tramvay nitinda ölmesi lâzım, Bu sahneyi Şişlide gekiyo - ruz, Artist tramvay yoluna yaf. yor, Belli ki film çekiyoruz, Fakat hayır, derdinizi anlatamıyorsunuz, Böyle bir kadını, raylar üzerinde ölilme mahküm bir halde gören «© kağa uğruyor, Tramvaylar bir an- da boşalıyor, Kalabalığı dağıtma - nn imkânı yok, Bu sefer: (Sesli filmdir, bari gürültü etmeyiniz) diye rica ediyoruz, Kabul çâiyor - tar, fakat tam sea makinesi çal grken bir gürültüdür kopuyor. Hüllecinin dış sahnelerini Edirme- kapıda çevirdik, Eh... Aynı dertten neler çektiğimizi tascvvur ede » mezsiniz, — Filmin rejisörü kimdir? — Ado Körner ie Adil Ku. ran, — Artistler? — Sürtük rolünde Zehm Yim- gel, komşu kadın rolünde Halide Pişkin, Nadide Tanca, Şehime Er. ton, Yaşar Nezihi, Reşit Baran, Salâhnitin Moğol, Mümtaz Ener, Celâl Çağdaş, Münmmer Büyük. basi, — Şehir Tiyatrosundan kimse yok mu? — Var, Refik Kemal ile Avni Diligi, Sürtük, Mahmut O Yesarinindir Üstat, #cnelerce evvel, Divanyo - tında piyasa ederlerken bir sür - lunabilmek Almanlar arasmda bir şeref balino geldi, Sarayin ve Ber Hain en büyük simalarının en sa. AŞ gey ae e ZE Mi Saz / tar önümde oldukça gp ruluyordu, Ben de ZA! hareketlerim, gerekse dostlarım ve fikirlerim itibarile tam bir jer. manofil gibi hareket etmek için a- zami gayreti serfediyordum. Diğer meslektaşlarım, bilhassa Rus ve Frahsız hariciyesine meh- kendilerine tamamen zıt görürler, Çubuğunu büttüren, çiflik sahibi mimi eğlenceleri hep bunlarda ge. çiyordu, Bir seferinde albay Biko. lay ile yarbay fon Bon'a da birer davetiye gönderdim, Zira gizli AL man setvisj ikisinin ellerindeydi, Çok memnun oldukları belli olu - yordu, Çünkü beni yakmdan ta * himaya can atıyorlardı. Derhal tekrar devam etti benimle samimi arkadaş olma ro - — Nihayet vaziyetim © şekil sup zevat arasında bana yapılan muamele nispet ksbul etmez dere” eede ayrıydı, Daha o zaman bü battrhareketim sayesinde mühim birçok hakiketlerden haberdar ol. Gum, Bütün bunları Lal mirallığı bildirirken diğer tersi - tan bir Almandan daha ziyade AL man destu görünmeyi ihmal et - miyordum. Zaten mevzubabs olan Alman dostluğu değildir, Bütün mesele dünyayı onlarm çerçeve » ginden Oogörmektedir: Dünyadan kastettikleri fikir â> tarla geklir” de geniş bir toprak parçası ve Ü. zerinde çalışan insanlardır. İşte Almanlar bu tarlada çalışan #ikin Veee Mh e geen #3. para hükimi rahat zengine de düş mandırlar, Onlar hem rahat eden hem çalışan ve bilhassa idare e den bir uzuv olmak isterler, Gene neyse! ben de hep onları izaha çalıştyorum... Burada Sir Vilyams bir cigarı yaktı, birkaç saniye kendi kendi. ne düşündükten sora devam etti — Bu arzularına kavuşmak is. temeleri de onlar için ancak şu gekilde kabildir: Çiftlik sahibi öldürülmeli, iste - diklerini yapmıyanlar öldürülmeli, onar öldürmeli!,. Sir Vilyams gene durdu, cigsra. fakir ve kanaatkir köylü olmayı smdan tüten dumana daldı, Sonra alâr ki âmirlerim hayretler içinde kaldılar, Bir behane uydurup beni Londraya çağırdılar, Müthiş teb ” riklerle karşılaştım. Fakat yeni bir vazife de verdiler, Bertinde 81. de ettiğim avantajlardan istifade etmemin zamanı artık gelmişti. Vazifem, Alman gizli servis ş6i. leriyle münsebete girismekti. Bu göründüğü kadar kolay değil, “ 2 Hikis talih biraz aksi giderse ge - riye sağ dönmemek ıtimalile de- lu tehlikeli bir vazifeyi. Berüine döner dönmez hemen zengin suarelerime devam eğerek eski şöbretimi bir kst daha art « tmim, Bu toplantılara davet o” Yine giriştiler. Ben de hakiki bir sevgi karşısında kalmı gibi hare. ket ettim, Kral yedinci Fdvar'ın vaziyeti daha iyi anlasşılmamıştı, Trantayla yapacağımız ittifaka mi ni olmak için Almanlar elerinden her geleni yaparlardı, İşin tuhafı çok da ümitleri vardı ve bu saye. de benden kuşkulanmayı düşün - mek istemiyorlardı. Bense hemen hemen bir teşkilât kurarak Lon * “ra ile sıkı bir muhabere tesis et. miştim, Son çekinrenliklerini izale içim kardeşte Lioneli taklit etmem k&. fiydi; bunu dz yaptım (Mile Hilda fon Şa) Seninde Kayzerin en a Zehra, Floryada Sürtük rolünde w tük görür, içi yaparmış. Kim oldu ğunu kimsenin, hattâ muhaetirin e bilmediği bu kadın, Mahmut Yesariye bir Sürtük doğurtmuş! Vaktile, dinlediğim bu hikâyeyi muhatabına anlattıktan Osonra sordum: — Üstat, eseri filme hiç hazır bulundu mu? Mahmut Yesariyi bilmez misiniz gibilerden çülümseği: — Hiçbir zaman, Barda keskin bir düdük sösi çm ladı, Karanlık sokaklarda olsalardı bu 868, buradaki bar kadmlarm « dan . hiç olmazsa » birkaçmm yü- reğini hoplatırdı! Halbuki bakizm, hepsi memnun: Şaka değil, “tas virleri çıkacak”, meshur olacak - lar... Necati Tözüme; Figüran slmırken olmak için bile kimbilir ne can at r vir? dedim, — Hem de nasıl? Uykuları kas ganlar bile varmış, Bü İz, baş vol. leri yapmaktan daha kolay, Üste. ik de resimleri filme almıyor, Yüz binlerle seyirei tarafımdan görülü. yor, Filmde göreceğiniz su bar sah- neleri taş çatlara beş dakikayı geç miyecekmiş, Halbuki, sizin sıcak ve karanlık bir sinema #al zevkle Seyrödcceğiniz bu 3 dakiks. irk anhnenin filme almması için #ebahm dokuzundanbeöri uğraşı « yorlarmış, Provalar, makyajlar, aksilikler... Seslerin, resimlerin ay r! ayrı filme ölme Uzun iş. Rejisörün sesi, tekrar duyuldu: londa bir fıkırdama havası 6 sip geçti, Bu sefer de danseden çiftlerin ayuklarını filme çekmek icsp etti, Makine yere kondu, resim opehs » törü Necati boyin boyunca yere uzandı, Bir düdük #esi: — Tamam! İki yazıda okuduğunuz hikiye, beni de “tamam” etmişti. Keçiboy nuzundan tat almağa uğraşın ço cuklar gibi yorgun argın ve bir damla bedil zevkten mahrum, sa lonun uğultusundan, başım gişmiş bir halde bardan çıkarken Necati Tözüm, boynunun tutulan damar. larmı oğuşturmakla meşguldü, REŞAT MAHMUT Sam Coys yerinden sıçradı: Ne! bimu yaptınız mı? Sir Vilyamsm eeej kederle ör - tüldü: — Evet aziz kardeşim, sev * ginin zörresi bile bulunmuyan bu izdivaç oldu, Hedefim için #ph adi. mı atmam lâzımdi, Memlekotimin selâmeti için lâzımdı, attım. — Peki, sonra? — Sonra umduğum Oldu. insi 5 Wiz valindaşı olmama ve İrgiüz fiiretindeki vazifeme aldırış et - erek beni de kendilerinden — rlardı, Alman hgemonyasr bi artık önümde konuşulmaya ie landı, Benim raporlarımsa, gayet muntazam Londraya gidiyordu. Çok güç bir gifre kullanı : ve er ehemmiyeisiz ie yazıyorduz, -E de fazla emniyete dştiğe. mii anladım. Zi sifre sash'arik alan defterin bir kopyası elmiğı rap farkıda csöem, (Devema vor)

Bu sayıdan diğer sayfalar: