27 Kasım 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

27 Kasım 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K ii“ a ii azan: Mahm ılhuda, “ Mep t Saim Altımlağ NO:13 Yesti şerifini öpeceksin!, a; ızdan kara kedi geç Yecek/, Sen ona müştal- em osana müştak!,, “yeni ay reği “o. cincinin canm ide, yapacağı doğmuş on iki kız ısrar eden ba bil bakayım? bir kuyorsun? Gel bukayan söyle ya» ! endi tuma. Hocalerin döktorlara bsme, lim,” diyen ve rem olur mu? Seni DİŞİN gağırdmı > dahı — Ne bileyim ben 2 sultan'm? olmuşsun, anlamışsın? Bak tıraş kın kolları arasnda cübteni giymiğtin.. Lovsnta kolu. ii vatağım!,, dediğini içi. larma | tâ Vuzlat canan dakka. “aj! | İN Bibi korkulu bir dem ol, detienberi desti gerilini ÖPtÜĞÜN Zökliye Sultan beni çe” YA başladı! Be ricası bu?, görmüşüz””... öle Ri, "sYhisselim © hazretleri Nİ, Saraylarında, dört teğiği br göz; Allah da kapanmış kolmak. #evdikleri adama o ka. Ve kalbten Sarılışları İZ Saltan rica yerine g”- Bilmem beni yok galiba? Ama da yaman garkolmussun! Ne hasırik, | $- iyak bu hocam? Urun müd , sultarmsış! Bin Mezarcıya âşık olan kız (Dd nüshadan devam) Bütün eviz Y sükütu, der çökmüştü, K »reler doluydu, Çalan gekri dalga da'şa bayram Sezsizli, çanlar büt | yvan'ar etlmiş, Dİ g> biri varsa o da ına İli misli k Çünkü işi onu eskisinden çol ha fazla çalışmıya medvur ediyor Gu, Bundan dolayı zevk duyu- yordu, Şimdi damarlarında dâha de: “Deki geri.” mİ bazmaa çabuk devran eden kanın verdiği Bir resm var, Hocam! çekti? Bu da o tabri mi bulmuş? ham Bazanm, ig?» rum, m2. ne kadar #everim — Yı Finimetülmatlip!. — Meramomi , “zambak” koku — Dediğimi yapşenir — Anlamaz mış Heyecan içindeyim. fakat bir ka. İs basıp dayak yememek için kapta | tvye: a yi kend'si kapasın diye bekliyo .; gördü: mia? olur muyum hiş? Canımı bile feda elerim &ize! — Ama sranıpisın hiç karakedi ' molerin mü Sl yava: güve Eeçmiyeceğ, © tenin sen onun! mâdaS — E'bette sultanım. körün * verdi iki güz, Yanma daha yakisir anladın değil mi yım? Esasen bir İy. Bsnimle O Xader partadır rüyada görüyorum! v “zanbak” lavantası ide İt. ve il var sl 0 ye. olur, kokusu fmdk hocam? kokun ?, i, Sİvelekleşir yanakları osun ağn İyi berber ki,, Ara #'Ta ona üzücü naz? tanım! me — Hem bu kadar biribirinize iştiyak, hem bu kadar Diris'rinizi — Benim naz ettiğim Yok ki sul tükirdar, — Barışmık taraftarın de Söyüyecek acaba? 4. mek? bil adamım, Artık ne mi ya? Sasiye Su's mieelübüm!, nbire boynuma sari, — Dargın değilim ki. bilki — Aferin hocam. zaten müslü, i manların dangınlığı bir mendil ku. Mat sonra benim odsma ruyuncaya kadar değii mi? ELİ Yurdu, gelen cariyeve: | Phmaklarıma o traş edi - Zir! demez mi? * Ra duduklarımla sum. Sarığından çorebi. i İeylik Içvantesna bu » Na va birdenbire açilmr mı deyi kana “leb” demeden "ğim için az daha sas Yiyordum.. sultanlara «adamı kir hivir ağann önüne diz üç dört verin. çanağa başladı. — Eztiihüda Efendi tarafından $ki bahçıvanları, seyife | gelen Şeyh Süleyman Efendiyi çan | Eyvah1., Betim bensim kül oldu, Kalbim , dizlerim tüti , Eyvah, eyvah, .2yvehl.. Bn de yarım saattir gözlü ne dc. | laştırıp duruyorum: “esti geritini öpeeiksn!.; ranızdan kara kedi “Sen ona müşteksin tak!,, aman eynsk sözler Thüda için mi? Eyvah,, eyval., - *adenberi Tüyuda gö. — Bir haf' rüyerum,, demem | geçmiyece! o Bana müş, 1, Ba cilveij bizim kılkuyruk EB. eyvah.. ben de: iş miydi? darı hn mak ole? Perondebazin * dim? Hem benim bile bile göz göre elini öpece ona gitmekliğim göre ölüme git, doksanlık, bejiz ma, » Süleyman Mendi geldi, Zekiye Sultan: hazretlerini bir ii Dügün #sn leylik kos i 5 i yahdmların yanı - > h iü hiç sormayın maz bir erkek — Şo Şe a birlerine o müşti > : simdi böyle söyledi. Hattâ efendi dedi, Onlar bir. hocam rüyasında görüyormuş. öyle değil mi hocam? (Devantı var) a ra E ri #ddetini belli etmemek için haklı bir gülüşle & — Hakkın var ” ” hi, 8! Biraz önce bir &* Tahir gbi yakışıklı bir deli dım. Bu şeytan kanlı değilim. Fakat, Derden de musallat diğin kadar İ dedi - Ben söyle * miyim bir zevk, Bir sabah, kısa bir uykudan iştr, Ookarşısında Gitayı — Hasta ımsm? diye sordu, — Eeyır, bayır... Adam, kızm çabuk çabuk ve karma karışık konuştuğu keli, İ anlamıya başlıyordu, Kızm avlattığına göre, San Rooco nhalisi otu öldürmeye ge. — Çehre vebayı sen getirdin ! diyorlar, Mezarlıktaki boş kıs. ma çiçeklerle mezar biçiminde Göbekler yapmışsın, bunlar ölü, İri davet etmişler, Çabuk, kac, kendini kurtar! diye yalvarıyor. du. Gita, müş gibi adamın ay düşmüştü. Bu sırada yoldan kesil bir ka, İebalık görülmüştü, Bu kalaba. hk, toz bulutu gibi, gittikçe bü. Yüyor ve yaklaşıyordu. Gita fırlayıp kalkıyor, sonra tokrar dizleri üzerine düşüyor: Yabancıyı sürükleyip götürmek istiyordu, Fakat o, keya gibi; hareketsiz, ayakta duruyor, KI A, işaretle, çekilmesini ve eve Kirmesini söylüyordu, Gila ada. Mın dediği gibi yapıyor, eve gi. dip kapınm arkasına cömeliyor, Boğazında ellerinde, titreyen vü, Cudunun her tarafında damarla. el heyecanla attığını hissedi. Mezarlığın tahta parmaklikla, | Fina, taş, bir taş daha geliyor, Gita boğulacak gibi oluyor, Bir. deanibre kapıyı acıyor ve koşu« Yor,, Atılan üçüncü taşa doğru tytayar. Taş kızın şakağına ge, Şakağından yaralanan Gita, olduğu yerde yığılı Yabancı onu kaldırıp eve £ ü Ber taraftan ahali, mezarlığa doğru (yaklaşıyor, Mezarlığın alçak parmaklıkları onlarm karsısında bir maniâ teskil etmiyecektir, İşte, bu sırada beklenilmeyen, korkunç bir şey oluyor: Başında saçları dökülmüş kisa boylu kâtip Heophile, komşusu Visolo Sarta Trinita eaidesin, a, Üçüncü sıradaki bir çocuk da sallanmıya başlıyor, Çocuğun arkasındaki bir gebe kadın. çığ. k atıyor, Bu korkunç çığlığı da yüzüne bakıl. Osman emmiye kimde <e * vap vermedi. Öteki mahküm” lar Tahirle konuşmağa bas” Mutlu sana! dedi * ladılar, VR “ma, ) taliin varmış! 0 w Sıkan aşüfte., Ta kendisi, smmi güldü: “Bun gi e kz Tahir gibi ai, © da senin yırık Satık kaşlı yüzübe «değil yal ” Smimi kı; kızı olsa gerek © Güngörmez Sel bent mahkümlar ars Tahiri en çok seven bir yi * ğini, Selim, Tahirin yanı“ peşinde çok ma oturdu: yüzümüze bak- Selim, Osman Jım, lü — Hayır. fakak — Yıldız mutlaka sana vu" rulmuştur, Ey, anlat neler söyledi sana? -— Yıldız onun adı mıdır? — Evet. Bilmiyor musun? — Insan mori kıza adımı bilmez Gi i — Adımı #ormadır ki - © —— Benim Zülirem heryer yasıyor. Ben Zühremden ba kale - al — Fakat, geçen gön deo senin yolunu kesmişti. O ze Man son ona beyitler söyle * miştin? — Evet, O da bana beyi lerle cevap vermişti, Faket, ben © gün o kadar dalgındım w Onu görünce, birdenbi. re Zühremi görmüş gibi şa şırımıştım, — Zührenin burada rs işi re O, Mardinin Züksesi * Be Sr YAZAN: 43» aiilyor ve yalnız bu Gi i müthiş bir paniğe'uğ» Evde Ga kendine geliyor. Etrafı dinliyor, Üzerine eğilmiş Yabancının yanında çok zaman, yıllarca kalmış gibi geli. var âğil mi? diyor, — Evet Gila, zamanmhee, hemmiyeti vari lamıs'ır. Gita ölüyor, Aram ona gezarlığın orlanın. daki büyük yolun ta öbür ucun. d 4 çakıl taşları arasında nözar kazıyor, ây doğuyor, Kızı çiçeklerin üzerine yatirıyor, üzerini de yine çiçekle örtüyor, “Sevgilim!” diyor, Ve bir an duruyor, Fakat sonra, sanki bü İstira hat anından ve zxima gelen dü- şüncelerden ürkmüş gibi, tekrar i koyuluyor, Bir gün evve beri yedi cenaze beklemek» Onları mezarlığa getirir. kon hemen hemen kimse beraber gelmemişlir. Şu büyük tabutta ki de mahiteme reisi Gian Bat. tista Vignola, Her şey değişti sira, Ölülerin , fakiri belli değil artık, Eskiden bir ölünün arkasından bir alay ahali gelirdi. Şimdi bir tek adam arbasma koyup Üç. dört tabutu birden getiriyor, Pippo bunu kendine meslek yapmış, Yabancı da elinde ne kadar toprak kaldı, hesap etmek mec buriyetinde, On beş mezarlık yer anca var. İşte yine mega kazıyor, Evvelâ yalnız kazmanın sesi duyuluyor: Gecenin s6si bundan İbaret, Sonra şehirde bir adımın öldüğü duyuluyor, Ölü- mün sırrını arirk kimse saklamı. yor, Birisi hastalığa veya endi. geye tubuldu mu, Başlıyor ba Şırmıya ve ölünceye kadar ba. Ziriyor, Anneler çocuğum ölecek diye korkuyorlar, Ortalık öyle bir karanlık içinde ki kimse kim. seyi tanımıyor, Mer şeyden ümidini kesmiş bazı kimseler var, kendilerini sefahtte vermişler, k ki kizlar ayakta sallanmıya Yadılar, hastalığa (tutulmuş malarmdan korkarak, tutup atı, yorlar onları pencereden aşağı, Yabancı da mütemadiyen me zar kazmakia, Onda gu kanaat var: Bu dört çitin ortasında hâ- kin o bulundukça, “burüyr tan, zim etmiye, çicekler: dikerek terhlar yaparak, bu mânasız felâköte hiç olmazsa görlinüşte bir mâna vermeye, onu etraftaki memleketle aherklenlirmeğe muktedir oldukça öteki kendisi, ni alıp götüremiyecek ve — kim bilir — bir gün artık Oomağlup çekilecek, Yabancı-iki mezar daha hazır. lomış bulunuyor. Bu tırada kah- Suva Sabuna, Dokunmadan Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak buna derler! (Daş tarafı 3 üncüde) Tatanış o'nun verdiği yafsi iti » matla, tekrar tabanları yağlamak istemiş, lâk'n bu sefer arkasından patiryan kurus, malar tabağı » 00si Olmamış, Hırsız öhür arkadaşı yakalan » işken, oria “n bıçaklanmış, boğüze lanıp öldürülmüş #imse yokken, polisin büylie tapuncssma sarılıp “dnnan!” diye, suçlu olduğunu da. hi derli toplu hilmediği bir alamı yere devirmesi doğm bir harçket i olarak telâkki edilmese gerektir. Birçoklarımız: “Tutane kadar peşinden kosmalıydı, Kİ sa e kakta baskaları da onun isini ko taylaştırırlardı” yahut da “tutma, sn yolunu bilseydi zaten onu eline den haçırmazdı!” diye düşünürü Vela sırasında orada bulunmadı ğmaz için bunlar, sadece, mantar tabancasının *“İ kabilinden kurn. sıla düşünceler olarak kalmağa malküm Müliharsler olacaktır. Çünkü, polisin ne gibi bir zorla karşılaştırını bilmiyoruz, Okuyanları billistisna, bu mantar tabancası hüdlecei va - kanm kahramaslairam felifceti ol, du, Biri hürriyetini kaybetti, öteki hastane gp düştü, Ersa. #abancasilç birlikte dudağı da pat, ladı, Polis memuru her halde bir takım sorgu, Sule vğrad, Volke, deroce Tahatsazlı cirleme dolaşırken bizler , güldük, Zatön hep böyle değil midir? Biri. Din gülme mzvzuu ötekinin yü üzüntüsü, can acmıdır. Yanlışlıkla karpuz kabuğuna basarak düşenler Bedense pek tuhafmıza gider, Ya, zan sırf bu sodisteş hoşl işin ötekinin | berilğnin ayağına karpuz kabuğu Koyduğu » max ğa olur. Ucan sapkalarınn ardı sarp koşanların tollşnı, 0, a, dama kanstiı hissi verea ve âdete canlı olduğuna bülmettirecek bir mewziplikle sahibinin her Yere eği isinde birkaç adım daha İleri ko nan ba giyöeeğinin çarmırlar içim deki sıçrn hangimiz zevkle, eğlenerek ( seyretmeyiz? Flinizl vicdanmıza koyun da öyle cevap ber bir areht sesi yaklaşıyor, A rabanm ici bir alay ölü dolu, Pippo kendisine birkaç yardım. cı da bulmuş, Arabanın içinden, ölüleri rasigtle Cekip Gikârıyop. lar, Ölülerden biri sanki kendi, sini müdafaiya hazırlanıyormuş gibi bir vaziyet . Bunu tu, tup. parma ünden me. zari Telin, Ondan son. ra birini dahs, ğ Yabancı mütemadiyen bir me, sarın kazıp du '. A dibinde saçları derma, d Kanlar ie Şıplak bir ! ese » Mözarcının Karanlıkta homurdanır. gibi hir. ses çıksriığ! duyuluyor, sonra tekrar işine koyuluyor. i Fokat sarheğâr emir dinliye. | cek kimseler değildir. Pibpo da-| klkada bir görünüyor. Parmak. ' ağın ünden ee ölüleri tyor, . İribiri ös, ! — Yazılıyor. Bunların MEDA da, hala mezefei sakin bir hal- | kahalarla, beğıroşmalarln bera. de hâlâ Gusmakla, Her taraf ISKENDER F. SERTELLİ de benimle beraberdir. Osman emmi tekrar lâfa karıştı: — Artık lâfı uzatmağa lü. zum yok, Yıldız sana abayı yakmış! Böyle bir yerde bile aşk seni buluyor da sen onu red mi ediyorsun, a budala? Tahir bu sözlere aldırma * dı; — Her gönülde bir aslan yatar, Osman emmi! Bönim kalbimde de Zühremin askı mer m ka bir kadın sevemem, Yıl * dız gibi bin tanesi etrafımı sarsa, hiçbirinin yüzüne bak mam, Osman emini Tahire acı * mağa başladı: — Sen allahlık bir adama benziyorsun! İlk önce sana kızmiştım ama, simdi acına. cak bir halde olduğunu görür yorum. Elimden gelse, kale me ve e seni bir a* ta rip vbalk ön Gin çi Mahkümler gülüştüler, Güngörmez Selim Tahiri teselli ediyordu: — Uzülme arkadaş! Gün an neler doğar. Sul. tan Kutbeddin kızını Iran şa“ hanım oğluyla evlendirecek * miş. Belki bu düğün şerefine bir af yapar da kaledeki malı kmları da serbesi bırakırlar, Bir baska mahküm. arka' polisin otomatiği | veris! DBaşkalarmın rahataslığı, felâ. keli arttıkça gülmemiz ziyadele . sir, Tanıdıklarımızdan biri yarı be. İine kadar lAğıma düşse pek hoşu. muza giler; onun bu Çikiş top. Hantılarımızda gilüşme mevzuu o - her, Mele o, kötübir sanssızlığa urban gitsede, o caıkurom ibk. vecik halltasına saçotn bitim nok, tanma kadar gümülse katinha snr. samtılarından o kendimizi atıp belli ona bir yardm eli bile uzatama ye, : Mevzüumuz mahtar tabamcasıy- dı, İçimizde böyle mantar tabanca, sma benziyen o Micelerimiz vardır. Oniarm kurusıkı bilgilerine, par . pip göz alan yösterişlerine, alıp etlerine no kadap oldanırır, toplarmda, sarjörlerinde atsş, hareliet ve krdretle dolu kur sunlar sürülü, #amalılarnm yivleri karmonlanmamısş birer kudret kay. EBİT amırız, Ne yazık &i onler bos #eslerini sık sık yükselimezler ve bize mahiyetlerini kolayca sezmek irokânmt vermezler. EVDAL NOGAN ISTANBUL BELEDİYESİ iu ŞEHİR alli ZaYATROSU | İ i TEPEBAŞI İ | kİİİİİL orkun susma b Akşam 2030 da Merdivende Bir Işık İsi) Caddesinde KOMEDİ KISMINDA Akşam 20,30 dat Kör Döğüşü mm Beyoğlu Halk Sineması Boglin 8 büyük Filin birden: 1 « Öldüren Örümek — Büyük Beri Tekmlli birden, 4 — Lorel Ileri — Kan Kardeşler, Türkçe sö, # Gİ Beyeğle Parmakkapı, tam sokak Çi No 8. Tet: #1an5 <i Ahmet Akkovunlu Yaksirn. Talimhane Pulas No, pazardan manda hergün naat 15 tan sonra, Telefon 10117 ceset dolu. Sanki ölüler, kendilerini mü. dafan için ellerini kaldırmışlar, kazmanın sapına dayanmışlar gibi, mezarcının kolu gittikçe ya, vaş hareket ediyor ve nihayet kolunu kaldıramaz oluyor, Du- ruyor, Duruyor, Alnrada ter da- marları var, Kalbinde bir müce. dele baştamıştır. Çite doğru gidiyor, Orada tek rar Pipponun yusyuvarlak ve kıpkırmızı başını görünce kaz, masını kaldırıyor, ona doğru in. diriyor, İsabet ettiğini anlıyor, baltayı siyah ve vrelek bir halde cekiyor, Tekrar kaldırıp, havada geniş bir daire çizerek, uzağı doğru fırlatıyor, bağtnı önüne iğiyor, Sonra, yavaş yavaş bahecden çıkıyor ve karanlığa dalivor: Mağlup olmustur, Buraya daha onra gelmesi lâzım geldiğini anlıyor; çok daha sonra gelmesi lâzımdı, —SON— daşlarının ümidini takviye e. den şu fıkrayı anlattı: Geçen yıl burada iyi remil bilen bir mahküm var- dı. Bir gün bize: “çocuklar! ben göremiyeceğim.. çok ih * tiyarım, Fakat sizler yakın * da bu ıstırabtan kurtulacak ve hürriyete kavuşacaksı - nız!,, demişti. Ben önun söz lerini unutmıyorum. Ve kur- tulacağımırz günün yaklaştı * ğına İnanıyorum. Mahkümlar içlerini çeke * rek sustular, Tahir geçici bir sevinçle — Inşallah biz de o bekle” diğin günü görürüz, Dedi. Güngörmez Selimle konuşa konuşa bahçenin bir dg köşesine doğru ilerle i (Devamı ver?

Bu sayıdan diğer sayfalar: