22 Aralık 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

22 Aralık 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rodezlii iitiyar EZ Kumara ve kumarbazlara dair Tualdes davası -6 Relsten sonra müdüeiumumi, ihkemede şahsi davacı olarak hu balunan Faaldesin oğlunun avu #it, hattâ suçlular Mansizona da Kadinin bu yalvarmalar kürsi, nda söylediğ: sözler de değişme is vakit Bankalın evinde bulundu. tümü yalandan itiraf edemem, Fa. at bütün söylediilerim ul ze adlarını verdiğim sah isrmiz, Onlar size her Şe; yecekler, ben de esasen hicbir se, vi inkâr edecek değilim, Ba şahitler, subay Klemarido. vali, valinin evindeki süt nine, Ma dari Mansiyonun bu meseleye da. ir konuştuğu insanlardı. olan itirafiyle meselenin üzeri | deki esrar perdesini kaldırmağa yardım eden Bankal, hapisltancde bi* defa daha intihara tesebbüs etmis, ve ölmilş olduğundan mese. leyi aydmlalmak için ba sahitler. | Rodez mahkemesinin kararı tem yiz tarafından bozuldu, meselenin yeniden muhakemesi Albi mahke, mesine tevdi edildi, Albi malike, mesi duruşmaya başlarken karsı. sında yalmız sekiz suçlu kalsıştı, Zira Mariyan Bankal, Bastidin iki kez kardesi halkında Rodez mah. kemesi tarafından verilen berset kararını temyiz mahkemesi tasdik etmisti. Madam Mansiyon ise Rodez mah kemesinde şahitlik ettikten sonra Yalancı sabitlik sorundan dolayı terisif edilmiş bulanuyneda, Madam Mansiyonun fevkifi ken disins büyük bir şöbtet temin et- , Hapishanede hatıralarını yaz.. dı, bü hatıralar bütün dünyaca ta. nün bir eser olmaşinr. Fakat mahkeme karsısindak; ;fadeleri #İbi ba hatıralarda birbirini tale wıyan noktalar pek sek olduğun. lan bu bahiste bu hatıraları vesi.. ka saymak doğru değildir. Bu ha uralar yalnız Madam Mowsiyon br Tavada kazandığı şöhretin kaybol. mamasını YAPAMINIr, Madam Mansiyonun Rodez ha. visbanesinden alınarak Albi mah. kemesino götürülüşü ise âdeta bir zafer alayını andırdı, Hapishane rapısmda biriken meraklılar ka dın görünür görünmez alkışladı, lar ve “doğruyu söyle” diye lın- Zırldar, Halk arabanın kasın. don sehirden çıkıncayı kadar ay- rlmadı Ve kadını “doğru söyle" sözleriyle takip etti, Kadın Albi mahkemesindeki $0* hadette Bankalın evine o gittğini İtiraf etti, Fakat buraya arsnsiyle gitmemiş. zorla (o götürülmüştü, Kendisini sürülliyerek götürmüş ler, bir odaya kapamıslardı; o Wu. | «dadan facianm bütün gürültüle. rini, bütün Seslerini işitmiş; fakat hiçbir sey görmemişti, İlk sahade. tinle inkâr edi m sebebi Mey. dandaydı, Kendisinin de bu suçta ilacağından trkmüş, » düsman kesilere- Zinden, aleyhinde derlikoiüların baslıyacağından, udının ve serefis nin kirleneceğinden korkmustu, Bu sörleri dinliyen Bankalın ka rs haylardır — Madem ki o Seca Siz e bir. deydiniz, ew halda siz de bizim kadar suçlu sayılırsınız. Defa a. eri konusunuz, Bastid de bu fikire issirik etti: — Evet, doğruyu sövleviniz, Madam Mansivwmen delakfa. vatlan inler kihi bir kelime cıktı izine devam ediyordu” ir, tek heveli ve kina, i kelimeler küf; artık, hor Seyi söyleyin! Mâkimin kerr Kelimeleri ağır a ğir teliffuz ederek cevap verdi: — Peki övla olenn. simdi Yüzü me iyice bakm, biraz daha bakin. Paha dikkatli, beni tanıyor mwsu; buz? — Hayır, — Zavallr. benli tanımadığını «övüyor, halbuki beni bir koyun gibi hoğüzlamak istemişti, İclerin. den birisi hayatımı kurtardı, Fa. kat onün kim olduğumu söylemi . yereğ'm, Cünkü hangisi olduğunu HMilmiyorum, Fakat beni kurtarıfı Âinr unutacak değilim. , dünsiyon mertetız —- Benden bale Toplayan : Muzâtter Esen farmak elinizdedir. madam, gördünüz mü? Bastid israr etti: — Yetişir, Bu sözler, bu harc, Madam Mansiyon cevap verdi: — Vicdan azahı sizi boğmuyor niz, Yerinize darağacına ben çıka | UN . Reis kadına bir daha yaltardı: — Eğer Jansiyon suçsuzsa, açık söyleyiniz, Ben şünahsızın hayat a1 kurtaracak, adaleti yanlıs yolu sapmaktan koruyacaksınız. Kadın biraz düşündü, sonra: — Bir netice cıkarabileeek, bi hifküm verecek durumda değilim, Yalam muhakkak olarak bir sey biliyorum, Bastid beni boğazla, mak istİyorda, birisi hayatımı kur, tardı, Sonra bana kimseye bir sey | söylememeğe yemin ettirdiler. Bir ölünün başı ucunda bana bu ye. mini ettiren Bastiddi. Bu sözler üzerine Madam Bas, kal ayağı kalkti ve hâdiseyi ken ikrar etli. da kadının bu ikrarnı takip etti, Fakat ötekiler sonuna ker dar inkâr etöler. o Bastidin son sözleri şunlar oldu: —— İstikbal mezarımı Üzerine su sözleri kazacaktır: “Bastid suc, suzdu,” Tansiyon her vakit tekrarladı: > Ben kahahatsizim, sözünü ketler balkın hoşuna gidiyor, fa, | kat bir tiystroda değil mahken:o huzurundayız, Rasinin diliyle ko- nuşnianın lüzumu yok. Bastidin mezarı aeaba nerede | dir, Hiç kimse bu mezar üstüne mahkemede söv'enen sözleri yaz. mak için bu kabı? aramadı, 4 ma, yıs 1818 de Tansiyon, Madam Ran. kal, Kolar ve Bah ile beraber ölü me mahküm olen Bastid, bir ay sonra yine arkadaşlar: ile beraher asilmesir, Bastid darağıcına çiarken ma, | nasız bir cümle söyledi: — Ailem haklımda ne düşüne. cek, bi An Benova ömriinlin tonuna ka İ lar kürek »ezasına mahküm edil, | misti, Cesedi tasımakla yardım e. den Misonye iki sene ağır hapisle yakayı kurtardı, , Madam Mansiyon befhet etmis | ti. Hattâ bu hâdiseden (birkaç Sene sonra polis nazırlığı kendisi. ne ayda bin frank maaş hağladı, Fakat bu maas da aleyhindeki de. dikodaları durduramamıs, bilâlis bir kat daha arttırmıslı, BİTTI Tarihin Büyük Davaları serisinin ON SEKİZİNCİSİ Bankalların oturduğu evin sahi. | ç i Giyotinde can veren kraliçe Serlevhast altında okuyucularımı. xa Büyük İhtilâlin talihsiz Kırali, tesinin hayat ve âkibetini anlata. caktır, Evden çok erken cıktım, Onhr heniz oyuyorlardı. Bozynkn sırt. larmdan gilnesin dloğusunn ser. rederken, Yine ağabeyimi hatırla, Arm, Bu hatırlayıs içimde bir Seyi tizer gibi, cam Üzerinden Keskin bir cisim geçirir gibi oldu, Ağabeyim, Seyda ile evlenecek. 'e Sayda, muhakkak ki gizek di, Denizler, bakıyorum, Ağaçlafın dallarından çıkan seslri dinleme, fe çalısiyorum, Bugün © ömrümde hip hissetmediğim bir muhakeme perisanlığı içindeyim, atmin objektifi. sanki bir bahar tabaka, sı le örtülmüş gibi, her seyi silik. karmakarısık ve Yozuhsuz gösteri. yor, Dikkatimi Üstüne çevirdiğim her sev, avuçlarla sikilmak iste, nen bir gölge kaypaklığı ve istih. 7481 ile kaçıyor. Yalnız kafam değil, ruhumun dx buğün her zamankinden baska, çok başka olduğunu anlıyoram ve bn ahenksizlik içinde korkar gibi oluyorum, Kendi kendime: —: Evet Seyda çok güzel ve çk daha baska, Salim bahtiyar olaca. vavallı, Şeydayı ne kadar dn seviyorum, Pozyaka dönüşünde saat doku ak ABER — Akşam Postası —— ©) — Bu yaztlarımı sayin polis müdürümüze içhaf ediyorum — VBT, oyun merüklilarında bu ihtirsst besliyen kazanç Ümldi, para aşkı mer? zânnetmiyorum. Çünkü miktar; büyük ye, küzları hülan para kazanırlar, gene oynarlar. Ellerinde, avuçlarında ne varsâ verirler, gen: oynarlar, Servetjni, haysiyeti, itibarını ayak. lar altıma alırlar, çalarlar, dolandırirlar, ağlelerini sefajet içinde bıra, kırlar, gene yeşil masaların başına koşarlar, Kumar.az oyun için oynar, Kumar onda bir beyecan vaşıtasıdır. Müyoneur şiliyârderler için para nasi bir vasıta değilse kumar hastas” için de bir gaye öeğildir. Kâzantin belki başlangığda bir tesir; vardır, /Poiaş itiyat kökleşince değişir. “Bu halin marazi olarak çoğalmasının sebebi nedir? Bu Amil doğu, E ran nejerâr? Sayatas! 1 — Peta boltuğu, (Memleketimize göre değil, Bizde zenginler mak duttur,) 2 — Kusy para kazanmak (rahat rahat kazanılan para, aıcak en heyecan geliren vaar'mlarla sartolunbilir. Bu vasıtaların başında da kumar gelir.) 3 — Hayata zevk, vecd meşe, gotaret katan ilgilerin azlığı 4 — kööha heyecan veren şeylerin mahdut oluşu, Memiçretimizde, kumar; göçim vasıtası yapanlar, istisna edilecek lursr, cyan oynamıyan kimse yoktur. Heries bu hastalığa tutulmuş, tur, Sokak aralarında, ikinci derecedeki enâdelerde, kriş, barbut oy, nâyan ve yaşları onu geçimiyen çocuklara çok rastladım ve halâ da rasçlayorsm. Her memlekette kumar oynanıyor, Fakat hiçbir memlekette pa, rajı talih orurları, memleketimizdek; kadar çoğalmamış, bu kadar a. #irt bir hal almamıştır. Yürtda her ev. her apartman ve her kulüp bir kumurbane oldu, Halkımızın — maslesef kadınlarımız ve çocuklu. rımız gü dahi olmak Üzere — hepsi ber Istna kuvvetle gitgide büyü yen ve muhekkakx ki tehiikel olmaya başlıyan kumar hastajığına tu, tulmuştur, Dört beş kişi, sekiz on, ahbap biz araya geldi mi, bemen fişler, kâğıtları çaabadlar, (market)ler meydans çikiyor, kadin, erkek — hele kadınlar — yedisinden yetmişine kadar (poker), (biriç), (bezk), ve (bakara) partilerine başlıyorlar, Yen, yetişen nesli evvejA (piket)i ve açnra sırasile bülün kâğıt ve zar oyunlarını öğreniyor. Günün herhang; saatinde olursa olsun mahalle kahvelerini gezi, niz, kıraathahelere balumız, büyük gazinolara uğrayınız, mektep ço, cuklayudan emekli! ibtiyarlara, omıafa, memura ve âmeleye cldar, her s:f Bazkı masa başında zar atmakla, rest çekmekle, iskarla çi, karmakla moşgal görürsünüz, Oyun hastalığı kibar denilen ve aristokrat kimseler diye tanı, harlar arasında da salgın halindedir, Sosyetelerde, Haylayf adı verijen ve fahat t'rer ablâksızlık yuvasından başka bir şey olmıyan yerterde, saat beş çaylarında, bunları benzer toplantılarda yahut yemekten sonraki 'çılmalarda Ieymâr oynamak Jptlâ balinj almıştır. Bu Iptilânın çirkin tezahürleri de vardır: Genç bir meslektaşım, birkaç yıl evvel oluduğu mektepte, tenef, , vir köşesinde, sitte (üs zamanlarında anlaşmışu, Okullarda bartnıt, yazı mi, vara mı, oynadığını arada #, rada duyuyorum,” Yaz günleri kırlarda, pilâjiarda, vapurlarm alt kamaralarında şen ve çapkır bayanların, keli felli bayların, yahudi (Opalazlarınm, Rum ve Ermen; delikanilarmın poker oynadıklarını çok gördüm, Hele bayanlar, iskambil kAğıtlarmı, fişleri — ruj gibi, pudra gibi,ri, met gibi — çantalarında taşıyorlar. Kumapbaz oynüdığı öyündan kür umar! Fakat cebinden gider parası tomar tomar, En nihayet aç susuz bu dünyaya güz yumar! (0) Bundan evvelki yanlar 16, 17 birineikinünda çncmıştar. sınıfta pöler oynadıklarını LAEDRİ Dilencilikten zengin olan adam farelere kurban gitmiş İalyanı,, Tötton şehrinde 25 senedenberi dilencilik eden 70 ya» birçoğunda 25 kilogramlık gülmüş ve nikel para bulunuyormuş, Di. smda ihtiyar bir dilenci varmış, | ğer bir kutuda da, 10 tane biner Ba adem, bir tenret eşyası anha. rışm merdiven aralığı gibi bir ye, riede yakıp kallıyormus, Bu yerin tamiri icabedince, dilenciye ora- dan ayrılmak düşmüş, Dilenci, ta, bi bulunduğu yerin deliklerini ka rıstırmış, oralarda sakladığı tene- ke kutnları çftarmış, Br kutuların Onları salonda buldem,, İlk defa annem seslendi: — Yine nerelerdeydin a oğlum? Ve cevabımı beklemeden teyze, me döndü: — Çüar, giller, haber bile ver, mez, Sağolsun, böyle bir çocuk, Şeydanm elini sıktım, Saçlarını dikkat ve intizamla tarıyarak ar- kasında toplamış, sırtma sÜlmavi bir kimonu almıştı. Oldukşa asa beyaz, keten etekliğinin altından mentazam hatlarla inen bacakları Koyu kahve rergi, yünlü, bol €ntarisimin içinde âdeta kücülmüş m görünen teyzem, rahatla gül — Çok iyi. çok iyi, sorma Sa, im evlâdım, gelinceye kadar o ka, dar yoruldum. yastığa liralık kâğıt para saklamış, İhtiyar dilenci, asıl servetinin bulunduğu kuteyu açınca, bütün binliklerini farelerin didik didik ettiklerini görmüş, aklmi oynat. mış ve bu yüzden tümarheneyi borlamıs, gördüm rüyamda, Ve, anlatmağa başladı, annem de doğrulmuştu: — Hayırdır, İnsallah, Teyzem i tari tarta ve ara sıra rüyanın telerrnatını da hatırlamak için sözünü kese ke, se, aalatmağı başladı: — Cepheye gidiyormuş, Salim. ciğim,, Bana, beyaz bir mendil verdi, “ Teyrerlğim « dedi * buyu iyi sakin,, Beni görmek istediğin zaman bu mendili &okla.,, Annemin gözleri birdenbire yaş» la doler gibi oldu: », Gayri ihtiyari Şeydoya baktım, Seydanın yüzü hafifce sararmıştı, koyar ha karşı, 33 !ILKKANUN — 1942 Kayıp şemsiye Geçen gün bir gazetede garip, 48»; rip olduğu kadar da eğlenceli ve İnsanı düşündüren bir havadis göre düm, Bu, zannederim, Haber © geze, tesinde idi, Recep Varan adında bir emlâk komisyoncusunun yazim hanesinden çanlası çalınıyış içinde, bir daha yerine getirilmesi münw kün olmayan, müşterilerinin bırak» tıkları bir çok evrak ta varmış. Komisyoncu beyninden vurulmuşa dönmüş. Evrak elden gittiği için !# te yapamıyacak bir bale (o gelmiş. Zahir bunun için bir gün sonra kahveye gitmiş... Ne yapacağını dü şünerek kahveden çıkmış. Gene yas zihaneye uğramış, Bir de bakmış ki bir gün evvel çalınan çantasın» daki evrak yazıhanesinin üstünde. Haber ilân ediyordu: “Evrakın geri gelmesinden sevi» nen komisyoncü kabil olsa namusla hirsrza teşekkür edecektir. Bu Çshnanları, ya kaybolanları, Çalınmnın Böyle geri gelmesi yüz binde, belki de milyonda bir» dir. Kaybettiklerimizse geri gelmedi. pe hemen emen #mkân yok diyebi, Tiriz, Gene hemen ber kimin OÖmründe kiymetli bir şey de kaybettiği vaki» dir. Bunlar kiymetçe birbirine yös kın veya birbirinden üstün olabi Tirler, Buna da misal gene gazeteler rimizdiş, Hergün onlarda omubak, kak bir kayıp veya sayi flânına rastlarız, “İçindeki para kendisine ait ole sun, cüzdan, evraklarile birlikte falan adrese İade edilsin,, gibi eüme lelerine bile rasigelinir. Hele baston, şemsiye kaybı sayı» sızdır, İnsan kali bu.. Fukat böyle dalgmlık neticesi o unutulan, Okay, bedilen şeylerin sahiplerine ia #dildiği görülmemiştir. ge yerde, . emlik. nun” evraknı Yade eden namaslı lara kolay kolay rastlanmaz. Geçenlerde bir arkadaş ta şeme siyesini kaybetmiş. Gerçe kıymetsiz. bir şey' değil, ancak bir baba vadi. gârt bulunduğu için pek örülmüş. Ne yapabileceğini düşünüp taşıns mış. o da her kaybeden gibi gaze telere ilân vermekten başka çare bulamamış ve bir, gazeteye şöyle bir ilân yazmış: KAYIP ŞEMSİYE i “Geçen pazartesi gönü Herbiye Fatih seferini yapan arabalardan birinde bir şemsiye unutulmuştur. Bulan zatın “Haber” güteteşi ida rehanesine teslim etmesi insaniyet namına rica olunur,” Arkadaşım. gozeleyve verdiği bu ilânın tesirini göstereceğinden © min, sakinleşmiş, O gece rahat bir uyku uyumuş. Ertesi gün daha ere tesi gün şemsiyeden bir haber çık mayınca Tekrar sanı sıkılmaya baş Jamış. Kendisine bir birahanede rastia« — Seyda . demişim . ba na ul şey?, Küzzür esmeden bir men, da sallanır mı hiç? Şeyda, o sıra'la salonda imiş Sesime oradan cevap verdi: Nakleden: Barhan Burçak |) dığım zaman baya dert yandı. kadar müteessir görünüyordu, k! Üst üste #ç duble bira içmesi d buna İşaretti, Bana: — Sen gazelecisin, aklın böy! şeylere erer, başka ne yapabilirir. diye sordu. Ona: — Gazeteye verdiğin İlini göre bilir miyim, dedm. Hazırmış. Cebinden ge ç* kardı: — İşte, dedi, İlân dikkatle okudum, Sonra «* lerek: “ — Bu tlânla hiç kimse, size şer siyeniri geri getirme, dedim. — Ne demek? İşte şemsiyeni” teslim edilmesin! fnsaniyet namın» rica ediyorum. Zaten değeri olmr- yan bir şemsiye... — Ben orasını bilmem azizim. İlândan hiç bir netice çıkmadığın! Bene sen söylüyorsun, — O halde ne yapalım? Semsiye- yi halmaktan ümidimizi keselim mi? — Onun gibi bir şey, Fakat iw tersen bir tecrübe daha yapalım! — Ne gibi? — İşi bana bırakım.. Semsiyeni- zin inde edileceğini sanıyorum. Geme,.. Rica ederim. Ne yapacaksınız? — Gazeteye bir ilân vereceğim — Bizim verdiğimiz neydi? İlân değil miydi? Ondan bir “netice » labildik mi ki bir yenisini ver yim. — Ba sefer ilânı Ben yazacağım. Şemsiyenin bulunacağında yürde seksen ümidim var, Arkadaşımla ayrıldık; Ertesi gün gazeleye şöyle bir ilân yazdım: “Geçen pazartesi günü Harbi Fetih arabalarından birinde un' İan şemsiye verilen 'Jâna rağn henüz getirilmedi, O Hânda, şen yeyi alanın haysiyeti muhafaza | ne İsmi yazılmış, ne de zabıl mlracaat edilmişti, Şemsiye miz kim olduğu bir tesadüf neticesi renilmiştir. Eğer yarın, Haber zelesi idarehanesine gönderilmi zabıtaya müracaat etmek zarune de kalınacaktır.,, Bu ilân beklenen fesiri yaptı. hakika ertesi gün, bnber İdarei nesine lam on İki Şemsiye te Yara izleri de işe yarıy' ; Budapeştenin en zengin ada larından birinin son derecede #el bir kım varmış; böyle ik yüzünde, mlitemadiyen sakal kryormus, Bu, adet bir erkek kalı,, öyle yumuşak, zarif ty den değil, kırcağız, bunu önler icin Ker çareye başvurmuş, fa için, çare bulana iseöği ka vermeğe KAYIP ŞEMSİYE © ©. v4

Bu sayıdan diğer sayfalar: