7 Ekim 1940 Tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 3

7 Ekim 1940 tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Halkin Sesi) 7 heh “Tağra kire 3 ei Hakkın i 1 Sesi Sesidir | kömürler d de yı Çoğaldı Dün bi arkadaş vapurda Ja anlatıyordu ve yivde kum şim d yüz“ Na derinde taş katıl- İ ada rast geldim! | ki » Son günlerde adam bir kömür bulamadım. Ji gikâyet serisine bir iki İ ahi iştirâk etti. Hepsi iş, lerin türlü türlü hile- mlm şikâyet Buna kömürün fiya- ve RA şikâye- ZA ri areiştem olan bu İl, inin de kontrol hak- Mlediyelere ait olduğu İz de bu şikâyeti dur- Ve yorulmak bilmiyen gi EE | eke reisimizin gözü önü- ki, Mağı düşündük. Çün- | mn İ Asin N Sesi Sesidir | 1 BY MAKİ AT AMD UN > vr Ni Bayramı Geldi “bayramı münasebetile ia Safa gazinosu bü- e açıldı. ai mele yeşil çi- ğ ana . eğlenceli — h mek ve' kışlık nar aya ihtiyaçlarınızı temin ty için Pınarbaşı Safa ta suna ipi munta- Svis ucuz fia KOŞ “GÖR Kete ehven Senki Her zaman : Çeşit, uygun fiyat, gyz ve iyi mal, saygı, doğruluk Ni Ni, ei Halef 13882 30—1 : ei Mi garaj GAMER nl eklirinie, etmektedir. PREVEZE ZAFERİ BIR AVUÇ KAHRAMANLA Büyük Amiral Barber ros Hayrettin zaferi nasıl kazandı Es aa Doria'nın kadırgaları,türk hattı harbini Aya Mavro adası tarafındaki sol cenah- sal- de bir çok yerlerden yararak ve iki cenahından aşarak bünun “arkasında saklanan Doria'nın kadıâeaları üzeri- ne hgcum ettiler, Doria'nın kadırgaları hiç beklemrdikleri bu yarma ha- reketi karşısında şaşırdılar, bozguna uğradılar ve kaç- maya başladılar, Tam busı- ralarda, Doria'nın öğleden- beri beklediği rüzgâr da çıktı; fakat bu rüzgâr değil; korkunç bir bora idi. Türk- lerin hücumiyle karma karı- şık almuş haçlı hatlarını bu kıble fırtınası büşbütün pe- rişan etmişti. Artık o mu azzam armada; 600 ge- misi birbirini (o çiğneyerek Korfoya doğru kaçıyorlardı. drea Doria, Türkler kendi gemisini tanımasınlar diye, âmiral gemisinin pupa- sındaki büyük feneri bile söndürüp öyle kaçaıştı. Ge- ce karanlığı yollarını şeşıran 20 kadırga ta 80 mil uzak- taki Apulya kıyılarına ka- dar gittiler. Haçlılar o ka- dar şılmışlardı ki gemi kap- tanları baştan kara ederek tekneleri birakıp kaçtılar : saklandılar. Bir takım gemi- ler, birbirini vurup batırdı- lar, Fransız âmirali Jurier de la Graviere bile, hırısti- yanlık ve Katolikliğin gayre- Ege Aile Evi” Izmi senelerden beri otelcilik hayatinda elde etti- .. tecrübe ve kazandığım mniyet ve itimad beni Konisenltinda Şamlı . ğında 35 numarda (EGE AİLE EVI ) adı ile hakika- ten temiz ve nezih, sıhhi ve muntazam bir aile yama andıran bir yer açmağa sev etmiştir. ( EGE AlLE EVİ) bilhassa talebeler için çek müsaittir. steciri 12—10 Feyzi Yardımcılar ————450 tiyle haçlıları müdafaa eden kitabında, bu kaçış hakkın- derece korkakça terki yanında, asırlarca evvel Kleopatra ile Antuan'ın ayni sahadan kaçışları bir kahramanlık addedi- lebilir.,, Zayiat Preveze'de iki tarafın uğ- radığı zayiata bakalım : Düşman donanmasının za- yiatı 60 gemidir. Bunlardan 29 tanesi 2775 esirle bera- er türklerin eline düşmüş- tür. Haçlıların insan zayiatı meçhuldur; fakat hayli bü- yük olduğu şüphesizdir. Türklerin zayiatına gelin- Yazar: ABIDIN DAVER ce, hiç bir gemi batmamış- tır ; hasara uğrayanlar Pre- vezede tamir edilmiştir. In- san zayiatı 800 yaralı ve 400 şehit olmak üzere 1200 kişidir. Kahraman Barbarosun 122 gemi ile 600 gemiye karşı kazandığı bu eşsiz zafer,ak- denizi uzun müddet bir türk gölü haline sokmuş ve av- rupalılara türklerin denizde mağlüp edilmez oldukları kanaatini vermiştir. Büyük Türk amiralinin ve kumandasındaki kahraman- ların 402 sene evvel bugün, lâtinlerden ve katoliklerden mürekkep haçlı donanmasına karşı ka e) bu büyük ve şanlı zaferle ebedi bir iftihar duymak hakkımız ve o yiğit denizcilerimizi şük- ran ve hürmetie anmak bor- cumuzdur. —SON— ŞAKALAR A Doktor, geceleri sabahla- ra kadar eğlence yerlerinde gezip tozan hastasına sordu: Evvelki gün verdiğim ilâçtan istifade ettiniz mi? —ilâcınızı henüz kullan- madım... Üstünde: “Gece- leri yatarken içilecektir,, yazılı... —Peki, yatarken niçin iç- mediniz?. mandanberi yatmak kısmet imzdı k il mem Vazife! Sinema stüdyosunda : Rejisör—(Aktöre) Şimdi geçireceğiniz sahnede bir arslan kovalıyacak... Aktör—(Korku ile) Beni mi kovalıyacak? Rejisör—Evet, yüz metre kadar... Fazla dağı Anliyor mMuSUBUZ Aktör—Siz onu bana de- ğil, arslana anlatınız! ' Romanyadaki Macarlar e Budapeşte (A.A) — Res- mi tebliğelgöre, Romanyada kalan Macarlar çok fena müsmeleye maruz kalmrkta- dırlar. Romanyadan şimdiye kadar 50 bin Macar mülteci Macaristana gelmiştir naked Vi- yana hakem kararına aykırı olan bu hattı hareketini ay- dınlatmak için yapılan bü tün teşebbüsler Rumen hü- kümetinin teannüdü karşı- akim kalmaktadır. Bu şartlar içinde hükümeti mukabil tetbirler almağ mecbur kalmış ve Ma- caristandaki Rumenleri sür- meğe başlamıştır. ——— un —— Leningradda' Leningrad (A.A) — D.N. . ajansı bildiriyor: Günlerdenberi Leningrad- da çok mühim hava müda- faa tecrübeleri yapıldığı ve bu tecrübelerin dün nihayet bulduğu bildilriliyor. İğ cama Ne. İden Sattım? | iğ yerimden kalktım ve başını tutarak, gözlerine açmağa çalışarak: götürmek ve yatırmak ey, gendinize ge- lin, rahatsızsanız karyolanı- za gidiniz diyordum. Hantar misafir, ; yerinden fırladı, yanıma geldi, gayet yavaş vs nazigâne bir sesle: —“Hanımefendicim,, dedi. — Onun bakınız kımılda- yacak hali var mı ki. Haydi bendeniz zatı âlinize yardım edeyim, beraberce kaldıra- lım, yatağına yatıralım, Teşekkürle teklifini kabul ettim ve ayni zamanda da özürler diliyordum. Ikimiz kollarından ve bâ- caklarından tutarak odaya götürürken, manasını verdirerek bir iki adım sonra ayağı sendeler gibi oldu ve düşmemek için bir elile kalçama yapıştı ve hemen akabinde: “Aman efendim af buyu- yurunuz, biraz başım döndü de,, diye özürler savurmağa başladı. Dişlerimi sıkıyor o ve bu adamın terbiyesizliği ve cür- nereye kadar diye tahammül gösteriyordum “Beis yok beyefendi, size de zahmet oldu., yarı ölü bir halde kocamı sürükliye, sürükliye “yatağına kadar götürdük. Karyolaya yatırırken de ge- ne güya tesadüf bir el çap- kınlığına maruz kaldım. Ar- tık kafam iyiden iyiye giriş- lenmiş ve fena halde sinir- lenmiştim. Derbal çehremi indirdim, salona döndüğümüz zaman herif kanapeye kendini attı ve bana da yanında yer göstererek: Şuraya buyurmazmısı- nız hanımefendi. Diye lâbali bir vaziyet takındı ve benim sinir buhranı geçirdiğime ve ayakta dim dik durmamı urmamı bir maz bir cilve telâkki mik cür'at ve terbiyesizliğini da- ha ileri götürdü. Caketinin yan cebinden çıkardığı bir gp mahfazayı açarak içinden üzeri elmasla işlenmiş bir bilezik çıkardı, ben uzata- rak şu ii mii mi kada ir şey “değilse > Tütfen e hatıra ve mülâkatımızın bir mebdei olarak kabul Obuyu- yurunuz. 3 (Devamı var) Dr. Fahri Işik e Kont Memleket Hastanesi ontken ve sara ai Beyler Sokak 29 No. TELEFON 2547

Bu sayıdan diğer sayfalar: