22 Ekim 1940 Tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 2

22 Ekim 1940 tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAHIFE 3 22 Teri Teşri Ke (Halkın Sesi) ri m m ŞAKA, vin: ŞAKALARINDAN: El RESEN Güzelliği ve kuvveti temin eden gıdalar 5 Güzelliğin ve gençliğin devamını temin edecek gı- daları iken sonra gri ların yenmesi usulü manları da ayrıca dikkate şayandır. Mümkün olduğu kadar sık ve az yemek mü- reccahtır. Güzeller iki övün yemek- te günün bütün gıdalarını alacak yerde bu (o gidaları dört, hattâ beş kısma ayır- salar daha isabet ederler. “e nihayet me ön- mak üze defa Get şeyler ik ale mürecceh olur. Sonr iyi çiğnemek gıdanın büği ezil- mesini, hem de ıslanmasını temin ettiği için hazmı çok kolaylaştırır. Bu, noktadan inci dişlere sahip olm. hem iğız. letafetini, hem de pal yenin umumi sıhhat ve ravetini muhafaza demektir. Güzel kalmak için ispirptolu içkilerden, salçalı haharlı, fazla ekşili yiyecek- lerden de içtinap (şarttır Ispirtolu içkiler ne kadar az olursa olsun bir ( itiyat şeklinde alındığı zaman bir kaç ay zarfında simada bir renksizlik, sarıya yahut kır- mızıya doğru bir renk deği- gikliği meydana getirmek- * Salça, baharlı ve fazla asitli yiyece lerin de mide- orduğu daima tecrübe ir. Güzel kalmanın rı da inkıbazlardan mümkün olduğu kadar ka- çınmaktır. Mide ve barsak- lardaki gıda bakiyelerinin bünyede fazla kalması bir takım : tahammürlere ve te- fessühlere sebep olur (ove barsakları yorar. Zaten seb- ze ve meyve rejimi en fazla bundan dolazı çirkinliğe ve ihtiyarlığa bir mâni sayıl- maktadır. Güzellik gibi neş'e ve şe- taret de hazım ve imtisasın mükemmel olmasına bağlı- dır. O halde güzeller, yallız aynaya deği biraz da midenize bakın Halk Doktoru —Devam edecek— Köylüye tohumluk tevzi > için tahsisat yönder'ildi Bazı vilâyetlerin köylü içia “lüzum gösterdiği tohumluk- “ların mahallerinca temini ve “hemen. köylüye tevzii için Ziraat vekâleti lâzım gelen tahsisatı ve emirleri vilâyet- lere göndermiştir. y gibi | nasıl çıkar ? DE iğ — Diğer şiire geçiyorum. - Dinleyoruz. “Bir gün çıktım şafakla ev- en, Uzun upuzun yolları tut- um Nereye niçin gidiyordum be Eyvah aklımı evde unut- tuml!,, - Nasıl? - Iyi değil. - Vezni kafiyesi var. - Eski tarzda. - Bizim mecmuaya git- ez. - Ama aklını evde unut- ması hoş - Yazık ki vezni ve kafi- esi var. - Vezin ve kafiye ne de- mek? - Sahi ne demek? - Ben biliyorum. övle. rın bece adedi mis- ralarınkine uyarsa kafiyeli olur. - Ya vezin hangisi? - Mısraların sonundaki ke- limelerin birbirine uygun ol- masına da vezin denir! Mu- vazeneden gelir. - Hakikaten öyle bunları nereden öğrendin? - Bizim edebiyat yazıyor. - Hadi şimdi başkasını 6- - Eğer bir şiirde mısrala- iğ kitabı FK - - “Son olarak kendi şiiri- mi okuyorum. Adı: DESEK. ye, dir. “Mersi size küçük geri Çünkü eyilik ettiniz ep Kanatlarınızın altında Yağmur taşıdınız bahçemi- ze Mersi küçük kuşlarım si- zel, - Peki ama bunun neresi e ii Ayol mersiye, mersiden gelmez mi? -Hat. - Bila şiir yok. Nesire- - Yarın . okusak — olmaz mı? - Yarın benim imtihanım La mtihanı? - Ldebiyattan ikmale gire- Soğ al sen e ilani Emeğini ya Milli kişesinden alınız ) - Kalmıştım ya, bildiğim halde haksızlık etmişlerdi. - Ne sormuşlardı? - Eflâtun. - Bilmedin mi? - Bildim. Ne dedin? - Bir renk dedim. yi ya. - İyi ya bilememişim iş- - Değil mi imiş. - Değilmiş! - Tuhaf şey neymiş ya? - Bir filosof şairmiş... - Hiç renkten şair olur mu? - Ne bileyim ben oluyor- muş, hem de büyük bir şair- miş. - Türk mü imiş? - Değil galiba... - Siz duydunuz mu çocuk- r? - Neyi? - Eflâtun adlı bir şuir.. - Böyle bir şair tanımıyo- - Gs > Artık dağılalım! - Yarın ayni saatta gene burada buluşalım. —SON— Ona bakma! milğili İki yahudi bezirgân ara- sında: — At yarişlarina yittin mi? — Yittim... — Oynadim mi? adim. Ama sorma. Hepsini kaybettim.. — Sen mi Üye? vi sin ular be kuzum? Sen k er pokerde kazanirsin. Ya rişta nesin kaybettin?. ri ul maz- kâğit — Pokere ne b: kuzum? Onda sa dört elde bir di dağitirim! —o— Yangın z — Amaw, anneciğim, — Rahatsız etmek mi de- dediniz? Bilakis bize neş'e veriyorsunuz.. kalsa e ya.. Gene aw- — ve Vallâhi kızım.. Ba eni önünde bekliyormuş. buraya geleceğini söyleyince hiç tezeddüt etmeden geldi. Tarifsiz bir mâna ile Ayşe teyzeye bakarak, yaptığım hatayı tamire çalıştım ve şöyle cevap verdim. — Affedersiniz amma, ba- yan, bayan İsmet şakacı ol- duğunuzu bilmeseydi onu bu sözlerinize inandırabilir- diniz. değil — Anneme inanmayım mı? inmeli yanındaki pembe esmer yüzlü, kıvırcık saçlı, narin yapılı genç kır, sustu- ğumu görünce söze karıştı: — Ismet, dedi. Doğrusu bende baydan tarafayım, her halde eN davetsiz gelmemişti Ismetin M9. ikijbayanla da tanışarak, hep birlikte fuarı dolaşmağa başladık. Ismet, Türkân ve Şaziye önde, biz Ayşe teyze ile birlikte arkadan yürüyor- duk. Fuarın iki tarafı ağaçlı, dar bir yolundan oyuncak- ların bulunduğu tarafa yol aldık. Bu nik o kadar amimi m ki beni tanımıyanlar : ün çocu; ğu sanırdı. Netekim böyle sananlar vardı. Işıksız yerlere geldi- ğimiz zaman karşıdan gelen bir grup yeni yetişme önde gidem üç fuar yıldızını göre- rek dayanamıyor ve yoliyle onlara sataşmak istiyordu. Fakat bu küçük sevdalı- lara nedease bir ürkeklik geliyor, bazı bazı şu sözleri işidiyordum: Bir şey re ağa- beyleri var ayip o — Seslenme pie bi- Yazan:A. Fuat Ti (6) SEVDALILARI se vE rinin nişenlisı arkada? geli yor. 2 — Sus baltayı taşa vari ruz. (oArkalarından ele” gençle pd i Gülm için kendi" zor zieibedu Ağabe) oluyor, nişanlı oluyor, işik i mediğim kimbilir daha 7* ler oluyordum Olmadan ölümk ta olmağ* değilmidir ? Ber de bir gün ya ağabey! ç nişanlı, ya falan filân olacs” ğım ümidiyle ken vi bir kuruntu kuruyor ve bul ları muhayyelemde ai dıkça gâh Ismete, gâb Tür kâna ve gâh Şaziyeye bak” yordum.. Me ie güzeldi: Biri bulutsuz. “bir güneşinin büyük fuar havf” zunun suyu üzerinde dr lâtif renklere, diğeri sey! bir alşaımın İe9i bulutlu . zaraya, öteki 4 ise Li hi cenin sulara a mehtabına emi Bu güzellik ve yi” karşısında insan kendini di tuyor, yolunu şaşırıp bir ya diyarına sapmış bir yele” gibi kalıyordu. çiçekler, elekleri sevdiğim şeyler al raberdi. ai O kadar dalmıştıştı” oyuncakların bulunduğu v halle geldiğimizi Ayer vr. zenin sıtma görmemiş - haber vermeseydi, kim”” daha neler düşünecekti”.. — Anna. Vallahi böy” sini de görmedim ayel, sd” ma bakın!.. Koskoca di nasıl iğ ir Kyme p Dr. Fahri iş pe R Rontken ve Ele ep sak yapılır. İkinci m ler 59 29 No. Beyz yanıyorum! Baba — Hanım, bizim kız karşıki oğlana söz atıyor galiba, git şuna bak ne ya- i pıyorl. | Piyango Corakkapu (Polis werkezi Tayyare Sineması Tel. 3646. Biletlerinizi karşısı No, ( SAADET 64 Hasan Tabsin 17— 10 — 940 perşembe günün matinelerden itiba Matimeler: 3 - - 9,15 Cumartesi Pazar 1 de ilâve seans. Ölmez (Mefharet - Şecaat, Türkün Şanlı baka Gururlar Saçan Aziz Şehitleri" * Mukaddes Diyarı ÇANAKKALE GEÇİLEMEZ Türkçe Sözlü Şarkılı Bestekârı: Sadettin Kaynak Dın Gr > Hamaset destanlaril* el Önder Telefon 3497

Bu sayıdan diğer sayfalar: