26 Aralık 1940 Tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 3

26 Aralık 1940 tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” alarm 5 İ Ömer bir aralık komisere )alvararak kendinin hirsiz Olmadığını ve bugünkü va- Riyetini anlatarak: — Komiser amza, vallahi, billahi, ben, hırsız değilim, #wde hasta annem aç yatı- Yor, beni bırakın da eve gi- “deyim, dedi. Komiser sert bir sesle: — Hem hırsızlık yap; bir Aydır Mürtezanın dükkânin- dan et çalan (mahkemeye | Vereceğiz, mahkeme de se- , İNi hapse atacak ve sen de Akıllanarak bir daba hırsız- he yapmıyacaksın. ömereiği ertesi gün mah- kemeye götürdüler. (o Yaşı küçük “ olduğundan üzerine âtılan iftiralar onu, o hapse z Yötürtemedi. an mı © e e-İ, e re ir. ka tw ık as Beraat eden ömer, tanı- dığı bir aşçı dükkânındaki artık yemekleri yiyerek aklı a geldi. Aşçının sebzelerini manav- dan getirdikten sonra, usta daşıma dün akşam başından İğöçenleri anlattı, Iyi bir adam olan ustaba- HN, ömerin hasta (annesine $orba verdi, Bu an ömeri görmeliydi- hiz. Ustanın ayaklarına ka- Panarak sevinçten ağlamıya Çorbayı alır almaz eve rin ve yy EN ken- endin © ©— Akşam anneme et gö- türemedim amma, bugün vna şifa verecek işkembe çorbası götürüyorum. Artık âbnem beni döymez. Sevinç- ten kalbi çarpıyor, gözleri Yaşarıyor. #*» Kulübeye girinceye kadar devam eden ömerciğin s€- vinci kulübeye ( girdikten #onra tamamen aksine dön- dü. — Anne, anne sana İş- çorbası (getirdim. Bunu içince ( iyileşeceksin, diye yatakta yatan annesine doğru ilerledi. Annesi hiç ses vermiyor- du, — Annem uyuyor, uya»- dirayım da seacık şu çor- bayı a ve İran bir kere- <ik olsun Zavallı ömercik annesini Yazan: Niyazi Acun Çorba kâsesi elinden yu- varlandı. Dün geceki soğuk, açlık ve hastalık ömerin annesi- nin gözlerini ebediyyen ka- pamıştı... — SON — des ağ > 105 sene evelki San -Fransisko 1835 senesinde Rişardson isminde bir adamın oturdu- ğu kulübe, San-Fransiskoda bulunan yegâne grnlraa O zamandan a ka- dar 105 sene m 105 içindeki değişikliğin ne ka- dar büyük olduğu insanlara hayret verecek derecededir. öğ Kadınlarımız kirpik boyası- nı kimlerden aldılar? Fiji adasının yarı vahşi ahalisi bir ziyarete gittikleri zaman kirpiklerini Hindistan cevizini yakmakla i et- tikleri bir nevi boyayla bo- yar, bu boya, izde ka- ımttıği gibi birbirlerine de yapıştırmaktadır. Dağ aslanı kediye benzer Puna denilen dağ aslanı kediye pek benzer, Yalnız evlere giremiyen, kucağa alınmıyan ve okşanamıyan cinsten bir kedi, İkinci Minerva mabedi nerededir? M eşhur Minerva mabedi- nin bir ayni de Cuatemalada mevcuddur. Bu bina orada üniversiteye mal edilmiştir. —o— i Pembe ırk nedir ? Bizim beyaz ırk dediğimiz Avrupa ırkına sarı irk men- supları pembe ırk adını ver- mişlerdir. . Dr. Fahri Işık Izmir Memleket yeliz eg ontken mütehassı ontken ve Elektrik Sedaiki yapılır. ( İkinci Beyler Sokal 79 No. TELEFON 2547 MILLI (Malkiın Sesi) 08 7! aveollı ömercik Yalancı 26 Inci Kânun saadet tina Neler Oluyor Iki arkadaş ogünden son- | ra sık sik buluştular. (Ve her bulaşma esnasında Lâ- lenin içindeki huzursuzluk biraz daha büyüyordu, Ne- den?.. gn bütün rahatı -kaç- Sks İlhan her eve ge- lişte onun saadetinden ku- cak kucak alıyor götürüyor- gibiydi. Şimdi arada sırada İlha- nın ona sorduğu şu — Elbet. Bunun için neyi eksikti? nl her şey olmu- yor e hhalde daha ne isti- © gün geçtikçe için- de bu cevapların tatmin edemediği bir his Büyümeğe başladı. Saadetinin çürük bir te- mel üzerine kurulduğunu o da hissediyordu. Birgün bü- tün bu arzularını tatmin e- imkânlar ortadan elinde debilen yok oluverirse ona ne kalacaktı. Hayatın güçlüklerini ki- e dayanarak yenebilecek- r 58 Bütün bunlar (şuurunu kaplayınca onun için rahat huzur yok oldu sinirleniyor, kızıyor, ağlıyor- u. Kendi kendine : — Neden yaşıyorum diye soruyordu? Madem ki kü- çük bir benzerimin tatlı yü- künü omuzlarımda taşıyamı- acağım! < Bai aşama (kudretini veren bütün bayat, memba- ları kurudu. al aklı- | Çabucak Yazan: Nezihe Araz İ O zaman gözlerine zapte- i demiyeceği yaşlar hüc | ediyor. Hayatının bu en bü- i yük mahrumiyeti için ağlı- ordu. i Iki sene evvel nasıl muştu da anne olmaktansa | hayatını teklikeye koymağa | razı olmuştu. j Ah! yaşanan günlere geri i dönebilmek imkânı olsaydı. | Artık onun için yapılacak i hiçbir şey yoktu. | Günlerini mümkün oldu- i gu kadar farkında olmadan | harcamak ve böylece haya- tın sonunu beklemek. İleri | için hiçbir ümit duymadan İ hiçbir hayal beslemeden. | Bu böyle oldu. Çok ıstı- rap veren yarası yavaş ya- vaş ince bir sızı haline in- kilâp etti. Artık Lâle mütevekkil bir i almıştı. Hayata karşı olan açık is- yanları bitmişti. Hattâ bazen bu büyük mahriyetini unuyor, eski ne- şeli, canlı halini alıyordu. Fakat hiçbir kuvvet, ço- cuklu bir anneye ıstırapla bakan gözlerinden mabru- miyet bulutlarını dağıtamı- yordu. — SON — Mukaddes başlılar Yavane yerlilerinin başları mukaddes addedilmektedir. ellerinden gelen bütün “e lıkları yaparlar. ister Gül, Ister Ağla Sevdiği ve sevmediği ne imiş? — Kış günlerinde en çok sevdiğin ve bayıldığın ve en fazla da nefret ettiğin nedir ? m kış mevsiminde en çok sevdiğim spor, a faz- la Tğrendiğim de bazı geceler evde mecburi için kaynanamın vapur pervanesi gibi gır, gır işliyen çenesidir. oturduğum durmadan Pekey sen de söyle bakalım.? — Benim sevdiğim ye nefret ettiğim şeyin ikisi de he- men, hemen birdir. — Biri, kara suratlı kömür, ikincisi de muhtekir kömür- cülerdir. yın ikin de v okuyucum kömürden bu kadar yanan şu ba- line: ister Gül, Ister Ağla Bir limanda 800,000 kilo. metre mesafe safeyi Boston limanını terk etmeden katetmiştir. Çünkü d ş trenleri nakleden bir tren gemisidir. Macaristanda ekmek nasıl taşınır? Macaristanda gayet büyük ekmekler yaparlar. Macar köylü kadınları bu ekmek- lerden aldıkları zaman ancak iki tanesini biri sırtına, di- geri göğüste olmak üzere birbirine iple bağlı olarak taşırlar. —— Gümüş Bozulur mu? Gümüş takımları durduk- ları yerde bozulur. Buna sebeb gümüşün kükürtten müteessir olmasıdır. Havada bulunan pek az miktardaki kükürt dahi, gümüş takım- ların oldukları yerde bozul- malarına sebebiyet verir. 5000 metre irtifaındaki tren hattı En yüksek arazide işliyen tren, Peruda Lima ile Sera arasındadır. Tren orada de- niz seviyesinden 5 bin metre yüksekliğe çikar ki dünya- nın biç bir yerinde bu irti- fada tren hattı mevcut de- ğildir. Taştan yelken olur mu? Taştanda yelken olurmuş. Fakat denizde değil karada, bu yelken Meksikada Gada- lüpta deniz kenarında inşa edilmiştir. Buharlı otomo bilin icadı Buharla müteharrik otomo- bil 1878 senesinde Amedel Balle isminde bir Fransız PIYANGO BILETLERİNİZİ Kişesinden alınız ) Çorakkapı Polis merkezi karşısı No: 861 Hasan Tahsin Önder Telefon 3497 tarafından icad edilmiştir. (SAADET)

Bu sayıdan diğer sayfalar: