16 Aralık 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 9

16 Aralık 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ni... K Ms hak, sevdasında idi, Bunu da yarama Yanko, re üzerine gön - ir: sahrasında çetin bir mu- sonra yenmişti. Mısırın ve yetmiş şeh - in toplıyan Buhtun - im ti Süleymanın bina - Si yaptıracağım,. Diye > u daha geniş, daha güzel ği ilk defa kuranla- bulun aa tarihi ize ami bir memleket lerdi. emmez gözlerini Gi *, açtığı vakit şu cevabı ke körlerin memleketi idiniz. Orası, en rahat, en güzel Ti oğullarınız gürbüz, Mr olacaksınız. Korent berzahinde ii. kâhinlerinin en sonra toplandılar, memleketini aramağa ılar, uzun ve yorucu Stanbul Semtlerinin Tarihi Tefrika No, Mam aa efsanesi Vigas, eliyle Kadıköyünü işa - ret ederek: — İşte.. dedi, orası. Sonra, Sarayburnunu çevreli » yen yeşillikleri göstererek: ; — Yer yüzünün bu kadar gü - zel yerini görmiyerek karşınmı beğenenler, elbetteki “ körlerdir. | Kâhin de bize körlerin memleketi karşısında yer bulacaksınız, de » memiş mi idi? Tarihin bu kaydı gösteriyor ki, Ek İstanbulu ilk defa hakiki olarak kuran Megaralılardır. Bu kuruş, tarihten evvel 658 yıldır. Fakat şüphe götürmez ki, kuruluş ta geniş bir şehir mana - sında değildir. Megaralılarn İs- tanbula gelişleri de bir çok efsa » nelerle doludur. Yunan tarihçilerinden Osebi yos, Fedonyos, Ostatyos, Vabsiki- yos ve daha birçokları Megaralı - larm ve Vizasm İstanbula gelişi - ni muhtelif suretlerde arilatıyor - yar. Fakat hakikat olan şey, Vizasın, Koret hından 1 ve Sarayburnunda yerleş- mesi Nr ralılar, > Sarayburnunda yerleştikleri vakit Vizas'n karısı edalya büyük yararlıklar gös - tetdi, oturdukları yeri surla çe - virtti. Burada şuna da işret etmek ektir ki, Mi lılar Saraybur- bur «| Tene birde (N) nunda yerleştikleri vakit, Kadı - köyünü meskün'bulmauşlardı. Ta- rihler, buralarda “Trakl. duklarını kaydediyor. İSTANBULUN İSMİ NASIL İstanbula fetihten © evvel, Bi- zans, Antonya, Neva Roma, Kos- tantinopolis isimleri verilmişti. Bunlardan Bizans m İs- tanbulu ilk kuran Vizastan geldiği kaydediliyor (B) harfinin Lâtince ilâve edilerek (Bizans) olduğunu iddia eden ta - rihçiler vardır. Antonya ve Kos - tantinopolis, hükümdarların isim- lerine izafeten verilmiştir. Yalnız Neva e Bizans şehri yeni Romaya b rek yeni Roma mânasına gelen bu isim verilmiştir. (Devamı var) Çocuk Terbiyesi Bir çocuk üç ile altr yaşmda ne ise gelecekteki inkişafı ona göre taayyün eder. Mektebe başlamadan evvel yap - dığı oyun senelerinin geçiliş tarzı bü tün hayatına çok tesir eder. Bu yaşlarda Ya yorgun olup olmadığına çok dikkat etmek dı Çok defa çocuk yorgun olur da bu hali yaramazlık ve huysuzluk sanılır, Dinle- bir lisanla söylenilen: “Rica ederim, bu- nu yap!,, sözünü kaşlar çatılarak “Bunu derhal yapacaksın?,, sözünden daha çok itaatli yapar. Neşelerini bozmadan, arındaki tebessümü eksik etme * den terbiye eden analar, babalar itaati daha kolay temin ederler. Bir çocuk ai- lesile samimi münasebette ran 2 yabancılarla da samimi ve İ; geçinmeyi öğrenir. Sebeplerini ve (esaslarını henüz anlayamadığı bir şey çocuktan istenme” melidir. Bir çocuğun haklı bir itirazına lak asmamazlık etmemelidir, fakat e snra itaat edilip edilmediğini lamak için çocukla uzun a mü rm girişilmemelidir. Bir sey vardır ki mu çocuğa bir şey ierik mi, süf çok vardır ki o anda çocuğun rahat ve uslu oturmasını deni etmek için çocuklarıma birtakım gey 3 m > vâdi ederi eek onu ryacaklarını bilirler. Halbuki çocuk aaa — sağlam bir surette kafasma yeri vâdin yerine getirilmediğini sirin da büyüklerin sözlerine inanılmıyacağın dair kendisine bir kanaat gelir ve bu te naat bütün müstakbel terbiye yıllarma çok tesir eder. “Sana artık inanmıy: rum!,, sözü pekçok ç: n işitilmiş olan bir cümledir. Bunu söyle” miyen çocuklar da hiç olmazsa içlerin « den öyle düşünürler. Bu gay: haldir ve bunda çocuğun hiç bir kaba” hati yoktur. Bir çocuk itaatsizliğinin sebebi araşir- rılmadan, cezalandırılmamalıdır. Bu ita“ eur sebepleri ekseriya yorgunluk, emiz hava almamak, sıcak hava, yahut Kileri; bazen meydana çıkmak ü: e e e line un olur; sabiyet bi anin eder, hi tl çıktıktan sonra bu asabiyetin sebebi an- rl. ” Onun icin çocuğun, vücudunda duy- nut- | den bu mesuliyeti Me” (O(Baş tarafı 1 inci sayıfada) Bu seyahat ile yapılması düşü- nülen yaklaşma için en az üç şart vali : 1 — Tunustaki (İtalyanların durumu için anlaşmak. Şüphesiz ki, şimdiki idarde daha on sehe b sonra bir intikal dev- ek, bundan sonra da müş- terek haklara sıra gelecektir. 2 — İtalyan Libyasının cenup smırlarını düzeltmek. Bu işte mü- hmi bir düzeltme yapılacak, an - cak İtalyan sınırın Çat gölüne inebilmesi için sek'z yüz kilomet- relik bir yer alması lâzım gele - cektir. 3 — Fransız Somalısı kıvıla - 7 — KURUN 16 Birin Fransa ile İtalya el Könun 193: rında İatlyan Eritresi sınırlarını düzeltmek için bir anlaşma yapı - lacak, Burada Fransa Obok'un şi- malinde bir kısım toprak bıraka- cak, Cibutiden Adis - Ababaya giden Fransız demiryolundan 1 - talyanların da mali istifadede bu- lunmasına müsaade edilecek, bu- nun için idare heyetinde İtal » yanlar da bulunacaktır. Buna karşı Fransanın istediği, acun barışında İtalyanın da sami- miyetle, inanç verecek bir biçim - de çalışma ( birliğine girmesidir. Bunun için bütün bunları kaplı « yacak bir andlaşma söyleniyor. yapılacağı Tr” (Baş tarafı 1 inci sayıfada) m özeni, halihazırda Ha- beşistan sınırı üzerinde vukua ge- E hâdiseler dolayısiyle Habeşis- tan hükümeti tarafından verilen ei meni edir. baba hükümeti, mesele- pe arş derneği ulusal surette haberdar etmemekle beraber İtal. yanlar » Habeşliler arasında va - kua gelen hâdiseleri sa; uluslar derneği genel kâtibliğin - kurumun bütün üzerine bildirmesini istemektedir. Uluslar arası mehafili, Habe - Londra, 15 (A.A.) — Atlas Okyanosunda bir fırtmaya yaka - lanarak yolunu şaşırmış ve kap - tan köprüsüne gelen bir dalgada süvarisi ile iki zabiti boğulmuş o- lan Victoria Mari adındaki Japon vapuru bir römörkör tarafından 9 “| yedeğe alınmıştır. Yaralı tayfa - lar, Cardifte hastahaneye kaldı - Cenevre, 15 (A.A.) — Uluslar t acı bir | pik duğu bir bir kırıklıktan dolayı itaatsiz - ettiği evvelâ araştırılmalıdır, Şikâ - yet, itaatsizlik hep bundan ileri geliyor- sa çocuk için bir ceza değil, bir doktor hazırlamak icab eder. İtaatsizliğe vücutça bir sebep yoksa, çocuğun neden dolayı itaat etmediği ge- ne araştırılmalıdır. Çocuklar uzun müd- zere | det inatçılıklarında sebat etmezler, an - K “bir daha yap ilg yiğen — seyi itiraf ederler. an evvel ol mak için en Ev dar vi göste - rirler. emek eği ve kendilerine söy“ W İtalyanın salgını şistanın notasmı bir ihtar suretin- de anlamaktadır. Cenevre, 15 (A.A.) — Ado ve Oerobironun İtalyan tayyareleri tarafmdan bombardıman edilme- sini protesto etmek üzere Habe - şistanın Uluslar kurumuna vermiş olduğu nota, n üyesi olan bütün devletlere bildirilecektir. Kurum Genel kâtibliği mesele hakkmda Romaya telgraf çekmiş- tir. beşistanın yeni bir teşeb - büste bulunup bulunmıyacağı bi - linmemekte ise de ilk notanın te- sirlerinin ne olacağını bekliyece » ceği sanılmaktadır. Atlas Okyanosunda kazaya uğrıyan Ingiliz ve Japon gemileri rılacaklardır. X Nevyork, 15 (A.A.) — Kaza- ya uğrıyan Üsfot vapurundan 10 tayfa kayıptır. Kurtarmağa giden Jan Jado Belçika vapuru tayfalarından da iki kişi boğulmuştur. Jan Jado vapurunun flikala - de, yolda devrildiğinden içindekiler soğuk denize dökül - müşlerdi erdir. Jan Jado esini bunlardan salt bir takımı ş iki tay » fa öylece boğulmutur. i alıp götüren ulu dalgalar arasın - da bocalıyan Üsfort vapuru fırtı- naya kapılmış, rastgele yüzmek » tedir. değin em ol- iç hâlâ a kı imla yaşamazsın.. Eğer al, yoksa bu kadar ba- im onu incitmeğe kalk- 1 tal bir adam için ya- ii <a şey yoktur. biri İbirine vuruyordu .. , e. Fırladım .. | Beni sofa- bir şeyler ( olduğunu Timi tutmak istedi. Anne, diye haykırdım. ülüm kalmadı.. Her Yaptım. Fakat onu - amam . PİE. Şerefli birer - 1 lâzım gelen şey ne sa nemin cevabını bekleme- den, alt kata indim.. Odaya ka - pandım... Sinirlerim altüst olmuştu. İçimde nefret, hakaret duygu - ları kaynıyoydu.... na gösterdiğim, şefkat, hür - met hisleri birdenbire çekilip gi - divermişti.. O kadar kırıldım ki artık onun- la yüzyüze gelmek © istemiyorum. aç yıldır onun (rahatı, saadeti, istirahatı için emek verdim., Ken- dimi düşünmedim.. Yaşımın haya- tından beklediği zevklerden ken- dimi uzak tuttum. En nihayet ona candan bir has- ta bakıcı olmayı o kendime vazife bildir. Zevklerimi onun bir güler yü - züne bağladım.. Bu kadar içli ve sıcak bir-sevginin hakaret görece- ğini kim düşünebilir... O kuvvetli sevgi buağır (hakaretle âdeta e yakın bir infial şekli Simdi hatırladrkça tiksinir gibi uyorum.. Karanlık odada, başımı pence- ai kile Le düşünü - .. Kapı aralan yen bir ışık yil. min sesini duydum: — Aysel... Baksana biraz... Başımı kaldırdığım zaman onu karşımda gördüm., Annem elinde lâmba yanımda duruyor.. ei Yüzü bir cıgara kâğıdı Okadar incelmiş ve beyazlaşmış, göğsü srk nefeslerin zorluğu ile hareket ediyor, Elimden tuttu.. aklarma götürdü. — Beni affet Aysel, dedi. Buh - ran, sinir, hastalık.. Bazen ne yap ğ ne söylediğimi bilmiyo - Yarım bir insanım zaten.. Sesi tükeniyor, sönüyor sandım. Boğazıma bir şey tıkanmış gibi konuşamıyorum. nem: — Haydi yukarı çık Aysel. Mâ- nasız şeyler için biribirinizi kırma yın. diyor. Ezilmiş gibi her yanım acıyor. İçimde öyle bir isteksizlik var ki, yaşamaktan bıkmış, hayata küs - a iy ün bu sinir koparıcı çekişme den kulağımda kalan yalnız bir kaç kelime var: — Yarım bir insanım zaten... Düğümlenen kinimi işte bu üç kelime çözdü. Başım önümde kalktım. O tek kolunu benden ayırmıyor. Annemin elinden lâmbayı al- dım. Onu odasına götürdüğüm za- man boş bir yastık gibi yatağa se- riliverdi. Bu hırçınlıklar bu çekişmeler o- nu kimbilir ne kadar yiyor. Görü- yorum ki bütün emeklerime karşı onun siniri, titzliği, kıskanç - lığı hastalığiyle beraber ilerliyor, Bütün gece yüzü alev alev yan - dı. Nefes alışlarmdaki bozukluk o kadar belli ki, göğsü sık sık ha- reketini değiştiriyor. Gözlerimin önünde eriyen ve sönen bu genç adamın gönlüne olsun kuşku dü - şürmemek için ak düşen başımdan her arzuyu söküp attım. Bağ

Bu sayıdan diğer sayfalar: