27 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7

27 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|. Niyazi Ahmed Okan Tetrika No. —42— Zehirli i Taralganın Şifası... d larda da Yazdığ bir kaç defa eri ol al Sımız Jazon hakkında, ne isin bir parça malü - am vak Jason yahut Yasok add, inan hurafelerine karışmış Hazinele, leri 4 m Ne ila bildiği için ej - etil, ürdü. ki eyilebie ge. - e aym buli tebdil hava için , buranın hava- sok gelişmiş, hattâ teh - m hastalıktan kurtul - Pas (Aç e). üni üzeri - Sm, | e havalı yeri zehire Tayyi eğ edine; : ağ yi öl İn den e 3 in e gel - izm ii ie m zaman arâ- ve kaldırımın eri in niz yakalanmış Sm oradan sıvışmak, N Sk orum, hem de bu- den ocağını düşünerek Ara Yrılamıyorun, hi İn, dada lan evvelâ fi İbrahim Bey a rr onun bacak - “a e Pakar he baş - y beni Tarabyadan yıllarda Tarabya kibar halkm ©- turduğu bir semtti. Tarabyadaki İngiliz sefaretane- si 1911 yılmda yandı. Prens Psi- lânti'ye aid iken, üçüncü (Selim tarafından General Sebastiyani - nin sefareti zamanında Fransaya m Ki sefarethane de 1923 gl vrisis di verilen oküçük bir derenin mansabında (kurul muş olan Tarabyaya bir çok do- nanmalar da çıkmıştır. (1352 yı- Imda Venedik donanmasınm reisi bulunan Nikola Pizani, bir yönd fırtma, bir yönden, düşman kuv - vetleri tarafımdan tahrib edildik - ten sonra buraya ç IŞİ, Evliya tari Tarabya için şu satırları yazıyı “Bu kasabanm birinde evelleri lehi deryada bir balık dalyanı o - lup andan gayri bir şey yok i imiş. Selim sani lebi deryada tefe ederken bu saydı mahi mahalli - ne uğrayıp günagün mahiler sayd- ettirip ve bulunan bir rim ser- vi ağaçlarını yesinde zevküsafa ile: ekil buyurdu ri Ba del ol emmi Tarabiye Dalis ba şahanelerine silme bir ii çimenzarı safa bi- na ve inşa olunması için veziria- zam Sokollu Mehmed Paşaya fer- man eder. oBununüzerine ola- sırda bina olunup mamur ol- mustur. o Sonra Muradı Han as- Selmanın çevik ( bir hareketle göre ( biraz daha .nmış, ve güzelliğin son dere- cesine eN Işıkta beyaz gibi örünen sarı saçları mi üzerinde Kii) parlıyor ral kaşları, kirpiklerle ilki iri mavi gözleri gözlerimle karşılaş ti, ee de hafif bir kızarış dal. gala; ld Beye dönerek: — Gözünüz aydın ?.. Dedim.. Ayni sözü Behice (Hanıma da söylerken Selmayı (hafif bir baş işaretiyle selâmladım ve ilâve et- tim: — Hoş geldiniz efendim!.. Bu benim, Selmanm babasiyle ça eyi iki görünüş rında Yeniköyü Rus keferesi bas- tığında işbu Tarabiye kavmi baha- dır olmakla kazak ile cenk- edip kâfire bir danei hardal bile vermemişlerse de küffar bu şehri ateşe yakıp berbad eylemişlerdir. ehu gene imaretine sâyolu - Er, Bir islâm mahalesi bir camii, e mahalle hıristiyan vardır. mezkür dalyanı mahi ia » ve ol servi çimenzarı hâlâ gümrük emini Ali ağanm yalısıdır. Bun - ağ ve Megesi gi daki camii önce tüccardan iri ilâve etti. (1244 - 1828) de Silâh- tan başa yeniledi. ikinci taraf- larnı tamir ettirerek O admdaki bir ozan tarihini söyle » ( Arkası var ) Düzeltm Dünkü sayımzda li “Semt- lerin tarihi,, anar “Yuşa eee hakkmda aldığımız ktubu neşretmiştik. Bu mektu- annesinin önünde ilk söylediğim zdü... Ve eminim ki hiç kimse o- daha evvel bilmiyorlardı. Ar böyle herkesten gizli (o kalmasını başka bir güzellik ve kuvvet veriyordu.. Ondan sonrada hiç kimse miz onunla konuştuğu - mu görmi *»» Bundan Selma ile gizlice ko - nuştuğum anlaşılmasın! O zaman- | larda kadın, kaçak bir mal gibi kafesler, kapılar ve duvarlar ar- kasında saklanır, yabancı gözler- den, hattâ rüzgârdan bile kıska - nlırdı. Mehtaplı gecler yeniden baş - ladı. eskisinden daha coş - kun bir gönülle daha güzel parça- lar çaldım. Çiçekli bahçeler, pen- çerelere tırmanan hanımeli dal - ları, güneş ve sandal gezintileriy - URUN “27 - Fransız ME MİESINE hücum edenler Kurak mevsimde çok zalim olurlarmış.. Yuda arslanı ve Krallar kralı impara- torun tebaası hakkında malümat! Fransız Somalısı hududu üze - rinde cereyan eden hâdiseye dair Cibutiden gelen son malümatı, nsız hükümeti şu tebliğ ile ilin etmiştir: “Son kânunun 17 inci günü öğ- le vakti mutasarrıf Bernar, Aissa- maralılar (tarafından (hücum. uğrayan İssalılardan imdad isti - yen bir telgraf almıştır. Mutasar - rıf aynı gün saat üçte, yanına 16 için hareket etm e heito mevkiinde KR, arası » rada silâh attırmış ise de cevap a- um €- derek, mühimmatı o tükeninceye kadar iki saat çarpışmıştır. Ber - nar kendi yerinde durmakta iken üzerine atılan bıçaklardan on a - ğır yara almış ve bunun neticesi o- larak ölmüştür.,, Hücum edenler kimlerdir? a emer hücum e iyki ii ir psi kabilenin kimler olduğuna dair Jurnal ga- zetesinde zl Ki yazıyı da kı - saltarak alıyı ssama! manlardanberi Habeşistanın şimal çöllerinde gezip dururlar. Bunlar, ye aha uzaklarda, Habeş yağan N İ bulunan garp uçlarında vabhşilerile ri Yada as- lanı İanı ve krallar ix isi ıyan imparator Haile Femme is - men tebasındandırlar, Fakat im - i ve deve olarak ödet - leri almak b za » man ba ları asker yazar, böylece resmi bir asker ii yapılır. Eylülden şubata kadar süren kü- tâbi:yete, ne çizilen hudutlara e - hemmiyet verirler. Sürüleri nere- de kızgın güneşin bıraktığı diken- leri ve içecek suyu bulursa oraya gitmekte hiç bir mahzur görmez - ler. Anlaşılan bu ayın iptidasında, gördükleri halk üzerine hücum et- mişlerdir. Aisas yahud Aisama - ras, bunları biribirinden ayırmak kabil değildir. Hepsinin çehresin - de hemen Avrupalı çizgileri var - ek | dır. Parlak süre bir deri ile örtü- ş lü olan yüzleri uzun ve e ken iklidir. kuvv. anılmı a cak derecededir. Kökmik bir gi gidebilirler, â arel mamalarile şöhret bulmuşlardır. Bunlar son zamanlarda İngilte- re Somalısı hudutlarında da bir hâdise yapmışlardır. Bu da, dün - yanın en sıcak yeri bulunan bu ha- valide (haziran ve temmuzda göl- gede elli kışm otuz beş derece) bazı su kuyuları civarında yaşı - yan çobanlara hücum etmelerin - len çil ; 0 defaki hâdise hakkında Üz mufassal malümat elde düm zımdır. Maamafih haberlerin nok- sanına rağmen bu meselenin de geçende Ual-Ualda olan ve İtal.- yanları askeri harekete mecbur e- den hâdise ile münasebti olduğu tahmin ediliyor. Müstemlikât bakanlığının neş- rettiği tebliğe göre, Fransız Soma- İısr umumi valisi bay dö Koppe tahkikata ge ve hâdise yeri- ne polis kuvvetleri göndermiştir. Evet vali Saten yapmıştır; fa- kat tahkikat heyeti ne zaman dö - EA ve yy ee bir kim- bu gönderen bay Hasan Fehmi Turgal, Kültür bakanlığı kütü; haneler müdürüdür. o Yanlışlıkla önderenin ismi yanına (Gümüşhane saylavı) yazılmıştır. Düzeltiyoruz. le geçen yazı yaşıyorduk. Fakat yünler geçtiği halde Selma ile ke- uuşmak, hattâ karşılaşmak m kün olmuyordu. Yalnız ara sıra Turhan gi yizli yanıma sokuluyor ve fısıldı - ordu: — ri ia erin Eğer d Bey hen imleri Di Di küçük dostumla ona bir kaç söz e İzmirden ayrıldık. tan sonra ben dönünceye (Okadar bekleyib e ni mak istiyord eni hâlâ sevdi - ğine AG Lâkin acaba bek - liyecek miydi? Bunun için eğer bana açıkça söz vermiş olmazsa, onu her an kaybetmek korkusiyle amansız bir kalp ağrısı çekecek - Pek çabuk serpilen ve artık ge- | yoğ. yardım edecek yahud e - debilecek midir iği ö beride mz ekl bir gün kaybe - dersem!.. Bir gün o yabancı kol - larda, yo bir aşkın pençesin- de ka rsi iğ e iğ do - ion Kiz bunaltıy. diğerinin hiç bir güzelik ve değe- ri kal Kemanımı Selma için, Selmayı kemanım için seviyordum. Hi birini diğerine feda Eğer bunlardan birini diğerine fe- da etmek lâzım gelirse, işte bu benim için ölümden daha zor ola» (Arkası var), edemezdim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: