28 Şubat 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 12

28 Şubat 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ per # EĞLENCE Binin Yarısı Beşyüz ! Sadık, borcuna sadık bir adam | dır. Kendisi, büyükçe bir ticaret | evinin başı ni bulunuyor. Bü - yük işler çeviriyor. Bu itibarla, | alacaklarile vereceklerinin mik - darı, hemen daima kabarık ye - künlar tutar! Borcuna sadık bir adam olan Sadıkın işleri, son da pek iyi gitmiyor. Player iie larını bir an evv: suna rağmen, arzusunu günü gü” nüne > rine getirmekte güçlük çekiyo; Bundan bir hafta evvel yekünu k im - bulabiliyordu. Binin ya - rısı beş yüz! Bin liranın alacaklısı, Hayim isminde bir yahudi!... Para sa - yarken elleri ibi bir adam!. imri mi cimri uz mu huy - suz!.. Borcun vadesi | hülüt edin - mak ce, ğını ister, Lâm, cim dinlemez. Bir se ne, bir ay, bir hafta, bir gün şöy | bir yaşındaki oğlu Cevdet, , yahu diye bir zarf içinde 1 götürdü. Zarfı açan Hayim, el leri Hiziyereki parayı sayarken, | sori — Nasil oldu bu boyle?.. Hiç | bukadar çok para senin yibi u - | fak çocukla yonderilir mi?. Ba- ban aklını mı oynatti yoksa Böyle diyen Hayim, birdenbi- re Me dı: Aman, bu para eksik!.. nin yarısı ie var kii Yoksa kaptırdın mı yarısını yan kesiciye?.. Yahud da düşürmüş olmayasın? Soyle bakalum! Ne- di; dir bu boyle? Küçük Cevdet, Sadıkın onbir | yaşındaki çocuğu, kendisine ba - bası tarafından ezberletilen ve pekde hoşuna giden şu sözle tırdım, ne de dü | | Gript.. siz bir Mi benziyen hatsızlığın, tam dığı yer kalmı; Grip mevsiminde ! bii olmıyan bir şe; i dükkânlarından birinde i iki kişinin konu yor! — Grip, hafifçe Mn Salon kadını, misafirlerine kok teyl ikram ediyor. Bu sırada şöyle! gı. ie âi rum bir isim bulabilir misiniz. Kokteyli içenle ee üzere olanın hallerini resimde görüyorsu - nuz. İçen erkeğin kadına verdiği cevab şudur: — “Borciyanın zehri,, , buna en uygun isim olsa gerek! | | epyeni terede yapdığım bir kokteyldir. Şu icadıma iri | » Bilakis. l ğund Bukadarı Da Fazla! seleri evine alamazdı. Sözüne | seydin! inandığı eş, dost tavsiyesile kar - Evin kadını, hizmetçi arıyor - du. Nihayet bir tane buldu. Bu b , şısıma si u kimbilir ee İ e gripe müpteli -le dursun; 'bir saat bile mühlet İşte böyle nikel taşındı. Şim - dilik — yüz lirayı alıp yy a sonradan alması hususu yahudiyi nasıl ikna edebileceği - ni-bir türlü kestiremedi. Para a- | lıp vermek hususunda ondan a- dam akıllı gözü Yılmıştı! Derken, başının içinde bir > şek çaktı. Bu cimri alacaklın çocuğu olmadığı için, rast “ - duygusile kapıldı. Hele Sadikm' çocuğunu öz sever, hattâ bütün cimriliği- rağmen, ona ufaktefek hedi - an vermeği göze aldırırdı! Yarım saat sonra, Sadıkın on Çocuğa Küre :3 Bedri, mektepten hoşi bir çocuktur. Kaç Cl ai. - ği halde, oraya bir türlü ısınama mıştır. Mahalle arasında sabah - tan akşama kadar zıpzıp oyna - mak varken, neden aklının bir türlü ermediği şeylerle uğraştı - rılsın ve aklı ermediği için azar işitsin? O, derslere olduğu gibi bunun hikmetine de akıl erdire miyordu! Bir gün dersini hiç mi hiç bil - bei e adamakıllı azarlan- m mektepten eve dö ner cla babasına sordu a, bize mektepte ders okutanlar para alırlar mı — Elbette alırlar!.. Besbedava ders okutacak değiller ya! Mu - allimlerin de aylıkları vardır! Çocuğun buna da aklı erme - di. Babasmın bu izahını, şu söz - lerle karşıladı: — Olur şey değil!. Halbuki, a- sıl zahmeti biz çektiğimiz halde, bu yüzden cebimize on para bi- le girmiyor. Hem üstelik para ve KATLA Fon şirketine bir hayli borcu birikmiş olan yazihane sahibi, Tele; karşısında şirket nuşur gibi yapıyor —Ö dereceksiniz? Pek âlâ! öre bu e eve va lanmak ben MOerTİRran görünce, hemen telefona el atarak, ka- Dini gelm: ki sr Na rm Senden ö * | | dünç para mı iste Evin bi bu söze şaşıb kal. | le mi?. lemek bir haftaya kadar bana beş yüz lirayı gön-| gı, | — Yok, canım! iz ak — Aa, .. Neden sine!.. Ben, ondan istedim de! Gelen memurlardan biri, gülü ümsüyor: — gi laşilan #6ini? Kadın, güldü: inkü, — Nasıl konuşabi e m Biz, telleri sabahleyin beee * ybmülarik yerini de benim doli Şimdi de aleti almağa geldik bir taneyi buluncıya kadar hayli duğundaB? ol çekmişti. Çünkü, titiz bir © hizmetçiyi, gözü tutmuş, rahat | bahsaçmasının sebebi de bu iş“ kadındı. Öyle olur olmaz kim - | bir nefes almı , şişeyi cebinde geZ Yaşı çi çi biz Per - direcek bede tutkundur da! İ dın ii; MER ems nl öyledi: AN Hiç Şaşma — İnşallah, (o biribirimizden memnun kalırız. Benim evimde çocuk, kedi filân.yoktur. Evde bir ben varım, bir de sen olacak .. parayı ne sın! u: RR ARI sözler üzerine, hizmetçi ka hen gitti! dın, e ele Evin kadını bu duruksayışın farkına varıp, sor - a: — Söyliyeceğin bir şey var ga liba? Hizmetçi kadın, başını salla - dı: sın: dir kendisine Sizin şu Biri e) parası'kalmamış! durmam lâzımgelecek! misafir gibi, henüz kapı kapı de laşıyor. Neredeyse, girip çıkma * yacak! yer en çok bundan bahsedilmesi, 18 y değil, Birka€ vvel, Beyoğlundaki pastaci otural a mevzuu da me Aralarında şöyle konuşu” wlasdıs. , bazı kimseleri şöyle geçiyor. kimseleri de, sıkı sıkıya, hararet | le sarıp bırakıyor. Fakat, bu af bir müstesnasını tanıyo * — Yani, gripe hiç tatili mı? . Her gün an e konyağın karşı ai yerine geçtiğim s7 unu biliyor. Zaten beril ol 7 Yakub, karısına şöyle diyor * — Şu bizim Faik, eline geçiri yapıyor, bilmem n haline bir türlü aku erdir€ i haline, canım?. : kırdıyı hep böyle eksik söyler * in! gi haline olacak? bir haylı pari sinen biliyorum. Halbuki vj n cebinde biraz ufak poe dai halde onun halinde akıl erdiremiyecek bir şey yok! j iii Baz! ba “| Ni Lax Di i | riyoruz! Yakın Ve Uzak? İki arkadaş, sokakta karşılaş- tılar ve aralarında şöyle bir ko - nuşma geçti: — Dün gece seni tiyatroda gör düm. Fakat, yalnız olmadığın i- çin, rahatsız etmek istemedim! — Gelseydin keşke! Yanımda ki yabancı değildi. Uzak akra - bamdan birisi! Öteki, bu söz üzerine, içini çekti: — Ne mutlu sana!.. Uzaktan akraba olduğun kimseler kile ya kınında dolaşıyor. Halbuki ya - kın akrabalarım bile benim ya - nımdan uzakta durmağı tercih e- diyorlar. ! beb?. «—— Bilmiyormuş gibi soruyor - sun. Ben senin vaziyetinde mi - yim ya?. — Anlamadım ! — Canım, günün birinde bir vasiyetname hazırlatacak olsam, kime ne bırakabilirim?!. Yaşlıca karı, koca, barda yemek yemeğe gelmişler. Köca, darisöz Kanlardam göz ayıramıyor. Tar bu Mp karısı, listede yazılı yemekleri murad ederek, şöyle” diyor — Şunlardan birisini seç bakalım! Kızlardan göz ayıramıyan koca, dalgın bir tavırla, şöyle in pr: — Senin yanında mı?.. Bu ike bir şey!

Bu sayıdan diğer sayfalar: