17 Mart 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 13

17 Mart 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teknikte yenilikler Elektronik mikros- kop ve teleskoplar eee Dü. a mehi Mağa namzet, ia ihtiralar do - | Yi ğarken, halk ekseri farkında olmaz. ki dünyanın dört kö: Şok lâboratuvarlarda, bir yı beri işlemekte olan erkal ie bir âletin mevcudiyetini bile duyma Mış olanlar pek ktur. kendine gerçekten bir varlık ik dee . iya bunların hiç Bunun içindir Arak let duygusunu verir, Bununla ie o, sonsuzluk - Yarı görmekte kendisine yardım eki La Ve la ba nisbetinde a sez icik ecsam oldu; Yı'lardan beri bül mleketler- de çok sıkı ve EE ark gem sebep bl elişleri itibariyle e da'galara mensuptur. Işıklı dalgalar gibi elktronlar de kırıl « makta, çoğalmakta ve bir araya dır. İşte bundn dolyr, âlimlerden bir kaçına birden bir fikir doğdu: Bu elektrik atomlarını gözlerin hizme kmak mümkün r etmesi için Adem oğ'unun şimdi - | tine sol ? Bu ye kadar yaratmış olduğu ik amaç, hayranlığa değer Eu : €n keskinidir. akıl ve hayale getirilemiyecek ka- dar küçük zerreler âlemine gir - mekte olan Adem oğlunun ipi aydınlatacak bu sihirli fen vecesinde kudretlisi hiç işidilme . mişti, © : Dünkü ve bugünkü Mrym ri kabiliyet hu - milimetre - ebadı bu söylediğimiz rakamı dan aşağıya olan şeyleri ir mek yasaktır, , Niçin?. Çünkü ışıklı o dalgalar et zaviyesinin üstüne sıçrar - lar; ışıklı dalgalardan daha küçük ve böylece vi ei kont- to'ünden kaç Bununla b çoktanberidir halledilmesi imkân dahilinde sa * yılmayan bu zorluk (o Avusturya bi'gin Zsigmon''un icadı sayes'n - de bir tarafa atılmış ve görme âlet ler'nin kabiliyeti fevkalâde geniş - letilmiştir. ensibi Kris- Bunun pr: tof Kolombun yumurtası kadar ba- sittir, En hürdebini nesne bile Ultra - e ere Mekted > ki bunun dalgaları, görü- nür, ışık dalgalarından çok daha kısadır. Şualar cüzü lâ yetecezza deni - sân len nesnelerin resimini in: zünlen çok daha hassas olan bir fotoğraf plâkı üzerine tecessüm et irmektedir. Bu yeni mikroskop sür mikrop ( tanecikleri ve mikroskopla görülebilen ecsamda Yirmi hattâ otuz defa daha küçük | © zerreler, Âdem oğlunun gözüne &ö ünmektedir. Yarının ğe Fakat işte elktronik - os * kop A Adam oğluna, le uzviyet nm en derinlerine (o hattâ örter bile inmesine yol aç * aşır. kıran, elektronik milan icad edildiği gün gerçekleşti. E- lektronik mikroskobun miki ağ) ga'ar kullanan mikroskoba üstün- lüğü, birincisinin istimal 1 ettiği elektron dalga" rd ışık dalgala- rından 200.000 daha kısa olmasından ileri gelmektedir. İş- ig arzedec iie ir. n n hayet esraımı teslim e - lüğü de neden kontrola m . lım?. Elektronik mikrosko' dı, bilginlere tabiatiyle elektronik Meri fikrini de ilham etti. Bü- yük fizikçi H. ux bu âletin v m teferrüatma gen lar taslağını yaptı. Projesi asi beratı alındı ve e bizzat kâşif tarafından yapı'an bir model şim di işletilmektedir. verecek değiliz» nı söyliyelim ki Henriotaux'un ta- ensiplere gö- alanımda mamizle yel ii pr Jandali elan yi Lippersyhn'nin hâdiselerine inkılâp Elektronik tesi le çok pisi >. atide tarassut i | zlar ilk ka *İ oldu. Bu satıcılık şimdi bu devre » i | lerde tane ile pisküvi satışı bunun Şehirde g gezintiler” İstanbulda yeni tip bir seyyar satıcı çıktı Bu devirde “75 tanesi beş kuruşa, ne satılabilir, biliyor musunuz ? uldayeni bir tip seyyar Sokı satıcılar türedi. ak başların » da yer alan, kahvelere, meyhane - lere, sık, sık uğrayan bu se; satıcılar birden çağadı, taştı.. Çat, çat... Bir ses, — On beş badem be kuruş... — On beş tane bir çeyrek... zlı, hızlı işlerine gidenle, öğle yemeğinde lokani aa çi- arım, Omektep talebelerinin, saydırdıklarını her gün götüyo - rum., Piyasaya çıkışlarının pek yeni olduğunu yazdığım bu seyyar satı zamanlard idi. Ellerinde ağzı A em satici « lar ve hem alıcılar tarafından bü- — bir rağbele mazhar olunca gösterdi. ahi yemek kaşıkları kalktı, yerlerini kavanozlardan (badem çıkarmağa mahsus hususi şekilde yaptırılmış kürekçikler aldı. hususi kapaklar avanozlara yaptırıldı. Avuca saymı yerine, enkli ince kâğıtlara sayamk kaim de.. .Belki kısa bir zamanda daha ziyade İmer si eder. Seyy: dem yi yerden yl mantar fışkırır gibi ortaya çıkmaları benim gibi sizin de merakımızı mucip (o olmuştur, zannederim. İşportalarda her nevi eşya sa - tışı, dört ayaklı tahatlar üzerinde kuru ve yaş meyva satışı, teneke - kadar merakımı çekmi Ankara ceddesinin bir köşesin- de gelip geçenleri kendisine bak- tıran seyyar bademcinin resmini aldırdıktan sonra kendisiyle ko - nuştum zen anlattı: emişti. talânli gra Çi 1 vw kurulan teleskop emr ze ttırmamayı merdan pl lerim 5000 defa sıkı Pei tte taki bi feleri ancak kırkta | be başladılar la başlarında ii nisbetine indirmektedir. Şimdi yol'arı işğal ettiği söylenen bu e dünyanı sonsuzluğun içini de nevi satıcıların ellerinden işporta- ear ünmez sanılan ölem » | ları alındı, kırıldı, hattâ denize a- m tıldı. Bu arada benim ii leri ii gözler hediye edil di m e Wiener Journal, den: Ml Salam ke mi mİ, Hilâliahmere yardım Borçdur denizi boyladı.. Kaldım işsiz.. kii in bir kuruşa sattığını gör - —— ru, bu aş para çıkarıyor musun bari dedi Güldü — Eh, Allah bin ke ver - dö ri İN Bi. seyyar bum üni — — Gözünü seveyim Mişon, de- dim. İşsiz kaldım. Ben de çoluk, çocuk geçndiriyorum.. Akıl öğret ben de kazanayım!.. Mişon insanflı bir satıcıdır. Bir aralık birlikte ucundan tuttuğum işporta ile İstanbul sokakları- nı hayli aşındırmıştık., — Bak dedi, kimseye söylemi- yeceksin.. Tahtakaleye git, kav - rulmuş bir kilo badem al.. Kava » noza koy, çık meydanal lari... Mişonun dediğini yaptım.. Al dım bir kilo badem, gittim eve. Yaydım yere, bir gazete, eki döktüğüm bademleri teker saydım.. Bir de on beşerden Neri ettim. Verdiğim paraya göre hayli dem şördiki, Mahalle bak- | kalından yirmi beş kuruşa bir bişi vanoz alıp içine kaşığı çıktım piyasaya... İlk e yüzde elli kâr vardı.. Fakat şimdi yüzde on beşe kadar nidi.. Seyyar satıcılık modaya Bak bir kadının başında gördüğünüz yeni model Me Görmek on beş gün yek kadının ba a görürseniz seyyar satıcı « lar ön böyledir.. Şimdi her köş başında benim mler beni Evvelki gün Lie yemek yiyordum.. Bir ara se; badem pist biri i içeri girdi.. Yanım - i masala oturan gençler ye - meklerini bitirmişler, cigaralarını ay Bademciyi çağırdı - lar — Ver bakalım, on beşer tane, erliler. Bademei hemen atıldı: ne vereceğim, rüştü içtimaisi ile menni ederim. , sin, Balattan, Şişhane karakoluna taşmlım., Cevabmı anl Anla- dam bu iş azançlı bir iştiz ayyy yy vel dü mı — On beş tane değil, on üç at — Nedei Gümü bugünkü bademler. daha iri! — Eh, « ver öyle ise... demci masanı e birer rankli kâğıt TR Hu el kü- reğini kavanoza daldırdı.. Beşer, beşer bademleri saydı.. veziri arı aldı. Bademler hakiki ye em erden birinin iştibası — Ver e beş tane dedi... Ss ri , on sazla 5 yirmi üç, Otuz ii kek bip, Diye biadeknieri sayıyordu. AL olsun diye, hani dini ikti Cevabını verdi.. Saymaya de» vam ediyordu. Gözlerini kâğıt üez- rine konan bademleri saymaktan ayırmayan diğer biri bir aralık a- tıldız bak, arada bir sektiriyorsun! Doğru (sa rk beşten sonra altmış beş değil, elli beş gelir.. Açık göz satıcı — Ha si ea yanl .! - dim.. Dedi.. bitti. Çeyreği aldı.. Çıktı, m) » » en akşam birahanelerden birine gene böyle bir bademci gir- di orta yaşlı bir adamdı.. Bir kaç masada, içlerinden doğranmış küçük ekmek parçaları ufak tabaklara, yüz, yüz ellişer badem t. Göz uciyle baktım .. eri hatırlamıyacak derecede | kâğıtlara biraları yazdıkları gibi. gö'geleriyle Dm sayılıyordu Bademci sa! bir şekilde yanrlıyordu. çift mi oynu bir dakika ya sürdü, ya sürmedi.. Kıranta zatın önün - deki tabak bademle doldu.. Bu o- ; yun daha sürecekti amma garso - mun gelmesi işi bozi bademci kle gele yi A GİR A e Bir vecize — Hilâliahmer aza adedinin milletin mütenasib bir de- receye varmasını ve bülün bir milletin bu tenasübü temin etmesini temin et- K. ATATÜRK

Bu sayıdan diğer sayfalar: