1 Ağustos 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

1 Ağustos 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PERİ an ME <> Ma Sk BU Sera? 2. eri Kıskançlık 31 Temmuz tarihli sayılarımız- (Baştarafı 26, 27, 28, 29, 30 ve dadır. Arslan karganın bu fikrini çok beğendi. Hemen adamlarına e- mir vererek deveyi huzuruna ge- Her şeyden önce şöyle de- — Ey benim sadık nedimim; öyle sanırım ki seni ne kadar takdir ettiğimi sen kendin de bi- lirsin. Senin her sözün, her hare- bein benim makbulümdür. Şim- di sana bazı şeyler soracağım Suallerime karşı hakikati oldu - ğu gibi söylemelisin. Her hangi değişiklik vardır. Bunun sebebi- ni anlamak benim için bir vazi- fedir. Senin içinde gizli bir dert, bir düşünce mi vardır? Bunu ba- na açıkça söyliyeceksin.,, Arslanın bu suali deveyi gelecek her hangi bir mesuliyet disinömit olacaktı. u vaziyete göre icabında ken- evvelce cihe- “ini tercih etti ve dedi ki: — Efendimiz, bu dünyada za- man ile her şey değişiyor. Bügün den e ne olacağını keşfet- mek mümkün olmuyor. Bugünün velakin ve rahatına gönül bağ- kulunuz arslan efendimizin gadabına uğ- Kadıköyü'nün Romanı! rar mıyım diye snliille düşü- yorum. Korkuyorum. İşte bu türlü isis benim vücudumu takatten düşürdü: Bu hal cezayi mucip bir suç bie ol- d sa bu vehi mi nim dinde ei Devenin bu sözleri karganın Bire Kaka teyit etmişti. Devenin içinde bir şüphe kurdu bulunduğu böylece anlaşılmışdı. Fakat bu şüphe nereden ve niçin gelmişti? Simdi tahkiki lâzım ge- len nokta burası idi. Onun için arslan pla sordu: — Bu düşünceler sakat- tır. mi vi beraber bunlardan dolayı seni müahaze edecek de- ğilim. Yalnız anlamak istiyorum: u sakat düşünceler sana nere - den gelmiştir? Benim tarafım dan sana e bar selebileni - - ğini göster bir muamelemi bugünkü en- dişeli halin neden ileri geldi? Bunları bana mutlaka söylemeli- kere bu şeyleri ifşa etmiyeceğine olduğu için kat'i olarak süküt etmeğe karar ver- i ie dair söz vermiş at bu sırada ayı da iii laima kirişte olarak Arslanın yanina girip ol aleyhine çevirmek için ileri geri ina söyledikten sonra netice - olacağını anlamak istiyor- ki Yağa olan ostunun bu a kendine yar- alleri ve devenin bu suallere ver- diği cevapları dinliyen bu dostu vakit kaybetmeksizin hemen ayı ya yetiştirdi. a bu haberden kendisi için | h in büyümekte olduğu ne- ras el kirma Bunun üzeri- ETİ Re Yazan: Kadircan Kaflı Marsello gemicilikten usanmış: “Biz Türklerle be çikamayiz. Bir ir gün yakalar ve kide bağlarlar,, diy. Amiral ma; örün : Karti Elbet. a ha göni var mı orada? Kara Kartal y bigi bu söze im verdi. im o, talın yanacağına bir e ye kan da onun için ie - denbire böyle sormuştu. Aldığı cevap üzerine de nefere hak vermişti. — Acaba ateşi söndüremezler mi? — Kabil değil.. Ateş epeyce sarmış” — Loredano ile arkadaşı dönmüyor- lar mı? — Göremedim: — ele Marsello, nöbetçinin Tdi di- ğer SR adı idi. Lazaro Şaşır Şimdi ne sisli) verecekti. Amiral onun gözlerinin içine ba - kıyordu amma, geminin güvertesi pek ka ve askerin geçirdiği heye - can, sezilmiyordu. kendin toparladı. şmda duran kâhya- beş altın ver! Beş al- im de) Marolya verirsin. İşlerini i- yi yaptılar. Ona e ronun yüreğinde sahi den bir yer sızladı. Demek ki herhan- yapma - | buna hep Mail b e vi pi söyli- yemez dl Bölem: 72 kuşanmış ve önünde va kanl yol ğin sapi? çılmı n bir zn sonra hare - ket pi Sirkecide Mihriban hanım, Nimet mişti. Bedriyeye o hengâmede hava- dis yetiştirdi: Ken oluyordu, Mükeri rve kons: fabfikası açmak e İzmire miş Baha keza İzmire a! gitmişti. Mİ İl adi ie uzu ele güzel e ha - nin li ayrıldıktan sonra! Za- n bu mevsimde köy pek hazinleşir. Allah razı olsun işte yl siye Mile var ecele- TUZ, ping - pong eni ü e dedikodusu yapıyoruz. Bir var, Başka bir eğlence yok. Hava vıcık mı vi - erk! rey yerin dibine bat! Necdet —Evet, Mr eki ye İş eğe vardı. Yazan: Safiye Erol Kırmızı podüsüet kaplı bir kitap. Bed- riye telâşla, kitabın ne olduğuna ba- kamadı. Yatiii Z iç kapakta RL elyazısıyle bir cümle okudu. Bi andan bir âyetti “Hür olmak e seniz cin evvel ölünüz.,, n Hanım teessüründen ti- nemi De gelene çatıyordu. Cafer hanı teskine uğraşıyordu. Nimet yz Eş yordu. Son defa el- ler sıkıldı, puseler verildi, Simdi Or- hanın zoraki şakaları, Mihriban Ha- nımın vedaları nasihatleri arasında yrıldılar, rün riye, lll Kk at bu kadar korkunç bu kadar lamazdı. Hakiki ölüm tek bir lâhza- ir, sonra ebedi huzur başlar. , Fakat bis Kensnin deruhte et- yol, sayısız ölümlerden mürek- en uzun Yeri a ce silsilesi olacak- tı. Yedikulede pencereden baktı, De- ne o da derhal yerinden kalka ni ze arslanın yanma gi, giyeyim #nünderi nı me şaşırm bir Ne görünce belki esrarını ifşa eder diye korktu, daha evvel deveyi arslanın gözünden düşürmek için onun aleyhinde ağzına geleni söy- lemeğe — Ey ahmak adı: deve, dedi, şimdi arslan efendimizin huzu- runda böyle düşi işünüyorsun, öyle sen ü Pa düşünmek değil, söylemek- tir, Fakat senin gibi veli nime- tine hiyanet eden bir mahlüktan hakikati söylemek cesareti : bek- lenebilir mi? (Arkası var) nizin iye yi Kadıköy görünüyordu. O semt. artık söylenecek bir şey de kalm: ev, li hazinelerinin dibi aşındı. Artık ömrü, büyük perhizler, il als! büyük disiplinlere göre a. yar edilecek ve o suretle işliyecekti, 193 Necdet bir en ipi tuttu, ydu yı ye bil İmei m Çak çalışacaksın, Hiç ellisi Yavaş basacaksın. Beni arayan olur- ilim. ce ur eleri demir kepenkliy. di. Perdeleri m sıkı örtülü durur- rafında kendi nefesi bir de saatin Gl vardı. Arka- daşları İnler Okuduğu yerleri bazan çizer, bazan bir derkenar ya- Gönlüne bir ış an ölüp e ecekti. elm ğın, öksüzlüğün derecesini anlayn kitaplarla hashühal ediyor, rimel Yale yor. iy» dökülmek için ya- zaman amiral Ar: rmenyo ona müj“ olarak para vermez, şuracıkta, bir ve m kafasmı kestirirdi- — Sey. Diye ka eledi, Bir yalan uydura - mıyordu. Amiral merakla sordu: Ne var ld amin el lr nefes aldı ve an- Gi sello gemicilikten usanmış. e ie birini za Ri altı sapma de ş, yangını bi redi ali ene dönebilirdi. rada, ne büyük yi sevinç vi yecanl karel nacaktı rdeşi m öcünü ü aldığı i i kadar seviniyordu ki.. kendinden miş gibiydi. Artık bu yerlerde işi kalman Yelkeni açacak, büyük müjdeyi, e “Biz ii rle başa çıkamayız. Bir| tiği her Venedik ve hiristiyan li gün yakalanacağız ve küreğe bağla-| mına yayarak dönecekti. nacağız.. Her nasılsa aklıma esmişti Yal redano ile Armand de amitalin yanma er yazılmış -| bekliyece tım, fakat çı iğ n pişman oldum. Fır- Fakat hâla görünmediler, sat bu tt Benim Ti Sa noyada ie Ge masalar iyi olurdu. ım var. Alışveriş yapıyor. Ora; O sırada yanmda duran zabit) gideriz. Bizi gemilerden. birine bla: den ği oun yüzüne baktı ve H dirir ve dedi. ğ Ben istemedim. Fakat o. yeri gösterdi: Ba mii — dini lacak rn Lökad an PAyOE KENRNN İşte, Loredano ar Korfu ile Navarin rkadaşı orada ind Madava uğrayan gemiler oraya ia Amiral oraya baktı ve sandalı ş rardı. Yüksek bir kayalığın üstünde dü. zorlu bir kalesi, iyi bir çarşısı vardı.) —Kactanesandal var orada?. Yı Buraları henüz Venediklilerin elle- i inde bulunuyorlu ve Yene eşya - Türkler onları kovalıyorlar.. sının M salya kıt'alarına ya- sık, Kurtulama: Ve rak sam gidei — Cehenneme kada. Amiral homurdandı. dü: — Hain Marsellonun bahşışını da yiğit Lazaraya ver!, Lazaronun yüzünde büyük bir se- vinç malin Parayı aldı ve yerlere kadar eği- lerek ameli selâmladı. Amir: ee kalktı: —Fil ağ Yangını gözüm- le ik de Şirk ela indirildi, Kâhyaya dön-| Zabitin sözleri doğru yetiştiler, İki sandal çarpı Kılıç parıltıları belli belirsiz g rünüyordu. ipe lar biribirine : e köpüklenmeler oldu. yl kısa sürdü. biri devrilmişti. irkler, Venediklilerden birini kı kıvrak yakalamışlardı. Diğerlerile hâlâ dövüsüverinrdi. mişti. Şimdi sems kle e onların yardımları, dığma cıyordu. Fakat zate, on iki baskı cmın Aönebileceklerini pek ummam tr. (Arkası var) miral sekiz çifte erim çek” tiği yeriz ii kıyıya doğru u- a ei Tepeye çıktığı zama n Hal - g Ey lülde TE K hepiniz davetlisini: varı lâl cumartesi Taksim eli i lik 1 bime bir sevinçle, geniş| at 16 da başlıyacaktır. bir nefes aldı. Yumruğunun birini ——— il ihtisaslar kâğıtlar arasında işten geçmişti. ne ek için, yaşadığı vi ri olmak lazımdı. Şimdi Ki di e Sevmek e ol ise tek bir kadın uğruni Mn tsiz yollarda ire edil. miş tüket! Necdet görenler, o görenler, onda bü; iklik keşfede- özlü, kı- güler yüzlü gençti 0. mezlerdi. Gene li hi vırcık saçlı, Halbüki derin bakanlar, bu çocuk yü- inün ne derece değiştiğini anlar. edinmi: zül e lardı. Necdet, a bir bakı, ti. Uzun, ir bakış. Burnunun narından çenesine doğru iki ince, gölgeli ve am Di eni si kı sıkı duruyordu. bele Diler bar Bye sim di ona, bir şarkı söyle! 6 Necdet, di en ye rt kiti al ısında kalmı racaktı. Man- dolin alak kl rmak?! Hey gidi günler! O günler geçeli üç yüz sene kadar olmuştu galiba, Genç bizim mesleğinde e muharrir oldu. Hattâ bir defasında, çalıştığı gazete- © ia amman sahibi Fahri Bey vasıta oldu, Ni data ii bir dei teklif etti. dınlar ni harikulâde bir Kadınlar burada, namiitenahi İ ii olduğunu çabuk keşfettiler. yl yle tuzaklar kurdular, tığı şey gösterdikleri teslimiyet oldu. Onl öyle meyvalardı ki Necdet daha eli kaldırırken sapır sapir dökülüyorl dı. Ve artık b e | mk Her biri ona, rikkat verebi bir tevazula: Mi sana lâyık € Elim, li Nec du. O, bir tanesin bir a ü işin her ik fedaya sında genç ve by bir İzi i niŞtı, CArkast. var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: