14 Aralık 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

14 Aralık 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" HÜNLER | BAR RMEREEEEREEEREREREEREEEE ERER Bölem - 29 BERE Artık çadırlar toplanmış arabalara yüklenmişti Acaba şimdi garba doğru dön müş olan bu Hünlerin önlerine ne ler çıkacaktı? Bunlar istikbalde ne gibi meçhül memleketlerde ne gibi vx maceralarla karşıla eler Çin Hakanlarının saray larında İran ve Roma devletleri nin sefirleri ile zaman zaman kar ışlardı. Bunları hayâl me yal hatırlıyorlardı. Bu sefirlerin memleketlerinin zenginliğini, ça - yırlarının nihayetsiz derecede çok ala mea ve hububat larının bol u kulaktan işit - mişlerdi. Şimdi artık çadırlar toplanmış, arabalar üzerine enmişti. Ko IŞ, een Mi ir 5 mağa, şarkıları ve havaları mağa , bütün Hün orduları, çolukları ve çocukları ile beraber ünlere m (Alen) ler gok eski zamanlar k dağ memleketlerde çok kuvvetli birl devlet halinde yaşarlarken mu - hacerete mecbur olmuşlardı. Si * biryaya gelmiş, burada çobanlık hayatı geçirmeğe başlamışlardı. Bu mahaceretin (Alen) lerin ken mamıştır. — mânâsına olan (Alen) ke. esi o, eski kral den yegâne iz olarak kalm aktile Hünlerin istiklâli da vasile ortaya çıkan (Çiçi) eg tr ile dahili harp hareket eee arazide bulunuyorlar Alenler de Hünler gibi cesur, cenkçi bir milletti. Harpte malüp ettikleri askerlerin başlarını ke - serler, derilerini yüzerlerdi. Saç ları ile atlarma zin mezhe! pi de malüm değildi. Alenler yere iş bir kılıca ibadet ederler ee yan çıkarak doğru yürü başladığı ri iptida le ile çatış * etm. en üzerine Alenler Çerkesis - ile Derbent arasında olan ©- alara i erdi. erine nlerin şam (Medie) Med vey e enlerin gri muvaffakiyetleri büyük bir şöhret aldı, Her taraf - v fevkalâde zalim ve yenilmez bir millet olarak tanmdılar. Yal hiz Alen isminin işidilmesi Av - tupa milletlerinin renklerini u - , Süruyordu. Halbuki hakikatte A - lenler diğer Asyalı kabilelerden retle Hünlerin ileri hareketi Alen lere geçiyor, onlar da önlerine çı kan diğer kahileleri tazyik ediyor 5 rd, Asyanın ortasndaki yaylalar geniş yerlerdi. Bun: raber, burada olan kabilelerin bazıları indi lar imi Va kat bu eieemnezi ne ha ne ehemmiyetsiz kalede kabileye, Skala im memlekete dalga dalga geçerek üzerinde en uzak yerlere ka * r yordu. her ne vakıt yerlerinden oynarla: sa Alenler üzerine tazyik yapıyor lardır. Alenler de Su€vleri, onlar da Vandalları, bunlar da Goths cezir hareketleri üretilir, Hünlerin dahili harp haline dü <Milâdın isa -) sırında vukubulmuştur. Bunun ne ticesi olarak (Pe Hiong Nou) de. nilen Hünler Alenlerin memleket lerine doğru yürümüşlerdir. Çin - iler bunları imparator Ning Ti za manmda şimalin buzlu çöllerine doğru sürmüşlerdir. Alenler ora * da yemem kabileleri ile karşılaştı- lar. gol kabileleri rin gerim vermek istemi ordu. Aralarında harp oldu. A e kılıç kuvveti ve kin ne yer yaptılar. Uzun ü ler Başkırlar ler (Dağ zuları il€ mi oluyordu? Yoksa ar kalarmdan diğer ve düşman or dularınm tazyiki neticeşi mi vu - kubuluyordu? kinle | için bu ci heti düşünmeğe bile vakıt yoktu. Onun için Alenler yerlerini Hünle re bıraka, rak dağıldılar. Bazıları Kavgayı Gördünüz mü? Bir köylü, kanlı bir kavganın şahidi olmak üzere hakyerine ge- tirildi. Hâkim sor. Ne Şeye Ben altı yüz e kip ilerisini bile görü- in kızdı: — Hakyeriyle alay ettiğiniz i- çin ceza göreceksiniz. — pin i alay ediyorum? Ne münasebet! O kadar uzak mesa felerde olan ay ile . gör- dükten sonra altı bin kilo- “İ metre hiç kalır! Kaplan avı Fransızın biri, Hindistana gi - diyordu. Arkadaşları kendisini uğurlarlarken : Z bir | kaplan vurmadan geri döneyim deme! Fransız korkmuş; fakat arka daşları ısrar etmişler ve içlerin - den biri işin pek ehemmiyetsiz ol- duğunu anlatmış: — Mesele gayet basit. Bir ke- giyi miş geceleyin bir — arsınız. Keçi dıkça yen iştası bade ve ağaç bularak yanı başında çöme lir, kaplan yaklaşınca projektör ia le — nişan alır, ve vurursun. Kap- an yıldırımla vurulmuş gibi yere me ie Yolcu: Peki, diyerek yola re - van olur. Bir zaman sonra yolcu döner ve arkadaşları hemen koşarak kaplan vurup vurmadığını anla - mak ie Yolcu arkadaşlarına anlatır — Hindistanın , kaplanları da bir hayli akıllanmışlar . Bir kere ava teker teker çıkmıyor, çifter çifter çıkıyorlar. Biri veya üzerine atılıyor, biri de avcıları kollıyor. ima kaplanlar, eskisi iki gözlerini ürümü yorlar. Gözlerinin birini a rini yumuyor, ve öyle le lar. Ve bu en — Vidin değil mi? — Hayır vurdum. — Hani kaplan Büyü. — Canım, kaplanı değil, keçi- yi vurdum! onu yakalamak için ininden çıkar. sende KARA yökenterila Gir) mda serseriyane dolaşmağa başladılar. Fakat bu suretle kendilerine ba rmacak yeni genele arıyan kabileler hiç bir bul görmediği dn Roma impara torluğunun üzerine atıldılar, Gol memleketini yağma vi Pire * ne dağlarını aştılar. ya gir diler, Orada yerleştiler, Bunlar 5 ön lerinde Suevleri, Vandalları yer * Başkırdistan Cumur Reisi Ankaraya gitti 1, BEN Kelimenin e e şudur: (d (0 diğini 1. Ege — Tanrı, Allah “Ey Egem!, — “Ey Allahım!” II. Ege — Sahip, malik, efendi nazır, Allah Oygan şekli de vardır.) IV. Ugan — Allah, ilâhii kadir, sa hibi mere larda görülen “eg, og, uy” kök leri aynıdır. e kökteki en dinde ene ve temessül ettiren sü je veya objeyi gösterir bir söz unsu * vi Kelimede ana kök düştüği doğruya onun id e ri eb — eğeb): “Allah, sahip, efendi” mefhumlarının kendi - irdiği di re sül ettirme rolünü pek iyi göstemek * 1. Geb — kalıp i 1. Kep - hi. ölçü, HI, Kip — kalıp, miz Ki nü mune, IV, Kem, Kemey — si GİBİ “Gibi” sözü de “gib” in bu palm Tarımdan doğmuştur. taplarda “bigi,, şekli de va, r, İkisi - nin de etimoipjik imei altalta yazalım d) wv 8 Gibi: ig * ib * ” Hi; Bigi: iğ * ib * Görülüyor ki Vi yalnız sondaki iki olmasından başka Bu ea ilk iki unsuru (iğ ib — iii gib) dir ki yukarda geçen “geb” ge) aynıdır. “Geb” kalıp ve zat anlamlarına gelince, buna onu isim - lendir. - latılmış olur ki “gibi” nin manası da “ bundan ibarettir. i” nin şu şekilleri de vardır: 1. Kimi (Radlof, 11. “Azeri lehçesi”) Ji. Me (Radlof, 11. “Tobul lehçe >) Mi, Ki (Raslof, TI. “Koman leh - esi”) die elerinde bunun “aba” (37 şekli çok ii Dinlerde “baba” söziyle Tanrının anıldığı malâmdur. BEN “Ben” yağ devam edelim: ve ia $* n) ektir. Obje veya a onun bitişiğinde lan sahayı gös (Eğ b eğeb li h, sahip, BW UL lunan Başkırdistan “Cum umur iz : kanı Bay Tahirof dün Ankaraya itmiştir. Ora ür sahasında tetkik lerine ey iş ettikten sonra tek - rar şehrimize dönüp Parise gide- ir. lerinden sökerek ileriye sürüyor - Lüzitanyaya caya, Normandiyaya, Bretanya - ya, girmiş ve yo bulunu * yorlardı var) HALİÇ VAPURLARI — Haliç idaresinin iki gün sonra yeni tari feyi tatbik edeceğini yazmıştık. . Ha liçte sekiz yerine altı vapur işliye cektir. Diğer vapurlar da sırasile tamir edileceklerdir. 7 La di) mefhumlarına yeryüzün de en yakın olarak ilkel insanın dü e varlık, kendisinden iba retti (0) eğ: (. * ğ), bu varlığı tamam lıyan, tayin ve ifade eden, isimlendi - da, ektir. (Eğ 4 eb * nef) sözünden ana kök ile onu ati kö ke bağlıyan vokal ve son ekin vokali son (ğ) de (n) ile sir böylece kelime son morfolojik netik şeklini almıştır: BEN, lah, sahip, e “ÜUlus,, un dil yazıları Güneş-Dil teorisine göre Türkçede nim DİM gösleren sö sözlerin analizi Ben: Yeryüzünde “Al sas, efendi,, diye tanılan yüksek mef huma en yakın olarak düsünülebilen ve insanm kendisinden ibaret olan varlığın adıdır. 5 - KURUN M1. KANUN 195 EGO 1.— “Grek dilinde ' den” anla” başka bir şey deği “E ğ eski Atika emi kr şekli “egoni” dir. : “o” su uzun okunan bu kelimede z ben” kelimesindeki son iki ekte gö “ rünmekie p 2 lana şekillerini altalta vazal ği md 2 8 4 eğebiente Ben: e 4 Be on e gi rome Ni “er etli am, # iğ en başit r doğrudan doğ - “eğ” ana kinden ibarettir. Ürekzele buna e tespit ve ipi z ye yarıyan bir mef - humu anlatan düği #oğ— e © go” şekli ana köke en çok yaklaşan sözdür. Onun yakm sahasını Si yen i söziyle kuruluşta tamamen bir gö mektedir. MEN ENE men” ve “MAN çekili Di Türkçede vardır ii vi Zu si di bu anlama kull “men” sözü doğrudan doğruya Türke çenin “5” yerine “m,, kullanan şive * sinden alınmıştır. Ki Arapçada “ben” anlamına gelen ae sözü de yine “ben,, in “b” yeri yiz MİNA aslından ge elmalşiiri g sözlerinin sonlarında ki in — ve gs olduğunu m rek, bunlarla, “ dir e —Atika rumcasın - daki— “e, sözlerinin elimolağil şekillerini birtbiri altına yazalım; © (8 oğ” dur. an “Gg” si düşerek, keli * me (egoni “ r). olmuştur. (6). i le (Ben) kelimesinin sonundaki (n), a genizden söylenen bir (n) dir ii ptir. ekin San. Deden derebi budur üre “karakırgız lehçesi” İ Mnike “Çağatay, in BANİ mi ii I ara e IV. Bang. Uygur Ende! yerine sna doğruya (eb) de atma e yine malı verir. (B) ni doğru; sanli Lügat it Türk Elidrak sir : " ie Türk Di Lügati; Kuran tercümesi; Kamusu m IV. Pekarski, Yakut Dili Lügati 13) Divanü Lügat it Türk; Çağata; S gati; Radlof. 1. “Şor, Teleüt, Sazay el 14) Radlof. IV. “Orhon, Uygur, Çağatay, Tarancı, Altay, Telet, Lebed, Şor, Küerik, Ka Sart, Türkmen, Kırım, , Kırgız, Koy- ehgeleri" ! TN timoloji, morfoloji ve fonetik ba « mdan Türk dili analiz yolları. «6 ve 1011 “Biz, sen, &iz, © ” a nalizi gelecek sayıl: çiy VE FİTRENİZİ HAVA | KURUMUNA VERİNİZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: