30 Haziran 1936 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

30 Haziran 1936 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

manen l işaretler | yoavi milletlerin © D.N cemiyeti | olabilir! | Milletler Cemiyetinin ei Üazenda bir Ni k var. Bır kinhdra kimseni | Barun sn gi “Milletler e 4 ıslahı etrafında il, İl. Fikirler yükseliyor. Bu | aaa sani > sosyete yeniden | anacak, niden kuvvet ala- | > Ck ve dünya siyasetinde bir fak- 1)” olarak hüküm sürecektir .İ, Milletler Bili yaza a nee rig itiraz ; ikiz Rimse yo, Fakat bunun | t ne zili tır?. yı uzun zamanlar ittifak- üyük Cemi- il milletlerin müsavi» İPrensipini ileri sürenler de be- i taraftadır. Milletler Cemiyetini ıslâh için 4 atılan bu formüller iki zih- in, #ki hayat telâkkisinin, iki Ni m karşı karşıya | ... ii. Milletler Cemiyetinin yar bakımından realiteye is- S — KURUN 30 HAZİRAN 1936 —— | ...Uzaktan.. Yakından... | Bir boksör yenilince ne yapar? . Joe Louis yüzünü göstermemek istiyor! Müthiş bir kaza , tren ını kateden otomobil yollarındaki kazalardan uzun zamanı ri şikâyet Ol aktaydı. Geçen bu kazaların belki en müt- hişi olmuştur: Tren hattını bir obü atte 80 kilometre süratle len bir tren çarptı. Otobüs par- ça oldu. İçindekilerden yedisi ve DE olarak kaldırıldı. anda yolu , treni (eçeceği an eri Me les dilini z sizliği yüzünden olm! e karıtı ENİ r Dahiliye vekâletinin neşret- aşi e istatistiğe göre Mısırdaki: 302 682 evli erkekten sinin ii 1456 sının üç ve 147 sinin de dört k: rısı vardır. En fazla karısı olanlar ekseriyetle köylüler ve çiftçilerdir. Daki iyiaylığıl İngilterede bahşiş kaldır- detini mak için pi ER LİNE Otel- de, lokani ahvede gi veri- len al , berber çırağının hakkı sayr! beni ii şoföre taksinin kay- deiğimden fazla verilen para üstü ar- yi ire canını sıkmağ mış, Şimdi, a itiraz edenler bahşiş vermeniekte ısrar ediyorlar. Acaba bu bir moda halini e ve bahşiş or- tadan kalkacak mi Yılanı isıran çocuk! kemi bir gey! Ve garip olduğu için erikada ie 17 aylık bir çocuk,:bahçede oynu- yor. Birden, yerde sürünen bir hayvan Alman boksörü Sehmeling zenci boksör Joe Louis'i yendi, Almanyaya geldi. Büyük bir coşkunlukla karşı- L. Sehmeling böyle büyük bir muvaf- imi bir gali ie bik yz 2 allı Joe Louis ilin belki LEE olan - a | Gezintiler Can sıkıntısı Duvarda takvim, günleri biribiri ardı sıra dizer. değişir, günün Pa ak. yüzdür. il İsmi içinde, adamı batırıp çıkaran tulih tepes ile felâket uçurumu bunun yap rakları üstündedir. Bir evde kı- yamet kopsa, bir Eer el olsa, bir vicdanın kubbesi dağıl sa da, takvirn duygusuz Pei silki nişle yaprağını atar. i hej Sayılar i değişir A ği “m 3 Ruhiyatçılar, bu karanlık öle min kanunlarını arıyadursunlar O, son güne kadar kara duvağım atmıyacak. Düşünüşe teslim ol- mıyacak. . Takvimle bizi ayıran dünyaları ölçemiyecek. Meselâ, bir sabah uyanınca bütün dağlar göğsünüze yığılmış gibi büyük bir sıkıntı duyarsınız, En parlak güneş, size isi! bir lârr ba aydınlığı kadar kasvet verir.. Komşunun kanaryası güya ötmez, sesi balyoz gibi kafa tasınıza iner durur. Galiba insanlarin taşıdıklerı liye ayrı bir facia okunan ruşukluklar biriktirir Fakat takvim gene « eski şi nizdeki dert denizinin bir damla- se onda görülmez. Ne olurdu, gönüller de o tak» diğ eleri. Közde ale çıkmış, bir ik fikrinin, bir ileri temayü- Mn sulh ve rahatlık rının bayrağı halini almış- günkü hayal bugünün realite- İse Nitekim Cenevrede Millet- 'emiyetinin bir milletler mü- müessesesi olması emeli na- eye olarak bre realite olarak Ü edil ilmek illetler sap yeke bünyesi yi Tacak bütün sebepleri keli | çönenin derinliğinde biriktir. İni amade bir nevi büyük dew- direktuvanı,, Kurmak isti- a, kafalarında daima geç- Mi klar bugünkü millet- asında fillerle kuşlar kadar vardır, Yi, Miletie, Cemiyeti, ancak mil- görüyor, Çocuk bu: Yılandan anlar) Yor Ve.. Her çocuğun o > ağa oraran. » yüzünü gödermenee dei m1? Hemen ilerliyor. Hayvanı tutu.) alıp ağzma götürüyor; ster sokaklarda hep böyle.geziyoi e m ae alani yi mi Diğer resimde de an maç- > een ari 2 ası koşu; e cansız artık “ Mületlr Cenin iel Ee 5 bangla yatmaktı ne; gimdi A: tan nra Eger e ki $ ei m nerikada yılanlardan insanların o de-) bir yumrukla boksörün gözü kapan ka türlüsü yalandır , insanlardan yılanların korkması) mıştı. Fakat, doktorların çar te- Sadri Ertem ein geliyor... davilerile göz açılabilmişti mi dört saatte bir silip yenilen» bilseydi!, S. Gezgin Sonra ehemmiyetli bir sır tevdi ediyormuş gibi inden daha Lüyük, daha haşmetli, daha ilâhi bir vaziyetle ilâve etti: idi; yüzü fazlaca yorgun nk fakat her za - — Genç olsaydım, hem de evli olmasaydın bu meri güzel ve mânâlı idi tı bütün facıa- kadına mall 2 âşık olurdum! ıztıraplarıyle, hırslarıyle kinleriyi yle, tamah edi- Gem eee in sinyerdaz — ii gi z söy lecek eyleryle birlikte gere iyetsiz, bâsit, Ri bii ee Ki rütülen o mu, değil mi, başl benzerliği ali köpek iki oburlmaşı- Gövelbeşse biz soruşturmağa, anl, imkân as- bir ella insan haline gelseydi bu güzel endâmı ve ct oda kapısını inler ve hasta çocukların gel-| bu güzel çehreyi taşıyacakt! diği haber verdi; çocuk 8 mütehassisi Çocuk hastalıkları mütehassısı gülümseyerek yaşlı hekim işe başlamak üzere ayağa kalkarken Çe-| Ülkere yaklaştı: tinere döndü: — Safa dedi; şimdi sizden bahsediy: — Matlüka Ziyaretçi hemşirelerden biri de be- nlardan biri ile tanışacaksınız! Dedi; köşedeki musluğa doğrularak ellerini sa- bunla yıkadı, sonra alkolle temizledi; bütün bu mu ları esnasında arkası dönük söle devam ediyordu: — İnşallah gelen Ülker abladır... Eğer o ise si- zi tanıştırayım da bakın, hakem olun, haklı mı ile, Si Bir şi ie yürüye yerek in vardı; bir eliyle de üç dört yaşlarında kadar nen, üstü başı yırtık, e içinde, sözleri ir kız çocuğunun bileğinden tutmuştu a daha irice altı yedi yaşlarında kadar iki zi yüzü gözü ber kasındı Jan görünüyordu. Eski medreseden bozma dispanser odasının e luğu içinde köşedeki demir iskemlenin üstünde ma ivetini anlıyamadığı ve şimdiye kadar karşıl . d vkalâde şiddetli ve heyecanlı bir haleti ruhiye içinde 1spazmozlar geçiren Çetiner, olduğu yerde iğ se bii , Geriyor, imini bir nokta ya dolan ışık çağ- İZ: ii ile sarılı Ülkerin güzel ek sanki her za - geli duk; ln ı ahalisinin Ziyaretçi hemşireler iyii Iâtendan olduğu kadar bu teşkilâtm içinde sizden de nasıl ( ve yardı nl min- le merbut olduğunu bu efendilere anlatıyordum. Ülker bu sözleri duymamış gibi yüzünde hiç bir yeni mânâ geçmeden gözleri hastalıklı çocuğun elini bıraktı, ei uzattığı eli sıktı; sonra ayakta du- ran öteki tanıdık hekimlerle selâmlaştılar. ocuk hastalıkları mütehassısıs, Çetineri gös- tereerk: Müsaade vaki size yeni arkadaşımızı takdim edeyim, dedi, doktor Çetiner ei de fahri olarak haftada ya gün vazife al yi ayakta a sini şiş yere düş - a çalışıyor, bü - yüzünden yine memek için sinirlerine yük bir Ee b nz di hiç bir yeni mânâ den sâdec: — Tanışıyoru: sani sonra ki bile sormadan döndü, kuca- ğında uykuda, yarı ih yar dak sörticerak izahat verme; yormuş... Fatma ki henüz Soma Yaşlı dı vr, bebeği masanm üstüne yatı nın yanında bıraktığı gözleri çapaklı çocuğu gös! rerek; — Bunun yüzünü sık sık pansıman ediyoruz, ie muntazam ilâcını an: sürüyor; derisin » deki agi iyileşmeğe "başlad ama şimdi de göz « leri böyle gördüğünüz gibi olmuş... edi; göz hekimi Ülkeri dikkate dinledikten sonra çocuğu kolundan iie ışığa doğru götürdü; parmaklarınm ucu ile kapaklarına dokunarak muayeneye aşladı. Çetiner, ötedenberi Ülkerin müthiş iradesi ve nefse hâkimiyeti karşısında küçüldüğünü hisseder ve için için kızarırdı; geçmiş bir e Sevimle İlhanın düğün geceleri verilen suvarede Ü ri kolları ara devam o güni müthiş EL Çetinerin hayatını altüst etmişti; Ül « i i de ik aradım, bulamadım. ölü gibi duran bebeği ihti -| kerin de yaşayışındaki isti iştirmesi, avun- ğe başladı: ve kendisini bi dere hi türlü yollara ökül- Bunu anası komşusuna bu halde bırakıp fab- 4, hep ayni zalim seler yüzünden değil mi rilaya gitmiş; çocuk iki gündenberi bir. türlü ği - si? Böyle dağ halde, ii sarp ve çetin yol « tma doktoru e eve e Yağ işin 5 rmaasam talihi di ib ir. müşterek Kırhığını sürüklemek pi iki gün hekimsiz ve tedbirsiz kalmak.ne fena şey..| küm, yürümekte oldukları halde Ülkerin mi eri pek ger onun için sarıp sarmaladım, ku-| bu müthiş sükün ve y: ılık mânâsı ne idi? vakit geçmesin diye... Bel- (Arkası var) cağıma alıp size

Bu sayıdan diğer sayfalar: