30 Mayıs 1937 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 9

30 Mayıs 1937 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Kadircan KAFLI m Umur beye götürmek iğ Geminiz burada de- Yalnız siz bizimle kalır. e gene buraya ge- j yan biribirlerile kısaca SE e cevablarını verdiler: ne gemisi kıyıya yakın de - Tüy yuk sektirisi iki elçiyi alarak çl A “Mânma doğru yollandı. entiz Kn o kire nl Bunun için biraz dı. Mirada | Birgiden İzmire giden ÇİN iki atİr dörtnal geçiyorlar, b i Oğru, ei toz bulutu kaldıra- erliyorlarg ii nin yn geçtikten ti, ti İ giden yoldan ayrıl- a, a Kad lekeye sürdüler. İç: biri kapıdaki askere İl sord Yer Bey burada mı?. ey aşaği İzmirin zaptedil- Kadifekaledeki ko” yı a ordu. Aşağı vi Di art iniyor; pek az geceler layordu. ila İçeri imi ve kalenin o ada i ene etmekle VE iii o i m vi? gördüler. . ia, yere indiler, Genç olan at p in Ve diğeri sert adımlarla U- Mm karşısına gitti. Sağ elini * Bötürerek başmı eğdi, sonra an ig bir kese çıkardı. U- el e verd 0. İN Bey oi onu alırken sordu: İN $ haber ii Mey bir mektub... , okudu ve yüzünde yl nie renkler be- akiler ona merakla ba- Kai Bey mektubu katladı. Koy- e : Ydu ve Ehat Beye döndü: ir siye kadar gidiyorum. Uma : mn göz gezdirerek ilâve Ain im yerimi tutacaksın ve her a adı göndererek burada olup ; 9 İşlerin gidişini bana bildi- ” Barüntün ! up ©. 1 NN N gösteren bir gö- “iye doğru sanki kanat İç np ol, hi ire dila zaman, bay adifekaleye çıkardılar, r Beyin biraz önce git Y de. Bey de İN at üzerinde on” kalım, Mr — Be herif, söyledik ya! Bilmi- yoruz ZL ln isterse o beklersi niz, İl üzgeri dönüp gidersi niz! Eğer bir siteni filin getirdi nizse kolayı var; bize verin de hemer gönderelim. — Mektub yoktur. Ben kendini söyliyecektim. Bu çok mühim bir iş.. ey, o yl acele edi- relim. — Ehat vi Birgiya göndere! Ehat bu fikri onlara anlattı. Elçiler bakıştılar. Sonra sordular: — Buradap ne kadar sürer r Türk atlısı, akşama varır, Fakat die bilmem!.. Belki ü gün, belki de beş gün!.. ri kalmayız! Hemen yola çıkmak is- uz. Atlar hazırlandı. Sekiz de muha- fız verildi ve gittiler. Elçiler Umur Beyi babasımm baş ucunda buldular, Onun yanmda Hr zır Bey, daha ötede İbrahim Beyle Süleyman Şah ve İsa Bey vardı. He- ca Selman bir kenarda Kur'an oku- rdu. Umur' Beye elçilerin geldiği ha- ber verilince: — uğ 9 Demiş Ni gün geç vakit buraya gel- Tefrika: diği zaman Mehmed Beyi ağır has ta ublmuştu. Onun hastalığını Umur Beye haber vermediklerini ve ancak ağırlaşmca mecbur olduklarmı anla” mıştı. Zaten iki ii alınm “Mehmed eyden,, diyerek getirdikleri mektub da Hoca Selman tarafından yazıl- mıştı, Fakat, Umur Beyin gelişi oraya uğur getirmişti. Mehmed ce içinde korkuyu atlatmış, yüz tutmuştu. Evvelki gün bir Bey bir ge iyiliğe bal- nz olan yüzünde bu: gün yeniden hayata gelenlerin penbe- liği başlıyordu. O kadar ki “elçi,, sözünü duyun- ca başımı kaldırdı: — Umur, söyle de buraya gelsin- ler, Ne istediklerini rim. mumundan fark anlamak iste Umur Bey henüz on beş yaşların daki en küçük kardeşi dai Beye işa” ret etti. İsa Bey çıktı v elçileri ardına takknış olduğu halde göründü. İki Bizanslı yerlere kadar eğile- rek Türk hükümdarmı ve oğullarını selâmladı. Mehmed Beyle oğulları bu selânı, hafif bir baş işaretile aldılar. Elçilerden şişman olanı yutkundu Sonrâ ne zamandanheri ezberle- miş gibi hiç durmadan şunları söyle- ir e biraz sonra (Arkası var) g— KURUN (o 30 MAYIS 1937 Vr z 3 Zehirli Sarmaşık BE Büyük Polis Romanı: İngilizceden çeviren: a gittim: Zehirli Sarmaşık karş lll öldürülmüştü de bu ri mı ni iğ 3 # Vir Gü! yyl mdaydı. idi? yoksa öldürülen mi başkası idi? Bara gidip Zehirli Sarmaşıkın ölümünden sonra m hasıl olan vaziyeti göremk isi Fakat, ordum. oraya eve kollarımı & 5 E ii 5 a p N 3 a ? ca beni es meleri bile ihtimal dahilinde idi. Onun için oraya, kıyafetimi de ğiştirerek gitmeyi düşündüm mi Beğiştirmek ve ki emi başka bir şekle sokmak pek zor olmadı: Nevyork hiç bilmediğim ve gör- zaman etrafı hiç yadırgamadım: Burası, tıpkı Cikagonun haydut “eri aynı idi; ün bu civarın haydut yuvası Bn anlaşılıyordu. Bu gibi yerlerde ilk bakışta ta- nınan şeylerden biri de haydutla- rın kılık ve eğri değiştirmelerine yardım ükkânlardır. buldan birini, ilk Bakiğin nıdım. Burası, camekânı bir m fiye mağazası Yalinde idi. Fakat Berlin - Roma mihverinden sonra : ön . un Londra mihveri Avrupa sulhunu tehdit eden üç meseleyi halledebilecek mi?.. Paris muvaffakıyetle Londra, Mayıs — İngiltere kralı- m taç giymesi münasebetiyle bura- da toplanan heyetler arasında başlı- in siyasi görüşmeler daha sonra da telâşlı bir hareketle devam etti. Bü - Avrupa devletleri mümessilleri - nin birbir arkasma mülâkatları, kral ların ziyaretleri, Başvekillerin, ve - killerin, mareşallarm hep bunların biribirleriyle karşılaşmaları bütün gayretlere rağmen henüz ortaya kat'i hiçbir şey çıkmamıştır. Aradan daha ne kadar vakit geç- tikten sonra aydınlık alâmetleri gö- rülecek? Bu da belli değil!. Bu kaynaşmaların birinci âmili bügün İngilteredir. Büyük Britan - yı pa işlerinden uzak kalması ve hat - tâ haysiyetini küçültecek hissini ve- recek bir şekilde çekingen davran- ması yalnız silâhlanma hususunda geç Pr ileri gelmiş değildir. n taç giymesi İngiliz milletinin rah haletinde başlı başı- na ehemmiyeti olan bir hâdisedir. Geçen sene Habeşistan zap dolayısiyle İngiltere — İtalya sındaki gerginlik milletlerarası vi ça seyde Avrupa vaziyetinin vüzuh i ortaya attı. dönecek bilenmiş süngüleri körlet « mektedir. Avrupa sulhünün tehdidi endişe- Jerini veren merkezler üçtür. Binaen aleyh siyasi müzakerelere esas olan meseleler de üçtür: 1 — Garbi Avrupada sulhün te- mini için yeni bir Lokarno'imzası. 2. — devletler arasında endi - şeler doğuran Orta Avrupa vaziye- tinin düzeltilmesi. 3 — İspanya - daki kan dökülmesinin önüne geçil- mesi. ” uu meseleler üzerinde şimdiye kadar cereyan eden müzakerelerden yalnız müspet bir netice alınmış! O'da Berlin —Roma mihverine mukabil Londra — Paris mihveri- nin ortaya çıkarak evvelki ile pek şiddetli rekabete girmesidir. | Bu ikinci mihverin maksadı Avrupayı biribirine karşı kurulmuş iki karar- gâha ayırarak biribirinin boğazınâ sarılmağa hazırlamak değildir. di değiştirmek hareketleri de gö iye başlamıştır. Almanyanın m ile anlaşmak için pek sa - mimi bir arzu hissettiği kaydedildi. pa için hazırlanmakta ölan bu sulh havası içinde İngiltere ta - rafından İspanyada kan dökülme - sinin önüne geçilmesi ve bu suretle İspanyolları kırıp geçirmekle bera- ber Avrupayı da tehdit etmekte olan bu fecayie artık bir nihayet veril - mesi arzusu ortaya atıldı. Bu daki - kaya kadar kat'i bir netice elde e - dilmeyen bu meseleden henüz ümit kesilmiş değildir. İspanya vaziyetinin böyle feci bir kilde uzayıp gitmesi Avrupa dev- letlerinin uyuşmamasından ileri gel- diği bugün pek güzel göze çarp - maktadır. Her sahada biribirlerine zıt olan iki muhalif teşekkülün! İs- bugünkü nispeten saf hava, devletlerin bu me- selede uyuşacaklarma dair iyi ümit- ler beslenmesine sebep olmaktadır. Muhtelif Avrupa merkezlerinden a- vi mendillerin, kravatların ortasında bir tabanca duruyordu: Şikagoda da böyledir: çeşit çeşit elbise veren dükkânla- rın camekânlar buna alâmettir. İçeri gir. boy elbisesi giydim, yüzümü değiş tirdim: Sarı saç ve bıyı ktım. Başıma da geniş kenarlı bir şapka İçerde tg kira ile ve ucuz fiyatla kullamizez zi ındaki bu tabanca | dim, Üzetime bir kov geçirdim. Sonra, doğru barın yo- unu tuttu: Gündüz olmasına rağmen, bar- da caz ve dans devam ediyordu. İçerisi, yine akşamki gibi, yarı ka” “ ranlıktı. İlk bakışta dans edenleri, ve masada oturanları inanamıyarak | olduğum yerde durakaldım: Zehirli ği karşımda, yi- ne aynı yerde idi!. Herhalde rüya " görmiyordum. gördüm. kağ “Zehirli Sarmaşık,, adı ve* rilen o teshirkâr kadın duruyor- d ihnimde iki sual çarpışıyordu! Zehlirli Sarmaşık hakikaten ölmüş müydü? ? o muydu? yordu.. Burada duran hakikaten Hakikaten öldürülmüşse burada çi duranın başkası olması lâzım geli” z Buradaki o ise öldürülen başka sr idi.. Bu son ihtimal daha Evli idi. O halde, Harest yanılmamıştı, ğ yanılıyordu? yor da Harvest'i şaşırtmak için mi öyle Rv Bu muamma dolu sualler altın da, ilen iki büklüm olmuş, ce- vabı veremez vaziyette iken, ayak larım yavaş yavaş ileriye doğru atılmağa ve kadına doğru gitme” ğe baş aşla Bu li “peni kolumdan * tutup olarak yakından göz göze geliyor. duk: - Uzaktan gördüğüm gibi, kadr nın hakikaten çok teshirkâr göz- leri vardı. Bu; gözler o kadar kuv- vetle bakıyordu ki, karşısında bü" tün irademi ka ybetmiş gibi ol- i dum.. i. Arkası var) diğer devletlerin iliki bugün k faal müzakerelerde yeti kâtipliğinden telgrafla en tr. Bu meselenin müzakeresi esi sında an tavassut aile - daki teklifi de konuşulacaktır. kanaatinde olanlar varsa da Cenev- rede bulunmıyan İtalyanın Londra- da ademi müdahale komisyonunda bulunması dolayısiyle bu müşkülün Va, sö zap sıkıl rpışma korkus eydana Bilâkis bu tehlikenin önüne geç-: İman haberler siyasi faaliyetlerin | de önü alınacağı tahmin edenler az ti erd ığı zaman bu korkunun teskinine (o mektir, Fransa ile İngilterenin mu - o muvakkaten Cenevreye nakledildi - değildir. 4 SE be döner? maruf İngiliz Amele Partisi Lideri (o harebeyi arzu etmedikleri muhak - (ğini göstermektedir. Orada Milletler ii ok ciddi mahfellerde İspanye Ne iz, Lansbury'nin ortaya attığı tetviç - kaktır. İki büyük devletin menfaat. (Cemiyeti konseyi toplantısına bas - | meselesi i için hâlâ bedbin ir hava es “ Bün?2., meselesi sebep olmuştu. leri sulhün' ebedileşmesindedir. lamıştır. aş fevkalâde umumi |: mekte ise de umumi kanmatartıl'z © j him ei İşte şimdi bu çok ciddi vazifenin ndra — Paris mihverinin kat. içtima takip edi laşma saatinin yakm bulunduğu i kalır mr acaba?! ifasından sonra İngiltere bütün şid- £ iyyetle tahakkukundan sonra bazı Sekiz ede feri nazırlarile İ merkezindedir iv i i < ii. bla PS ARAŞ ERE NEN a A ŞAİR NN ime icindir ai e

Bu sayıdan diğer sayfalar: