14 Şubat 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

14 Şubat 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, Milliyetin halka mahs sus-sahifesi KRM ME ARR 27177 Ev el zamanda; ARAZ Düzine oynasalar.. Ozamanın tabirile - saf - köylülerden biri Istanbula gelmiş. Hurada burada do- iaşırken hemşerilerin- den birine raslamış, beraberce bir gazinoya girmişler. Köylü, bek- mışki ortada yeşil İİ çuhalı büyük bir masa f var, ve bu masanın etrafında elleri sopalı il adamlar, yuvarlakları | bir birine çarpıp duru- yorlar. Adamcağızın İİ hayretten ağzı açık kalmış, şaşkın şaşkın bir müddet: bakındık- tan sonra hemşerisine sormuş: — Bu koca masa ne- mzzssp Öter A m 4555 Nasıl zengin olmak istemezsin ki, Kokozluk, ölümden beter hemşeril Zengin ne söylerse diyorlar: Peki, Fakire: «Sus artık, yeter hemşeri! » Cebinde var ise üç beş papelin, Korkusuz, her yere uzanır elin, Takke giymesen'de görünmez kelin, Para her ayıbı örter hemşeril ieietei şi sisi . Kuvvet baki kalmaz, bir gün solarsın, Yüzün katmerleşir gamla dolarsın, Eski günlerini anar ağlarsın, | ez Bilardo Gençlik, gözlerinde tüter hemşeri! MD İşler düştümüydü böyle hengâma, Mlryama yürek ütün; de ne yapıldığını so- rupta «oyun oynarir» İ| cevabını alınca: — Allahallah, demiş, M.S. bunun üstünde oynıya- Mzzmeganmzsepeeeeimi caklarına düğünde oy- nayıpta para Ebd! lar olmaz mı? Mangırın var ise bulursun nama, Zügürt, hindi gibi düşünür ama, Zengin horoz olur öter hemşeril Fırtınanın cilvelerinden Nasip Bey fırtınayı bahane ederek son va- puru kaçırmış, sonra gitmiş barların birin- den karısına telefon “ediyordu: —Karıcığım.. hava- nin dehşetini biliyorsun, doğrnsu gelmeğe cesa- ret edemedim, yazıha- Şen olmanın esrarı ape dee ve | beee Em rısına kadar çalışaca- Her hangibirimiz et- gözü ş'şinsanlarıdüşü- | gım, sonra ötele gidip 'rafımıza bakacak olur- | nün. yatacağım. sak çeşit çeşit adamlar | Ensamimi ahpapları| O vakit telefonda ka- görürüz. Kimi gençtir | bile onlarla konuşmak-| rısı dedi ki: de üzerinde canından | tan ve beraber bulun- | — Peki ama kocacı- bıkmış bir miskinlik | maktan büyük bir iz- | &ım, galiba yazıhanene vardır, kimi ibtiyar- | tirap ve istikrahduyor-| on iki kişilik cazbant dır da teşı sıksa suyu- | lar, getirdin de öyle çalı- nu çıkaracakmış gibi| Hayatta temiz, şen, | Şiyorsun | kuvvetli ve sihbatli | sevimli ve kudretü Ha e le z görünür, yüzüne neza- | kuvveti yerinde gözük-| ““ ye Hel Li man baksanız şen veİmek kadar tatlı ve een iğ e rd 'mütebessimdir. o Ha-)| iftihar olunacak bir şey edeyim. 7 'nımlar, Beyler bunun | var midır, Aman Hanımcığım sırrı nedir, biliyor mu- Öyleyse lintizam, bugün çok işin var, beş sunuz? her ver şeyde i intizaml ka bir gün olsa daha iyi Muntazam yaşamak! — İ değilmi? Maddi manevi bütün Bakalım m bula Çok iyi yapıyor işlerinde intizamı se- | bilecek MİSİNİZ) Doktor: Hanımefen- ven bir adam sade gü- e ii bir er yüzlü, zinde vücüt- azın Hanım - Evi Dok- olmakla da kalmaz. j : ni Zihninde daimi bir iltor Bey her saat, her dakıka bende | çıkık, gözlerinde A em ap MAkene $ soylüyorum. Fakat vimli bir parlaklık söylediklerimi Yali ardır. P değil dinlemiyor Bir de yattığı kalktı- k iyi vapıyor. , yediği içtiği, yıkan- k Hanımefendi. Çok iyi, ığI, traşolduğuzama- kendi. istrahatini te- lar belirsiz saçı başı yi min için doğrusu fev- buradaki baykuş bir fare mek isteyor, fakat göremi- ma karışık, yüzü | yor, farayi bulun da göslerıni | kal'ade bir başlangıç. i Istanbul hava | borsası Şımu sira Hatların düşmesine geldi Tahkir edilmiş Şayeste Hanım ağ- layarak kocasını kar- şıladı: — Artık, dedi, bu kadar büyük bir ha- karete tahammül ede- mem, — Hayrola seni kim tahkir etti? > Kim olacak annen.. —Ne münasebet.. Ta Ankaradaki kadın se- ni nasıl tahkir eder.. — Dur anlatayım. Bügün senin namına bir mektup geldi. Aç- tım baktım annenden Adresi sana olduğu halde mektup nasıl başlıyor biliyor musın? Kızım, sakın bu mek- tubu kocana vermeği unutma! Söyle baka- yım, bu tahkir değil de nedir? Benim, mek- tubunu açacağımı annen nereden biliyordu. MEKANA, Bilmeceler 1— Çıt demeden ça- lıya duşer: — Güneşi 2— Çarşıda bulun- maz, çevreye konmaz, ondan tatlı şey olmaz: —Uykul 3 —Bir küçücük sel taşı, içinde bekler aşı, p'şirirsen aş olur, pi- şirmezsen kuş olur —Yumurta! 4— Altı tahta üstü tahta, içinde bir sarı softn! — Badem. 5—Kat kat amma katmer değil, kızıl amma elma değil: — Soğan! 6 — Mavi atlas, iğne batmaz, terzi biçni: > iğne kesmez: — Gök yüzü. i| Her mahalle | kendi fıkarasına yardım edecek.. Fırtına ve kış üstü örtülü bir çok sefaletleri meydana çıkardı. Zaten küçlükle geçinenler soğuğun ve pahalılığın bastırması üzerine büsbütün aç ve bakımsız kaldılar. Bir çok merhametli ve kalbi ıyıınsaniar bunlara yardım etmek istiyorlar. Fakat kim hakikaten mutaçtır, kim değildir bilmiyorlar. İşete Halk fırkası bunu düşündü. Her mahallede fak ir aileleri tahkik edecek her birini zengin ir mileve wosterin: Güle güle kulların Vaktile Amerikan | gazetelerinden biri A- bona olmak istiyenle- rin para yerine kendi mahsullerinden gönde- rirlerse kabul edilece- gini ilan etmiş. Bir kaç gün geçtikten sonra matbaaya kocaman bir) gibi yardım ediniz! tabut getirmişler. Ta- diyecek. Allah bu insani teşebbüste bulunan butun içinden şöyle bir | Halk firkasından razı olsun! mektup çıkmış: pg! Kıraat «İlanınızı okudum. Pek memnun oldum. Birbirimize yardım edelim! * Sanatım tabutçuluk - tur, mamulatımdan bir yeri gönderiyorum. çinde çok rahat ede- i ei la ceksiniz. Abonayı yeni- Bir büyük acem şairi :“İn- lediği bir ba kl kasını gönderceim | salar bir vücudun ayrı ayrı Bu sayede muharrir | uzuvlarıdır, onlardan birine leriniz, aileleri ile be- |, > raber tabutça sıkıntı bir sakatlık arız olursa derhal Ke almiz e) ötekiler de müteessir olur.,, dim» diyor. Pek doğru değil mi? İnsan- ların bazısı fakir bazısı zen- dap oda ne de- gin oluyorsa, bu sade kendi — ni İri. kabahatleri neticesi değildir. sun, an erimin iki kn vardı. Raşelle Tenbelliğinden dolayı fa- Sara. Raşeli Azrail ” i ha ei kir kalmış insan pek azdır. İl pre ik Ötekiler ya mensup olduk- miz ami and İlan aile dolayısıyla yahutta Hann “Kiz Hatçe | talilerinin sevkile o hale düş- bana bak, bu yukarıki | müşlerdir. kattakilere git sor ba- O > sie ik d > t k alde, karda kışta ek- meksiz, susuz, aç, biilaç kal- mış kimseler biliyorsak on- lara kudretimizinderecesinde yardım edelim? — İşte sizin fıkaranız, bunlara istediğiniz Bacanak Izak, Avrama sordu: — Kart visitine Azra- ilin bacanağı diye yaz- kalım delimi oldular da böyl€'gece yarısın- dan sonra tepinip du- ruyorlar? Hizmetçi — Peki E- fendim sorayım.. Ha- nımefendi cevabını bekliyorda diyeyimmi?

Bu sayıdan diğer sayfalar: