25 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8

25 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliy oillıyet Yüi ASRIN ÜMDESİ *MİLLİYET,TİR 25 — Nisan 1999 | BUGÜNKÜ HAVA | Rasathaneden aldığımız malu- mata nazaran dün bararet azami 24 asgarl 10 Idi Buügün rüzgar değişik olarak, hava bulutlu ve hafif çisentili olacaktır. 'FIKRA Akademiye doğru Yarısı Maarif vakâleti memur- darından bir. kısmı meb'us ve muallim lerdea — müteşekkli bir Di Encümenlaln, bir büyük ka- mun tertip etmek için çalışmakta olduğundan sanırım ki herkes baberdar bulunuyor. Ben de ba hey'etin azasından olduğum için mesalsini yakından görüp takip etmekteyim. Bu cihetie diyebi- Hrim ki, Dil Encümesi Türk milletintn nııılıııî olduğu bu büyük eseri yetiştirmek uğurun- ” ân geceyi gündüze kıı.ıııklı:ı:ır. Aj ukarı iki yüz bi ö Ilnlll,k.pbu,kocımıuylbz kitabı medent alemde yaşayan bütün mefhumlarla, İlmt, edebi, fennt, sınat bütün tabirleri, İstilah- ları İihtiva edecdk ve fikrt | terakki — sahasında — vardığı- mız menzilik en sadık bir işareti yerine geçecektir. Anın için kendi maühsusatıma mühterem hükümet relsi bu Işi kusust bir dikkat ve ebemmi- yetle takip edip duruyor. Bu dikkat ve ehemmiyet memlektte Tikir işlerinin dalma ayanık ve yorulmaz bir bekçisi ve dümencisi olan Başvekil Hazretlerini er geç bir Akademi tesisine sevk edecekilr, zira günün birinde bu muaz- zam iş için elde mevcut aletin KAti gelmediğini mutlaka his- sedecektir. Di Eacümesi bütün ibtisas şubelerini temsil eden eleman- ları kendi bünyesinde toplamış bir-hey'et olmadığı için mesa- isine hariçteki ilim ve ihtisas erbabımdan bir takım yardımcı- lar arı mecburiyetinde ka- hyor ve meselâ zirante alt bir ıstılakı ziraat mektebime, tıbba müteallik bir kelimeyi Tıp Fa- kültesine, hukukt bir tabiri de Hukuk medresesine göndertr. Halbuki, ekseriya bu müecs- seselerden alınan metice Encti- meain koyduğu preosiplere uy- muyor. Çünkü, bu mücssese- derin dil hakkında husust bir Yddiaları yoktur ve olması da lâzim gelmez. Bir. hekim mü- kemmel bir hekim olabilir,fakat hekimlik ıstılahlarını türkçeye geçirmek — hususunda hiç bir fikir ve moktal nazara sahip olmaz; netekim bir hukuk pro- fesörü de kendi — meslekinde pek alim olmakla beraber ilsan işlerinde cahil kalabilir. Demek ki bu kamus yapmak işi.başlı başına bir ihtişas ve mümarese mes'elesidir. Anın için Türk kamasunu yapan hey'- etin — münhasıran| — Dil — işile uğraşan mühtelif ilim mensupla- madan mürekkep geniş ve esaslı bir leşekkül haline girmesi elzem ve zaruridir. Milliyet, in edebi tel Köy siıekimi Bize tıp istılahlarını bulap verecek olan hekim bu işle evelden meşgul ve bu işe nef- sini haşredebilecek bir kimse olmalıdır. Her ihtısas şubesinde böyle kimseleri bulmak ve ömürlerini buna vakfettirmek güç değildir. Elverir ki uzun hayatlı bir. mücesese — içinde bunların istikbali müemmen ve Başları dinç olarak çalışabilme- leri temin edilsin... Esasen bir milletin dil işini üzerine almış bir hey'etia ebedi olması ilk şarttır.. Çünkü dilla bizzat kendisi cbedidir ve canlı bir uzviyet olduğu için müte- müdiyes, değişmeye, kamusu her elli senede bir. yoklanıp, mahküm- Ençok okuyanlar ! Bir. mes'ele çıktı. Topla iğne kart vizit Bastırmış ye * muallim , yerine * okutucu , dizdirmiş. * Vâ-Nâ , buna ilişmiş, öteki de içerlemiş gibi. Bana sorsalardı şöyle derdim: * Muallim , in türkçesi okutucu , olmasa gerek, zannederim. * öğretici , daha doğru. * Vâ- Nü , nun iyma- sına gelince şu gönlerde hiç birimiz okutucu olduğumuzu göğsümüzü gere gere söyleye- meyiz. Doğrusunu ister misiniz bu günlerde en çok okuyan Oğlumun Müuhterem hanımlar ve muh- terem beyler: Oğlumu terbiye etmek için fazileti esas ittihaz ettim; ve fazilet dersini ona na- «ari değil, ameli olarak veridm. Çucuğa 4 ve 4 kaç eder? diye sorarsanız — Nasreddin hoca- nın kavuğu! — cevabını — ver- Küçcük Hikâve terbiyesi kumaşm fiyatının yüzde onunu || elde etmiş olursunuz. Bu hesap- la kumaşım metrosu kaça gel- miş olüuyor? Ben cevap verdim: — Bu hesaba nazaren, ku- maşın kaça geldiği mâlum ola- mamış ise de, herhalde polis- mesi muhtemeldir. Halbuki ö-|ler gelmiştir. müne 8 pasta koyar, pastaları iki kısma ayırır: 4 pasta, ve * pasta daha kaç pasta eder? di- da en büyük fazilet doğruluk- tur. Doğruluktan ayrılma ve: herkese doğruyu söyle. .. Akşam üstü mektepten gel- diği zaman, oğlumu tanryama- dim. Yüzü gözü çürük - içinde- ydi. — Bu ne hal? — Kabahat sizin baba. — Neden? — Herkese doğruyu - söyle- dim. Mektebin kapısından gi- rerken, çopur ve şaşı kapıcımız aynaya bakıyordu. «Zahmet et- me, dedim, çopur ve şaşısın, bu bık:î görmeğe değer bir surat ». Adam kızdı, kafama bir taku mavnacılar. Onları da biz değil |nye attı. sevahili mütecavire kaptanları okutur. Tavuk borsası Mevsukan — haber - aldım ki İstanbulda bir * tavuk borsasi,, açılıyormuş. Artık tavuk, horoz, piliç, ördek, hindi ve billhassa kazların kıymeti - anlaşılır. Bu borsadan sonra sıra leblebi kâat helvası ve simil borsalarına gelmektedir... FELEK —— oe0 ammm Izmir mek.epler mübayaat ko misyonu riyasetinden. İzmir san'atlar mektebi fabrikala- rı için mübayaa olunacak alât ve c devat hakkında mevcut Hstalar muh teviyatı 18 Nisandan $ Mayıs 929 tarihine kadar kapalı zarf usuliy münakataya varedilmiştir. Taliplerin listalarr görmek ve ma- lumat almak üzere Ankara, İstanbul maarif eminlikleriyle İzmir san'at- lar mektebi müdürlüğüne muracaat- ları ve depozite akçesi olan yedi yüz elli lirayı İzmir mektepler muhasi- bi mes'ulliyine yatırarak yevmü iba- le olan $ Mayıs Pazar günü saat on- beşte İzmirde maarif eminliğinde mubayaat komisyonuna — teklifname ve depozite makpuslarıyle — birlikte muracaatları ilân olunur. KİRALİK KOŞK Göztepede Çifte havuzlarda Amerikan mektebi karşisindaki 43 No. Köşkün ikinci kati kira- lıktır 4 oda, 1 salon, mutbah, hizmetci odaasi, denize nezarc- ti, Çamlari vardir içinciekilere —- .— Bu küçük ihtimal bir an için- de genç adamaı korkuttu. Fakat (Zehra) nm muayene olurken gösterdiği hareketler, gö: itade ettiği manalar bu ihtiı leri çarçabuk eritti. Gözlernin ö- vüne onum dolgun, elâstiki vü- cudu, bir yeşil gül yaprağıma benzeyen gözleri geldi. Kalbini dinlerken hissetiği o vahşi zev- kin bir elektrik cereyanı gibi yüzünden geçip kalbine aktığı- nı duydu. Ve her şeyi unutarak akşam olunca söğütler altına gitmeğe karar verdi. Genç adam bu karardan son- ra kaymakam, jandarma ku- mandanı, öteki memurlar - gel- diler. Hücra Anadolu kasabası- mın bu mütevazi hükümet daire sinde işler görülmeğe başlandı.| Jandarma kumandanı, odasın da bir bağdan çapulculuk eden acemi bir hırsıza çıkışıyor, kay- Bürhan Cahit rek gelecek sene müracaat et- mesini tavsiye ediyor. Malnıü- dürü hâlâ maaş havalesi gelme- diğinden şikâyet eden bir mermu va masal okuyordu. Öğleyin eve yemeğe giden doktor (Leylâ) yı daha başka bir kıyafette, daha zarif buldu. (Hatice nine) ile beraber sofra- yı hazırliyorlardı. (Kızıltoprak) ta, annesinin köşkünde mutfağın semtine uğ- ramayan genç kız burada bir ahırdan farksız izbe ev altımda isler, kokular içinde ona nefis bir (kotletpane) hazırlamış, son ra elini yüzünü yıkayıp yine bir mişti. kle kendisini bu basık - tavanlı boş evin mes'ut bir kadın gibi makam, mektebe girmek için istida veren bir fakir çocuğa cadronur dolduğunu söylüye: mfada Hesâp dersine girdik. Mual- |lim şu meseleyi verdi : | — «Bir adam, metrosu 4 lira 80 kuruşa bir kumaş alhyor. Biri kumaşın fiyatmı soruyor. Adam diyor ki: «82 eninde 42 boyun, da bir murabbam mesahasını bulduğunuz rakkamı 95 ile dar- bedip, 342 ile taksim ederseniz, L L y | YA SİGORTA Yangın - Hayat - Nakliye - ANADOLU Türkiye İş Bankası tarafından teşkll edilmiştir. — Bu da ne demek? — Ne demek olacak efendim, müşteri, satıcının girtlağma sa- rılıp, basmıştır tokadı! — Sersem, — Sersem sizsiniz efendim. — Çati, .. Çati... Yüzüm gözüm şişti, kafam patladı: Akşam mektepten çı- kınca komşumuz Nuri efendiye rasgeldim. — Dün akşam baban beni beklemiştir, dedi bir şey söyle- di mi? — Söyledi, isabet oldü gel- mediği, gene bizi tıraş edecek- ti, dedi. Bir tokat da ondan yedim. Ondan sonra kargşıma bir kadın çıktı. «Hanım, dedim, bu sendeki burun değil, sırık domatesi. — Teşekkür ederim oğlum! diye cevap verdi. İşi sonradan anladım,meğer kadın sağarmış. Telhis edelim: Oğlum top yekün : S tokat. 12 yumruk 1 tekme. 2 nalın. Yemiş ve sureti kariyede doğ ru söylememeye karar vermiş. Nakleden SELÂMİ İZZET ŞİRKETİ Kaza - Otomobll - mes'uliye- B Bu gün OPERA SİNEMASINDA | ikt büyük film bir programda RAMON NOVARO - RENR ADORE taraflarından KILP HIRSIZI | moderb — aşk JORJ l EL - PATSİ RUT MİL dramı R tarafından KOHEN HARBE GİDERKEN Büyük komedi dram Loca ve nümerolu yerlerin evvelden alınıması Pu !ın HN temeşider diliiz. Na 70 zt eseri maazzam mizansenli filim ASRİ önünde canlanacaktır. DY NMDK Â BRİGİTTE HELM İin'en son eseri ALHAMRADA SARI ZAMBAĞIN meşhur zejisörü ALEKSANDRE KORDA nın ZEL HELEN Yanvt BEL HELENİN KAÇIRILMASI MAJİK SİNEMASINDA. MUKADDES VAZİFE Müdmessillerk “CEMS$ MURRAY ve HELEN KOSTELLO İlüveten; Meşhur DOVYA nin enzön reperatuvarından müntehap nefis şarkılan. Localarınızı evvelden tedarik ediniz. A MELEK SİNEMASININ filim musabakasının dördüncü ve son filmidir. " ÇETETE AYAYT en dilber ve dehakâr BİLLİ DOW en dahiyane temsili olan GÜZELLER filminde temaşa ecmek üzere bu akşam SİNEMAYA Şitap edecektir. Bu filmde gayet heyecanlı ve müessir bir mevzu etrafında insanların kadını daba ziyade süslenmek ve ona daha büyük bir cazibe vermek için teveşsül ettikleri bütün çareler gözümüzün GÜZELİ KOK Hi Dü UKLi . T ANEAIL ) KUANUMANARIT KMKDN Füüs Senenin en güzel ayı olan Mayıt ayı, j MAJİK SİNEMASININ dahi en güzel ayı olacaktır. Zira ... SAT TFNNU NIN ar nnn K MEEK $ Müsabakanın üçü LİAN HED ve , Mükemmel « İKİ KIRMI filmi caz ve ş.mxınış ! ı 1 edilmiş ve tahmia O msalsiz muvsl zanmıştır. — Hamlş Ü biletleri muhafaza emsalsiz muzatfefi KERDUL sam DoERET TİYATE VE SİNEMÂ Bursadan avdef Süreyya Ol Cuma günü matit Kadıköy — Hale Tyatr0t bey duymasın operet İ Pangaltı tiyatf Bu akşam Hermint Ahmet, Sait, Mazlurm bE Mediha 3 perde. Sat | ——rammamenii MÜZAYEL Nisanm 26 ncı Cf bah saat 10 da racıda 126 numartlı manının 8 gumarakı nan eşyalar müzayede ! lacaktır. Som - kesilfi mamöl gayet güzel yit ceviz ağacından mamül yemek oda . takımıı #f mürekkep gayet nefis piyano — erajeri, — tontf aynalı dolap. oyun ; saları, pülüş mâsa takımı, yeni halde #f #air eşyalar. Gayet GİZ Anadolu ve Acem bal seccadeleri. Pey | ısmııııııımıılf, dmaliye Sigortalarımı kabul eder. Adres: 4 üncü Vakıf han istanbul Telefon: Istanbul 581 — Telgraf: İmtiyaz " YENİ HARFLERLE YENİ KANUNLAR: Meyveli müsbil #& LÂKSATİN MASRİTULN Sisinb perşembe günü akşamlatı da ANKARA Kibar birahanelerle Genç kız (Suat Naci) nin bu akşam (Zehra) imzasıyle mek- tupta çağırılan yere gidip - git- meyeceğini anlamak için sabır. sızlaniyordu. Mektupta tarih ol maması bu davetin hangi za- mana ait olduğunu meşkük bıra kıyordu. Belki de pek eski bir şey olacaktı. Herhalde netice bu akşam belli olacaktı. | Yemekten sonra (Sunt Naci) tekrar” çıkmağa hazırlanırken genç kız bir keklik gibi ona yak |laştı:. — Ağabey, bugün bana kasa- bayı gezdirsene. Geldim geleli hiç çıkmadım. .. , — (Suat Naci) başına bir demir Vinmiş gibi sersemledi. Keskin bir şüphe kalbini burdu. , Genç kızın kıpırdamadan bakan, ce- DARÜTTALİM MUSIKİ HEYETI Veznecilerdeki salonların da kışlık könserlerine hitam vermiştir. BOGAZİÇİNDE ÇUBUKLU BAHÇESİNDE terennüm edecektir. Kemafissabık her salı ve arzüyu umumt tüzerine b Kordon Ruj markalı fevkalâde ÇIKTI müskirat depolarında bulunur, A GRRE LAŞEARN Ki orta oyunları Oynayacaktır. RAKISI lüks bakkallarda ve meğe çalışarak ilâve eti — Bugün geç vakte kadar ke- şif işiyle uğraşacağız. Hatta ak şama gecikeceğim zannederim.. Yarıma kalsın olmaz mı? (Leylâ) dudaklarımı büktü ve içini yiyip kemiren / zalim şüp- heyi belli-etmemek ıçin başmı eğdi: — Olur, sen nasıl istersen. . (Suat Naci) bir şeyler söyle- mek, bu mazereti daha tabii gös termek, genç kızı tamamiyle tat min etmek ihtiyacını hissel halde bir şeyler söyliyemedi.Se Tâmladı, çıktı. Ikindiye doğru (Anadolu) nun bu hücra kazalarında hükâ| met daireleri boşalır.. Memurlar bahçelere halk ev- lerine çekilir ve hayat artık ta- mamile durmuştur. Gün batın- çiçek gibi sofranın başına 8eç-| vap bekleyen gözlerinden kork-|caya kadar bahçe aralarında, su tu. Tereddüt edecek, sarsılacak| başlarında âlem yapan ihvanın ğa çalıştı: —Bugün mü, bugün pek ola (Leylâ) gönül dolusu bir zev zaman değildi. Kendini toplama | neş'eli sesleri işitilir. Ondan son ra herkes evine ve yatağına çe- kilir. Bu akşam ikindiden sonra göriyordu. Hatta bazen (Hati- mayacak gibi galiba. Yarım Cu-| mutadın hilâfında dairede ka- (Suat Naci) başını salladı: — Bir iki raporum var, biti- remedim kaymakam B, O atıl, lâkayt, lâubali bir a- zundan tutarak kaldırmak iste- di: — Haydi a canım, yarmna bı- çin müjde verir gibi ilâve etti: © da memnun olur. lecek daha il Malmüdürünün evi zaten kasa- dı. Davetliler tam çakırkeyf ol- GEZA - MUKAKENELERİ - OSULİ - KANUNU En yeni kabul edilmiş kanunun yeni neşredilmiş metnidir. Flatı: 75, taşraya 100 kuruştur. KUKOK — USULÜ MÜHAKEMELERİ Fiatı: 75, taşraya 100 kuruştur. TÜRK CEZA KANUNU Flatı: 120, taşraya 140 kuruştur. KANUNU — MEDENİ VE - BORÇLAR - KANDNU İki kanun bir arada ciltli olarak 200 taşraya 225 kuruştur" Bütün bu kanünlar en doğru, ve en nefis bir tarzda Edip Kemal Bey tarafından neşredilmiştir. Yegâne satış yeri: Istanbulda HİLMİ KİTAPHANESİ gir. Malümya, şimdi yılnn’deği- lim, süthemşire var. Kaymakam onu kandırdığına memnun içkiden ve çok yemek- ten bir torba haline gelen karnı damdı, içeriye girip onu omu-|nı hoplata hoplata güldü: — Tabil, tabii.. Ne zaman is- tersen, (Suat Naci) masanın gözleri rak, dedi. Kıyamet kopmaz yal|ni kilitledi, bastonunu aldı, bera Ve onu harekete getirmek i-| ber çıktıl: Malmüdürü on senedenberi — Bu akşam malmüdürünün | kasabada erleşmiş, ev bark, bağ bahçesinde bir ziyafet var. Seni bahçe sahibi olmuştu. Eşraftan de götüreyim, eğlenisrin! Hem | birinin €e nine) nin yanmda sütkardeş ma, istersen yarın sabah (Ye-|lan (Suat Naci) masasının ba-| gitmek pek kolaydı. nı ve o gün merkeze gelen (Bu-| g. on olduğunu bile unutarak doktar- şilpınar)a yemeğe gideriz. (Ha- şında vakit geçirecek şey arar-| — Haydi öyle olsun kayma- cak) nahiyesi müdürü ile bah- , lı;ılliı;l istiyor ve vaziye tice nine bugünden hırmleıâ?enodumdınçıhnhmk,n dedi. Şu âlemi bir kere çede ceviz ai rı altında, ha- kızıyle evlenmişti. En büyük zevki kafa dengi -ahpap- (Suat Naci) için boş geçiri-|larını sık sık davet edip ya bağ- t vardı. Sular| da yahut büyük dut bahçesinde kararmadan söğütler altına gi-| mevsime göre kuzu çevirmek, |demezdi. Eva gidip (Leylâ) ile helva yaptırmak, testi kebabı| gidı oturmak imkânı yoktu. Ona i- yapmak ve bu vesileyle bol bol İşinden, geç geleceğinden bah-| İçmekti. Rakısını kendi çekerdi. setmişti. Kaymakamın bu tek-| Ve bu rakıdan içmek kasabanın Kfi tam zamanında gelmişti.| zevk ehli için bir şerefti. e Genç doktorla kaymakam mal banın (Sarı bağ) lar trafınday-| müdürünün evine vardıkları za- man onu müddeiumumi, tahri- dukları zaman yavaşça kalkıp|rat kâtibi, Jandarma kumanda-| "© Çilekli, kayali, meler asla sanci ve çocuklar t kullanılır, Her © Depo: Bahçekapı Lüleburgaz ;-;",g Ul aranmakaıdır. | di caddesinde DK beve müracatları, Tamış buldular. ,, Şimdiye kadar di kadar davet türlü mazeretler " yen (Suat Naci) nf sızın aralarına ı-klA" ni sevindirdi. H, kııııı.ındını.b.“x— valandırarak w Ve bütün A hak etti. (Suat Naci) 5 ret için k-nlî?'w $ ret vererek M_ı., N lüzumlu görm ou_ıı le her akşam bıı"' pildi meğe alışmı$ ap-

Bu sayıdan diğer sayfalar: