29 Ocak 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

29 Ocak 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milkiâr, #lilliyet Asrın Ümdesi “Milliyet” tir 9 Kânunusani 1930 AREHANE — Ankara caddesi * adresi: Milliyet, İa. Telefon numaraları: w İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 1400 1400 2700 “ dGelen evrak geri verilmez < Eddnl geçen nushalar 10 kuruştur. | göazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. | Vdıunmiı ilânların mesuliyetini kabul etmez. 'nuctNKU HAVA W Dün bateret en çok 14 en az 6 ferece idBugün — rüzgür Jodos Öecektir. —Hava bulatla olaması yühtemeldir. | | Ğ || Ne cömert şeymiş! V| Havalar iyi gidiyor.. Bu M ehan tahavvül 19 (Ğiktine tesir etmekle kalmı- ş bizim de istihbar ve tahmin V1 #biliyetimiz de inkişaf edi- tr ... Dünkü “Politika,, g l “öinde havaların iyi gittiğin- (ÜC& bahsederlerken — ağaçların || — z yerlerde çiçek açtığı hattâ || (ök bile verdiği yazılr idi.. V ) Nerde bu cömert - ağaçlar..? NW |ava ismalı dört gün oldu... ” ı!— zaman çiçek açtı, ne zaman ilı bağladı, ne zaman yemiş -ı' Bir şaheser... * YaDün dostlarımda - biri bana çicekçi kartını gösterdi, Ad- Tzüni silerek kartın mütebaki |4 ahtevüsını aşağı aynen yazı- & zum ... Okuyun ve anlama- " çalışın. türkçedir . Her nevy çiçekler bahçemiz- 'ıı:ı.dınlıyın nibatat, buketler, gşilkler, butonicralar, sepetler ronalar, girlandlar, ve sarre & Salonların Çiçeklerle tenzü- ,'ştı tabryeyi ve senai çiçeklerle artistik sanatar BİR SUAL * Karilerimden bir zat içinden Ugamadığım bir süal soruyor.. / bakalım siz cevap verebilecek- K w; uınıı? rasıra kadın ve er- *uor arasındaki müsavat ve ıık meselelerile uğraştığınızı pHiTÜYorum. Ayni esasa *j mek üzere size şu süali sor. Ama müsaade ediniz | lesi var da erkek kulesi neden ik?» MÜUSAADE! | V3j İki gün evvel bermutat çok N gışık bir tramvayda ayakları- a şu ara hassasiyeti çok ar- l 'ı Yamasırlarını korumak için bü- | ““ylecek yer arıyordum . 11 Çift oturulan sıralardan arka © “Hyadaki iki kişilik yerde duran KÜ iye yanma sığındım. pramvay Emin önüne geldi.. " , (vanımdaki yolcu: NIN — Müsaade? dedi... Şöyle İildim ve arkamdan yol ver. Ü Pa. Tnm;:y kalktı. Ben de Ki Vini ÜK ü .-—Senın istediğin malüâm. I—Dvnîmbdmngh— 'lııum !:*.ııı-xıbıhııbenımm.ı düfün. Tesadüf bana iki zeki "| y mettı: Sen ve O. Şimdi... V. j/Sustum. Merakla sordu: j - Şimdi?... » (— Şimdi cidden zeki olup ol- ' jadığınzı meydana çikarmak Kıılın hü- istifham çizdi: A ua yalnız arzın | lük | r kiz | “Milliyet, in tefrikası — 5. i! — Hiç kimsenin, Kabahat te arkamda durmuş tramvay şir- ketinin camdaki ilânını okur gördüm . Dayanamıyarak: — Efeni size yol verdim. Halbuki benim yerime geçmiş, ilân okuyorsu- nuz, Vasati Anadolu - şivesile cevap verdi: — Ben ilânı mütalâa ederim veya itmem o cihet zatınize taallük itmez! Haklı söze ne denir? FELEK Baklepliler müzabakası İkinci LaHaye konferansı Mektepliler müsabakası 37 nci haftanım — 4 üncü Galatasaray lisesinden 1116 Sü leyman Nafiz Bey kazanmıştır. Yazısı şudur: 37 nci haftanm — en mühim haberi, hiç şüphe yok ki, (Ci- han sulhü) ne yapacağı âlem- şümul tesiri itibarile, — Lahey | ikonferansımın bir çok mesele- | leri halletmesi ve — vazifesini muvaffakıyetle bitirmesidir. A- yın 3 ünde başlıyan konferans, T çok müzakerelerden, müna- kaşalardan, buhranlardan sonra ayın 20 sinde imzalandı. Lahey konferansı tarihte yeni bir de- wir açan Ummumi harbin hesap enkazını temizliyerek eski ga- Hplerin eski mağlüplara yükle- diği tamirat borcunu kat'İ esas- Tara raptetti. Avusturya, Macaristan, Bul garistan gibi küçük devletlerle Almanya bu süretle — Umumi harbin son yükünü de tahfife alıştılar. Fransa, İngiltere ve talya Bulgaristana ait tamirat borcundan — kendilerine düşen kısmı almaktan — vaz geçtiler. Umumt harpten — doğan mali meseleler de bu suretle halle- dildi.. Konferansın en büyük muvaffakıyeti, bir çok endişe- leri mucip olan ve arasıra (sulh ve emniyet) fikrini sarsan Al- manya ile Fransa — arasındaki İmeseleyi muslihane bir surette halletmesi oldu. Fransa, iler- deki Almanyanın kendisi için gene korku mebat © l e- deceğini — bildiğinden (Ver- llilles) muahedesinin temami- i tatbikinden demvurmağa baş- ladı. Halbuki Almanya borç- larını ödemeden ve 1935 senesi gelmeden bugün (Ren) mımta- kası tahliye edilmiş bulunuyor. Almanya taksitlerini veremi- yor diye Ren havalisi bir daha da işgal edilemez. O devir çok- tan geçmiştir. Şu — halde elde kuvvetli bir müeyyide olmak lâ |zem gelir. Diğer devletler bu İnoletada durmayı zait gördük- lerinden yalnız Pransa bu hu- susta ıstar etti.. Nihayet, mü- eyyideler — meselesini, her iki taraf epeyce uğraşarak — si- yasi değil — ticari mahiyeti ha- iz esaslara başladılar. Bu halin her iki hükümeti biribirine yak kilettiği inkâr edilemez.. Ne- tice olarak, Young plânının tatbikatında ihtilâf çıkarsa, bu- nüun plânda gösterilen usul da- iresinde halli kararlaştırıldı... Biz, muteıkıp ve mütevali lerin kı (op, tüfek 3 — Hayır, onunla konuşalım. İkinizin arasnda oturup yemek yiyeyim. Hep birlikte gezme- ğe gidelim. Bana ikiniz de lâ- İkinizin de yüzünü Zzansınz. Nüüzaln,. Fo aamn I 1 Müsaade istediniz laştırmakta büyük bir âmil teş | mek üzere oraya teveccüh et—' tiğim zaman mumaileyhi hâlâ | © Yağmur, ince ince, hıç dür- mamacasına, — dinmemecesine yağıyor. Islak kaldırımlar ten- ha. Saat gece yarısını çokmnv geçti. Şemsiyeme sığınmış, hızlı hızlı yürüyorum. Sabaha kadar açık kalan kü- çük kahvelerden birinin saçagı altında, gözüme açık renk bir şekil ili; yağmurun dinmesini bekliyor-| a. Geçerken: — Bonsuvar! Dedi. — Bonsuvar! Dedim. Kadın kolumdan tuttu. Çok boyalı, fakat çok çirkin değil- di. Ağzının köşesile güldü. Pek| İneşeli bir gülüş değildi bu.. Es | nafça bir gülüştş. Dedi ki: — Bu havada sokakta dola- şılmaz, evde oturulur. Kadmım hakkı vardı. Bir an tereddüt ettim sonra: — Haydi bana gel, dedim. Kapıdan girince sevindi: — Ne güzel evin var, canrm! dedi. — Evim güzeldir amma, de- dim, senin canın değilim, — Canımsın. — Değilim. * Birdenbire kapanan bir mus lok gibi sustu. Şaşaladı . | tanıyanlar Luluka derler. — Fena değil. —Senin ismin nedir şekerim? —Senin şekerin değilim. İsmim Ahmet. — Bu hafta seninle beraber tam sekiz Ahmet tanıdım. velvelesinin kulaklarımızın za- rını patlattığı bir — sırada doğ- duk. Artık biraz dinlenmek za- manı geldi. Şimdi, dünyanın İher tarafı, sulhçuluğa doğru |devadımları atıyor. Bu vadide ıymeti vardır. Netice bir iki |hükümete ait değil, tekmil be- şeriyetedil nun plânde gösterilen usul da- mi bir münazaayı ve hatta muh bir çok pürüzlerin silinmesi, u- | |mumt sulhe |kunduğundan, Lahey ransının muvaffakıyetle bitme- si, bütün insaniyet için şerefli bir teselli bahşediyor.. Kon- gibi artık — eski düşman, müttefik gibi şeyler yok. pimiz bütün dünya çalışan birer dost olaca,; rip bir tesadüf eseridir ki La- hey konferansının — bitti nün ertesi günü daha büyük t n'r konferans başladı. Her )ınlde insanlar Iı'ırlıe değil sulhe ko- suvorlar. iyenin de kuv- vetlenmesine çalıştığı her sulh hareketi, bizim de memnuniye- timizi mucip olur. Sulh, sulh, | sulh... İşte istediklerimiz, Nimet hafif bir göğüs geçir- di, sesini biraz alçalttı: — Altı ay yaşa. — Olmaz, Senden altı ay ay- rilamam. Hem neye ayrılayım Sen bana bir şey yapmadın ki.. — Yapmadım amma beni sev miyorsun artık , — Kım söylemiş!. .. su iyorum. — Peki, ya günün birinde bir üçüncü kadın daha seversen... — Amma yaptın!. — Gidişin o gidiş... O za- man da ikimize bu ayni nutku| vereceksin. — Mademki burada artık bir kadından başka kadın alm- mıyor, terki tabiiyet edip Fasa! görmeliyim. Beanşart ki, yüz- | gidelim: Orada dörde cevaz| keriniz güler olsun. — Git onunla yaşa... — Ne kadar zaman? — İstediğin kadar. — Meselâ? > — Bıkıncaya kadar. var. Odalıkların” hesabını da tutmıyorlar. Tam senin rahat! edeceğin yer. — Senin bu gece bütlün key- — Bilâkis, ne kadar dertli . Bu şekil muhakkak | — İsmin Luiza' dır, amma | en ufak bir adımın mümtaz bir | İşte şimdiye kadar | temel bir harbi doğuracak olan | feransta M. Snowdenin dediği | Bu söze canım sıkıldı, sonra zihnen vakıt geçirtti. Kimbilir |bu kadın ne Ahmetler, ne Meh metler, ne Hasan Hüseyinler ta mamıştı. Üstat bir tavurla geniş sedire uzandı: Yerini bulmuştu. Oh! dedi, sonra sordu: — Sigaran var mı? — Var, İçti. Birbir üstüne dört beş sigara içti.. Paketi çantasına koydu. — Bir çay yapayım mı? — Yap ya canım... İyaya ilişti. — Canın değilim dedim ya! Çayı yaptım. İçti. Bir fincan dahaistedi. Bisküi yodi. — Süreyim mi? Süreyim mi demesi, şişeyi |çantaya atayım mı demekti. Attı. Odanım içinde — dolaştı. |Herşeye el uzattı. Saate baktı: —İki buçuk olmuş! erken kalkacaktım. — Vah yavrum sana! — Ben senin yavrun değilim. — Soyunayım mı? Yerimden fırladım, soyun- masma mâni oldum: — Sakın ha.. İstemem böyle şey.. Yağmur dinmedi. Şemsiye mi al, yarın getirir- sin. Beni yemek, dişlerile parçala mak istiyormuş gibi yüzüme baktı. Çenelerini sıktı.Hiddetle şem isiyeyi kaptı.. çıkıp gitti. | | Onı evım! ıçtım. sigara ver |dim, çay içirdim, kolonya hedi |ye ettim, üstelik şemsiye mi de aldı. Halbuki önü ne canı oldum, ne de yavrusu. |dı? Kimbilir, belki!? Selâmi İzzet y—ı» Harik, hayat, kaza va $ Galatada Ünyon hatruda” kâin İ sptarın Gözü küçük bir şişe kolon- — Eyvah!.. ben yarın ııba!ı4 Bana kızmağa hakkl var mıy | ? MEŞUM FAHİŞE Louise Brooks geee PEZETARENTE UDO Evelki akşamdanberi Thamra sinemasınd irseye — başlanan ÇILGINLIKLAR REVÜSÜ - FOX TEMAMİLE SÖZLÜ VE şARKILI mühtesem flim, Bütün temaşaki- ran tarafından sürekli — ve çılgin alküşlarin - karşılanmaktadır. Tepebaşi Ti- yatrosunda Bu akşam saac 21,30 da Tersine akan nehir 3 perde Yerli mallar 1 perde Yazani Ce MN gz Curma günü sast 14/30da, Tetanbul İlcinci Ticaret Mahkeme- | sinden: İstanbulda Yemişte Meyve| Halinde 34 numeroda — Komisyoncu| ©* Bostancıoğlu Mehmet — ve mahalli mezkürda 8 numeroda iken - elyevm Balıkpazarında Aslan Hanında ko- misyonculuk ile müştegil Serkadı za- de Hüseyin Fikri Beylerin mahkeme ce 28-1-930 tarihinde iflâsın açılma- sına karar verilmiştir: umaileyhadan alacak ve is- dia edenlerin işbu haklarını) tarihi ilândan itibaren bir ay içinde mahkemede iflâs idaresine müracant- la kayıt etttirmeleri ve bu — baptaki delillerin aalı veya müsaddak suretle ini tevdi eylemeleri. 2 - Müflislere borcu olanlı keza bir ay içinde kendileriz meleri (hilâfına hareket cezai mes' üliyeti muciptir.) 3 - Müflislerin malnı her ne suret- le olursa olsun ellerinde bulunduran ların o mallar üzerindeki hakları mah fuz olmak şartile keza bir ay içinde iflâs idaresi emrine tevdi eylemeleri, ve etmezlerse cezai mes'uliyete uğ- rayacakları gibi makbul mazeretleri bulunmadıkça rüchanı haklarından mahrum kalacakları. 4 - İçtima 5 Şubat Çarşamba günü saat 14 de mahkeme iflâs odasında akdedileceğinden alacaklıların yevmi ve vakti mezkürda bilâsale veya bi wekâle hazır bulunmaları ve lerin müşterek borçluları ile kefille u tekeffül edden sair kim ada bulunmağa hakları 'a ve iflât kanununun ddesi mucibince tebliğ im olmak üzre ilân olu- ŞEHREMANETİ ı makamına nur. ctomotu sigortalarınızı Ünyon sigorta kumpaayasına Türkiyede bilafasıla terayı muamelo etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Romatizma ağrıları » Aftık hissedilmiyecek, çünkü ihtikanı dem- den mütevellir romatizma ağrıları — için en SLOA İstimal edi mücssir tedbir. olan NS LİNİMAN iniz!.. Her yerde satılır. GEK Operatör HALIL SEZAİ mmsr Basur memeleri, amoliyatsız elektirikle Divanvol olduğumu tasavvur edemezsi! Kalbim kanıyor « Başımı salladım, sonra elim' kaldırıp şehâdet parmağımı salladım : — Kalbin beni sevdiğin içir kanamıyor, Bu vaziyeti izzet nefsine sığdıramıyorsun; «Bak şu kocamın yaptığına!» diyor- sun, «Herkesin kocası uslu a. kıllr oturuyor!e diye düşünüp kızıyor, üzülüyorsun , Başkalarının kocası zannet- tiğin kadar uslu diğildir Nimet. En uslu görüneni - Ahmet bey değil mi? Evlendiği gündenbe- ti metresi vardır. On senedir, haftanın bir gününü onunla ge- çirir,, Mehmet bey, bar dansözle- Trinin peşinden ayrılmaz, ko- çıkmaz . Kimi hizmetçilere düşkün- , kimi terzi kızlara. Bir tane- i daha geçen gün uygunsuz bir evde baskın verdi . — Kâmil değil mi — Evet, nerden biliyorsun? — Gazeteler K, bey diye bah di fistül ve sıracaları tedavi ve bilcümle ameliyatı icra blu Acı Hamamn N, 90 settiler, tahmin ettim . — İşte onlar, işte ben. On- 'arı bana tercih mi ediyorsun? — Erkeklerin hepsi rezil, repsi ahlâksız. Hepiniz ayni amurdan — yuğurulmuşsunuz. — Hayatın basit zevkleri ve saadetleri bu ahlâksızlık dedi şeylere mütevakktıtır. Mi- safir kabul ettiğin hanrmefen- dilerin ahlâklarından emin mi- sin? Biribirlerine sarılıp öpü- şen kadınların çoğu herhalde dostçasma — öpüşmüyorlar... Ne demek istediğimi anlryorsun we bunun böyle olduğunu sen de biliyorsun . Bu hallere müsamaha etmi- yor musun? Gördüklerimin ço- ğuna göz yummuyor musun? Nimet kısa bir düşünceye dal dı; ve biraz sonra: — Şadiye hanımla, bütün bu söylediğin şeyler arasında hiç bir münasebet yok, dedi . — Nasıl yok, dedim, ayni şey . — Hayır. Sen, Şadiye ha- nımla istediğin zaman, istedi-! | 10 ÖPERA BUAKŞAMDAN itibaren DAMİTANIN temsil ettikleri KORSAN sesli filmini gösterecektir DKK e Ğİ d DY GA c KA () Komedi Wransez 4'M.adams ESİ o ç MÖSYÖ R © ahti İdaresindeki — trupunun — gala #osyeterlerinden LSORE ve fahri sösyeter A V E nin temsilleri 12 Şubat — tarihinden itibaren Alfons Dodenin şaheseri olan SAASP HO piyesi ile FRANSIZ başlayacaktır. Diğör temsillerin programı tiyatro kişesino talik edilmiş- tir. Kişeler yarından itibaren TİYATROSUNDA $ bilet satışına başlıyacaktır. eesesi Yena ça ($ sinemada $ GA ” pgayet Mü: NDAZKANE KIZİŞ merakaver ve şayanı hayret sü- perfilmin dk irsesi ınzııllrsı. düber ve büyük a: üi ö N t Perde aralarında zengin varyete programı : 6 2332323222238) Pa ÂAşk g'gclerı Fransızca olarak baştan başa SÖzlü ! tülm Heniy Kistemackerâ meşhur Piye: den İktibasen Kömedi Fransezden Madam MARİK BELL tarafından temsil edilmiştir. - yakında Elhamra sinemasında e 0000900390003* DU Bu akşam MELEK SİNEMASINDA Feykalide gala Dünyanın en muazzam filmi olan KURUN bir defada tekmili birden gösterilecektir. Röjisörü: M Mümessilleri 1 DOLORES KOSTELLO ve JORJ O, BRİEN Bu : İ | savaresi - olarak GEMİĞİ lkacl Kertez filim için ARNOLDİ - ZİRKİNE orkesırası 18 kişiye iblâğ edilmiştir. © letler şimdiden — gişelerde — satılmaktadır. HAKA bunun böyle olmasını tercih e- diyorsan pekalâ... Bu suretle| devam ederim. Bundan böyle yarımda Şadiye ismini ağzıma almam ... Kimse de senin ya-| nında ondan bahsetmez. Fakat herkes arkandan: «Zavallı Ni- met...» der. Acımacak bir mevkie düşersin, Httâ bazı eşin dostun kabahati sende bu- lurlar... Söyliyeceklerimizi — söyleyip bitirdik. Sustuk. Bu hususta ilâve edecek hiç bir şeyimiz, kalmadı Yakacık muhaveresi - burada| kapandı Siz maceramızın bütün mahremiyetine aşinasınız, Siz-| den saklanacak bir şeyin kal- madığı için, o gecenin mahre- miyetini de söyliyebilirim. Bu muhavereden sonra, Nimet, bana kendini arzulatıp arzula- tamıyacağını tecrübe etti ve... Tecrübesinden muvaffakiyetle ' cıktı. FİLM Ben de - itiraf ediyorum ki - | rolümü mükemmel oynadım. Nimet, sevişme hususunda Şâa” | diyenin ne derece mahir oldu- günu anlamak istiyor, banâ süaller soruyordu . 4 Zevklerini arttırmak için çık saçık konuşurlar ve rına, ayakta iken la rığy iması ile kızardıkları şeyle! lerler , O sordu, ben cevap mecburiyetinde kaldım , İstanbula avdet ettik. Yr kacıkta bir buçuk ay Bu zaman hiç hoş değil lıh”' Tinip gidildiği zaman, oturmanın başka bir zevki vVâf” mış. O zamanlar Yakacık başi bir âlemmiş. Otomobil bu 2? ki berbat etmiş. Köyün ? fdatımı basmmunc

Bu sayıdan diğer sayfalar: