11 Şubat 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

11 Şubat 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ful ik v*v et Milliyet” tir E — Ankara caddesi 'elgraf adresi: Milliyet, le- Telefon mnumaraları: İstanbul 3911, A912, 3913 4*'VABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 Yuruş 750 1400 1400 2700 aylığı Ü1ç Gelen evrak geri verilmez » Addeti geçen nushalar 10 kuruştur. ç Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Cazetemiz ilânlarm mesuliyetini kabul etmez. Dön hararet &n çok 1,5 en az derece idi Bugün — havanın Doyraz ve kapalı olması mühe “ymeldir. UCUZ YEMEK HMalümya şimdi ucuz yemek Tondan, d e ilâve etmiş.. Bu fık- şım B ş cavabı ve- ren bektaşi apta Ben ol sam namazı tercih ederdim.. — Neden? —Yenmez de ondan! FELEK | Kakledliler müsabakası Veremle mücadele 39 uncu haftanın 3 üncülüğü- Hü Galatasaray lisesinden 175 Hasag İbrahim B, kazanmıştı. Yazısı şudur: «39uucu hafta gazetenizde intişar eden haberlerin en mü hbimmi veremle mücadele için hükümetimizin aldığı vaziyeti izah eden Sihhiye Vekili Refik Beyin beyanatıdır.. Verem sari hastalıkların en müthişi ve insan vücudünde en fazla tahribat yapanıdır. Has- talığın inkişafına yardım eden sebepleri araştırdığımız zaman şu neticeye vâsıl oluruz: Gıda- sızlık ve bilgisizlik. Hepimiz bi riz ki bir çok kimseler sar- | fettikleri kuvvet nisbetinde (ka lori) alamıyorlar. İkincisine ge stesi yapmak moda... Herkes B yte yapıyor. Bu işe ilk önce| lince hıfzısıhha hakkında en ibtidai malümatı olmıyan, has- t Öazhar Osman B. başladı. — | talığın sureti seyrini bilmiyen iŞimdi onun attığı taşı kırk| cahil adamlar ve ekseriya allı çıkaramıyor. Geçen — gün | lülerimiz bir veremli hasta ile W nini yazmama müsaade et- bilâtereddüt bir tabaktan ye- Cliyen bir gazeteci ziyarete| mek yiyor, bir bardaktan su içi- imişti. Ucuz yemek meselesi| yor ve bu hareketi ile ne müt- | iddı. Bana dedi ki: İhiş bir hastalığa tutulduğunu ",— En ucuz yemek veresiye bilmiyor. Kıymetli verem mü- en ve sonra parası verilmek tehassısımız Tevfik Sâlim Pa- tenilmiyen yemektir.. Nasıl | Şşanın bir meçmüada intişar e- F3 listeyi tatbik edebilir misi-|den makalesinde bir hastasını *? misal getirmiştir: F İNDAN KURTULAMADI | Paşa hastayı ziyaretinde ya- #iBizim arkadaşlardan Tevfik| tağımım daha güneşli bir odaya W ©ati vardır. Tanırsınız.. Ha! (naklini söylemiş. İkinci kere # >mam işte o! Evet, evet! Cy-| gidişinde söylediği gibi hare- y koy.ı benzer.. Onu dün ever-)ket edildiğini görmüş fakat eylik bir dua olarak değil| hastanm şu suali hayretini mu- -ılhh sakin ve rahat bir sa- | cip olmuş, hasta ne vakit o ka- 'Wt yuvası kurar... Jranlık odaya gitmesine müsaa | * Nikâh kıyıldıktan sonra ar-|de edeceğini ve ? Haşlardan biri dedi ki: tağımım oraya göt ' " |balıkçılıkla geçinen küçük bir kör |söylerken o kıskıs gülüyordu: |vukuları sayıp döküyor, genç Bir yemekten sonra idi. Er- kekler aralarında konuşuyor- | lardı. Söz manyetizmaya inti- kal etti. İçlerinde inanmıyan | İyalnız bir genç vardı. Herkes — Bunların hepsi yalan, hep- palavra! diyordu . Biri kızdı: — Vakti evailde 1mucize de — Yalan, 'ımdı nıye yapıl- mıyor? Bunun üzerine herkes başın- dan geçen bir vakayı anlatma- ğa başladı. Herkes hissikablel- |mütemadiyen: — Yalan! Palavra! diyordu. Nihayet ayağa kalktı: — Durunuz, dedi, ben de iki vaka anlatayım . «Karadeniz sahillerinde sırf | vardır. Bu köyde bir gece, | küçük bir çocuk uykusundan: «Babam denizde boğuldu» fer- yadı ile uyanmış. Çocuğu tes- kin edip uyutmuşlar, Biraz son- ra gene; «Babam boğuldu» diye haykırmış. Ertesi gün, babası- nın sahiden öldüğü meydana çıkmış. İşte manyetizmanın bir esrarı.» Biri sordu: — Şu halde neden inanmı- yorsunuz? — Anlatayım. Benim bu gibi ruhi hadiselere inanmak pren- sipime muhaliftir. Herkes inan | n evvel ya- | müşareket yoktur. lmesi için / esnasmda ben o köyde bulunu |mağa başlayınca ben inkâr ede- rim. Ruhların arasında hiç bir Bu hâdise| Manyetızmd | zel Juyudum .. aRuyımdı gene o kadını gör- düm, Bana aşkın ezvakını tat- İtardı... «Bu öyle şedit bir zevk, 'nyl: canlı bir rüya idi, ki vücudüm- de vücudünün sıcaklığını hisse- diyordum , tÜç kere ayni ruyayı gör- düm ördüm. Sonra yattım, «Ertesi sabah aklımdan çık- madı... Çıkmıyordu. Hep onu düşünüyordum , «Nihayet giyindim, çıktım, evine gittim... Beni karşısım- da görünce dik dik gözlerimin içine baktı. Oturdum , «Evvelâ bir iki basma kalıp söz söyledim ... Sonra birden- bire üstüne atıldım... Rüyam hakikat oldu... İki sene bera- ber yaşadık , Bir ges sordu: neşredelim mi? Daha geçen gün #Cebir Oğulları” Kırca Ali de nahiye müdürü l . Yine katiller ortada yok. Yok dı işte bütün Trakya komitası. H duğunu ne zaman anlayacaklar? TEŞEKKÜR Füc'eten vefat eden - Elektrik Şir-| keti memurlarından - sevgili biraderi- | miz OSMAN ZÜHTÜ mün gerek ce- nazesine gelmek ve gerek şifahen ve |tahriren taziyette bulunmak suretile ize iştirak etmiş olan zevat ve eviddaya ayrı ayrı teşekküre im- kân güzeteniz vasıtasi- le cümleye teşekküratımızı arz eyle- riz. Merhumun hemşire ve biraderleri —— Bir tavzih Dünkü nüsbamızda 1. Necmi Be-| yin edebf makalesi zirine konulacak X: iken her nasılsa geriye kalmış - olan haşiyeyi bugün yazıyoruz Geçen hafta Darülbodayide Fari- let kuklası adlı bir piyes oynanmıştı. Asia bir dosbun teşvik ve sererile deki- ri başka uhdnılınnm almasından i- keri geldiği bu ikinci — müşahededen anlaşıldı. Behzat Beyle Şaziye Huııı— mın rahatsizlikleri yüz "| |bebeklerimde canlanrvermişti... |lere en iyi muamele eden hükümet- Wlerden biri de Bulgaristan idi. Fakat |bir kaç senedenberi Bulgaristan Türk bi _l W— Eyvah, Tevfik! Geçenler. , 'karmonyolaya düştün, yaka- 2 w kurtardm, sana bir şey yapa- V1 dilar, lâkin bu defa Übey- Va l Iıh Efendinin elinden kur- ım:ıdm. sana kıydı. 'evfik içini çekti ve: *Ah, keşke hep kıyanlar efen ! kıysat dedi. Ve bir ba- * n ezmesi alarak ağzına attı. ONDAN GEÇMEZ! ki gün evvel ahbaplarımdan | â“ grip olmuştu. Ynklımığı iştik. Görüşürken hastalığı N. 'öden aldığını söyledi. Yanım 'i abenimle ziyarete gelen - bir * /hadaşı cevap verdi: — Zannetmem, yanılıyorsu- 4! O adamın birine bir şey mesine imkân yoktur. Hatta 7ıılık bili * isayabında bu hüsnü şahadet “ iden zatın hasis olduğunu söy ; heğe bilmem lüzum var mi? 'VUA“AZI MI SEVERSİN ORUCU MU? Dünkü Politikada Yusuf Zi- 'B. bir fıkra yazmış.. Maruf- y ya Bektaşiye sormuşlar: — Orucu mu seversin, na- et mi? — Orucu, demiş, ve, yenir de W | “Milliyet, in edebi . 3 Hiyir saat sonra ikinci seans ği zaman kazandığını bi verdikten başka iki yüz tila üste vermiş bulunuyordu. | eriki salona geçtiler. Ka- » Vihar hâlâ münazaalı biriç par- 7 Xi bitirmemişlerdi. Yavaşça âldi — İstediğiniz oldu hanıme-| , .ıım Kn)bc'um' — Tebrik ederim o halde si- #i - Biriçte ortak gider misi- kadınlar -n'ıu'ıda Buna rica etmiştir. Hu kâfi bir misal | yordum. Herkesi bu hususta is- olabilir . ; ticvaba başladım, nihayet esrar Verem ehemmiyet ve tetkika | perdesini kaldırdım. Orada öy- şayan olup uzuri zamana - ihti- | İe çok ve sık deniz faciaları 0- İyaç göstermektedir. Refik Bey | luyordu ki, çocukların hemen beyanatında hükümetin verem- | ekserisi uykularmı kâbus- için- le mücadele için bütçeden tah- | de geçiriyorlar ve geceleri «Ba- sisat ayırdığını zikretmiştir. |bamız boğuldun diye sayıklı- Bundan anlaşılryor ki hüküme- timiz meseleye lâzım gelen e- hemmiyeti vermiş ve icrasma başlamıştır .» Yeni eserler Satış San'atı İngiliz mütefekkiri Gasson'- yn en güzel eserlerindendir, Bu kitabı muallim Mübahat Bey, (İş), (Muvafakiyet ve haya-| tın zevki),(İş başındaki adam) eserlerinde olduğu gibi büyük bir muvaffakiyetle dilimize al- mıştır. Satış san'ati her Türk tacirinin okuması icap eden bir eserdir. Kadın ruhu Safiye Midhat Hanımın ese- ri olan bu kitap 12 makaleden | mürekkeptir. İçtimai ve hayati | meseleler üzerine yazılmıştır. romanı: 7 bürhan Lıhll rağmen Hale onun yanlışları- nı çok kibar lâtifelerle karşılı- yor, ona hissettirmeden hatala rı kendi tashihe çalışıyordu. İyorlardı. Eğer bu sayıklama her hangi bir biçareye tesadüf etti mi, hemen mucizeye inanı- yorlar.» Buesnada G&öze bir Hanım — Peki, netice? — Tesadüf. ., Hem kim bilir, belki de hiç fark etmediğim bir bakışr o gece birdenbire göz irmelmd « m serin bütün gidişine tesir yapmış ol- duğu görülüyordu. Tiyatro — san'ati| pek nazik bir iştir. Esası memlekoti-| mize uymıyan, fakat tertibi ve üslübu ile oldukça hoşa gidebilecek olan bir inde ona can verecek değişmesil. Beylerden biri güldü: —Eğer bundan sonra da manyetizmaya — inanmıyorsan hankörlük azizim , p Nakleden Selâmi İzzet . Bu cseri yazdıran hevese ge lünce ilk başlıyanlarda vukuu zaruı olan bazi'kusurlara rağmen bövle bir | |hevesi tayip fikrinden zaten çek ua| sunun şimdiki halde y Edirneden yazılıyor: Bulgarlar ve Bulgaris- tan Türkleri Yabancı topraklarda yaşıyan Türk ileri gitmesinden başka bir — maksat olmadığından bu arada bazı sert ler söylemiş isek bunları gerek alâka darlar ve gerek karilerimiz maksadın | temizliğine bağışlamalıdırlar. lerini hicrete mecbur etmek için ha- tıra gelmiyen tehditler ve cinayetler yapılmakta, carirhdan bekan Türkler mallarını yok pahasma ve hattâ ol- duğu gibi bırakarak Türkiyeye sığm- maktadırlar. Bulgaristan'da hâlâ yaşıyan ve her| sene bir kongra ile yeni tertip eden “Trakya komitası,, ismin- de bir teşekkül vardır. Bunlar güya Türkiyeden Bulgarietana geçmiş olan Bulgarları kendi yerlerine — gönder- mek ve Trakyayi Bulgaristan'a ilhak etmek çin çalışırlar. Hakiki maksat ise Türklerin pa- ralarını almak ve yaptıkları cinayet- lerle onları Bulgar - toprağından ka- edinmiş olan ve en güzel ve b rikolâde sesli makinelere .malik balunan KLRAMR - SİNENSI NURUN GEMlİsi filminin SESLİ, SÖZLÜ ve ŞAR- KILI bir kopyasını gedermiştir. Ba müstesna filmi görmüş olanlar, gerek tofanın muazzam . sahaeleri gerekse fllralin asri kıstmm sözlü bili karıştı: —. — İkinci vakayı anlatın. — İkinci vaka kendi başıma gelmişti «Tanıdıklarım arasında bir | kadm vardı, ki kendisine hiç ehemmiyet vermiyordum. Bu kadm çirkin olmamakla bera- | ber, bana bir şey ifade etmiyor- |du. «Bir gece, odamda oturmuş mektup yazıyordum. Yoruldu- |" ğum bir anda, kalemimi bırak- | tım... O zaman gözlerimin ö- | nünde, bir saniye bile aklımdan geçirmediğim o kadını gördüm. | Karşımda, çırçıplak soyunmuş | |duruyordu... O güne kadar gü lerimden kaçan manalı gü-yor, bu bedbaht şehitlerin Ötekiler salonun öbür ki sinde toplanmışlar, biriçin çok patırtılı bir oyun olduğundan bu oyun yüzünden Amerikada bir kadının heyecanını yenemi- yerek kocasını öldürdüğünden bahsediyorlardı. Cevdet Bey halif bir sesle genç kadının serzenişine cevap verdi: 'tebrik ediyondunuz? Maamafih bütün gayretleri bo- | şa gitti. Partinin sonunda bu küçük eğlencede Halenin tara- fi yüzon kuruş kaybetti. O: hissesine elli beş kuruş di yordu. Ortak oldukları için bu- nu da Cevdet Beyle paylaştılar. Bu kadar bo: rayı bule mak, üzerinde bir iki bin lir. dan aşağı para ile gezmiyen Cevdet Beye güç geldi.. alar arasında |mi yedi buçuk kuruş bulabild İeri - Y.vm Beyefendi, sizi de bekliyen otomobilleri tekerlek- | Hem zaten hoyh: bir iş aramı- rara soktum, Bana darılma- lerine kadar doldurmuştu. Sa- (YMi sakm? İlonun sıcak ve lâtif çiçek koku- — Demin kaybettiğim için Hale zarif bir hareketle çıp- lak omuzlarını oynattı: — Kumarda — kaybetmenizi emek fena bir temenni de- ğildir ki? — O halde beraber kaybet- Mmek daha iyi değil mi? Genç kadın cevap — vermedi. İri kehlibar gözleri bir nerkis gibi açıdı, süzüldü. İkisi de tehlikeli bir yola gir miş gibi irkildiler. Ve yanları- na gelen Hüdai Beyle görüş- meğe başladılar. | Dışarıda yağan kar kapıda | çırmaktır. Komita namına Varnada yınhrdıl'lırı muazzam apartırman he- |men umumiyyetle Türk köylülerinin le vücude gelmiştir. Bunlar bir iki ay evvel Varna ve Yambolu'da ak- | İtettikleri kongralarda Türkiye al hine iğrenç nütuklar irat ve Türkiye | buzur ve $i bozacak prog- Na oluyor? Bulgari stanım er hudutlarda ve dehilde daha mühim işleri bulunduğu | muhakkaktır. Buna rağmen beri ta-| rafta en emin bir komsusuna — karşı yaçılan bu hareketlere neden göz yu-| kadar höy temaşa Olduğunu takdir ed Bu misli görülmemiş eserin ira: NUN Nİ m rarelenip eğlenen misafirler ve-| Cevdet Bey ona (Fahri da edip çıkarlarken kalın mu- İsulfato meselesini izah ediyor- şambalarına sarılıp uyuklama- jdu. ğa çalışan şoförler kımıldan- | — Hem gayet basit bir iş, di drlar, Geniş Maçka caddesi ka- | ye ilâve etti. Nazır iki taraftan sırga halinde savrulan bir tipi birini tercih edecek, gayrimeş- ile boğuluyordu. Kürklerine sa- ru bir şey değil, Bir tercih me- rılan kadınlar heyecanla otomo selesi anlıyorsun ya. Ve Nus- billere iltica ettiler. Kar ve rüz |ret Bey işin teferruatını izah gâr altında saatlerce kalan ma- | etti. kineler ağır ağır işledi. Yanan | İki arkadaş bu basit meseleyi elektirik lâmbaları arabalara birer kadeh vermutla ikmal et- can verdi, ve boğuk bir gürül- tiler . ile hareket eden motör kara| — Ebu iş olmadı sayalım. gömülü zincirli lâstikleri dön- | Yarın nazırı görür hallederim, dürdü. Kuvvetli ve ağır otomo- |sen şu Antalya-Burdur yolu biller diz boyu çıkan kart bir münakasası torpil gibi yardılar. Tipiye, so-| — Mühendi! uğa rüzgâra istihza eden bir | man grupunun eksperleri yı | sant 21,90 da eef “Trakya komitacılarının bududumu | Tatlimek xa yakın Türk tarlalarını almak için yaptıldarı hile ve cinayetleri saymak İâzım mı? 'Tarlasında sakinane çalışan, ver. | ğisini veren, askerliğini yapan Türk Köylüsünü Trakya komitacıları öldü- rüyor ve daima katiller meçhul kalı- listesini | 4 perde tercümeedeni! Salt Âli Bey | Cuma matine saat 1430 da sür'atle boş ve yumuşak cadde- da.. Münakasa Şubat on beşte |C lolacak, o zamana kadar ferah | ferah yetişirler lere dağıldılar .. olan Darülbdayün hayırlı bir surette | “ İdeğil, Mümessilleriz İVAN ve GASTÖON JAKE. Şa bi tablolar V1 M e*—ao».i,—ı ÜDLES GAS EREE Bu zı.ksam MELEK SıVhMAaIW Parlak ve dilber yıldız LİLİ DAMİTA nn en sön ve en zengin temsili ÇILGINDAN SÖZ Hilmi, harikulâde dekorları ve görül- memiş derecede muhteşem kostüm- ler Te icne edilecektir. Haris bir âşık.. Hayasız bir sokak kızı. > Ahlâksız kadınların girip çıktıkları pis batakhaneler, sefabat #lemleri.. Dommı ve biçaklanca sahneleri.. ve bununle beraber samimi bir aşk macerası. İşte önümüzdeki Perşembe akşamından itibaren ŞASRİ SİNEKANIN Vi Muazzam !ilmın mevzuu. Mümessilleri JON JİLBERT ve JOAN KRAVFORD filmidir> İK İ S KOLEN MURAA Ilk macerası ne idi? © CCĞ geT o'iA ittihadı Milli Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi İdaresi: Galatada Ünyon Hanındadır. FPulunmayan $i Seyoğlu - 2003 “Mıllivel.. in eğlenceleri 12346567890 bi B 'I'ı- .w'_ı, Dankâ bilmecemizia ballı mis sokli YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Kokular (7), 2 — Kalm kumaş (3). 3 — Hücum (4). Kurum (2,. 4 — Beygrir (2). 5 — Acınma (8). 6 — Kırmızı (2). 7 — Köpekte bulunan hayvan (4) Nida (2). &8 — Valde (3). 9 — Haydütlük (7). bilmecemiz SOLDAN SAĞA: 1 — Ger kalan (5). 2 — Lezzet (3). Göz rengi (3). 3 — Yeleli hayvan (5). 5B — Nida (2). Hane (2). 6 — Pekmerle yenca (5). 7 — Nida (2). İnce kumaş (3). Fırlat (2). 8 — Suz.. sız (2), Zaman (2). 9 — Para konan yer (4). Meydan- da (4). ğı keşif esas olacak? Bu bir şey |ondatı sonrasr kolay. Münaka- şimdi bir de Belçika gru- İsa da attığımız adımı bilmek pu çıktı. lâzım. Rast gele fiat kırılmaz. — Ya! Kim temsil ediyor bu | Kilometro başına bir puvan grupu? kırsak binlerce lira eder . — Bizim Ahmet Sami. Ama| — Şimdiki halde işi bizden tabil yalnız değil. Sizin Azer- | fazla sıkt tutan yok gibi . baycan Meb'usu Nihat Üskü-| — Sen bu işte kimi çalıştırı- dar meb'usu Sezai de beraber. |yorsun? Alâeddini mi? — Ahmet Sami gimdiye ka-| — Tabif, başkasına emniyet işlere girmiyordu?. (edemem monşer. Binlerce İira iklerini satacak diye verip hazırladığım işi * herkese rivayet var , Amatörlükte para bırakabilir miyim - kalmadı diyormuş . — Trahwn - M:ılazya şimerni- — Peki amma l“elx ka gru- difer işini bilirsin ya ... Bizim t- Her halde iş vmnı.fı. kaya gi- & i, müzeleri gez- mez y: ecerikli şeydir. Konku- — Ne kadar çıkacak tahmin |lu: — Bu senin işin azizim, Sih- | edersin? hiye nazırile can ciğersin.. Bu| — On bir, on iki milyon! kadar nazın geçmez olur mu? | Fena iş değil! — Tabii . yormiydin. İşte ayağına geldı_l — Fransız grupu ne âlemde? Meb'us Nusret Beyle (Altın | — Onlar daha keşif yapama- — Yanındakiler de meraklı Zaânnedet Ahmet Sami, onlara epey $e abif, ben zaten F ler vadetmiş. grupunun bu iste ağıfigitti. — Ehemmiyeti yok. Biz işi: gördüğüm için bizim Alâeddine sağlama bağlıyalım da.. Bir de- « Bitmedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: