16 Ocak 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

16 Ocak 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MELIY Jilliyet 16 K. SANİ 1931 İDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ti taubul. Telefon mumaraları: Istanbul 39:', 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç işin 3 ayhğı © 400 kuruş 800 kuruş G6 150 , 1400 öz 140 , 208. Gelen evrak geri verilmez lüddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur Gazete ve matbanya mit işler İçin müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların o mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Tün hararet en çok 13'en az 7 dtece idi Bugün ruzgir poyraz esecek hava bulutlu olacaktır Dört yüzlü kuzu Çagış isimli bir nahiyede dört yüzlü bir kuzu doğduğunu gazetelerde okudum, Haberin doğru olup olmadığın: bilmem. Eger doğru ise cidden garip sey... Vakıâ kuzu gibi görünen iki yüzlülere tesadüf edilirdi, amma dört yüzlü kuzu görül- müş değildi! Rusyadan avdet analı kelimeler vardır. iz kadar size bulabili- , kaz... yaz... bin. kay- h daha var. “Spor se- Kaymak kelimesi na- srl süt yağı ile “ayağı kaymak,, ta olduğu gibi iki zit mânaya gelir, sazda çalğı ile suda biten! ota denirse “spor seyahati,, de | böyle iki zıt manâ ifade eder. Birisi Atinava n kafilenin sayhati, digeri Rusyaya giden ve bol:s ihtikâr: yapanların se- yahati!.. İkisi de spor seyahati amma arada Sbirya kadar fark var... Rılsyadan avdet eden çocuk ların anlattıkları o kadar: şaya- nı hayret ve dikkat ki bir spor mecmuası bu macerayı tefrika! olarak neşre karar vermiş.. Ben bu harikulâde cür'et ser-| » güzeşti hakkında bir şey söyle- vecek değili: Yalnız, güya boks yapmak için * oraya giden gençlerden brinin sözünü bura! ya nakledeceğim: Bu genç ilk gördüğü arkadaşına şunu söyle miş. — Dayak ve havyar yemek-' ten, öldük!.. | Biraz dikkat! Spor kongresi 1928 de Ams-| terdama giden futbolculardan | bir kısmını milli takıma girmek şerefinden mahrum etmiş... Bu karar hakkında burada bir şey söylemek istemiyorum. Yalnız bu kararın yolsuzluğunu iddia | <den bir gazetede o zamanki! futbol antrenörü Tot Bella bak | kında “Macar çingenesi,, “diye bir tabir gördüm, Bu sözün s- © Milliretin: creli akal Belki, Nüsretin de hakkı var.| Öyle ya, Nüsretle yaşayabiler bir kadın, başkaları ile niçin ya şayamasın?.. Onlara cesâret vermeye benim bu vaziyetim de yardım ediyor. Rifat Şükrü de, Hayati Bey de, Şeyh zade de böyle düşün- mekte kendilerini pek âlâ haklı Fikir, Mizah, Balayı. Eğlenceli vodvillerde fazlasız yazılmak, canlı ve çabuk oynanmak en esaslı iki şarttır “Maurice Hı in”, mü-j. “Eğer eserde bu gibi kusur- tevetfa “Labiche” in en son va- İlar olmasaydı, pek kuvvetli ve rislerinden biri. sayılır. Basit, | kıymetli komik oyunculara ma- küçük,entrikali mevzuları, harcı |lik olan Darülbedayi, bunları âlem tipleri gülünç vaziyetlere hep bir araya toplayan böyle sokarak eğlendirici bir şekilde bir oyunla parlak bir muvaffa- İhasla beraber - bir otel salonun: | galiba, İyere usane ve sıkıntı verir. İtişarı Türkiyede romanı: 8İ yazar. Her zaman bu türlü oyun! ları arıyan bir seyirci zümresi | bulunur, O türlü seyircilere | mahsus olan sahnelerde böyle, oyunlar oynanır ve rağbet gö-| rür. “Bal ayı” ismile son defa Tepebaşmda oynanan oyun da “Maurice Henneguin” in bir e- serinden (adapte edilmiş. Bu oyunda bütün mevzu, kaynana- sından korkan, fakat rasgeldiği | güzellere de takılmaktan kendi- | ni alamayan bir genç ile, güzel- liğine güvenerek kendine yolu- nacak kaz nev'inden bir koca arıyan genç bir dulun karşılaş- masından ibarettir. Dul kadının yanma eli tabancalı kabadayı taslağı bir amca, (delikanlının yanına yardıma yetişecek eski ve sadık bir dost veriniz, Karr- yı, kocayı, sevgiliyi, kaynanayı, amcayı - daha fer'i bir kaç şa- da birleştiriniz. İşte size üç per delik, gülünç tesadüflerle dolu bir, hattâ bir kaç oyun için işte bu yolda bir basit vodvildir, Entrikaları Oo kadar harc âlemdir ki bazı de- fa gülünelükten bile (o mahrüm kalıyor, Meselâ, ikinci perdede kaynana amcayı görünce: — A! Ben bu sesi tanıyorum diyor, Bunu duyan her seviri ci, oyunun sonlarma doğru bu tanrmadan bir netice cıkacağini bekler. Halbuki bu sözün hiç ne #cesi çıkmayor. O halde de bu söz lüzumsuz ve mânasız . ola- rak kalıyor. Kezalik' gencin . zevcesine - onu dul bir kadın zannile - talip çıkan komisyoncuya ta son per- dede birden bire amca efendi: — Ferhat! diye hitap ediyor. Bu'da seyir ciye neşe yerine, tatmin'edilmi- yen bir taaccüp hissi veriyor. Bu gibi fazlalıklar ve mükâ- Temelerin bazı defa usanç vere- cek kadar uzaması, bir fikrin bir kaç kere tekrarlanması gibi hal- ler, böyle yalnız gülünçlüğüyle kendine kıymet . verdirebilecek eserler için, zevki kıran noksan- lardır, Oyunun mümkün olduğu kadar cabuk oynanmasına mâ- ni olur ve bu yüzden güldürecek por edebiyatı ile nasıl telif edi- leceğini bilmiyorum. Yalnız böyle ecnebi hocalar hakkında matbuatımızda böyle sözler in- antrenörlere yapılan muamele için ölçü diye kabul edilmek tehlikesi vardır. Biraz tartarak yazsak fena ol- maz! FELEK Etem IZZET lan bir kâdından pay istemek var, öbüründe kocalı bir kadının hususiyetini kazanmak “dikkati hâkim, Fakat, genedüşündüm ki, ne o, ne ötekisi. Ben, bu iki kadın! da değilim. Ne pay çıkarılacak bir kahpe; ne dişiliği yüz kızar. tan hain bir zevce!,. > İdisi için yaşamanın Sirer bu de- kiyet kazanabilirdi. İşte, bu, her halde eserlerin tet kikinde ve kabulünde ciddi. bir itina lüzumuna dair öteden beri ileri sürdüğümüz iddianın doğ- ruluğuna yeni bir delildir. 1. NECMİ Bilmecemiz 123 4 S5 6 7 891011 “İKARITNMAZ Bugünkü 12 $:4 S5 6 7 891011 tilmecemizin halledilmiş. şekli Sodan sağa ve yukardan aşağı 1 En iyi tütün çıkan şehiri miz (5). cigaranın içindeki (5). 4— İstirhan (4). Baht (4): “| 6 — İplik(4), Kedinin düş- manı (4). 8 —Zanla böklemek (4). Ebe di olmayan (4). | 11 — İnce ve terbiyeli adam| (5). Asil adam (5). Sinema - Tiyatro İs. B. Darülbedayi temsilleri Bu gün metine İŞTANBUL. BELERİYESİ seve isö0 de 21,30 da | il nl BALAYI Komedi Gişe her gün sast İ3'den itiba- teh açıktır. 3 Yazan: Alt yaşından aşağı çocuklar ti- yatroya kabul edilmez. Henn gul Kadıköy Süreyya Sineması ASFALT Mevsimin en güzel filmi il mi2, Ben bunun şamayor mu idim? . Nitekim... Saatlerden sonra, bedbin hüviyetim tekrar kendi ni toparladı, ayağa “kalktı, bir cizvit gibi karşıma geçti: — İmânâ gel! Dedi; beni inandığım ptensi- be sadakâte davet etti ve bir de! fa daha öğrettik ki, yaşamak! için yaşamakta, kendisi için ya-' şâmakta bir esâs ta: Düşünme-' den yaşamak, neticeleri” muha-' keme etmeden yaşamaktır. O zâman, rahatladım ve.. Uyudüm!, igin yı İni söylüyor, hem de bir » türlü Uzun zamandanberi biribirle- lerini seviyorlardı. Genç : kadın la mülâkat ederek: nihayet ay- rlmak saati gelince bir türlü !â birlerini “birakmak istemez lerdi. İşte bu gün'de böyle oluyor- du. Nihayet ayrılmak saati gel mişti. Genç adam şikâyet edi- yordu: — Her vakit bu ayrılmak.Biz birbirimiz için yaradılmışız. Ne r. Biribirimi| zi bulduğmuz zaman ayrılmağa| da mecbur oluyoruz. Genç ve güzel kadın da ax şikâyet etmiyofdı — Ne yapmalı?,. Düşün bir| kere: - Benim; vaziyetim daha müşkil, Ben evvelce kocamı sev mezdim, Seni sevdikten #onra ise kocamdan büsbütün nefret ediyorum. Sohra da bu adamla! yaşamak mecburiyetini düşün... İkisinin hayattan, vaziyet- lerinden şikâyetleri arttıkça art| tr, Nihayet kadın dediki: — Fakat bir teselli var: Ben hemen hergün sana geliyorum. Seninle birkaç saaat geçiriyo- rum, Niçin okadar şikâyet et- meli.. Belkide her vakit bir birimizin yanında olsak benden bıkarsın.. — Ben mi bıkacağım?.. İşte bunda yanılıyorsun. Seni ne ka dar sevdiğimi bilmiyorsunuz. — Artık ben gideyim. Geç kaldım. Kocamın nazari dikka- tini celbedeceğim.. Genç kadın bir kuş gibi uç- tu. O gittikten sonra genç â- şık kendi kendine düşünüyor- du: ( — Bu kadınla niçin hayatımı birleştirmiyorunğ?.. Bu artık ne zamana kadar de| vam edecek?.. Ailesinin iddetli muhalefe. Kk dinden kı asndan. boşanmağa | bir . türlü İölmuyor. . Hem , kocasından nefret ettiğii; beni çok sevdiği! kocasından boşanıp bana var- maktan çekiniyor... Birkaç gün sonra bir akşam genç âşık sevdiği kadının evi- ne yemeğe gitmişti. Kadınm kocasile pek samimi bir döst gibi konuşuyorlardı.. Yemekten sonratiyatroya gitmeğe karar verdiler. Fakat tiyatrodan çıkarken bir vaka oldu. O zamana kadar karı, koca ve âşık arasmda eğ- lenceli geçen saatların sonunda böyle bir vaka çıkması üçünün de neşelerini kaçınmağa kâfi idi Tiyatrodan çıkarken kadı- nm kocasile iki üç kişi arasın- da az kaldı bir kavga ve bunun neticesi olarak bir dayak hadise si olacaktı. Terbiye veseviye i- tibarile her halde yüksek olma- dığı anlaşılan üç kişibir azda sarhoş görünüyordu. Genç ka- dın kocasile geçerken bünlar- dan biri tuhaf bir lâkırdı söyle. ce evvel.dehete düşen kadm) ğ ben değilmişim gibi çalıp söy-' si yordum. Hizimetçim: — Bir efendi, sizi görrüek is- tiyor. .. » Diye geldi. — Kim?.;. Dedim,” — Bilmeyorum, İsmini sor- dum: Siz hâber veriniz. Mutla- ka kendilerini göreceğim. , De- di... — Nasıl bir adam?,, — Uzunca boylu. İri yarı, Şişman yüzlü bir adam?.. Ezberden kim olduğunu kes- tiremedini; © nakta olsaydım, görebilirler. * İhtimal, gene bu! Ben, bir bedbinim!, düşünüşün sevkiledir ki, Rifat Hüviyetini öldüren bir bed: Şükrü böyle yapmakta kendini bin!, haklı gördü, Halbuki, ben ko- Bu bedbinlik, gözlerime bağ joldu ve... Beni yaşamanın kayıt" — Paşanın karısı. . sızlığı içine “koyuverdi. Ve. — Prenses Hanımefendi!,. | Ben şimdi, yalnız kendim için! Diye daha ağır, daha derli yaşayorum. . İstediğim gibi va! volu bulumaya kendisini mec: şayorumt, yea ber ederdi. Birisinde serbest o- o Yaşamak için yaşamanın, ken r. Bundan meye Ertesi: gün ferahtım. “Zaten! — Gelsin... geç kalktım, Her şöyi unutmuş. Dedim, İlki dâkika sonra, bir- tum bile, Günleri" düşündüm.' de baktım, Nedim Bey Nazmi. | Aklıma geldi; Tuhafıma gitti. — Bu akşam Unvan zade Re- . — Buyurun Nedim Beyi.” cai Beylere davetliyiz. . Dedim 'amima, kalbim sancı: Kendi kendime: ilanarak!, Zaten Sevmediğim | — Nüsret gelsin, .. Gideriz. "bir adam; Böyle ansızın da kar.) Dedim,” piyanoya oturdum. şrmda görünce bütün bütün Hiç bir şey olmamış gibi, iki ge' huylandını, Halbuki, o gayet so| Kadının da hâkkı var mıydı? —Pransızcadan— mişti. Bu genç ve güzel kadı- hın yanındaki zayif, yakışıksız! kocasma atılmış bir lâfa benz yordu. Kadının kocası kendini| zaptedememişti. İstihfaf ile on! lara baktı. Fakat onlar tel kâr bir tarzda adamın üzerine) yürümeğe başlamışlardı. Kadır kocasına: — Haydi, diye haykırdı buk buradan gidelim.. Bu sen uğraşamazsın.. Genç kadın, arkadaki kitm gelip gelmediğine bakma- ğa lüzum göremederi kotasının | kolundan tutarak onu çekip gö-| türüyordu. Memen bir otomobile atladı- lar. Kadın şoföre evin adresini verirken hızla" gitmesini söyle! meği unutmamıştt. Karı koca gitti onların gittiğni gi nın âşıkma karşı tehtitkâr “bir vaziyet almağa başlarıışlardı.| Fakat o da onlara meydan okur bir vaziyet aldı. Sarhoş, 'terbi- yeleri düşük adamlar dahâ ile- ri gitmeğe cesâret “ edememiş- lerdi. Nihayet o da bir otomo bile atlayıp kendi evine geldi. Yolda kendi kendine düşünü- yordu: — Kocalı kadın beni çok sev mesine rağmen beni bıraktı. Ko .casmı kurtarmak için “beni bt raktı. Onu kaçırdı. Çünkü cemiyetin kaideleri kuvvetlidir. Karı koca münase- batı hâkimdir. Benim bir tehli- keye maruz kalıp kalmıyacağı- mı düşünmeğe lüzum görmedi Şimdi ben.mi .daha acmacak bir adamım,'yoksa kocası mr?.. Her halde eh az acınacak olan kocasıdır. Ah bu kadmlar?.kim| ir kocasmdan ziyade kim! bilir bana kaç kere hiyanet et- miştir), “Yeni neşriyat TÜRKSPOR Bir arada iki mecmua Bu hafta çıkan 18 nci sayı- sile beraber okuyucülanad 8 sahifelik bir de sinema ilâvesi takdim etmektedir. Türksporda, kongradaki favl, Bekirin son müvalfakıyeti, Darülfünunumuz spor yapmalıdır isimli makale- terle tanın bütün spor hare- ketlerini engüzel resimlerle be- raber okurken sinema İlâvesinde de dere hüktmdarımı tant 'acak veikrami müsabakaya tirâk heri era ME Türkspor bu hafta aynı para ile 20 ve 8 sahifelik ayrı ayrı iki mecmua veriyor. Talebe mecmuası Mehmet İzzet ve Hasan Feh- mi Beyler tarafından Liseler ve Muallim mektepleri talebesinin lisan ve edebiyat, riyaziyat, fi- zik ve kimya ve tabiiyat ders- lerindeki müktesöbatını tatbikat ile kuvvetlendirmek üzre aylık bir mecmua neşredilmiştir. Fi sü İS kuruştur. Karilerimize tavsiye ederiz. rl) âşi l | Dedim. Geldi, elimi öptü, — Hanrmefendi ler inşallah?. . Dedi, Sesinde sinsi bir tırma layış vardı. — İyiyim Nedim Bey. Siz na sılsıniz?.. Dedim. — Çok mersi — Affınızı rica ederim vakit siz geldim. — Haber veremedim... — İhtimal meşguldünü; Filân diye bir çok şeyler söy ledi, arkasından; — Paşa Hazretleri istical bu yurdular da ondan... Diyerek cebinden bir zarf çı- kardı, bana uzattı, Gösterdiğim yere oturmamıştı. Tekrar ettim: — Otursanıza. .. Dudaklarını büktü, gözlerini süze süze gözlerimin icine bak- afiyettedir- ATiM 440 3 p © Dorones Eler. ve gap bir mevzu ORES DEL RİO 0 a * VİCLOR MC, © gibi dehakâr- artistlei ve Maestro Poliansky ından filme tstbik edilen musiki saye! SPANYOL AŞKI Mevsimin en iyi Gilmini ceşkil ve AŞ) SINEMADA DA i Kemali muvaifakiy diyor. ** FOX filmdir * Aşk mullacebeleri EDMOND LOWE — LİLY DAMİTA BAŞ BELÂLARI AMARDIJİ RUPU İkinci matine Akşam saat Yarinki” “evmarteşi Mösyö. aşa Kofiniotis sma GLORYA Sinemasında Yann akşam 9,45 te 2 büyük film birden takdim ediyor ON JOSE MOJİ! Yeni VALENTİNO) tarafından temsil edilen şarkılı film ve BARON FILS ENRİGARAT w Madeleine Guitty tarafından temsil edilen EPENDiLİKTEN | Akulu Fransızca sözlü film GLORY APAŞLARI Pek yakında. Bogün ETUAL sinemasına gidip JOHN GİLBERT'İ ALMA RUBENS ile beraber temsil ettiği Şeytan Maskaları Pek mükemmel filminide temaşa ediniz. İlâveteni Skisımlı komik veFOKS hali hazır dünva havadisleri VE EN — Çabuk “dönmeye . mecbu- rum, » Mektubu : okursanız he- men müsaadenizi rica edeyim... — Nasıl isterseniz?. Dedim. Zarfı yırttım. Bu, üç beş satırın içine sığabi len bir ayrılık kâğıdı idi. Niha- yet beklemediğim değil istedi- im bir şey idi. Kendimi tuta- madım — Memnun oldüm Nedim Bey Nazmi, Fakat, bu mektübu sizin elinizden almak istemez- dim... Dedim, Sesim titreyordu, Ne kadar soğuk kanlı olmaya, al- dırmamış görünmeye çalışsam ve filminde saat tesi) Bogün cuma münssebetile FRANSIZ Tiyatrosunda YUNAN“BÜYÜK OPERE tarafından 2 marine verilecektir. Birincisi sast 14 LA PRINCESSE DE LA DANSE 18de İ Glikia Nana operetleri temsil edilecektifi 21,30 ca TO KORİTZİ TİS GİTONİAS Madam Zozo Filipidiş CZARDASS edilecektir. ve Zaza ile iştirakile MALALDAMA A Db En güzel FRANSIZ opet dinlemek Bu gün ister misiniği ELHAM sinemasına gidip Jean Angelo, M Christians, Rogi Treville ve Flor. on Coeur incog ilminde” görünüz. lâvetin: Foks jurnal Ç Joifeeun cenaze — merasi Ankarada bir çocük bayrat duzün dat 10,45 te tenzildeli YY AL. lO0b5S'g HAİN SINEMASIN için koşan temaşakâranı tehyiç ediyor Bilet tedariki için Fransız &i gişesine mürsesak. BERLİTZ MEKTEBİNİ 30 derslik bir kurs ef memlekette bir müddef lunmağa muadildir ve daha ehvendir. # Ankara: Merkez cı Bayram caddesi, Istanbul » 356 İstiklal €i si, Beyoğlu. ZAYI Seyrisefain idaresinden © 605 No.lu sicil cüzdanımı 28)” Yenisini alacağımdan eskisi mü yoktur. Necati — Memnun olduğumu ya söyleyiniz!, . j Dedim. Başımı çevi da, daha ilerisine gitmeğ — Allaha ısmarladık. Dedi: Gene başımı Çi den: — Uğurlar olsun... Dedim, Hayatımda seye bugüne kadar bü ağır olabilecek bir h mamış, hele: — Uğurlar olsun! . Cümlesini ağzıma tım. Bu adama nasıl #© yım ki, gelişinde: — İşte biz adama bö ene kızgımiığım belli oluyor-|Parız!.. â Y Diyen bir istihza; du. — Niçin hanrmefendi?, . Dedi, gülümseyen bir istihza yanaklarında yayıldı. de: Ben, işte rım? , — Nasıl sen beni vi böyle Cevap vermedim. “Gene onü, | Diyen bir tehdit; du her vakitki müstahdemim gibi bakışında, göz kırpışmÖ karşımda tuttum,ayakta beklet) şühde: tim: CBii ” aj ar lor ir eli A ett an ği

Bu sayıdan diğer sayfalar: