1 Şubat 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

1 Şubat 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fikir, a . * illiyet a Asrin umdesi “Milliyet” tr | 1 ŞUBAT 1931 İDAREHANE — Ankara cadderi No: 100 Telgraf adresi: Mülliyet, İs- tanbul, Telefon mumaraları: istanbul 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ z Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kurup 1400. Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbanya ait İşler için müdiriyete müracaat edil temiz ilânların o mes'uliyetini| Bugünkü hava Dün en fazla hâraret 10'önaz 3 del Bugün rozkâr mütahavvil ve hava olacaktır. İ l | Klağuzluk! Her hangi bir adam - bizim idaresinin o merdi- <venli kapısmdan içeri girinâe $sol kolda bir klağuzluk dairesi vardır. Bunuh kapıya yakın olu ğunu görenler sahile ve gemile fe yakım olsun diye oraya ko- İ yulduğunu zannederler, bu fa- & iş bir hatadır. Klâğozluk dai- İ'esinin orada bulunuşu giren- İ erin aradıkları kalemi bulabil- (neleri için mutlaka bir klağuz: İhtiyaç olduğunu göstermek i- Ejindir. Bı gibi Zwvelden kes de İınlarlar amma y i benim eyenler sonra. Dün Seyrisefainin Muhasebe ini ararke ruz kaldığım ilnüşkilât bana bu satırları yaz- Virrdr. Bu dairede işi olanlarm *€ ğer bir klağuz te ine ikti İl arı yoksa her halde bir harita e hareket etmesini ehemmi- İetle tavsiye ederim © Kanuni zayıflama! Zayıflama usulleri muhtelif, ilâç ile zayıfla, jimnastikle zâ- iflama, perhizle zayıflama. Xu bir de kanuni vasıtalarla za İıflama ilâve edebiliriz, | Benim Beyoğlu icrasında bir im var.. İlâma merbut bir ala İyik.. Bunu icraya Li Haha merasimi «emr şam halde kesel geldi. Hem de “adaki memurların bana karşı iSsolunacak “kadar itinave ir'at göstermelerine rağmen! i İl ii İuma bir de icra dairesine tam) yak merdivenle çi İldiğını ilâve edersem. Bir iş için insanın farka varmadan “playlıkla bir ğ- #lektepl nüsabakası b» b Karar haftası iğ 89 uncu haftanın birinciliği- MW Galatasaraydan 271 B. İ Rusyaya ım saat dolaş| İ bağlıdır. haz edecek Yedi sekiz yıldanberi, Yakın Şarkta her yıl ortaya atılması âdet edilmiş mühim havadisler den birisi de budur: “Roman- ya, Karadenizde deniz kuvvet- İeri yapıyor, müstahkem bir de niz üssü vücude getirecek!,, Bu haber, Karadenizde kıyı- sı ve alâkası olan bütün hükü metleri alâkalandırmakla bera: ber bilhassa bolşevik Rusyay kuşkulandırıyor. Çünkü bolşe- vikler diyorlar, ki: “Yapılacak müstalıkem deniz üssü Rome onanması için değil, bolşevi dırmak için hazır lanmakta olan İngilizler ve Fransızlar gibi büyük kapita- list devletlerin hesabma hazır- lanmaktadır. Biz bu fikirleri biraz kurcalı- yalım: Tasdik etmeli, ki bugün iü Romanya; cihan harbinden evvelki küçük Romanya değil- dir, arazisi iki kat artmış, nüfu su yirmi alı milyona çıkmış büyük bir Romanyadır. Petrolühü, kerestesini, hubu- batıni satmak için göndereceği yol Karadenizden' ve boğazlar- dan geçiyor. Binaenaleyh Kara denizde bir donanma vücude getirmeği arzu edeceği tabii dir, Donanmayı yapmazdan ev- vel de donanmanın barmacak yerini yani deniz kalelerini kur mak lâzımdır. Neğredilen haberlere göre Ro manyalılar Karadenizde 5,000- 6,000 tonluk huzlı gider üç adet| fif zırhlı kruvazör ile beheri 2,000. tonluk IZ adet torpedd muhribi, 12 adet deniz altı ge Z adet denizalı torpi dökme gemisi ve deniz hava kuvvetleri vücude getirmek ni- yetinde imişler. Küçük görünmekle beraber bu donanma pek çok par Tabii Romanya hükü-i en a mr e haberini mürtecilerin mükadder akıbetlerinin Divanı harpta te cellisidir. Mel'un hâdisenin iki tesiri ol- muştur: 1 — Dahili, azim bir teessür. 2 — Harici, yanı hariçte, ga- cip bir teğaful alâimi. Dahilde her vatandaş hâdise- yi tel'in etmiş ve aziz Kubilây'ın. şehadetini kalbinde saklamıştır. «Hâl i zihniyet» başlıklı, Mahmut Beyin, gazetenizde- başmakalesi Hariçteki te gafül ve sui tefsiri de gösteri- akat Yeni T teciler rkiye ne mür- ne de diği gibi bir devlet değildir iyük Gazi de, İzmir'de, bü yürümekte aslâ ye bun nişler midir? iz teceddütte, e öriüne çıkân ır kararlar itti Divanı hart 271 zanmıştır. şudur: Mİ 89 uncu haftanın en mühim O iL İM Milüiretin ceceli remeni: 3 SE Dedi. Akşamdan beri işin a- “yımda idim, Onu böyle karşım İS ezilir, büzülür gördükçe, #onyanın en büyük zevkini k Ne boluyor: WE — Aptal. . * “Deyor ve.. Boyuna kalıkaha Ja gülüyordum. Hele, *S-Al şu yüzük ve küpeyi, sat... Demeden telefonda ken: ti yardım istemek için, e uymadığıma pek mem Gururumun - kurtulu- “ödaki bütür la neşeyi bu Suret- hiç bir şey istemeden, İği karar buna bir misaldir. vermeğe razı olmadan, o, bütün) ze aldırmıştı, ben kaybettiğim hissinden, bedenimden, İden en küçük bir fedak: İle yapmadan, kazanmıştım Lâle- | belki bütün hüviyetini ye koyarâk, göl tehlikeye kend ki; ondan en iyi, tarzda Nüsretin benden ayırt! edilişinin hıncını çıkarabilece- ğim, n adilâ 100 kiem İZZET izzeti nefsini, gururunu topuk-| larımın altına atıp, istemeği gö etim- bi- sol şüphe-| bütün kazancını) koyarak getirmeği i için bir mecburiyet bil- | Hele, vaziyet bu safhâ- ya girdikten sonra, emindim en mükemmel Bunun işin çok neşeliydim,! BAT “195 er I Neşriyat Hayatı İngilterede neşredilen | mühim eserler | İngilterede neşredilen son meti bu donanmayı birdenbire| mühim eserler arasında bir ta- değil, tedrici bir surette vücude |nesi bilhassa şayanı kayıttır. getirmeğe çalışacaktır. Hikâye okmak heyecânı hepi Köstence civarında (Taş A-|miz için ne büyük bir ihtiyaç- Zil) mevkiinde vücude getiriler |tır değil mi?.. Hepimizin seve ceği bahsedilen deniz müstali-| seve okuduğumuz mubarrirler. kem üssü dahi Romanya için|vardır. 'Bu hikâyecilerin bize| >ek azım masrafı mucip olacak verdiği zevki unutamayız. Fa-| maş. at hakiki bir vak'a, hem de fe- Tuna nehri, Romen donan-|ci bir akibetle neticelenen bir ması için tabii ve en muvafık) vak'anın yanında san'atkâr bir bir barıntı ve sığmaktır. Bu ne|müharririn tertip et ayi hir içinde Romen donanması,| ne kadar kuvvetlidir?.. tomen ordusunun bugünkü eli Itında bulunan himaye vasıta-| ile dahi emniyetli olarak ka- ilir. Bu sebepten büyük mas raflar ihtiyarile yeniden Kara- denizde bir deniz üssü vücude getirmeğe lüzum yok ise de| mutasavver Romen inşaat pla- nında tonajları zikredilen sınıf a gemilerinin seyrü sefer husu-| xe Fraenkel'in akibetleri © za- Ağustosa kadar sunda mâruz kalacakları güç-| madan geçen Ağ! lükler ve imkânsızlıklar, belki |Meçimi kaldı. Otuz üç senelik Romen dotanmasını Karadeni-!bir mieçhüliyet... Şimal kutbü- zin tam kendi kıyısında bir yu-| nun 1ssızlığı içinde dünyaya ve va aramağa mecbur kılmakta, da eden bu üç kahramanın ma İp cerası kâdar heyecanlı, acıklı, 5 .,; aynı zamanda insan azmü irade; Her memleketin yaptığı gibi | 22 Romanyanın -dahi kendisini) pan elpz vardr aşka müdafaa için almakta olduğu tedbirlerin bolşevik Rus mat- buatında telâşlar uyandırması| sebeplerini başka sahada ara- malıdır. Bu da Romanyanın Fransa ve İngiltere ile sıkı ra- brtalarındadır. Romen donan- masını ıslak için, ve seçilecek İ Romen deniz üssü için her y. bir İngiliz amiralinin Romany; mesi, bir İngiliz. filosu- Romen - kıyılarını ziyaret eylemösi gibi tezahürler Rusla- ra bu fikri verdirmektedir. Bu tesirat iledirki Rus gazeteleri : “Taş Ağıl mevkiinde yapı- İlacak Romen deniz üssü yalnız| bugünkü ve “gelecekteki Ro-| İmen filolarına sığınaklık yap-| makla kalınayıp ecnebi hükü- İndiği dona Zu Si net olacaktır.,, diyorlar, CİNOĞLU Mösyö Pyos Unyon sigorta kumpanyaları- nin Türkiyedeki umumi müdiri mösyö Pyos, dün öğleden sonra npilon Oryent ekepres teenile Fransaya mütevectihen hareket etmiştir. Bunu münakaşa etmiyelim. Yalnız bahsedeceğimiz mevzua gelelim: Otuz şu kadar sene ev vel bir balona binerek şimal kut buna - gitmeğe teşebbüs eden,! fakat bu cesaretlerini ölümle ö- deyen İsveçli kahraman An- dröe ile iki arkadaşı Strindberg Geşmiş asırların bize kadar ge- len kahramanlık efsanelerini dü üinürken bu medeniyet asrınm kahramanlık itibarile maziden hiç geri kalmadığına emin ola- biliriz. İşte İsveçli kahramanların macerası da bu hakikati bir ke İre daha anlatmağa kâfidir. | Geçen Ağustosta kutup & at pir ilirn | hey'eti Andröe ile arkadaşlar ölülerini ve bunlara dair bi kım eşya ve hepsinden kıy metli olarak seyahat notlarmı| bulmuştur, Bi'bir tesadüftü. avali | | nun l kika i giden O zaman bulndan uzun uzadı-| ya bahsedildi. Andröe ile arka- İdaşlarının yaktile çıkmış olduk farı tehlikeli, seyahatte takip| İettikleri yol ve başlarına gelen| felâket hakkmda bir çok tah- münlerde bulunuldu. Halbuki a sıl mühim olan şey Andröe'nin bıraktığı notlarâı ki kutup fa- iasının nasıl başlanıp nasıl bit i bunotların tasnifinden son ra anlaşılacaktır. İşte son aylar- da İsveçte bilhassa teşkil edi- len bir hey'et bu işle meşguldü. İNihayet notlar tasnif edildi. Ev İvelki tahminleri çürüten bir ta İm hakikatler . meydana çıktı İŞunu da ilâve etmeli ki bu not- m bütün bu acıklı macera- bütün tafsilâtile anlamak mümkün olamamıştır. Çünkü © Jeksik olan, okunamıyan notlar da vardır. Maamafih Andröenin birak- tığı notların ehemmiyeti “bu noksandan dolayı azalmış dı otlar netice | eser Mamaileyh Fransada mezu- nen bir kaç hafta kaldıktan sonra Martın on beşine doğru tekrar | İstanbuldaki vazilesine avdet edecektir. Tip itesi vilâdiye ve ni- iye seriryatı müderris demi ni Doktor Tev Remzi Beyi pederi döktöt'Misikil ROLE. son günlerde duçar olduğu ha tal eylemiş | İZ Gelin dir. Bugün si olarak orta kurtulamayarak irtiha! birini il edi. | aplar cümüsi zati Val pt sırtmanın nasıl olduğun reteceğime Ben de o: — Vah.. V: Deyecek, fali —Ah... Dedirtmesini belletecektim!, Fakat, son teklifini: — Müsaade edin Belkiys, de ye — Canan olun. — Can olayım... Demek ve onların müsaadesi ni, vermek kadar kolay ve basit bulmadığım için daha söyler söylemez: — Nasıl olur?.. Dedim. — Çok kolay... Der gibi bir hal aldı ve.. Zun uzun tezini müda ye; yal un için ne . İsteyor: — Canıma tama: mak, bağlanmak iste; et.. Ne dersen o ol- ok) - sun!. Deyor, gözlerimin içine bakı yordu — Fakat, siz eylisiniz Dedim. Sert bir bakışla ne deyeceğini bekledim. Şaşaladı, durakladı, kızardı. Belli idi | bu sorgum Kafasının içinde bir-! den bire bir sarsıntı. yaptı, hiç| düşünmediği, beklemediği bir darbe oldu. Belki, bir iki dakika onun düşünmesi, benim * bekle- mem ile geçti. Sonra, — Bunun içini ne mahzur gö U-İ rüyorsunuz?. .. sa etme-| Deye söze başladı. Ve. En! maya, yakarmaya baş) son söyleyeceğini en önce söy- ledi: İsinde tecrübe ettiğini, karısının | İlarının macerasinr İmkân görmüyoruz Eserin asıl mühim kısımı üç kahramanın seciyeleri da verilen malüma de ilmi tetkikata adamlar şimal kutbunun meç hul esrarını medeniyetin kula- ğma getirmek için hayatlarmı tehlikeye atmışlar ve ölmüşler- dir, Andröe nin balonu kutbun karma soğuğuna dayanama tı. Fakat acaba İsveçli & man 1897 de kabil olsay bugünkü gibi bir tayyareye bi-| nip gitseydi kimbilir ne kadar mühim neticelere avdet edecek ti. diye düşünülebilir. Bu üç kahraman ölünceyi anlatm edec dar biribirlerine karşı fedakâ lik hislerinden ayrılmamışlar, çin) tirahat saatlerini feda ediyormuş.” Bu büyük, küçük herhahgi bir işin başinda olur- sa olsun emretmek olanların diğetlerinden daha fe dakârlik göstermiş . dimasr lâ. zu geldiğini göstermez mi?. “The An- mevkiinde Eserin adı şudur: dröe, Diaries, Bilmecemiz bümecem.izin halledilmiş sekli (28485 67:8 91011 buyüaki bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşağı (8). 2 — Bostan (3) Cet (3). Çin- gene evi (3). 3—Kenar (3). Trabzonlu (3) S — Nakit (4) ! ğı 0). 6 — Beygir (2) Yuva (2). 7 — Kolak yah (4). 9 — Aktörün y egeli: (3): 10 — Kalı yar (3). 1 — Kahvenin arkadası Hisse (3). Tren yolu (3). Şişe pa- Kulp (3). boyuluk (4). Si tığı (3). A kumaş (3). İlti- e| hissed Yahut — Olmaz, Deye tek kelime söylemeyor dum. O, karısını niçin sevmedi. ğini, İ Nikâhta keramet vardır... Lâfmın boşluğunu kendi nef- da bunu gayet iyi bildiğini ânla tıyor, ihtimal içinden de: — Nasıl olsa bunu “kandır. rım. Deyordu. Ben de, dinledim, tam onun: — Eh... Gördün ya, sakını lacak hiç bir şey yok Der gibi olduğu saniyede: — Ya, çocuk: Dedim. Bu, ikin büsbütün fena kaçtı. Bunun, ar tık ne nikâhtaki kerametle; ne karı koca. hoşlanması ile alâka- sı olamazdı. Bu defa, dinledim | Il İnun da ku soruşum | s Mizah, Edebiyat, Askeri bah Kara denizde Romanya donanması Pek kıymetli bir yadigâr — Fransızcad Kimisinin merakını, bir çoğu! hasis kadını gördükçe ne yap: lığı tahrik €-'cağını bu boğucu havarim için- İden bir haber ağızdan ağıza du-|den hâsıl çıkacağmı bilemiyor- du. Hiç bir genç ve güzel kadın ibi İla konuşmasma i yoktu. “Hiç bir dostunu görerek lâkırdı dedikodu yapmak ft alik olamıyordu. İbi 1 onu sıkı sıkıya istintak e- Dsi ei ağa çıkıp bir az Sonra bu istintaklara maruz kalmaktansa evde oturup resim İyapmağı tercih ediyordu. Fakat bu mecburi bir çalışmaktı.Onun için hiç bir heves. duymamağa başlamıştı, Karısı onu evde hap settikçe: — Sen, diyordu, büyük bir san'atkâr olacaksın... Fakat be nim gibi bir kadına — ihtiyacın vardı, İşte şimdi vaktini ötekile berikile geçireceğine çalışıyor- sun... Seni serserilikten kurtar- dım, dince; genç, güzel de- n bir * duldu. edenler çoktu: Ne olur...? Kadın yaşlı miş, ihtiyarmış, diyorlardı, bun dan ne çıkar? Zengin bir kadın) değil mi?.. Onun parasına - ka- vuştuktan sonra genç bir erkek istediği gibi gezip -eğlenemez | mi2... Fakat — kıskananların, öze- nenlerin yahut genç ressama a- cıyanların türlü türlü düşünme- Ni dağmen genç adas hiç de İT laaan gik gide te mes'ut değildi | hammiülü tükendi. Bir gün bir Bir tesadüf neticesi olarak yaş yesim götürüp satmak behane- li dul.kadınla görüşmüştü. Res-| sile sokağa çıktığı zaman bir sam çok yakışıklı bir gencti. İh-İ dostuna başına gelen felâketi u- tiyar dul kadın mutlaka Ona| zan uzadıya anlattı, Dostu; armak kararmi vermiş oldu-İ” — © Gabretmekten ba uindan'buna. muvaffak oldu.| vok. dedi, yarın öbür g ,divaca tir. Bütün serveti sana kala. İBuna gıpt sin bir oda, | Bir gün Bu hastalandı ve nihayet öldü, Va- t ve mes- amesi açıldığı zaman İki imkânı da milyon franklık servetini hayır müesseselerine, şuraya buray Jbraktığı anlaşıldı. Genç e İdiyorlardı. O da ilk zam REN İnr çok seven ihtiyar kadın Tes dostlara ziyafetler çekti, On-|sama yadigâr olarak kendi res- ları memnun etmek için her fe. Mini bırakmıştı İdakârlığa katlanmış görünüyor-| “ez du. l Lâkin bir gün yaşlı karısı: | — Artık bu dostlara bir niha İ yer vermeli, dedi, düşün ki bi-| zim öyle herkese her gün ziya- İ refah leğ mevcut olur. Dostları kendisini tebrik sayesin m için an şmak Sinema - Tiyatro s. B. Darülbedayi temsilleri Bu akşam 21,30 da TOPAZ 4 perde Yaza E, Pagnel Tercüme eden: 1 Galip ve H . Ramiz berk ii ii İn LU Gişe her gün sast IBien cen açıktır Al yaşından aşağı çocüklar ne itiba- i cüret dalresinde e satılmasına filmiş olan Bafra - Alaçam civarına sit (8Ödenk işlenmemiş zürra dengi balinde vasat deki tarihine müsadi fet verecek paramız yoktur. Delikanlı bir cevap bulup ve- remedi. Ne diyetekti?.. Sarfedi- len para kadının parası değil mi- ,di?.. Kadın isterse verir, iste- | mezse vermezdi değil mi?... Fakat yaşlı kadın bu kadar la kalmadı. | — Artık, dedi, hayatına'da l bir intizam vetmelisin., Eskiden| İserseriliğe alışmışın. Fakat ben) İbir nihayet vereceğim. Sen evde İoturmalısın. Pek büyük lüzüm| İolniadıkça ötekini, berilkini ara- manda mâna yoktur. İhtiyar kadm o kadar kıs- kançtı ki genç kocasma | biraz e olsa hemen Ör rür, Genç ressam end tığı resinileri sat- bu sıkıntı çalışmak hevesinir Güözüni he, 5yt hanında önünde » hazır bulanmaları ti yordu. ndüz ce, £ zü buruştu . Dili tutuldu, mdi, bu İ taşını | reç gibi beyazlandı, nasıl ayıklayacağım... faldı, yaşardı; en son: Deye düşünmeye başladı. Fa-| — Belkiys Hanım, bana m kat, bu sefer de ben onun uzun| hamet edin... uzuh düşünmesine - meydan bi- |“ “Deye ellerime sarılıp yalvar- rakmadım, üstüste tekrarla-|maya başladı. Ve.. Bu adamdan dım: bu gete iğrendim. O toy — Bünları hiç hesaba katma| Sultan Ahmet Efendisi İmuştmız değil mi?. . Beraber yaşamak için ser- best olmalı idiniz... — Çocuklarmıza, karmıza hi- yanet, bu nasıl olur? . rengi ki- pirincin özleri u- bi gibi hi ve şehvet oyunlarına acemi gö- rünen kalpte ne iğrenç bir kan, İo Osmanlı imperatorluğunun koca bir nezaret koltuğuna o turtulan vücütte ne murdar bir — Karınız ne der his, devlet siyasetine - giren bu — Çocuklarmız o hakkınızda| başta ne hoyrat ve sefil fikirler neler düşünmezler?, .. varmış. İnsanlarm ruhi yarlık- — Bu büyük günahın mes'u-| larını rakı masasında ölçmeyi liyetini ben nasıl boynuma alı-| söyleyeni Ziya Paşa bir de şeh- rım? . vet kucağında tecrübe etme; Onu tamamile sersemletmek; | tavsiye etseydi... yleyeceğini şaşırtmak, kendi) — Bana merhamet... sini müdafaadan alıkoymak ii: Deye yalvarırken titreyordu. teyordum, Netekim de: öyle ol-! Sesi kısılmış gibi idi, daha son- du! Konuşmamız bu şekle girin| ea: | | boşaya- — Bak su helârs ce her sözüm ona bir kurşun gi) — İstersen karımı . ğe gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: