3 Şubat 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Şubat 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ-ikir, E AZAN maliyet | Asrın amdesi “Mülliy et” tir 3 ŞUBAT 1931 İDAREHANE — Ankara caddeyi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ta. tanbul. Telefon numaraları: İstanbai 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Kariç için 3 ye 400 İruruş 800 kuruş Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kun tür, Gazete ve matbaaya ait er i: müracaat edilir. Gazetemiz ilânlarm o mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün en fazla hararet Benax 5d Bogün poyraz kapalı olucaktır. rozgii ve: hava Selâmın sırası Birini tanırım, garip bir iy- tıyadı var: Tanımadığı adamla- “ra selâm verir, şu şartla ki yük- | Mektepliler müsabakası | Gazi Hz.nin nutku | © 89 uncu haftanın 3 uncülüğü nü Beyoğlu Musevi Lisesinden Muhtar Sait Bey kazanmıştır. Yazısı şudur: Bu haftanın en mühim hava- İdisi Gazi Hazretlerinin İzmir İkongresinde irat buyurdukları| nutuklarıdır. Bu nutuk çok mühimdir. | Büyük reis diyorlar ki: İ “Hangi işlerin derekap yapıl! sı mümkündür, hangileri te- hir edilebilir, orada bunu tesbit) mümkündür. Bunlarla şahsen alâkadar olacağımı hey'eti ali-| yenize vadediyorüm. — Yalnız söylediğim, bir noktaya avdet ederek arkadaşlardan rica ede- ceğim ki, vatandaşlara, efkârr ümumiyeye daima hakikati söy lemek vazifemiz olsun.,, Gazi Hazretlerinin bu yük- sek sözlerinde yaldızlı kelime- ler yok.. Başkalarınm nütuk- larında olduğu gibi cicili bicili cümleler de yok. Bir nutukta samimiyet bu ka dar olabilir ve bu nutuk böyle samimi olduğu için halk üzerin de istenilen tesiri yapar MILLIY EY SALI 3 ŞUBAT Dul kadi a korkusu.. Son zamanlarda kendinde bizi ümitsizlik, hayata karşı cesa- retsizlik duyuyordu. Bu meyu- siyet nedendi?.. Bunu bilmiyor) du. Fakat meyustu. Dul kalmış genç bir kadındı. nu düşündüğü zaman duyduğu! Bir de küçük çocuğu vardı. Di-| se: kiş dikerek hem kendini geçin- diriyor, hem de bu küçük çocu ğu büyütmeğe çalışıyordu. Ço- cuk hastaydı. Fakat iyi bakılır sa kurtulabileceğini hekim söy- Temişti. Genç dul kadın uğraştı, tu Kazancı gitgide iyileşti Çö cük ta kurtulmuş, ölüm - tehli- kesini atlatmış, kurtulmuştu. Oğlunun büyüdüğünü gördük- çe kadına ümit, cesaret geliyor. du. Kendisini almak isteyenler | olmadı değil. Fakat bu salipieri ri reddetti, Kendi kendisine: çalış md —Fransızcadan— ulmasındaki sebep bir ana kal) inin bu endişesi olabilirdi. Fa-| kat yalnız bu muydu?. . Birdenbire yaşını düşündü. Otuz beşi çoktan geçmişti. Bu- şey, artık bir ana kalbinin his- settiği şey değil, belki gençli- ğini mahrumiyele © geçiren genç bir kadının artık ihtiyars lamağa başlarken hissettiği 18- tıraptı. Gayri ihtiyari ellerine baktı, Bunlar bir zaman di. Fakat şimdi?.. Çalışmaktan İ bozulmuştu. “ Ne kadar sakla mak istese yüzünde beliren bu-! ruşukları gizliyemezdi. Bunlar hep ihtiyarlık başlangıcı değil miydi?. .. Fakat birde. zihnin- den bir mukayese geçti. Ken- disi kadar yaşlanmış ne kadar İlkadın vardı ki hâlâ genç görü: İnebiliyorlardı. belki güzel-i 1931 Mizahı, a Bilmecemiz 123 456 bilmecemiziir halediimip geli 3 12345 910 bug ülrhirbimecez Soldan sağa ve yukardan aşağı: 1 - Bir Vilâyetimiz (9). SsSam'at Büyük Hokkabaz Büyük bie. actistin saklı VON STROHEM BETTY COMPSON 09000000099 e eler Önümüzdeki Perşembe akşamı MAJIK SİNEMASINDA 2MESILUR YILDIZ SBÜYÜK FİLMDE “ASRİ VENÜS ç smile fut «yıldızların en güzeli Bk Ed DOVE ber parlak, fakiyetler * kazanmış AŞK ÖLMEZ muhteşem © şaheserinde görünecek ve COLLEEN MOORE CPCİ-MAR KİZ Pek bi cszip filminde alkışlanacaktır. 5154559598620 *090090900900040005 İLİ $ İTTIHADI M 5 Türk sigorta şirketi 4 Yerde güzel v Harik've kuyat üzerine sigorta muamelesi icra eyle-iz. Sigortaları halk için müsait: şeraiti -havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktapır. İ$e44559b Telefon: Boyoğlu—203 4$$$$6$ 2 - Genişlik (3). Büyük (3). 3- — İdam et (2). Hicap (2).| 4 - Göğüs (4). Taze değil (4) | $ - Uzak nidası (2). Sonuna — Övey baba bü çocuktan bil. Bunun sebebi herhalde bü ka kar, ona hakaret eder. Bu gocuk! iynlarm kendi gibi maheimi! o zaman benden soğuyacaktır. | yet içintle yaşamamaları değil) Çocuğunun kendisinden s0- mek isteyorum ki halk derdinin asırlar mahsulü olduğunu ve bu nun İse bir Mesih lemsesile bir sek mevki sahibi olsun.. Bir kaç defa gözüme çarptı, aldırma- © “dim, “neme lâzım!” dedim; Lâ- 3 kin bir gün dayanamadım, ve sordum. 4 — Kuzum, sen tanımadığın “adamlara selâm veriyorsun.Me- “selâ şimdi şu geçen zati sı tadın. Yoksa tanıştmız mi? — Hayır! dedi... Tanışmıyı “ruz amma benim âdetimdir se-| 4 — Hat Onun sriri şudur: Ev İ velâ benim iş adamı olduğumu. “unutma! İşini alacağım a “damlar nezdinde ki itibarımı ar- atırmak için, bunlarla | birlikte “sokakta giderken bir. büyük a- dama rasgelince hemen o ada- “mi selâmlar ve yanımdakine de 5 — ilân banka müdürüdür, ,yahut filân yerin müdiri umumi ı8idir.... Pek sevişiriz” derim, 5 Sonra tesadüfen o adamlar nezdinde de bir işim olursa he- men etekleyerek: — Efendimize - ubudiyetim ikadimdir... sözü ile derhal lâu- peynirciliğe <4 Darülbedayi Rejisörü Ertü * «rul Muhsin Beyin Brüksele git- “tiğini zannedenler | herhalde © mağrur rejisörün » gülebileceği. (kadar gülünç bir vaziyete düştü « #ler... Çünkü, Darülbedayi, mi İ dürüne nazaran, Rejisör Brük- XX İsete değil, peynircilik öğrenmek vü İiçin Edirneye gitmiş... Hattâ gi- İ; İderken müdür Beye demiş ki "4 * — Ben gidiyorum, peynirci- © İlik öğreneceğim. Avdette eğer ir İistifade ettiğimi görürseniz, siz Mi İde teşrif eder, lâfla peynir ge- İy 4, ; yürütmenin yolunu öğre- ibicsiniz! Bu suretle | İstanbul ; "Belediyesinde faaliyet imkânını ilk temin eden siz olursunu Mitat, dün bende idi. İİ — Sana bir şey söylersem ya par masm?.. Dedi. Önce yapılacak şeyin) guy. “ “ne olacağını bilmediğim için: ; — Söylenecek şeye göre... Dedim, Artık, her erkekten:| Beraber yaşayabilir mi- — Benimle birlik olmayı ka- eder misiniz?.. Gibi teklifler dinlemeğe alış ağım için bunun söyliyecekleri- “ni de öyle zannetmiştim, Onun © için mütereddit bir cevap ver- m. O, gene ısrar etti: anda yok olmasının ihtimali ol mayıp zaman ile vaziyetimizin ji iyileşeceğini Ümitsizlikle hem kendile- | rini hem ortalığı telâşa veren- ler bu nutku tekrar tekrar oku-| malı, iyice bellemeli ve kendi-| İllerine rehper ittihaz etmelidir. ler. İ Büyük kurtarıcı nutiomun di| ger bir tarafında diyor ki: “Firkamızın maksadı böyle İgün kazanmak değildir. Bütün İhayatımızı hakiki hedeflere sev İketmek ve en nihayet millete) İbir gün elile tutacağı hakiki ve| İmaddi hedeflere sevketmektir Fırkamızın sözleri herkesin hol şuna gidecek sözler değil, fakat| milleti yükseltecek hakikatler olacaktır. “İşte o Cümhuriyet Halk Fırkasınım gayesini bü-| yük reisin ağzından dinleye- dim, Gazi Hazretleri nutuklarmın sonlarma doğru “Muvaffakıye tin esas olduğunu ve Türk mil leti lâyık olduğu derecede iktı- sadiyat sahasında da yüksele- ceğine kimsenin şüphesi olma- malıdır.,, diyorlar ve bitirirler- ken de “Fırkamızın vazifesi ik- tısadiyat sahasında bir an evvel yükselmek için millete yo termek, yardım etmektir. Bi bunu bir vicdan borcu, bir insan! lık borcu biliriz, borcumuza sa- dıkız daim. dık olacağız.) Buüyüruyorlar. İşte bu haftanın en mühim havadisi bu yüksek cümlelerle nihayet buluyor. Bü| tün gençler bilmeli ki: Medeni| medeniyetin her türlü esasım kuran Türkler ata larının yüksek eserlerine uya- caklar ve bunu bizlere bildiren ulu mürşidin ği yoldan| gideceklerdi Etem IZZET Jdüğunu bilmediğim bir şey için nasıl, yaparım.. Derim?.. Konuşmaya devam ediyor- — Yapılacak şey çok basit... — Meselâ, ne?.. — Yaparım... de, ondan son- ra söyleyeyim? Hem, yapılmı- yacak bir tarafı yok!.. — Söylemeden, hiç bir şey) kabül etmem... Ben, böyle söyleyince: — Dur seninle bu tarzda an- laşamıyacağız... Deye, yanıma kadar sokuldu İdaki ümitsizliği gitgide © — Söz ver. Yapacağım.. de?. İkafasının içinde büyük çapta ar © — Neal olur canım. Ne ol-İzu ve fikirler taşıyan bir -adam ğuması fikri onu çok korkutu- yordu. Bu çocuğun nazarındâ| daima yüksek, sevimli bir ana| olarak kalmak istiyordu. Kocası orta halli bir adam-| dı. Dul karısma, yetim çocuğu- na para bırakamamıştı. Dul kadmın ilk cesaretsizli- ği, hayatın bu darbesi karşısın- geçti. O kadar ki kendi kendine: — Ben, diyordu, bedbahtlık| içinde mes'ut sayılabilecek in- sanlardanım. Bu metanet senelerce devam etti. Fakat işte son zamanlarda kendini kaplayan bir ümitsizlik içinde bulunduğunu hissediyor du. Bunun sebebini bilmeyordu. — Ben, dedi, eğer senelerce süren bedbahtlıktan bugün isti- rap hissediyorsam yanılıyorum | demektir. Çünkü ben buna aliş-| İmiş ve kendimi felâket içinde mes'ut bir kadın olarak görü- yordum. Oğlu büyümüş, biraz okuya- bildikten sonra bir fabrikaya girmişti. Çocuk ölmemişti, fa-| kat bundan sonra ölmeyeceğini! kim temin edebilirdi?.. Zayıf bir çocuktu. Dul kadının meyusiyeti oğlu- nun zayıf olmaasına rağmen İzor ister istemez zor işlerde kul anıldığını ileri geliyordu?. . düşünmekten Akşam olup ta eve geldiği * zaman oğlu neşeli - görünüyor,| annesile konuşuyordu. Kadın onun biraz sarı olân benzinde neşeli bir genç tebes- sümü gördükçe sevinmiyor de- gildi. Fakat duyduğu “ gizli bir korku vardı: — Bu çocuk hayata mukaâve- met ede! Yani, fer... Teklif ediyorum. Dedi, ilâve etti; —Mutavassıt bir rol alacaksın. İO kadar. Yapabilirsen sen de ka zanacaksın, ben de. Şimdi anla- dn mr?., Nasıl, Artık konuşabilir mi- yiz?.. Güldüm: — Eh.. Bunu konuşabiliriz... Sandalyesini çekti, dizlerini dizlerime yanaştırdı, sesine çe- şit, çeşit ton vererek anlatmaya başladı: Yahya Şuayip Efendi ile or- tak olduğumuz bir işimiz var... — Ay. Sahi bir Yahya Şua- yip Efendi vardı. Ben onu unut İmuştum De Fakat, — Dur hele.. Onu gene unut mazsın. Şimdi biz bu işi konuşa lm... Deye sözümü kesti; devam etti: irihan H. Mehmet Ef., bir atc miydi Kendi kendine: — Gençken insan kendinde| kuvvet ve metanet duyuyor. Fa kat asıl biriken ıstıraplar artık gençlik veda öderken rini gösteriyor. İnsan felâket içinde mes'ut olmak san'atini ne kadar bilirse bilsin, o zaman gelince elemle- rimizle baş başa kalıyoruz... Dul kadınm başka bir korku su daha vardı: — Bir gün gelecek, dedi, bir kadın çıkâak oğlumu da elim- den ala alacak: Filenenler Eminönü evlenme işleri da- iresinde d kâhları kığılmıştır. Fatma Zehra Hanım Saffet Bey, Nuvart H. Maksut E£,, Pe Fatma H. Hasan Et, İfaket H, Müm- taz EF, Sofiye H. Panapuot Ef, Makbule H. Hayri Bey Şahin- de M, Mirza E£,, Döndü H. A- ziz Bey Bahriye H. Raif Bey Fatma Zahide H. Eyüp EF, Fatma Zahide H. Eyüp Et, | Fatma Muammer H. Talât B. Dün Fatih evlenme işleri me murluğunda da nikâhları kıyı- lan çiftler şunlardır. Fatma Mwâhat H. Şükrü Ef, Hikmet H. Galip Ef, Hatiçe H. Kemal EK, Huriye H. Ali / Talip Ef., Fatma H. Saim Ya- yı, devlet azasından Beyin damadı ve İlyas Sami Beyin merhum baytar yüzbaşı ” | raman'da" vefas “etmiştir. Merhumun ilei kederdidesine beyanı taziyet bi Nihayet kârımız yüzde ikiyi geçmez. Fakat, sa- na en aşağı bir elli altmış'bin li ra çıkarırım... Ben, hâlâ işi alay.. diye din-| leyor, bu tarzda hiç bir şey ya- pamayacağıma kendimi inan: dırdığım için gene güle güle ce vaplar veriyordum: — Eh.. Hemen öyle ise yapa ım. Altmış bin hazır mı?, Sen O, gene hiç” ciddiyetini boz- muyordu: — Senden istediğim şu: Ha- yati Bey üzerinde tesir yapa- cak Nafraya ait olan bu işin mü nakasaya konmayarak pazarlık la alınmasını emrettireceksin... Küçük, senin bir söylemenle İ yaprlacak şeyt, Ve... Fikrini biraz daha izah etti: — Mühakasa ile pazarlık ara sında bizim kazanacağım min de söylediğim gibi zde — Bu işi yapmağa muvaffak nihayet iki. Münakasa olursa kendile-| atideki çiftlerin ni| 6 - Arı reçeli 9. içi (3). 7 - Nota (2). 2). 8 - Bir Çift Dt 8. Hüküm dar çadırı (4) 9 - Ansızın başına bir (A) koyun zillet olur (2). 10 - Arka (3). Çalgı (3). 1 - Ferda (9). —— 0 FIKRA (Başı birinci sahifede) İzmir o kadar muztariptir, ka- lar bozmuştur ki, bu “şehrin ve hinterlândının cümhuriyet düş manlarına göğüs açması lâzım gelir. Bir taraftan tüccarların bu sözleri ve rakamlarını dinle- yen, o bir tarafta kaldırım po- litikacılarını gören Gazi: — Bunlar vatanin çocukları değildirler, diyor. Tüccarlar Gaziye dertlerini anlatmışlar, kanun ve vergiler için tenkitlerde bulunmuşlar- dır. Bu tüccarlar için Gaziye: * — Kurtardığınız İzmir ba- tıyor, onu tekrar kurtarınız!,, Demekten kolay ne var? Fa- kat böyle bir hükümde bulun- mak için rakam ve İstatistiki göstermek, bu batış bir haki- kat olmak lâzımdı. Gazinin her zaman olduğu gibi, bu seferki seyahatindeki metodu, her şeyi! görmek, anlamak ve bilmektir. Gazi ile temas etmiş olanlar,| onun insanların içleri dökmele ıl açmanın ne kadar iyi görmüşlerdir. Türki- ran nutukları 'mişse eski (mah İh ğini İcak. Halbuki, yüzde ikide biraz ekmek var. Elli altmış bin sen İalırsan belki beş on bin de bize İkalır, bedavasma çalışmış ol- İmayız.... Bakkalın, lokantacının, terzi- nin, telefonun, şunun bunun ge ne ay sonuda gelecek faturala- rr, benim eksiklerim sonra da Hayati Bey bir an gözümün & süne geldi, Rakam kulağımda çınlayordu: — Elli altmış bin lira alacak indüm : söylediği gibi: — Bir sözle almacak para. . Fakat, Hayati Beye bu söy- lenebilir miydi, o yaparmıydı?.. O ki, Yahya Şuayp Efendiden bana bahsederken: — İşte, bir iş adamı... Demiş, yalnız: — Her yola gelir, karışık hü- viyetli bir adam. Dememişti, Fakat, tamamile, bun ifade etmek istemişti. Am Havadan, onun koyüverin (2). Sonuna bir (1) | nunlar ve vergiler işleri o ka-| 4990000090000 bir (N). gelince cilt olur (2) ——— ———— İ mama Üzün müddet Fıçılarda dinlenmiş fevkalâde BÜYÜKADA RAKIŞIN uvsiye © Galata « Beyazıt ak 3: ve 37 Yeni neşriyat Tavuk Arkadaşımız Ratip Tahir bu isita ie bir mecmua neşretti. Tavukşuluk- tan tam bir vukulla bahseden bu ay- lık mecinuayı okuyucularımızd tavsi ye ederiz. Memlekete tavukçuluğa tam bir ehemmiyet veril günlerde bö y le bir mecmua şphesiz lüzumlu idi, Tavuk meraklıları için değerli olan, bu sahada tanınmış bir çok imzalar taşıyan bü mecbuayı okucularımıza tavsiye ederiz. pm zar) devri de öyle geçmiştir. Türkiyede ne aldanmak, ne de aldatılmak isteyen devlet reisleri vardır. Eğer bu reislet kendileri gibi halkı da aldat- mak ve aldanmaktan korumak isterlerse haklı değilmidir? Ne bizim halktan gizleyeceğimiz bir şey ne de halkın bize söyle- mekten çekineceği bir şey ola- bilir. er varsa dert hepimizin ol| duğu gibi, eğer bulunursa ted- birler karşılıklı olacaktır. İmparatorluğun hotbin ve kör sistemi halkı hükümet ve devletten uzaklaştırmıştır. devir adamlarının en büyük va ziMesi halka hükümeti ve devle:| ti benimsetmesidir. Halka hiç bir vazife ve mes'uliyet hissi du yurmayarak onu boyuna dev- let mücssesesine karşı tahrik etmek ancak vatansizların rolü olabilir. Falih RIFKI aşları şuktu, alın derileri Kalk, Ge ne o yüz, gözlerimin önünde bü tün hüviyet ve mânasını. aldı. Gayri ihtiyari, iyice enraslaiiz madan: — Hayati Bey bunu yapmaz Mitat!... Dedim. Mitat, ruşturdu, yüzünü : bu- — Ne beceriksiz şeysin ya-| hu,.. tuttu? — Nasıl yapmaz canım?, Tecrübe ettin de yapmadı mı?.. Değdi, ilâve etti: — Senin için canmı bile ve- Hissetmeyor musun gözle- içine bakıyor!. — Evet amma, yapmaz!.. — Rica ederim böyle söyle- me. . Kuvvetli bir kanaate: — A. Çocuğum. Bu adamın! en kuvvetli tarafı bu. Nasıl o- Bu! J Der gibi bir hal aldı, elimden 0000409009909 098 649000909005 MİLTONT ekrar şehrimize geliyor$ 9000009000900 | Beyannameler Tayyare cemiyeti tarafından j bastırılan beyannameler, İhbar ve Hüviyet varakaları ve Def- terleri İstanbul vilâyet ve kaza şubelerinde ve piyango gişele- rinde satılmaktadır. Bunların esas nümuneye mü- İvafik olduğu en £ salâhiyettar imakam tarafından tetkik edil miştir. Her birinin üzerinde tay- yare cemiyetinin firması vardır. Firmasiz evrak ve tefterlerin ta limatnameye uygunluğu hiç bir İmaka mtarafindan tasdik edil- İmiş değildir. Tayyare cemiyetinin bastır- dığı evrak ve defterleri kullân- mak suretile ayni zamanda tay: yare cemiyetine de yardım et- miş olursunuz. Resim sergisi “Müstakil Ressamlar ve Hey- keltraşlar Birliği” dördüncü ser gisini şubat 15 te Beyoğlunda İstiklâl caddesinde eski Mosko- vit salonunda açacaktır. Bu ser- gide, resim, heykel, mimari ve tezyini san'atlara ait bir çok €- Serler bulunacaktır.Birlikte âza olmayan, fakat iştirak etmek listeyen san'atkârların şubatın İyedinci ve sekizinci günleri sa- jat 14 ten 16 ya kadar Moskovit salonuna eserlerini — getirmeleri lâzımdır. Sergi 15 marta kadar devam edecektir. İzciler günü.. İZ şubat pazartesi günü saat |14,30 da bütün İstanbul İZCİ LERİ Galatasaray oymağına davet edilmiştir. O. gün mektebin salonunda Galatasaray izcileri bir müsa- mere verecek, ve bütün . izciler Şeyh Zade, benim böyle söy- İlememe adam akıllı. içerleyor- du, — Çocuksun vallahi. İnsan İbiipte hir fırsatı: kaçırmak, 'içiğ Japtal olmalı, . Her vakit Haya” İsi Bey senin için her şeyini İfeda edecek vaziyette bulun” maz. Para böylelikle kazanılır. Rahatçacık, suya sabuna do kunmadan elli altmış bin liray! jcebine atmak fena bir şey mi?. Yok senin milyonların - var da bu paraya ehemmiyet - verme İyorsan o büşka?.. |. Mitavın bütün * bu sözleri beni daha ciddi düşünmeğe sev kediyordu. Hayati Beyin gözl€ timin içine bakması, benim Jb fedaya hazır olma" yavaş yavaş kafamın içinde Y leşebiliyordu.. Böyle olmays” Turda, hiç-yapmayacağı bir şe-| bir.adam nasıl bana: yi kendisine yaptırmaya kalkı-i Keş

Bu sayıdan diğer sayfalar: