27 Mart 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

27 Mart 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tk » » lar © iü i , İ z 9 . Milliyet rin umdesi"Milliyet” tie 27 MART 1931 OIDAREHANE — Ankara cadderi « 100 Telgraf adresi: Milliyet, Te. L Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç içini 400 kuruş 800 kuruş 1400 , 218. Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş 4r, Gazete ve matbaaya “it işler ç k va MH. Bugün ha) kapalı k en fazli'bararet müracaat edilir. Bugünkü hava enaz 15 ve ruzgir “ poyraz Gidiyorlar! © Meb'uslarımız, dün işlerini| guru biliyorum. Bunu ç od tirerek dağıldılar, Frenkçede edebi söz vardır:“Partir dest ourit un peu” derler. “Gitmek ** biraz da ölmektir” demek 0- imiş şın bu cimleyi, gelecek devrede Fikir, “İler kendisinin ykrar gelemiyecekler olursa on İşir hesabıma hatırladım ve “dü- ç İşindüm ki, meb'usluğa alıştık- »ın sonrâ tekrar intihap edilme ve € jiek pek tatlı olmıyacak! i Sn bir kostüm parasına “3, bir senelik tarik bedeline "ayi pituk satarak İstanbul halkına 1ir İtalyan hanendesini dinlet- Sessiz Bariton Fransız tiyatrosu iki üç gün lo- bir istedi. matbuatının şedit tenkit- ne rağmen, taşarçasına dolu İan salonda nasılsa bir yer bu- bildiğinden dolayı ahtiyar addeden bir arkadaşı- kendini Ya konserin ertesi günü sor- um: — Titta Rufo'ya gittin mi? “Sp, — Evet, gittim. “9g, — Nasıldı? ii s — Yaşlıca, matruş bir adam! — Kendisini o sormuyorum, r nasıldı... — Efendim, nasıl sesli ve ses baritona düşmüşüm.' Onun in bir şey işitemedim, Haval © Artık havanın başı da hava- sandı, Vakıâ Mart ayı dert ayı yerler ve birçokları için de meb sluk kaygusu sebebile dertlene gini düşünerek bu mesele hak ermek istiyorum, lâkin hava- şarın (la bu derde dert katması- 1 Ni K. iy i İ ia mana veremiyorum, Evvelki n derece 18 idi dün 2 ye düş- i, Bu kadar tahavvül cinsi l1â- FELEK gifte bile bulunmaz. W lâl bu tebrikile bilmeyerek azanin sadakatini isbat etmiş Şimdi hiç ümit etmeden, hiç klemeden gelen bu tebrik "ktubunun , içimde . yarattığı p hislerle bütün çocukluk larım gözlerimin önünde sini, fakat ben de garip bir acr an kısmını, ından tekrar gi 1 bir rüya yorum. TU! Evvelâ Tarabyadaki yali.. a Nözan, Fabri Celâl, ben... yalının bahçesinde akşama | adar bitip tüleenmiyen, bıkıp! her gün oyuncaklarinr alir, bi- madan oynadığımız oyun- rw. O zaman biribirimizi nemi ELAN Yaşı pek ileride değildi. Fa kat çök seneden beri birlikte yaşadığı zevcesinin birden bire ölümü onu son günlerde o ka- ir muztarip &tmişti ki gören- ihtiyarlağığına ! hükmediyorlardı, Dostları ken- disini beyhude yere teselli et- meğe çalıştılar, O acı bir tebes- sümle daima şu mukabelede bu- lunuyordu: — Kendinizi © yormaymız.. | Duyduğum ıztırabı hiç bir ma- kul söz, hiç bir teselli izale ede mez. Bu hal ne vakite kadar de- vam edecekti. Onu teselli etmeğe çalışmanın beyhudeliğini anlayan eski bir dostu bir gün dedi ki; — Bu senin ıztirabın kimbi- lir deha ne vakite kadar dev: edecek.? Fakat sana bir şey söy | leyeyim mi? Ölen zevcenin ha- arasına ne kadar merbutoldu- İ herkesin | de anlaması lâzım gelir. Fa- kat... Beriki lâkırdı söylemek is- temez bir halile; — Fakat.. dedi, ne olacak?. — Bazı dedikodular . devam ediyor. — Ben artık hiç bir dedi ko- du ile alâkadar değilim, Sanki; ölmüş bir adamım... — Evet. Fakat bu, dedikodu ların devamına mâni değildir. — Peki nasıl dedikodular.? — Doğrudan doğruya şahsı- na taalluk ediyor. Sonra bir kadın isminden bah sederek ilâve etti: — İşte o güzel dul kadın bil- hassa son zamanlarda sana karşı pek fazla alâka gösterme- ğe başlamış. — İşte hayret edilecek şey. Ben o kadını bir &ere gördüm. — Olahilir.. Fakat seni çok beğenmiş. Söylediklerine göre çok seviyormuş. — Sevmek mi? Rica ederim artık bu bahsi kapayalım., — Peki dostum... Fakat ga- yet inanılacak bir yerden duy- dum ki bu kadm birisine sen- den balısederken ağzından şöy- e bir söz kaçırmış: — Ben dulum, Onun da zev- cesi öldü. İzdivacımıza ne mâ- | si kapatmak isteyordu. Fakat dostu o-kadar kat'i bir emniyet le söylüyordu ki dinlemekten kendini alamadı. Bu konuşma o gün o kadarla kaldı. Fakat anlattığı şeylerin ne tesir bıraktığını anlamak i- gin devrisi gün tekrar gelen dostunu gördüğü zaman istih- za eder gibi gülerek: — Söyle halâ o dedikodular devam ediyor mu..? Dostu onun istihzasını far-! ketmemiş gibi gayet ciddi bir) tavurla dedi ki: Nur Tahsin Hm. Fakat Fahri Celâl artık genç bir mimar olarak Berlinden dö nünce, uzun ayrıltkların yarattı | ğı yabancılık, bir gölgegibi, mızdan eksilmedi. Küçükken birbirimize kayıtsızca Fahri diye bağırırken şimdi 9| Fahri Bey.. ve ben Füsun hi dım olduk. Fakat bazen düşi müyorum da bu yabancılığın ka bahati ne onda nede bende; yal nız annesinde. Küçükken birbirimize okadar bağlı idik iki bir günümüz ayrı geçmezdi. Nazanların yalısı bi- ze çok yakındı, Fahriler daha yüksekte oturuyorlardı. Fahri İze veya Nâzanlara gelirdi. Üçü üz oyundaklarımızı birleşti-! rir, hep beraber oynardık. Evle KAYE Fransızcadan — Ben öğrendiğim şeylerin doğruluğundan emin olmasay- dım hiç sana söyler miydim?... Fakat bunu söyleyen dostu kendi kendine şöyle düşünüyor du: — Anlaşıldı.. Artrk o kadın- dan bahsedilmesine lâkayt ka- dıyor..! Bunda aldanmayordu. Fakat işi belki altüst etmek korkusu ile acele etmiş olmamak iğin| sözü başka mevzua çevirdi. Fa | kat zevcesinin ölümünden dola | yı hissettiği ıztırabı hâlâ yene- | meyen adam-bir müddet” sonra | i dedi ki; — Bem için tekrar evlen mek imkânsızdır. Dostu böyle düşünmediğini söyledi, Fakat eğer hakikaten bir daha evlenmek istemeyor- sa kimsenin kendisini icbar €-| idemeyeceğini söyledi. O gün bu mesele etrafında likırdı bu kadarla kalmıştı. | Dostu bir kaç gün görünmeme ği muvafık bulmuştu. Fakat Son görüştüklerinin üçüncü gü nü ondan mektup aldı, Kendi-| sini çağırıyordu. Mizah, Edebiyat, j Zevcesini ebediyen kaybeden. a 5 > N m ZE ele i <gjo, < mi male zi “g aNEzaZ pe ou) -T aş ki e 1 o İzz <a pal #ilmecemizin halledilmiş vi Z S£ şekil İ > Ss 1234867809101 © < 4 Peki KALKIN sözlü, sesli ve şarkılı film Umümi dühuliye 30 kuruştur Pigürki bilmecemiz Soldan sağa: 1 — Vatanımız (7). Yaşa (2). 2 — Bayat değil (4). Göl (39. Beyaz (2). i - 3 — At kunduramı (3). Gecenin aksi ile birleşirse bir muharrir ismi Emsalsiz Seksofonist muganni, sarışın genç Bugün ELHAMRA sinemasında Fevkalâde bir muvuffukiyetle devam etmekte Olan MONTE-CARLO Büyük opereüni görüp dinleyiniz. Mümessilesi: . JEANETTE MAC DONALD Bugün sas 1045 te tenrilâlı metine , Haşiye: Bu Sabah verilecek tenzilâdı matinede ( CENNET YOLU ) filminin müsabakasına sit mükâfatların katı keşidesi icra edilecektir. 4009 Bugün ME L E K sinemasında Viyana opera meşhur tenocu HEİNRİCH SCHMİDT BİRMAFTALIK SAADET ( Venedik Geceleri ) Franşızca sözlü muazzam filminde dizileyebilireiniz. MAXUDJAN ve JEANINE GÜİSE'inde “ retskatile temsil edilen bu GONDOTLAR filminde fevkalâde ve baş döndürücü İkalyan y Şürkiları vardır. ide tenzilâdı matine İrtihal Şehrimiz tücceranından Mus- tafa Süleymanoviç Beyin cenaze merasiminin o bugünkü Ocuma “| günü öğle üzeri Teşvikiye ca- minde bilicra Maçka'daki med- feni mahsusuna o delnedileceği istihbar ediliniştir. Beyoğlu Dördüncü sulh hukuk mahkemesinden: i Beyoğlu'ada Hacı Mimi mahalle: İ sinde Külhan sokağında 3i nume- | tolu apartımanın dördüncü dairesinde eee Saat 31 Mari Sah “akşamı MELEK SİNEMASINDA verilecek pröfessör N; Kostrukoff idaresindeki 40. san'etkdrdan mü: cekkep dünyanın en rbeşhür heveri muganniyesi DON KAZAKLARI KONSERİ için biletler şimdiden tedarik edilebi sakin iken 2 mart 1931 tarihinde © Istanbul Beşinci İcra memurlu- | Vefat ötmesi Üzerine terekesine mah- in sebebini bilme- olur (3). Silerize a a (5). Öteberi sum BOPERA Sinemasındı yen dostu onunla karşılaştığı! dükkân 6). ri vakit davetin sebebini öğrendi: | © $ —— Kırmızı (2). Bir meyve (4). > ri — Seni rahatsız etmedim de-| bi olan Robba Nibi'den “heves, kemece vazıyet olunan. Ziso Yorgi Bahçuvano'nan mezkr dairede mev- cut eşyayı » metrakesi 30 mart Yöf pazartesi günü saat 16 da açık arr tvcma suretile satılacağından talip undan: Dosya No.s: 920/2990 İzmit'te Çayırköyünde mukim ve Motör sahibi iken elyem Hcametghi meçhul Osman Usta'ya. SERSERİ AŞIK gil siri ln bazı poz e Bir alaturka çalgı (2): Mek LAR Di lke dila nin bildiğin pek usta bir hekim | 7 — Köpek (2). İcranın koyduğu Miveten: Talebi umumü üzerine var mı?.. sey (9). — Var. birlikte gideriz. İkisi yola çıktıkları zaman biraz evvel hastalığından bah- seden adam gene istihzalı bir tebessümle: — Dedikodular yor mu?. — Diye sordu. Fakat bu se- fer yanındaki dostu gülerek: — Bu kadın, dedi bir gün mutlaka meramını elde edecek. — Nasıl? Bu mümkün mü.? Çok geçmedi. İki hafta sonra bu izdivaç kararlaştığı zaman dostu ona şöyle deyordu: — Yeni başlayan saadetini bana borçlusun, Ben sebat ve meharetle işi takip ettim, Dos- tum.. Sevğili zevceni kaybettik ten sonra tekrar evlenen erkek yalnız sen misin? devam edi- mai AKA 9 — Yerinde bırakmak (8). Ge niş ÇHARLES VANEL'in 3 kısım- lk Apaç filmi 6). 10 — Köpek (2). Rabıt edatı (2) 11 — Nota (2): Reygir (2). Yukardan aşağı? i — Kâr kayığı (4). Edebiyatçı 4). ş 2 — Uzak nidatı (2)7 Yüksek(3) Başıma bir (0) gelince nihayet mâna sina gelir (2) J 3 — Anep (4). Kurtan arkadaşi (5). e 4 — Nola (2). Nota (2). Alıp verme (5). 5 — Mukaddes işık (3). 6 — Yükselmek (3). Yuva (2). 7 — Çeşmenin önündeki hazin& (5). İbrahimin çingebeesi (3). 8 — Yama (2). Sonuna bir (Z) gelince nazlanır (2). 9 — Bir yırtıcı kuş (6). 10 — Lâtile (4). Efendi (3). No-| ta (2). 11 — Gelir (4). Zahmet (6). Sesli ve şarkılı meliteşem bir şürk eseri olan KARA TABUR Dün #kşamdanberi Majik sinemasında fevkalâde muvaffakiyetler küzem” vor. Bu film şarki ve bütün sihie- kâr maozaralarım wük.mmei su- ndaryor.. İstanlyal bal çök gürel bir muharebe sahnesini dahi mulievi olan bur şaheseri, mem püviyeüe görüyor. BÜYÜK MİZANSEN e ke eğ önle Tamiş“ Bugün sabah saa i 10,1/Sta tenzilâtii matine. Yerler 95 ve Tücöardan İsmail İbrahim Beye iki kat'n emre muharrer senet mne- bince borcunuz olan 275) iki yüz yetmiş beş lira ile icta massrlfi ve ücre vekâlet ve faizin tesviyesi zamanında tebiiğ olunan ödeme cimri üzerine borç inkâr edilmiş ve ref'i itiraza mütedsir gönderilen daveti- ye de iksmetgâhınızın meçbuliyeti ha- sebile (15) on beş gün müddetle iâren tebligat İcrasına karar veril miş ve yevmi mürafsa olan 13 Eyiği 980 tarihinde itiraz merviince verilen kararda ise: “Alacuk mübrez senet lere müstenir olup borçlu gelmemiş ve ideaz bükmen hallolunacak hu susattn olup borçtar kurtulduğuna deliler edecek csbaptan bulüninamuş olduğundan borçtan kurtulma devası ilçamesinde muhtar o Olemk Üzere senetler mühteviyatle | tâkip Hari binden itibaren kanuni faizine ve icra ve protesto masraflarına hasren itirazın (14-9.930) tarihinde merci makamınca muvakkaten ref'ine karar verildiği malâm olmak ve işbu mere olanların mezkür gün ve saatte ma- hallinde © hazır bulunmaları ilin olunur. Üsküdar Flukuk Hkimliğinden: Üsküdarda Selâmi Ali Efendi mahallesinde 12 No. Tu hanede sakin Kosü oğlu Yanko Efendi tarafından ayni adreste sakin Vasll oğlu Yanko Efendi aleyhine ikame ettiği tashihi Kayıt davasının mühakemesine müd- delaleyhin gelmemesi üzerine hakkında giyap karan ittihaz edilmiş ve yevmi muhakeme 25-403) cumartesi sani 14 de talik kılınmış olduğundan yine gelmediği surette icabı kanonisi icra edileceğinin ve bir daha muhske- | meye alınmayacığına dair işbu gvsp kararı İkametgâhanın meçhuliyetin€ bipsen ilâmen tebliğ olunur. Beyoğlu dördüncü sulh bukuk mahkemesinden: J Müteveffiye madam Maryanın vbdesinde bulunan Beyoğlunda Hü- seyin ağa mahallesinde yağbene 80“ | kağında 19 muraralı hane açık ar trma suretiyle kiraya verileceğinden Istanbul ziraat müdi- riyetinden:; Iktisor Vekâleti Celilesince tab'ettirilecek olan 130-200 forma: lık broşür ve mecmuaların kâpalı zarf usulile talibi zuhur etme. diğinden 1 nisan Y3K çarsamba günü sanr on beyte Defterdarlık mubayas ve ihale komisyonu tarafından pazarlıkla İhalesi takar. tür etmiştir. Talip olanların şartnameyi görmek üzre Ziraat Müdü. riyetine ve yakti muayyeninde de. komisyona müracaatları ilân olunur. ; i kararının. tebliği makamına kaim ol- .mak Üzere ilânen tebliğ olunur. Devredilecek ihtira berat “Tahtik ve idare edilen bir elek- trik cihazının, idare eden cihaza nazaren zaman itibarile tevhit hare- küs için usul ye Veşsit, hakkında olani bir ihtitü bera talebi için İs- tanbul Vilâyer cetilesine (5 Mayıs 1920) tarihinde takdim olunup 7öİ talip olanların Hale “günü olan 44:031 cumartesi günü saat 15 de Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mah- kemesinde hazir bulunmaları ve evi görmek ve fazla maltmar als isteyenlerin 931-1 mumora ile mah keme kalemine müracsatlar; ilân olunur. aşi Taral Tün çün müdürlüğunden almış olduğum 74988 | bi Localar (4 kişilk) 2 Hira —L0p Bugün cuma ve yarın yalnız K matinelerde KADA RAE numero İle mukayyet müracaat ÜZ€ | Nola sa. yayi enin: Bi rindeki hukuk bukere veyahut icart | yoktur, reyi İlya Mei : verileceğinden mezkür iktirayı sarın — almak veya iş'içer etmek arzusunda Ferah sinemada “Jcan olan Fahri benimle o kadar| DARÜLBEDAYİDE 30 Mar. pazı NAŞİT GECESİ Dariilbedavi, Naşit Bey. güzel oynar ve bana o kadar u- yardı ki. Ozaman Nazanı piyanoya, Fahri ile beni kemana başlat- mışlardı. Hocamız” geldiği za- man içimiz sıkılır oyundan 4y- rılacağımıza üzülürdük. Bizim biribirimizi severek biç hırpala madan geçindiğimizi gören ba balarrmız kendi aralarında ni- şanımıza karar vermişler., Ço- cuk kalplerinde sevginin bin bir şekli, bin bir mânası olma- yor. Biz yalnız biribirimizi çok seviyor, biribirimizden çok hoş Tanıyorduk o kadar.. Babaları- mızm yavaş, yavaş düşünceleri mize ilâve ettiği bu nişanlı keli mesi, içimizdeki çocuk sevgimi zin etrafmda süslü mânalarla yer etti. Nişanlı olmakla ber zaman bergber oynamamız em niyete girmiş gibiydi. Fahrinin annesi Davsta olduğu için &ı- şin onu bir Alman mektebine filminde ilkler — actesi © akşamı ie Mestur Cemil, İlim DAY kutularmı uzatmış: © Tin bana nişanlım demesi — Hani benim mişamlımdı, İnetmiş, “sardeşler hiç nişanlı neye mektebe gitti? diye gözle | olur mu?,, diye ba e rim dola dola sormuştum. Fah- yanında ayıplamış, ve onlara rinin babası kahkahalarla gül- da: “Çocuklara böyle telkin müş; beni kucaklıyarak öper- ken cebinden çılsardığı şokola kutularmı uzatmış: — Bak, nişanlın sana bunla- rr gönderdi, demişti. Mektep- te okuduktan sonra daha koğa- manlarını alacak... Tünmeyen çirkin bir kızdım. Bir kaç gün şokolaların ver-| - Fahri Celâl, oniki yaşımda diği tatlılıkla Nâzanla uslu, us-'y, il, ns dinli iu oynadık. Ondan sonra artık Kgk hen cok güzeldi nete ei ei gözlerile benden çok güzeldi. bep böyle geçti, Fahriyi ancak Ânmesi aramızdaki “farkı o 20. Har Ai in ekenler O İmandan tahınin etmiş ve mani Saye lk aminin iller Si en bei ba miynii kesisi Ra aş di mili Jile kadar bemişemiştim!. Önüm goliği gün Necanln be İşimde gerip bir acıyla. Bari nim için emek hemen bir bay | Celölden bütün, bütün ayrı ram günü olurdu. nış gibi © gece saatlerce ağla- Paka üçüik çöcükev | 0. Bu şüphesiz bir küçük ün bi çak İc merbitiyeti ve hamasi — erzin Ayn yetiydi; Pahri ne düşünmüş! ilâve etmişti, İ O zaman ben sekiz yaşında şimdiki gibi zayıf, gösterişsiz, kupkuru, çehresinde yalnız iki yeşil gözden başka hir şey gö- bulunan zevatın Istanbul Yeni pos- tahane arkasında Aşır Efendi kütüp- Banesi caddesinde Türkiye hen No 18-2 de mükim vekili HLW. İSTOK Efendiye mürarant etmeleri, me | eski iptilâsile her hafta eve ge-| jrince koşa, koşa bana oynama- ğa geliyordu .. Ben garip bir çe- kingenlikle (© uzaklaşıyordum, | Böylece bir kaç hafta geçti; on- İ gittiler, Biz Nazanla yalnız kal- | muştuk, ! Fahri Celâli çok arıyordum... Fakat bu arzumu garip ve anla- şılmaz bir hassasiyetle o kâa- dar saklıyordum ki.. Belkide gururuma dokunuyordu. Baba | sevgisi, anne sevgisinin yerini Idoldurmadığı için mi, nedeh? İbilmeyorum benim küçük Kal- İ bimde daima sevgiy'e amâde bir İyer bomboş kalmıştı. Fahrinin annesi gelip te, onu bizden ayı rımcâ, garip bir çocuk hissinin yarattığı acılıkla, bu boşluğu çok derinden duymuştum. Yal- nız Fahrinin yanımda bu sevgi eksikliğini © hissetmiyordum. | Hislerimin biraz zedelenmesine rağmen altı sene ayni arkadaş- leyli vermişlerdi, Onun artık benimle oynamağa gelemdeiği- ni, metkebe gittiğini gördüğüm O, iyi olup geldiği zaman ba balarımızın bize verdiği bu ni bilmeyorum. O da benim kadar lık, ayni dostlük devam etti. benimsediği bu nişanlı kelime-| Babası Almanya sefaretine ta- sini birdenbire etıvermiş £ mi- | yin edildiği zaman bir veda ge- Bu gün bu gece komik Naş” bey ve hey'eti temsiliyesi Hermine hamımı konseri Asso - Jana meşhi gingeneler kentuk! bale heyeti Sİ memadı: Beyaz Esire Jiçime çöken hüznünü senel unutmadım... Onu her rağmen kendi içimde, ki kendime o kadar benimsemiğ” tim ki .. Ayrılınca hiç ümit ver vermek çok tehlikelidir” diye (lar kışı geçirmek üzere Şişliye|miyen bir şekilde onu kaybetti gimi anladım. Alamânyaya gi derken yollardan (gönderdiği kartlara, daha sonra, sonra 0 radan gelen iki mektubuna G€ vap vermedim, İçimde tuhf bi çekingenlik, tuhf bir korku vat dr, En uzak, en yabancı bir k€ lime bile yazsam, bilmeden 9 na bütün hislerimi, sevgilerin. anlatacakmışım gibi geliyo” Belki dayanamaz da yazarım & ye kalemi elime almaktan ür yordum, Nihayet bir kaç sonra babacığımın ölümünü. ziye eden bir mektubunu dum; ve ona da kısa bir la teşekkür ettim. ği İşte bu çocukluk vaziyeti, © nün on sene Alamanyada ması, onu benim için bir Fa Celâl Bey, beni de onun bir Füsun Hanım yapmıştı. il

Bu sayıdan diğer sayfalar: