17 Nisan 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

17 Nisan 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fikir, illiyet 17 NISAN 1931 “İDAREHANE — Ankara caddesi 9: 100 Telgraf adresi: is Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Tür kuruş | Türk dili vücut bulmalıdır ki bu Gelen evrak geri verilmes iddeti geçen nüshalar 10 İuruş r, Gazete ve matbaaya ait işler İçin müdiriyete müracaat edilir. ş Güzetemiz ilânlerım mev'uliyetini abul etmez. Bugünkü Hava Dün enfazla hararet 17 enaz 83di Bugün rozgâr mütehavvil ve hava kapalı ve yagmurlu e * Joktorlar arasında! > Bilmem dikkat ediyor musu- iz! Şu günlerde spor ve spor- * larda bir sessizlik var.. Hani *k ikiye ayrılışlar, hani o sütun İmitun yazılar ve ağız dolusu 153 (lar... Buna mukabil İstanbu- #Kin başka muhitinde ikilikler, ON iişmeler ve çekememezlikler #âS3rülüyor... İĞ! Tağrih edeyim: Doktorları- İ azdan bahsetmek istiyorum. “#wvelce bir fakülteciler ve fa- İseilte haricinde kalanlar diye İ Oi zümreye ayrılırlarken şimdi İ yakültenin maalesef içinde de #çimsizlik alâmetleri belirdi... A. Bey isminde bir dokt wn fiziyoloji hakkındaki eseri izlinden çıkan bir ihtilâf üze- “yene, bu kitabı kabul etmiyen © oktorlar aleyhine kitap sahibi Sine demediğini o bırakmıyor. D emlekette en şayanı itimat te- kki edilen Tıp hocaları için ihildir diyor.. Bir (taraftan, orculara has zannedilen ge- © nsizliğin en yüksek bir ilim İla insanlık mahfelinde belirme- Mi” — sporcuları hususi bir kusur- n kurtarmış olmak dolayısile ; #mnuniyetimi mucip oluyor, talğer taraftan da canımızı em- tir yet edeceğimiz başlarm böyle İB ris bir manzara ile biribirle- yi körletmeye çalışmalarmı 1 buluyorum. Haydi benim ta “ye bet diye müspet bir ilim mev- # se) t olduğuna kanaatim pek az, lp <in canımı doktordan bekle- nin biçareler bu hali görünce iu diyecekler! ii > Aslan göndermiş! vok Haşmetmaap, Habeş İmpa- şö toru Hz. leri pek hayrânı ve mı kdirkârı olduğu faşist idaresi- © « karşı bir cemile mmülükâne mak üzre İtalya Veliahtı Hz. “gs dine iki ve Monsicur Mussoli- Kiriş 'ye de bir aslan göndermiş... 'nü -kadaşlardan Tevfik bu ha lu si okumuş i, dedi — Eğer ç "sa i, lâkin beslemek için tehlike: Ne şey değil mi? < " « Yusuf Paşa kendi düşün- “iğünü belli etmeden başkaları 'n maksadını öğrenmek husu- “nda büyük bir mahareti olan | “çadamdı. Genç süvari zabiti leri hayet Paşanın suali karşısın- ibi, tekrar söze başlayarak dedi Bendenizin senelerden ve yegöne gaye ve maksadım 'trimeniz Hanımefendinin zev olmaktan ibarettir. Kendisile r arada büyüdük. Çocukluğu- uz bir arada geçti. Fakat ar- koyun yaşımız geçtikten son *, biribirimize bu vaitte bulun- * Bendeniz onan başka hiç aJmayacaktım. Onunda 5 şka hiç bir erkeğe kili ie rg Mizah, Edebiyat, ML | Dil ışleri “Su,, kelimesine dair “Su ,, kelimesinin eski Orkon abidelerinde görülen şekli “Sub;, dur. Kelimenin çince “suy, dan alındığı rivayeti kabul edilemez. Dilimizin ileride alması lâ-; zum gelen şekil etrafında ilki gö- rüş çarpışıyor: Koyu türkçü de- nilebilecek bir düşünüşe göre dünyadaki bütün Türker arasin da müşterek olafak yeni bir dilin. bütün kelimeleri — ilmi ıstılâhlarma (o varıncaya Oka- dar — Türk cezirlerinden alın- malı, içinde hiç başka dilden ge me söz bulunmamalıdır. Bu düşünüşe karşı gelen ikin: ci görüş ise, böyle cezri bir işi ne mümkün,ne de arzuya lâyık görmiyor, Bu düşünüşe göre dile girmiş yabancı kelimelerin | cümle varlığı bir vakıadır, Bunlar'ara- sında halk diline düşmemiş o- lanlar, dilin tabii ahengine uy- miyanlar, halkça tanınmış ve ahenge uygun türkçe kelimeler- le değiştirilebilir. Fakat halkın dilinde olmıyan uydurma keli-| meleri dile sokmak imkânsız- dır. Bu iki fikrin çarpışmasını di- ilimizin istibaâli için en aydalı mübahasalardan sayarız. Bizim ilim işlerimizde en büyük nok- sanımız sarih < prensiplerden denmez, İşte Valâ Nureddin Bey bu İstisnaya sebep arıyor ve eski- den tanadığı bir çinliden çince- “Suy,, keli- işi hatır- den geldiğini iddia ediyor. Çincede “Suy,, iselimesi var- sa bile, korkarım ki bu kelime çinceden bize değil, bizden çin- Ceye geçmiştir, Çünkü dilimizin en eski metinlerinde bu kelime Sub,, şeklinde olarak mevcut- tur. İşte Orhon âbidelerinden iki çevrilmişi: “Yukarda Türk mabudu Türk lerin mukaddes yerini ve suyu- nu öyle yapmış,, demektir, TL “Eçümüz apamız tutmuş yir sub idisiz bolmazun tiyin...;, Bu söz de: “Dedelerimizin zaptetmiş ol- dukları yerler ve sular sahipsiz kalmasın diye,, demektir. Şu misaller gösterir ki “Su,; kelimesi tâ bundan on iki asır evvelki metinlerde “Sub,, şeklin. de mevcuttur. Zamanla sonda- ki “b,, aşmarak kelime “Su,, ha line iştir, Çincede veya di. ğer Türk lehçelerinde “Suy,, şekli varsa bunu “Sub,, ile “su,, Bu halin önüne geçecek şey muayyen meseleler üzerinde ay rı ayrı düşünenlerini kendi fi- kirlerini ileriye sürerek müdafa a etmeleridir. Esas mesele etrafında düşün düklerimizi pek yakmda bu sütunlarda karilerimize arzede. ceğiz. Bugün asıl söylemek iste diğimiz şey bu mübahasa vesile sile bir Türkçe kelimenin aslı hakkında Valâ Nurettin Bey arkadaşrmızm ileriye sürdüğü bir mülâhazadır, Valâ Nurettin Bey ikinci tarzda düşünen kıymetli mu- harrirlerimiz arasındadır. Ya- 'bancı asıldan gelme kelimeler- den büsbütün vazgeçmek imkâ nı ispat için “Su, kelimesinin bile dilimize çince- den geldiğini iddia etmektedir. Davası bu kelime ile kazanıla- cak veya kaybedilecek bir dava değildir. Zira bu iddiayı teyit için meselâ “duvar, heybe, su- vari, akıl fikir... ., gibi yüzlerce kelime daha ortaya sürülebilir. Lâkin “Su,, kelimesinin aslı hakikaten çince midir? İşte bu noktada biraz daha ihtiyatlı ol. mak lâzımdır. “Su,, kelimesinin gramerimiz de bir müstesnalığı vardır: İza fet halinde sadalı harfle biten kelimeler bir “n,, veya “s,, ara- hik harfi aldıkları halde “Sa, kelimesi bunların yerine “y,, a- ralık harfi alır; Kuyu — Kuyunun Yara — Yaranın Eğe * Eğehin dendiği halde: Su Suyun Suyu denir de “Sunun,, ve “Süsü, Kuyusu Yarası Eğesi... ilk, varmayacaktı. İkimizinde - e- meli ve arzusu bu olduktan son ; ra yalnız Efendimizin muvafa- katını istihsâl etmek lâzım gel mektedir.Paşa kızım Kadri B. tarafından istenmesine hiç hay ret etmedi. Bu meselede bir fev | kalâdelik yoktu. Bilâkis bunu pek tabii telâkki ettiğini hâlile gösteriyordu. Fakat bu muvafa kat demek değildi. Yusuf paşa | soğuk kanlılıkla: arasmda mütevasart bir şekil 0- larak telâkki etmek daha doğ- ru olur. Çünkü “y,, gibi, bir ya- rım sadalmın “b,, gibi sadasız ir harfe ii timalden uzaktır. Halbuki “b, sadasızı- nın ““y,, olması ve sonra bunun da kaybolması kelimelerin a- şmima kanunlarma daha uy- gun görünür, İ, NECMİ Yeni neşriyat; Rönesans tavsiyeye lüzum gösteren bir e- ser değildir. Dünyanın belli baş Ir eserlerinden biridir. Ve bu- nun lisanımıza tercemesi ve milli harflerimize çevrilmesi bir (hizmettir. ilinti Hayat Bilgisi “Hayvanlar, Hüviyet Bekir Kırkı mütecaviz hayvan tet- kiki müteaddit resimler, kroki- ler ve kâğıt kesme modellerile Hayar Bilgisi derslerini tedris eden « muallimlere . nafi olacak şekilde intişar etmiştir. Tinbul 7 ine Tera memrlağam.” | eeti dan: Dosya No. 30-1591 Bir deynin temini istifası için mahcuz 98 lira kıvmetinde zücüciyeye sit eşya Sandal bedesteninde 18-4. 031 tarihine müsadil cumartesi günü saar 143002 açık arurma süretile İn zağından talip olanların mahal. >jla söylerken sesinde bu mesele | nin bir daha münakaşasmı is- temediğini anlatan bir manada yoktu. Fakat genç Kadri Bey bü sözleri işidirken renkten renge giriyordu. Benzi kızardı, morar dı, sarardı. Paşa daha ziyade gildi süvari zabitinin bu halini dik-|dığını hissediyordu. Fakat ken | LİYET CUMA 1931 HiKAYE İhtiyar baba ile kızı arasında. Kaç senedir büyük bir ticaret müessesesine sahip olan ve bü- yük bir servete malik bulunan yaşlı adam son zainanlarda pek dalgın görünüyordu. Bu dalgın lık gitgide teessür ve keder ha- inde görülmeğe başladı. o Bu- nün sebebi aşikârdı: İşler iyi gitmeyotdu..! Fakat ne yapa- caktı.? Verilmemiş borçlar art- tıkça artıyor, alacaklıların şikâ yeti çoğaldıkça çöğolıyordu. Bu elim vaziyetten kurtulmak için yegâne çare para idi. Fakat onu nasıl bülmalı..? Zengin bir kocası olan kızı kendisine bir gün dedi ki: — Baba, ne vakitten beti seni kederli görüyoruz. Bunun sebe- bini anlamayor değiliz.. Yaşlı adam titredi. Şimdiye kadar hiç bir kere olsun zevce- sinin, kızının veyâ başka her hangi birinin kendine teessürü ne iştirak ettiğini görmemişti. Daha doğrusu şimdiye kadar geçen hayatında her insan gibi onün da kederi ve teesşürü ol- mamış değildi, Fakat bü tees- sürleri daima kendini teselli et- miş, başka birinin kendisine a- cımasına İlizum görmemişti; İş- te şimdi kızınm böyle > doğru- dan doğruya kendi -teesstirüne alâkadar görünmesini! anlayın- ca titremekten kendini alama- mıştı. — Ben mi, dedi, doğrusunu söylemek lâzımdır: Evet, kızım bir zamandanbe- si işler fena gidiyor. Kızı yalnız teessüre iştirak et mekle kalacak gibi değildi: — Öyle ise, bâba, dedi, buna bir çare-düşünmek Tâzım değil mi?. A7 ? Dikkatle baktı, Onu işe, ticarete âklr eren bir kadın olarak görüyordu. İlk'defa ola- rak bunu anlayordu: — Evet, kızım dedi, çare bul- mak lâzım. Çare ne olabilir? Pa ra... O da bende yok. —Haysiyetinizi kurtarmak 1- çin ne kadar paraya ihtiyacınız var?, i — Elli bin frank.. Kızının bü cevap karşısında tereddüt eeteğini zanneden ba- bası onun Şu cevabı karşısında şaşırdı: — El bin frank - bulunmaz bir şey değildir. Yalnız. * — Evet. : Yalnız...? Nerede bulmak meselesi'mi.? — Hayır... Bu parayı hemen bulmak mümkündür. Yalnız bü tün işlerinizi damadmıza dev- retmeniz lâzımdır. Yaşlı adam kızının cevabın- dan bir şey anlamamıştı. O izah — Müessesenizi kocama ter- kedeceksiniz.. Alacak, verecek işleri tamamile onun tarafından örülecek. Borçlarmız da &izi düşündürmeyecek.. Adamcağız derin bir teessür içinde başmı sallarayar sordu: — Ben ne olacağım..? — Siz mi?, Siz gene müesse- yim. Genç zabit izzeti tefsile oy- nandığından müteessir olmutu. Tessürünü,hiddetini zorla yendi Metanetini muhafaza edebil. di. Paşa kendisile eğleniyor, na sıl bit maksadı için onun zafın- | dan istifadeyi düşünüyor! de- — Fransızçadan — senizde çalışırsınız... — Fakat sahip olarak © değil| de lütfen verilen bir maaşla tu- tulmuş bir memur olarak değil mi.? Kızı böyle düşünmemesini söyledi. Fakat kocasının bu ne- ticesi acı bir akibete varacak ©- lan vaziyeti kurtarmak için bul duğü çarenin bu olduğunu anlat mak istedi. Yaşlı adam bunun kendisine bir iyilik olmaktan zi yade damadının hesap ve men- faatine göre edilen bir teklif ol- duğunu anlamıştı. Kızma bir kere daha dikkatle baktı, O ken disine yabancıydı. Kocasmın hesap ve menfaatına göre dü- şündüğü bu teklifi babasına söylemeğegelmişti. Yaşlı adam anlamıştı ki, karı koca rabrtası baba ve kız samimiyetinden kuvvetliydi. Onun için teessürü nü yenmeğe çalışarak başını salladı; — Kabul ediyorum. Kızım..! Istanbul Dördüncü lem Memur- Tağundan: Tamamına 372000 lira kiymet takdir. edilen. Beyoğlunda Asmalı Mescit mahallesinin atik kabristan çedit winare ve Asmalı mescit ve Meşrutiyet sokaklarında atik 15-15-15 mükerrer 17 ilâ 55-61 cedit 115 Ma (19 il4 8 ilâ 55-60 numaralı Kamhi aparumanı ve tahtında müş- temil dükkânların yedide bir hissesi ile ve yine tamamına 120000 lira kıymet takdir edilen Istanbul Alaca hamam Çil Alicttin mahallesi Mar lar caddesinde atik 8-138 Cedi 42-44-20-22-24-28-36 mume- salı Boyacı hanının keza yedide bir hisseleri 30-5-031 tarihine müsadif Cumartesi günü öğleden sonra saat on dörtten on altıyı kadar İstanbul Dördüncü İcra memurluğunda açık srurma Suretile yapılacaktır. Şartna» mesi 19-4-931 tarihinde divanhaneye talik edilecekdr. Arurmaya iştirak için yüzde vedi teminat akçesi alınır. Mütetakim vergi ile Belediye rüsumu ve vakıf Hçaresl #üşteriyâ aittir. Hakları tapu sicilile sebit olmayan ipotekli ala- caklılar ile beraber alikadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu hakla rını ve bususile faiz ve maarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itiba- ren yirmi gün içinde evriki müsbi- teleri ile bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde tapu sicilile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kalırlar. Allkadaranın icra ve Mlâs kanununun 119 uncu madde- #ine göre tevliki hareket etmeleri ve daha fazla malömat almak isteyen lerin 927-8551 dosya mumarasile memariyetimize o müracaatları ita olunur. CÜRMÜ ME BLANCHE MO tarafından Fransız, MELEK SiNEMASINDA ÇELAGRANT DELİT) şayanı hayret operet HENRY GARAT w Yabuu R E 1S | VIVLAN GİBSON BÜYÜK VARYE Hugün ber TET gidip Yunan operasına mensup PİERRE EPİTROPAKİS ile MARY SAYANNOY' ya il APŞLİ sesli süzlü ve şarkı filminde temaşa ediniz İ Ferah sinemada Bugün bu gece 3 kümpanya birden ayrica hafız Bürhin bey Herimipe hanim Aso « Jan meşhur. çingeneler sinemada ? film. İLÂN Osmanlı Bankasının Galata, Yeni - Cami ve Beyoğlu devâ- iri, İdimilit münasebetile, Nisa- nım 23üncü Perşembe günü ka- pal bulunacaktır. eee Ecnebi memleketlere: giden tüccar ve seyyahlara Banks Kommarçiyala Italyana Sermayesi 700,000,000 (İhtiyat akçesi: 5B0,000,000 Lirat) Travellers (Söyyahtı çekleri) satar Üret, frank, İngilis lirası veya doları frank olarak satılan bu çekler sayesnde Dereye gitseniz paranızı ko mali emniyetle taşır ve her zaman isterseniz dünyama her tarafında, sehirda, otel- lerde, vapurlarda, trenlerde bu çekleri en küçük tediyat çin nakit makamında kola- ylıkla istimal edebilirsiniz Travellers o çekleri (o hakiki sahibinden başka kimsenin Sarr'at N KARISI filmi böyük O muvaffakiyetler (kazanmıştır. (CHAKİMEL CİHAN ) filminin müetlii JOE MAY tarafından fertip edilesi bu mükemmel: eser sen'atkâr sinema yıldı JAN DAN ve tarâlından “temsil Bugün sat 16 1:2 oütineşinde edilmektedir. ve - suvaresinde MÜSAMEREŞİ aaa GLORYA iğ Yarın akşam 18 Nisan Cumartesi “ ŞEHİR KIZI i Rejisör MURNAU ) R RLES FARRELL) | ve MARY DUNCAN Tarafından vrv www KAZA Sineme eN bez Om (YENİ VALANTINO ) BUSENİN HAKKI sözlü ve şarkılı ve İspanyol dans- larını muhtevi büyük film. Son günlerinden istifade ediniz. Umumi dühuliye 80 kuruş Derviş Pş. Bir müddetten beri İstanbul müessesatı askeriyesini teftiş şetmekte olan Müdafaai Milliye müsteşarı Ferik Derviş Paşa nın ahiren hastalandığı ve misa fir bulunduğu Yozgat meb'usu Salih Beyin evinde Gülhane hastahanesi heyeti muallimini tarafından tedavi edildiği ha- ber almmıştır. Güzide kumandanlarımız- dan olan Derviş Paşanın hasta lığma beyanı teessür ve kari- ben iadei âfiyetini temenni ede riz? Çay ziyafeti Tıp talebe cemiyeti dün 16 da Tokatliyanda bir çay zi- yafeti vermiştir, İlân Anadolu Ajansı Müdüriyeti Umumiyesi için Ankarada çalış mak üzre iyi Fransızca bilen bie Daktilo hanıma ihtiyaç var: dır. Maaşı 190 liradan aşağı olmiyacaktır. Şersiti halz olan namzetlerin cumartesinden iti- baren bir hafta müddetle her kulnaamayacağı bir şekilde tertip ve ihtas edilmiştir. ŞHUT ( VALL NTEL ca i dolaşmaktadır. sabah yarıma kadar Ankara oad- desinde Ikdam Yurdunda Ana- dolu Ajansına müracaatları, 4000000090009 birin Cuma, çörücek yeşim in 99900090009 ELHAMRA SiNEMASINDA CÜRMÜ MEŞHUT EINBRECHER ) Aşk ve ihtiras pereti Y FRITSCH we LILIAN HARVEY tarafından Almanca Bu sevimli ve gaşyedici operetin şarkıları herkesin ağzında Bugün saat 10,45 ve 11 matineleri tenzilâtlıdır. 4994006009990999 690906000 462222229992808888 çok inledi. Artrk Osmanlı tanatı eski ihtişamını kaybet miştir, Kâfirlerin kuvveti art- tıkça arttı, Burada en büyük caddelerimizde onların dükkân larr var, payitahtın önünde ge- mileri yatıyor. Her tarafta ec- nebi mektepleri açılıyor.Bu mek geçmiş olacaktır. Bu hususta emniyetle “kendisine açılmak kabildir. — Ben söylediğinizi adamı tanırım. — Kendisine tamamile em- niyet edilebilir. Son derece ke- tüm olacak, bizim işimize pek gil mi?.. Kadri Bey bunu düşü-| teplere bizim Vükelâ hazeratı- | yarayacaktır. Azimkâr, cesur Yusuf paşa karşısındaki genç | nerek izzeti nefsinin yaralan-'nında çocukları gönderiliyor. — Fakat.paşa hazretleri, E- katle takip ediyordu. Vaziyeti | dini topladı. Kendisine hâkim ger bizim aklımız olsaydı on- meharetle idare etmesini bilen | bir adam gibi sesini biraz tat-| hlaştırarak dedi ki: — Maamafih bu bahsi konu» şabiliriz. O da bir şartla: Eğer siz benim istediğim gibi bir damat olacağınızı bana temin ederseniz.. Yani sizden bekledi. oldu, Sâkin bir sesle dedi ki: — Onun zevci olmak bence kuvvetlenirdik. O zaman Ayla | hiç bir şey değildir. Sadrazam bu söze dikkat et- işti. Yusuf paşa biraz dü- ikten sonra; —Eğer benim bir erkek ev- lâdım olsaydı, dedi, şimdiye ka m ş — Kızıam istediği kocayr| ğim gibi damat olacaksınız. Bu |dar.. çoktan Amavutluk tahtı- benim de kendime damât Mü- takdirde sizin şimdiki müraca- | na çıkmış olacaktım. Ben meş- Haz etmekliğim neden icap et- sin?.. Obenim arzuma tabi olmak lâzımdır. Yusuf paşa bunu soğuk kan: | berlin, il mühim işlerim var. Her halde| kerimemin kocaya rilmesin- den daha başka mühim işlerle | uğraşmak oo mecburivetinde-, Jâtınızı unutmam, Şimdi daha |hur Turhan sülâlesinin son ev- lâdıyım. Ne yazık ki benden sonra buna varis olacak bir er- kek evlâdrm yok. Memleket "lardan ders alırdık.Bizde çalışır Yılızm karşısında onların ordu- ları titrerdi!.. Genç zabitin bu cevabı Sad- Tazam paşanm hiç hoşuna git- medi: — Siz, dedi, tıpkı bir takım sivri akıllı gençler gibi söyliyor sunuz, Şunu biliniz ki her han- gi bir yabancıya itimat besle- "mek kadar tehlikeli bir şey ola Sultan Hamidiü idaresi altında İbir adam olduğu kadar da zen- diğindir. — Bakerin nereye gidip gel- diği sıkı stkıya gözetleniyor. Padişah benden onun hakkında İmalümat istedi. — Fakat öyle zannederim ki Zati şahaneleri bu ecnebi dos tum hakkında pek fazla malü mat sahibi olamayacaklardır. Çünkü bu adamın İstanbutlda görüştüğü adamlar pek azdır. Yalnız iş ve ticaret. erbabıdır. Bunlardan da bir şey keşfetmek. kabil değildir, Zati devletinizin — Onun bizi satmayacağına ele vermeyeceğine emin misi niz?... Gidip te işi Davut Beye açarsa mahvolduğumuz gün- dür, Kadri Bey başını önüne al- mış olduğu halde dinliyordu. Yu suf paşa genç adamın yüzünü iyice görerek ne düşündüğünü anlamak için eğildi, ona baktı. Kadri Boy dostunu müdafaa i- gin dedi ki: — Ben de kendisinden bana bir vaitte bulunmasını isteyecek değilim. Yalnız bir “evet,, ya- hut bir “hayır,, demesi kâfidir. Böyle bir:cevap vermesi bence bir yemin demektir. — Beni onunla birlikte kim- senin görmesini istemem. Çün- kü padişah kendisinden son de- la halledilecek bir çok işlerim tasavvurlarını hakikat sahasına | vardır. | gılkarabilmek için böyle bir ec (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: