26 Nisan 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

26 Nisan 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın ümdesi “Milliyettir” 26 NISAN 1931 tanbul. Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 - BONE “ÜCRETLERİ ri Türkiye için Hariç için iz ayiığı 6 iz 400 kuruş 600 kuruş 1400 Gelen evrak geri verilmez m tur, için n üdiriyete müracaat edilir. Kalma etmez. ELA Bugünkü Hava Dün enfazlı 10 4. Bugün hava ekse: et 23 enaz rizgâr mürehavvil ie bülutlu ve pen rl e Şafak ! Vak'a dün sabahı bir İstan- bullu müstakil namzedin evin- de geçer; Sabaha karşı, uykusu kaç- | mış olan ev sahibi yatağında dönüp duruyor, haremi de bun dan dolayı uyanmıştır... Bir a- talık erkek sorüyor.. — Yahu nedit o pencereden gelen ışık! Haremi pençereden baktıktan sonra cevap veriyor: — Ne olacak şafak attı! — Ya! Ne çabuk! Ve her ikisi de tekrar uyu- mağa çalışıyorlar. Yine onlar Arkadaşlarım, artık bende yankesiği bahsi için bir mani olduğu kanaatındedirler. Ne o- lursa olsun, ben yine bu bahis- te yazacağım. İki gün evvel tramvayda- yım... Biletçi bilet isteyor. Ve- ren de var vermeyen de. Bir yolcu: Polis... de biletçi de Beş dakika kadar yürü- . Tramvaya üç tane yan- ib “Polisim!” diye- nin yanma düştüle, bu esnaf ekseri Polisten kaçar. Ben ihtiyari olarak herif- lere gözümü diktim... Bir kıt'a kadar gittikten sonra üçü de Ben sordum olis misini: v Sür yg v “ a ; ' z a i * * “ ye ER — E! Neden şu üç yankesi- ciyi indirmediniz! — Cürmü meşhut olsa der- aal derdest ederdim.. Maama- fih, onlar bizi tanırlar. Bakm kimseye ilişmeden indiler gitti ler... Kapının basamağında “du- ran ufak bir gazete müvezzii o zate dedi ki: imdi atlayan herif i aldı... Beriki hemen elini göğsün- deki mendil çebine attı... boş olduğunu gördü... ve cevap ver ge Ks RA RE — Benim mendilim yoktu... Çocuk ısrar etti: — Vallahi aldı, ben gözüm- le gördüm... Ben karıştım... — Sen sus! uksun, aklın IDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts. Müddeti geçen müshalar 10 kuruş Gazete ve matbaaya mit işler Gözetemiz ilânisrın o mes'uliyetini LLİVET LAZ AK, 20 Ni İSAN . 192: Mizah, Edebiyat, Ss5i Evvelki günkü nüshamizda mabat Mahalli lehçecilik yalnız Tür kiye lehçesinden uzaklaşmakla | | kalmıyor her kabilede ilmi, fen İni ıstılahlar yaratılmakta oldu- | ğundan ilerde bunların deği tirilmesi nasıl kabil olacaktır. Bundan da maada Rus inkilâ- bındanı evvel Rusyada yaşıyan Türkler arasında okur yazarla rm adedi pek mahdut iken bu- gün bu risbet her gün ârtmak- tadır. Binaenaleyh mahalli şi- vede yazılan eserler halkın çok luğunun dimağında yerleşmek- te ve umumi bir hal almakta /dır. Buna mukabil ise bütün Türk kabilelerinde Türkiye; lehçesinde hemen hiç bir şey yazılmamaktadır ve Türkiyede | basıaln eserlerin ve matbuatın Rusya Türkleri tarafmdan o- kunması menedilmiştir. Bu vaziyetin uzun sürmiye- ceğini ümit ederek bu kısa dev- rin Türkiye lehçesini umumi milli dilimiz olmasma esasta tesir edemiyeceğine ve hattâ mahalli lehçeciliğin bu takdi de milli dilimizin daha kolay- lıkla işlenmesine yardım ede; Türk dili için «| Buna binaen eserin 119 uncu | nüfus çokluğuna büyük ehem- İmiyet atfile bunların tesirlerini İkat'i görmelerinden ziyade biz halk edebiyatının zenginliğine İ ve bilhssa bütün Türk kabilele- rindeki hars faaliyetlerini ya- İkndan takip ederek onlardaki zenginliklerle kendi lehçelerini | birkatt daha işlemeğe muvaffak olmak esaslarına daha müsbet vehakiki ehemmiyet veriyoruz. Bu itibarla da bizce millt ve e- debi dilimizde hangi kabilemiz lehçesinin temel olacağı veya- hut ta bu hususta en büyük yar dımda bulunacağı kat'iyyetle kestirilmekten uzak bir mesele dir. Vaktile Rusya Müslümanla- | rının siyasi hayatlarında şeref- li iz kaldırmış olan Sadri Ma-| kusdi B, efendi bu pek kıymetli eserlerinde tamamile ten uzak kalmak istemişlerdir. sahilesinde “Avrupa müsteşrik | lerinden bilhassa Ruslardan ba İ zlarının Türk lehçelerini müs- takil diller saymaları esaslı te /kika istinat etmediğine kani- im,, cümlesile Rüs müsteşrikle Ruslaşmlarıdır.,, dir. (4) meselesi -» bilmiyorum fakat İranda Tah- ran civarındaki köylerde bile Türklerin dillerini kaybetme- dikleri malümdur. Ruslaşma meselesine gelince Sadri Bey rinin (486) ıncı sahifesinde “Bugün Okrayna ismile ma- tüm ülleeğin bütün cenübi kıs- mı eskiden Türk yurdu idi, Bu- gün bu sahada Türkçe konuşan zümre kalmamıştır... Buradaki Türkler temisil edilmiş, Rus laşmıştır. Kırımda dahi Türkle rin sayığı? öskideline - nisbetle çok azalmıştır.,, diyor. Okranyada Türkçe konuşan zümrenin kalmaması bunların Ruslaşmış — olmalarından değil orada yaşamış olan (Nogay) larm muhaceretlerinin neticesi- dir. “Kırım Türklerinin sayısı- nm eskidekine nisbetle pek az olması,, hükmile de Sadri Be- yin bunların bir kısmının Rus- lar tarafından temsil edilmiş ol duğunu kastettiğini anlamak lâzmi geliyorsa da biz buna ih- timal vermek istemiyoruz. Sad ri Beyin böyle bir hataya düş- miyecek kadar Kırımı tanıdığı- nr biz biliyoruz. Kırımda Türk- lerin Ruslaşması değil, Karaim Çindeki Türklerin vaziyetini | ceğini biz de ümit ve tasavvur | İ etmekteyiz. Fakat bunlar ümit | ve temennidir. Hakikat ise bu-| rinin bu esassız tetkiklerini ile- ri sürmelrindeki siyasi sebeple ri ve Rus siyasetçilerinin bun- | Kirimçaldlardan sarfınazar Rus lar, “Almanlarm, o Rumların Kırımda Türkçe konuştukları İ ve hattâ Türk âdetlerini benim > Harik, hayat, kaza ve otomobil sizortalarıma “Cinel Galatada Ünyon hanıtda kâin ÜNYON SİGORTASINA Yaptırınız Türkiyede bilâ fasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON ER binsvozl Büfesi kiraya veriliyor resinden: Ankara istasyon büfesi 1 Mayıs 931 tarihindenitibareniki senemüd detle ve açık arttırma usulile kiraya idare veznesile Haydarpaşa ve Kay- seri işletme müfettişlikleri veznele- rinde birer lira fiatle satılmaktadır. Talip. olanların 500 lira teminat ak- çesini hamilen ihale günü olan 27 Devlet Demiryolları umumi ida- | | verilecektir. Şartnamesi Ankarada ! tümecemizin halledilm dekli 45 678910 l 123 aza Ş YE 4-sa bugünkimbiszçimel Soldan sağa: 1 — Son günlerin en he canlı vâk'ası (9). 2. — Genişlik (2). Kavgal Halbuki | gün aleyhimizdedir. Ve bu va- | halli lehçelerden hangisinin di- Bimizde hâkim rol .oynıyacağı ve bilhassa bir ilmi ve fenni di- lin bütün Türk dünyası tarafm dan kabul edileceği pek meş- kük bir şekil alacaleter. Türk kabilelerinde mahalli lehçeciliğin bu kuvvetli inkişa- İma mukabil bu gaye uğtunda bizdeki faâliyet maalesef çok zayiftir. Sadri Beyin eserlerin- de de gerek dil heye'tinin bir akademiye kalbi ve gerekse bu teşkilâtta çalışanların muvaf-| fak olabilmeleri için lâzım ge- len ruhi ve ilmi şartlar nazarı itibara alınınsa (3) bu büyük mesele için de Türkiyede pek hayırlı emeller besleniyor diye bilirsek te henüz işin derecesi- le mütenasip bir teşkilât ve fa- aliyetten uzak bulunduğumuzu kabul zaruridir, Muhterem müellifin dil me- selesinde siyasi hâkimiyete ve için sahife 482. ——ğaaırır ermez! Ve tabii o zatte indi gitti... Bu ne neş'e? Birini tanırım ki menfi se- vinçleri vardır. Meselâ, hava lodos olur, vapurlar işlemez, © gün beşuştur... Neden? — İyi ki Kadıköyünde otur muyorum! diye cevap verir. Bir yerde tramvay “kazası olur... o memnundur... Neden; Ziyet daha ziyade uzarsa bu ma lara istinatla milli birliğimizi nasıl parçalamağa çalıştıklarını tasrihe girişmemiştir. Bu me- selelerin bütün - tafsilâtına ve engizli tarafların bilhassa Sadri Maksudi Beyin vâkıf bulundu- ğu kendisinin vaktile (Duma) kürsüsünden -Rusya Türkleri- nin maarifine dair söylediği nu tuklardan pek kuvvetli olarak anlaşılmıştı. Sadri Beyin ne gi bi mülâhazalarla bu noktalara temas etmediğini bilmemekle beraber Çarlığın dilimize karşı taköp ettiği menhus siyasetin içyüzünün Türk (ardeşlerimi- ze anlatılmaması bizce bir na- kisedir. Bu noktada şu mütalea ile de israr ediyoruz ki bu çihe tin tavzihi sözde beynelmileli- yetçi olduklarmı iddia eden bol şeviklerin bu meselede de eski Çarlığın Rusçu siyasetinden ay rılmadıklarnın anlaşılmasına da yarıyacaktı. Bolşeviklerin | her Türk kabilesinin ayrı Lâ- tin elifbasmı kabul etmelerin-| İde ısrarları Çarlığın Türk birli ğini yıkmak yolundaki Siyase- İtinin temadisinden başka bir şey değildir. Türk kabileleri si yasi birer merkez yaratmakta ve istiklâle doğru kuvvetle yü rümektedirler, Bu siyasi taaz- zuvlarla acaba müstakil mede- ni merkezlerde teessüs edebile- cekmidir ve bu takdirde bu vazi yetlerin dilimize tesirleri nasıl olacaktır? Sadri Bey eserinde gene siysetten uzak kalmak fik rile Türk Aleminin, bugün gir- mekte bulunduğu yeni siyasi — İyi ki içinde yoktum di- ye... sedikleri malümdur. Sadri Beyin “Öz Türkçe bir medeniyet dili oyaratılmazsa | Türke arkkamını muhtelif zümrele- rinin yavaş, yavaş başka millet ler taralından temsil edilmesi ve bunun neticesinde gelöcek- beşte Ankarada u hazir bulunmaları Nisan 931 pazartesi günü saat on zayede ve münakasa komisyonunda 3 — Kokulu bir nebat (: Başma bir i gelirse komşu W devlet olur, (3). 4 — Eksik değil (3) Kend sini vermek (4). 5 — Nota (2): 6 — Mesih (3). Hücra (3) 7 — Ansızm (3). Yukardı mumi idarede mü: ilân olunur. lere bir gün yeryüzündeki Türk çe konuşan kavimlerin yok ol- ması korkusu,,, ndan maksadı- İnr anlıyamadık. Çünkü müellif eserin ; 148: inci (o sahifesinde “Türk urkının dalgalı tarihinde Türkün bir çok şeyleri (ülkesi, azısı) bir çok defalar de- gişmiştir, dil değişmemiştir, sa bit kalmıştır. Türk dili Türk ka vimlerinin yegâne birlik sanca- Eıdır.,, diyor. 245 inci sahifede de “Hattâ Osmanlı hanedanı devrinde , Türk dili büsbütün Mmetrük olmak tehlikesine ma- ruz oldu, faakt hâkim zümrele- rin Türk dilini ihmaline, istih- İfafma, kaba bir dil saymasma İrağmen Türk dili yaşadı, met- İruk olmaktan kurtuldu ve bu kurtuluşunu Türk dili kendi kuvvet ve vasıflarına borçlu dur.,, buyuruyor. » Eserin aşalarmda (sahife 17- 18 5) ise “biz Türklerde milli dile bağlılık, hiç te başka mil- İetlerden eksik değildir. Belki bu dile merbutiyet bizde daha zi, Iı —Ç ton. arm liyatı 1 kan Kurban Bayramı olan dört ç Desi mayısının 13 üncü çarşambı üzre ve 20 gün müddetle kapalı muştur. 2 — Münakssaya iktidarı m İenler kabul ve talip olanların ita vey4 3 ba | ku ri nisanın 2I inden Ja itibi İ banka teminatı Seyirle münakası v | İstanbul ithalâr gümrüğü tinin hedai ile açılacak mahü şemesi ve ümbar, eskal yazı olbapta kanununun 18 inci maddesine te tashiben 3 Mayıs 931 yadedir., 451 inci eahilede ise “Türe| | anbaj ithalit gümrüğündeki ko, km fertleri arasındaki bir- lik hissi gayet uyanık ve canlı- dır. Türklerde biribirlerini ta-| yanla vaziyet almağa başladı- SANIŞIN Hi işniheni İğinlen: kasabasından p arına ak imlâ olarak teklif Tİ hall ürü müdürlüğünden lu N açılacak mahalle kapı keşifaame mucibince müzayede ve münakasa Talip olanların yüzde yedi buçuk ni tarihine müsadif dökülen su (6) 8 — Duman lekesi (2). mir ip (3). Valide (3). 9 — Sakat (3). Ev (4). Kİ | pek (2). | 10 — Zaman (2). Beygir(ği Şart edatı (2). 11 — Seha (5). Yukardan aşağı: 1 — Ağırlamak (5. Ayda! aya verilen paca (5). 2 — Adam (5). 3—Cil (3). İsyan eden (3 4 — Aksilik (4). 5 — İşve (3). Memleket ($İ 6 — İranlı (4). Bir göz tel gi (3). 7 — Aktörün yaptığı şey Cİ İsim (3). 8 — Zaman (2). Soldan sö za rakamın ayni (4). 9 — İplik (4). İyi (3). 10 — Oğlu (3). Arkadaş(4) 11 — Kuşun tayyaresi (5) Küstah (4). eşekkür Darülaceze müdürlüğünden! | Dünkü gün Himayeietfal ce“ miyeti nama kadın birliği ta- rafından aceze ve yetim çocuk- şil irmak üzerindeki be- ve kıldınım ame na tevfi- madut makası Ve ihale kanur aren' eyyam « tatiliy i olmak şardle 031 se 5 ce ihale edilmek usulle “münakasaya kunul- mat edi ine: ve hüsnü haline “75 hesabile “dipozito “ukçesi tafsilâe le müteşekkil komisyunu | gi önündeki kızak mahal ve parke kaldırım dö ve pencere ve cer arabanı rası vfikan ba pazarlıkla yaptırılacaktır. inde pey akçelerini müs pazar günü saat 15 te misyona müraesatları. müşir. Çünkü Türk tarihinin nrmak, biribirinin halini, düşün celerini bilmek, harsi ve fikri ğı bu devirde Türklerin temsil | bütün bu iddianm aksini isbat laraşeker tevzi edilmiştirGerek cemiyet ve gerek kadın birliği edilmeleri ve bilhassa medeni, Tayyare piyangosu çekilir.. Onun önce alıp ta sonra devam etmediği numaraya bir şey çık maz, o memnundur. — İyi ki almadım! diye... Dün bu zat öyle mennun ve beşuş idi ki yine menfi bir se- vinci olduğuna hemen hükmet tim. Sordum, derhal anlattı: — Müstakil olarak namzetli ğimi koymadım diye! FELEK İ rarak kendisine uzattı: hayatın bu cihetlerden tahlili- ne de yaklaşmamış ve bu hu- sustaki kıymetli mütalealarını bildirmemişlerdir. Sadri Beyin bu kıymetli eserinde biz bilhas sa bir noktada tevekkufu petk zaruri buluyoruz ki oda:““Bütün dünya Türklerinin yabancı dil ve harsların tesirlerile yat mil- İetler tarafından temessül edil İ meleri, Çinde Giileğielei İ edebi bir dil yaratılamazsa Türk diilnin unutulup gideceği ihtimali nasıl mevzuu bahsola- bilir? . mahsullerini öğrenmek arzu ve ihtiyacı gayet münkeşittir.,, de milmektedir. Türk dünyası her tarafta mil ai bulmağa, kendi di-| Sadri Beyin bu (milli korku- Tini, tarihini işlemeğe bütün | su) olsa, olsa Türk dili hakkın- hars hayatımı canlandırmağ ve |da aşk derecesinde sevdiği fi- hattâ siyasi mulkadderatmdapek | kirlerinin ecele ve umumi bir kuvvetli ve halkten gelen cere. | surette ehemmiyetle nazarı iti- İbara almarak hayata çıkarılma sı lüzumu hakkında münevver- leri tehdit gayesile ileri si (5) “Türk dili için sahife 485 ettiğini pek muhterem müelli- | 4725 muhteremesine arzı te- rl yukarda kaydettiğimiz cüm | şekküre delâlet buyrulmasın! İeleri bile iraeye kâfidir. istirham eylerim. ör Bütün bunlara rağmen milli D. müdürü kütüpanemize Türk dili hakkın Cemil daki bu çok kıymetli eseri ilâ-| 7 : ve ettiğinden dolayı Sadri Mak | Muhasip aranıyor südi Beyefendiyi biz yalnız teb Anadolu'da istihdam edilmek üzre rik ve takdire değil minnet ve| Almancaya vakıf muktedir bir Türk şükrana da elyak addeder ve | muhısibe ihtiyaç vardır. Teliplerin derecel iktidar ve tercümei ballerile kendisini candan tebrik ederiz. | çeklerini natık fotoğraflarile birlikte 532 posta kutusu Galata adresine Kırımlı Cafer Seydahmet | göndermeleri ilân olunur. 'cek.. Paşanm kızınm kızı ev- kimseye bir şey söylemiyece- | adam, değil mi?.. M Hiiyet in 2 :14 ea İLET ne Kerime Hanım * hiç görün- memişti. il Namık Bey ve Cemal Paşa ile konuşulan şeyler bundan ibaret kaldı. Yusuf Paşa fazla 4 bir şey söylememişti. Kalktı, 4 tekrar konağına avdet etmek ” R üzere onlardan ayrıldı. 1 Kerime Hanım konaktan ara * baya binerek sokağa giderken Ni © yanında Kamer bulunuyordu. ii Arabatının yanınada Fettah » oturmuştu. Araba bir müddet W yoluna devam ederken birden- bire durdu. Bunun sebebi anla şılamamıştı, Fettah arabanm böyle lüzumsuz yere durması'ü — "ine oturduğu yerden atla- EE biraz dışarıya uzatarak: — Fettah, dedi, ne var? Ni- çin durduk?. — Küçük Hanımefendi, siz Kamer kalfa ile gezmeğe de- vam ediniz. Ben burada sizi bı rakarak hekime gideceğim. — Rahatsız mısın Fettah? —Evet biraz rahatsızım. Ha zir sokağa çıkmış iken şurada ki hekime gideyim.. Ben bili- yorum, bana nazar değdi. Kem nazarlı bir adam bana hiç has ta olmadığımı söyledi. Onun nazarı değdi, Küçük Hanime- fendi, ben biliyorum, — Bunu al,-hekime verir. | karşı bir kin besliyordu. Ni- bül ile Fettan arasında- ki -mümasebet yeni değildi. Fettan haremdeki diğer cari- | yelere ehemmiyet vermez, fa- kat Bülbüle karşjı : kendisi: ipek alâkadar hissederdi. Bül- bülün ona ki yaptığı eziyet leri, gösterdiği istihfaf ve ha- | reketi Fettah çabuk affederdi. | Bülbülün tatlı bir uzviyet ola- atması harem ağasi için az sa adet değildi. Fettah da ara sı- ra bahçeden çiçek toplar, bun- ları demet “yaparak “getirip Bülbüle verirdi. Genç ve gü- zel cariye bu. çiçeklere - sevi- nirdi, Onun sevincini - gören | Fettah için ayrı bir saadet| teşkil ediyordu. Şimdi Bülbül. | Kerime Hanı Fettahın böy le bir mecburiystle Kendilerin den istifade ile maksadma va- sıl olmak istiyen Fettah öğ-! ime Hanım dişarda ne den ayrılmasından --memnun- | renmek istediği şeyleri öğre- çin?.,. Köle bumun sebebini pek iyi bilmiyordu. Fakat şu vardı ki Kerime Hanımdan hiç bir fenalık görmemiş ol- İmasma rağmen içinde bu kini duymaktan da kendini alamı- yordu. Kerime Hanım Fettah | Ağaya karşı cömert, alicenap davranmiyor muydu?.. Hattâ biraz evvel kendisinin hastalı- rak Fettaha ara sıra bir çiçek * ğını öğrenince hekime verme-' si için para bile vermemiş miy di?... Buna karşı Fetttahm kü hanımefendiye karşış olan vaziyeti tamamile terbi- yeli, itatli, nazik bir köle vazi- İ yetiydi. Fettah kinini . sakla- İ mağa muvaffak oluyordu. Bu kinin sebebini haremağası a- ra sıra öraştırınta şöyle düşü- nüyordu: i paşanın kızı Kerime Hanrmetendiye | lat, paşa da torun sahibi ola- cak,. Bunlar talihli insanla: Halbuki ben.; Memleketim- den uzak bir yere getirilmiş, haremağası olmuş, sevmedi- ğim insanlar arasında yaşa- mağa mecbur edilmiş bir za- vallı değil miyim? . kes beni tahkir ediyor, herkes İlbenimle eğleniyor. Bülbülün hakaretini affet- mekle beraber en ziyade mü- teessir olduğu da onun İstih- İfaf ve hakareti bluyordu. Son 7a bütün (kinini toplryarak ken disini bu'hale getirmiş olan- lardan imtikam almak istiyor- du. Kerime Hanım arabasını bı Takarak niçin gizli bir surette konağa avdet etmişti?.. Pa- şa Efendinin kendisini kohak- tan uzaklaştırmak istediğini . İşte her | İ gi gibi Bülbüle karşı da ihti- | (o Kendisini bu hale koyanla- * yatlr bulunmak lâzrm olduğu- | rm kim olduğunu düşüş nu biliyordu. Fettafı kendini | Kamer kalfa ona şöyle deme- gene bahçeye attı. Biraz do- | miş miydi?., laştı. Paşa Efendi: konak- | — Sen bunu ancak İbrahim tan çıkıp gitmesini anlamakta | Beyden öğrenebilirsin müşkilât çekmemişti. Fakat | Ö dâ bu beyefendiyi aramış bahçede dolaşırken kendisine | fakat bulamamıştı. doğru orta yaşlı birinin geldi- | © Şimdi bu adamla karşış kar gini gördü. Fettah derhal hük- | şıya gelmek Fettahr sevindir. i metmişti: Bu bir beyefendiy- | mişti. İbrahim Beye dikkatle di. Gelen ziyaretçi haremağa- | baktr.. Arayip da bulamadığı 4 sma doğru ilerlerken şöyle di- | adamı İşte şimdi bulmuştu.Fa Ii yordu: kat beyefendiye bir cevap ver — Paşa Hazretleri konakta | mek lâzımdı: lar mı?., Kendilerine haber | — Paşa Efendi konakta de veriniz: İbrahim Bey gelmiş | gillerdir efendim, kendilerini görmek istiyor. Sa | — Demek ki sokağa çıktı- ray hümayündan geldiğimi | lar.. Bana verilmek üzere hiç de söyleyiniz .. bir mektup bırakmadılar mı?. İbrahim Bey. ; Bu isim Ret | İbrahim Bey kölenin yzüne tah için yabancı mıydı?, , Bi- | dikkatle bakıyor, onun verdi- lâkis.. Fettah şimdi /karşı- | ği cevabın doğru olup olmadı” — Kerime er geç bir koca- ; anleyarak bunun arkasında giz | sında kimi görüyordu?, Ken- | ğmı anlamak ister gibi zenci" ya verilecektir. Kerimenin ço- ; lenen sebebi bulmak için de“ | disine - bahsedilmis olan. oi-İnin sözlerinin inina Balmene

Bu sayıdan diğer sayfalar: