3 Ağustos 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

3 Ağustos 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ dım daha mutavazı # XY Maktan ileri İ satmağı göze almalı. Buğday eselesi Buğday buhranının mehi- Yeti bu sütunlarda birkaç Ve eli tetkik edildi. Her mem- gette olduğu gibi | bizde de sala istihsal vardır. o Ve bu tadi köylü müşkil vaziyet- ir. Köylüye bu badirede nar Pİ yardım edebiliriz? Ortaya takım fikirler atıldı: Prim Verelim denildi. Buğdayı kıy metlendirmek lâzrm (gel Veri sürüldü, Ziraat Bankasi- yn buğday satın almas vi geldiği söylendi: Bunların e ve yeke &wvel yazdığımız bir kaç Yazı ile izah, pri çalışmıştık. Ve neticeye varmıştı” ki, bur Sünkü şerait altında hükümet larafından yapılabilecek Yesf- DE yardım, köylünün borçları” » veyahut bu borçların bir kis- Min: buğday ile tediyesini ka- İ etmek, Memnuniyetle görü Dean ki:bg Yermişti, i #öre, Ziraat Bankası bet Milyon kiralık buğday müba Yen edecektir. Memeleketimizin milyonlar- *a kentala baliğ olan buğday İstihsaline nisbetle mubayea *dilcek mikdarın pek cüz'i ok ğunu görenler anlaşılıyor ki sukutu hayale uğramışlardır. nca bu sukutu hayalin b ümetin yapabileceği yardım hakkında fazla hayale kapıl- geldiğine şüphe Yoktur, Hükümet Ziraat Ban- atı vasıtasile buğday satin al- Ja kıymetlendir- Mek ini: takip etmiyor. Bir eaksslü kıymetlendirme #meliyesinin ne kadar masraf h olduğunu evvelce izah etmiş- tik. Amerika Forming Board Vasıtasile bunu yapmağa ça- 3 di lışmış ve bütün servetine rağ- men muvaffak olamamıştır. Hükümet memleketimizde buğ 4 dayı kıymetlendirebilmek için ihlâke lâzım olan mikdardan fazlasını kömilen sat almalı ve bunu yok pahasına hi dahilde satarsa, bir nevi dahili damping karşısında kalınaca- İ Gından maksat hasıl olmak İ #öyle dursun, bilâkis makâs bir İ vetice vermesi tabiidir. Esasen günkü bütçe vaziyeti de bu- Da aslâ müsait değildir. Hükümetin ve Ee Si nu, i ileceği yar- aş reyi zumdıy. Bu da borçlu olan köy- ünün, esasen nakten veremi Yeceği borcu mukabilinde buğ- day almaktan ibarettir. > Ancak bu meselede de dik- kat edilecek bir nokta vardır. Hükümet veya Ziraat Bankası topladıkları bu buğday stoku- hu ne yapacak? Köylüye yapı- labilecek büyük © veya kü Yardımın mahiyeti bu suale İssrşı verilecek cevapta münde- miçtir, Eğer hükümet bunu — Zaman piyasaya - ur bir. vasiyette bulundura- caksa , korkarız Forming ( Board'un elindeki buğdaylar gibi piyasanın başı üstünde asılı bir kılıç halini a- lacaktır. Ve bunun piyasa üze- rine yapacağı suitesir, köylüye Yardım yerine zarar getirebile- cektir. Bunun içindir ki Brezil- yada bazen kahveyi imha edi- yorlar. Her halde hükümet de topladığı stoku hiç bir suretle piyasaya arzetmemek çwssini aramalı. Her hangi bir şekilde istihlâk çaresini aramalı. Stok Yaparak gelecek seneler için muhafaza etmeli, yahut zararı- n dahi olsa, ihraç etmeli. ve aİde herneyaparsa yapmalı; fakat biz daha piyasaya sıkar- mamayı göze almalıdır. İşte bizce bugünkü şerait altında günkü şeral ai © ziyade dikkat edilecek »* budur, Yoksa köylüye Tl edeceğiz derken, piyasa! üst ederek kaş yaparken Şıkarmış oluruz. Ahmet ŞÜKRÜ PAZARTESİ 5 AĞUSTOS 1931 ö e üzle, Ne. NUSHASI 5 KURUŞTUR 1967 Hava k Hava kartalı Bu büyük zaferi alkışlamakta Türk hey'eti içtima- deni nlhrı kesif bir halk kitlesi arasında abideye geliyorlar kahramanlar zafer abidemize çelenk koydular iyesi en derin zevki bulmaktadır Dün Amerikan sefaretinde bi: dan Taksim bahçesinde büyü imdiye (kadar | Taksim abidesi şimdiye | kas gördüğü bö in belki en güze- Üni dün idrak etti. Amerikalı hava kartalları Türk zaferinin timsali karşısında hürmetle, tazimle eğildi ler. Zaferin ne demek olduğunu bütün bir cihandan aldıkları alkış ve takdirlerle çek iyi öğrenen bu Türk zafer hatırası karş sında ihtiram vaziyeti almaları, © zaferin muazzam kıymetini tekrar eden büyük bir hüdiredir. Gazetelerde muzaffer hava kah- ramanlarının saat on buçuktn Tak- | öm abidesine bir çelenk koyacak- iarını okuyan binlerce halk endde- lerde toplanmış merak ve sabirsiz- kida büyük tayyarecileri bekliyor- du, Saat ona doğru abidenin erta- fında bir polis imufrezesile, bir izçi takımı, mektep talebesi, ihtiram sa- toplanmışlardı. Tayyare ce- in i biraz sonra ş inünde durdular. imdi bütün azarlar İstiklal cad- ii dönmüş her gelen otomobil- de onları arıyorlar. Çelenk nasıl kondu? Nibayet geldiler. Sast tam 10,30 du. Büyük bir kapak otomobile binmişler, Amerika bayrağı renkle- rindeki büyük buketleri de re da. Tayyare cemiyeti reisi Hasan Fehmi bey kendilerine refaket edi- N l Otelden çıktıkları andan beri cad- deleri dolduran hayrankârlarının iç durmayan alkışları, kahırımaki. la kadarda mütevazı olan genç yyarecileri çok müteheyyiç ve mahcup etmişti, Etraftan yükselen rresmi kabul yapıldı ve gece Belediye tarafın ik bir zıyafet verildi ve nutuklar söylendi Hava kahramanları çelenklerini koyarlarken.. “yar olun” “yaşayın, temennileri- ne kızarak mukabele ediyorlar. San- ya yine büyük bir mahviyetle baş- larını öne eğiyor, bütün bu heye- can, bütün bu coşkun kalplerden taşan takdirler başkalarına | aitmiş gibi, kendi zaferleri için örülmebie olan şeref halesinden kurtulmak is- teyen bir vaziyet alıyorlardı. Artık bir cuşiş halini alan alkış tufanları her an daha kuvvetli yüle selirken otomobil abidenin önünde Ahidenin önünde. durdu, Şimdi binlerce insan bir bi- rini itiyor, kahramanları daha ya kından görmek için meydan doldu- ran halk büyük bir mücadeleye gi- a İM Bey indi. Arkasından M. Boardman ve en son olarak M. Polando indi- ler, Hiç durmadan, derin bir uğul- tu halinde yükselen alkirlar (Devamı $ inci sahitede) men Köylüye Yardım Ziraat bankası umum müdürü İstanbula geldi Ziraat bankası umum müdü- rü Şükrü Bey dün Alpulludan şehrimize gelmiştir. Şükrü Bey dün bankanın İs- tanbul şubesine O gelerek bir müddet meşgul olmuş ve ban kanın yeni müdürü ile görüş. | müştür, Ziraat bankası umum müdü rü Şükrü Bey buğday. çiftçisi- nin yükünü hafifletmek için a- lınmakta olan tedbirlerle biz- zat meşgul olmaktadır. Banka şubelerinde köylünün bankaya olan borcuna mukabil buğday alınmasına en kısa bir müddet zarfmda başlanacaktır. Aldığımız malümata naza- ran Şükrü Bey şehrimizde bir kaç gün kaldıktan sonra bura» dan İzli gidecektir, Fıkra NEWYORK—İSTANBUL Newyorktan uçan iki genç Amerikalı, iki gün bir saat beş dakikada İstanbula geld. Allahın yarattığı hiçbir uzvi kanat, insanın kendine taktı- ğı makine kanat kadar havayı hükmü altına alamamıştır. Alominyom ve tahtadan bi: iskelet, bir avuç demir ve çe: lik külçesinden bir kalp, ve ha tif benzin damarları, yeni asır | ların en inanılmaz mahlükuna | vücut verdi. Bu hayal gibi ku- $un yanında, lokomotif ve ot0- mobil dediğimiz korkunç ca- navarlar, iki zavallı sürünge- ne (1) dönmüştür. Fakat asıl ruh, volan'a ya pışan iki kolun sinirlerinde, insan enerjisinde, insan kafa- sınada ve #ennindedir. En bü- yük hayalperestler, yaratmış oldukları ilâhlar arasında, bu meşin maskeli ve meşin eldi- dar büyük bir harıkalar ör- neği düşünemediler. Ojiyasın alırlarını temizliyen Hergül, Atlantiğin fırtınalarım, sağ- naklarını ve yıldırımlarını ö- müne katıp süren kanatlı adam yanında nedir? Neme arslanını şimdi spor- cu kadınlarımız iki tebessüm arassında vuruyor: Kanatlı a- dam mesafe ve zamanı yendi. Mesafe ve zaman, kâinatın iki kolu bir alektrik pirizi ve bir tahta volan'la kıskıvrak tatulmuştur. Telsiz bütün beşeriyeti bir tek kulak ve bir tek ağız hali- z l venli Atlantik tayyarecisi ka- ' 8— Yeni 1— Suryede Erme: İ— Marlet ve son haberler. baktığım Türk daha az şey Gazi Hz.nin hava Evvelki gün Amerikalı tayyarecilerin o kendilerini ziyaretlerinden sonra ak şam yemeğinde nezdlerin- de bulunan zevata Gazi Hz. demişlerdir ki; “ Ben Amerikanın bu kahra- man çocuklarını, o kahfamanir- ğın bütün evsafma omalik ve bu evsafı bütün cihan karşısın. da tatbike muannidane müte- şebbis gördüm. Kendileri yük- sek kahramanlıklarmı, yüksek tevazu içinde gizliyorlar. Ümit ederim ki, beklerim ki bu genç ler bugün yaptıklarından daha büyük fili eserler sahibi ole- saklardır. Bununla saten çok, yüksek olan Amerika camiası- mın müftehir olacağı gibi, bü- ne sokuyor. Tayyare New- York'tan İstonbul'a bir sıçra- yışta geliyor. Anlaşılamıyan, her parçası- na tapılan, diz çökülen yırtıcı || ve mağrur tabiat, bugünün in- sanı elinde ham maddelerin en yumuşaklarından biri oi- muştur. Bugünün insanı kara bulutun yıldırımını, koyun sü- tü gibi sağıyor; denizin dibine ve havanın dışına, seter tası ile kıra yemek götürür gibi, kutu içinde teneffüs götürü- yor. Makinenin mucizeleri bize öğretiyor ki, 1 — İnsana, 2 — Akla, Yani maddeye ve hakikate Jnanacağız, - Madde ve hakikat, bütün ruh ve himlerini çiğneyerek bizi bütün putlardan kurtar- miştir. FALİH RIFKI (1) Sürüngen “zahife” karşılığı. dır. Maarif Müsteşarlığı —— İbrahim Alâaddin Bey mi olacak? Maarif vekâleti müsteşarlığı m , için meb'us İb- rahim Alâattin Beyin ismi mev zuu bahsolmak tadır. Muma- ileyhin müste- şarlığa getirile rek meb'usluk- tan istifa ede- ceği kuvvetle muhtemel gö- rülmektedir. M. Lloyd George iyi Lndra,I.A.A.— Dün saat 22de Beğrarilzmi- olr “Gilmk “BüEE ninde M. Lloyd George'un ol- dukça iyi bir gün geçirmiş ol- duğu beyan edilmektedir. Se lâh devam etmektedir. cirter to gönleri AN f Büyük Reisimiz diyor ki.. “Yüksek hasletlerine emniyetle Türk gençliği hakkında beyanatı: mali teşkitt mahküm 4 lstanbalan İlk çocuklarından istemem.. ,, kahramanları ve tün insanlık yüksek heyecanlı Huharlarla > mesrur (olacakur. Bu sevinçlerin en yükseğini, en derin hassasiyetle Türk mil- letinin duyacağına şüphe yok- tur, Çünki Türk milleti güzel her şeyi, her medeni şeyi, her yüksek şeyi sever, takdir eder, Fakat muhakkaktır ki ber şeyin fevkinde — tapındığı bir gey varsa o da yüksek o kahra- manlıktır. Bu sözlerim, şüphe- siz bugünkü müteyakkız Türk gençliğinin kulaklarında yük- sek ve milessir akisler o yapa- caktır, Yüksek (hasletlerine emniyetle baktığım Türk ço- cuklarından daha öz şey iste Darülfünunda barem 65 yaşını ikmal eden müderrisleı tekaüde sevkediliyor Ancak haklarında Hey'eti Vekile kararı ola müderrisler 70 yaşına Hukuk fakültesi müderrisler meclisi dün içtima ederek yeni barem derecelerine göre hangi müderrislerin kaçar lira ala- cağmı görüşmüştür, Dünkü iç- timada bütün derecelerin şahıs landırılması kabil olamamıştır. Gelecek hafta bir içtima da- ha yapılarak kat'i şekil tesbit edilecektir. Ancak hey'eti vekileden tas- dik olunup gelen © son barem ine mühim bir madde var a 65 yaşını dolduran müderris ler tekaüde © sevkolunacaktır. 65 yaşmı dolduran müderris en ziyade tıp fakültesinde bu- lunmaktadır. Ancak hakkında hey'eti ve- kile kararı olan ve vücudünden istifade edilebilen müderris 70 yaşına kadar daha 5 sene kür sü işgal edebilecektir. Bu hu- kadar kalabilecekler İhtiyar müderrislerden Besim Ömer Paşa susta henüz hey'eti vekiled. bir karar çıkmamıştır. Matbuat Celsesi Matbuat hürriyeti bugün, 100 se pe evvel zannolunduğundan daha zayade ehemmiyet peyda etmiş- tir, Kıymeti bundan 100 sene ev- velinden daha ziyade artmış değil ayni kiymettir. Tehlikesi (daha ziyade artmıştır, Propaganda mü- sait saha bulursa bir memlekette, bir millette yıkılamıyacak zannolu- nan en kuvvetli bir binayı dahi yı- kabilir. Muntazam, O şuurlu, muayyen bir hedef aleyhine tevcih (o edilen propagandanın zaman ile sarsâmi- yacağı hiç bir O kuvvet yoktur. (Doğru sesleri), Arkadaşlar; — propaganda | ile, kastolunan hedefi | yıkmak için hakikaten muhalif. söz £ söylemek | te lâzım gelmez. Hatta doğru söy- liyerek o bimaksadın yapılan tertip- bir propaganda bir hakikati yere sermek için kâfi gelebilir. Hiç bir memleket bütün mese tün “ihtiyaçlara kâfi gelecek ve- lelerini | halletmiş ve cemiyetin bü- | saiti elinde tutar (o değildir. | memleketin bin tane ihtiyacı * dır. Eğer bir cemiyetin hayat nı mutlaka fena görmek ve göl mek isteniliyorsa o onun hern vaffalayetli işini ters tarafmd veya eksik tarafından © göster mümkündür. Ne kadar şuurlu anlayışlı olursa olsun, hiç bir let muntazam, müstemir ve d mi bir propagandanın tesirat tahammül edemez. Bundan 50- sene evvelki nazariyeler nihayet kir münakaşasından ibaretti, söylersiniz, ben söylerim, dinli ler, hangi tarafı doğru olursa « kabul ederler denilirdi. Halbuki bugün bir çok devi ler hatta aralarında münasebet | mak için yekdiğeri aleyhine pi paganda yapı cak kadar ileri memleketler | leketleridir ki, tarafından yekdi (Devara: $ ii namasını şart ka ası

Bu sayıdan diğer sayfalar: