7 Ağustos 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Ağustos 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 AĞUSTOS 1931 İDAREHANE — Ankara endde. | 00 Telgral Milliyet, ONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için | 400 kuruş 800 kuruş 760 , 1400 1400 ,, 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazel sit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün azami hararet 28, atgari 20 derece idi. Bu- gün ruzgâr hava açik. poyraz Görenek olmasın diye! Yeni matbuat kanunu | har gazetelerde | ballandıra ballandıra yazılma: #ını menediyor. Ben de bu fikir deyim. Bu yasağa kanun vazı- larmı sevkeden şey (görenek) olması korkusudur. Filvâki, ga | zetede filân maişet darlığın- dan, filân ümitsiz hastalık. | tan, filânın aşk yüzünden ve fa lanın ticaret buhranıdan dola | avını okuyan ayni endi- | inti- vak'alarının Türklere Uw-. “demek ki; ki mia, #miş,, di vor- ' k duş. | etmiş | mişler. gitmiş. ir eser yaz na neler var göre değ j o Ölmekiçinmi?| yolunun görenekleri 4 çarpmaz mı? «imsenin a yaşındaki hanım| kıza cevap Yektubunuzu aldım. Bizim | uazetebin aşk hakkındaki ketini daha dikkatli satır arasın lunduğunu k heza sizin bahs. yoktur. an- | okusanız tler bu- | Maa- şekil | ersimi tiğiniz Bu sizin lisanında Daha pek genç ve toy olduğunuz için her keskin | hissi aşk telâkki ediyorsunuz Bu gelip geçici | bi i aşkla alâ yoktur. pilâv yemszseniz pi ş hissettiğiniz şey ne kadar aşk | ise sizin arkadaşınız genç hak- kında hissiniz de bundan “iba- rettir . vaziye- | ize avar derler sı | | Siz daha on altı yaşından â- | sonra | Maahaza, eğer mutlaka biri- le alâkadar olsun isti- yorsânız siz onunla meşgul ol. mayınız . FELEK Hilâliabmer balosu Her sene oldı gibi bu sene de Hilâliahmer Adalar Şu yazlık balosu Büyükada Yat klübünün sa İon ve bahç de Büyük Millet Meclisi Reisi Közim Paşa Hazret- lerinin himayel nde 13 “Ağ 1931 perşembe günü akşamı lecektir. Baloya İst buldan iştirak Büyükada için 3, İ| tör'e yakın | onu budala hali tutkun- | b İ ket felâkete sürüklenir. “Yeni 'neşriya - Deniz aşırı.. Falih Rıfhı Beyin yeni eseri. Falih Rıfkı Bey yeni bir eser daha verdiz “Faşist Roma, kaybolan Makedonya” nin bu son eseri bize Falih Ru nin yalmız yazıcılık kudret ve mü Deniz aşır kemalist biran, harriri: kemmeliyetinin yeni bir misalini vermiyor aynı zamanda © neşriyat hayatımıza mühim bir yenilik geti Türk muharriri nin ilk seyahat edebiyatıdır. Falih Rıfkınım g inde hem onun kıvrak, cana yakın, sey- ana bulu riyor. Deniz aşırı; diği hu yenilik yal ve hassas ifade ve yoruz, hem de kendimizi aym yol arı bir seyyah ta- hassüsünün bey zevkleri i çinde mest olmuş gör muhakkak ki rin her satırında <bit edilmek istenen nokta manzaranın — canlı ifadesi vardır. a bir misal “Gemi ağır ağır dalgakıranın İ i. Pernanbowe İzmir gibi Şimdi bahçelerdeki Palmiyeler Işte b çine gir uzun bir çizgi: Tropika nebatları, asil daha Sıhhi vapura geldiler: seçiliyor. mrük ik brezilyalı tiple Doktor tıpkı porte e ve gi memurları rini görüyoruz. kizli, yüzünde Tropika (o güneşinin den başka değişiklik yok; hizmetçisi simsiyah bir afrikalı, yer dedir. iğ li daha fazla çikolata reng Bunların karışmış melezler var, Bre: silya halkının büyük kalabalığı me lezlerdir. ie kanın karartısını en kanı il Bu tiplerde güneşin karar bile farkeder. Cenup Amerika'sında © beyazla siyahtan çıkan çocuğa habeş, beyaz ink siyahla kırmızıdan mızıdan çıkar ikan © ço kaboklu ismi verilir ek: “ — Ve k bre Bir yolcu üçünden çıkan ço yalı har” dedi. ida, denize doğru, zarif yapı lar ve bahçelerle bir burun çıkıyor Burası 1 rlârdi aylarında bile larının serinleştir. sek yerlerde yaşana! (Başı 1 inci sahif Binaenaleyh, bir ink: metinin vazifelerini eb: le) takım mürek mek gafle H gaflettir lerin en » siyasi gaflettir, Neticesi de bu manevi i fecidir. Zaten zin asarını bir ta kım şeyler ektedir. İşte asıl olan ümit kendi in kuvvetinden , her büyük ukluk, sıl arzedeyim dık. (Ham heye düşm ma t etmek i ek istiyene dala: şerefe eğil adilik, sük deler) her çapaçurluk lülük, me türlü rezalet. Bir devlet otoritesi heyeti Bu mudu fıkari kırıldığı zaman memle- Devlet oto maiyenin amudu fıkarisidir. rtesi müdaf üne dalkavukluk Kanaatlerinde ediyor diyorlar. sa irlerini hiç bir za man gerek hükümetin aleyhine ol sun ve gerekse lehinde olsun sami- mi olarak söylemekten çekinmez» ler. Muhalif matbuat hali kette yıkıcı ve vaziyet almıştır. Buyurun mühale- fet denen şey bu mudur? Yazıların» da âdilik, dalkavukluk hazırda sözlerile | matbuat vasıtasile bizim hukukumu | zu mütemadiyen kemirmektedirler. İşte matbuatın sulistimalleri İsmet Paşa hazretleri de itiraf e » Efendim kendileri buyuruyor eleri İcapatmakla bu me sele halledilebilir gazete kapatmak me: kat bunli m neşrettiği muzır telkin felâket, bir kara et halinde indifaat yaptığı 2 irunua bir Şeyh 5 bu için birçok tedbirlere müraca- eliyor, elâketin önünü al- ör az nefes alıyoruz. Ar- lake wa her taraf teririz ta zuhur i İ tabiyi gelmiyor iliyoruz. E-| da kurmızı ve siyah | İ guvay | muvaffak eseridir. mm sayfiyesidir. Ekuva- | p hükü- | mücerret bir | ki, e i hukukiye içinde | r e koyarak hapset- | ren İ hükümetinin İ ben itimat ed korkunç bir | Dişardan vapura papağanla sıçan kadar ufak Tropika yemişleri & maymunlar ve di, Bu. papa ğanlarla küçük kuşların rengi bize içeriler renk mahşeri merak damarlarımızı yakıyor. Denizde yeşil ve mavi, bir den sert bir çiziile var, Gök, İstanbul'un en aç göğü gibidir, Enginden gelen serin bir rüzgar, bu renkler içinde, Bre- in. Avrupalı. bir hayal sarhı zilya kıyılarını ilk g ya du ve Bir gün bir romanda şu cümleyi görseniz. “Yakıcı teşrin sıcaklarında idi Brezilya'da mevsimler Bahar teşrim), yaz hayret etmez isini öyle ay ralar. (eylül, birinci ve ikinci nun, şubat), kış sonbahar (mart, nisa mayıs), kış (haziran, temmuz, Zustos). Bu mazeriyedir iki mevsim var:Yaz ve kış lu mevsim Gerçekte ancak Ya mevsim. ğu Cem vatör mıntakalarında yazla kiş arn lar. Bir ve kuru nanbouc'un bulundu sında pek az derece farkı ol yolcu bu mevsim tasin iyisini, yaptır Altı ay yaz, alk Avrupa şehirlerinden birine bı zemek, Cenüp Amerika'sı şehirleri dir. Bue Arjentin'in merkezi o Amorika Paris'i olduğ Montevideo, Uru Am nin kaveslerindi en, n merkezi, ılar şehirlerine Amı dik'i derler. Fakat &n yakın liman © o! urası Havre'a benzetilebi Mahtev İı ve kudre barile de a itibarile bu kadar can olan eser bosulışı iti Türk tıbant âleminin ilk Kitap çok okunaklı bir halde bi abin sonunda 32 tane papi, n soğuk | ri Viyana'da ya; Bu r ina birer dır biri başlı ba: ahesiridir. | Matbuat En kat beri tarafta mü, korkarız ret mefhum Çünkü zannediyoruz. tbuat hürriyetinin meş- abii olan ve kendisine şeref ve- h bir tmek istersek bize hududunu sur tayin atbust di diyecek, k hürriyetinin aleyhindedir nüstebittir m fikirler ayyün et Şimdi arze atlerle bu İk lan bir Bunu İsmet icümetinden & Kendil bu vaziyet i her hangi bir rgısında ki hassasiyet göste ge, itiraf ediyorum , mat etmemekte © mazurum. siz samimiyeti (Handeler). di me itimat etmeyiniz. Gerek matbuatın bir ğer kısa kasını ile Bı mürakabe etme rek memleketin bütün ili fen ve faziletine mensup her şer fini seferber hale getirmek suretile gerek doğrudan doğruya kifayetsiz noktaları gözüküyor - varsa - ki öy Her gün zarara uğr yan şerefleri muhafaza etmek üzere tadil ederek lazım gelen işlere ti mümküne ile başlamak zamanı Ne vakit kendileri böyle bir tadile lüzum görmüşler de Heyeti Muhteremeniz kabul gelmemiş midir et | memiş? Efendiler, matbuat hürriyetini koruyı bal en cid di tedbirleri hiç korkmadan itti- haz etmek mecburiyeti — kat'iyesi vardır. İstediğimiz şey mek için beher hürriyeti matbuata tecavüz değil bilâkis dü- garı tecavüz olan ferdin hakkını mu hafaza için lâzım gelen tedbiri mat buatı da istimal ed mektir. Başvekil P; ten kümeki tin en bir deleti kâfi bir 3: adı AĞUSTOS 1931 Nerede bu bolluk? nafta bir gazete | ardı. | Evarist her ye edebi makale ya Her makale'için de elli frank | alırdı. Bu muhtazam varidat menbama «di gazetelere yazdığı küçük fıkralardan aldı ğı ufak tefekleri de ilâve eder, aylığını dört yüz franga geti- gözlerinin önünde daha n ufuklar açılırdı. Lalaız ve münzevi bir yonda oturuyordu. Bir saban ticari başlıklı bir mektüp aldı: “Büyük Kamer kundura fabikasr.,, ! Zarfı açtı ve okudu: | Efendim, ait mühim bir meseleyi görüşmek üze pansi- | yarın | İ rifinizi rica (birinci ve ilcinci kâ: | kanunun | ederin ler..,, Jiro! bu ismi tan: Mahallesinde isl tamir ettirdiği Jiro isminde bir | eskici vardı rist bilmi du ki, bu adam, umumi harpte | yolunu bularak askerlikten sıy rılmiş ve orduya müteahhit ke | yor. silmi: Vagon vagon satın | ki asker postallarını şöyle ta- bakılacak orduya aldığı ©s- | mir ettirir ve yüzün hale koyduktan so: Harp bittikten sonra İ kazandığı parayla bir fabrika açmıştı. Bu yeni zengin şimdi mükellef lokantalarda | yiyor,, tiyatroda ön locada oturuyor, hakkında yanlış doğru herkes bir çok şeyler Evarist ertesi gün dam etti ve Jiro misafirini ka- bul ederek dedi ki : Efendim, okuduğum gaze | satardı. ylüyorlar arzı en er hafta bir maka Yazılarınız çok ho teye yorsunuz uma gidiyor. Bilhassa | erken hazim vaziyet ge n var, Ba ir yazı yazı- çiyor. Size bir;tekli na her gün böyle nız, Sırf benim için yazacak: nız v rilkâye başma bir yüz frank İ Evarist Fakat.. diyec Fakati, mekati yok vereceğim İrın sekizde gelirsiniz, b nizi daktiloğrafa | 0 kopya eder bana verir. Evarist c rsiniz Dokuz buçukta | söyl | 1 | k oldu...” | | | fakat-genç bir kız onu sürdü Hikâyeleritizi bana söyle | yeceksiniz. Ben Mösyö Jiro'nun bahset tiloğraf benimi, dedi . Evarist sokağa çı kapıya doğ cinden ne yapatağını bi kümet ne bir Bin diyorum. ç kala ikisi irimi tut Türkiyenin d matbuat bet faydı bütün te ının bütün hürriyetini ilel ı İeılmak izin lâzmmı gelen | irleri de ifa etmek üzere Heyeti Muhlereme ibaz etli öpl kararı ve bilümum ha rin de söyledikle düklerinin bilümu larında büyük harfler |ie haz buyrulması keşlar) Halil Bey, (İzmi epice yorulduk. Fakat İs hazretlerini dinledikten mesine karar itti rica ediyorunı, (AL ) — Efendiler, Paşa sonra söz | vicdaniyesini | bana | suistimal | bilâkis hüsnü istimal etmeğe İsmet Paşa hüzretlerini hitabet kürsüsünde ilk defa işitmek etine nail oluyorum. Hakika söylemek mecburiye hissettim, Beş on dakikanızı derseniz sabrınız! | mefha örmediğ. mandanberi çök kuvvetli bir hatip İ olmuşlardır. Bir hatip dile çok btk olacak» rinden sonra kürsüye çıkmak müşkül belki de bedbal tar. Eföndiler; Paşa hazretleri ki matbızat meselesini hal- ik, Be; bu- yurdula lede: bu fi kirde ek vaziyete gel kendilerine işi iler, mineritenin yani sıl demokrasinin | akalliyetin hukuku © min lir diye bizden e vazedenler düğünmüğler ev- 4 referandum usulünü koymuş | büyük Kam lari oldu, | m | dar du. Ninayet takdir eden olmuştu servet yolu açılıyordu. şam derhal işe başladı ve sa- bahleyin hikâyesini daktiloğra fa yazdırdı. Hafta sonundada büyük dehasını ve işte O ak yüzer franktan yedi yüz frank aldı. Fakat bir hafta sonra ilham menbai kurumuştu. Ne yap- sın? Doğru kütüphaneye | git- ti. Oradan eski gezsi siyonlarını geti muharrirli ki hikây lerini kopya etmeğe başladı: Ne ehemmiyeti var, di- okuyor ruf yordu, bir kişi kişi de cahilin biri İşleri yolunda gidiyordu. A- rasıra Evarist daktiloğraftan on hikâyeleri nağıl t yolunda altı ay'ka r yürümüştü. Bir Jiro ndisini çagırttı: Yavrum, dedi, sen coşkun b Fakat De yazık k Bu serve gün bir n yorsun, çorak bir kıp gidiyorsun. Sana bi İ etmeğe karar verdim. Hikâ lerinin en güzellerini topladım ve bir kitapçıya ismin altnıda bastırdım. Laynız birinci sa fesine bir ithafiye koydum. Mösyö Jiro zavallı hikâyeci- ye bir kitap verdi. Evarist şa kın bir halde kitabı aldı ve k rinci sahifesinde şu satırları gördü : “Bu kitabı büyük © dostum er kudura fabrika ösyö Jiro'ya bü- minnet ve şükranla it- sahibi 1 yük bir haf e tutamadı, Mösyö Ji- Evarist kendini sirulalyaya yığıldı ro dedi ki Büyük h nı böyle sarsar. -yecanlar insa- Kendinizi top- üyük bir. şöh- muz, istik layımız. Şimdi k ret sahib: olaca! yolunuz açıldı sonra zavallı E- ettiği amlı On beş g varist, eser bütün hi mektupla pya alm intik Bu hâd lir kim Jiro'nun kula mış olmalı ki, Evarist metsizce yerinden kovuldu. Ji- aleyhine ışlard eyi kim bi ıma fısla ba. i hiddetli püskürüyor ife bak! Başkalarının kendisini yenileyecek e bu k > yapmak, büyük weseleleri la hallet e bu suretle m gibi gör tabii bir sa mek İs « verecek bir tal Fakat induiduel) mil hakk. usuller te mişlerdir bunların içinde (Droit yani efradın hukuku © teminatt en müessirdi E m hukuku, veya teminatı denilen teminat şu Efradın hukuku (Condition) rek hükü- alâhyeti- Bu sonra dur: e koymak bu suretle g metin ve gerek meclisi vazetmektir. ta alındıktan ından daha irmesi mümküm olabil lerine bir had suretle ten milletin ha; emin bir vaziyete Kendisi için gerek serbest düşün mek ve gerek memle rbestçe yaymak ve bu suretle et temin ederek akelliyetten seriyete geçmek çarelerini bulur. Bu hukuktan bazı efradın menafü maddiye ve maneviyesine ait saha- Fakat bazı- ları da (Puissance publine) © bes- sı efrat arasında kalar tiye yani devlet siyasetine bilvası- ta edir ki, tirak Bu sebep birinci sınıf hukukta hülkü azlesini mü maktan içti de yetler kurmak, kar duğu halde gazete çıkar ve içtimalar yap- mak hususunda âmme © nizamın rmak için kanuni tahdidat debilir. Binaenaleyh bizd. teşkilâtı esasiye kanunumuzda da (Droit induiduel) dediğim efradın hukuku hâkkında teminat mevcut- tur (Devamı var) dlislerde | hukuku | e fikirleri- | ... İstediğin cariyeyi a Yazan: Yavas 21! Bu emir verildiği zaman Teofilos istediği gibi kız bulamamiıştı.. Sofi odasına geldiği zaman artık, Teofilos'u, kendisinin o- lacak zannediyordu. Ellerinde- ii kan lekelerini silerken, ay- naya baktı, Tek gözile hiç'te güzel ve cazip görünmüyordu. Bilhassa Teofilos gibi, daima güzel ve cazibeli kadınlarla ya şamağa alışmış bir erkeği na- sıl avlayacaktı.? Sofi yatağa girdiği zaman de bir ortad dedi, onun kadının vü- kaldırdım ya cinayetin verdiği dehş Teofilos'u korkutmağa kâfidir Elbette bugün değilse, onu elde edeceğim. O e: olarak kaldığım müd günün birinde— onun meşgul olmamasma n yoktur ile uyudu . Teofilos, iderken (Afrodit) in odası- line ufak bir şam dan İ Sarayın karanlık dehlizlerin- den uçar gibi yürüyerek geçi- yordu O geceyi (Afrodit) le geçi- recekti, Afrodit! Bu ne güzel, ne kadındı.. Tefilos Bizans sarayında bi- le bu kadar cazibeli bir kıza te sahhar bir Biz na “ — İstediğin cariyeyi al!,, Diye emrettiği halde— bu bir daha kral aleyhinde yazı yazmaması için bir rüşvetti o sarayda kendi tabiatine mu- vafık bir kız bulamamıştı Bu hâdiseyi hatırlayarak yü- uzak sü- rürken, iki mermi tun arasında yatan bir los birdenbire korkmuş | ona yat- Bu gece karanlığında suikast yapmak için mış bir düşman olabilirdi. Tefilos'un az düşmanı yok- tu Derhal hançerini çekti Geri dönemezdi.. Bir kaç adım ileriledi Elindeki şamdanı uzattı. Yerde, kanlar içinde bir ka- dın yatıyordu... kendi için bir tehli- ke olmadığını görünce cesedin yanın amdanı yere bı aktı. , kadının yüzünü eğil gözlerine inanamıyor- Kanlar içinde £ yerde bitap yatan kadın (Afrodit) ten baş ka kim olabilirdi? Teofilos boğuk bir sesle: — Afrodit.. Afrodit. Diye bağırdı. (Afrodit) in gözleri kapalıydı. Göğsünden hâlâ kan akıyordu. Yerdeki mermer taşların üs- tünde kandan ufak külçekler hasıl olmuştu. Teofilos bu kanlı sahneyi gö rünce şaşırdı . Sevgilisinin kalbini muayene etti. Afrodit ölmüştü... Bizans şairi, hayatında, bu İ hâdiseden aldığı teessürdençok İ daha derin bir teessür duyma- mış, Afrodit'e acıdığı okadar iç bir kadma bu derece fazla acımamıştı . Teofilos: - Afrodit, seni kim öldür. dü? Diyerek'yüzüne eğildi.. So- İ luk çehresinden öptü.. kumral Teofi gibi ne yapa- Je ğını, ne söyleyeceğini bilmi- in ümitleri bir anda sön zneviyalı fena hal sılmıştı. yapacaktı? Kimin asına sarılacaktı? (Sofi) den hiç şüphesi yok - onu hatırıma bile getirme- Şimdi ne tu. atoru bir gün o | gölge | ydaki cariyeleri bi: * | ver birer gözünün önün: di Genç kızlar arasında ( İ dit) i göğsünden vuracak k# dar becerikli a İ cudiyetini tahmin edemiyordu! Teofilos © merdiven başına İ koştu. ğıdaki tçilefi nök | azas vak'adan derhal haberdar edil mişti, Gece yarısı, sarayda yar tanlar birer birer kalktılar. Hey'et tahkikata başla, İ Kızları, hademeleri isticvap etti. nöbetçileri sıkıştırdı.. Cinayetten hiç kimsenin hz beri yoktu! Afrodit'i kim öldürmüştü? Bu suale hiç kimse cevap vermiyordu i Teofilos, saatlar © geçtikçe, | | menfi neticeler karşısında hid: | detinden ateş köpürüyor, önü - | İ ne gelene saldırıyordu | içinde (Afrodit) i arısı kim öldürebilirdi? Tahkikata devam edenler a- rasında Sofi de faaliyet yor, kızları, isticvaptan durmuyordu. (Sofi) bir aralık Teofilos” — Bu kadar çok üzülmeyi- niz canım! Siz bu ihtilâlin ba şına bir kız himaye etmek için | değil, bir milleti esaretten kur | tarmak için geçtiniz! bir Afro- dit ölmüşse, içerideki odalar. da otuz Afrodit daha var.. Mut laka bir kadına ihtiyacınız var- | sa, bunlardan birini seçe bilir- siniz! Gece yarısı, prensin göz | İ delrinden biri öldü diye bu ka dar telâş ve heyecana var mı? Demişti. Teofilos çok zeki bir adam- dı. Sofi bu sözleri söylerken; şa ir, muhatabının yüzüne baktı Sen be inatçı ve kindar bir adam olduğumu bi- | lirsin, Sofi! Arzularıma bizzat bile muhalefet edemem... (Afrodit) i çok sevmiştim. O- İ nu, hizmetlerim müki | rak sarayda alıkoym dum... Bu kararımı ilk defa sa- na söyliyorum. Evvelce bir baş | kasma da söylemiş olsaydım, belki arzuma munlefet olmak için Afrodit'i lirdi. Fakat, bunu henüz biz- den başka kimse | bilmiyordu. Hattâ Afrodit bile, kendisi hak kında verdiğim karardan haber dar değildi. Onu öldürmek, ba- na karşı isyan etmek demektir. (Afrodit) e uzanan bu eli mut- Vaka meydana çıkarmalıyım.. Teofilos bu sözleri söylerken müspel Sarayın steri geri lüzum n ne ban gözünü (Sofi) nin gözlerinden ayırmadı. Söyle Sofi, kimden ediyorsun? Sarayda, 80- kadınlarla temasın fazla- dır! Afrodit'i kim öldürebilir? Sofi önüne bakarak cevap verdi sen Kızların hepsinden şüp- heliyi onlar biribirlerini çe- kemedikleri ii Teofilos, Sofi'nin zmda bıraktı: — Kelebekler hançer kullan masmı bilmezler... onla mürleri ipekler ve çiçekler de geçmiştir, Sofi! Başka kimseden şüphelenmiyor sun? Hayır... — Sesinde neden ihtizaz var, Sofi? — Bilmiyorum, ben bir şey bilmiyorum. bir şey sorma..! — Yalmız kızlardan şüph orsun, değil mi? Sofi, odanın gökteki yıldızlara kendi kendin Gök karanlık. derin bir uykuya dalmış rülen kocamın v lafını ağ mu- garip bir Teofilos" bana bakarak mırıldandı lânik öldü oyulan gözü mün besabını yok! İ dronikos'un koynundan çil İ bir orospunun mülevves kanmı | akıtan aziz eller aranıyor! medi

Bu sayıdan diğer sayfalar: