10 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

10 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet 10MAYIS 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaz 24310 İABONE OCRETLERİ: Hariç için in mi müsaadesile açılır, ile kapanır. Tram. leri. Şu © günlerde| pencerel, | | ar ısındığı halde pencere. 4 kapalı oluşu © arabaların çini tahammülü güç, kokulu | ve rutubetli birer | fırma çevir © Belediye erkânı © ekseri ön sahanlıkta gittiğinden araba İ- ne çektiklerini ga- fark etmiyorlar... Müsaade etseler de şu pen- eler açılsa... Çünkü bunlar İmazsa bizim ağzımız açıla- pr Masonlar ayrılmış Vakıa masonlar bütün içti- nai teşekküllerimizin — itiyadı hilâtma olarak O müttehit kal. nalarına cidden şaşılırdı.. Her ahut için için m eden bir ikilik beheme. il mevcuttur. Burada ih etmiyeceğim. Bütün ce- ne bakın! Bunu gö- Eh masonlar oda | 8 | Neşriyat hayatı | 5 | MİLLİYET ŞALI, 10 MAYIS... Zeytindağı Falih Rıfkı'nın bu on son eseri, üzelidir ğer mu- ; A i hamlelerini çokküekğanı : ları yıldırmış olan bir tasaldan sakmarık > bütün iadesi ne “enstantane” © fotoğrafın kısa yuzuhunu ve şaşırtıcı canlılığını ve Zeytindağı, onun en güzel ese ridr.. Çünkü üzerinde hâkim olan bu saydığımız dört kuvvet, ifnde- leşme ve tesir bakımından, bu eser biribiriyle âdeta yarış etmişler- Zeytindağı, çok yakın rın tam yerinde açılmalarının asr. tı, üstat kaleminin maharetli tah- minlerinden ve kalemi idare ede- | nin daima gayeli tasmimlerinden geliyor. Devirlerin tetkiki bi vaz “Morg” fanliyetine banzer. Ce İ sedin, bütün bakımlardan ve mesç ve höceyre değişikliklerine kadar ince ve tam muayenesine lüzum vardır. Çevik bir elin kullandığı beş on neşter darbesi, illetli nok. taların üzerinden geçeceğine pek âlâ bunların yanlarına da düşerek aranılan sırrı cesedin soğukluğun terli elin idaresi Falih Rıfkı'nın. ki ayarmda bir dimağa marbut olurum, o zaman, Zeytindağı'nda | olduğu gibi her yeni şerhanın iki İ taraflı maktamda aranılan ille tin ana unsurlarını görebili Bunun içindir ki, Falih Rıfkı mın son eserinde, tetkiykin tesel sölü belki iddia olunamaz amma, tetkiykin vazıh ve kudretli” şema” 41 şaşırtıcı bir güzelik arzeder. Devir ki, Falih Rıfki'nın eserini, | esli penceresind. 8 İ Halkali eser; © devrin tetkik İ ait henüi hariç kalmamışlar.. v uymuşlar.... Ne diyebil Yalnız işittiğimize göre ma onluk yüksek © insani hislere istinat eden bir müeasese imiş. u ikilik münasebetile gaze-' erde intişar eden yazılar bu hislerle telif edilebilir. şeyler madığına göre (galiba buna a biraz su katmışız... © Çelebi böyle olur bizdede konser dedi — Şımdi ne yapalım?. © Size bir poker hikâyesi: | İçlerinde bir yahudi | - İlüyor.. Tabii şaşırıyorlar. vesikadır. Kendi, i, tarih | Beş kişi poker gayorar var... Ve bu zat oyunda (o kaybediyor.. Derken beş oyuncudan biri ö- Ve dörtten soruyor: yapacağız. için bir türlü partinin dağılmasına razı olamı yan yahudi cevap veriyor: — Altılıları çıkarırız. (Bu fıkrayı yalnız poker bi- lenler kavrayabilir.) FELEK - Milliyet in Romanı: 6 Eve Düşen Yıldırım! — Şimdi geliyorum ağabey! Diye cevap verirdi. Bu ses bazan da mutfaktan EE liler etünüini, Milk de iftiranz hazır. Bu sabah kah vealtımızı size ben hazırladım, : Sonra da, iki elile tuttuğu i İtinalarla taşıyarak, sa- dana çıkardı. de ciddi bir eda ile ro- n okur bulduğu zaman, oku memnun olmuyor, lâkin Eğilme beliren ordu. in Nahit Sırrı ve çek! malürm bir devrin, tetkikin ilk meş | iu İter darbelerini yemesidir. Şerhala. yapan fakat ayni zamanda tarih | yazabilen bir millet olmağa baş- mıza şöyle sözler çalın * “Dört sene yanında çalış tığı kumandanın teşhir etmek, he dereceye kadar doğru bir ha- rekettir?”” Memleket | çocuğunun bu suale vereceği cevap, ancak şu olabilir: — Memleketten başka © velini- mel tanımamak derecesine ka» dar! , Falih Rıfkı, Zeytindi Çünkü bü görür ve düşünüş lerin şakatatı henür yaşamakta” dır. Ve çünkü, bunların sine çalışmak, her inkılâpçınm borcudur. Düşünen muharrir, bütün mem | i leketlerde ve bütün devirlerde kü İ çük tasalar, küçük kanaatler küçük duygularla kördüğüm HİKAYE Iki gurb Ecnebi memlekette talebe ha | yatı ne gariptir. İnsan memleket © hasretini, kendisi gi urbet acım çeken arkadaşları arasnda unutur. Talebe mahalleleri, talebe | pansiyonları müstakbol ve hakiki (Cemiyeti Akvam) m temel taşı | sayılabilir. Çünkü buralarda dün | tak yanın her köşesinden gelmiş yet- | miş iki millete mensup genç kız lar ve delikanlılar dost olurlar. Pariste (Çuartier Latin) Çin | ve Japondan, Rus ve İngilizden, Afrikalı ve Cenubi Amerikalıdan, | Şimal ve Cenupludan mürekkep | çeşit çeşit ırk ve milletlere men- sup gençleri toplayan bir talebe yuvasıdır. Arzm beş kıt'asmdan gelen körpe kafalılar orada kay- | maşırlar Sonra İsviçrenin — hemen her büyük şehrinde dünya milletle- rinden birer nümune © toplayan | semtler, pansiyonlar vardır. | Buralarda mensup m ahlüktür. Muharririn bakiyki oeb'adını ikti. sap etmesi, işi bizde, İ başlıyor. Buna alışmak ve bunu 0ş görmek lâzımdır. Ne yapa-| lum? Kaleminden bir nevi kudret | fışkırması, zatinde mündemiç ev- saf dolayısile mukadder olan me harririn, bu hakkımı, inklâ sonra da kullanmaması İ Sayen İ Zeytindağı'ndaki “oostanta, mı keşke Voltaire idi de, okusa idi. Üç bü yök dinin her üçünün de nasl Kızgın bir iyman halinde narhh arlıklı bir ticaret işi haline Idiğini Zeytindağı muharririnin caktı. Onun asrında, ne görüş mehareti ne de | böyle bir gösterme kudreti vardı. Grune- wa'#en, — ihtiraslı. elleri | krmıldı. yan birer çiyan gibi göstermiş o- lan fırçası bile modern renlizmin didikleyici ve cisimleri iliklerine kadar teşhir edici toniği. yanın» da iptidai kalır. İşte Falih Rıfkı, hassatan bu merasim tabloların İde, kaleminin bütün hoyratlığını tekrarla» lan âyin den çalınmış boyalar ve mahşer- den ödünçlenmiş hareketlerle, ukba korkusunun vehim aynasın da değil, gördüğünü olduğu gi- bi kaydeden fotoğraf adesesinin pozitifinde göstermiştir. Fotoğraf adesesi güzelik ve çirkinlik bak, “saka” ister nur hokka İiğr yapan papaz veister göz İ yaşlarile duvar aşındırmağa çalı şan yal kârı hakkında İ realist görüşün berrak adesesin- İ den başka bir vasıta kullanmak istememiştir. Bu işi, cesaretle yapmıştır. Çün kü nasıl fotoğraf alınırken göneşi arkaya almak lâzımsa, bahisleri geçen âyinleri bu tarzda | tasvir edebilmek için de, onlarm üzeri İ ne genç inkılâbımızın ışığını dök İ madur. Kötü bir “oportü. pek revaçta olduğu hat tâ bir nevi “civanmerilik,, telâk- İki edildi tizal © devirlerinde halbuki, bu basit ameliye, herkes | ten sadece samimi inkilâpçı olma | Jı ister. Samimi inkılâpçı olmak | bir cesaret işi midir? Homurtu- aid | yeni yeni | ırkları ve milletleri belki etmoğ- inde okuyan genç | ler karşı ile alâkadar olurlar. bir genç, — Misisli bir arkadaşile | can ciğer (olur. — Efganlı bir| delikanlı İsveçli bir kızla sevişir zarif bir Çinli dost olur. Ne ırki © tozatlar ne milli ihtilâflar gurbet diyarmda buluşan bu gençlerin sevişmesine mani olmaz. Bir zaman (Göneve) de he- men bütün ecnebi talebenin tanı dığı Frippon pansiyonunda idim. Burada üç ay kadar kaldım. | Pansiyond. ve erkek bir gok talebe vardı Doktor olmak istiyen bir Sırp 1. (Pödagogie) okuyan bir Leh- li yüksek ticaret mektebine de- vam eden bir Romen kızı, lisan öğrenmeğe gelmiş bir İtalyan be- nim gibi istirahat için postu ser- miş bir İngiliz, bir de musikiye çalişan bir Rus kızı Ge karniye © etrafındaki | yeşil sazların gölgeleri aksetmiş bir göle benziyen ince, karanfil dudaklı bir Rus kızı, | Haraşo ! Hem de uçin haraşo ! Çekik samur kaşlı, yuvarlak | omuzlu bir Rus İkiz. Pansiyonda herkesten | fazla bu kızla konuşuyordum. “Ann içli, az söylü- yen bir kızdı. Hattâ İslâv ırkı. ai liği, Zeytindağ'ndaki bu yazıla: | rı, İezzetle okuyacaktır. . da, “mütaaddi” lâyikliğin şimdi. | lik yalnız başlarına duran ileride | bula- | | | | dilecek olan nümunelerini caktır. İmparatorluk batmıştır, ve, bat ması bizi hiç hayıflandırmamıştır. Günlü Türklük © kendine, ancak bu | zarari tasfiye sayesinde kavusmuş- | tur. İmparatorluktan v uçurum ayırmaktadır. zihniyetin öyle uzun bacakları var. | dır ki, değme uçurumları pervasız. | ca aşar gelir. Yeni Türk vatanının | başlıca kudret kaynağı olan inkılâp. tar ki, uçurumun başını o yorulme. dan © bekliyecek ve imparatorluğu batırmış olan görüş ve düşümüşle- rin milli bünyeyi | zehirlemelerine mani olucaktır. Zeytindağı, uçurumun beri tara fına dikebildiğimiz o karakollardan bir tanesidir. Eserin kıymeti, bizce, asıl bu noktada sivrilmektedir. Yok. sa “Edip Falih Rıfkı, yeni bir sey değildir. lar dinmedikçe, evet. İnkılâp » Türkiyesinin iâyik genç Ira da kendi aşkını anlayama. miştir. ârı kadar taze ve pâk görmek tiyordu. Ve ancak bunun için dir ki, onu istiyen birkaç kişi | hakkında uzun uzun tahkikat re de turneye çıkarak Ankara- | Yapmış, ve bu tahkikat netice- ya uğramış olan Darülbedayie Ve her sefer, tü. ps lg tuvaletler iç azzez ağır içinde türlü edalar ile yürüyen Hanım ziyade nazarı dikkati celbetmiş, bütün başlar hep öna çevrilmiş, genç kız biraz utangaç ilerlerken et- ie hep fısıltılar yükselmiş- Vb hailiları duydukça, İ Muazzezin güzelliğinin uyandır ımları onu bazan bahçe | dığı alâka ve takdiri hissedip gördükçe, Namığın kalbi ga. | İrip bir isle dolmuştu. İftihar bu romanın anlatabileceği | ve sevince, biraz da esefe ben | gelip Şayesteye öğretebileceği şeyleri düşü. | ziyen bir his. efendilerden yüz kere sinde esaslı kusurlarını öğrenin ce her sefer daha (o büyük bir memnuniyet duymuş, baba nın razı olup söz (kesmesine imkân birakmamıştı. Ve yine bunun içindir ki, Saidin genç kızı bir sevda ve ihtiras hava- sile sarmasına, hattâ belki de bir gün cür'etini ilerle terek onu kollarına alıvermesi- amıyacak, razı olamı Saidin genç kızı sevdiği ise ona yaptığı yaltaklıklardan anlamış, sonra da, sabahları yardım eden | Emine kadından onun imtihan Fakat duyduğu bu şeyleri! lara çalışmak üzere geçen sene hiyeti hakkında da hiç bir Onu evlerinde bir bahar rüz | Burhan ASAF | yalnız bulundukları bir sırayı kollayarak kardeşine sordu: — Sait, sen derslerine çalış mak üzere mektebe gitmiyor | musun? | O biraz bozulmuş ve kurnaz | lığa kalkmıştı: — Dersler çoktan kesildi, ağabey. — Derslerin çoktan kesildi. ği malâm, Fakat eskiden yine mektebe gitmez miydin? Arka daşlarınla beraber smıfta çalış. mak âdeti — Evet, ikin daha ziyade | buki bu sene son; sene, Onun için, yine alay (geçerim diye mektebe gitmeğe cesaret etmi. | yorum, yalnız çalışmağı tercih İN | Bu izahatla kanaati l hiç te vermemiş, meseleyi | babasile İbiran evvel halletmeğe içinden | karar vermişti. Ve ertesi sa- başını bir dikişin üzeri- | tahlil etmiyor, mevcudiyetini lerdeki gibi mektebe gitmiye. | bah, artık gittikçe daha sıcakla büyük bir | saran ve kaplıyan kudretin ma rek bütün günlerini evde geçir şan bir içinde adeta 1 GALA ERME oldukları | p İdi. değişmeyen Namık artık cevap | a e et dostu nin o adali ve maddi görü Anna haftada üç defa derse gidiyor. Kalan günler odasında piyanoya çalışıyordu. Mus şkün bir kızdı. Şa dir. biribirimize çabuk alışmış en her © konuşmamızda memleketimizden bahseder, gur | bet acımızı gidermeğe | çalışır. i dık. Bir gün Lâk kenarında uzun bir gezintiden sonra pansiyona | dönerkem dedim ki: — Biliyor musun Anna, bir zak geçireceğim — Ne gün? de — Gelecek cumartesi. Uzak bir hayale dalmış gibiy di. Yeşil gözlerine kapanan kir. pikleri titredi. Dedi ki: — Ecnebi topraklarında bay- ne gariptir. Kimse insanın den anlamaz. — Öyle! Yürüdük. Akşam yemekten sonra pansiyon arkadaşları (An ma) dan birkaç parça çalmasını rica ettikleri halde genç kız ka- bul etmedi. o Yorgunluğundan bahsederek erkence odasına çık» b. Ve onu birkaç gün dim. Madam Frippon (Şampel) de — bir arkadaşında kaldığını tiyordu. Halbuki ben bayram günü beraber yemek görme, genç kızın yemek için ona bir gezinti teklif | edecektim . İstanbuldan yolladıkları şeker arife günü yetişti. Kendisine bir | kaç kere bahsettiğim bu şeker. den (Anna) ya verecektim. Fa- kat genç kız ortada yoktu. i Nihayet bayram geldi. Sabah üyandığım zaman (Cömöve) in ber günkü hayatı başlamıştı. Za ten mezaketi, terbiyeyi bile v: fe bilen bu memlekette — sevi ve tahassüs imkânı yoktu ki! İsteksiz, neş'esiz giyindim, sa İlona inmeğe | hazırlanıyordum. Birden kulağıma bir piyano sesi geldi. Ve bu ses yabancı Bu nağmeler bir elektrik ce- reyanı gibi vücudüme © yayıldı. Yanılmıyordum. Piyanoda bizim $u hürriyet şarkısı: “Ey vatan ey ümmü müşfik şadü handân ol bugün!” Şarkısı çalınıyordu. Bir hamlede kapıyı açıp dışa: | rı forladım. (Anna) nın aralık duran oda kapısma koştum. Genç kız parmaklarını tüşlar dan ayırmadan başmı çevirdi: — Bonne föte Hayret ve sevincimden bir sey söyliyemiyordum Bayram sabahı bana bu prizi hazırlayan Anna: Başka alaturka parça bula | madım, diye itizar ediyordu. Şeh | ri alt üst ettim. Üç o gündür de| ekzersiz yapıyorum. Hassas ve halırşinas genç İ Rus kızmın bu çok ince sürprizi hâlâ gönlümdedir. Gurbette bazan öyle dostlar | bulunur ki insan en yakınların. | l dan bulamadığı — tezeli l bir sürprizle onlardan bulur. Burhan CAHİT Dr. Celâl İevfik evi ve idrâr yolu hastalıkları mütehassısı: Sirkeci Muradiye caddesi No. 35. Her gün saat 14-19. e ER EE PE ME, A a sür — Sait bütün gün evde ka- liyor, hiç bir yere (o çıkmiyor. muş. Bilmem siz ne fikirdesi- niz? Bana bu pek doğru bir şey | İ gibi gelmiyor. — Niçin? — Geçen seneler ders çalış- | ir için hep mektebe gitmez miydi? — Belki evde (o daha rahat salşıyordur. Bu sene (de son| senesi. Ne kadar iyi çalışması mümkünse öyle çalışsın, değ — Ben onun iyi (o çalışmak , İlâf atmak üzere giderdim. Hal. | için evde kaldığını zannetmiyo. | g rum. — Ya niçin kalıyor? — Muazzez için! Ses bir biçak gibi (o keskin, ve artık serbest ıhtirazsız çık. t çocuktur. Böyle bir — Şimdi dünyada © çocuk var mı baba? Hem © Zaten ço- cukluğu nerede? Yirmisinde, koskoca bir iy ein Muazzeze baktıkça renkti: giri- lduğumuz için mi ne- | Bugünkü program Gramofon, 19,30 Hafız Bürhan B. heyeti, 20,30 Opera, 21 Hafız Bür- han Bey heyeti, 22 carhant. BELGRAT, (429,8 m.) —20 Çek çingene musi BÜKREŞ (394,2 m.) — 21 Sen- konsere devam, 23,45 havadis, 23 romen halk musikisi BUDAPEŞTE (550,5) — Fran. İ sızca ders, 2030 hafif musiki, 22 konferans, 22,30 çingene | musikisi, 23,30 hafif musiki. PRAĞ (448,6 m.) — 20,05 hafif | musiki, 2040 Brunn'dan makil2İ,48 konferans, 22 romen musikisi kon seri, 23 havadis 23,30 müzik, İ ROMA, (44120) —2145 sw | on mu ser, 23,30 müzik VARŞOVA (1411 m.) — 20,45 | Cavallerin rusticana «operası, 22,30 romen milli bayramı münasebetile İ ihtifal, 23,30 havadis, 23,40 dans musikisi VİYANA (517,2 m.) — Senfonik orkestra; 22.40 havadis, 22,50 şarkı, 23,25 akşam konseri Eyüp sulh icra memurluğundan: Bir borcun temini zamnda uzun çarşıda mercan ağa mahallesinde babı seraskeri caddesinde atık 66 ve cedit 5 No. lu berveçhi mülkiyet ve | darüssande ağası. Merhum mercan a İ &n vakfından olan 1 adet tütüncü İ gediğinden münkalip takriben 16 metro murabbağı © kârğir Tonostan inşa edilmiş sıva ve badamaları tami bulunan dükkân bin iki sehim olmak üzere *ta- mamını bin İjra kıymet taktir edil miş olduğundan bin yüz elli iki se. hinden 585 sehmine 482 lira kıymet konmuş olmakla 555 sehim hissenin çık artırma ile satılacaktır. “Satış şarteamesi 28 mayıs 932 tarihinde divanhaneye talik edilecektir. 11 Ha siran 932 öumartesi sant 14 den 16 ya kadar açık artırma ile satılaca- #mdan artıtmaya iştirak için yüzde 10 poy akğesi alınır müterakim Ver gi ve belediye ve vakıf icaresi ve tel inliyesi borçluya ait olup ferayi mua melesi müşteriye nittir. Hakları ta- po sicilleriyle | sabit olmadıkça ipo- tekli alacaklılarla diğer alâkadara- nin ve irtifak hakkı sahiplerine ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde ev ak nüsbitelerile | bildirmeleri lâ- zumdır. Aksi halde hakları tapo si- | illeriyle sabit olmıyanlar satış bede inin paylaşmasından hariç kalırlar Alikadaranın icra ve iflâs kanunun 119 cu maddesi hükmüne göre ha raket etmeleri ve daha Fazla ma. Hümat almak istiyenlerin 831-277 No, lu memuriyetimizde mevcut dosyaya müracaat etmeleri ilâm olu- nur, ISTANBUL (1600 m. 8 k.) 18 —| dersi, 21,30 Zağrepten — makil 2350, fonik konser, 22 konferans, 22,15 | 22,30 komedi, 23 kon Eyüp sulh mahkemesi icrasından &- | Yarın akşam ELHAMRA'da Sinemanın büyük muvaffakiyeti MARY GLORY ve FERNAND GRAVEY'in temsili muhteşemi DÜŞES OLACAKSIN (Tu serss Düchesse) İki saatlik kahkaha Yarın akşam MELEK'te onderece kuvvetli bir film Öldürdüğüm Kadın (La Femme guc j'ai tuce) “Tehlikeli Yollar,, filminin mübdiası SİLVİA SİDNEY ve PHİLİPS HOLMES tarafından Beyoğlunda Galatasarayda Daire- yi mahsusunda ifayi vazife eden Ls tanbul ikinci icra memurluğundan: Tamamına yediyüz elli lira kıymet takdir edilen Ayvansarayda Korucu Mehmet Çelebi mahallesinde kalkan meydanı sokağında atık ve cedit 8 numaralı bir bap dükkân ile keza Ayvansarayda Toklu İbrahim dede mahallesinde atik 3 cedit 5 mumara- li olup tamamına bin lira kiymet takdir edilen ma bahçe bir bap ha- nenin birinci açık arttırmaları 13-6- 932 tarihine müsadif pazartesi gü- nü. saat 14 ilâ 17 ye kadar dairede icra kılınacaktır. Arttırmaya iştirak etmek isteyenlerin mezkür gayri menkülâta takdir edilen kıymetin yüzde onu nisbetinde teminat akçe. i vermeleri lâzımdır. Hakları tapo icilile sabit olmayan ipotek alacak lılarile diğer alâkadarların, irtifak İ halkı sahiplerinin bu haklarını — ve hususile fniz ve masrafa dair. olan. iddialarını ilân tarihinden. itibaren yirmi gün zarfında evrâkı müsbite. İlerile daireye bildirmeleri lazımdır. İ Aksi halde, hakları tapo sicilile sa İ bit olmayanlar satış bedelinin pay- laşmasından hariç kalırlar. Mütera- kim vergi ile belediye resümları va- İ kaf icaresi müşteriye aittir. Daha İ farla malümat almak isteyenlerin | 205-932 tarihiriden itibaren dairede | açik bulundurulacak olan arttirma İ sartnamesile 929-1965 numaralı ev- vakına müracaatla mezkür mahalle. rin evsaf ve mesabasını havi takdiri kiymet raporunu görüp anlayabile- cekleri ilân olunur. AKTİ MÜTEYEMMİN Ordu Mebusu Ahmet İhsan Be- yin torunu — Hatice İnci Hanmm İle eski şurayı devlet istinaf azasından merhum Cafer Âli Bey mahdumu Divanı Muhasebat O memurlarından Ragıp Cafer Beyin akitleri tarafeyn i huzurile Yeşilköydeki hanele rinde icra kılmıştır. Saadetler te- menni ederiz, Ittiünadı Miüilfi TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidi Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmakta Tel: Beyoğlu : ra bilmem nasıl ibir gün şüphe girdi. ne daha fazla dikkat başladım. Zaten pek dikkat te izım değil ya! İnsanın adeta üne bakıyor. Bir şey söyle miyorsunuz baba! Evet, Ahmet Şükrü Efen- di birşey söyleyemiyordu. Ken- Jöisile hiç bir zaman böyle bir akran gibi, münakaşalar ede- İ rek konuşmamış olan oğlunu İsüküt içinde dinlerken, Şayes- İte ile beş on gün evvel arala- İrında geçen sözleri hatırlıyor, | kadının: Allah versin de biran levvel gelin olup gitsin!,, diyen sesi kulaklarında» çınlıyordu. , |İstasyona yaklaşmışlardı. Ah- imet Şükrü Efendi bu bahsi ka- pamak istedi: — Ben böyle © bir gey fark etmedim. Esasen de Muazzezi nasıl olsa yakında gelin edece- ğiz. Saitle Muazzez evde zaten | yalnız o kalmıyorlar kil Karm li yanlarında. Hi ikisine 4887 ısırmıştı. Fakat ne cevap vere. bilirdi? Saitle Muazzez arasın. da bir izdivacı o babası elbette münasip bulmaz, onu bu ka. dar gençken:hemen kendi ya: şında bir kızla: © evlendirmeği tabii istemezdi. Ancak bu iki kardeş çocuğu biribirlerini şid. detle sever ve isterlerse, evlen melerini şüphesiz büyük bir fe lâket saymıyacak ve razı ola- caktı. Ve birden bire, Namık buna tahammül edemiyeceğini hissetti Bununla beraber, Muazzezi sevdiğini hâlâ bilmiyordu. Sev diğini bilseydi de kızi kollarına almağı, ona malik olmağı iste mek zaten hatırına gelmiyecek- ti. O kendisi için gökteki yıl. dızlar kadar uzaktı. Sade onun huzuruna, onun sesini duyma. ğa, onun gülüşürü dinlemeğe muhtaçtı. Ve onun gözlerinde sevginin ışığını görmeğe ve se $inde sevginin o zebunluğunu duymağa rızası yoktu. kadar tez6:96 izgâri Onu, evlerinde bir biler ps — Ze PE is 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: