17 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

17 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(asrın . Resim 1.2 ISam'ati İ Asrın resim san'atı hakkında sice yazdığım bir yazıda dün resim telâkkisi ile © bugünkü İn; âkkisi arasndaki farkla- |, 7ah ederken bir de tabülikten e maksizm tabiati tahrif etmek | tim. Bugün bu noktayı mek isterim. İk, Müleaddir senelerden beri İz, Pada bilhassa Pariste, Mu: Em daha ziyadesile harbi umu- en sonra san'at üzerinde az İle mı dövüştü, nihayet son İ nelerde bu kasırgaların yoğur. e bulutların en nihayet hangi i,, üzerinde eriyip dökü » hangi merhalede şimdil ” ,i li kkufu inde ettiler. - Kübistler, ün hepsi süküta mecbur oldu * Daha doğrusu çıkmaz sokak "a kazara saparak bu yollarda la, taş "iyorlar. ve tamamile ettiler. Boğün pariste yine mevkii ele nevi “Realizm” dir. Fa- ealistler evvelki gibi de- İda Uzun tecrübelerden müte- | İl, © tehlikeli yolardan . geçtik» İn #onra yorularâk durup şüphe İ, ğa sola baakn — realistlerdir ala, hap s1 bu ilde Ni l İ Velilerden çok tecrübe dide » İşte bunlara göre hülüsa nursa “san'at tabüilikten Çık Makatzrn tapler tahrif etmek, Ale dahiliyenin tahallüflerini efra “de #fradı tabiiyenin hiç bir «hile kendilerine mahsus kıy- leri olamaz.” i Bir portre, portre diye yapılı- ç 4 sahibine, insan insana, gişe > ağaç ta ağaca benzer, fa i, bir san'atkâra nazaran me pot Yalnız sahibine © aittir, vene 4, Yalniz şiğeler ve ağaçlar şekli lilörini göstermekle * Bera- ii iye ve me, ile ağaçlar iye Yalnız hali, tabüliklerin , İnmekle beraber san'atkârın ray aranı taşımağa birer sebep, iyi #seri san'at haline dökük ., ten sonra, hali tabiilik içinde i, rlarla mülemma birer sihirdir iy Ea son sergilerde denilebilir Pariste bütün salonlar artık birlerinden olan farklarını he- )n tamamile hissohumur bir tarı İş, Saybettiler; fazla modern ©- N “Sonbahar salonu” > hattâ les independantı” eski sa üyen “ilkbahar salonu- bu ihtiyar, asır dide olan sa- da genç salonlara yaklaşmak bilâihtiyar ellerini. uzattılar, ii, Dukarıda söylediğim şu rea- we Mefküresi artık vücut bul tu le flan itin ii, kat bu devirlerden sonra bü İyi, olların vânl olduğu pu mer x acaba artık bulunan en doğ vi aha mide? Hayır! Maamafih ik en hayırlı da Yolda | Konserler | imirde Elhamra idaresindeki Mil " bir beraberlikle icra edilen remi | #0 iradesizlik yüzünden sukut (İğ : İzmirde ! Bundan bir kaç gün evvel İz- Ki Kütüpane sinemasi salonunda ve Karşıyakada konservatuvar yüksek devre talebelerinden Sa- Tâhaddin, İskender ve Enver Bey lerin Hilâllahmer menfaatine ver dikleri konserler hakkında izaha ta girişmeden evvel böyle kıymet Wi talebeler yetiştirdiğinden dola- yı konservatuvarın muallimlerini tebrik ederiz. Bu san'atkâr genç ler yalnız * Türkiyede ve Türk mektebinde yetişmiş olmaları ha sebile bilhassa takdire şayandır- lar , Temiz ve tatlı bir tonla ve iyi Konservâlavar yüksek devre talebesinden Salâhaddin, İskender ve Enver Beyler nör konierte kusursuz olarak bi-| tirilmiş, viyelonist İskender Bey | çok temiz çalışıyla programında. | ki bütün eserleri hakkile yaşat- muş. Bilhassa Bach'ın prelüdüni icradaki yüksek kabiliyeti sa nin takdirlerini celbetmiştir. Salâhaddin Bey refkat kısmın daki muvaffakıyetlerinden başka Rahmaninof'dan yaptığı sololar- da da çok muvaffak olmuştur. İzmri gazeteleri bu gençler- den hararetle bahsetmektedirler. Kendilerini Ayasofyanın Mozayıkları Ayasofyadaki mozayıkların kireç tabakasile kapatılmış bir. balde bulunduğunu ve bunların son günlerde kireç tabakasından temizlenerek meydana çikatıl- mağa çalışılmakta olduğu cümle- nin malümudur. Amerikalı Biza- ntinoloğ M. Whitermoore un ve bazı İtalyan mozayıkçılarınm bu işle meşgul olduklarını yazmıştık. Mozayıkları kapatan kireç ta bakanından tathir dış “nârtekes- ten başlanmıştır. Buradan iç nar. tekese dokuz kapı açılır. Bunlar 'dan ikisnin üst © mozayıkları te- evvelce İ arkaya deviren mua: Heykeltraş gözile | Zİ Dâhice Bir fikir Bilmem neden bizim memle- ketteki ideler hep garabet mü- #wnaleri oluyor. Kanonikanın, bir cami kapısı gibi iki tarafından: halk çıkan Taksim âbidesi Kripel'in, memle ket çocuğuna, kendi Anadolusu- na doğru yumruğunu sıktıran Sa rayburnu âbidesi; ya bizlerin an- layamadığı birr deha eserleri; ya hut ta bu ecnebi sam'atkârların “Original” bir san'at tecrübeleri olsa gerek.. O “Original” olmak içinse; kışm çamurunda beyaz el lerle, yazın sıcağında palto ve boyun atkısile germeğe benzi- Eyfel kulesini başaşağı dikilse idi acaba nasl olurdu dersiniz? İşte Samsun âbidesi aşağ iyu- karı buna yakın bir şey; Bir beygirin koca mail kütle- sine Gazi'nin de geriye doğru olan vücudünü zammederek ile ailesi yapan hayvanı bilâkis z2am bronz yığınının müvazene ve melezi sikletini bir kuyruk üzerinde bul- mağa çalışmak kim bilir ne dahi- ce bir fikirdir de bizler farkına varamıyoruz. Fakat Mösyö Kripel - insaf ile söylesin dün; hangi tarafın da eser mamile zikredilecek © bir âbide veya bina vardır ki inşa fik ri düşünülmemiş, ve böyle horoz şekeri gibi inceci zerine kurulmuştur. San'at tabin tı kopya etmez nazariyesi usul süz, kaidesiz işler © yapmak değil; bilâkis. san'atkârın . bi ve düşüncesile en jeomerik ir deynek ü: | SALI | Kadın İhtiyarlamamak, | Çirkinleşmemek! Ni den güzellik bir “Allah i” sayılırdı. Fakat şimdi- sanlar bu telâkkiyi yavaş! yavaş değiştiriyorlar ve güzel-| lik bir “bir insan vergisi” olma | ğa başlıyor. Eskiden kadınları- mız “erkeğin güzeli çirkini ol- maz” derlerdi. Artık bundan sonra erkekler “kadının çirkini olmaz” diyecekler. Şu muhal kak ki, güzelleşmek ve güzel İ kalmak artık bir sır olmaktan (çıkmıştır. Hattâ ihiiyarlama- i mak bile insanların arzusuna İ kalmış bir hale getirilmiş İ Bugün medeni memleketi de, bilhassa Amerikada kadın- lar, meselâ bir dişçiye gider gi bi, güzelik müesseselerine de- vam etmektedirler, Bizde güzel lik müessesesi deyince, burala- ! rı iyi pudra süren, | güzel bo- yayan, saçlara mükemmel on- dülâsyon yapan berber dük! ları zannederler. ,. Halbuki asıl güzelik müessesi bu mudur? İ Vakın buralarda pudra, ruj Eski: Kurtarmak : İçin... Memleketimizin #por vadi- sinde ilk defa yapmağa muvaf fak olduğu bir stadın resmi kü şadı cuma günü çok enteresan bir şekilde yapıldı. Senelerden beri — biribi rakip vaziyetinde bulunan iki güzide kulübümüz Fenerbahçe ile Galatasaray © karşılaştı İlk defa ciddi bir atletizm mü. bakası seyrettik. Sonra öğre iniyoruz ki programın bu kadar izel olmasa rağ- 5 hasılat ancak meb- lat o kadar azdır ki Çünkü © bundan evvel fena bir sahada gayri mü- ber hangi bir Galatasaray — Fe ondülsyon yok değildir. Fakat müessese tahrip edici sun'ilik- İlerden ziyade, ihya edici vasıta larla mücehhezdir. Meselâ bir adale kendisini kuyuvermeğe i başladı mı, derhal masajla © İ dale sertleştirilir ve kendi koyuvermesine müsaade edi! mez, Bu suretle kadını çirkin-| İ leştiren yüz burüşukluğu orta ” İdan kaldırılmıştır. İ Bu müesteselerde > fennin, İ doktorluğun ve yeni ihtirsların i bütün icapları tatbik edilmekte |” Adeta “sağlamların hasta si” gibi.. Bu hastanelere de-! vam edenler daha sağlam olup karlar, Bizde ise çok kimseler an- cak hasta ölduktan sonra 'dekte ner. müsabakası asgari o 4000 Vira temin ederdi. — Peki amma buna sebep nedir? Diye soracak olursak birkaç lanır. — İktisadi buhran!.. Havanın müsaadesizli- — Yerin uzak olması, — Bedavacıların çok olma: Birinci şık vâriddir. İktısadi buhran dünyada olduğu gibi memleketimizde çok © mühim bir'şekil arzediyor. Yalnız bu işin meraklıları ne yapar yapar 'İğ İ hastalık halinde olan bu zevk liçin para bulur ve gider. Om vermesi demektir. Bu. ecnebileri | ca baş vururlar. Dişleri ağırsa | dan dolayı bilhassa futbol maç memlekete davet ederken aleli heykel yapacak adamlar deği saheserler yapacak dahiler rı bile bi, da artık san'at yoktur diye ilk ba İsracak ben olurdum. ZUHTO Oguzname - Ve Öz dilimize doğru mecmuası- 'ariste aslı Bibilothögue “ationale'de Uygur yazısile ya zılmış olan “Oğuzname” ünvan lr eser 928 de Dr. Rıza Nur Bey tarafından Fransızca olarak neş edilmişti, Bu Türk destanı, ih- tva ettiği halis türkçe kelime- ler ve tabirler itibarile çok şaya ' nı dikkat bir eserdir. Bucser Fuat Raif Bey tarafından türk. mizlendikçe birer kâğıt ile kapa | çeye tercüme edilmekte ve ye- tılmaktadır. Mesaiyi idare eden | ni intişar eimeğe başlıyan (Öz intinsleğ” Whiter | dilimize doğru) atlı bir mecmua ikmal da tefrika edilmektedir. Fuat Amerikalı dişçiye giderler, Onun gibi çek kadınlar da çirkinleşmeğe ve i rlamağa başladıktan sonra, zamanın tahi karşi ne ya pacaklarini düşünürler. Halbu- İki bu tahribata karşı alınacak bu zevat ölen idi; bu asir- ; çodbirlere aha evvelden başla | İsak ve bu suretle hiç çirkinleş memek “ve "ihtiyarlamamak mümkündür. Kadının ihtiyarlıkla müca. deleden sarfı nazar edeceği İ yaş yoktur. Sonuna Kadar müca dele edecektir. Yalnız daha u. zun seneler muvaffak © olabil mek: için, mücadeleye çok er- kenden başlamak lâzımdır. Za. man ve yaş vücudün neresinde tahribat yapıyorsa, bugünkü bil gi ve vasıtalar o batın önü ne derecede yükselmiş ve mükemmelleşmiştir. İhtiyarlık ve çirkinlikle mü İcadele, ayni zamanda iradenin "de terbiyesi demektir. Kendisi- ni bırakıvermiş ve: Yanakları sarkmağa ve çirkinleşmeğe ve ! beli bükülmeğe başlamış bir ka İdınla, ayri yaşta yanakları hâ- İlâ taze, beli dik, kuvvet ve ira- desine sahip, güzel bir kadın ta azla modern diye lütife i/öri şekillerde olduğu gibi şe Zahla ekseriyetle nefse mün ileri bae v ? kalması tehlikesi çok olma» iyete şamiliyet vardrı, icasso'nun ornemantal şekillerde © yaptığı ri rn Yaka mk ii Wet tabii eşkâl ile izah, tabi- Ni, © tab'ı fertler üzerine “Ene düş lemi batıninim tahammülü, a, Bbeynelbeşer bir Hisan ile k demektir ki en doğru n bir tanesidir. Ressam Seyfettin Hüsnü EŞ arda, Vagner Wameriz hayat ve eserleri ya MELE moore'un bütün kısımları | edildikten sonra heyeti umumiye | sini birden meydana çıkaracağı | tahmin ediliyor. Bu münasebetle | bir merasim yapılması da müh. | temeldir. 1847 de Sultan Mecit Ayasofyayı tahkim ettirirken İtal yan mimarı Fossati'yi celbetmis- vücude ge“ tirdiği yüksek iskelelerden istifa de ederek bazı mozayıkların ba- 'danalarını temizleyerek bazı kop yalarını almıştı, Ondan sonra Salzenburg (o isminde bir Almar mimarı ayni tarzda mozayıklarla meşgul olmuştu. Bu Alman moza yıllardan vücude getirdiği kop- yaları renkli plânşlar halinde ve Fossatiden mezuniyet almaksızın neşretti ve hattâ Fossatiden ba- | his bile etmedi. Bu ihanete son | derece müteessir olan İtalyan mi | mar: bizzat vöcüde getirdiği | noksansız kopyaları neşretmek- ten vaz geçti ve bu kopyalar marın ölümile beraber ortadan kayboldu. Bu büyük bir zıya ol- du. Çünkü © zamandan beri bir çok mozayıklar harap olmuştur. Bilhassa 1894 teki zelzeleden zay rikabili tamir zarar yören moza- yıklar çoktur. Bu mozayıklar kireç tabaka İğ YIMIZI pazar gün- sından kurtulduktan sonra Bi- zans san'atı hakkındaki mevcut ini daki fark Raif Beyin öz türkçe olarak ya. büyük ediniz. Aradaki fark ne zilmiş bit mukaddemesile başla yan bu kıymetli eseri sabırsrz. | ga Shmal etmek” ten il lıkla bekliyoruz. (Öz dilimize ri geldi düşünürlek; vE doğru) mecmuası bu ve bunun | Jere,yaşa ve tabiata at ö hati senelere,yasa ve | gibi öz türkçe metinleri neşre”: | fetmektense, “kendimizde © gör- mekle dilimize büyük ve mühim | mek daha doğru olmaz mı? Ted bir hizmet ifasına başlamış bu- | birler yaktiüden, evvel almirlar lünuyor. Şimdiye kadar Arabın | sa, müessir olurlar... ve Acemin malı olan kelimeler- mi Er den türkçemizi kurtarmanın ei imkân: olmadığı zibniyetile açı lan bu öidalde büyük bir vazife görecek olan Öz Dilimize doğru ei li ü - pahalılığın. mecmuasını takdir ve e b. bei rm İzne m bisi muallim Kâzüm Beyi tek bir | dan sikâYe ha yabalıya aldığ kelime arapça ve acemce kulla- | mız yerler | ver. O da mevaddı nılmayarak yazılmış olan yazı. | gıdaiye salın aldığımız. zaman Bu büyük farkin sırf “iste- Fuzuli su parası bardağını bir in, battâ mem Bazan suyun kuruşa içtiğimi ! 2 larından dolayı tebrik ederiz. | JA”; l ln i aldığı: te ramaz. sudur. li un alırız, bunun 130 gra mı sudur. Bir yumurtanın dörtte üçü sudur. Hiç işimize y. drör halde be kadar © Pal alırız da, belediyeye #iki Mek aklımıza gelmez değil mi? Buna mukabil | şunu da söyliye- lm ki, sekeri aşağı yukarı tam fiatma alıyoruz. İ mekten maksat, hiç olmazsa fu sali su parası i kü şekerin bir kilosunda kelli Di esnmden fasles week SAN'AT SAN'AT sütunla- leri bekleyiniz. İlarma iktısadi buhran çok mü- İhim mani teşkil etmez. o Niha- yet meraklı adam tribüne gi mez de duhuliyeye gider. Fa- kat gider, nın biraz puslu olması idi. Bü nu bir dereceye kadarkabul e- İ diyorum. Eğer hava daha gü- ha hasılat temin © edilebilirdi. Tİ Ancak yine meraklısı hava bo- zuk değil ya taş yağsa gider. Üçüncü şık; yerin yani sta İdin şehirden uzak olması, Bu İ belki ilk maçlara icrayi tesir e- İ debilir. Ancak tevali eden maç (ar bu ihtimali de ortadan kal- darir. Çünkü spor elkârı umumi: yesinde bir Galatasaray — Fe- İnerbahçe maği çok büyük bir İ hâdisedir. Onun için böyle arı: İzi sebeplerden dolayı bir spor- İ cu bu maça gitmekten. imtina Jetmez, İ— Gelelim ön mühim ve artık İkankranlaşmış olan son şıkka. Mahut bedavacılar meselesi. Dünyanın hiç bir o yerinde İ bizim memleketimizde olduğu İkadar sporun tüfeylisi yoktur. İ Herkes ondan © ufak ve büyül menfaatler © umar. Güya o bi sağılacak imektir. sait bir şerait altırda yapılan! pokta gözümüzün önünde can: | İkinci şik; bu maçta" hava: İğ zel olsaydı belki bir miktar da Memieketinin her cephesinde olduğu gibi, sporu da yakından tahip eden müteveffa Doumer Davis kupasının önünde.. Her hangi bir © maç olur. gün meselâ; 30 defa telefone İ Bazı kimseler sanki org edilir, Tabii'her telefon eden İtörler kontoratla * kendilerine | de kendinde bu bileti ve yahut davetiye veya bilet © vermek | davetiyeyi almak için bir hak İle mükayyetmiş © gibi başlarlar | görür. a AM NE is6 bünlar Gürcü nesili Tanıdığım birkaç spor or. |nede yapılan — dileklerdir. Ya nizatörlerinin yanında maç) bir de başka bir türlüsü var. arifesinde oturduğum zamanlar | dır. ida çok defa duyduğum şu mu-| İhaveredir: ! Onlar da şunlardır: Meselâ İ stadyumu ele allı, — Allo. kimsiniz. Hal sen!“ Burası O nâmüteriabi deliği misin, merhaba yahu.. Allah! ve deşiği olan bir yerdir. Her İ versin bir takım O geliyormuş | taraf müsaittir. Stadyum idare yine paralar yolunda demek... | si her maçta buraları tıkar jan z darma kor; polisten rica &- | |der. Yine maçtan sonra bakar ki sattığı bilet ile maçı seyre. den kütle arasında bir uçurum vardır. Neden? — Badavacıda, Bundan başka o stadyumun etrafını saran birçok imalâtha. neler vardır. Bunların pencere İ lerinden biribirlerinin üzerine iskarça gibi yığılmış olanlar da ayrı. İşte ocuma güvü de böyle oldu. Sahada | tahmine nazaran 5 — 6 bin kişi olduğu halde elde edilen hasılat 2000 liradır. Peki bu büyük açık me reden hasıl oluyor, - gayet be sit: — Bedavacılardan!.. Binaenaleyh, artık bu kam- kranlaşmış âdeti hiç hatıra gö- nüle bakmadan keskin bir pıçak la kesmek: memleketimizdeki kulüplerin refahı ve bilmünasa İ be sporun ilerlemesi | için çok elzemdir. Aksi halde buğün bu kadar olan hasılat yarm daha düşe- tan akşama kadar sinek avladık ları halde. stadın içi adam alm; yacak... Bunu da — eğer söy- Donmer, Fransa kupasının galibi olan Canni takımının! kaplanını tebrik ederken... Aman kardeşim şu bizim bilet- leri unutma hem ben bu sefer beş tane rica edeceğim. Çünkü lediğim gibi hastalığa mani ol İ mak için kesip atmazsak — yakın bir istikbalde göreceğiz. İ Zaten bugün şöyle böyle bin sı İ kıntı ile yürüyebilen o spor ar- İtik o zaman tam manasile rak - İmeti hakka kavuşmuş olacak. Muhteşem ÖZDEMİR

Bu sayıdan diğer sayfalar: