20 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi tefrika: 138 Mer hakkı (Biyer) indim, Sultan Hamidin kırklara karışması! 1 Sultan Abdülhamit Han, Hırkayi saadet oluyor! — Hırkai şerife hademeleri.— Bir taşla hademelerinden ili lcuş memnun! vurduğu için, Abdülhamit, ğ Meşrutiyet idaresinin tesisi ve kanunu esasinin “ilânı bahisleri, iki taraflı; müsbet, menfi şekil- lerde cereyan etmekte olduğu bu sıralarda Sultan Hamit, İslâmla- | rın teveccühlerini kazanmak, kalp lerini, fikirlerini kendi lehine çe- virmek için bir takım dini, dünye- vi tepşirlerde bulunuyordu ki bun- lardan kısmen bahsetmiştik Cevdet Paşa ve müşahiri üle- madan isimleri geçen arkadaşla- rının maruz müteleaları ve buna karşı Mitat Paşa ve Ahrar fırka- sı erkânımın daha ruhlu ve mües- sir neşriyatı alevlendiği son gün- lerde padişahm Topkapı sarayı- na giderek bir gece orada kalma- dığı işitilmişti. Ötedenberi Hırkai Saadete hiz- meti mesbure ve hassa ile mükel- lef bulunan kırk hademe efendi- lerden biri vefat etmekle bir ha- demelik münhal kalmıştı. Zatı şahane, kemali züht ve takvası ve bahusus Hazreti Resulü Ekre- me olan âşk ve şevk ve tazimi sainesile mezkür hademeliğe talip olmuştu. Otuz dokuz efend ifakıâra ile o hizmeti fahireye in- ihap ve tayin kılınmış ve o gün- den itibaren kırklara dahil olmuş- tur. Ertesi günü, Şerif Abdülmut- talip Efendi ile nakibüleşraf ve #air ülema ve rical de, hademe pa- 'dişahı (!) tebrik eylemişlerdi.. Enderunu hümayun usul ve â- © datına dair tarihlerimizde oçok « mühim ve etraflı tafsilât vardır. | gerekse Hazine ve Seferli odaları ve Enderunun sair kısımları me- mur ve müstahdemleri pek temiz seciyeli ve çok terbiyeli ve ekse- riyetle bir marifet ve san'at sahi- bi ehil ve erbap zatlardır. Uİçle- rinde sanayii nefısede şöhret ka- zanmış çok mahir üstatlar, şairler, musikişinaslar, güzel sesli hafız- lar yetişmiştir. Hırkai Şerifenin bu hâs hizmet- cileri, senede bir gün, yani r: zanı şerifin yirmi yedinci günü pek müstesna vaziyet alırlardı. O günün gündüzünde, gece- sinde, münhası dat, taat, ezkür, tahmidet ile iştizal eder- ler. Leylei irde, sofa gecesi denilen bir â; ahsus yaparlar. Bu gizli bir âyindir. Hep birlikte hırkai mukaddesenin mahfuz bu- lunduğu yerin namazgâhı olan büyük sofada, gizlice ifayi taat ey- lerler. Bu sofa gecesi, şimdiye ka- dar Enderun âleminde bir sır o- larak kalmıştır. Kırkların orada geçirdikleri saatlerde, ne yaptıkları, ne işle- dikleri, ne gibi tecelliyat ve esra- ra vakıf oldukları külliyen mek- tum ve mahrem tutulmuştur. Sultan Abdülhamit, kırklara karışmış olmakla, bir taşla iki kuş vurmuş oluyordu. Hem kemali züht ve takvasını gösteriyor, hem de sofa gecesinin esrarını öğren- miş oluyordu. Her şeyi öğrenmek, bilhassa gizli şeylerin sırrmı açmak, perde- sini (Okaldırmak Abdülhamidin başlıca meraklarından birivdi. | HARIC MİLLİYET CUMA 2u TEŞRİNİEVV: M. Titulesco'nun Ziyareti Bükreş gazetelerinde dostane neşriyat BÜKREŞ, 19. A, A. — Rador ajansı | bildiriyor » Hariciye nazırı M. Titülesko'nun An kurayı ziyareti esnasında «Romen mat- buatı Anadolu ve Rador ajanslarının | pek çok olan eşriyatını sütunlarma ge- çirmekle iktifa ederek tefsirlerde bulun mamışlardı. Dün gazeteler o bu ziyaret hakkında makaleler o neşretmeğe başla- ır. Matbuat, İn yapılan azar teatilerinin ve Ankara mu kavelesinin şark Avrupası sulhu için ne kadar ebemmiyetli olduğunu (tebarüz ettirmektedirler. Adeverul gazetesi, Ankara dostluk mi sak'nın Balkanlarda hakiki bir sulb ku- rulması yolunda ilk adım olduğunu mü- inlıade etmekte ve bir Balkan lokarno- sunun tehalkuk edeceği ümidinde bulun maktadır. Diğer gazeteler © de ayni mahiyette makaleler yazmaktadırlar. Romen gazeteler ne diyor BÜKREŞ, 19, A. A, — Rador Ajan. #1 bildiriyor * Gazeteler. Ankarada imza edilmiş ©- lan Türk-Rarmen imitakınn ehemmiyetini müttefikan kaydetmektedirler, Argus gazetesi, Ankara misakınn ak- tini selimlamakta ve Ankarada M. Ti- tülescuya karşı gösterilen eyi kabulün ve Türk matbuatı neşriyatmın iki mem İeket arasındaki teşriki mesainin ehem- miyetine delâlet etmekte olduğunu ya- zor. Balkanların müslihane bir surette ih- ya ve imarına matuf icraat seri ve ahenk tar bir surette devam eti Ni Gazeteler, umumiyetle küçük itilâfen siyasetiyle M. Titülescunun hali hazmr- da Balkan hükümet merkezinde sarfet- mekte olduğu mesai arasında büyük bir mutabekat mevcut olduğunu kaydedi- yorlar. Dörtler misakı Suya düşüyor ody İT oum am? I HABERLER Reichstag Bekçisi ne diyor? | Bodrum geçidinden gece geçen adam kimdir? BERLİN, 19. A. A. — Havas ajan- chatay'ın karşısında ve oraya ıla bağlı olan Reichstag reisi saraymın gece bekçisi dinlenmişti Şahit yangın gecesi hiç kimsenin bod rumden geçmedi şehadet etmiştir. Fakat gündüzleri alelekser bodrumun ka pist açıktır. Fakat görünmeden kimsenin geçmek ihtişmli yoktur. Reisin suali üzerine şahit, yangından 10 gün evvel koridordan bir ayak sesi duyduğunu fakat birisinin kendisinin uyuyup uyumadığını kontrol için geldi ğini zannettiği lemiştir. Van der Luhbe'in avukatı, kimin ge lip kendisini kontrol edebileceğini s0r- du. Şahit bunun amirlerinden birisi ola- bileceğini söyledi. Dimitrof, bu hadiseden amirlerini ba ber'lar edip etmediğini sordu, Şahit müs bet corap verdi. reisi sarayma hizmet kapısın. dan pirilebileceğini sövledi. Bekcinin şebadetinden sonra, muhake me mahallinde tetkikat yapmsi üzere tatil edildi. Macarlar da Bekleyorlar Bir gün gelecek, Avrupa- nın bu teh- likeli vaziyeti düzelecek PEŞTE, 19 (A.A.) — Eski Başve- kil M. Bethlen Yolcorai Ujsaj gazete- sinde silâh bırakımı işi hakkında şu beyanatta bulunmuştur: Umumi harpten sonra cebren ka - bul ettirilen sulh muahedeleri mağ - lüp devletlere hiç bir emniyet verme- miştir. Bunlar çok silâhir olan devlet- erin de bulunuyorlar. Şu büyük söz tek - rar edilip durdu : ni bir wevi serbest ganimeti halin- röite bu rahatsızlıktan Gazi Hz. bugün öğleden sonra Macar Başvekilini kabul buyuracaklar ANKARA, 19 (Telefonla) — Macar misafirlerimizi getirecek olan tren yarın sabah dokuz buçukta Ankaraya varacaktır.İstasyon Türk ve Macar bayraklarile donan mış bulunacak ve mutat merasimi askeriye yapılacaktır. Anadolu klübünde Hariciye vekili tarafından misafirler şerefine mahsus bir öğle yemeği verilecektir. Öğleden sonra misafirler reisi cümhur hazretleri tarafından kabul buyrulacaklardır. Akşam yirmi buçukta İsmet Paşa tarafından misafirler şerefine Ankarapalasta bir akşam yemeği verilecek ve bunu bir süvare takip edecektir. Nafia vekili Avrupaya gidiyor ANKARA, 19 (Telefonla) — Nafia vekili Hilmi Beyin tedavi i- çin mezunen Avrapaya gitmesi mu karrerdir. Avdetine kadar Nafia vekâletine Adliye vekili Saraç oğlu Şükrü Bey vekâlet edecektir. Beşinci Tıp kongresi yarın açılıyor İsmet Pş. bir nutuk söyliyecek ANKARA, 19 (Telefonla) — Beşinci Tıp kongresi cumartesi gü- nü on bir buçukta meclis içtima salonunda toplanacaktır. İsmet Paşa bir nutukla kongreyi açacak ve Sıh hiye vekili Refik Bey Türk doktor- larına hoş geldiniz diyecektir. Açılış merasimine Meclis reisi Kâzem Paşa, vekiller, mebuslar ve hükümet erkânı davetlidirler. Öğleden sonraki içtimada maden suları, kaplıçalar ve içmeler hakkında Akil Muhtar Beyin hazırladığı rapor okunacak ve bu mev- zu etrafında diğer tebliğler dinlenecektir. Kongre üç gün devam e- decektir. Bu sene muhtelif sıhhat mevzuları üzerinde hazırlanan etüdlerin yekünu elliyi geçmektedir. Pazar günü Sıhhiye vekâleti tarafından kongre şerefine şehir lokantasında bir çay ziyafeti verilecektir. Kon gre münasebetile meclisin (yeni ilâve edilen kısmında birde sergi açılacaktır. — Yunanistan İsmet Pş. Hz.ile T. Rüştü B. ye Sauveur nişanını ihda etti ANKARA, 19. A. A, Bugün Yunanistan elçisi, Başvekil İsmet Paşa Hazretlerini ve Hari Vekili Tevfik Rüştü Beyfendiyi ayrı ay- rı ziyaret ederek Sauveur nişanının büyük kordonunu takdim etmiştir. Başvekil Paşa Hazretleri ve Hariciye Vekili Beyfendinin Yunan hükümetine teşekkürlerini ve gösterilen itinadan mütevellit tahassüs- lerini beyan ettikten sonra bunları çok kıymetli bir hatıra olarak ai- lelerinde muhafaza edeceklerini ifade ettikleri öğrenilmiştir. MPİ aj , e X « rik konseri dinf2EPENIF tarafından teşyi edil da #eti denilen yoldan yürüyecei Hitler'in yolunu tutsaydı, hedefine va- racak mıydı? Hemen söyliyelim ki bu sualin cevabı birincisinden daha ko- laydır: Strezemann'm siyaseti müva! fak olmuştu, “Harpten “sonra Alman. .ya Avrupada kanün harici bir vazi- yette kalmıştı. o Almanyanın bir çok mıntakaları işgal edilmiş, | Almanya ağır bir tamirat borcu yüklenmiş ve silâhlarından tecrit edilmişti. Streze- mann'ın takip ettiği siyasettir ki Ruhr” iyesile, tamirat borçlarının il- gesile ve Almanyanın Milletler Cemi- yetine girmesile neticelendi. Hattâ geçen kânunuevvelin 11 inci günü Al. manyanın silâh noktasındaki beraber- liği bile tanınmıştı. On ay evvel AL. manyanın bu hakkını tanıyanlar bu- gün ayni hakkı tanımıyorlar. o Hit ler Almanyaya müsavat temin edeme- miştir. Anschluss her ziyade uzaklaşmıştır. Almanya tam bir siyasi yalnızlık içindedir. Her hal. de bu, muvaffakıyetli bir — siyasetin neticesi telâkki edilemez. vE Almanya nereye gidiyor? Bunun'a beraber Hitler hafta arası bu şiddet siyasetinin yeni tecellisi ola» rak üç ehemmiyetli karar vermiştir: ,1 — Reichstag Meclisi (e dağıtıldı. Bir ay sonra yeni intihabat yapılacak. 2 — Almanya #ından çekildi. “| mek kabilinden olan bu hareketi itti haz ediyor, Ancak bu nümayişkâr hareketler Almanyayı hedefine götürecek mi? Çok şüpheli. o Almanya, . İngiltere, Fransa ve Amerikanın müttehit cep: besile karşı karşıya gelmiştir. Rusya eskisi gibi Almanyaya müzahir değil- dir. İtalyanın vaziyeti şüpi ,manya hiç bir zaman şimdi. yalnız kalmamıştır. ... Uzak Şark vaziyeti: Avrupa'da sulh noktasından vazi- yet tehlikelidir. Fakat Uzak Şark'ta tehlike daha büyüktür. Rusya il münasebetler gittik- Şe gerginleşiyor. Rusya, Mançuryada- ki Şarki Çin şimendiferlerini kolaylık. la ellerine geçirmek için Japonlar ta- rafından tertip edilen oyunları mey- dana çıkarmışlardır. Hafta arası. elimi- ze geçen ve Moskovada çıkan Moscow News gazetesinde okuduğumuz vesi- kalardan anlaşılıyor ki Japonlar, Mançuryadaki Rus şimendiferlerini iş” liyemez bir hale getirmek için bir be- hane ile memurları tevkif etmeğe ve bundan sonra da bir takım tedbirler ittihaz etmeğe karar vermişlerdir. Fil- lar üzerine Japonya Harbiye Neza- reti harekete geçmiştir. Japonlar ve. sikaların uydurma © olduğunun il edilmesini ve tarziye verilmesini talep ediyorlar. Ruslar tabii buna yaklaşımı. yor. o Her halde vaziyet gergindir. Rusyanın sulhü muhafaza etmek iste. diği şüphesizdir. Hele esasen kaybe. iş telâleki ın Mançurya şimen- )KIR ÇİÇEĞİ BUR HAN-CAHİT. (İnkılâp Romanı) Kalın duvarlı büyük demir kaj şü rai iyük demir kapı Burası Ermeni itamhanesi idi. — İçeriye girdiğimiz vakit tıpkı bizim Sivastaki mektepte “olduğu gibi yüzle kızm . geniş bir ye- mekhanede konuşa ek yy gördük. sip ivastaki mektep hayatımızı ha- trladım. EK Fakat orası ne sevimli yerdi. Ar- kad la ne kadar canciğer- dik, Hepimizin yeri bell. ii. Her pimiz iri izin huyunu, sevgisi- ni bilirdik. Ayşe ile benim yemek- > en ön masada yerlerimi; kya N markalı, ça- “tallarımız işaretli idi, li Buranın kokusu bile fenadı. Sivastaki kilise gibi günnük ko- — Verdikleri çorbayı içemedim. Ge © tirdikleri yemekler yazımdan geçmedi. Benimle beraber | geler kızlar Olunur. ii hemen oradakilerle arkadaş olu- kadar biye yorgundum ki ia koyacak yer arıyordum. Yemekten sonra hepimizi topla- dılar. Yukarı katta büyük bir sa- londa topladılar. - Kürsüye çıkan bir papas bir şeyler söyledi. Kızlar bir ağızdan ilâhi gibi ae okudular. sonra kadın papaslar kızları yatakhanelere götürdüler, Beni kırk elli yataklı bir koğuşa az türkçe bilen Ermeni kızı ile gö- ep ermenice söyliyorlardı. Kız bana ermenice anlatılama- yan ela türkçe.öğretmeğe çalı- şıyordu . bir tak verdiler. eri ta Dudaklarının üzeri kıllı, fena ba kışlı bir kadın papas çenemi tutup acı acı bir şeyler söyledi, birini an- öğretmek için 191107 | Avrupadaki münasebetleri etmiştir. Son Rusyanın hari- ci" siyaseti, bir aralık Çarlık Ruryasının takip ettiği Uzak Şark siyatetine ben- zemeğe başladı. Hari “Aç ayınm Mançurya yaylâlarında otlamağa gittiği devir.,, Ancak yeni Sövyet devlet a- damlar: ihtiyatla hereket ediyorlar ve Morkovanm nazik siyasetini tedvirde dirayet sümenyeree, * Washington'da İagili; kalılar arasındaki borçlar müzakeresi devam ediyor. Müzakerelerin hangi safhada olduğu malüm değil, “Yalniz. borçlar yu şekilde haline çalışıldığı bildiriliyor: İngilizler Ame- borçlarının defaya üzere götürü bir meblâğ tediyesile tasfiyesini teklif etmişlerdir. Ancak parayı New - York -borsasın- dan borçlanacaklardır. Yani Amerika Hükümetine olan borçlarımı Amerika tebaasına tediye ettirecekler. Kendi- leri de Amerika Hükümetine değil, A- merika tebansma borçlu olacaklardır. Bu suretle hükümet borçları, . hususi borca inlalâp edecek: demektir. Bu teklifle beraber, dolar ve İngiliz tira- sının kıymetlerinde bir istikrar temini de ileri sürüldüğü bildiri'iyor ki Roo- sevel'in buna yaklaşmıyacağı şüphe- sizdir. Amerikada enflâsiyon taraf- tarlarile sağlam para taratarları ara- sındaki mücadele en hâd bir safhasına girdi. Cümhurreisi, sağlam paraya mütemayil görünmekle beraber, her halde henüz dolar kıymetine | istik- rar teminine kadar ileri gitmek istedi- ği anlaşılmıyor. Ahmet ŞUKRU Türkçe bir kelime -söylediğin za- man bir gün aç O kadar bezgin ve ümitsizdim ki cevap bile vermedim. Başımı koyduğum yastıkta ağır bir koku vardı. Sırtımdan cisi dığım gömleği üstüne yaydım. Başımı koyar koymaz kendim- den geçtim. ... Sabah gürültü içinde uyandım. Kızlar kalkmışlar giyiniyorlardı. Mektep hayatma alışık olduğum i- çin hemen toplandım,bilmem neden gözlerim Ayşeyi aradı kendimi Si- vasta bizim mektepte sandım. Kadın papaslar etrafta dolaşı- yor bir çok şeyler söylüyorlardı. Kalabalık ve bir halde alt İm Gürültü arasmda merdivene doğru yürüyorduk ki kolumu, hem de yaralı kem sıktı. Başımı çevirdim.Sarışm,mavi gözlü ben akran bir kız tatlı tatlı le yordu. Başkalarmın işitmesinden on beş gün müsaade veriyor. On- dan sonra beni senden ayıracak. ! olanlar yaz mevsimlerinde rüzgârlar deniz üzerinden gelen ve esen yerlerde ve sahilerde oturmalı- dırlar, Büyükada Dr. ŞUKRU * Ayn on altına tesadüf eden Pazartesi günü Sıhhi Öğütler sütunu nun Deniz tutması “ve tren tutması bahsinde böl bol yemek yemeli yazıl- mıştır. Bunun bol böl yemiş yemeli" Türk nisaiye ve velâdiye cemiyeti toplantısı EM ee e kimleri tarafından teşkil edilen Türk nisaiye ve velâdiye cemiyeti bu sene- bin ilk içtimamı ektederek çalışma tarzları hakkında müzakeratta bu - lunmuştur. Cemiyet azası faaliyetleri- ni tezyit maksadile aylık.bir mecmua çıkarmağa karar vermişlerdir. Her za man himaye ve muavenetini - gördük- leri Sıhhat ve içtimai muavenet vekili Prof. Dr. Refik Beyefindiyi riyaseti fah- riyeye müttefikan tihap-etrniş!, dir. Bundan sonra idare heyeti habına geçilerek birinci rel Dr. Kenan Tevfik, ikinci reisliğe mu- âlim Dr. Fuat Fehim, kâtibi umumili- ğe Dr. Ahmet Asım Beyler seçilmiş - tir. Cemiyet ber ay içtima ederek ka- dın hekimlerimizi alâkadar eden fen- ni mevzular üzerinde müzakeratta bu lunacaktır. . korkar gibi yavaşça mırıldandı: — Kardeşim sen de Türk mü- sün? Aman yarabbi, ne işitiyordum. Ne zamandanberi hasretini çek- tiğim yumuşak 6es. Sevincimden kızın boynuna sarılacaktım. Bana süratle bir işaret verdi, çekinmesi- * nin sebebini anladım. Yavaşça ce m e vap verdim. —— Türisüm: kardeşim, Beni be- rakma Allah aşkma, Bir papas' kadm üç adım önü- müzde merdiveni iniyordu. Onu göstererek fısıldadı: — Belli etme, ben seni gelir bu- urum, Ya ein ayrıldı. am vaktinde ayrılmış,sçünkü türkçe.bilen ermeni kızı da yanı- ma sokulmuştu. Bana: — Artık ermenice konuşacağız. Marabet öyle söyledi. Yoksa ceza var, üzadım, Göremedim. Çok kalaba, Çaydan sonra Marabet yanıma ler. Çanakkaleden buraya gelip saya geçen bu uzak memleket | gençli- ğinin de yalnız başlarına vapura bin- | meleri, kendilerini pek meyus etti zan ediyoruz. Futbol federasyonu tara - fından idare edilen bu maçların daha simdiden pek meşesiz geçmesi hakika ten teessüfe değer. Fenerbahçs kafilesi şunlardân mü- rekkeptir: Hüsamettin, Fazıl, Yaşar, Esat, ri, Muzaffer, Zeki, 5 yat olarak Ekrem, Lebip, Necdet Beylerle antrenör Her .Şovenin ve idareci Kemal Beylerdir. Müthiş bir boks maçı ROMA, 19. A. A, — Pazar günü Sie“ | na meydanında boksör Paolina ile Kar nern arasında yapılacak karşılaşma çok «büyük bir merak ve alâka uyandırmak. tadır, Daha şimdiden altmış bin Bilet sa Gazeteler bu iki şampiyon hakkında uzun tafsilât irler. Mesut bir evlenme Merhum mühendis Zühtü Beyefen- dinin kerimeleri Süzan Hanımla sabık yalilerden Aziz Nami Beyin mahdu - mu Enver Aziz Beyin nikâh merasim- leri dün Beyoğlu evlenme dairesinde ve düğünleri de gece Park otelinde yapılmıştır. Gerek nikâh in de ve gerek düğünde bir çok mümtaz hanım ve beyler davetli olarak bu - lunmuşlardır. Yeni evlileri tebrik ve «bedi seadetler temenni ederiz. geldi. Bir çok şeyler söyledi. Kız anlattı. Şimdi beni smıfa verecek- * lermiş. Ermenicem kuvvetlenince- ye kadar elişleri, musiki derslerine bir çok'kemanlar, başka çalgılar asılı bir salona götürdüler. Sevincimden haykırdım: — A, burada! Türk kızı orada idi, bir kaç kızla beraber notaları karıştırıyordu. Benim feryadımı duyunca başını çevirdi, fakat yanımda Marabeti görünce de tekrar notaların üzeri- ne kapandı. Hatamı anlamıştım. Bereket ötekiler bir şey hisset- mediler, Marabet beni sivri ak sakallı, gözlüklü bir ihtiyara götürdü. Bir şeyler söyledi. İhtiyar bana bir no- ta gösterdi. - Bilip bilmediğimi anlamak isti- — Sivasta musiki muallimimiz Edi- be Hanım bize nota ve hattâ biraz piyano öğretmişti. Notayı okudum. çalebildi İhtiyar saçlarımı okşadı ve Türk- ge: | söselerae anımı aieyee 7 RAG, dis m. 18,06: Kuater ke: aganni, Armavutca . meşri : Yabaner lisanla haberler. 21: PİK. 22,20: Müsahabe. — Askeri konser, BÜKRES, ss4m. 18: Orkestra. 20,45: Plik ile | Verdi'ni musikisi, 22,15: Konferanı. 231 Haberler. -| Dans musikisi. gtlilliyet Asrm ümdesi “MİLLİYET” tir, ÜNKU HAVA askeri rarat merkerinden al- Düm hava tazyiki 788 milimetre, fazla urcaklık Zi, em ar 5 Herece kayt edilmiştir. rışmıştı. İhtiyar musiki muallim piyano çalıyor, öteki piyanoda bi kız ona uymağa çalışıyordu. Türk kızı bunu fırsat buldu. Bi, nota defterini » açmış, geldi, oturdu, notaları (o okur yüzüne tutarak bana iğildi. — Şimdi rahat konuşabiliriz. — adın ne? — Asıl adım Fatma. Trabzonlı EM fakat burada Takühi diyor r. —Benim adım.Çiçek, bana da Si ranuş ismi verdiler. Ne zamandan) beri buradasm. — Bir Be fazla. Amma neler çektim bilmezsin kardeşim. Gün- lerce aç bıraktılar, dayak attılar, zorla ermenice öğreniyorum. Piyanoların gürültüsünden kim- —Başka Türk kızı yok mu? — Ben geldiğim zaman vardı. Başka yere yolladılar, belki sen gel din diye beni de gönderecekler. — Peki bizi niçin burada tutu- yorlar. Biz Türküz. A v (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: