15 Şubat 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

15 Şubat 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gene İtalya - Habeşistan el ei talya ile Habeşistan arasında i dünya barışı için tehlikeli gö- rünen bir mesele daha çıktı. Daha doğrusu Italya bir mesele daha çıkar- dı. Bu mesele de son aylar içinde çı- karılan meselelere benziyor. İki mem- leket hudutlarına yakın Ki yerde “ ıma olmuş. İtalya tebansından beş Piker - yerli askerler demek olacak - ölmüş. İtalya şimdi Valval hâdisesi abeşistandan tazminat ve tarziye i, Bi kuvvetle takviye etmek i Ur ki iki fırka askeri de silâh altna almışlar. Bu hudut hâdiselerini Habeşistanın kasden çıkarmak isteyeceğine ihtimal vermek güçtür. Bunların herhangi bir zühül eseri olarak kendiliklerinden çıktığına inanmak ta kolay değildir. Birkaç ay içinde arkasr sıra biribirini takip etmeleri ve İtalyanm Habeşis - tanr her defasinda da tarziye ve taz- minat talebi karşısında bırakması bur ın bir maksatla ihdas edil ile İtalyanın çarsfi ve tazminat talepler t şu olsa gerektir: le Habeşistan arasındaki hu- olarak çizilmemiştir. Bu hu- izilmesine başlanacaktır. Ital- ya bu vesile ile Habeş topraklarından büyük parçalar koparmak istiyor. Bunun için muhtelif yerlerde Habeş toprakları içine doğru yürümüştür. İnbeşler buna mâni olmak istiyorlar ve çarpışmalar oluyor. İtalyanın çar- pışmalardan sonra tarziye istemesine sebep, bu tarziyenin verilmesi, müsa- deme yapılan yerin İtalyaya ait oldu- ğunun zımni olarak tanınması olacaktır. Yani Italy, peşinde değil, topral tan da biliyor ki tarziye verdiği daki- kada çarpışmanm yapıldığı tepri İtalyaya ait oldı kal İncaktır. Bunu ir ki Cemiyetine götürmek istiyor. ii kü italya - Habeş mücadelesi, bir ta- raftan İtalyanın Haboşistandan tarzi- ye koparması, öte yandan da Habeşis- tanm tarziye vermiyerek | işi Uluslar Derneğine götürmesi etrafında bir uğ- raşmadır. Londra görüşmeleri ondra görüşmeleri üzerinden geçen bir hafta İngiliz ve Fransız nâzırları arasmdaki anlaşma yı daha ziyade tenvir etmiştir. Görüş- meler dört parçaya ayrılabilir: Once Uluslar Derneğinin ve faydan üzerinde mütabakat hü ol muştur. İngiltere ve Fransanın Ulus - lar derneğine kartı ötedenberi takip ettikleri siyasa malüm olduğuna göre, şimdi bunun lüzum ve faydasını tek - rar etmek mânasız gibi görülebilir. Hakikat şudur ki bu kurumun lüzum ve faydasını tekrarlamak dilile Almanyayı oraya iltihaka davet etmek demektir. Tebliğde bütün dev- etlerin Uluslar Derneği etrafında top- landıkları söylenmetkedir. Ve Alman- ya da bundan — istima © edilmiyor. Bu Almanya'nın dernek dışında kal dığı balde Sar işinde | dernekle ek Görliği yapmış olman dolayı sile olacaktır. o Herhalde © Londrada yapılan birinci iş, Uluslar Derneği st - yasasmı takviye etmektir. Roma protokolü ve Ingilte; kinci mesele Roma protokolü, yani Avusturyanın istiklâli me- selesidir. İngiltere Avusturyanın istik- lâlini muhafazaya taraftar olduğunu bir defa daha tekrar muhafı Boktasnda şu kadar ileri gidebilecek” tir: imamla mağ tehlikeye dü - şecek olursa, almacak tedbirleri — Mükemmel... Süleymana 80- dim,, der. Nazmi beye sorar dim,, der. Nezmi b beye sorar- sın “Süleyman beyindir efendim., der. Nasıl | çıkacağız bu işin için- den? Genç son derece ciddi bir tavır. ”— Çok kolay halledilebilir bu iş.. deli — Süleymanı buraya çağırırsı- nız. Yüzleştiriliriz. Hem efendim bu çantanın içinde ne olduğunu ba- na söyler misiniz? o Acaba bunda Süleyman beyin casusluk ile itham edilmesine sebeb olan vesikalar mı var? — Bak ne iyi biliyorsunuz.. He- le şu Süleymanı bir çağıralım ba- kalım, Porelsiz zile be sti. > da b devletlerle birlikte müzakere edecek- tir. Yani istişare etmek için anlaşma. or ki İngiltere bu noktada pek ileri gitmiyor. Çünkü böyle istişare hbüt esasen mevcut idi. Şim- ir dofa daha teyit ediliyor. Şu- nu da söyliyelim ki bir devletin her- hangi bir vaziyette istişare edeceğim demesi hiç bir mâna ifade otmoz. Fransızların dediği gibi, bir devlet için istişareye hâzırım demek hiç bir şey söylememektir. ... Emniyet ve Silâhsızlanma çüncü madde Almanyanın si- Tâhlanması meselesidir. Teb - liğde yalnız deniliyor ki silâhsızlan - ma mukaveleleri bir taraflı olarak bozulamaz. Ancak malüm olan for - mül dahilinde Versailles muahedesi - nin Almanyayı silâhsızlandıran beşin- ci kısmının kaldırılmasına muvafakat edilecektir. Bu formül de cemniyet inde silâh müsavatı» gibi politikayı izahtan ziya - de muammaya benzeyen bir formül « dür. Şumu söyliyelim ki bu emniyet müzavatı içinde silâh müsavalını Lat bik etmekten daha güç bir şey & vur edilemez. Ve bunun tatbikr geçtikçe müşkülleşiyor. Bugün her ta- rafta öyle itimatazlık havası vardır ki her devlet kendini âni taarruza uğ- ramak tehlikesinde görüyor. Sovyet - lerin yedinci kongresinde Milli Mü. fan Müsteşarı Tuhaçefeki bu sızlık havası içinde Rusyanın hazırlık: larını anlatmış ve Sovyetlerin bir mil- yona yakın askerleri olduğunu bildirmiş- ti. Şimdi Almanlar bunu ele almışlar, silâhlarını arttırmak noktasından al In havsalaya sığmıyacak © talepler ile- ri sürmektedirler. Görünüyor ki Al - manya artık Fransa ile müsavata da razı olmayacaktır. Çünkü Fransanm birtakım kombinezonlarla artık emni- yetini elde ettiğini, halbuki Almanya» nın şarkta tehlikelerle o karştlaştığı. Da idin etmektedir. Ve'hasıl Fransa, Almanya münasebetlerinin mihveri olan bu silâhsızlanma ve emniyet meselesi en çetin işlerden biridir. Hava anlaşması onuncu olarak Londrada gö- rüşülen iş, Garpte bir hava anlaşmasıdır. Londra görüşmelerinin en müsbet anlaşması da budur. İn - giltere, Fransa, Belçika, Italya ve Al- manya, yani Lokarnoyu imza devletler arasında biribi cumlarına karşı korumak için bi : lâf, Bu itilâf Lokarno mukavelelerini tamamlıyor ve daha mütekabil bir ha- le koyuyor. Bu noktadan: Şimdiye ka- dar Ingiltere, Fransız ve Alman hu - dudunu tecavüze karşı kefalet altına almıtşı, Yani Fransaya karşı Alman- yayı, Almanyaya karşı Fransayı. An- cak Ingiltere toprakları bu devletler tarafından kefalet altma alm. mamıştı. Çünkü İngiltere denizlere hâ kim oldukça ve tayyare tehlikesi de belirmedikçe böyle bir zaruret mey » dana gelemezdi. Şimdi İngiliz toprakların masuni- yeti de kefalet altına alınmaktadır. Ancak Londra görüşlerinde bir mu kavele imzalanmış değildir. Alâkadar devletlerin bir mukavele imzalamağa daveti kararlaştırılmıştır. ... Almanya ne A öp verecek? Y UZ ukardaki izahian anlapla “eği üzere herşey Almanya - nn bu anlaşmağa karşı nasıl bir siya» Cevap bir haf- tadan evvel verilemez gibi görünüyer. Ancak Almanyadaki umumi intiba çok müyor. Deniliyor ki Lon- lerinin neticeleri Alm, yaya bir ültmatem şeklinde tebii dilmiştir. Almanya emri vâki karşı sında bırakılmak isteniyor. Sonra ikin- N.Zui Şahap liren polise emretti: — Şaşıyı getir! ir dakika sonra Süleyman göz- lüğünü düzelterek odaya giriyor. du. Kör müstantik, şaşı mazhuna sordu: — Efendi! Bu çantanın kime aid em e misiniz? yman Nazmiye yan gözle ba karak kekeledi;. | “© — ve değildir efendim... — Söylesen « e canım? — Onun da... değil efendim. — Hoppala! az evvel çantanın Nazmi beye aid olduğunu söyleyen sen değil miydin? Nazmi, onun tavrını o beğenme- mişti. Herif inkâr ediyordu. De mek ki yalan söylüyordu. Veya ya- lan söylemesinden an'aşılıyordu ki | beet neksağlam ayakkabım da Eski kurt - kuzu masal- larının gerçek oluşu... Cenevre Afrikaya çok uzaktır. Tek gözlüklü diplomatlar ise, uza- ğı pek seçemezler. Italya ve Habeş, görünüşe bakı- lırsa, karşı karşıya kaldılar. Kurt- la kuzu, tilki ile karga arslanla ö- küz masallarını, yirminci yüz yılda- ki insanlar yeniden yaşatacaklar. Yeryüzünün, beş bin yıl önceki yer; den kalır yeri olmadığı besbelli. Çünkü, hep o; türe, hep © gidiş. Güçlülerden (o güçsüzlere aman yok. Avcı, kendine av arayor. Habeş zeytini dalında, Italyanın ağzını sulandırdı. Onu uzanıp kopa racak. Boyu, yetişib yetişmiyeceği- ni şimdilik düşünmüyor. Zengin toprakların kokusunu a- cıkmış uluslar ülke aşır: yerlerden alırlar; Roma başbuğu, Habeş dağların- daki kırçiçeklerinden başının üs - tüne tac geçirmek istiyor. Bu kır- çiçekleri içinde, diken olub batan- ları, ısırgan olub tsıranları, ağu 0- lub öldürenleri yok mu? Birtakım ancak uzaktan bakıldığı El değilir değilmez; o güzellik. leri gider. Bizim de vaktile, çiçek- lerimize el atanlar olmuştu. Her çiçeğimizin dimdik kaba- rıb bir kırbaç gibi havada şakladığı nt, bir tokat gibi koparmağa gelen- lerin suratında şakladığını gördü- ler, Bir ulus, ne kadar geri, ne kadar bilgisiz olursa olsun, her vakit, ko- lay yutulur bir lokma değildir. Çiğnerken, dişleri kırabilir. Salâhaddin GÜNGÖR ——— ci bir tenkit noktası da şudur ki Lon- dra görüşmelerinde ve burada v len kararlarda Almanyanın değil, başka devletlerin işleri & de tutulmuştur. Bu anlaşmalar içinde Almanya tâli bir devlet gibi tutul nutulmamalıdır. ki çok taraflı mukavelelere kaçınmış, iki taraflı mukaveleler ak - dini tercih etmiştir. Bunun içindir ki Londra görüşmelerile ileri sürülen teklif Almanyanın ana sıyasasına uy» gun gelmiyor. Ancak Almanların ne ge verecekleri henüz belli değil - lir. i.e Rusya - Amerika ovyot Rusya ile Amerika arasnda- ki münasebetlerin iadesinden de- sevine duyanlar, hafta arası bu mebetlerin girdiği safhadan dolayı teessür duyacaklardır. İki devlet arasm- daki münasebetter inde edileli, beş yüz milyon dolara baliğ olan eski borçların ödenmesi ctrafında gör meler yapılıyordu. Rusya borçları demeğe razı, Ancak mukabilinde uzun vadeli istikraz yapmak istiyor. Ameri- ar da buna razı değiller. Belki kı. sa vas ile para vermeğe razı olacak- lar. Bu yüzden müzakereler ke. Idi ve rika Moskevadaki ticaret mümes- peri çekti. Konsolosluğunu da ilga etti. Bu, ticaret münasebetlerinin kesilmesi demektir ki siyasi münase- betler mesi tabiidir. Bu vaziyetten en çok memnun olan Japonya ile Almanya- lir, A. Şükrü ESMER benzemiyordu. Desenize ki malın gözüne çatmış. Sinirli lendi sahi bilmesi lâzımdır. Bu çan ta Küşçalıdanberi beraberimizde idi; ve oteldeki odamızda bulun- muştur, Herhalde ikimizden birine aid olması lâzımdır. Acaba bana aid değildir demekle bu çantanm benim çantam olduğunu mu söyle- mek istiyorlar? Süleyman yarı mütereddid, ya- rı çekingen; — Hayır. — dedi — Böyle de- mek istemiyorum. Fakat bu çanta benim değil. Müstantiğin yüzünde gene o alay k gülümseme belirmişti. Kâtibine; Yaz! — diye bağırdı — çan- tanım her ikisine birden aid olduğu tahkikat neticesinden anlaşılmış- tır. Sonra Nazmiye döndü: Kuşçalı kumandanı Ih- malümatına (omüracaat iz. Dün Kan- r tezkere aldık, İhsan beyin İ ingiliz süvarilerile yapılan bir mü. sademede yaralandığı ve esir edi- lesek götürüldüğü İzmit kasabasin- da kuvayı inzıbatiye tarafından kurşuna GiziLğiği bildirilmektedir. lar. Fakat uzun vadeye yanaşmıyor. | irli söy- İ leyman beyin bu çantanın T 183 Oz Türkçe ile Bilmecemiz Geçen defaki bilmecsmizi doğru halleden: ler arasında çekti Hediyelerini almaları kendilerinden rica 9- lunur Ceçen defaki bilmecemi- zin halledilmiş şekli 2234567891011 vin boş hanelerin “Müliyet Bilmece memurluğuna, gönderi çekiyor ve karananlara hediyeler veriyoru, Müddet; Pazartesi günü akşama kadardır. Yeni tilmecemiz 24567 1910911 ——KJAWRENM SOLDAN SAĞA i 1 — Ahwenin 6, Gurup 4, 2 — latifam 2, Vatan 4, Asmaktan emir 2, 3 — Valide 4. 4 — Derdest etmek 9, 5 — Hasıl olmak 5, Beyaz 2, 6 — Kurmuze 2, Emmekten emir 2, 7 — Duman İskesi 2, Fak B — Arka 3, Komşu bir devlet 4, 9 — Yama 2, Nota 2, Eamekten emir 2, 10 — Ham üzüm 5, Yet 2, TI — Nota 2, Çok değil 2, Hücum &; YUKARDAN AŞAĞI » 4 — Nüzel 4, İstek 5, 2 — Hatilham 2, Nota 2, Ateş 3, 3 — İsim 2, Nota 2, 4 — Könki 8, 8 — Yer altı şimendiferi 5, Kemer 4, 6 — İrsal etmek 7, 7 — Çocuk yemeği 4 Genişlik 2, Çocuk oyuncağı 5, Kirli 3, ir mayın 3, Yama 2, Uzak midas 2, 11 — Nemli 5, Asrin ümdesi “ MİLLİYET” tör ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye içim Maris işin LK. a 79 “ vrrak geri yarilmazm Mü kuruş LİNDBERG'in ÇOCUĞU:“k Amerika'nın en büyük derdi mecburiyeti bununla uğraşıyor Bu hâdiseyi ancak bazı kanun! isimleri değişmiş olarak gösteren müthiş film. Çocuğumu Çaldılar Insanı heyecanla coşturan, Fransızca sözlü Paramount büyük film. Eugün İ P E K sinemasında -saat | | da tenzilâtlı matin? Bugünkü program ISTANBUL: 12,30: Karışık musiki plâk. 18: Otel Tokutliyandan nakil çay saati, telsiz caz orkestrası. 19,20: Çocuk santi: Hikâye- ler, 19,30: Habörler. 20: Tıb o fakültesi deri ve frengi hastalıkları seririyatı pro- fesörü doktor Hulüsi Behçet tarafından konferans, frengi neden ayıp görülür. Frenginin gizli tutulması neden âdet ol- muştur, Tabiatta ayıp denilen hastalık var mıdır.? 220,30: Havayan kitar orkes trası; Siret ve arkadaşları 21: Keman 60- lo; Nejat. 21,20: Son (haberler. 21,30: Radyo orkestrası, 22, Radyo caz ve tan- go orkestraları. 175 Kia. MOSKOVA, İTlA m. 1780: Sözler. 18,30: Kemlorduya mahsus program. 180: Beyaz Rus şarkılarından, 71: Karışık konser. 22; Çekçe meyriyat, 23,06, İn gilizce neşriyat. 24/05: Almanca neşriyat. 852 Kh. MOSKOVA, (Stalin) 36 m. Göö Ki BELGRAD, 1830: Dans. 20: Sözler. 20,05: Reklâm, plik. 20,30: Ulusal © neşriyat. Zi: Zagrepten makil, 23: Son haberler. — Kahvehaneden konser nakli, Kb. PRAG, İTO m. 16, Beline radyo orl artet konseri, 18» Zirmat. 19, ağ Talan ge yeri tarkıları. 20,30: Beki Prağın balo balo musiki» Sine Yü06: Plâk. 2030: Spor baki e Zi,18ı Ulusal geşriyat. 22: “Das | ieiehte Giück., elle neşeli skeç. 2320: Haber- ler, spor. 23,40: Gece konseri, 545 Kh. BUDAPEŞTE, 550 18,30; Selen orkertrası. 19; Stenografi der- 4. 20,05: Sözler. 20,0: O Oparada verilecek temsili nakil, 23,30; Çingene orkestrası, 24,10: Fransızca aylı haber icmali. 1.05: Son haber li Bugün matine 14,30 da aş TEPEBAŞINDA Ba Beli! ŞEHİR ŞehirTiyafrosu © TİYATROSU TN 1 6-2.935 çarşamba | günü e Saat. UNUTULAN ADAM 6 Tablo Yazan: NAZIM HIKMET 1029 Fransız Tiyatrosunda Bugün matine 14,30 da DELİ DOLU opereti oynayacaktır. 812 Evlenme İş limited: şirketi | kontrol? Bay Vehbi Turhan ile Bergam3 rafından Bay Ali Rızanın kızı Bi yan Ayşenin © düğünleri b Bergamada sevgilileri arasında pıldığını duyduk güzet günler leriz. Askeri Kayıtlarını yeniletmiyeiği Beyoğlu askerlik şubesinden Beyoğlu askerlik şubesinde mevcut olduğu halde son bir kaç zarfında müracaat etmemeleri via den ahval ve vaziyetleri meçhul bulunan ihtiyat zabitan ve askeri larının behemehal 935 senesi mart yetine kadar nufus hüviyet cüzdan! askeri vesikaları ve 4 adet vesika fet vaflarile birlikte şubeye | müracamt 1076 No. lu kanunun tatbikatına alt limatın 54 cü maddesine tevfikan olunur. Osmanlı bankası , İLAN e 3 Faizli, 1886 ve 1903 tarihli SIR CREDİT FONCİER tahvi 1 Mart 1935 de yapılacak amorti Tişinde başa baş ödenmesi is karşı Osmanlı Bankası Galata m ile Yenicami ve Beyoğlu şubeleri fından pek eyi şartlarla sigorta ceği, mezkür tahvil hamillerinin mu olmak üzre ilân olunur. (897) Deniz yolla vaz ik ei CUMARTESİ pi | saat 19 da İzmire kadar, gi MERSİN YOLU KONYA vapuru 17 Şubat PAZAR günü saat onda sine kadar. (769) VATAN vapuru 17 Şubsf PAZAR günü saat 20 de Riz ye kadar. (767) ferlerinin yeniden teessüsüt 2 ve3 No.lı Semplon Şark ire riyle 8 ve 8 No, hı Avrupa trenlerinin normal seyrü seferleri 14 # bat 1935 perşembe günü 8 No. kı AY pa Posta treninden itibaren yem” teessüs etmiştir. “A,, treni 14 şube “B,, treni 15 şubat 1935 tarihinden © baren lâğvedilmişlerdir. İstanbul, 14 Şubat 19” MÜDÜRİYET Binnünaliy onun ilk ihbaratile iktifa etmeğe mecburuz. — Yani? — ihsan bey Süleymanm Istan- bul hükümetine casusluk ettiğini ve bu cürmünü isbat edecek vesikala- rın yanındaki çantada bulunabile- ceğini bildirmişti. Otelde odanızda yapılan araştırma bu iddiayı isbat etmiş bulunuyor. Ve çantayı açıb küçük bir şişe çıkardı: — İşte kullandığınız :kkeb.. El ayası kadar küçücük bir kâği- da birtakım harfler ve rakamlar yazılmıştı; — İşte şifre anahtarınız... Sonra çantayı dolduran kâğıtla- avuçlayıb masa üstüne yaydı; — Bunlar da, beheri bin casus kurşuna dizdirecek derecede mü- him vesikalar. İstanbuldaki hainle- rin dağıttıkları fetvalar ( vesaire, Binaenaleyh . Nazmi ayağını şiddetle yere vu- rarak onun sözünü kesti: — Durunuz.... Bunların hepsi doğ ru olabilir. Fakat benim bu çanta i- le hiçbir alâkam yoktur. —Beni nasıl temin edebilirsi- niz? — Yemin .derim. — Bu işlerde ii sökmez... | gizli mü rel | rn Sizin kurtulmanız için bir tek çare vardır. Süleyman efe çanta yalnız benimdir, Nasıl Süleyman efendi... kabul e- diyor musunuz? — Haaaş... şan! O anda, odanın içinde, dört du- vara birden birer kırbaç indirilmiş gibi bir ses işitildi. Süleyman sen- deliyerek geriledi ve yıkılmamak için iki elile ortadaki £ koltuğa tu- tundu. Fakat koltuk ta onu tutama- dı ikisi birlikte yere düştüler: , Nazmi gerinmiş, gerinmiş ve e- ile herifin ağzına, burnu- in kuvvetile bir tokat indiri- vermişti. Müstantik derhal zile bastı ve son derece abus bir suratla, odaya giren polise genci gösterdi; — Bunu götürünüz... Kudurmuş gibiydi. Kendisini ca- suslukla itham etmeğe bu müstan- çiğin ağzı varabiliyordu ha? O. Nazmi Şehab... o bir casus olacaktı öyle mi? Oki Beyoğlunun göbeğin- de, bütün Beyoğlundan bir dayak yemiş ve aylarca tedavi edildikten sonra ayak üstünde durabilmişti. O ki nz «orbitolarının geldiği gün İstanbulan içinde en derin a- adam olmuştu. Oki ye zetesine ip er ad hareketlerine, bir İstanbullu kazandırmak endişesile titi yazmış, gizli çalışanlarla silik kaçanlar çalışmış, p etmiş ve dilini, ge ” kahvede, gazinoda, matb. yi her yerde bu kozun lehine bir gibi kullanmıştı. Bu Nazmi 9 bir casus olacaktı ha? Ine kor, hareki ları için husünt muhabir ve Anadoluya göndermi K Odasında, getirilen m sürmeden, soyunmadan, W yüzünü yıkamadan tam bir çukurlarına batmı$, parmak uzamıştı. Bir dl yam üntünde otururken oğruldu; — Buldum! — diye bağ Tamam. va sa kapısını yum ğa adı; — Polis efendi! polis Di Nöbetçi polis dışarıdan — Ne var? —Ben Düz. de — Oradan çağırmaları — Mühim bir şey şeri

Bu sayıdan diğer sayfalar: