3 Ağustos 1952 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAYFA: 2 MİL LİYET BLAĞUSTOS 1952 MAKALE Sultan Âzi hakkında Midhat Paşa- nın fe'villi İsmail Hami DANİŞMEND Aziz'in öldürülmüş olduğu- 'nu gösteren delillerden bah- sederken bunların intihar delillerinden daha kuvvetli olduğunu söylemiştim kuvvetli deliller Sadr-ra' zam — Mütercim-Rüşdi ve Midhat Paşaların te'villi tiraflarında gösterilel bilhassa Midhat Paşa'nın bu gibi itiraflarından baş- ka bir takım tenâkuzları bile vardıı 1 — Sultan Aziz'in mu- hâfazası Sersasker Hüseya Avni ve Bahriye nâzırı Kayserili-Ahmed Paşalara avâle edilmiş olduğu için, vak'adan beş sene sonra Midhat Paşa Yıldız mah kemesinde muhâkeme cdil mek üzere İzmir'den İstan- bul'a getirilirken Vapur - daki ilk istintâkında ihi yatlı ve te'villi bir itirafta bulunarak — AbdübAziz merhu - mun emr-i muhâfazası Av ni Paşa ile Kayserili-Ah - med Paşaya muhavveldir. ve mâüdemki madde-i katli kendi eser-i fi'li olmayup yedi âharla vuku'bulmuş- tur. bunun elbette müşâ- rünileyhimânın — tertibiyle yapılmış olacağı vâzıih ve üşikârdır! demiş vo bu suretle katli kabul ederek mes'uliyyeti © zaman her ikisi de ölmüş olan asker arkadaşiarına yüklemek istemiştir. 2 — Halbuki Sultan A- viz'in katline bizzat Mid- hat Paşa da taraftardır ve hattâ kendisine isnâd edi- âyet ortaklığı ile her ense iftihar bile eti Hâtırâtını ismindeki n 216 ncı sahifesi de Yıldız mahkemesinin ilk iden bahse başlar - lere işte şöyle b ettiğini bizzat kendi- Si anlatır; — lbtidâ CenâbarHakk'a hamd:ü-sükr ederim ki böy le bir muhâkemeye da'vet olunmaklığım ahlâk zâibi insâniyyeyi lekedâr edecek sirkat ve irtikâlrı Tüşvet ve ifsâd-ı memleket misillü bir töhmete mebni olmayup sahih olsa bile gayret-i milliyye ve ha miyyet-i vataniyyeden mün bais olmak iktizâ eder bir madde içündür! Tahtından / indirildikten sonra hapsedilmiş ve beş yüz askerle kordon lti alınmış müdüfaasız ve âciz tir! hayret) bir mevkulun — katli ne aÖayret-i milliyye» ile. ne de «Humiyye ile zerre kadar al, de şahsi ihtirasların « Va: terüncle- tin ve «Millet» rivle süslen rihlen itibaren âdet olme ya başlamıştır. 3 — Gene Milhat ııım. 'den İstanbul': kında vak'a £i sarayına giderken: «Hâkanı müşârül muhâfazası pek müşkil ve iz'in katli itirafları ci Fahri Bey'le iki harem> ağasından intihar rivayeti- ni dinleyip hakikat diye ka- bul edivermekle iktifâ mişlerdir: Midhat P: tırâtının ismindeki 172 nci sahifesinde «Ta kat içün her ne lâzım ise yapılmış olduğundan » balı- settiği halde, (Mir'ât-ı ha; ret) ismindeki ikinci ci nin 220 nci sahifesinde ken- dikendini nakzederek; «Fahri Bey'in iki Arap hadım ile birlikte vuku" bulan takrir-ü-ifâdesi ta- mamiyle tabiat-i hâl-ü-mas- lahata muvâfık - olduğun- dan ve diğer taraftan mer- humun hâb-i irtihâliyle yü- kedder olan Vâlide-Su(an ile Kadın-Efendilerin - bu madde icün isticvâb edil- meleri dahi münâsip görül- memiş idüğünden umum yükelâ bu derece ma'lümât ile iktifâ etmiş» olduğunu itirâf etmektedir! Sultan Aziz'in ne âile ef- rTâdından. ne de — mik yüzleri bulan saraylılarıyla câriyelerinden h sorulmamıştır: Abdurrahman Şeref'e göre câriyeler - hep şehâdetten bahsedin «İntihâra aslâ kanil değiller» dir! On do- kuz doktora imzâ ettisilen meşhür raporü / karakola gelip okuyunca tatminkâr bulmadığını bizzat itirâf et- miş olan Midhât Paşa'nın bu şüphesine rağmen diğer vükelâ ile beraber süküt edip — tahkikat — talebinde lunmaması her halde le- e kaydedilecek bir nok- hi ta değildir. ultan Aziz'in zâhi- fazasına ve haki- Cezâyirli ve Yozgadlı Mus- tafalarla Boyabadlı. Mo med'e yüzer altın aşlık 1 2-3 lira aylıklı korucu makule- E ei 'al maaşı bağlan - ması kanlı vazifelerinin en mühim delillerinden sayı: lir: O zamanın yüz altın li- bu zamanın bes bin rasına yakın bir pa- Fevkalâde bir sebep olmadan — öyle adaml böyle aylıklar nasıl bağla- nabilir? Midhat Pasa İz- mir'den İstanbul'a getirilji ken vapurdaki istintükın- da bunların «Ne ma ni ve ne de şahis ve larını> bilmediğinden bah- sedip inkâr etmişse de son- radan — yazdığı — (Mir'at-ı hayret) in 56-57 nci sahife- lei diğinden bahsederek ken- dikendini nukzetmisti radır! Sultan Aziz'in intihâr et- öldürülmüş olduğu- nu gösteren delillerin tet- ine yarınki yazımda da devam edeceği Şişli - Maçka tramvayları Tecrübe —mahiyelinde olmak üzere iki hattan tramvaylar kaldırılıyor Beyoğlu İstiklâl — caddesinde sık sık vukua gelen seyrüsefer tıkanıklıklarını — önlemek — için cezri tedbirler almak — lüzümu hasıl olduğundan 6 ncı şube, E.T. T. müdürlükleri bu mevzuda te- şebbüse geçmişlerdir. Bu arada ilk tedbir olarak Şişli - Tünel ve Maçka - Tünel tramvayla- rının tecrübe — mahiyetinde ol mak üzere bir müddet için kal- dırılması — kararlaştırılmıştır. Kaldırılan — tramvay — arabaları yerine otobüs seferleri ihdas e- dilecektir. Kararın tatbikine ya- " yın sabahtan itibaren - başlana- caktır. Bu tedbirlerin iyi netice- ler vereceği tahmi nolunmakta- dir. Diğer taraftan Sirkeci ile Be- bek arasında işletilmekte olan otobüslerin de yarından iitbaren Emirgâna kadar uzatılması ka rarlaştırılmıştır. Keaaş Garip bir adam şehrimize geldi Dün sehrimize. sı Dostluk Cemiyetine mensun üç kişilik bir grup gelmiştir. Bunlar Türkiyede bir müd: det kalarak muhtelif şehirleri gezecekler ve konferanslar ve- receklerdir. Bu heyet azasından Mr. Deug las Trevillion Watson adında- ki üye ipnotizma ile sancısız m yaptıran bir mütehas- sıs olduğunu iddia etmektedir. Hekimlik diploması bulunmu yan bu zat da, sistemi etrafın- da muhtelif konferanslar vere- ceğini söylemektedir. Eyüp evlenme — memurluğu dün - faaliyete — geçti Eyüp ilçesinde oturanların nikâh muameleleri şimdiye ka- dar Fatih Evlendirme Memur- luğunda görülmekteydi. E lülerin bu yüzden çektikleri sı kıntılar ve parti kongrelerinde ileri sürülen bu yoldaki temen- niler gözönünde tutularak E- yüpte de bir evlendirme me - murluğu ihdas edilmiştir. Bu işe eski Halkevi binası tahsis edilmiş ve memurluk dün saat 12 den itibaren faaliyete gec- miştir. lletlerara- evlendirme — memuru 'apılan töreni müteakıp 14 çiftin nikâhını kıymıştır. Türkiye Sınai Kalkınma Banka- sı ve balıkçı'ık Türkiye Sınai Kalkınma Ban kasının gayelerinden biri mem- lekette modern ve sıhhi gıda sanayiinin teessüsüdür. Bu cümleden olarak Türkiyenin mühim iktisadi faaliyetlerin - den biri olan balıkçılığın inki- gafı bakımından gerek mezkür bankanın mütehassısları ve ge rek Amerikadan celbedilen bir konservecilik mütehassısınca yapılan tetkikler bu. inkişafta ilk adımın / tutulan balıklara Müstakar bir piyasa temini ol- duğunu göstermiştir. Türkiye Sınai Kalkınma Ban kasının bu maksatla kuracağı modern fabrika ve tesisat pi- yasanın istihlâk iht min edebilecek kapasitede ola- caktır. Fabrikayı kurup işlete- cek olan anonim şirketin sta- Cevaplar Konya'da Hüseyin Dirlik- gi Messaline Roma impara torlarından Claude'un ilk ka rısıdır. Şehvet hastası olan bu kadının ahlâksızlıkları bu işlerde fazla müsamahakâr Romalıları bile tiksindirmiş- ti. Kıyafet değiştirerek Ro- manın umumi evlerine de- vam ettiği, adi fahişeler gi- bi gladyatörlerle, gemicilerle düşüp kalktığı bilinmektedir. Bir çok kimseleri zehirletmiş ve öldürtmüştür. Kendisi de sonunda öldürülmüştür. Meş hür Nero'un zevcesi Octa- $ vie bu kadının kızıdır. Bil- tanicus isminde bir oğlunu da eniştesi Neron zehirlet- mişti. Uşak'ta Ulvi Toy: 'Televizyonun sinemayı or- tadan kaldırması mümkün değildir. Bu gibi iddialar her yeni keşiften sonra - yapılır. Gramofon - konseri, sinema royu, sesli film hepsini öldürecekti, — mütehassıslar bunu müjdelemişlerdi ama olmadı. Hattâ radyonun halk farasında müziğin zevkini art tırdığı ve konserlere rağbet temin eylediği de muhak- L kaktır. Bu itibarla telâşınız yersizdir. Makineli tüfek - Cat olunduğu zaman harbin sonu geldiği, bu ateş kudreti karşısında orduların bir an- da mahvolacağı zannedilmiş- t Sonra çok daha iyi silâh- dar yapıldı ama harp hâlâ devam ediyor. Kürenin üs- tünde her icada yer vardıı nlarda neşri istenilen yazıların idare mize Halkın Sesi ser- visi adresi ve isimterin çık ve düzgün bir ge- kilde yazılmasını oku- clularımızdan — rica ediyoruz. J İstanbulun fetih —yılı İstanbulun 500 Üncü fetih yı- lnin yaşlaşmakta olması sebe- bile vilâyet ve belediye başkanlı- ği mevzua gerekli önemi verme- ğe başlamıştır. Bu arada Vali Gökay dün sabah Fatih kazası- ni gezerek yapılan ve yapılmak- ta olan işleri.gözden geçirmiştir. 500 üncü fetih yılma hazırlık mahiyetinde olmak üzere yeni- den bazı bina ve yolların inşasını kararlatırmıştır. Bu arada bele- diye başkanlığı surların bazı kı- sımlarının tamiri, Tekfur sarayı- 'nın restorasyonu ve Rumeli Hi- sarının güzelleştirilmesi için A- bideleri Koruma Yüksek Kurulu nezdinde teşebbüse geçerek mü- saade istemiştir. Bu müsaadenin istihsalini müteakip derhal faali- yete geçilecektir. Diğer taraftan İstanbul cihe- Maliye Bakanı dün Vali ile - görüştü Maliye Bakanı Hasan Polat- kan dün sabah Vilâyete gele- rek Vali ve Belediye Başkanı ile şehrin imarı ve di il yaçlariyle ilgili mali mevzular üzerinde bir saat kadar görüş- Müştür. Bu arada Vali ve Be- lediye Başkanı, Belediyece çı- karılacak 50 milyonluk istik- raz tahvillerinin plasmanları üzerinde izahat vermişt —— ——— —— tüsü hazırdır. Şirketin tecssü- sü için icebeden formalitelere tevessül edilmektedir. Tarihi binalarla surların bir kısmı edilecek - Vali yapılan işleri 500 üncü hazırlığı tetkik et tindeki bazı ana caddelerle yol- lar yeni baştan ve beton parke olarak inşa edilmektedir. Bu me- yanda Çarşıkapıdaki Merzifonlu Karamustafapaşa türbesi —yü. zünden bir kısmı tamir edilemi yen Sultanahmet - Topkapı yo- İu için de bazı yeni kararlar a hınmıştır. Abideleri Koruma Yük sek Kurlu bu türbenin geriyo taşınmasına müsande — etmediği takdirde yol türbenin arkasından geçirilecektir. Bütün bu işler & nümüzdeki on ay zarfındada ta- mamlanmış olacaktır. Bundan başka şehrin tenviri için de gayretler sarfedilmekte dir. Son bir kaç hafta içinde muhtelif semtlere 400 lâmba ta- kılmıştır. Bilhassa Fatih semti nin tenvirine ehemmiyet veril- mektedir. Bozuk gıda maddesi satanlar cezalandırılacak Belediye Zabıtası Talimatna- mesinin 132 nci maddesine gö | re kokmuş. çürümüş ve bi ı- muş gıda maddeleri satmak ya | saktır. Fakat kabil mevadın bu madde bu imha edilmesine Belediye meclisinin bu maddede yaptığı nacak bozuk — gıda maddeleri | doktor ve alâkalı şahıslar ö- nünde satılamıyacak ve yeni- tadil ile bundan sonra rastla- | Ankaradan dönen Ulvi Yenal temasları hakkında izahatta bulundu Bir müddetten beri Ankar: da bulunan Denizcilik Bankası genel müdür yardımcısı Ulçi Ye. nal, dün sabih şehrize önmüş- tür. Ulvi Yenal kendisi ile gö- tüşen gazetecilere aşağıdaki be yanatta bulunmuştur. mir İmanındaki sıkışık- lığı ortadan kaldırmak için Dev- let Demiryollarından kiraladığı- miz bir. sahanın - kullanılmas: mevzuunda mezkür genel müdür dükle temas ettik. Mevzuu bir hafta içinde kati bir neticeye bağlayacağımızı umuyoruz. Yine İzmirde bankamızın ma- h olup evvelce tasise kiralan- mi şolan cgar maritim> binası 'nun bankamıza terki mevzuunda Ticaret Bakanhığı nezdinde te- şebbüste bulunduk. — Bunun da bankamız dehine bir neticeye bağlanacağını umuyoruz. Mak- Sadımız. İzmir İimanını ihracat Mevsimine hazırlamaktır. —— Kore şehitlerimiz için bugün bir mevlit okutulacak Demolkrat Parti Hasköy s0s- yal yardım kolu tarafından bu gün öğleyi mütcakıp Hasköy Kuşkonmaz camiinde İstiklâl Savaşı ve Kore şehitlerimizin ruhlarına ithaf edilmek üzere bir mevlit — okutturulacaktır. Mevlide memleketimizin tanın- mış hafızları iştirak edecekti Balkapanı ham tekrar yanmaya - başladı Geçenlerde yanarak büy mikyasta eşya kaybına sebebi- yet veren Balkapanı hanı. Sabah ani olarak tekrar tutus- muştur. Yangın gittikçe büyü- yerek tekrar tehlikeli bir hal almışsa da itfaiyenin vaktinde yetişmesi sayesinde öğleye doğ Yu söndürülmüstür. Çanakkaleye - gidecek — heyet Çanakkalede yatan yüzbi lerce aziz ve kalıraman sehit- lerimizin hatıralarını anmak i- çin 1 Or. Temsil Bürosu tar fından hazırlanan büyük ziya- ret 10 ağustos 1952 pazar gü- 'nü saat 18 de Yolcu Salonu ö- nünden kalkacak olan Etrüsk apuriyle başlıyacaktır. Türklüğe hakaret eden birisi tevkif edildi Yenişehirde Tevfik sokağın- da 54 sayılı evde oturan Kifa- redis adında bir kadın, Türk- lüğe hakaret ve kanunlara küf retmek iddiasiyle yakalanmış. sevkedildiği Adliyede sorgusu- nu mütcakıp tevkif edilmiştir. Hic. 3 12 | Ağustos | 21 Zilk. 1952 137 Pazar — |1368 VAKİT — VASATİ EZANİ Güneş 984 Öğle 456 | ikindi 1615 — 851 Akşam 1923 — 1200 Yatsı 2113 RÖPORTAJ örülen ga Nikâh — dairesinde —akli edilen kızın haslalığı mej Nikâh salonu tiklım. tıklım.. çiçekler, çocuklar ve şekerlemeler... Şehrin tanmmış tüccarların- dan zengin bir ailenin oğlu, genç ve pek güzel bir kız ile nikâhlanmak üzeredir.. Evlenme — memuru, — şahitler. namzetler yerlerini almışlar. Sa londa sinek uçsa, kanadının se- si duyulacal Memur sormaya başlıyor: <Bay... siz bu bayanı eş ola- rak kabul ediyormusunuz?> —cEvet ediyorum!> Sonra, genç kıza dönüyor: C— Siz.. bu erkeği kocalığa kabul ediyormusunu ?> <— Hayır etmiyorum!> <— Nece?» Tabii damat şırraaak! — Diye düşüp bayılıyor. Ortalık birbiri- ne karışıyor. Kız ile erkek tarafı fi arasında münakaşalar başlı- yor, Neticede kızı tenha bir yere alıp soruyorlar. <— Neden böyle yaptın, hem kendini hem nişanlımı müşkül duruma düşürdün ? Kız başlıyor ağlamaya ve hiç- kırıklar arasında anlatıyor: <— Ben bu adamı hiç beğen- medim ve sevmedim. Fakat âi- lem çok israr etti. <Evlenmez- sen seni reddederiz!» — dediler. Bnunu üzerine ö- Ben de kor- firler kup <peki di kanunun hima tum. No'lur beni saadetim pa- hasına bu adamla evlendirme- yin> Ve haliyle nikâh.merasimi ya- yor, kızın ailesine icabeden ylenerek, taraflar ev- 'ne gönderiliyor.> Bu okuduklarınızı bir roman pasajı zannotmeyiniz. İstanbul — Eminönü — evlenme göiğesinde geçmiş — hakiki bir dir. 22 bin kusur çifti ev- lendiren Hikmet Demirbağ an: lattı. de Bizde cevlenme> deyince ha tıra hemen, iki yüzük iki şa- hit, ili imza, ile bir evlendirme memuru geliverir. Halbuki, bu sihirli ismin altın- da ne manalar, ne vakıalar, ne hâdiseler gizlidir bir bilseniz! Evlenmenin kendine — mahsus garip adetleri vardır. Bakın, öğ- rendiklerimi kısaca size de nak- ledeyimm: Biz Türkler, alelelkser salı gür deri nikâh kıydırmak istemeyiz O günkü izdiyacın hayırlı olma sağı kanaatini besleriz. Halbuki bu adet bize İstanbul. vaşayan hristiyanlardan geç miştii Fatih Sultan Mehmet İstanbu't Bizanslılardan salı günü aldığ iristiyan â y yar. Salı günü, çamaşır yıkanmaz iş görülmez, düğün, dernek, eğ- lence yapılmaz. Bu inanış asırğar boyunca hris tiyanlardan müslümanlara gece- rek bir âdet hükmüne girmiştir Salı günleri halâ kimse nikâl kıydırmak istemez. «İki bayram arası; nikâhlar: mak günahtır. Peygamber efen- dimiz böyle emretti!> diye bir inanç daha vardır. Bunun aslını da şöyle anlattılar: c— Hazreti peygamber saha- belerinin ve akrabayı taallüka- tinın nikâlımı bizzat kendisi kı- yardı. Yine bir sahabesinin - oğlunun nikâhını kıyacağı gün şeker bay ramına ve cumaya tesadüf ct- miş. Evvelâ Bayram namazını kılan cemaat nikâha hazırlanır- ken, Peygâmber efendimiz: <— Durun,» demiş <— İki bayram arası kıyma- | yalım günahtır.» Ve bunun üze- tehlikeli - olduğundan bu vechile vuku'ı vefâtı nek iyi oldu. diyerek memnuniyvet; itirâf etmiştir. 1 — Sultan Aziz vak şında hükümet adli tahki- kat yapmamıştır:. Cenâi nin bulunduğu karakoha g vükelâ yalmız Mâbeya KISA HABERLER 4 Denizcilik Bankasının Hopa Şti yarın İzmire hareket ede: ZB 500 on pamuğu Venediğe ehrimizde bulunan R. C. Koft gün Tetanbul. Rauyo cvini Kezmiş ve Tulyo tesisleri mev: Eaündk İipililerden izahat almış: P OLİSTE | *i Polise yapılan bir müracaat- || ta, Kasımpaşada kankardeş $0- kağında 14 şayılı evde - oturan Halil Satan, adında biri eşi Rem zayeyi dövmek süretiyle öldür- düğü iddia edilmiştir. Tahkikı tu başlanmıştır. İ d Savcılığa yapılan bir ihbar- dü da, teisiz gece konduüların- || da bir kadının kizi tarafından || dövtülerek öldürüldüğü 1ddia e- dilmiş, tahkikata buşlanmıştır. ir Kâzım adında Karagümrüklü evli bir şahis, — Adapazarından Nazmiye adında bir kızı kaçır- mıştır. Yakalanan sanık Adliye- vi Ha vRedraLaLim e Milliyetin yine bu — sütunla rında, Nato'nun Güney Doğu Avrupa cephesine bir kuman- dan tayini lüzumunu — srarla tekrar etmiştik. Çünkü ne İ- talyan kumandanı, ne de ka- rargâhı Napolide bulunan Na to'nun cenup kumandanı, Türk ve Yunan Trakyalarında yan- yana döğüşmeleri muhtemel bulunan Türk - Yunan — kuv: vetlerine bulundukları yerler- den kumanda edemezler. Etme Re çalışsalar da hiç bir fayda ve tesirleri olamıyacağımı a- çık ve müdellel bir surette an: latmağa çalışmıştım. Memm niyetle görüyoruz ki, — evvelâ bir İtalyan kumandanının İtal yadan Trakyalara — kumanda etmesi gibi ters bir düşünce kökünden bertaraf olmuş ve Amiral Karney'in de Napoli- den bu işi yapamıyacağı niha- yet anlaşılarak Türk - Yunan ra kuvvetlerine kumanda et mek üzere bir Amerikalı Ge- neralin tayini kararlaşmıştır. Hattâ bu kumandanın bugün isim ve hüviyeti bile açıklan- miş bülunüyor: — Korgeneral William G Wyman- Bu zat son zamanda: Korede Dokuzuncu Kolordunun — ku- mandamı bulunuyordu. . İkinci Cihan Harbinde İtalya cephe- lerinde hizmet görmüş Nato kumandanı General — Mathew Ridgway tarafından. herhalde üstün ikti 'crübe ve hu susi meziyetlerine mebni seç lerek Güney Doğu kumandan: lığına getirilmiş olacaktır. Ge neral Wyman'in kumandanlı” Güney Doğu Avrupa Kumandanlığı 1 her şeyden evvel Türk ve Yunan kara — kuvvetlerinden mürekkep cepheye ait olacak- tır- Ancak bü zatin aymı za: manda diğer bütün Türk ve Yunan kuvvet ve cephelerine de mi kumanda edeceği, yahıt şimdilik yalnız (Kocaeli - Bo- Razlar - Doğu ve Batı Trakya- larla orta Makedonya) bölse- lerini ve bu bölgelere tahsis olunan Türk ve Yunan kuvvet lerini idare etmekle mi mesgul olacağını bilemiyoruz! — Yâni Wyman'ın kumanda salâhiye- meselâ Doğu cephemize ka dar varacak mıdir? Bizce onun asıl kumanda cephesi. Boğaz- lar -bölgesile doğu ve — batı Trakya ve orta Makedonya böl gelerine has ve münhasır ol- mak icap eder. Fikrimizce 0- nun asıl işi müşterek Türk - Yunan cephesine kumanda et- mek ve bu iki devletin bu cep- heye tahsis ettiği kuvvetlerin Te üzler ansızın yapılıyor. h rikalılar bunu Pearl Harbour'la Kore'de pek H.E.E harbler habersiz patlıyor. Ame- acı denediler RKiLET müşterek düşmana karşı işbir liğini sağlamaktır. Bu vazifeyi bir Türk Gene- rali de pek âlâ yapabilirdi ve Yunanlıların buna hiç bir diye- cekleri olmamak gerekti. Fa- kat Boğazlar ve — Trakyalar bölgelerinin savunmasım. Na> toya tâbi Cenup kumandanlı Zına bağlı ayrı bir kamandan: Tik halinde bir Amerikalı Ge- neralin deruhte etmesini. Na- tonun ve dolayısile Amerika ve İngilterenin bu Yakın Doğu ilgelerinin müdafaası mes'u liyetlerine daha yakından ve doğrudan doğruya iştirak et- meleri ve bundan dolayı aza- mi yardımlarının sür'atle te mini bakımından. çok faydalı ve tebrike şayan görürüm. Fi hakika Boğazlar ve Trakyalar tecavüze uğradığı takdirde ilk elde, Akdenizde bulunan İn- giliz ve Amerikan deniz. hava ve ihraç kara ziyete se; rup kalmalarına imkân m savvır olmayıp bunların teca- vüz — bölgelerinin - yardımına derhal koşacakları muhakkak tır. İşte buralarda kumanda mes'uliyetinin bir - Amerikalı Generalin elinde bulunmasının bu ilk yardımın daha bir ko- Jaylık ve sür'atle gerçekleşm; sine herhalde büyük yardımı olacağı muhakkaktır. General Wyman'ın kuman- da yeri neresi olacaktır?. Ve yahut daha doğrusu neresi ol mak gerektir? Bizce bu yerin Gelibolu olması — münasintir. Nitekim geçen yazımızda bu- nu, sebeplerile birlikte anlat- mıştık. Şimdi ise gazetelerde okuyoruz ki bir Amerikalı ko- nakçı heyeti, kumandana yer bulmak bakımından İzmiz şeh- rini tetkik etmiştir. Tabiidir ki daha geniş ve daha rahat bina lar bulunmak cihetinden İz- mir, Geliboluya üstündür. Fa- kat tecavüzler ansızın yapılı- yor ve harpler habersiz patlı- 'yor. Amerikalılar bunu Pcarl Harbour ile Korede pek acı su rette — denediler. - Boğazlarla | Trakyalara yapılması mühte- | mel bir taarruz. ancak baskın | şeklinde vâki olacaktır. Onun için buralarını idare — edecek kumandanın karargâhı — yine buralara yakın olmalıdır. Hari taya bakar ve elimize bir per gel alıp — mesafeleri ölcersek İzmirin, bilhassa — baskınlara karşı ilk clde müdafaası za- ruri olan Karadeniz Boğazile | Türk ve Yunan Trakvalarma || uzak düştüğünü ve Gelibolu-| 'nun münasip bir mesafede bu- Tunduğunu görürüz. Filvakı w-|| çak var, kumandan da her ye re uçakla koşup vetişebilir di 'e akla bir şey gelirse de bu, bek yanlış olür. Gerçi kü> mandanın ucağa da müracaat edebileceği çok haller vardır: fakat bizzat kumandanın. ku manda edeceği cephenin y kınında bulunmasının — lüzum e faydası o kadar çok büyük tür ki bunun aksine hareket ekseriya acı bir isşmanlıkla ne| ticelenir. Bu bakımdan Geli-| boluyu münasin — görmüstük. | Yoksa İzmirin büyük bir şe- hir olmak dolavısile, daha iyi ve konforlu binalara malik ol- duğünü biliyorduk. Maamafih Geliboluda bir evin karargâh olarak secildiği takdirde. kil böyle olmak lâzım gelir. İzmiri| gehrinden de, Nato'nun Cenup Doğu cephesinin bir baş nen- il noktası olarak istifade el- mek ve ön karargâhta bulu| nanların ailelerini burada bur Bizdeki evlenmelerde rip âdetler muvazenesinden — şüphe ğer evlenmekle geçermiş! miş ve akabir Peygamberin iki kastı Bayram ve cuma namazlı- bayram'ı Y arasındaki müddettir da uzun zamandanberi tefsir edilegelmiştir. Bazıları nikâh şekerini o gece yastığının altına koyan bakir nin, rüyasında müstakbel zevci- ni göreceğine inanırlar. Bakire olmadığım için bilmiyo- rum. Fakat herhalde saçma bir inanç olsa gerektir. Ama zarar sız bir inanç: Bunun bir de zararlısı var ki © felâket iştet.. Bütün evlenme memurları bun dan elaman çekiyorlar. O da gu: Yine Bakireler, dullar ve be- 'ani evlenmek isteyen- ah kıyılan yerden bir eş- almayı uğurlu addederlei Buna göre varın kıyas buyü- run. Onun için, bizdeki — evlenme dairelerine, tabla, çakmal saksı gibi ufak tefek, day Tlumaz. Bunu göz önünde kadarlar da hböyle eşyayı salon- larda bırakmamaktadırlar Evlenenler de ayrı bir âlemdir ve başka başka hsusiyetler ta- şırlar. Mesolâ dili bir söz vardı <— Ne kırıtıyorsun öyle Be- meni gelini gibi?> deriz. Bunun ifade etiği mana çok enteresandır.ö Binlerce ni çiftini evlen- dirmiş olan Bay Hihkmet anla- tiyor. <— Kat'iyen,» diyor. <Ermeni gelini; birinci defa sorduğumuz <Bu adamı kocalığa kabul edi- ki, bu. yanlış ize vird ettiğimiz yormusun?> sualine cevap ver mez ve İarılır dökülür! Neden? Sebebi yok! Bu Ermenilerde te- amül haline gelmiştir. Hatbukt Rumlar daha sicak kanlı ve sokulgandır. Çok defa ürle ve min Kabul oülyorumz dez diklerine şahit oldum. ilk sorumu ç bir zaman ce- vap Yermez ve daima sual soru Tunca anasına, babasına, akraba- <Hadi söy- ye teşvik ede- lesene di ne kadar bekler.> Selânikiilerin - evlenmesi - de nev'i şahsına münhasırmış. On- Ahund denen hocaları evlen- me salonunda hazır bulunmadı! ça kat'iyen nikâh kıydırmazlar. Nikâh merasimi-cn ziyade ka- dınlar üzerinde heyecan uyandı- yır. Çok defa ağlarlar, dilleri tutulur ellerinin — titremesi yü- zünden nihâk defterini imzalıya- mazlar, Bu heyecana dair bana, yine Eminönü evlendirme memurlu- gunda cereyan etmiş enteresan bir hikâye naklettiler, size de <Nikâh gün ve — saati tesbit edilmiş. Davetliler toplanmış. iş gelin ile güveyin — ikrarlarına kalmış. Memur erkeğe sorup müvafa- kat cevabi aldıl:tan sonra kıza dönmüş: Mavi bir tuvalet giymiş olan, soluk yüzlü genç ve güzel kız sorulan suale evet diyeteği yer- de; e— Tüvaletimi —nasil — bülü- yorsunuz efendim?> diye cevap Vermiş. : Suali tekrarlamışlar kı elbisesinden bahisle, kumaşının kaça alındığını, hangi — terziye diktirildiğini - anlatmaya başla- Heyecanına Nermişler ve suali r daha tekrarlamışlar. Kız yine saçmalayınca, tuttulc- darı gibi, hemen orudan Adli tib- ba sevketmişlr anlaşılan kız de- lHirmiştir. Herkes acınış ve üzül- müş. Fakat adli tıbbın raporu çok tuhaftır. Aynen şöyle yazıl- c— Bu bir nevi asabi hasta- lıiktir ki. ancak evlenme ile şit bulur. Gönderdiğiniz kızın mele- kâtı akliyesi tamamen yerinde- div ve bozukluk yoktur. Binacna leyh sakin bir zamanında nikâ- hini kıyabilirsiniz. Bunun üzerine bir hafta bek- iemişler ve kızı evlendirmişler. Bu genç çift şimdi memnun mes'ut yaşıyorlarmış. Ümit Den MÜSAMERE de Yeşilay cemiyeti dün gece 'Taksim Kristal gazinosunda sa- baha kadar devam eden bir mü- samere tertip etmiştir. Müsame- reye şehrimizin tanınmış ses, saz caz ve skec sanatkârları işti- vak etmiştir. KONSER e Konservatuar Türk Musikist icva Heyeti 6 ağustos akşamı Açıkhava Tiyatrosunda 50 Tik bir kadro ile bir konser vere- cektir. KURS de Yoksul Körleri Kalkındırma Derneği tahsil çağı geçmiş kör- lerin kabartma yazma ve oku- maları için Ankara caddesinde- ki Dernek lokalinde bir kurs aç- Tundurmak kabildir ve - hattâ lâzımdır. | mıştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: