3 Mayıs 1959 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA: 4 3 MAYIS 1959 AD DA dANDıNdANDAADADAA>dANANAAAN>DADAK DNYNY MİLLİYET'- AMERİKA MEKTUPLARI (V) PİYANİSTLER Cüneyt SERMI Amerika'da Bili Evans'ın müstesna bir mev- çalı: ıda 'da muvatfak tano'dan bir sonraki adımı temsil c 3 enteresandır. Bili Evans'ın en büyük m birine bağlı, uzun ve melodik cümlelerden te etmiş son derece manâlı bir sağ el ufki hattına sahip icabında her iki elini de ayni ustalıkta kul- b nnn sremmarm ea Ve süallere başlar: Memur, çıplak adama, ka- rısına ve 15 çocuğuna ait su- — Yukarı kadar yorulma- tular heyecanlandım çok.. katta? orlardı. iim? gündür, üç gecedir. kapıdan O olüyerir de, — Sayım memuru böylece bir bazag li yerenlşayri BŞN yek cevap versinler, — isterse SA Z3 — Bu evde yalnız mi otu- allerin cevaplarını — aldıktan Yabancım de- — Gız Gülsüm, dün gice hallede geziyor, diye guzete- şekerim, beni lâfa — — İlk karımla ondan olan Mi B im olacah: Capgın hir- — dişarı adımımı atmiyorüm. Ayak sesleri çok - kat çıkmadan. o kata ait su- Ü — miz var, Komi azr senra,. Bdi şey giymeder Maçka parkında - iki hiz- tısından öleceğim. ği çi subayına haber metçi tâtil gününde — buluş- — P FNU C VZN el — Deme darling, ben de — — Yaa? Kim oturuyor üst Ü — Pavman xelmiş, meydana girmek istiyor de bize gim geldi, biliyon mu? de okudum. O yüzden üç gidip — yatağıma 11 çocuğum... hız. — Gelmedi mi allerin cevaplarını da — alı bekletme.» — Essah mı diyon? — Darling, — bizde © talih Allasen vaktin “Tam ayrılacağı sırada, çıplak ker birbirlerine bakıştılar. Daha iri yapılısı Janan bu piyanist” kendisinden evvel Bud Powcil ve nerde? lmcen, lümen da talelenla Dü el leler aldım. Sonra çocu Lennie Tristano'nun da denemiş olduğu gibi piyanoyu ö adat Get sör bak: — Eh Siz arlık dönebilirsiniz.. Şaküli bir saz olmaktan kı melodik ufki bir saz ee Gebü n güü Babit. — Bitişiğe gidiyorsunuz ga- Biri silâhı hazır vaziyette — başımızda beklerken, Benimle berab haline getirmeye çalışmaktadır. Evans'ın avantajı yu- — Gidiyor musun bu ak- 2 veremem, şeri... liba, der. öbürü nöbetçi kulübesine doğruldu. Arkasından sese — dar. Evveli M karıdakiler gibi cazın sade bir farzna bağlı ka H isağ nn beaşaraRiçr Rle üi Ha aa H B dse bendim. KD Rek HENi aK pllda Bayin B yölem e aardla — Aaaah sori.. Gidemiceem, — manı târif etsen. — Yorulmayın onun — itin FT RALEĞZN DĞ ) İstanbula gelince müsaade edersen se aneln aüi we piyanisttir. — Gız bizim atreseyi de — — Niye? ü — Bay bay... Bay bay... — de.. 'Bir şeyler homurdandı ama Üpinin rüzgüri karlar — arı k virdin mü berite? — Bilmem valla... Evde BİRİNCİYİZ, — Oradakiler de yakmınız Ü — stbi omu a Sürükterin bizden” uzaktaştrdı. © SNDN sa e 1 de beklerim.e Kçitemles da buzün Amerika'daki en o hi hi bir. eatele'de aplın hut — BİRİNCİ ö BZ het Maaa ' TEL DA GeE z B Kecl by eai Naa. — pi mrtay eai Bdi yeaallnlm sarlar Üatit b Si yörleeele dimssin bi e — Gorhmadın mı? Baar- / bizim sokaktan geçtiğini ya- — Ben demiyorum, ondan olan 9 çocuğum oturur | —a güymayacaklı, O zaman bizi iç.ri almıyacaklar, Nerede ulan 0? biyasası olan New-York'da görünmemesi, uzun müddet £ madın mı? zıyordu da... ler diyor. Hem de resmi is- haliyle ben de İstanbul'a yetişemiyecektim. Bu sırada Bille Hollday ve Pegey Lee gibi şarkıcılara refakat — Yoooh — Aaaa inanma şeri!.. Ga- — tatistikler... Dünyada birinci — Memur gene tek adım at- | — İlriki meydandan bir Jet MGÜe NSi dayak ee baparase Bd bey sanıvidim. zetelerin neyi doğru yazdığı ıncu kala- madan bitişik eve «it sual- :.İky," U T KBA CN ' Heğe S Rak — Deel miymiş? r ki.:. İnsanı boşu boşuna . Bir sefer de Jlerin cevaplarını da — çıplak 'Asker telefonla konuştuktan sonra yanımıza koşa- — Aah,... Deel, ümitle bekletiyorlar. birinci olduk. işte D p n irden anladın, gız? — Haklısın darling, ama — Gayet dikkatle tutulan r: — Murat Davm insan gene de çıkamıyor ev- kamlara göre, dünyada nü- z Tamam, b den... Her zaman fırsat böy- — fusu en çabuk artan memle- — niz, diye — ayrılmak isteven Bu sefer âled & dum: Dün gice bizim eve cap- Je ayağa gelmez ki... ket, Türkiye memur, cıplak adamın yeni ç başlıca meziyetleridir. Amerika'nın en iyi iki ü kaym Benrin deposundaki Klni Sikip şöfürle tekrar. kucaklaştım. © Devamı var sualiyle karşılaşı — Alfedersiniz, karşı sıru yı da siz mi yazacaksınız? çalmayı da — — Evet, bu sokağın tamamı imal etmeyen bir. millet — bende. kın hırhiz girmiş... Hem bi- — — Doğru tabii... O yüzden — Ecee hırsızı bile elmas kü- zim beyi bilmen mi? Hanı- — iki akşamdır gecelik bile giy- — pe, altın min gorhusundan tez gaçar- — meden, battaniyesiz yatı i dı... Bu heç öyle deeldi... Hi rum da... Nezleye yakalan- hi hi. dim valla. Brroll Garner'in Piyanoy, — Dime gızt. Pek de datli — falında da kova hurcu, ne gü- — için, bu b — Aana çok iyi... Öyleyse ile c anlatıyon be... Ah bi yol bize zel şeyler yazıyordu. mek gerek. tam karşımızdaki evi de yaz- hulukta “iuvı l k E de uğrayıvirse... Ah aaaht... — — Neyse şeri, şi Galiba meşhür — fıkra da, dirivereyim size... E DA Yeri, BKT berieln e sandenle... Kapatıyorum tel im bu birincilik için uy- — — Orada da kim? hissinİ veren ve nota ” bilmemesine rağmen — ne başlı başına bir stil yaratan bu piyaniste hi sıfatımı vermek zenmederim ki, yanlış B £ 'adamın 6 kadar enleresan bir piyano anlayışı vardır. ki, tam mânasile anlatabilmek için kendisine — bas başına bir makale tahsis etmek lâzımdır. — Maamafih, durülmüş olacak: — Haan, orada da metre- Hani nüfus sayımımda-ma- slmle ondan olan 8 çocuğum | Sahi mi? Sa- —mur bir eve gider de... Ka- — oturur. piyi — çırılçıplak - bir adam Dışarda ayak. seslei Sösyetede iki genç dul ında bir telefon görüşmesi: asılsın şeri? — Sorma darling, berba- memuru bir an du- tm... Ama kal- açar. Memur önce — şaşırır, rur, sonra çıplak adama: slica özellikleri şunlara — Yana? Neden? bim o kadar çarpıyor ki. onra, «Neme lâzım, diye di Tevekkeli birader. der, 4 el stakkato akorlarla — ritmi tutarken sağ — Nedeni var mı canım? — — İyi kulak ver, bakalım... — sünür, maksat sayımın — bi meğe — vakit bulamıyor- Küsurat farkile daha yavaş bir ritmde melo- ettirmesidir. çarpın. — mesi... İster smoking giye- — sun Don Juan hirsiz bizim ma- — — Ayyy, kalbi T yakta dürüp B bol bi pojiatürler, çıkan ve ' — Yaaa? Neler çaldı? der, kromatik ve dintonik gramlardan e llebie Büki diler umu içlü, dörüü, — Vaktinde yakaladı. 'vaz demek? ğ Empresyonizmden İstifade. Üçlüler, dörtlüler ve 'akorlar. Kromatik modulasyonlar. ) Basta devamlı onlular vis. Beraber olduğu gen ü — Yooo... Sadece kar diği zaman onu orada b FYYUŞE rım, beni geç vakit mey- ÖKSÜRÜK! haneden dönüyorum san- miş ve hirsizi ayağının aoltına aldığı gibi. — Adam hastahamede şimdi. par: Bütün bu yukarıdaki hususlardan devamlı suret de istifade eden Garner kısaca kökü ragtime'da (ritm udan) modern bir empresyonlist Çarmoni ba- lan) piyanist intibamı bırakmal Fakat, seviyorum diyordu. deli yerimiz az olduğu için anlatamadığımız kendine mah- m, diye düşündü. Hem de Sus bâzı meledik özelliklerden ve ses dinamizmine olan mimi olarak söylüyor. M ç e vardı. e derin vukufundan dolayı Erroll Garner tamamen nev'i dan, yalnızlıki Şahsına münhasır bir. piyanistüir. Bu yüzdendir ki, ı Bir İki saatin sonun — Niçin cezaevindesin? ksürükten... — Sen deli misin ya- hu? İnsan — öksürükten hapishaneye değil, has- tahaneye girer. LÜTFEN! faklit edilmesi imkânsız nadir müzisyenlerden biridir. içine çeke çeke kendisine bakıyordu. Beş — Vallahi öksürükter mimiyetle seni seviyorum diye biliordu. diye — aydır görüşmemişlerdi. Son görüşünde bu yana biraz Vallahi öks ’“[ böyle yapıyorum ben de, diye kendi kendine kızdı. — daha zayıflamış, biraz daha yaşlanmış gibi geldi. Son on senede meşhur olan Kanadalı zenci piya- 'Tam kasadan - paraları Z alederiniz' buği Biüen Göğarle. Mükşealr " S0 Küi Telalds' nie. P RR S mlik. Gnüri Fölesü 'Ga gmsamm « iekalliyle' dikke alıp da savuşacağım Si gendi, bu civarda bir bek- hiç acımıyorum. U Çekmekledir. Başta hafit tuşesi ve akte fikirlerite te Mayüz etmiş olan bu piyanist zaman geçtikçe maaleset dekiş Dol; eBöyle şeyler söylemeyin bal rada körolasıca bir öksü- durmağa çalıştı. Tük tutmaz mı? Hemen n epey İçmiş çi veya polise rastladınız iş halen ağır iüşeşile tan asiyle swing kavramı i2e diye sordu. Vallahi billâhi fena bir gelip yakaladılar. — Hayır, oğlum... undaki pardesüyü çıkarıp koltuklardan bi- E Tudür, Bu bakımdan e da Üa eee saçgper © halde lütlen vi 2Oğnkü “işleri biraz Tinin Güme almışt İçine bir kuzursüzlük ve korku E Garner gibi diğerlerine uyal yeikeda saş ğ he ere ai yağı yaramaz da ondan. düşmüştü. Böyle haber vermeden ve sarhoş olarak gel- E M kaybetmeye başlamış ve sade ritmle çı İş hafta çok işim vardı. BENZETME! cüzdanmızla saatinizi ba- Kendleini bafliçe öpmedine müsande cti ddit Büziş haber YeTMSİği be Sehos oamk Si Ü snaç grabaka İİSMAK şönieüir.. Tare. İbarile ua yazdım, köşem dol- “Telefon et bana, baelemran y ğ nn sağ elde akıcı bir melodik hat ve sol elde Kendisini süzmezdi. medı. MAĞi aUVUKL gaC edeceğim. ÜÇ gün sonra gidiyorur atürlü oktavlarla tanınmaktadır. Maamafih rece hazlı tempolarda muvaffak olabilen birkaç piy nistten biridir. ir İki saat kadara diye cevap verdi. “Ne bileyim. New-Yorktan telefon etmiştim ama cevap vermedin.. «Birşey isler misin? İçecek yahut yiyecek bir şey ibar, OUU FİLE SENESİ: Brüksel Sergisinde Türk pavyonunda — bir defile ve LEYLA U. ERDURAN bu defileyi hayranlıkla seyreden Elizabeth Taylor! — İri siyah " gözleri mıknatıslanmış gibi sarışın mankenimiz Lâle Uslu'nun üzerinde. Heyecanla ona ilerleyip, «Bu elbiseyi istiyoruml. diyor. Lâle'nin üzerinde eski Türk kıyafetlerinden mülhem «Üç Eteke adında simle işli şifon, harikulâde bir beyaz tuvalet var. Maliyeti on bin lira ama E. Tay- lor, çok daha fazla ödemeğe hazır! İşte, Avrupa'yı büyüleyen «Üç Etek», «Boğaziçi, ddi, diye düşündü, mek ve 4) Durmadan aldıkları siparişleri hazırlayıp — dışarı' satış yaparak memlekete döviz sağlamak! Bu gayelerini gerçekleştirmek yolunda ilk adı- mı atarak Akaretlerde bir bina bulmuşlar ama maalesef gerek yer, gerek yürt dışına bu malların ihracı hususunda hükümetten yardım görmemi; ler. Olgunlaşma Enstitüsü öğretmenlerinden Semiha Avcı, «Düşünün bir *Bindallır ve -İstan- bul Geceleri gibi kıyafetler dün yüzlerce İstanbul'luyu büyüledi. kere, diyor, «bir elbise on bin lira olur ve bu hariçten şiddetle istenirsc, İstanbul'daki Kız Sanat Enstitüleri, Akşam Kız Sanat Okulları, Terz memlekete ne döviz girerle lik Okulu ve Olgunlaşma Enstitümüzün birleşerek teşhir ettiği bu defilede Sanat mektepleri talebelerinin kendi diktikleri elbiseler arasında 'en çok alkışlanan kıyafet beyaz tuvalet üzerine kırmızı ceketten müteşek- — bir gelinlik şiddetle alkışlanmış ve elli dokuz parçadan müteşekkil koleksi- kil «Türkiye» isimli kıyafetti. yon hayranlıkla seyredilmiştir. *Türkiye Sanat Mektepleri Mezunları Cemiyeti. nin tek bir-gayesi var: Seyirciler arasındaki şıklık, mankenlerin bile nazarını çekmiş. Bilhas- 1) Büyük bir mektep binası bulmak, 2) Bu yatılı mektebe Anadolu'dan ta- — sa Ulvi Yenal'ın eşi Feriha Yenal'ın yeşil tayyör ve şapkası, bâzı modase- lebe celbetmek, 3) Seri hâlinde bu modernize edilen kıyafetleri — imâl verler tarafından hissettirilmeden kopye edilmiştir, YA SLİN ” yaza. n DLGLARDI VE TONNNY ee ü zr BAA SAT BB | çözül FE A ASA MiŞ YEELİE MaziRöra - e Bo üz. eW SECEİRE Takşam Özeni) Bizi vemede GÖTÜRDÜĞÜNE GöRel BUNUN İÇİNDE BİR İş VaR ı YEMEK VE- / TELEFON GÖZEL BİR )ıııı BİR YERE DiK ” CEDEcEĞİM ÂNNE SEN YÖKKEN GAR- İ| SANA ZATEN İNANMAZ- SON KIZ BABAMA BİR PusU- || DIiM. PiS ÇAPKIN . LA vERc : ğ VER ŞU PUSULAYI BEN DE GÖREYİM .e Yaz. gelmedi. bol yazlık kıyafetleri seyrettik ve yeni modanın geçen seneden çok daha yi olduğunu anladık. Bu sene elbiselerin üzerinde ya kısa bir ceket, ya da par desüler var. işte, yukarda pelerin yaka- h bol bir pardesü görüyoruz. Seyirci derden birl dayanamayıp içindeki kıya- Zeti de kontrol ediyor! fanıdığı sahne artistlerinden Salme baş' geçen sene Brüksel'de "Türk pav. yonunda da mankenlik etmişti. Dünkü defilede altıbin. Jira kiymetinde, Çiminde büzülmüs ama Bekbay şürü ekte hiç de güçlük çekmiyor. Seyre den hanımlar bu elbiseyi çok beğeniyor. sarı/ şapkayı deşhir. eden Sa bay'ın bu Kiyafeli çok — beğenildi. S LNĞÜ BÜT he eeeT KFG e

Bu sayıdan diğer sayfalar: