24 Mayıs 1987 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 41

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASKETBOL / YABANCI OYUNCULAR Aklın yolu “bir” Geçtiğimiz 15 Mayıs 1987 Per- sembe günü Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü Merkez Da- nışma Kurulu altı saat süren bir toplantıdan sonra transfer yaşını amatör erkekler için 22'ye, amatör bayanlar için ise 20'ye indiriyor, ay- rıca özellikle basketbol dalında mü- sabaka yönetmeliğinde önemli de- ğişiklik yaparak takımların kadro- larında yer alacak 10 oyuncudan dokuzunun genç ve yıldız takımla- rında oynamış olmaları şartını ge- tiriyordu. Bu son şart basketbol ta- kımlarında sadece bir tek yabancı oyuncu oynaması, yani milli bas- ketbolcü ve eski milli takım çalıştı- rıcısı Mehmet Baturalp'in TRT ek- ranlarında ortaya attığı yabancı oyuncu sayısını birde sınırlandır- mayı sağlayacak formülün kabulü demekti. Nokta Mehmet Baturalp ile konuşt Nokta: Sayın Baturalp, önce bi- ze kendinizi tanıtın, sonra da tek- I neden öne sürdüğünüzü klayın. M. Baturalp: 1936 doğumluyum. Darüşşafaka ve Fenerbahçe takım- larında basketbol oynadım. 75 de- fa A milli oldum, milli takım kap- tanlığı, milli takım antrenörlüğü yaptım. 1977 yılında Barcelona'da Avrupa sekizincisi olan Türk takı- mının çalıştırıcısı ıdım Fenerbah- çe ve G: beri Almanlardan ne genç, ne yıl- dız ve ne de büyük düzeyinde gali- biyet elde edemiyorduk. Ancak gençlerde altyapı hamlesi sonucu, artık yendiğimiz bu Almanlar, bü- yükler düzeyinde bizi perişan et- mekteler. Neden? Oyuncularımız, büyük düzeyine geldiği zaman bi- zim ligde Amerikalıların yanında fi- güran haline geldiği, gençler oyna- çalıştırıcılık yapuğım gıbı şimdi de Eczacıbaşı kulübünün çalıştırıcısı olduğumdan hem sosyal spor ku- lüplerinin, hem de müessese kulüp- lerinin yapısını ve sorunlarını içe- riden bilerek bu teklifi hazırladım. Anlatacağım örnek, teklifimin ne- den ortaya atıldığını açıkça göste- rebilir. Alman Genç Milli Takımı Avrupa Şampiyonası'nda 1980'li yıllarda hep finale kalıp son dört ci- varında derece almış bir genç milli takım. Bizim genç milli takımımız gençler düzeyinde en prestijli tur- nuva olan Mannheim Turnuvası'n- da bu yıl onları iki defa yenerek üçüncü oldu. 1970'lerin sonundan 76 NOKTA 24 MAYIS 1987 yacak fırsat için. Zaten kısa boylu bir millet olduğumuzu da düşünürsek bu durumda hiç şansımız kalmıyor. Bu nedenle adı üstünde “oyuncuların” oynayabil- mesi için yabancı sayısının sınırlan- masını teklif ettim. Bu kararla ya bancı sayısı bire inecek, Türkler oy- nayacak ve daha kaliteli yabancı oyuncular gelmiş olacak. Ben alt- yapıda istediğim kadar oyuncu ye- tiştireyim, oyuncu oynamadıkça, sadece “seyirci” oldukça basketbo- lümüz geride kalır. Eski düzende bir takım sahada isterse 7 yabancı ile yer alabilirdi. Nokta: Peki size karşı görüşte olanlar ne diyorlar? Baturalp: "Çifte vatandaş kavramı ile vatandaş kavramı karıştırılıyor” M. Baturalp: Tabii het Tikrin mahzurları vardır. Bazı kimseler tüm takımların ilk beşleri yabancı oyunculardan da kurulu olsa rahat- sız olmayabilirler. Ama bu kişile- re, ABD maçlarının videolarını sey- rederek kendilerini tatmin etme yo- lu açık. Eğer Türk oyuncu yetişsin istiyorsak, Türk oyuncu bolca oy- namalı. İşin bir de hakkaniyet yö- nü var. Bakın, bu yıl play-off'da hep iki veya daha çok yabancılı ta- kımlar zirveye toplandı. Bazı ta- kımlar üç yabancı ile oynarken ba- zıları tek yabancı ile oynuyordu. Bir de son dakikadaki Beslen olayı ile politika spora karıştı. Bu bir haksızlık. Çifte vatandaşlık kazan- mış olanların hakları yenecek diye düşünenler de var. Ama bu da yan- lış. Çünkü “çifte vatandaş” kavra- mı ile “vatandaş'”” kavramı karış- tırılıyor. Örneğin Billy'nin oy ver- me hakkı yoktur, yani çifte vatan- daşın bir sürü hakkı zaten sınırlan- mıştır. Neden? Kamu yararı için! Basketbol oynama hakkı da aynı kamu yararı nedeni ile anayasal şe- kilde sınırlanabil r Nokta: Sizi ifiniz (kabul edilen şekliyle) meğın genç takım- da oynamadan büyük düzeyine çık- mış Zeki Tosun (İTU) veya Musta- fa (Tofaş) gibi oyuncuları artık dı- şarıda bırakmayacak mı? M. Baturalp: Artık bir oyuncu- nun bu şekilde ortaya çıkma olası- lığı çok az. Hem bu tür kişiler, hem de örneğin yurt dışında okumuş ve- ya yaşamış ve ülkeye ileri yaşta gel- miş kişiler için istisna hükümleri koymak da pek zor olmamalı. Nokta: Alınan kararlar ile trans- fer yaşı da düşürüldü. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? M. Baturalp: 26 yaş sınırı çok fazla idi. Düşürülmesi benim de ar- zumdu. Artık 22, 23 veya 24 mü ol- saydı benim için, pek fark etmez. Böylece Amerikalı sayısı sınırlana- rak altyapılı takımlara verilen pri- min, transfer yaşının düşürülmesi ile dengelenmesi sonucu kimseye bir avantaj sağlanmadığı kanısında- yım © “Sırım Volkan” gibi gençler oynayabilecek. Ama hangi , takımda? üreşte başarı var mı?. Yok.. Olsa, grekoromende de | olurdu. İki yıl önce Şahap Sayın ve (| onun yöneticilikten nasipsiz adamla- | rının katliamına uğrayıp, bugün bir nebze ayakta kalabilenler gittiler ve madalyalarını alıp geldiler. Onların dışında umut yok.. Bu nasıl başarı pe- ki?. Lafa gelince, Ata Sporu, Baba Sporu diye mangalda kül bırakmayız, işe gelince güreşi sevdirmemek için eli- mizden geleni yaparız. TRT... 10 günde sekiz fut- bol maçı naklen ekrana gelir. Üşen- meden sayalım. Türkiye- Norveç, Gö- teborg - Dundee United, Galatasaray - Altay, Beşiktaş - Gençler, Gençler- Eskişehir, Ajax- - Lokomotif, Beşiktaş- Fenerbahçe, Tottenham - Coventry.. Ama, Avrupa Serbest ve Grekoromen GüreşŞampiyonaları fi- | nalleri ekrana gelmez. O finaller ki, televizyon yayıncılığına uysun diye, sistem değişti bi miş, güreşçiler iki gru- son gün birbiri ardına 10 lya maçı yapılması sağlan- mıştır. Ama TRT, Türk halkının bir numaralı sporu olarak teşvik gören belki de omünizm reklamı korkusu ile ekrandan kaçırır.. patinaj Ve jimnastik şampiyonaları rdığı, ya da kuşa çevirdiği gibi. Ç amisi zaten yoktur. Olimpiyatların | en az seyirci ile izlenen dalı güreş, sırf | demirperde ülkelerinin madalya sayı- larını yükseltmek için, onların baskı- sı ile programda kalmaktadır. Türk- ler, bu ata sporlarını sürdürecekle se, TRT ve basın bu işin sevdiriciliği- ni yapmak, devlet yurt içinde, dünya çapında organizasyonlar düzenlemek zorundadır. Güreşte bir Avrupa ve Dünya Şampiyonası yapmak, 2 bin yılında olimpiyat masalından daha ge- çerlidir. Ata sporu, halktan teşvik görmezse ölür.. * * & Yaşatmanın bir yolu da, gerçek ata güreşinden, yani çayırdan, yağlıdan geçiyor. Bakmayın siz, yarı bilgili ule- maların “Yağlı, minderi öldürüyor”” çığlıklarına.. “Bir güreşçi bugün hal- ter yapıyor, antrenman oluyor. Atle- tizm yapıyor, antrenman oluyor, gü- reş yapınca niye olmasın..”' Tırnak içindeki sözler bize değil, bu ülkenin tek güreş antrenörü Muharrem Atik'e aittir. Devlet yağlı güreşleri, mmdere idman olacak şekilde düz ve des- teklerse, güreşçi hem bu ışıen büyük Kırkpınar önerisi!. bir maddi kazanç sağlar ve güreş mo- tivasyonunu sürdürür, hem de, min- der için her zaman hazır olur. Yağlı güreşi yaşatmanın yolu ise bu spor dalına ilgiyi dünya çapında bir festival düzeyinde çekmekle olur. Önerimiz şu: Kırkpınar'ı, — bir — “Dünya Şampiyonası” olarak ilan edelim. Ka- zanan baş pehlivana da “Cihan Pehlivanı” diyelim, atalarımız gibi. Bunu demeye hakkımız var mı?.. Var..Amerika,beyzbol ve futbol şam- piyonlarına “Dünya Şampiyonu” adı veriyor.. İtiraz eden varsa çıksın.. İşte er meydanı.. İşte unvan.. Kıs- petini alan, bileğine güvenen gelsin.. İster Rusya'dan, ister Bulgaristan'- dan, ister Amerika'dan.. Gelsin yağ- lansın, çıksın çayıra.. Organizasyonu büyük şenliklerle yapar, adını Cihan pehlivanı koyar, ödülü de bu unvana layık bir düzeye getirirseniz, Kırkpınar, giderek, yağ- h güreşin dünya şampiyonası olarak kendini kabul ettirir ve tüm spor ve turizm takvimlerinde de yer alır. Bizde yapılacak iş ise, Kırkpınar'a varacak, Anadolu yağlı güreşlerini bir takvime bağlamak olmalı. Adı dün- ya şampiyonası olunca, buna ipini ko- paranın gelmesini önlemek gerek. Anadolu'nun en esaslı yağlı güreşleri belirlenir. Bunlar sonu Kırkpınar ola- cak şekilde sıralanır. Bu güreşlerde kazananlar Kırkpınar seçmesini ka- zanmış olurlar ve kalkar gelirler. Ya da, tıpkı teniste olduğu gibi, federas- yonca belirlenen tüm yağlı güreşler- de, puan sistemi uygulanır. Kırkpı- nar'a sene içinde ancak belirli puanı tutturanlar alınır. Eşleme de, bilgisa- yarda saklanacak bu puanlara göre otomatik olarak yapılacağından, or- tada cıvgar, mıvgar da kalmaz. Güreşin önemine göre, adam sayı- sı belirlenir. Örneğin, başa en iyi se- kiz, başaltına en iyi 16 alınırken, des- teye 64, ayağa 126 güreşçi çağrılıp, tek eleminasyonlu güreş listesi daha gü- reşler başlamadan ilan edilebilir. Böy- lesine disipline edilmiş ve eğer gelir- lerse, yabancılarla da renklenmiş Kırk- pınar, gerçek bir spor olayı, gerçek bir turistik şov olma özelliklerini bir- likte taşır. Kazanan da “Kırkpınar Başpehli- vanı” gibi belirsiz değil, “Cihan Pehlivanı” gibi mağrur bir unvanın sahibi olacağı için, güreşlerin itibarı da, ilginçliği de artar.. Güreşin gerçek patronu Yılmaz Ulusoy'un ne dediğimizi anladığını sanıyoruz. Hıncal ULUÇ NOKTA 24 MAYIS 1987 77

Bu sayıdan diğer sayfalar: