Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
den uzaklaşmaya başlayan orta sı- nıfların ve aydınların da umudu ha- line gelmişti. Bugünün Türkiye'sin- de de sosyal demokratların hangi sınıfa dayanması gerektiği üzerine tartışmalar sürüyordu. İşte tam bu noktada Aydın Köymen Türk sı yal demokrasisine eleştirilerini neltiyordu: “Sol uzun zamandan beri yeni bir toplum projesi suna- mamaktadır.Yenibir toplum ütop- yası sunmanın yolları aranmalıdır. Bunu yaparken de inandırıcı olma- lıdır. Sol bunu yapamadığı için in- sanlar solu (ercıh etmek için neden bulamıyı Doç. Nilü ı"er Göle de, sosyal de- “B ugün sosyal demokrat olarak dolaşanların hepsi daha çok bürokrat eğilimli, Batı meraklısı, alafranga kişiler. Türk halkının bunlara müthiş bir tepkisi vardır.” Attila IIhan mokratların baş terimi olan “halk”” sözcüğünü ve onun temelinde oluş turulan söylemleri sorguluyordu “1980 sonrası toplum-devlet ilişki lerini halk kelimesi artık yansıtmı yor. Halk dediğimiz zaman isimsiz, renksiz bir kitle ve özellikle de bir seçkinler grubunun tavrı akla geli yor. Halbuki çeşitlenen, farklıla şan, örgütlü, sivil bir topluma doğ ru yol alıyor Türkiye, Sosyal de mokratlar bu dinamik içinde yer al malı, ona katkıda bulunmalı. Ama bir sosyolog olarak görüyorum ki, sivil toplum sosyal demokratlardan daha ilerde.” Göle, sözlerine ANAP'ın yükselen sınıfların sözcü- CHP'nin 6 okundan ikisine Ecevit'lerin DSP'sinde yer yok. Seyfettin Gürsel, devletçilik ve devrimciliğe özellikle yer vermediklerini söylüyor. IİP olitikacının bir misyonu olması lazım... Hak aramasını bilmeyen insan politikacı olur mu? Ömründe kendi hakkını aramamış. Çünkü haksızlığa Uğramamış ki bunlar.” h Yalçın Küçük get lüğünü yaptığını, DYP'nin başta köylülük olmak üzere yükseleme- yen sınıfları daha iyi savunduğunu ekliyordu. Sosyal demokratlara ise yükselen “sosyal seslere'” sahip çık- mak kalıyordu, Bu seslere sendikal hareketlerden, öğrenci hareketleri- ne ve hatta çevrecilerin, eşcinselle- rin, feministlerin girişimleri de dahildi. Prof. Asaf Savaş Akat da bir sosyal demokrat iktidarın hazırlan- masını şöyle ifade ediyordu: “*Sos- yal demokrasi bir sivil toplum ha- reketidir. Sivil toplumun devleti ku- şatıp teslim alması hareketidir. Toplumun güçlenmesi hareketidir. Sivil toplumdan çıkar. Ve sivil top- luma hep bakarak giden bir hare- kettir.”” Prof. Akat işte bu neden- le bugün iktidara gelseler halkı in- letip inletmeyeceklerinden emin de- ğildi, SHP-DSP birleşmesi gerçek- leşir ve iktidara gelirse “üç gün içinde tükürükle gideceğine” ina- nıyordu. Türkiye'de sosyal demokratlar ve onlarla bir ölçüde ilgelenen ke- simler üst üste gelen seçim yenilgi- lerinin ardından yoğun bir tartış- maya girmişlerdi. Sosyal demokra- sinin devlete bakışı ve devletle iliş- kisi ve buna bağlı olarak demokrasi anlayışı konusu etrafında yoğunla- şan bu tartışma, bir bütün olarak solu yakından ilgilendiriyordu. Sol, yeni bir çağın eşiğindeki dünyaya Uygun yeni bir toplum projesini in- şa etmek zorundaysa, bu ve benze- ri tartışmaların daha da yaygınlaş- ması beklenmeliydi. Ama Türkiye'- nin bir numaralı sosyal demokrat partisinin lideri ne yazık ki aynı gö- rüşte değildi. İnönü'ye göre bu ide- olojik tartışmalar seçmeni ürküt- mekten başka bir işe yaramazdı! SHP'nin ideolojiden yana bir soru- nu yoktu da, bunu bir türlü halka anlatamamıştı. © İdeolojik tartışmaya hayır! Son gelişmelerin ışığında Nok- ta muhabiri Hıdır Göktaş, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'yle 'l'ıırkıye 'de sosyal de- mokrasinin yeri nedir? E. İnönü: Basit bir cevapla bu- gün ana muhalefette, yarın ikti- darda olacak görüştür. Türkiye'- de sosyal demokrasi CHP'nin başlatmış olduğu bir gelişmedir. Ve bugün iktidar mücadelesi ya- piyor. Seçimlerde umuyoruz ikti- dar olacak. 12 Eylül sonrasında, suz koşullara karşın, 83 seçimlerinde sosyal demokrat- lar beklenenin üzerinde oy aldılar. Ama 86 ara seçimleri ve 87 kısmi yerel seçimlerinde ise bu oylarda bir düşüş var. Bu durumun ne- denlerinden söz eder misiniz? E. İnönü: Sosyal demokrasi bugün . İktidara E. İnönü: Tabii, tüzük mesele- si var. Program meselesi var. Şim- di bunları kurultayda ele alacağız. Tüzük açısından daha etkin bir genel merkez olursa, hem daha et- var. Önemli olan amaçlarımız. Amaçlarımız Avrupadakilerin çok benzeridir. Takip edilecek yol ise ortama göre değişiyor. Yöne- timdeki insanların mesleklerine bakarak bir sonuca varmak doğ- Tu değil. İllerde, ilçelerde partide görevli işçi arkadaşlar var.APa'ni ndikacı kin, hem daha olur. Tüzükte şimdi yapmayı düşündü- Bümüz değişiklik, daha büyük bir temsili organ, merkez karar kuru- lu oluşturmak. 33 kişilik yerine 45 kişilik bir heyet olacak diyoruz. Yürütme kurulu da daha ufak ol- duğu için etkili çalışacak. Günlük işlerde daha süratli çalışacak. Tü- zük açısından düşünülen başlıca değişiklik bu. Program açısından ayrıntılı olarak getirilmiş birçok somutlaştırma örnekleri var. On- ları tartışacağız. Bir de esas me- sajı verme meselesi var. Nokta: Bütün sosyal demokrat partiler gibi, sizin de oy tabanını- zı işçiler, memurlar, dar gelirliler gelmek için elbette daha çok oy alacak hareketlere girmek zorun- da, Bu seçimde başarı tabii pek çok etkene bağlı. Partinin politi- kasının halk tarafından benim- senmesinden başlayarak partinin yöneticilerinin, liderinden, en kü- çük ilçe yöneticisi- ne kadar partiyi temsil edenlerin davranışlarının hepsi etken olu- yor. Bugün mese- la iktidara gelmek için neler yapmalı- yız, önümüzdeki kurultayımızda da ele alacağımız baş- lıca konu bu. Ge- rek tüzük açısın- dan, gerek prog- ram açısından da- ha neler söylemeli- yiz, daha neler yapmalıyız? Önü- Müzdeki konu bu. Nokta: Bu so- runlar şimdideı belirlendi — mi Bunlar nasıl aşıla- caklar? Ancak parti yöneti- minde avukatlar, doktorlar, bü- rokratlar etkin. Bu kopukluğu na- sıl dışırlendiriyorsılnul? E. İnönü: Tabii, Türkiye'deki sosyal demokrat parti Avrupa'da- kinin aynısı olamıyor. Yasal fark- lar var, kültürel yaklaşım farkı rımız var. Şöyle yaklaşmak ben- ce çok yanlış: “Avrupa'da bir model var, aynısı olmazsa bizim yaptığımız doğru değil.”” Herke- sin hayatı başkasınınkiyle değişti- rilemeyecek kadar değerli bir şey- dir. Şunu demek istiyorum, biz bugün bir şeyler yapıyoruz. Bun- ların sonucuna bakarak karar ve- rilmeli. Nokta: Sosyal demokrat kadaki gerileme, ideolojisizlikten mi kaynaklanıyor? Buradan hare- ketle sosyal demokrasi halkın umudu olmaktan çıkmıştır diye- bilir miyiz? E. İnönü: Diyemezsiniz, diyı mezsiniz. Ciddi bir ideolojisi olan, bizden solda partiler vardı. Hiçbiri halktan oy alamadı. O zaman ne yapılmalı? “Hayatta başarı ka- zanmak için ne yapmalı? ” gibi bir şey bu. Yapanlar bilir, yapmayan- lar bilmez. Mesele ideoloji eksik- liği değil. Bizim çalışmamız yeterli olmamış ve karşımızdakilerin ça- lışmaları daha etkili olmuş. Bu- nun nedenlerinin bazıları mey- danda: ANAP, devlet imkânları- nı kullandı. Buna karşılık DYP neden bizden daha çok oy aldı so- rusu var. Onun için halka daha çok gitmek, köylere, kasabalara gitmek, seçimi kazanacak bir ça- lışmaya girmek gerekir. İdeolojik tartışmalar, tam tersine bizi seçim kazandırmaktan uzaklaştırıyor.