2 Aralık 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Aralık 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Otto Sulh için Hohenzelern Taçlar devrilirken... bir tehlike mi ? hanedanı iadei saltanat edebilir mi? Biz, Türkler, bundan daha sekiz sene evel bir hükümdarın idaresi altında olduğumuza ina- yamıyoruz. Bugün Türkiye cum huriyetinin vatandaşı olan biz- ler bundan bir kaç sene eveline bir padişahın tebaaları bulunuyorduk! Bugün genç nes- lin, milyonlarca insanın bir tek adamın hüküm ve idaresi altın- da olmasına, veya kukla gibi namı ılunda, her sene yüz binlerce beslemesine kadar bir adamı “ Hükümdar ,, ira — sarfederek, a UL erdiremez. Gariptir ki kadar abes | gördüğümüz hükümdarlık © oyununu rupanın bir çok müterekki me: leketlerinde hâlâ devam edi, gidiyor: başta İngiltere olmak millet lerin başlarında bu masraflı kuk- üzere, Fakat bütün bu laları safdillikleri yüzünden tut- makta devam ettiklerini netmek hata olur. Birkaç na ile bazı Avrupa devletleri de hükümdarların muhafaza e- dilmekte olmasının sebepleri var- dır. Meselâ, İngiltere kralı üze- rinde güneş batmıyan vucunda tutan bir. düğümdür. bazı memleketlerde ise siyasi ve rn pek müstevli olduğu zama- nımızda müstakar bir hükümet in müşahhas bir zâmi- nidir. o Maamafih OKral Ca- rolun Romanyaya avdetinde gör- düğü hararetli o hüsnü kabul kralları seven milletlerin de dün- ya yüzünde henüz mevcut olduk- larını göstermektedir. Hohenzolerin gilesine mensup olduğu cihetle Carolun Roman- yaya avdeti Avrupayı epeyi te- lâşa düşürmüştü, Uzun zamanlardanberi itilâf in ve bilhassa Fran- devletlerini sanın müttefiki olan Romanya- nın damarlarında Hohenzolerin kanı deveran eden genç kralın tesiri altında Romanyayı Alman- Yaya doğru çevirmesi, itimalin- den korkuyordu. Henüz bu kor- kuların tahakkuk etmesi miş değildir. Bugün Avrupayı korkutan bu fasıladan yeni bir. tehlike ken- dini göstermektedir. Son bir kaç gündür gelen ajans telgrafları Prens Ottonun rüşt yaşına b masının tes'it edildiğini bildi- riyorlardı. rüşdiyetiniele alır. Bu demektir ki o prens veli- aht ise hükümdar Olur ve bilfiil icrayi hükümet eder. Filhakika, sabık o Avusturya Macaristan imparatoru Karl ile imparatoriçe Zitonun tek büyük oğlu olan prens Ottonun 18 yaşı- nı tamamlamas bütün Avrupada, bilhassa orta Avrpada bir heyecan ve endişe uyandırmıştır. Bundan en ziyade kuşkulanan küçük itilaf devletleri, yani Avusturya --Ma- caristan imperetorluğunun enka- zandan en ziyade müteneffi olmuş | bulunan Romanya-Yugoslav, Çekoslovakyadır. “ovyave Yugoslavya ile Çekoslovakya bu hususta bilhassa hassastırlar. 1921de sabık kıralKarlMacaristan tahtına avdet teşebbüsünde bulu- nduğu zaman bunlar Macar hu- dutlarına derhal asker sevkine aşlanmışlardı.Elyevm niyabet ta- htını işgi 'n amiral Horthy o sene naipliğinin ikinci yılını id- rak ediyordu. Şahsen Karlın ta- hta avdtine aleyhtar olmamakla eraber memleketinin selametini herşeye üstün tutuyordu. Karldan daha ziyade haris bir kadın olan İmparatoriçe zitanın israr ve in- tirikalarile veçhen çok benzediği bir bağçıvan yamağının kıyafeti- ne girerek ta Budapeşteye kadar gelmiş ve zabitlerinden sadakat MN bugün bizim bu bu Ai İngiliz imparatorluğunun bütün dağınık parçalarını ingiliz adalarının a- kral içtimai huzursuzlukla- veya zail olması için kâfi vakıt geç- Hobsborg hanedanı ananesinde bir prens 18 yaşında||ki yemini almıştı. Bundan cesaret alan karl amiral Horthynin de yardimile kendini Macaristan kı- Falı ilan etmeğe karar verdi. Ve bir tayyare ile tekrar Peşteye geldi. Fakat tam oesnada Yugo- slavya ile Çekoslovakyanın ciddi müdahaleleri amiral Horthy bu hareketi bastırmağa ve karlı da hapsetmeğe mecbur etti. Karl hapsedildikten sonra Bu- dapeştede bir müddet nezaret al- tandatutuldu ve sabık kıralın hükü met merkezinde daha fazla tutu- lması muvafık görülmediği cihet- le bir ingiliz monitoru ile mem- leket harcine çıkarıdı. İmparator Karl tebidinden bir kaç ay sonra zatürre eden vefat etti. Bunu mütakip imparatoriçe Zita bütün gayretini büyük oğlu Arşidük Otto yu yetiştirmeğe ha- sretti. Haris kadının bütün ümi- di Ottonun yetişerek Hobburg tahtını ele geçirmesi idi. impa- atoriçe Zita çocuklarını okutmak için her sıkıntıya katlandı. Elma- slarını sattı, evinin işini kendi gördü, münzevi bir hayat yaşa- dı aile yazlarını belçikada, kışla- rını da İspanyada geçiriyordu. seneler sükün içinde geçti. Otto- ya bütün etrafındakiler daima (Haşmetmeap) diye hitap ediyo- rlardıysa da bu kadarı Avrupa için bir tehlike teşkil etmiyordu. Fakat iş bu kadarla kalmadı; Ot- tonun rüşte varması üzerine ta- raftarları faaliyete geçtiler. Av- rupa yeniden kuşkulanmağa ba- şladı. Çünkü elde kıral karolun vakası da var. Macaristan henüz kıraliyetten vaz geçmiş bir devlet, cümhuri- yet değildir.Amiral Horthy orada ancak kırallığın naibidir. Binaen- alöyh; bir kıralın ergöç Macar ta- htına geçmesi tabiidir. Ve onu Macarların büyük bir kısmı is- temektedir. 1919 da yapılan bo- Işeviklik tecrübesinin iflası Ma- ında sosyalistleri Zayıf dü- şürmektir; bu sebeblerdir ki kı- ralcılar kuvvettedir. kıralcılar ke- ndi aralarında ayrılıyorlardı. Bir kısmı Otto diğer kısmı da ayni hanedandan Albert tarafından idi ler. Fakat Albercht hakkında va- zgeçip Ottoya sadakat yemini ettiği cihetle şimdi kıralcılarda yerleşmiş bulunuyorlar. Geçenlerde amiral Horthynin niyabetmüddeti bittiği ozaman Otto,nun doğrudan doğruya ta- hta getirilmesinden korkuluyor- muştu. biraz hafiflemiş olduğu gibi Ma- caristana Otto'nun — gelmesini teşvik eden “bazı kuvvetler de vardır. Bugün bütün Avrupa fazla gerilmiş bir tef halindedir. Bir fta açılacak ufak bir yara bütün tefi patlatır. Onun için Otto tahta geli- yor, diye Yugoslavya ile Çekos- lovakyanın o Macaristan üstüne yürümesine hiç bir Avrupa dev- İleti meydan vermez. Böyle bir şeye iki küçük itilâfçının © en sadık dostu Fransa bile | göz yummaz. Çünkü bir Habsburgun Ma- Jcar tahtına geçmesinde Fransa- nın menfaatı vardır. Otto Macar kıralı olursa şüphesiz Macaris- tanı Avusturya ile eskisi gibi birleştirmek istiyecek, bu suret- le Alman — Avusturya birleş- mesinin önüne geçecektir. Diğer tarafın İtalyada Otto- ya çok mütemayildir. Çünkü Ot- tonun annesi bir İtalyan pren- sesidir. Küçük itilâf azasından olan Romanyanın, Macaristanla paylaşacak kozları olmakla be- raber, Ottonun Macar tahtına geçmesine itiraz etmesi | çok muhtemel değildir. Çünkü kral da bir Höhenzolerndir. du. Ö zaman bu korku tahak- kuk etmedi. Bundan Macarista- nın küçük itilaftan korkusu be- bir dereceye kadar amil ol- Fakat şimdi bu korku Kınıkta intihabatı Serbes fır- ka kazanmış, yani ahali Halk fırkası aleyhine rey vermişti. Devlet şurası intihabati feshetti. Yeni intihabat yapılacak. Bura- ya kadar diyecek yok. tar olarak seçilen belediye heyeti azası, şimdi bu fırkaya intisap etmişler ve hatta, onun Kinik ocak heyetinin azası olmüğlar. C. H. Fırkasının daima şahıslara dayanan böyle & manevralâfına çok şahit oluyoruz. Bunlar" bu fırkanın prensipleri kaça saydı- ğını ne güzel göstermektedir! Vatandaşların reyi hiç hesa- tirmiş olacaklardır.Hâlâ aynı poli- Nüfuzlu olan veya öyle zan- nedilen bir kaç şahsiyet bulmı- ya ve onlarla işlerini çevirmiye cabalıyorlar. C. H. F. aleyhinde rey ver- miş olan ahalini daimi Pamuk Şimali Avrupa ticaret mü- messili Kurt oğlu Faik beyden ora iktısadi vaziyeti hakkında Odaya bugünlerde sık sık mü him raporlar gelmektedir. Bun- ları çok ehemmiyetli bulduğu- muzdan dercediyoruz. Dün gelen bir raporda pamuk hakkında şu malümat verilmektedi: Mart, Nisan, Mayıs, Haziran 1931 vadeli satışlarında 9 ilâ 24 puan tereffü vardır. Bu sene bilhassa İngiltereye Adana mın- takasından 1200 balya pamuk ihraç edilmiştir. Arpa: Kanada da henüz kal- dırılmış mahsulün karlar altında kaldığı ve telef olacağı hakkın- da bu hafta birbirini takip eden Tasarruf haftası Hazırlıklar baş- ladı, mektepler- demüsabakalar Tasarruf haftası için alâka- darlar hazırlığa başlamıştır. Yerli malı satana ticarethaneler 12 Kânunuevvelde başlıyacak olan tasarruf haftasında (halkımıza gösterilmek . üzere mükemmel birere ( Vitrin ) camekân hazır- lamağa başlamışlardır. İktısat ve Tasarruf Cemiye- tine bu husus için şimdiye ka- dadar. yazılan müesseseler şun- lardır: Yeni Manifaturacılar ; çarşı- sında bulunan yerli malları limi: tet şirketinin millet pazarı ma- ğazası, Halim ağa çarşısındaki sepet ve çiçek mektebi müessesesi Tasarruf haftasında İzmirin her sinemasında gösterilmek üze- re yerli malı imal eden sanayi- hanelerimize ait bir filim iktisat ve tasarruf cemiyeti umumi mer- kezinden © İzmir şubesine gön- derilmiştir. Vali Kâzım paşa, tasarrıf cemiyeti reisi Turgut beyle dün iktisat ve tasarruf haftasında yapılacak işler hak- kında görüşmüşlerdir. Mekteplerde müsabakalar İktisat ve ruf cemiyet İzmir maarif eminliğine yazdığı bir tahriratta tasarruf haftasın- da İzmir şehrinde mevcut ilk ve orta mekteplerde yerli mal- ları hakkında talebeye bir tah- rir müsabakası yaptırılmasını ri- ca etmiştir. © İS İktisat” ve”tasarruf “cemiyeti iktisat ve Serbes Cümhuriyet samimiyet bukadar olur Kınık Belediye heyetinin acaip bir kararı Fakat Halk fırkasına aleyh-| —— ee e Gam Şimali Avrupa memleketlerinde piyasanın vaziyeti marea N aynıdır. Bu fırka aleyhinde rey verenler şahıslara değil, yapı'mış olan işlere itiraz etmişlerdir. İşler laynı mecrada fena olarak devam İettikçe halkın hoşnutsuzluğu da İdevam edecektir. C. H. Fırkası, dün beğenme- diği S.F, erkânını kendine çek- meğe çalışmakla evvelâ iddiala- rında ne kadar samimiyetsiz ol- duğunu ve sonra da, kendi mu- bitinde istinat edilecek unsur |bulmaktan ne kadar âciz kaldı ğını filen göstermektedir. C.H.F. teşkilâtı ile uğraşan meb'us beyler halkı bu suretle kazanamıyacaklardır. Karşılarına bir gün bir muhalif fırka çıkar- Sa, hatta sadece muhalif nam- İzetler çıkarsa, düçar olacakları akibet aynıdır. Zira halkın iste- diği samimiyettir. C. H.F. ise hâlâ samimiyetsizlikten © başka bir şey göstermiyor. Bu samimi- yeti lüzumunu göstermek nlamıyacaklar mi ve arpa haberler cüzi tereffülere mün- tehi olmuştur. Diğer taraftan Almanya da- i mahsulâtı himaye için bira arpası üzerine mevzu gümrük resmini yüzde 35 artırmıştır. Zirdeki rakamlar Anvers pi- yasasına ait en son £ vaziyeti gösterir. Danup - Tuna 71-72 kilo gram. Hazır mal 71,5 franga, Rus muhtelif kalitelere göre 62-66 frank Bira arpaları 68-69 kilogram mütemevviç 64-65 frank. İzmir 102, Avusturalya 132- 160 franga Mali ve sınai Modern müesseselerin fotoğrafları alınacak Hariciye vekâletinden şehri- miz ticaret müdürlüğüne gelen bir tahriratta Almanyada Dok- tor Maks Bambah nam zat ta- rafından bilimum memleketler jmeyanında memleketimizde mev- cut mali ve sınai modern mües- sesatın fotoğraflarını almak ar zusu izhar edildiği ve bu talebin hiç bir masrğfı müstelzem bu- lunmıyan bir teklif şeklinde vaki olduğu bildirilmektedir. Kancalar kalkmalıdır Avrupadan, Amerikadan ti- cari tetkikat: için gelen mü hassıslar memleketlerine yazdık- ları raporlarda İzmir gümrüğü ile Liman şirketi hamallarının kullandıkları kancalardan ve bun- ların yaptıkları zararlardan bahs €derek dünyanın hiç bir yerinde görülmeyen bu kancaların İzmirde istimaline hayret ettiklerini bil- dirmişlerdir.. Hayvanlara eziyet edenler Himayei hayvanat cemiyetini müracaatı üzerine hayvanlara eziyet yapanlar ve bilhassa her gün gördüğümüz tavukcuların yaptıkları gibi bir kaçı bir arada aş aşağı tutanlar hakkında ka- nuni takibat yapılacağı haber alınmıştır. ayni zamanda maarif eminliğin- den bu müsabakanm kaç mek- tepte yapılabileceğini cemiyete bildirmesini istemiştir. Bundan maksat evelce yazdığımız gibi müsabakada birinci ve ikinci ge- lecek olanlara yerli mallarından etinin ilanda Muhacir ibrahim nasıl kaçmıştı Hapishaneden bir iki mah- pusun, bir yolunu bulup kaçtığını biliriz; fakat altı mahkümun bir- biri arkasına takılarak bir ham- lede kaçtıklarını hatırımıza ge- tirmezdik. Bu nasıl olur; diye- ceksiniz değil mi? Bir buçuk se- ne evvel vukubulan bu hâdiseyi anlatalım: Muhacir İbrahim, arap Süley- arkadaşlarının. şahıs- larını değil; isimlerini tanımayan işitmeyen hemen hemen yok r. ir vakitler, dağlarda eşki- yalık yapan, adam öldüren, oto- mobil soyan bu şerirler son za- man ve manlarda, Kuşadası Selçuk ara- sında bir otomobil soymuşlar fakat neticede yakayı ele ver- mişlerdi. Ağır ceza mahkemesince cer- yan eden muhakemelerinde, İb- rahimin yirmi dört sene ve arkadaşlarının on sekizer sene hapislerine karar verilmişti. Mu- hacir İbrahim hapishanede bir dakika rahat durmamış ve dağda yaptığı eşkiyalığı hapishanede de yapmak heveskârlığında -bu- lunmuştu. Hapishanede silâhlandı.. Ge- len, giden hapisleri soydu... Ar- bedeler çıkardı. Nifak soktu. Odabaşı oldu. Ve bütün mah- kümları kendisine esir yaptı. Bu hapishaneden kaçmak için tabii çareler arayordu; kim bilir neler; düşünüyordu; bu düşünce- rini hiç kimse anlayamıyordu . Bir gün Muhacir İbrahim; b gün; ha- pishane idaresine müracaat etmiş ve kendisinin hayatı tehlikede olduğundan dolayı hapishanenin ambar tarafına nakledilmesini rica eylemişti. Esasen kendi lan idare; bu şeri raber; ambar tarafına geçirtmiş hem odacılık, hemde ve orada Arap Süleyman; Kuş adarlı İb- rahim; ve Kuş adalı Hasandır. İbrahim ambar tarafında bulun- duğu sıralarda hapishanenin tara- .çasında hastane tarafına atlamak veyahut; ambarın alt tarafındaki bodrumun pencerelerini kırarak; avluya çıkmak ve orada bulu- nan nöbetçinin silâhını alarak; ini kolunu sallayıp kaçmak kirlerini çok düşünmüş olacak- tır ki; bu hususta bir çok ke- şifler yapmış ve hastane tara- fına atlamayı daha muvafık bulmuştu.. Hapishan: ambar kısmı dahilinde; elyevm çocuklara tah sis edilen bir oda vardır. Bu odanın dört metre yukarısında dört demir parmaklıklı küçük bir pençeresi : mevcuttur ki; bu peçereden ambarın taraçasına çı- kılmaktadır. Taraça geniştir. Taraçaya çıkıldıktan sonra, yukarıdan at- lamak çok kabildir. Fakat atla- nacak olan mahalde de nöketçi bulunduğu için atlamak ta tehli- kelidir. Maamafih Muhacir İbra- him ve arkadaşları her şeyi gö- ze almış ve bir gün; rivayete ba- kılırsa bir gardiyan marifetile beşliraya bir “Eğe, vasıtasile odadaki pencerenin demir par- maklıklarını kesmeğe muvaffak olmuşlar ve buradan evvelâ İb- rahim, sonra Süleyman, Kuşadalı İbrahim, Hasan, Aydınlı Mustafa kakta ve hastanenin köşesindeki birer mükâfat verileceğinden “ona göre hazırlık” yepmaktır.. görüldüğünden dola; fazla ehemmiyet veril ve Muharrem sırasile sokağa| ihr safa ii atlamışlardır. Ü, e > üncüsayfa: o, 20 Möbetei me | iDördüneüse 10 Hapishane © nöbetçilerinden|9 o Daimi > e e “ birisi, daima ve sabit olarak so-|Grıca pazarlığa tâbidir ve aza EMEA EE rer birer, hâpislerin atladığını görmüş” ve elindeki. mavzeri kendilerine | teşhir etmiş ise de makanizma ateş almamış ve bu suretle bu şerirler, Arap” firm sokağına fırlamış gitmişlerdir. Yalnız Kuşadalı Hasan yus karıdan atlarken yaralanmış ve kaçmağa muvaffak olamıyarak yakalanmış ve derhal “hapisha- neye getirilmişti. Hapishaneden muhacir İbra- him ve arap Süleymanın firar ettikleri haberi yıldırım gibi işi- dilmiş ve seri vasıtalarla bir çok takayyüt yapılmıştı. Yakalanan Hasan hepishane- ye getirildiği zaman (su döke- ceğim) demiş tekrar kendisinden şüphelenilerek üzeri aranmış bir arşın boyunda bir şiş çıkmıştı Hasanın maksadı helâya “gidip üzerindeki şişi atmak olduğunda hiç şüphe yoktu. Hapishanenin en azılı ele- manlarının; gündüz denebilecek bir saatte yani ezan vaktinde rar etmeleri çok calibi “dikkat hâdiseye ş ve ge- gündüzlü;tahkikat yapilirken firarilerin derdesti için de, muk- tazi tedabir alınmıştı. Firarın ikinci günü Aydınlı Mustafa Buca taraflarında yâka- Yı ele vererek tekrar hapisha- neye getirildi ve isticvabı yapıl- dı. Daha geçen gün - hastanede vefat eden bu katil, hapishane- deki firar hâdisesinin en büyük amili muhacir İbrahim olduğunu Firardan üç dört gün sonra Arap Süleyman ve muhacir İb- rahim de yakalanmış ve Muhar- rem de İstanbulda tabanca, sa- tarken derdes olunmuştur. Bu firarilerin o hapishanede bir dakika durdurulmaları doğru olamazdı. Muhacir — İbrahim ve arap Süleyman; Kuşadalı İbra- i,İhim; Ankara hapishanesine ve Muharrem ile Mustafadan -baş- kası muhtelif hapishanelere gön- derilmişti Muhacir İbrahim «ele avuca yan bir şerirdir. Ankara apishanesine gittikten sonra, orada da rahat durmamiş; ve kamalar, bıçaklar | getirtmiye başlamış, ve oradan da başka mahalle kaldırılmıştı. Fakat firar hâdisesinden do- layi Ankarada tahkikatı devam eden muhacir İbrahim . tekrar Ankara hapishanesine getirilmiş bu defa münferide atılmıştı. Bu şerirler de Ankarada par ticilik: çıkarmışlar ve aldığımız bir habere göre son zamanlar- da Ankarada Hasan o pehlivan isminde bir mahkümu yaralamış- lardır.. Muhacir İbrahimin arka- daşlarından — birine gönderdiği bir mektupta son yaptığı hadi- seleri anlatmaktadır. SerbesCumhuriye Telefon numarası - 2697 Telgraf adresi - İzmir Serbes) vii i Abone şeraiti Senelik: — 10 lira Altı aylık: 6 lira Ecnebi memleketler. için: Senelil 25 lira Birinci sayfa: i teshilât gösterilir. barakada mevcuttur. Bu nöbet- çi hapishanenin teraçasından bi- İHTAR: Abone ve ilân etleri bilâistisna indir. tetkikler |

Bu sayıdan diğer sayfalar: