16 Aralık 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Aralık 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zararları Medeniyet merdiveninden yu- karı atılan her adım insanları bazı nahoş neticelerle karşılaş- triyor: en büyük fen ihtiraları ve keşifler bile hoşa gitmez ne- ticeler doğurmaktan geri kalmı- yor. İnsan her medenileşişte es- kisinden biraz daha temiz ve biraz daha fazla gürültücü olu- yor. Amerikanın tıp mekteplerin- den birinde tanınmış bir profe- sör olan Dr. Bechem bu mevzu etrafında verdiği bir konferansta her büyük kâşifin muhteriin in-| sanların elinden ecdadının daha sıhhi ve daha sâlim itiyatların- dan bir kismini aldığını söyle- miştir, Ateşin © keşfi © insanın en küyük zaferlerinden biri olarak tanınır, çünki ancak ateş sayesin- dedir ki bugünki makine devrini meydana getirmiş bulunuyoruz. Ateş en büyük temizleyicidir, bütün mikropları öldürür. Fa- kat insanlar ateşi o kadar zale uğratmıştırlar ki, bu büyük temizleyici en büyük kir- letici haline . gelmiştir. En çok yaşayan adamların dağlık arazi sakinleri olduğu tahakkuk etmiştir. Buna hayret etmemek lâzimdır. Çünki dağ- ların havası temizdir, o büyük şehirlerin havasında ise beher mil . murabbaıda 3 bin tona yakın toz; ve pislik olduğu tec- rübe ile bulunmuştur. Şikago sihhiye heyeti her sene © şehir vefiyatının “altıda birinin hava- nin inden olduğunu ilân etmiştir. Filhakika bazi yerlerde dumanın hava; verdiği . asid sülfürik elbiseleri eskitmektedir. Kumaşı parçılayan bu hava bu- run, buğaz ve ciğerlerin. ince ensice ve damarlarına ne. yap- maz, Ateşin insanlar “için yaptığı ilk yiyeceklerin pişirilmesi imkâ nını vermek ve bu suretle yiye- ceklerin vitaminlerinin bir kıs- mını kaybetmez, insanların diş- lerinin bozulmasına, barsakları- nın faaliyetini kaybetmesine se- bep olmasıdır. Gene keşifler ve ihtiralar insanların koklama hassasını da zayıflatmaktadır. Medeni hayat o kadar çok kokularla doludur ki insanin bunlara alışan burnu artık sert kokuları bile güçlükle duymaktadır. » Halbuki insanın kendini çok. tehlikelerden korunmak için malik olduğu en kıymetli vasıta burundur. Eskiden insanlar açık havada ve gün ışığında çalışırlardı, çün- kü yegâne ışık güneş aydınlığı idi, cam güneşin en faydalı zı- yalarının önüne set çekti ve pet- rol lambası, havagazı ve elektrik insanı güneş ışığından büsbütün uzaklaştırdı. Bugün insan tayya re ile semanin en lekesiz temiz- liklerine bile çıktığı halde camlı bir kutu içinde pis hava tenef füs ediyor. Sokakta insanlar daimi bir kül, kurum ve toz yağmuru al- tında teneffüs ediyor, . fabrika, müessese o ve evlerin bacaları daima havaya muzır dumanlar püskürüyor. Otomobillerin ben- zin kokusu sokakları dolduruyor. Dr. Blachemin kanaatince insanların ihtira ettikleri bütün seyler arasında en zararlı elbi- selerdir. Biz yalnız ihtirazlarımızla pis jik neşretmekle kalmıyoruz, faz- la sicak odalarda ve ağır elbi seler içinde mahpus vücutları- mızla da ecdadımızdan çok fazla Pislik nşrediyoruz. nsan vücudunun e hararetini er ile tanzim edeli bir hayvan- Medeniyet hayattır Medeniyetin faydası kadar da vardır ılarda olduğu çıplak ve ya iç çamaşırı eymeden © üzerlerine hafif ve bol elbiseler geyseydi- ler pek az bir terle en | sicak da bile vücutlarının ha- ahatça tanzim edebi- lirlerdi Vücut böyle serbest ve ha- yaya maruz olduğu zaman ter hamizıdır, hamız olan bir ter de ise mikroplar kolayca yerleşip goğalmazlar. Halbuki vücut ser- bestçe hava almıyacak şekilde elbiselerle kaplı olursa vücut hararetini azaltmak için otoma- tik olarak çok mıkdarda ter bo- şandırır. Fakat buna rağmen el- biseler. vücudun serinlemesine mani olur. Fazla mıkdard. şanan ter vücut üzerinde birikir ve hamızını kaybeder, kalevile- şir, kalevi bir muhitte ise mik- roplar kolayca yerleşir ve çoğa- lir. Bunun içindir ki bir çok mik- robüh deri hastalıkları terin en çok toplandığı koltuk altlarında ayak parmakları arasında ve ta- banda kendini gösterir. Her gün banyo yapmak bile kiri a cak muvakkaten temizler hal temizlik ancak daimi surette saf havada banyo etmekle kabil olur. Bu günkü elbiselerimiz in- sanların yayri sıhhi olarak ya- pabilecekleri en * mükemmel şeydir. Muayyen bir hat dahilinde vücudun arasıra üşümesi faydalı hayat verici bir şeydir. Hatta rüzgâra ve hararet tebeddülle, ne maruz kalmak ta zannedil kadar korkulacak bir şey değ dir. Hatta bu, vücudu bu tebeddüllere karşı koymak içi faaliyete geçmeğe icbar etti için âsâp ve deveran cümleleri için mükemmel bir idmandır. Meselâ bunun içindir ki Avrupa mın ve Amerikanın şimalinde yaşiyan kavimler daha faaldirler. Bittabi soğuk almaktan ko- runmak için elbise giymek, o- daları ısıtmak lâzımdır. Fakat şu da muhakkaktır ki bugün el- biselerimiz çok' kalın've' çok bi- çimsizdir, — odalarımız da lüzü- mundan . çok fazla ısıtılmakta- dır. Erkeklerin bugühkü elbise: leri 31 derece santigrat bir ha- raret ve yüzde 70 nisbetinde bir rutubet vücuda getirmektedir. Yazın bu rakamlar bittabi çok daha fazla yükselmektedir. Ka- dınların elbiseleri erkeklerinkine nisbetle daha çok makuldur. Bundan başka bilhassa yün elbiselerimizin lâyikile temizlen- mesine de imkân yoktur; * Esva- bumız lekelendiği zaman lekeciye| götürüyoruz. ve ıslatılmadan te- mizlenmesini istiyoruz. o Kuru olarak temizlenen elbisede leke gözükmiyor. Fakat bütün kir kumaşın içine işliyor bir taraf- tan da terimiz içeriden kumaşa geçerek: kirletiyor. Bu © suretle bir sene giyilen bir elbise her ürlü tasavvurun fevkinde bir kir yuvası oluyor. Yapılan: tet- kikler göstermiştir ki erkekle- rin elbiselerinin en aşağı hafta- da bir sıcak su ve sabunla yı: kanması lâzımdır. Belki eski insanlar da zahi- ren temiz değildiler; fakat on- lar sıhhatlerini haya ile ve so- guk ile daha ziyade temasta bulundukları için koruyabiliyor- lardı. Onlar soğukta oturur ve geceleri çıplak yatarlardı, ve teneffüs ettikleri hava temizdi. lerinden biri de gürültüdür. De- nebilir ki bir şehrin medeni ol- Teşkilater meb'uslarm muvaffak olamıya- cakları anlaşılıyor Halk fırkasının. teşkilâtını yapmak üzere dünkü Denizli trenile Vasıf ve Celâl beyler Aydına geldiler, her yerde ol- duğu gibi bilhassa Aydında de- rin bir inkisarı hayal içinde kal- dılar, : Halk fırkasının Aydın muhi- tindeki menfi tesirini tadil ede- bilecek ilâhi bir kudret doğur- mak ve bunu yaşatmak imkânı olmadığını en az bir zaman içinde de tamamen. anlayacakla- rına hiç şühem yoktur. Bugün © pazarda © toplanan Aydın köylüleri ve şehirlilerinin fakruzarueretinin ifadesi olan giyiniş tarzlarını yakından göre- cekler ve millet meclisi : körsü- sünden irat ettikleri 'nutkun manasını daha kuvvetle anlıya- caklardır. Halk fırkası bugünkü proğ-| ramında kat'i bir tadilât- yap- madıkça millet hâkimiyetini ve serbestisini şimdiye kadar yap- dıkları gibi inhisar'altına aldık- ça kendi. fırkalarının. payidar olmasına imkân görülemez. Eski bozuk teşkilât n. yeni- in — hatalarını itiraf ederlerken bu. mühim noktaya da işaret etmeleri lâzımdır. Aydında Halk fırkası teşki- ine mefsuh Serbes fırki nin uzuvlarından bir ferdin dal alınamıyacağın tahmin etmek güç birşey değildir. Milletin iktisadi buhranına herşeyden evel bir çare düşün- mek (firkalarını teşkilden evel) filiyatla milletin en mübrem il tiyaçlarinı temin etmek, bu 8 retle memleket hesabına daha samimi bir tarzı hareket takip etmek mecburiyetinde oldukları- Bı hatırlatmak isteriz. Dr. ETEM VESAF Ucuz Dikiş SON MODA ELbiSE «15» LIRA Yenikavaflar --Şirket bulvarı (AHMET SAKİ ) Terzihanesi , N. 45 (16) sanlari ya her dakika dikkate davet ederler. Bu gürültüler in sânın âsâp Ve vücudu üzerinde çok fena tesirleri yardır. Bunlar sinir ve kalp hastalıklarına sez bep olurlar. Bu gürültüler evle re bile girdiği cihetle O medeni bir şehirde insanın tam bir süs küna mazhar olması imkânı kak mamıştır. Bir çok şehirlerde gü- rültülerin hiç olmazse; evlere girmemesi için tedbirler”; alın- mıştır. i Medeniyetin diğer bir zârari- da birçok kolaylık makineleri yaparak insanların adelelerini kullanmak ihtiyacını azaltması" dır. Halbuki vücudun sıhhatini in adele- lerini kullanması lâzımdır. Bugün fenni malimatımız pek çoktur, fakat bilgimiz tam ma- yoruz. Bugün insanların muhtaç olduğu şey fenni bilgilerini ve bugünkü medeniyet imkânların da başka türlü bir tarzda kullan- maktır. ge ELHAMRA i. Milli Kütüp- hane sinemasında SERSERİ KIRAL Filmini görenler, bu eserin şimdiye kadar gösterilen fi- limlerin en mükemmeli olduğunu müttefikan söylüyorlar. Bugün saat: 12,45-2,45-5 - 7,15 ve 9,30 Seanslarında sehhar JANET MAKDONALD dr. Eğer insanlar eski yunan-! duğü Trenler, vapurlar, otramvâylar, arabalar, otomobiller, motobüsler ile sevimli DENNİS KiNGi alkışlamağa şitap ediniz Karısını Tskandığından boğmak istiyordu Bucada Özdemir sokağında bir aile faciası olmuştur. Elli Yaşlarında bulunan Doryanlı Ha- san oğlu İbrahim efendi 25 yaş- larında genç bir kadınla evli bulunuyor. Çoktanberi karısından şüphe eden, onu pek fazla kıs- kanan Hasan oğlu İbrahim efen- di her gün zevcesi Nazmiye! hanımla bir kavga sebebi | bul- makta idi. Nazmiye hanım geçim- ten, kocasının şüphelerinden usanmıştı. İbrahim efendi ise genç karısının taravetini muha- faza etmesinden müşteki komsu- daki gençlerin nazarı dikkatleri- ni celbetmesinden müşteki görü yordu. Her günkü suallerine, ihtar- ilarına karşı zevcesinin aksı ce- İvapları da kıskançlığını körük- lemekte idi. Nihayet gece karı- sından İntikam veriyor. Geç vakit Nazmiye h nımın uykuda olmasından ist fade ederek yateğından kalk- mış, ve tedarik ettiği bir urgat karisının buğazına geçirerek onu boğmağa teşebbüs etmiştir. İb- rahim kininin şiddetile kolları arasında çırpınan kadını boğ- mağa çalışırken Nazmiye hanım da son kuvvetini sarfederek lümden kurtulmak istiyor, istim- dat ediyordu. Bu acı feryatları işiderek © yetişen & komşulardan Abdullah! ? efendi. kilitli bulu- nan kapıyı açtıramayınca ha- vaya on el silâh atarak ma- halle bekçisinin ve polislerin yardımlarını temin etmiştir. Kapı kırılarak açılmış, bitap bir halde bulunan kadın ölümden kurta- rılmıştır. İbrahim , efendi. tevkif edilmiştir. Moiz kızı -alda- fınca soluğu E- dirnede almış Moiz İsminde bir Musevi genci çoktanberi tanıdığı Mati da isminde “genç bir kızı va izdivaç ile iğfal ederek biri izale etmiş, sonra kızdan yüz irmiştir.. Matilda Moizin ken- ını “© anlayınca adliyeye * müracaatta * bulunmuş- tur. Sininin küçüklüğü hasebi mütecaviz hakkında (takibat başlanmıştır. “Moiz İzmirden E- dirneye: firar. ettiğinden orada tevkif olunarak şehrimize gön- derilmiştir. Üçüncü istintak da- iresinde isticvap olunmuştur, «Moiz iğfal * ettiği kızın 250 payasıtir da dolandırmıştı. di kendisine atfedilen suç- lârı inkâr etmektedir. Şahitler istima edilmektedir. Tramvay kazası Bir zavallı yaralandı Sabah Salhane caddesinde gitmekte olan Ka Mehmet Vatman. Cemal efendinin idare- sinde bulunan Tramvay araba- sına çarparak başından hafif surette yaralanmıştır. o Vatman tramvayı vaktinde tevkif ettiği cihetle daha feci bir kazanın önüne geçilmiştir. Yaralı hasta- neye kaldırılmış, zabıta tahki- kata vaziyet etmişti almıya karar) nema P Her sene olduğu gibi bu sene de Amerikada ' senenin en iyi filmi müsabakası © yapılmiş) ve bir çok sinema meraklıları" nın iştirakile 1929 senesinde yapılmış olan filimlerin en gü- zeli seçilmiştir. Bu müsabaka her sene Amerikanın maruf si-| nema mecmualarından biri tara- fından yapılır; ve mecmua mü- sabakada kazanan filmi imal etmiş olan filim şirketine © bir madalya verir, Bu sene bu şerefi Disraeli filmile Varner biraderler şirketi kazanmıştır. . Hatırdadır ki Varnerler sesli sinemanın mucididirler. Bu müsabaka on sene evel bu mecmua tarafından tesis €- dilmiş ve her sene bütün Ame- rikada büyük bir alâka ile takip edilmiştir. Fakat bu senenin mü- sabakası geçen on tanesine nis- betle çok daha enteresan ol muştur; çünki madalyayı sinema tarihinde ilk defa olmak üzere bir sesli film kazanmıştır. Sinema seyircileri müsabakalarda olduğu gibi evvelki bu tiğinde hemen ittifak etmişlerdir. “Disraeli,, büyük bir impara- torluğun bir çok gürül! ırdılı ve debdebeli işlerini bi tün azametile göstermesine rağ- men daha ziyade hissi bir filimdir. Vak'a esas itibarile mukte- dir bir başvekilin ince bir kâti- besine olan aşkı. etrafında dö- ner. Yaşlı Lord Beoconsficiat ile maşukasının arasında geçen bir aşk hayatı ; filmin. esasiai teşkil eder. Bu.nefis filmin bü- tün muvaffakıyetini gösterdiği hislerdeki : sadelik, derinlik ve samimiyete iptina eder. Filmin o kendisine gelince, Varner biraderler dan direktör Al- fred Gvenin idaresi altında ya- pılmış ve ilk defa Nev Yorkta gösterilmiştir. Daha ilk gösterilişinde film büyük bir rağbet görmüş ve ge- rek sanat ve gerek ticaret ba- kımından tam bir muvaffakiyet göstermiştir. Bu filmde yıldız rolünü ya- pan meşhur İngiliz aktörü Geor- ge Arlistır. George Arlis evelce sessiz filmde oynamış fakat mu- vaffak olmamıştır. Sesli filmde ise tiyatroda malik bulunduğu büyük şöhreti gi bırakmış- tar, .Bn filmde Georgt Arlis, zev, cesi Florence Arliss, Jean Ben- nett, Antory, David Torrence, Yvon Simpson ve Doris Lloyd refakat etmiştirler. Harold. Lloyd elli arkadaşile beraber Havayi adalarının mer- kezi olan Hanoluluya gelerek vapuru içinde yeni bir film çe- virmeğe başlamıştır. Mololo ismindeki vapur tam bir sinema stüdyosuna çevrilmiş- tır. Büyük Okyanusun en karan- lik gecesini hattı üstüvanın en aydınlık — gündüzüne çevirmek için kâfi gelecek elektrik terti- batı götürülmüştür. Hollyvoodun en mükemmel bir stüdyosunda ne varsa Mololo vapurunda da onlar aynen mevcuttur, Büyük güldürücü havayi denizlerini Hol- Iyvood stüdyolarında taklit et- mektense seyyar.bir stüdyoyu oraya götürerek filmini hakiki etmiştir. Bütün vapur güneş ziyasını taklit eden muazzam arka lam- baları, stüdyo eşyası ile dolu- dur. Bir de sesli filim vagonu filimlerden | bir sahnede çevirmeği tercih ayitahtm. Son haberler tertibatını idare ile muvazzaftır. Bir yarım düzüne. elektirikçi de lâmbaları yakmaktadır. Bu filim- de Lloyd kadın yıldız olarak Barbaro Kent refakat etmek tedir. Pariste ortaya atılan yeni bir moda Hollyvood yıldızlarını ikis ye ayırmıştır. Bu moda gece el- bisesile banyo. elbisesinin birleş- tirilmesi ve şeffaf eteklerden bacakların gösterilmesidir. Yani elbise yukarı kısmı dekolta bir gece elbisesi, alt kısmi ise bir deniz mayosu üzerinde şefaf bir etektir. Bu yeni moda bir çok yıl- dızların pek hoşuna gitmiştir. Modanın © taraftarları arasında başta Clara Bov, Kar Francis ve Nancy Caroll gelmektedir. Ruth Clattertön; Mary Brian ve June Collyer ise bu bacak gösterme modasının aleyhindedirler. İster köylü, ister prenses ol- sun — hangisi olduğunu daha İsok kişi bilmiyor — Lily Damita sinema payıtahtinda tamamile orjinal bir mevki yapmıştı Lily Damita bir alev, bir cı- vadır. Hollyvood'ta ele avuca İsiğmaz birçok yıldızlar vardı Fakat ciddiyet itibarile Lily Da- mita en ağır başlı yıldızlara bile üstündür. Çok çalışmak onun (değiş- İmez hususiyetlerinden | biridir. İOnun muvaffakıyetini kolay ka- zandığı zannedilebilir, fakat bu muvaffakıyetin arkasında haya- tın vurduğu darbelerle çelikle- şen bir azım, ve ber darbeye karşı gelen irade vardır. Holiyvoda pek çok. ve çok büyük yabanci aktör ve aktris- ler gitmişler ve — dönmüşlerdir. Lily Damita iki sene evvel; bir kelime İngilizçe bilmeden gitmiş ve iik iş olarak günde sekiz t ingilizçe, hitabet, se5, ta- ganni, dans ve beden terbiyesi dersi almağa başlamıştır. Bu dersleri almak ve hazırlamak onun günlerini uzatmış (fakat Lily hiç bir emek (karşısında yılmamıştır. Lily Damita hâlâ Hollyvoodta esrarengiz bir kadındır. onun bir hademe ile senli benli konuştuğunu, bir fotoğrafçı ya- gile dansettiğini görürsünüz, Bir saat sonra bakarsınız ki per- denin en yüksek yıldızına başını çeviriveriyor. Fakat Lily ne yapıyorsa mut- lak bir sebebi vardır, ve bu se- bebi o her zaman söylemez. Bir Amerikalı ile evlenmek niyetindedi, fakat aktör olmı- yan bir Amerikalı ile... Hollyvoodun en güzel kadın: ları arasındadır. Bilhassa onun kadar güzel ve uzun saçı, olan bir yıldız daha yoktur. Fkseriya saçı çözük olarak. dolaşır. Gözleri yeşil kurşunidir ve şark kadını gözüne benzer, “Bir diş macunu ilânı için onun diş- lerinden daha güzeli güç bulu- lunur. Sabık Alman veliahıtının oğlu prens Louis Ferdinand ve İngil- tere kıralının oğlu prens Georg arkadaşlarıdır. Memleketi olan Pariste “Pa- ris Bebeği, diye anılır. İspanya- da “La Mita,, (Mini mini hanım) derler; çünki boyu ancak 157 ve kilosu 52 dir. Yirmi dördüne yeni basmıştır. Hileli iflâs Hüseyin Avni efendinin mühakemesi Hileli iflâstan maznun Hüse- yin Ayni efendinin ağır cezada muhakemesi devam etti. İddia yapurun ön güvertesine makamı ( mâznunun. tecziyesini İyerleştirilmiştir. Altı sinemalistedi. Müdafaanın istimal için alıcı — vardır. Altı kişide ses £ muhakeme talik edildi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: