21 Mayıs 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

21 Mayıs 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a rini, yıkımlarını bir daha halırla- mağa başlayinca korkulu rüyaya düştilm sanıyorum! Amau uysn&- yım diyorum, Fakat uyanıpta bun- dan dimağı kurtarmak kabil değil ki... İşte ben böyle üzülüb ve ezilib durürken «İstiklâl» den Şshabed- din Uzunkaya adlı bir genç geldi ve bans”: — Tiyatro anketi yapmak iy- tiyoruz. Dedi; çok sevindim. Muharebe- nin akla ve kafaya sığmıyan ve in- sanlığı kökünden kazımak ister gibi her gün yeni kara dumanlar savuran acı şeyleri düşünmekten, bu sevim- li genç beni kurtardı. Uzun müd- det konuştuk. Bakınız kendiği bu- nu gazetesinde nasıl anlatıyor : “. «Bizde edebi bir mektep kuran ve bugünün edebi şöhretlerinden bir çoğunu yetiştiren, en.eski mec- muamız (Servetifünun - Uyanış)ın kütülphanesindeyim, Bitratıma göz atiyorum : Duvarlar bütün Servetifünun- cuların gençlik resimleriyle aüslen- miş... Şurada burada eski günleri hatırlatan muhtelif eşyalar... Mec- muş koleksiyonları... Kitaplar, ki- taplar... Karşımda, bu hatıralarla bağ başa yaşayan, Servetifünun kuru- onsu üstad Ahmet İhsan Tokgöz bulunuyor. O benim resimlere bak- tağımı görünce, dedi &i; — Burada her arkadaşımızın ayrı bir hetirası vardır. Halid Ziyanın gençliğinde bana gön- derdiği bir kartı bile saklıyorum. Üstad, cebinden bir kartvizit çıkardı; bana gösterdi: Bu kartvi- giti, Halid Ziyanın, Servetifünunda ilk yaşisını neşretmek için Ahmet İhaan'a 51 yıl önce yazdığı birkaç satırı taşıyordu. s Matbuatımiızın bu en eski meneu- bu, mebus Ahmet İhsan'ı Tiyatro anketimiz için görmeğe gelmiştim. Muhterem üstad biraz rahatsız olmasına ragmen, benimle konuş- meyi kabul etmişti. Bunun için, kendisini fazla sıkmamak düşün- - cesiyle hemen sordum : — Bizde (Milli tiyatro anlayışı) var mıdır? O, evet der gibi bağını salladı: — Elbette vardır. Bu anlayış bizde Namık Kemalin piyealeriyle başlamıştır. Ben de, 1881 yılında, Şam şehrine gelen bir tiyatro heye- tinin oynadığı (Zavallı Çocuk) eseri- le milli tiyatro seyretmek zevkini tattim, Mithat Paşa orada hazır- dı, Gerçi tiyatrodan evvel, birçok incelikleriyle, yabana atılacak bir san'at olmıyan Karagöz ve orta- oyunu Türkler milli duyguyu du- yuyordu. Fakst bu tiyatrodan ayrı bir şeydir. Fikrimee, bir;tiyatro mil- lifolabilmek için düşüncesi, oynadı- ğı piyeslerin ruhu milli olmalıdır; yoksa tiyatro tekniği her yerde birdir. ; — Şehir Tiyatrosu hakkında ne düşünüyorsunuz ? — Doğrusunu isterseniz ben reş- miellele kurulan bu nevi te- şebbüsleri sevemiyorum. Bu gibi müesseselerde» bir idealist kafaaile iş görülmesi icabederken, bir memur kafasiyle hareket edili- yorl Bunun için Şehir tiyatrosunun başına geçecekler, tam milliyetçi ve tam idealist olmalıdır. Ayrıca, yüksek bilgili ve tecrübeli kimsç- lerden, kıymetlerini iyi ölçmek şartiyle, bir edebi heyet kurulmalı, oşniyacak piyesleri bu adamlar seçmelidir.. İşte yeni eserler meydanda: Pi- yep olsun, roman olsun bepsi ya aşktan, ya kocasını aldatan kadın- lardan, ya da ilk gördüğü delikan- lının kucağına atılan toy kızlardan a le / gi 0 MM Z PA ie w be rm b (e kei İ ; Si ie —ww Çil İn yfa- 1! ri Üstad Halid Ziya'nın Başmuharririmize gönderdiği kart (1891) 2 — Servetifünun — 2587 bahsediyor. Böyle mevzular arıyor- lar oküyorlar diye muharrirler de çala kalem bu kitapları yazıyorlar. Kimse şanlı tarihimizden bir mev- zu çıkarımayi düşünmüyor; hiç biri asıl Anadoluyu ele almak istemiyor. Sorarım &8ize, hakiki bir köy hayatını, köylüleri tam rengiyle, tam ruhu ile gösteren bir eğerimiz var mı? Gene Türk aile hayatını tam mânasiyle bize tanıtan bir €- ser görüyormusunuz ? Buna rağmen ortalıkta bir a- dapte eser bolluğu var. Halbuki adaptasyon usuliyle piyes yazmak, ve bunları oynamak milli mefkü- reçiliği mahvediyor!, Ben, ancak şaheserlerin, iyi bir şekilde terçü- me edilmelerine taraftarım, Fakat her şeyden önce, bizim yüksek ruhlarımızı gösteren milli eserlerin yazılıp, sahneye konmasını bekli- yorum |. — Üstad, bizde böyle milli 6- serler yazılmamasının başka bir se- bebi var mıf — Var. Ba gibi eserleri hak- kiyle takdir etmiyor, korumuyo- ruz, Ssna, demin dejsöylediğim gibi, genç muharrirler memleketimizin tarihini, hayatını tetkik edecek yer- de, bozuk bir muhitin tesiri altın- da kalarak eser kaleme alıyorlar. “w Şnnu da ilâve edeyim ki, bir piyese mevzu bulmak başka iştir, piyesi yazmak başka iştir. Piyese mevzu bulmak için de- rin tetkikat ister. Bunu piyes ha- line sokmak içinde, modern piye- lerin nası! korulduğunu bilmek ister. Üstad Ahmed İbsan bir müd. det sustu. Bunun üzerine ben de yeni bir suale geçtim: — Müstakbel tiyatromuz için temennileriniz nelerdir? O, yavaş yavaş söylemiye bag- 1: — Ben (MilH Tiyatro) nun hü- kümet elile değil, belki hükümet yardımiyle, fakat halkın içinden çıkacak mefkörecilerin gayretile meydana gelmesini istiyorum | Servetifünunun Edebiyati Ce- didesi böyle doğdu ve o zamanin hükümetinden yardım değil tekme yemişti | i Bu gibi işlerde, para kazanmak gayeşinden ziyode, mefküreciliğe doğru koşulursa, hakiki muvaffa- kiyet gösterilebilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: