7 Şubat 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

7 Şubat 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

le SON e — e e mi | gAN parcası Jİ İhtilal, Üçüncü Defa Olarak En Kanlı Şekilde Başlamıştı.. Hakkı Mahfuzdur ,—62— im i Ve E Yanlarında — birkaç mi di İhitilâk bu sure yer vardı. Kirkorla Hacı Nişan| TEM min . — hi gin Eelenleri kapıdan (karşıladı. l vam © et lerinde bombalar ve revol- zarfında, asıl mücrimlerin yeri- verler vardı. Direktörle Maksi- mof merdivenlerde ve koridor- da gördükleri feci manzara- örkmüşlerdi.: o Hristefor, aha evvel direktörün odasına gitmiş, gelenleri odada bekli- Yordu. ime cezayı, birçok zavallı ve | masumlar çekti. Şehirde bu kanlı facia de- vam ederken, sarayda da Sul- tan Hamit, en şedit sinir buh- ranları geçiriyordu. Sarayın aldığı bütün emniyet tertiba- tına rağmen, hünkâr, gene bir tehditname almıştı. Bu da tıpkı ötekine benziyordu. ( Hayal ) imzasını taşıyan bu kâğıt par çasında; gene o (kan dalga- sı) adan bahsediliyordu. Ar- tık, hünkâr anladı ki: Sarayın bir. köşesine sinen gizli bir yılan vardır. Şüphesiz bu yılan, en munis bir maske taşımaktadır. Bunu m Müzakere, (o epeyce uzun Sürdü. Birkaç defa Yıldıza taverler gidip geldi. Sultan Ha- ancak, komitecileri affet- | > iktifa ediyordu. Başka l talep tanımıyordu. Komi- | . er bir araya toplandılar. fu da aralarına al dilar, Son ve hararetli bir kereden sonra, bankayı terketmiye muvafakat ettiler. imof bizzat saraya gide tek komitecilerin bu kararın “zet, Komitecilerden Sivaslı Manuk lerinin etrafını kuşatan ve kendi hayatlarını kurtarmya çalışan askerlerden büsbütün kuşkulandılar. Çocuk ve ihti- yarları, (o Patrikane kilisesine doldurarak tahtı muhafazaya aldılar. Eli silâh tutanları da sokakların geçit yerlerindeki evlere askerin üze- | olsun. rine silâh atmıya başladılar, Arkas var) Tercümanların | Samsunda Spor Şikâyeti Hareketleri peşi Mıntaka Kongresi Aza“ o ğe larını Seçti Buluyorlar e, Samsun, (Hususi) — Burs Tercümanlar kazanç vergi idman, teşkilân. nisbeten sinin fazlalığından (şikâyetçi , Fakat Tağmen en dizler. Bunun geren gün İçeri kalma eyer vk a len dört yüz seyyahı de Samsundur. Hatis na kâfi miktarda tercüman bundan dolayı buraya “Ölü bulunamamıştır. Birçokları be- Mıntaka , ismi verilmişti. 2 kânunusani 93! kg badisenin vahim bir şe- almadan bu suretle netice- | Kamesine Sultan Hamit çok | Dvindi. Şerefaadır. olan iradei Miye mucibince komiteciler | yğmeten refakatinde: ola” m etrafı süvarilerie muhafa- *dilen arabalara bindirildi. nhtımına (indirildi. dan âmire) den gönderi İstimbotla (Mesajeri Mari- *) kampanyasının (Senegal) | r Yapuruna nakledildi. Ve.. komiteci efendiler, yak i OPane Mersanci Şa ümitlerle atıldıkları kanlı p gE geçmek istiyordu. Ta- kurtarabilmek için li j £ 8 ; ; 5 : Mruzdan, Mn mahallelerinin etrafını rle kuşattı. Sopalarla şu vaya buraya koşan halkı dev- "iyelerle toplattı. Fakat bu kanlı facianın hi- "m. durdurmıya O muvaffak olamadı, Ermeniler, mahalle- Tarihi Tefrika No. 26 < “Yazan A. OLUÇ ALİ REİS Kılıç Ali Paşanın Hatıraları —— kadar her çeşit veher renk e kadar alunurdu. Bu korsanlar ne vw giyerlerdi. Bu &- yahni kayafetim bu karman etmişlerdir. bunu başımın kirlenmesine yordum. Fakat elimle başımı ta- raklayınca saçlarımın, diplerinden İ döküldüğünü hayret ve dehşetle gördüm. Başım kel olmiya yüz tutuyordu. Eyvahlar olsun! Bu badise bana her nedense çok tesir etti. Çektiğim «zap ve sıkıntının derecesini şimdi daha iyi anl yordum. Ben böylece düşünürken omzuma bir el dokundu. Başım» çevirdim, baktım: Hasan Kelle; Koca Turgut başka birşey adı, samimi bir eda İle: — Serbessin, dedi, gemide .., rahai K iz ağ ir, k “kıyafetler arasında pek | dedi ki: $u dakikada Torgut reis: karılısmışu. Hiçbirisi benimle ie düşünüyorsun deli” — Korsan olur musun? » a ş Sakiinde bulzar dara kibel | “lann Küpeştye dayadım iel e iye hz t bu teklifi | başladım. İçim garip | çok y Pam. gi aga eziliyordu. o Bununla | gılık şeyler! orümuyordum. Bu mert | © Karşımdaki korsanın benim 'apanın . Adamlar (| bebe e bulundukça | derdimden anlıyacağını hiç zap- adamların arasında Tü İns öler el uratamazlardı. | netmiyordum. Fakat Hasan Kelle de, yad in Ki Teri relsin beni biraz |büyük bir filozof gibi cevap verdi: di Korsan- | soğukça karşılaması tuhafıma yite ! © — İssanlar âciz olanları ezer- e eşi deyen ei 7 ler, kuvretli ölmıya bak, Gört- prkasında bir Franss emil hm? cekin ki bir Türk kalyon re- ütemadiyen kaşımyör,. mele m da iz ies Laik İ isinin karşısında herkes iyiir. £ | Hatta kıralları padişahlar bilet. Kari oOGözile Gördüklerimiz Tasarruf Muamması Nasıl Halledilir? o İktinat ve Tasarruf cemi yetinin tertip ve sena Iptidasında mec eanen tevsi ettiği metbuayı okudum. Bu eser medeni milletlerde olduğu gibi bizde de aileler arasında birer biltçe tanrimine yol o açataktır. o Evlerinde böyle birer bütçesi olan alleler ise açık vermemek İçin şüphesiz tasarruf ve hiç olmazsa iratlarile masrafları arasın- da bir müvazene teminine çalışacaklar. dır. Bu Kibarla cimiyete, bu eseri vö- cuda getirdiğinden dolayı teşekkür edilmelidir. Halkı tasrrufa ve yerli mal kullaamıya teşvik ve tergip için mec | munda darbımeseller, kıymeti) nasihat” lar vardır. Vaktile bir Türk muktesi- dinin söylediği şu sözde © kabil aasihatlerdendir. (Paranı barcetmekten kendini pek sakla, pek. Düşmana (kalırsa kalsin dostu muhtaç olma tek) fakat bence bunlar ka değildir. Halk © arasında tesir yapacak söz değil görgüdür. O darbameseller İf olsun diye söylenir. Ortada bir cebir olmadığı halde kadınlarımızın urtlarından çargaflarını, yüslerinden peşelerini atmaları bu iddi- amın en bariz, en canlı bir delilidi. Bunun sebep ve hikmeti de cinal lâtif ' Şayanı Dikkat Bir Şikâyet Adalar, Haydarpaşa, ve köprü iskeleleri O hamalları sederek İktisat o müdürlüğüne müracaat gi Darülbedayi san'atkârlarından HAZIM BEY mra elini omzuma koydu! — Garip şey, dedi, bir sandal geliyor. Hem de Papanın bayra- gını taşıyor. Hasan Kellenin gösterdiği te- rafa baktım. Hafifçe rengim sa- rardı ve korku İle söyledim: — Beni almıya geliyorlar!.. Hasan Kelle keetele yüzüme baktı; — Ne diyorsun, dedi, seni al- miya mı geliyorlar”? — Evet. — Ne yapmak için? Onlar senin düşmanın değil mi? — Ne mi yapacaklar?.. öldü- recekler. Heriflerin O tersanesini bavaya uçurdum. Beni yaşatırlar m biç? Hasan Kelle çok soğuk kanlı bir tavurla cevap verdi: — İyi, hoş ama, sen şimdi urgul reisin misafirisin. Onun müsaadı el dokunduramaz. (Arkası var) i m olmadan kimse sana | yordu. HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Muharriri: N, Y. BİR DOST Alber Levi Ef.nin yazıhane- sinde İrfanı görünce yeniden dünyaya çıkmış gibi sevindim. Onların tanıştığım bilmiyor- dum. İrfan koşarak boynuma sarıldı : — Vallahi bu tesadüfe ba- ! yıldım. Şimdi sana telgraf çe- cektim, dedi. O sene bağcılık beni mah- vetmişti, Mevsim bidayetinde çok bereketli görünen mahsulü Alber Levi müesseseine “Aliv- re, satarak bir hayli pa- ra çekmiştim. Fakat, hastalık ve dolu, üzümleri harap etti. Bütün sermayemi ka; i başka büyük bir altında kaldım. Levi Ef. tehlikeyi his- seder etmez mahkemeye mü- racaat etti. O senetleri- min vadesini sene daha temdit etmesi için ricaya gel- er Bu, çok zayıf bir ümit- ti. Fakat yapılacak i Fiş çİEE 3 : madı. Bağcılık ya baya beraberce geldik. Evim, eşyalarım kâmilen haczedilmiş- ti. Halk arasında muhtelif dedikodular vardı. İşimde kul- lanarak sefaletten kurtardığım bazı adamlar bile kahvelerde: — Onun böyle olacnğı zaten belli idi. Aldığı parayı işe sarfedeceğine zevkinde, safe- sında i Diyerek aleyhimde garezkâr bir hava uyandırıyorlardı. Elim- de hiçbir şeyin kalmadığı halde kendimi fırsat düşkür- lerinin hücumlarından kurtara- mıyordun. Bir arslk ölümü düşündüm. Fakat ibtirasımın doğurduğu sefuleti çocukla- rıma miras bırakmayı insanlı- ğıma yediremedim. İrfan benden ziyade üzülü- Servetini okadar da- ki o günlerde bana dd bir yardımda bulunma- sına imkân yoktu. Herkesi aldatan zevahire rağmen o da müşkül bir vaziyette idi. Fa- kat, nüfuzunu istimalden de çekinmiyordu. Faydalı gördü. ğümüz bütün teşebbüslere memnuniyetle girişti. Ne ça re ki Levi efendinin inat ve ısrarı bütün mitlerimizi boşa çıkarıyordu. O günlerde Mr sıra dönmesi icap etti. Tees- sür ve ıstırap içinde ayrıldı gitti. * İrfanin (gidişi, © aleybinde yeni birtakım (dedikoduları sebep oldu: Dostluk böyle günde belli ei Ne diye bıraktı — Kendi muhtacı himmet bir dede! Para nerede? * Aradan aylar geçti. Hak- kımda kanuni takibat ilerli- yordu. Alber Levi Efendinin içi ölmüş bi sene sonra — tarafa sallıyarak cevap verdi:* — Onu büsbütün unutsan daha iyi edersin. Vayretle yüzüne baktım. O devam etti: — Mısırdan döndüğü zaman evine gittik. Tanınmış bir avu- kattır, belki sana daha iyi bir iş bulur diye düşünmüştük. Fakat, yüzümüze bile bakmadı. Herkesin yanında: “Rica ederim, © sahtekâr içim bir daha beni rahatsız etmeyin.,, dedi. Eş, dost ya- nında bu sözler okadar ağırıma gitti ki, az kalsın yüreğime inecekti, Üzülürsün diye sönâ yaz- madita. Sonradan öğrendim ki pi yasada kredimi bozan, her yerde — aleyhimde . bulunan, mahkümiyetime (o çalışan o bir dostımuş. * ” Beş senedir önü vie göreceğim geldi, eve: Ri ona bir mektup yazdım: Gil dedim, ben seni daima seves © dostuz. Çünkü Bi yine dostuz. Çün! ben pri hiçbir şey İstemis yorum, hiçbir şey beklemiyor rum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: