13 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

13 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari G özile Gördüklerimiz Yozgatta alimlerle Maarif üdürü © Arasında Bir Hadise... ae şikâyetlerini duyurama- Bazı iasile müteessir olan İvi Muallimler, Maarif müdürü he, Beyle şehir kahvesinde, kaya huzurile şiddeli bir müne- Sa lar, hadise mabkeme- etmiştir. Çocuklarımızın j Nr bileri © arasında cereyan Vi bu hadise bizi müteessir iştir, Yozgat: İmam zade Muammer Bir Mütekait Askerin Alacak Meselesi 4 Bilrmede, Kösebalaban mahallesin- Skeri mütekait Ahmet Kadri B. YAZIY arş SL) numaralı kanun mecibince Mai tabi olmak (Üzere hü- Mey, > 058) ira 075) kuruş alacağım en şubesinin de kaydina İaşe 01929) tarihinde müracaatta um, 7-5-929 tarihi ile cevap a- Sevapta geçmiş senelere alt | ların ancak kanunu mahsusla i ab eceğı bildirildi. dilin De hususta bir karar verilmek Üze- defterdarlığı vasıtasile tekrar el Mi etm, Verilen cevapla mat k ari, hangi senelere ait olduğunun imei bildirildi. Son defa gön- te. tahrirat 24-7-951 tarihinde 737 numara ile gönderilmiştir. ider samandanberi mağdur kaldım. ag oram alamadım. Allkadarlardan man biran) evvel tahakkuk etti rica ediyorum efendim. A. Kadri Sehir Mustafa Ef. Valdesina yay mum harpte Arburnunda Mini Fettah Ef. oğlu ikinci hay im Mustafa Ef. valdesi tara- a, an barp zammı talebi için Selce yapılan müracaata dair | niz gönderilen mektubuna *P alınmıştır. iş Fatih askerlik şubesine müra- la, Sayi istihkakını İstemesi P, o ELİ te usluk Ve Bir Kari Fikri Kinin kimler © olması serdedilen fikirler ara- mal Kurtuluş'ta Direkçibaşı da (86) No.da Behzat B. Kaka göndererek diyor ki: > Ben gazetecilerin meb'us taraftar değilim. Çünkü ğe Bazetecilik, hem de meb'us- bir koltuğa birkaç karpuz N benzer, “$ TAKVİM —3- a, Mat 5 Mart - 931 Kanm125 Rumi 25 - Şubat - 1347 Vakıt-Ezant-Vasati Ne 12.— JS e aç see 10. 24) 4 - Tefrikamız İMNTERYİL O NSELLİF a Ta Vaylt Tefrikamızın Hulâsası üerika sefiri Mister Otis, ini Kantervil'in — şatosunu bir 5 alıyor. Fakat bu şatoda bilgi hortlak vardır. Sefir bunu #i halde, her Amerikalı raketi sevdiği | için bir bortlak almaktan SON POSTA Karilenieii Süğ Fırtınasından Birkaç İntiba Yalçın Kayalara Çarpan Dalgaların iSerpintisi (75) Metre Yükseklikteki Fenerin Camlarını Parçalamıştır Karadenizin coşkun dalgaları Zonguldak mendireğin: aşarlarken Zonguldak, (Hususi) — Bir- kaç günevvel, Zonguldak limanı hatırı sayılır bir fırtına daha geçirdi. Bu fırtına geçenki afet kadar tehlikeli ve tahripkâr olmamakla beraber yine mev- zi bazı hasarat yapmıştır. Bu meyanda mendirek dahilinde demirli bulunan İş bankasına ait bir romorkör, liman içini karıştıran dalgaların tesirile olduğu yerde £ garkolmuştur. Maamafih; büyük fırtına ile bu seferki arasında nisbet ve mu- kayese kabul etmiyecek kadar bariz farklar ovardır. Onun için bazı İstanbul gazetelerinin fırtınanın şiddeti ve dalgaların “48, metre yükselmesi gibi verdikleri haberler yanlış ve mübalâğalıdır. En şiddetli ka- sırgalarda bile ancak (10-12) metreyi bulan dalgalan “48, Zonguldak mendireğine Denizin serpintileri Fenerin camlarını böyle kırdılar metreye kabartan bir fırtındin Karadenizin tarihi henüz kağ detmemiştir. . Geçenki büyük afette, ihti- yar deniz kurtlarının temina- tına göre dalga (8-10) metre çarpan dalgaların deniz tarafından görünüşleri ŞATOSU KORTLAĞ MÜTERCİMİ: Mes'ut Cemil da memnundur ve ailesile be- raber netameli şatoya gidiyor. Birkaç hafta sonra ferağ muamelesi bitmişti ve Otis ailesi mevsim sonuna doğru toya taşınıyordu. Genç kız- ğında, Nevyorkta (53) üncü s0- kakta oturan ve Lükreçya ismile, güzelliğile maruf olan mistres Otis, hâlâ güzel gör leri ve dilber bir kadındı. Vatanla- rından ayrılan birçok Ameri- kalı kadınlar ekseriya müzmin bir hasta manzarası alır ve bu değişmeyi Avrupai kültü- rün işaretlerinden birisi sa” yarlar. Fakat Mistres Otis bu hataya hiçbir vakit düşmedi ve mükemmel bünyesini mu- hafaza etti. Öyle ki, şüphesiz lisan meselesi istisna edilmek şartile, her sahada Amerika kusursuz profili ile ! yükselmiş, fakat bunların yalçın kayalara çarpmasından husule gelen serpinti deniz sathından (15)metre irtifandaki Zonguk dak fenerinin kalın camlarını burdahaş etmiştir. Bartın Boğazı Vilâyet — meclisi O mümlsi, mukavelesi feshedilen Bartın boğan temizleme işi için bu senenin “bütçesine (30,000) lira tahsisat koymuştur. Bu para boğazın birinci kısım temizle- me ameliyatına sarfedilecektir. Meclis aynca “Boğaz resmi, tarifesini tetkik ederek bazı tadilât yapmıştır. Boğazın açıl- ma ameliyesinin başlamasile tatbik edilecek olen bu tarife- ye nazaran manifatura eşyası- nın tonundan (75), bakkali- yeden (20) ve keresteninj met- re, mik'abından (30) kuruş resim alınacaktır. Ahmet ile müşterek ve müsavi oldu- ğumuz hakikatine parlak bir misal oluyordu. Büyük oğulları sarışın, güzel bir delikanlı idi ve annesile babası, şiddetli bir vatanper- verlik buhranı geçirirken onun adını (Vaşington) koymuşlardı. Üç kış mevsimi zarfında (Nev- port ) gazinosunda ( Fransez) danslarını idare etmesi ve hatta Londrada bile fevkalâde bir dansör sayılmasından dolayı hariciye mesleğindeki istidea- dını hakkile ispat etmişti. ? vapacağınız Nasıl Bir Kızla Evleneyim? Seven, Fakat Sevilmi- yen Genç Kız Dünyada bundan büyük fa- da olamaz. (Sevmek güzel, fakat sevilmek daha güzel şeydir. Sevip sevilmemek bir insanın, hayalında tecrübe ede- bileceği en büyük felâkettir. Sevilip — sevmiyen (o adamın vaziyetinde bir zafer ve bir muvaffakiyet gururu sezilir. O memnun ve mes'ultur, Fakat sevip sevilmiyen insan, mağ: lüp ve bedbahtlır. İzzeti nefsi kırılmıştır. Kalbi mıştır. Dün İzmitten Ş. R. rümuzile bir genç kızdan aldığım bu hikâyeyi “dinleyiniz. Bu genç kiz “Size, kalbimi çalan gen- cin hikâyesini yazdım., diyor ve anlatıyor. Bir gün bu gence yolda rasgeliyor. oOGenç, çapkın, mağrur ve kendini beyenmiş bir çocuktur. Kadınlar üzerin- deki omuzafferiyetlerile mağ- rurdur. O, yalnız kalpleri çalıp kaçan bir aşk hırsızdır. Bu genç kıza da geçerken bakı- yor. Gözler buluşuyor. Bu ani telâki kızı sarsıyor. Sonra, erkeğin yoluna düşüyor ve nihayet onunla biran yalnız kalmak imkânını buluyor. Fakat genç, müstehzi ve istihfafkâr, şu cevabı veriyor: — Sizi sevmekliğime imkân yoktur. Bu sözler kızı çıldırtıyor, fakat soğutmuyor, bilâkis bu söz, kalbindeki ateşi üfliyen nefes vazifesini görüyor. Erkek yüz vermemiştir, fakat o hâlâ seviyor. Zavalli çocuk, mağrur olan izzeti rencide eden adam sevilmiye lâyık değildir. Sevda biraz da hürmet ister. Size hürmet etmesini bilmiyen, size hakkınızı vermiyen gence mukabele onu &aibinizden atmak, ismini ağ- zınıza almamaktır. yalız kak nefsini » Mardinden Sudi isminde bir genç yazıyor: “Daimi seyyar bir memurum. 27 yaşımdayım. Sıhkatim mükem- meldir. Sporu severim. Şimdiye kadar hiçbir kadın sevmedim. Fakat kumrallardan hoşlanırım. İçki kullanmam. Evlenmek isti- yorum. Nasıl bir kızla evlenme- mi tavsiye edersiniz?.,, Mademki kumrallardan hoşla- nıyorsunuz, © halde kumral bir kırı tercih etmeniz tabidir. Kum- ral kızlar ekseriyetle kıskavç, asabi, narin, fazla hassas, hayalci olurlar. Ufak şeyden kırılırlar, dalma hüsnü muamele İsterler. Bundan maada alacağınız kızda arıyacağınız şartlar şunlar olma- hdır: Namuslu, dür terbiyeli Kızları Mis ( Virjinya Otis) güzel, berrak, mavi gözlerile yavru bir ceylân gibi narin ve sevimli, on beş yaşında bir kızdı. (Virjinya) dan sonra ikizler geliyordu. Gayet sevimli ço- cuklar ve aile reisi müstesna olmak özere, familya içinde hakiki ve yegâne cümhuri- yetçiler. Kantervil şatosu (Askot) is- tasyonundan sekiz mil uzakta idi. Otis ailesi büyük bir neş'e içinde arabaya yerleştiler. Ha- li ve haftada | bi mimteyza sayfı birden neşeli sahipleri ükâfatlarmı alabiliri, R... Seni düşündüğüm mehtaplı selen emini ii li dünyasına terkediyorum.. Tek tük parlıyan yıldızların sönük renkleri, bana hep seni hatır- latıyor. Fakat, korkuyorum ki, se- mayı kesif bulutlar kapladığı vakit, kalbime de karanlık basacak... Çünkü, o, hayal getesinde gördüğüm gözlerin de bu mehtaplı gecenin reg ini an- dırıyor... Sönük lin ar göz- lerinin ibtiraslı parıltılar... O siyah bulutlar, bir nisyan ile ayrılacak <kalplerimizin bazin ıstırap perdesi... Ah bilsen, seni nekadar çok seviyorum! Tabiatin bü- dön güzelliklerine öşik olan ruhum, senin erkek vakarının hayranıdır.. Bütün genç kızlık gururum ve benliğim senip sevgin karşısında eriyor.. Sev- miye alışmamış bi? kalple, kâinatı sarsacak bir şiddetle seviyorum. Aşkıma, sevgime Mikeyi Yalin. Zire ös "eöni hayatımın sonuna kadar vefa- kâr kollarile saracak... Artık beni anlıyacak seveceksin değil mi? Kalbimden kalbine samimi selâmlar... Stadiye: in e « Çıkan mektup uğuyarakı ve Pe ŞE mutavassıt bir aileye mensup olmasıdır. Bu şeraiti haiz sarışın bir kız sizi mes'ut edebilir. * Şehzadebaşında Âdil Bey: Siz kadınlara düşmansınız. Ka- dınları yalnız süslerini nazar! dikkate alarak sever ve beyenir- siniz. Bir kadında aradığınız va. sf güzel olması, İyi ahçılık ede- bilmesidir. Fakat böyle bir kızla evlenebilirseniz onu mes'ut etmi- ye, ondan uzak yaşamamıya ve hayatınıza onuda teşrike mec- bursunuz. - Onun için daha iyisi, sizi anlıyan ve seven bir kız bu- lanetya kadar bekleviniz. Hanım teyze rikulâde güzel bir temmuz ak» şamı idi ve hava, yakındaki çam ormanlarından gelen ko- ku ile dolmuştu. Arada sırada uzakian tarlakuşunun sesi işi- tiliyordu, parlak o renklerile bir sülün yolun kenarında uza- nan otların üstünde uçuyor, yüksek ağaçların (tepesinden sincaplar merak ve tecessüsle Amerikalılara bakıyor, yabani tavşanlar Obeyaz (kuyrukları havada, otların ve yeşil tepe- ciklerin arasından kaçışıyorlar- dı. ( Arkası var|

Bu sayıdan diğer sayfalar: